Jacques Lacan Psikanalizin Dört Temel Kavramı Seminer 11. Kitap METİS / ÖTEKİNİ DİNLEMEK Jacques Lacan PSİKANALİZİN DÖRT TEMEL KAVRAMI Seminer 11. Kitap Jacques Lacan (1901-1981) Paris'te orta sınıf bir ailede dünyaya gelir, ilk ve orta öğrenimini dini bir kurumda görür. Üniversitede tıp okur ve psikiyatride uzmanlaşır. Doktorasını yaparken psikanalize başlar, 1934'te Paris Psikanaliz Derneği'ne üye olur ve ilk evliliğini gerçekleştirir, bu evlilikten 3 çocuğu dünyaya gelir. Bu yıllarda aynı zamanda Alexandre Kojeve'in Hegel seminerlerini takip eder. 1941'de Sylvia Bataille ile yaşadığı evlilik dışı ilişkiden de -uzun süre soyadını veremediği-bir kızı olur. 1950'lerden itibaren Lacan'ın adı psikanaliz çevrelerinde öne çıkar; seansların süresini çeşitlendirmek istemesi ve kısa seanslar yapması nedeniyle Uluslararası Psikanaliz Birliği ile arası açılır ve 1953'te Paris Psikanaliz Derneği'nin başkanlığı görevinden istifa eder. Bu dönemde seminerini Saint-Anne Hastanesi'nde verir. Bir grup meslektaşıyla birlikte kurduğu Fransız Psikanaliz Derneği, Uluslararası Birlik'in onayını alamaması üzerine yaşanan tartışmalarla 1964'te dağılır. Bunun üzerine Lacan Paris Freud Okulu'nu kurar ve seminerini Ecole normale superieure'de, ardından da Sorbonne'da verir. Tek yöneticisi olduğu okulu ölümünden bir yıl önce lağveder. Lacan'ın "eseri" başlıca iki gruba ayrılır: yazılarını topladığı kitapları (Ecrits / Yazılar, 1966 ve Autres Ğcrits /Öteki Yazılar, 2001) ve 26 yıl boyunca verdiği seminerden kitaplaştırılanlar. METİS YAYINLARI Ötekini Dinlemek 22 PSİKANALİZİN DÖRT TEMEL KAVRAMI Seminer 11. Kitap 1964 Jacques Lacan Fransızca Basımı: Le Seminaire Livre XI Les quatre concepts fondamentaux de la psychanalyse, 1964 Editions du Seuil © âditions du Seuil, 1973 © Metis Yayınları, 2011 Çeviri Eser © Nilüfer Erdem, 2013 İlk Basım: Eylül 2013 Yayıma Hazırlayan: Savaş Kılıç, Müge Sökmen Dizi Kapak Tasarımı: Yetkin Başarır Dizgi ve Baskı Öncesi Hazırlık: Metis Yayıncılık Ltd. Baskı ve Cilt: Yaylacık Matbaacılık Ltd. Fatih Sanayi Sitesi No. 12/197-203 Topkapı, İstanbul Tel: 212 5678003 Matbaa Sertifika No: 11931 Metis Yayınları İpek Sokak No. 5, 34433 Beyoğlu İstanbul Tel: 212 2454696 Faks: 212 2454519 e-posta: [email protected] www.metiskitap.com Yayınevi Sertifika No: 10726 ISBN-13: 978-975-342-386-1 Jacques Lacan Psikanalizin Dört Temel Kavramı Seminer 11. Kitap 1964 Yayıma Hazırlayan Jacques-Alain Miller Fransızcadan Çeviren Nilüfer Erdem içindekiler I Aforoz ................................................................................ 7 Bilinçdışı ve Tekrarlama II Freudcu Bilinçdışı ve Bizim Bilinçdışımız .............................. 23 ili Kesinliğin öznesi ............................................................... 35 IV Gösterenler Ağı....................................................................48 V Tukhe ve Automaton...........................................................59 Objet Petit a olarak Bakış Üzerine VI Göz ile Bakış Arasındaki Bölünme.........................................75 VII Anamorfoz..........................................................................87 VIII Çizgi ve Işık..........................................................................99 IX Tablo Nedir?......................................................................113 Aktanm ve Dürtü X Analistin Mevcudiyeti.........................................................131 XI Analiz ve Hakikat ya da Bilinçdışmm Kapanması..................144 XII Gösterenin Resmigeçitlerinde Cinsellik................................157 XIII Dürtünün Parçalarına Ayrılması...........................................170 XIV Kısmi Dürtü ve Çevrimi.......................................................183 XV Aşktan Libidoya..................................................................197 Ötekinin Alanı ve Aktarıma Dönüş XVI Özne ve Öteki: Yabancılaşma.............................................215 XVII Özne ve Öteki (II): Aphanisis..............................................229 XVIII Bildiği Varsayılan Özne, İlk İkili ve İyilik Üzerine..................244 XIX Yorumdan Aktarıma...........................................................258 Sonuç İtibariyle XX Senden de Çok Sende........................................................277 Yayıma Hazırlayanın Notu............................................................291 Sonsöz..........................................................................................293 özet.............................................................................................299 Aforoz Bu hakkı nereden alıyorum? Katıksız güldürü öğesi. Praksis nedir? Bilim ile din arasında. Histerik ve Freud'un arzusu. HANIMLAR, BEYLER, Ecole pratique des Hautes Etudes'ün* altıncı şubesi tarafından bana ayrılan konferanslar dizisinde sizlere psikanalizin temellerinden bahsedeceğim. Bugün sadece bu başlığa nasıl bir anlam vermek istediğimi ve bu anlamı nasıl aktarmayı ümit ettiğimi ifade etmek istiyorum. Ancak öncelikle kendimi takdim etmeliyim (her ne kadar hepi niz olmasa da çoğunuz beni tanıyor olsanız bile) çünkü içinde bu lunduğumuz durum düşünüldüğünde, konuya girmeden önce şu so ruyu sormak yerinde olur gibi geliyor bana: Bu konuda konuşma hakkını nereden alıyorum? Burada sizin karşınızda bu konuda konuşma hakkını, yetkisini, söylenene bakılırsa, on yıl boyunca psikanalistlere hitaben seminer adı verilen çalışmayı yapmış olmamdan alıyorum. Bazılarınızın bil diği gibi, psikanaliz cemiyeti olarak anılan kurum içinde, dahası ba na tam da böyle bir seminer yapma görevini vermiş olan kurum * Ecole pratique des Hautes Etudes (Uygulamalı Yüksek Öğrenim Okulu): Fran sa'nın önde gelen yüksek öğrenim ve araştırma kurumlanndan biri. Günümüzde üç kısım ve üç enstitüden oluşmaktadır. Metinde bahsi geçen altıncı şube 1975 yılında kurumdan aynlarak Ecole des Hautes Etudes en Sciences Sociales'e (Sosyal Bilim ler Yüksek Öğrenim Okulu'na) dönüştürülmüştür, -ç.n. PSİKANALİZİN DÖRT TEMEL KAVRAMI I 8 içinde meydana gelen olaylardan dolayı, hakikaten hayatımı ada mış olduğum bu görevden çekildim. Bu konudaki ehliyetimin aynı görevi başka yerde ifa etmeme mani olacak şekilde tartışılır hale gelmediği de iddia edilebilir. Ben gene de bu soruyu şimdilik askıya alıyorum. Eğer bugün verdiğim eğitimi —şu kadarım söyleyeyim— sürdürme imkânına sahipsem, yeni bir evre gibi görünen bu dönemi başlatmadan önce, Hautes Etudes'ün bana bu görevi veren bölümünün başkanı Sayın Femand Braudel'e teşekkürü borç bildiğimi söylemekle işe başlamalıyım. Saym Braudel'in bir manisi vardı, bu yüzden kendisine saygılarımı sunduğum şu anda burada bulunamayacağını üzülerek bildirdi; ver diğim eğitim yüzünden içine düşmüş bulunduğum tatsız duruma sırf sesim kesilmesin diye, bu şekilde çare olmakla gösterdiği asaleti de saygıyla anıyorum — ki aslında bu eğitimin sadece tarzını ve ününü duymuşluğu vardır, o kadar. Benim durumumdaki birine, bir mülte ciye kucak açıldığında en uygun düşen söz, asalet gerçekten de. Kendisinin derhal imdadıma koşmasmda, dostum Claude Levi- Strauss'un uyarısının payı var; ki bu dostumu da bugün burada gör mekten dolayı çok mutluyum. Onun çalışmasıyla alışveriş içinde gelişen çalışmama gösterdiği dikkatin benim için ne kadar değerli olduğunu kendisi çok iyi bilir. Ayrıca yakınlığını esirgemeyen herkese, özellikle de Ecole nor male superieure* müdürü Saym Robert Flaceliere'e teşekkür ede rim; bu salonu Ecole des Hautes Etudes'ün emrine verdi ve onun sa yesinde hepinizi ağırlayabilecek genişlikte bir yere sahip olduk. Burada böyle kalabalık bir şekilde bulunduğunuz için sizlere de yü rekten teşekkür ediyorum. Bu bahsettiklerim işin esasını ve bu kelimenin Fransızcada me kâna dair olan anlamında, hatta askeri anlamında, verdiğim eğiti min üssünü ifade ediyor.** Şimdi asıl konuya, yani psikanalizin te mellerine geliyorum. * Fransa'nın köklü ve saygın yüksek öğrenim kunımlanndan biri. Pek çok bü yük filozof, yazar, bilim, devlet ve din adamı bu okuldan yetişmiştir, -ç.n. ** Özgün metinde kullanılan kelime: base. -ç.n. AFOROZ I 9 1 Psikanalizin temelleri deyince, seminerim daha başından itibaren bu temellere, deyim yerindeyse, ortak olmuştu. Bizzat praksisin par çası olduğuna göre, psikanalizin kurulmasına somut olarak katkıda bulunduğuna, bu praksisin içinde olduğuna, bu praksisin parçast olan bir öğeye, psikanalist yetiştirmeye yönelik olduğuna göre, psi kanalizin de bir öğesiydi. Bir süre önce, psikanalizin ne olduğuna dair ironik —ve belki idareten, ama içine düştüğüm sıkıntılı duruma göre hiç yoktan iyidir denebilecek— bir kıstas tanımlayabilmiştim, o da şu: Psikanaliz bir psikanalist tarafından verilen tedavidir. Bugün burada bulunan Hen- ri Ey, söz konusu makaleyi hatırlayacaktır, çünkü onun yönettiği an siklopedide yayımlanmıştı. Kendisi de burada olduğuna göre sözü geçen makalenin sözü geçen ansiklopediden çıkartılması için nasıl canla başla uğraşıldığını söylemem daha kolay olacak; öyle ki onun bile, ki bana karşı ne kadar sıcak duygular beslediğini herkes bilir, tam da psikanalistlerden oluşan yönetim komitesi tarafından plan lanmış bu operasyonu durdurmaya gücü yetmedi. Bu makale bazı metinlerimden oluşan bir derleme içinde yayımlanacak, sanırım oku yunca güncelliğini kaybedip kaybetmediğini değerlendirebilirsiniz. Ben kaybettiğine inanmıyorum, hele ki orada ele aldığım tüm soru lar, burada karşınızda kurcaladığım sorularla aymyken; benim bu rada bulunmamdan, içinde bulunduğum durumdan dolayı gene gün deme gelerek hâlâ aym soruyu sormama neden oluyorlar: Psikana liz nedir? Kuşkusuz epeyce muğlak bir konu; bu soru ise hâlâ —bahsetti ğim makalede belirttiğim kelimeyle— yarasavari bir soru olmaya devam ediyor. O vakitler soruyu gün ışığında incelemeyi önermiş tim, bugün de hangi noktadan tekrarlamam gerekirse gereksin, size gene aynı öneriyle gelmek istiyorum. Sorunu yeniden ele aldığım yer aslında değişmiş olan, artık tam anlamıyla içerisi olmayan, dışarıda olup olmadığını ise bilmediği miz bir yerdir. PSİKANALİZİN DÖRT TEMEL KAVRAMI I 10 Bu hatırlatmam "Böyle de bir anım var" bâbmdan değil. Zaten bu yüzden şu olgu'ya işaret ettiğimde, bunun bir anı ya da katiyen bir polemik olmadığını göreceğinizi düşünüyorum: Benim verdi ğim, eğitim olduğu belirtilen seminerler, Uluslararası Psikanaliz Birliği adım taşıyan uluslararası bir örgütlenmenin yönetim kurulu adını taşıyan birimi tarafından hiç de sıradan olmayan bir sansüre tabi tutulmuştur; bu yapılan, eğitimin yasaklanmasından başka bir şey değildir—ama birine psikanalist ehliyetinin verilmesi bakımın dan bu sansürün bir anlam ifade etmediği kabul edilmelidir, aym şe kilde söz konusu yasağm, bağlı bulunduğum psikanaliz cemiyetinin uluslararası kuruma üyeliğinin şartı sayılmasının da anlamsız oldu ğu kabul edilmelidir. Bu kadarla kalmıyor. Cemiyetin üyeliğinin ancak, benim verdi ğim eğitimin bir daha asla bu cemiyet bünyesindeki psikanaliz eği timinde resmen yer almayacağına dair güvence verildiği takdirde kabul edileceği de ifade edildi. Dolayısıyla burada bana yapılan, başka bir kurumda büyük afo roz adı verilen cezaya benzetilebilir. Aforoz bile, terimin kullanıldı ğı yerlerde hiçbir zaman geri dönüşü imkânsız kılacak şekilde ifade edilmemiştir. Bu haliyle var olduğu tek yer, sinagog gibi manidar, simgesel bir kelimeyle* gösterilen dinsel cemaattir ve Spinoza da aynen böyle aforoza uğramıştır. 27 Temmuz 1656'da —Freud'un doğumunun iki yüz yıl öncesine denk düşen ilginç bir tarih— Spinoza herem ceza sına çarptırılır, Katoliklerin büyük aforozuna denk düşen bir aforoz dur bu; bir süre sonra da kararın dönüşü olmadığını ekleyen şamma- ta cezası alır. Gene burada da eğretileme oyunlarına giriştiğimi düşünmeyin, katedeceğimiz alanın uzunluğu ve ciddiyeti karşısında bunlar ço cukça kaçar. Benim inancıma göre —ve sizin de göreceğiniz gibi— sadece uyandırdığı yankılar bakımından değil, ima ettiği yapı nede niyle de, bahsettiğimiz bu olay psikanaliz praksisine dair sorgula mamızın kaynağında yer alan bir öğeyi de beraberinde getiriyor. * Sinagog kelimesinin kökü olan sunagoge, Yunancada "bir araya gelme, top lanma, meclis" demek, -ç.n.
Description: