ebook img

Julia Quinn - Son Söz Aşkın Bridgerton 3 www.CepSitesi.Net PDF

411 Pages·2017·6.79 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Julia Quinn - Son Söz Aşkın Bridgerton 3 www.CepSitesi.Net

Julia Quinn - Son Söz Aşkın Bridgerton 3 www.CepSitesi.Net 1815 sezonu gayet iyi geçiyor. Gerçi konu başlıldannm Water- loo ve Wellington hakkında olacağı düşünülüyordu ama 1814’te konuşulanlarla bugünküler arasında aslında çok fark yok. Zaten bunlar cemiyetin hiç değişmeyen konulan... Her zamanki gibi, evlilikle ilgili bütün umutlar yine Bridger- ton ailesi üzerinde toplanıyor, özellikle de en büyük bekâr kardeş olan Benedict üzerinde. Benedict'in bir unvam olmasa bile, yakı­ şıklı yüzü, güzel vücudu ve zenginliğiyle bu açığı kolayca kapatı­ yor. Doğrusu, bu yazar pek çok kere hırslı annenin kızı için ,4Bir dükle ya da bir Bridgerlon'la evlenecek” dediğini duydu. Ama Bay Bridgerton sosyal davetlerde sık sık boy gösteren genç hanımlarla ilgilenmiyor gibi görünüyor. Neredeyse her partiye ka­ tılıyor ama henüz kapılan gözetleyip özel birinin içeriye gintıesini beklemekten başka bir yaptığt yok. Acaba... Müstakbel gelinini mi bekliyor? LEYDİ IVHISTLEDOIVN’IN CEM İYET GAZETESİ, 12 TEM M UZ 1815 5 Giriş Herkes Sophic Bcckett’ın bir piç olduğunu biliyordu. Hizmetçilerin tümü biliyordu bunu. Ama küçük Sophic’yi seviyorlardı, onu daha üç yaşında Penwood Parka geldiği anda sevmişlerdi. Kocaman bir paltoya sarıl­ mış küçük bir bohça yağmurlu bir temmuz gecesi kapı eşi­ ğine bırakılmışa. Vc onu sevdikleri için, ona Alana Pen- wood Kontu’nun söylediği kişiymiş gibi davranıyorlardı. Eski bir arkadaşın yetim kalmış kızı. Boş verin Sophie’nin yosun yeşili gözlerinin ve koyu sarı saçlarının Kont’unkilerle tıpanp benzemesini. Boş verin yüzünün şeklinin olağanüstü bir biçimde, Kont’un yakınlarda ölen annesini hanrlatmasmı veya gü­ lümsemesinin Kont’un kızkardcşininkinin tam bir kopya­ sı olmasını. Kimse bunlara dikkat çekerek Sophie’nin duy­ gularım incitmek veya geçimlerini riske atmak istemezdi. Kont, Richaıd Gunningvvorrh, Sophie’den veya köke­ ninden hiç bahsetmiyordu ama Sophic’nin kendi piçi ol­ duğunu biliyor olmalıydı. Ortaya çıktığı o yağmurlu gece yarısı, kâhyanın Sophie’nin cebinde bulduğu mektupta ne yazdığını kimse bilmiyordu çünkü Kont uzun mektubu okuduktan hemen sonra yakmışa. Alevlerin içinde büzülen ve kıvrılan kâğıdı izlemiş, sonra da çocuk odasının yakınında Soplıic için bir oda hazırlanmasını emretmişti. Sophie o zamandan beri orada kalıyordu. Ona Sophia diye sesleniyor, Sophie de ona lordum diyordu ve birbirlerini yılda birkaç kez, Kont Londra'dan eve döndüğü zamanlarda görüyorlardı ki bu pek sık olmazdı Ama belki de en önemlisi, Sophic’nin kendisinin piç olduğunu biîmesiydi. Bunu nasıl bildiğinden tam olarak emin değildi ama biliyordu. Pcnwood Park’a gelmeden önceki hayatına dair birkaç anısı vardı, İngiltere'nin diğer ucuna yapılan uzun araba yolculuğunu, büyükannesini hatırlayabiliyordu. Aşın derecede zayıf görünen yaşlı ka­ dın sürekli öksürüyor ve ona babasıyla yaşamaya gideceği­ ni söylüyordu. Sophie’nin en canlı anısı ise, büyükannesi­ nin, onun içeri alınıp alınmayacağını görmek için çalıların arkasında saklandığını bilerek yağmurda kapı eşiğinde di­ kildiği haliydi. Kont parmaklanın küçük kızın çenesine dokundurmuş, yüzünü ışığa doğru kaldırmış ve o anda ikisi de gerçeği fark etmişlerdi. Herkes Sophic’nin piç olduğunu biliyor ve kimse bu­ nun hakkında konuşmuyordu ama bir yandan da herkes bu sessiz anlaşmadan gerçekten memnun görünüyordu. Ta ki kont evlenmeye karar verene kadar. Sophie haberi duyduğunda bir hayli sevinmişti. Kâhya, Kont’un sekreterinin uşağa, uşağın da kendisine söylediği gibi Kont’un aile babası olacağından dolayı artık Penwood Park’ta daha çok zaman geçirmeyi planladığını söylemişti. Sophie aslında. Korıc olmadığı zamanlar onu özlemezdi. Zaten orada olduğu zamanlarda bile kendisine pek ilgi göstermeyen birisini özlemek zordu. Ara sıra, onu daha H yakından tanısaydı, onu Özleyebileceğim düşünürdü ve eğer onu daha yalandan tanısaydı belki o da bu kadar sık uzaklara gitmeyecekti. Aynca, üst katın hizmetçisi, uşağın komşularının kâhyaya, kâhyanın kendisine söylediği gibi Kont’un müstakbel eşinin iki kızı olduğunu ve Sophic’nin yaşma yakın olduklarını söylemişti. Çocuk odasında yalnız geçen yedi senenin üzerine Sop- hic bu haberi duyduğuna çok memnun olmuştu. Çevre­ deki diğer çocukların aksine, yerel partilere ve aktivitelere hiç davet edilmezdi. Aslında hiç kimse ortaya çıkıp ta ona piç dememişti, bunu söylemek, Sophic’nin, koruması al­ tında bulunan bir çocuk olduğunu açıklamış ve bu konu­ yu bir dalıa hiç açmamış olan Kont’a yalana demekle aynı anlama geliyordu. Ama aynı zamanda, kont Sophie’nin kabulünü hızlan­ dırmak için Önemli hiçbir girişimde bulunmamışa. Ve on yaşına geldiğinde, Sophie’nin en iyi arkadaşları hizmetçi­ ler ve kapı görevlisi, ailesi de kâhya ve uşak olmuştu. Ama artık gerçek anlamda kız kardeşleri olacaktı. Evet, onlara kardeşlerim diyemeyeceğini biliyordu. Kont’un evlatlığı Soplıia Maria Beckett olarak tanıştırıla­ cağım biliyordu, ama onlar kardeşlermiş gibi hissedecek­ lerdi. Ve asıl önemli olan da buydu. Ve bir şubat öğleden sonrası, Sophie kendini, büyük ko­ ridor boyunca sıralanmış hizmetçilerle birlikte beklerken ve pencereden yeni kontesi, iki kızını ve tabii ki Kont’u taşıyan faytonun yolda ilerleyişini İzlerken buldu. “Sence benden hoşlanacak mı?" diye fısıldadı Sophie evin kâhyası Bayan Gibbons’a. “Kont’ım karısını kastedi­ yorum." “Tabii ki senden hoşlanacak yavrum,” diye cevap verdi Bayan Gibboııs. Ama gpzlcrinde, sesindeki kesinlik yoktu. 9 Yeni kontes kocasının gayrimeşru çocuğunun varlığından hoşnut olmayabilirdi. “Kızlarıyla birlikte dersler de alacak mıyım?” “Derslerinizi ayn ayrı almanızın bir manası yok” Sophie düşünceli bir biçimde başını salladı ve ardın­ dan, araç yolundan yukarı çıkan arabayı görünce kıvran- maya başladı. “Geldiler,” diye fısıldadı. Bayan Gibbons, onun başını okşamak için uzandığında Sophie çoktan pencereye koşmuş, suratını adeta cama ya­ pıştırmışa. Faytondan önce Kont indi, ardından içeri uzandı ve iki genç kızın inmesine yardım etti. Aynı siyah paltodan gi­ yinmişlerdi. Birinin saçında pembe, diğerininkinde san kurdele vardı. Sonra iki kız bir kenara çekilince, Kont fay­ tondaki son kişiye yardım etmek için uzandı. Aniden kapıda eli beliren yeni kontesi beklerken Sophic’nin boçızı düğüm düğüm oldu. Minik parmaklan çaprazlandı ve “Lütfen,” diye fısıldadı. Lütfen beni sevmesini sağla. Belki, Kontes onu severse, sonra Kont da onu sevebi­ lir ve bilfiil kızım demese bile ona onlardan biriymiş gibi davranabilir vc gerçek bir aile olabilirlerdi. Soplıie pencereden bakarken, yeni kontes arabadan indi, her hareketi o kadar zarif ve kusursuzdu ki, Sophic’yc, ara sıra bahçedeki kuş banyosuna su sıçratmaya gelen narin tarla kuşunu anımsamış». Kontcs’in şapkası bile uzun bir kuş tüyüyle süslenmişti, bu sert loş güneşinde bile parılda­ yan turkuaz bir tüydü. “Çok güzel,” diye fısıldadı Sophie. Tepkisini ölçmek için Bayan Gibbons’a hızlı bir bakış attı ama kâhya pür dikkat bir halde ayakta duruyor, tanışma faslı için kontun yeni ailesini içeriye getirmesini bekliyordu. 10 Sophie yutkundu, tam olarak nerede durması gerekti­ ğinden emin değildi. Ondan başka herkes işaretli bir yere sahipmiş gibi görünüyordu. Hizmetçiler, uşaktan başlaya­ rak en düşük rütbeli mutfak görevlisine kadar kıdemlerine göre dizilmişlerdi. Köpekler bile saygılı bir biçimde köşe­ de oturuyor, tasmaları bakıcıları tarafından sıkıca tutulu­ yordu. Ama Sophie’nin belirli biryeri yoktu. Eğer sahiden evin kızı olsaydı, yeni kontesi beklerken mürebbiyesi ile birlik­ te duruyor olurdu. Eğer sahiden Kont’un evlatlığı olsaydı gene aynı yerde duruyor olurdu. Fakat Bayan Timmons soğuk algınlığına yakalanmış ve çocuk odasından ayrı­ lıp a^ğıya inmeyi reddetmişti. Hizmetçilerin hiçbiri bir an için bile oha mürebbiyenin gerçekten hasta olduğuna inanmamıştı, önceki gece gayet iyiydi ama kimse onu bu yalanı yüzünden suçlamadı. Ne dc olsa Sophie Kont’un piçiydi ve hiç kimse, onu Kont’un gayrimeşru çocuğu ola­ rak tanıtmak vesilesiyle yeni kontese muhtemel bir haka­ rette bulunan kişi olmak istemiyordu. Vc Sophie’nin Kont’un evlatlığından başka bir şey ol­ duğunu bir anda fark etmemesi için yeni kontes kor veya aptal olmalıydı, ya da kör bir aptal. Birdenbire utangaçlığına yenik düşen Sophie, iki uşak ön kapılan gösterişli hareketlerle açtıklan sırada, bir kö­ şeye büzüştü. Önce iki kız girdi, ardından Kont, Kontes’i içeriye alırken iki kız bir kenara çekildi. Kont, Kontes’i vc kızlannı uşakla ve uşak da onlan hizmetçilerle tanıştırdı. Ve Sophie bekledi. Uşak kapı görevlisini, aşçıyı, kâhyayı, seyisi tanıta. Vc Sophie bekledi. Mutfak hizmetçilerini, üst katın hizmetçilerini, bula­ şıkçıları tanıttı. 11 Ve Sophie bekledi. Vc ardından son olarak adı Rumscy olan uşak, cn aşa­ ğı rütbenin de aşağısında olan hizmetçileri ve yalnızca bir hafta Önce işe alınmış Dulcic adındaki bulaşıkçı kızı tanıt­ tı. Kont başını salladı vc teşekkürlerini mırıldandı, nc yap­ ması gerektiğinden kesinlikle habersiz bir şekilde Sophie hâlâ bekliyordu. Böyle olunca, Sophie boğazını temizledi ve yüzünde gergin bir gülümsemeyle öne doğru bir adım attı. Sophie Kont’la çok fazla zaman geçirmezdi ama Kont Pcmvood Pârk’ı ziyaret ettiği zaman ona kendini gösterir vc Kont da ona birkaç dakikasını ayırır, onu fidanlığa kışkışlamadan önce dersleriyle ilgjli sorular sorardı. Artık evli olsa bile tabii ki hah Sophie’mn derslerinde ilerlemeler var mı bilmek istiyordu. Tabii kİ çoklu kesir­ lerde ustalaşıp ustalaşmadtğmt vc yakın zamanlarda Bayan Timmons'uı Fraıısızcasınm mükemmel olduğunu söyle­ yip söylemediğini bilmek istiyordu. Ama o sırada Kontcs’in kızlarına bir şeyler söylemekle meşguldü vc onu duymadı. Sophie tekrar boğızmı temiz­ ledi, bu sefer daha yüksek bir sesle, “Lordum,” dedi. Sesi istediğinden biraz daha kötü çıkmıştı. Kont döndü. “ Ah, Sophia,” diye mırıldandı. “Koridor­ da olduğunu fark etmedim.1’ Sophic’nin gözleri ışıldadı. Ne de olsa onu görmezden gelmemişti. “Bu kim?” diye sordu Kontes ve daha iyi görebilmek için ileri doğru bir adım attı. “Evlatlığım,” diye cevap verdi Kont. “ Bayan Sophia Bcckctt.” Kontes sorgulayıcı bir bakışla Sophie’yc doğru ilerledi. Sonra gözleri kısıldı. 12 Vc biraz daha kısıldı. “Anlıyorum," dedi. Ve odadaki herkes neyi anladığını hemen anladı. “Rosamund," dedi Kontes, iki kızına dönerek. “Posy, benimle gel." Kızlar derhal annelerinin yanına doğru harekete geç­ tiler. Sophic bulundukları yöne doğru bakıp gülümsedi. Küçük olan d3 ona gülümsedi ama altın sicim rengi saçtan otan büyük kız tıpkı annesi gibi burnunu yukarıya kaldırdı ve keskin bir biçimde uzağa baktı. Sophic yutkundu vc sıcakkanlı kıza tekrar gülümsedi ama bu kez kiiçük kız üst dudağını tereddütlü bir halde ısırdı, ardından da gözlerini odanın zeminine çevirdi. Kontes Sophieyc sırtını döndü ve Kont’a, “Sanıyorum Rosamund ve Posy için lıazırtannuş odalarınız vardır,” dedi. Kont başını salladı. “Çocuk odasının orada. Hemen Sophie’ııin yanında.” Kontes bazı tartışmaların hizmetçilerin Önünde yapıl­ maması gerektiğine karar vermiş olmalıydı ki, uzun bir sessizlikten sonra tek söylediği, “Artık yukanya çıkmak is­ tiyorum,” oldu. Sonra Kont'u vc kızlarını yanma atarak odadan ayrıldı. Sophie merdivenlerden çıkan yeni aileyi izledi ve ar­ dından onlar gözden kaybolunca Bayan Gibbons’a döndü vc sordu. “Sence yukan çıkıp yardım etmeli miyim? Kız­ lara çocuk odasını gösterebilirim.” Bayan Gibbons başını iki yana salladı. “Yorgun görünü­ yorlar,” diye yalan söyledi. “Eminim biraz uykuya ihtiyaç­ ları olacaktır." Sophie kaşlarını çattı. Ona Rosamund’uıı on bir vc 13 Posy’nin on yaşında olduğu söylenmişti. Şüphesiz şeker­ leme yapmak için biraz büyüklerdi. Bayan Gibbons Sophie’nin sırtını okşadı. “Neden be­ nimle gelmiyorsun? Bira2 yardım fena olmaz, üstelik aşçı bana şekerli kurabiyeler yaptığını söyledi. Sanınm hâlâ sı­ caklar." Sophie başıyla onayladı ve onu koridorun çıkışına doğ­ ru takip etti. İki kızı tanımak için akşam bol bol vakti ola­ caktı. Onlara çocuk odasını gösterecek, ardından arkadaş ve çok geçmeden de kardeş gibi olacaklardı. Sophie gülümsedi. Kız kardeşlerinin olması muhteşem olacaktı. Olması gerektiği gibi Sophie ertesi güne kadar Rosa- mund vc Posy vc dolayısıyla Kont ve Kontes ile karşılaş­ madı. Sophie akşam yemeği için salona geldiğinde, sof­ ranın dört değil iki kişi için hazırlanmış olduğunu fark etti ve Bayan Timmons (mucizevî bir şekilde iyileşmişti) Kontcs’in ona Ro&amund vc Posy’nin yolcuklarından do­ layı bu akşam yemek yiyemeyecek kadar yorgun oldukla­ rım söylediğini söyledi. Ama kızlar derslerine girmek zorundaydılar, dolayısıyla ertesi sabah Kontes’i adım adını takip ederek çocuk oda­ sına geldiler. Sophie zaten bir saattir çalışıyordu, güzlerini çok severek çalıştığı aritmetik kitabından yu kan kaldırdı. Kızlara gülümsemedi. Her nedense bu yapılacak cn doğru hareket gibi gelmemişti. “Bayan Timmons," dedi Kontes. Bayan Timmons dizlerini kırarak Kontes’i selamladı. “Leydim," “Kont bana kızlanma sizin ders vereceğinizi söyledi.” “Elimden gelenin en İyisini yapacağım leydim.” Kontes büyük kızı işaret etti, altın saçları ve peygam­ 14

See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.