ebook img

Istanbul Ansiklopedisi, cilt 4. Baba - Bayrampaşa Medresesi PDF

588 Pages·1961·58.41 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Istanbul Ansiklopedisi, cilt 4. Baba - Bayrampaşa Medresesi

ISTANBUL ANSİKLOPEDİSİ İSTANBUL AN SİKLOPEDISI Öküz Arabalarında İstanbul Hanımları, j885-1890 < Bello nun bir tablosundan Sabiha Bozcalı eli ile) Bu cildi rahmetli bûyûk dostlarım Şiir ve Muallim İhsan Hamamioglu, Devlet adamı ve edib Reşad Mi. ■taroglu ve Arkeolog Aziz Oganın aziz hötıralanna ithaf eliyorum. R. E. Keen İS i ANBUL ANSİKLOPEDİSİ İSTANBULUN: CAMİ. MESCTD. MEDRESE. MEKTEB. KÜTÜPHANE. TEKKE. TÜRBE- KİLİSE. AYAZMA. ÇEŞME. SEBİL. SARAY. YALI. KONAK. KÖŞK. HAN. HAMAM. TİYATRO. KAl'.ElfANE. MEYHANE BUTUN YAPILARI DEVLET ADAMI. ÂLİM. ŞÂİR, SANATKÂR. IŞ ADAMI IRKİM. MUALLİM. HOCA. DERVİŞ. PAPAZ. KEŞİŞ. MECZUB. NEVCİHAN. NİGÂR, HANENDE SAZENDE. ÇENGİ. KÖÇEK. AYYAŞ. DERBEDER PEHLİVAN. TULUMBACI. KABADAYI. KUMARBAZ. HIRSIZ. SERSERİ. DİLENCİ. KAATIL BUTUN ŞÖHRETLERİ DAĞI. BAYIRI. SUYU. HAVASI. MESİRE YER­ LERİ. BAHÇELERİ. BOSTANLARI. VE İLÂH BÜTÜN TABİAT GÜZELLİKLERİ VE COĞRAFYASI SOKAKLARI. MAHALLELERİ. SEMTLERİ YANGINLARI. SALGINLARI. ZELZELELERİ. İH­ TİLÂLLERİ. CİNAYETLERİ VE DİLLERE DESTAN OLAN AŞK MACERALARI İSTANBUL HALKI­ NIN DEVİR DEVİR ÂDET. AN ANE. GİYİM VE KUŞAMI. İSTANBUL ARGOSU LSTANBULA AİT RESİMLER. ŞİİRLER. KİTAPLAR. ROMANLAR. SEYAHATNAMELER... İSTANBULA GEL­ MİŞ YABANCI ŞÖHRETLER REŞAD EKREM KOÇU Bu cıldde: Saim Turgud AKTANSEL. Sermed Muhtar ALUS. Muzaffer ESEN. Ihsan HAMAMIOĞLU. Vâsıf HİÇ. Reşad MİMAROğLU. A C&bir VADA merhumlarla Mehmed Alı AKBAY. Ekrem Hakkı AYVERDI, Hakki Râıf AYYILDIZ, Najid BAYLAV. Şükrü Nail BAYRAKDAR· Osman Nuri ERGİN. Semavi EYİCE. Ali GENCELI. Celâleddin GERMIYANOĞLU. Hakkı GÖKTÜRK. Reşıd Halid GÖNÇ- Zekâi HAKVAR. Hüsnü KINAYLI. Hasan KOCAMAN. Mehmed KOÇU. Soadi Nâzım NİRVEN. T Yılmaz OZTUNA. Kevnrk PAMUKCUYAN. Neoklis SARRİS. Şakir TUNÇÇAPA kalem arkadaşlığı et­ mişi ır ve Turan AÇIKSOZ. Sabiha BOZCALI. Behçet CANTOK. O Zeki ÇAKALOZ. MÜnif FEHIM. F A. H ÇİZER. Η Λ. H Hüsnü. Nezih İZMİRLIOĞLU, M KAYALAR. A Bülend KÖĞÜ, Kemal KÜLMAT. Itnad SEVİNÇSOY. Bülend ŞEREN. Zeki YÖNET. Kemal ZEREN resim, harita, kroki ve plânları yapmışlardır 22A resini. Aİ» Hân. harita ve luclln dianda 6 yaprak. resim ve harita ilâvesi. DÖRDÜNCÜ CİLD BABA — BAYRAMPAŞA Reşad Ekrem Koçu ve Mehmet AH Akbay İSTANBUL ANSİKLOPEDİSİ ve Neşriyat KoIIektlf Şirketi İSTANBUL, i960 Yabancı dillere terccmc hakkı ve türkçe baskı lıakkı yalnız Reçad Ekrem Koçunundur NURGÖK VE HÜSNÜTABIAT MATBAALARINDA BASILMIŞTIR. 1885 - 1890 arasında Bayaznl Meydanı (Resim: O. Zeki Çakaloz) çıkmış sanatkârlardan idi; hayatı hakkında başka bir kayde rastlanamadı. Bibi.: Evliya Çelebi, I. BABA AĞAOĞLU (Hacı) — Asıl adı Ha­ cı İmam Kuli’dir; Gencelidir. İstanbulda halı ve ipekli kumaş ticaretiyle meşgul idi. Ka- BABA — Vapur ve kayık iskelelerinde, palıçarşıda dükkânı vardı. Ömrünün büyük vapur ve yelkenli gemilerde, motorlarda, ma- bir kısmını İstanbulda geçirdi ve 1946 sene­ vunalarda halatlarm bağlandığı kütükden ve­ sinde burada vefat etti. Zarif, nüktedan bir ya demirden yapılmış bodur sütunlar. Merdi­ zat idi. Türkistanda Rusyanın büyük bir kıs­ ven korkuluklarının ve trabzanların ekseriya mında, Mısır, Suriye, Irak, İran, Hindistanda üst kısmı topuzlu baş sütunları. İstanbulun seyahatlerde bulunmuştur. Oğlu Necef Bey mahalle kanları evini, karısmı çocukları ih­ Bakırköy Bez ve Pamuk Fabrikası mühendi­ sidir. Diğer çocukları da vardır. Bunlar Gen- mal eden erkekler hakkında teşbih yollu kul- cede kalmışlardır. nırlardı: Ali Gencel! — Herif herif!.. Sen neyin babasının!? İskele babası mı, trabzan babası mı!? Kızın BABA ÂHÛ — Onyedinci Asrın ortala­ gelinlik oldu ayağına geçirecek takunyası bile rında vüzere ve Hünkâr huzuruna çıkmış yok!... namlı sâzendelerden, takım sahibi dairezen- lerdendir. Hayatı hakkında başka bir kayda BABA — İstanbulun hâneberduş gürûhu rastlanamadı. argosunda müstehcen isimlerden. Bibi.: Evliya Çelebi, I. BABA ACEMİ — Onyedinci Asır ortasında BABA CAFER — İstanbulda, kendi adı­ yaşamış namlı sâzendelerden, takım sahibi na nisbetle bir zindan bulunan Arab aslından dairezenlerden, vüzera ve hünkâr huzuruna bir yatırdır. Muammer Önur, İstanbul ve ci­ BABACAFER ZİNDANI — 1734 — ISTANBUL varındaki yatırlar hakkında neşrettiği bir ettirilmiş ve bu münasebetle Zındankapısma makalede Osman Ergin ile Naci Ayral’a at­ da Hazreti Câfer kapısı, yahut Babı Câferî adı fen şu satırları yazıyor: verilmiştir. Baba Câferin eskiden beş türbe- «Baba Câfer. şimdi İpçiler denilen Zından- darı vardı. Bunlar vazifelerini nöbetle yapar­ kapısmda karanlık bir türbe içinde yatar. Bir lardı. İstanbul kadınları bu türbeye bağlıdır­ rivayete göre, Baba Cafer, İmam Hüseyinin lar. Bir kadın çocuk doğurmadan önce bir çocuklarındandır. Merkadinin bulunduğu yer, deste mum alarak buraya gelir ve türbedara eskiden borçlarını vermeyenlerin hapis ve okunarak tesbihden geçerdi. Bundan başka tevkif edildiği zindandır. Baba Caferin asıl çocuğuna ilk giydireceği çamaşırı da bir boh­ adı Seyid Cafer’dir. Bu zat, Şeyh Maksud ça içinde doğuma kadar türbede bırakırdı. adında bir arkadaşı ile ve yanlarında beş altı Çocuk doğup sekiz, dokuz yaşma kadar se­ yüz kişi bulunduğu halde, Abbasî halifesi nede hiç olmazsa bir kaç defa buraya getiri­ Harunürreşid tarafından elçilikle lstanbula lerek okutulur ve tesbihden geçirilirdi. Husu­ gönderilmişler. Bunların şehre girişlerinden siyle haşarı çocukların Baba Câfer türbeda- biraz önce, ötedenberi Kocamustafapaşada rına okutulmadıkça yaramazlıktan vazgeçmi- teşkil ettikleri bir mahallede oturan Araplar­ yeceklerine inanılırdı. la Rumlar arasında bir çarpışma olmuş. Bu «Baba Câfer türbesinde ikinci bir mer- çarpışmada mâslümanlardan bir çok kimse şe­ kad daha görülür ki, bu, Çoban Ali Dede na­ hit düşmüş. Bunların cesetleri gömülmiyerek mında birine aittir. Çoban Ali Dedeye Zin­ günlerce sokaklarda kalmış. Seyid Câfer ile dancı Ali Baba diyenler de çoktur. Bundan arkadaşı Şeyh Maksud, işte bu sırada Istan­ başka türbe içinde bir de kuyu vardır. Baba bul gelmişler. Seyid Câfer arkadaşı ile be­ Câferi ziyaret edenler, bu kuyudan alınmış raber Bizans imparatorunun huzuruna çıktık­ suyu içmeden ve zindancı Ali Babayı da zi­ ları zaman, şehitlerin böyle sokak ortaların­ yaret etmeden türbeden dışarı çıkmazlar.» da bırakılmasından dolayı Seyid Câfer im­ Sermed Muhtar Alus da türbe hakkında paratora bir hayli şiddetli sözler söylemiş. aşağıdaki notu tevdi etmiştir: Bunlardan müteessir olan imparator da ken­ «Yemişde, Zındankapusunda, yer altmda disini, şimdi yatmakta olduğu zindana attır­ ışık girmez, loş, daha doğrusu kapkaranlık mış. Seyid Câfer bu zindanda zehirlenerek öl­ bir türbedir. İçinde kandiller yanar; yanma- dürülmüş. Bu rivayetten anlaşılıyor ki, Seyid sa göz gözü görmez. Câfer sinirli ve atak bir adammış. Halbuki «Boncuk denilen havale illetine tutulan­ arkadaşı sakin ve herkesin mizacına göre ha­ ları, iki, üç yaşını geçtiği halde hâlâ emekli- reket etmesini bilen bir kimse olduğu cihetle, yenleri, kemik hastalığına uğrayıp bacakları imparatordan izin alarak yanındaki adamla­ çarpılanları, abur cobur tıkılarak sıskalaşıp rın yardımı ile şehitleri gömdürmeğe mu gözleri lokma, karnı davul kesilenleri, naza­ vaffak olmuştur. ra uğrayanları bir şeyden korkup boyunu Hüt dağı gibi şişenleri en önce mutlaka oraya «Diğer bir rivayete göre, Şeyh Zmdanî Abdürrauf Samedanî namında bir zat İstan­ götürürlerdi. Türbedar efendi bunlara okur, bul muhasarasında bulunmuş ve kapıdan nefes eder, her birini beşyüzlük tesbihden şehre girmiştir. Bunun için bu kapuya Zın- geçirir, kimine de üstüne mühür basılmış, dankapusu denilmiştir. Halife Harunürreşid tütsülendirilecek, yahut suya konup o su içi- zamanında elçilikle Bizansa gönderilip bu rilecek kâğıtlar verir, vaktü hale göre, gö­ zindanda zehirlenerek öldürülen Baba Câfer, nülden kopan kırk para, iki kuruş, çeyreği Şeyh Zindan! Abdürrauf Samedaninin cedle- cebe atardı. rindendir. Şeyh Zmdanî Abdürrauf Samedanî «Baba Câfer türbesinin önü, içi her gün İstanbul fethedildikten sonra kendi yeşil sa­ kucağında, elinde çocuklar bulunan kadın­ rığını çıkararak Baba Caferin baş ucuna ko­ larla dolar; sıra gelmek için beklenip duru­ yup yetmiş sene bu zindanda onun türbedar­ lur, öne geçip bir an evvel oraya girelim di­ lığını yapmıştır. ye mecelleşilir, itişilip kakışılırdı.» «Baba Câfer türbesi, Yeniçeriliğin ilga­ BABACAFER ZİNDANI — Fetihten Ye­ sından sonra İkinci Mahmud tarafından tamir niçeri Ocağının lâğvına kadar, Büyükşehrin ANSİKLOPEDİSİ — 1735 — BAB AC AFER ZİNDANI başlıca mahpushanelerinden biri idi ki, es- ceresinden bir mahkûm: — Ey hayır sahip­ esnaftan, avamı nâsdan ve serseri güruhun­ leri! Biz burada açız!.. Merhametinize sığını­ dan kaalil ve hırsızlarla borç ve zina mah­ yoruz!... Bizi unutmayın! yollu durmadan kumları Galata zindanı ile buraya atılırlardı. bağırır, ve mahpuslara, hayır sahiplerinin Kadınlar için de ayrı bir yer vardı. Siyasî sadaka akçesiyle ayni yardımlarından her mücrimler ve asker ocaklarından birine men­ gün birer paralık ekmek ve birer kâse çorba sup olan kaatiller ve hırsızlar ise Babıâlideki dağıtılırdı. Geceleri birer mum verilirdi. Tomruk’a, Yedikuleye, Rumelihisarına, Ter­ «Büyükşehir halkınca da, zindan mah­ sane zindanına, Ağakapusu zindanına konu­ kumlarına her gün tasaddukta bulunmak bü­ lurdu. Umumiyetle de vücudünün izalesi yük sevap bilinirdi. Nezir kurbanları da, he­ ınatlûb şerirler, zindanda geceleyin boğulur, men daima zindana gönderilirdi. cesedleri de, ayağına taş bağlanıp bir çuvala «Fakat sonraları suiistimaller başlamış, konulduktan sonra denize atılırdı. zindan kâtipleri sadaka ve nezir akçaları ile Baba Câfer zindanı, İstanbul surlarının ayniyatını bir yimelik edinmişlerdi. Çorba Haliç boyunda bir burcun altında olup, fetih­ pişirilmez olmuştu. Yevmiye ikişer akçelik ten sonra bu burç ve yanındaki kapu «Zın- ekmek dağıtırlar, paranın üst tarafını zindan dankapusu» adını almıştır. Vakanüvis Ahmed kâtipleri aralarında taksim ederlerdi. Lûtfi Efendi, tarihinin üçüncü cildinde H. «Kurban ve mum nezirlerinden, yirmi (1831 - 1832) vekayii arasında, bundan böyle mahkûma bir okka et ve bir mum verip üst Zındankapusuna «Baba Câfer» denilmesi için tarafını, odabaşı ve kâtipler üleşirlerdi. bir irade çıktığından bahsediyor ise de, Bâbı «Mahkûmlardan biri, yüksek makamlara, Câfer ve hattâ «Babacâfer kapusu» isimleri devlet ricaline şefaatname, ahpab ve akraba­ halk ağzında tutunamamış, «Zındankapusu» sına mektup gönderecek olsa, derkenar ak- adı devam edegelmiştir. çası ile altmış paradan beş kuruşa kadar pa­ Osman Nuri Ergin, «Mecellei Umuru Be­ ra alınırdı. lediye» adında muazzam eserinde, İstanbul «Bir mahkûm, zindana yatak, kilim ve Kadılığı sicillerinde kayıtlı H. 1180 (M. 1766) keçe gibi mefruşat getirecek olsa, yatak ak­ tarihli bir ilmühabere dayanarak Babacâfer çesi adı ile kendisinden bir altına kadar para Zindanı ile zindan nizamı ve hayatı hakkında alınırdı. Vermiyen, taş üstünde yatıp kalkma­ çok kıymetli malûmat vermektedir; şöyle ki: ğa mahkûm bırakılırdı. «Zindana atılanların iaşesi vesair ihti­ «Bir mahkûmun af ve itlâgı emri gelse, yaçları için devlet hâzinesinden hiçbir şey alabildiklerini alırlardı. sarfedilmezdi. Her gün, zindanın kule pen- «Subaşılar tarafından tutulan hırsızlar ve yankesiciler zindana atıldığında, vak’a şüyu bulmamış ise, üç beş gün sonra * hırsız ve yankesicilerden alacaklarını alıp serbest bı­ rakırlardı. «Mahkûmlardan, zindancılara para yedi­ recek kudrette olanlar, hoş tutulurdu. Borç yüzünden zindana atılmış yahut cürmü pek o kadar büyük olmayan mahkûmlar, zindan kâtiplerine akçe verecek durumda olup da vermezlerse, türlü yollardan muazzeb edilir­ di Para verenler ise hoş tutulur, hattâ, cür­ mü yok imiş tecessüs ettik diye hakkında şe- faatnameler tanzim edilirdi. «Rum, Ermeni ve Yahudi akalliyet ce­ maatler sandığından zindan subaşısına rüş­ Bahacâfcr Zindanı vet verirler ve bu suretle bir gayri müslim (Resim. Nezih) zindanda müslüınan mahkûmların nail olama- BABACAFER ZİNDANI — 1736 — İSTANBUL dıklan rahatı temin ederdi. Zindanın itibarlı cami avlusunda, sokakta, bekâr odalarında ve misafirlerini gayri m üs timler teşkil ederdi. kırlarda ve gerekse mahalle aralarında aleni «H. 1180 de. Baba Câfer Zindanının bu ve gizli fuhş ile ittiham olunan zaniyeler ve bozuk düzeni düzeltilmek istenildi ve şu ted­ fahişeler de Babacâfer Zindanının kadınlar birler alındı: kısmına atılırdı. Mahalle imamları, bu gibi 1 — İstanbul kadılarının nezareti ve genç kız ve kadınları zabıtaya ihbar eder, Divanı âlide çavuşbaşı bulunanların hükmün­ zabıta da ihbardan sonra şiddetle takip ve de bulunan Baba Câfer Zindanına, etvar ve zaniyeyi ve fâhişeyi zindana atmakla muvaz­ harekâtı mücerreb, namuskâr bir zindan su zaf idi. Bir zaniye veya fahişe, zindandan an­ başısının tâyini. cak tövbe ve istiğfar etmek suretiyle kurtu­ 2 — Zindana konulan bir mahkûmdan, labilirdi; hakikaten nâdım ve pişman olduğu­ her ne suretle olursa olsun hiçbir para alın­ na dair, mahallesi imamı ile mahallesinden ın ıyacaktır. sözüne itimad edilir bir zatın kefaleti de 3 — Af ve itlak edilen mahkûmdan, harç şarttı. İstanbul Kadılığına hitaben yazılan H. namiyle 18 para, dilekçe akçesi namiyle de 1192 (M. 1778) tarihli bir fermanda, zaniye iki para alınacaktır. ev fâhişelerin tövbe ve istiğfar ile tahliye­ 4 — Gayri müslimlerin verdikleri rüş­ lerinde de bâzı kızlarla kadınlardan para alın­ vetin katiyen Önüne geçilecektir. dığı, bunun şiddetle önüne geçilmesi, para ile kefalette bulunan imam ve şahitlerin de, cü­ 5 — Kule penceresinden münadiye veri­ rümleri sabit olduğunda sürgüne günderile- len sadakalardan toplanan akçe ile her gün cekleri yazılıdır. Vakanüvis Ahmed Lûtfi mahkûmların ekmek ve çorbaları mutad üze­ Efendinin H. 1247 vekayii arasında kaydettiği re muntazaman tevzi edilecektir. Cuma gün­ bir bendden, bir ara Babacâfer Zindanının leri de pilâv verilecektir. Bu paraya Babacâ- yalnız kadın mahkûmlara tahsis edildiğini fer Türbedarı mütevelli ve zindan subaşısısı öğreniyoruz; vakanüvis «Bu ane kadar ma­ nazır tâyin olunacak ve para onların eli ile halli mezkûr taifei nisaye mahsud mahpes it­ sarfolunacaktır. tihaz olunmuştu. (Baba Câferle zindancı Ali 6 — İaşe, odun, kömür, kandil, ve de- Dedenin) ruhaniyetlerine hürmeten Ahmedi- lekçi masrafları çıktıktan sonra geri kalan ye meydanı civarındaki tobhane nisaya tah­ para, keselere konup mütevelli ve nâzır ta­ sis ile zindanı mezkûre karakolhane inşa rafından mühürlenecektir. (olundu)» diyor. 7 — İstanbul kadıları, her dört ayda bir îstanbulda, bâzan saltanat tebeddülü, bâ- zindan hesaplarım tetkik edecektir. Fazla zan da bir sadır azamin sükutiyle neticelenen para ile, borç yüzünden hapsedilmiş olup hiç­ askerî ihtilâllerde, ihtilâlcilerin ilk işlerinden bir vakit borçlarını ödeyemiyecek olanların biri Galata ve Babacâfer Zindanlarına gidip borçlan ödenecek ve bu gibiler tahliye edi­ kapulannı açmak, buradaki mücrimini salı­ lecektir. vermek olurdu, Mahpusları hürriyetlerine 8 — Mahkûmların istidalarından, derke­ kavuşturmak, ihtilâli idare edenler indinde nar akçesi olarak yirmi paraya kadar harç bir uğur sayılırdı. Buna bir örnek olarak, alınacak; kudreti olmayanlarınki meccanen Naima tarihinden, Genç Osman vakasındaki yazılacaktır. Hilâfında hareket eden kâtipler şu satırları okumak kâfidir: şiddetle tecziye edilecektir. «... ve asker, şükrane-i cülûs, Babacâfer 9 — Her gün zindana atılan veya zindan­ Zindanına varıp ande ve Galata Zindanında dan çıkarılan mahkûmlar evvelâ çavuşbaşı olan mahpusları itlak ettiler. Ve taş gemile­ ağaya inha olunacak ve ancak onun tasdikin­ rinde ve tersane zindanında olan mücrimleri den sonra bir adam zindana konulup çıkarıla­ salıverdiler...» bilecektir. Baba Câfer Türbesi ve Zindanı İstanbul 10 — Bu nizamın aynen tatbikından zin­ Ansiklopedisi adına 1951 yılı şubat aymda dan sübaşısı şiddetle mes’ul tutulacaktır». Hakkı Göktürk tarafından ziyaret edilmiş ve Zina ve fuhşun, gazabı Sübhanî olan ta­ aşağıdaki notlar verilmiştir: un ve vebanın zuhurunda başlıca sebepler­ Türbe ve zindan 1934 Belediye Şehir den bilindiği devirlerde, tstanbulda gerek Rehberine göre Zuıdankapusu Caddesi ile ANSİKLOPEDİSİ — 1737 — BABADAĞI YOKU$U Canbazhanı Sokağı kavşağı köşesindedir. İki kuyu vardır. Baba Câferin sandukası da bir demir kanatlı sokak kapusunun üstünde şu demir parmaklıkla çevrilmiştir. kitabe vardır: Zindana çıkan taş merdiven on dört ba­ samaktan sonra sağa kıvrılır, bu merdivenin Merkadi Hazreti Cafer radiyallahu anhii yirmi beş basamaktık bu ikinci kısmı tepe 1298 (M. 1881) penseresiyle aydınlatılmıştır. Zindana tek ka­ Gel ziyaret kıl niyaz et Cafcrülenaâriye natlı bir demir kapudan girilir. Evvelâ zin­ Müptelâyı de rd olanlar biavnillah olur hoş dan mescidi görülür. Tahta döşeli ve 5χ9 Gerek ckdar gerek emraz nedeklû hüznü endişe metre kare genişliğinde olan mescidin mih­ Namiirâdı bermürâd ider iden eyle gûş rabı duvar içinde basit bir kemerden ibaret Kıraat eyle üç ihlâs dahi surei Fatiha olup içinde vaktiyle mahkûmlar tarafından Bu âli Ali Babayı sakın eyleme ferâmtiş kullanıldığı rivayet edilen iki toprak testi bu­ Eğer mii'min eğer gayri alub bir katre âbinden Hâsılı câhi necatden her kim eylerse nûş lunmaktaydı; mescid demir ısgara parmak­ lıklı dört pencere ile aydınlatılmıştır. Asıl Bu demir kapunun arkasında bulunan zindana buradan yine tek kanatlı demir bir ikinci bir camlı kapudan ön kısmı taş arka­ kapudan girilir ve on basamaklı gayet dar bir daki geniş kısmı tahta döşeli bir medhale gi­ taş merdivenle çıkılır. Zindan 4χ9 metre rilir. Medhalin solunda türbedarlara meşruta kare genişliğinde tavanı tonos örtülü beş kü­ oda, onun yanında zindana çıkan merdiven, çük mazgal deliği ile aydınlatılmış bir yerdir. geride sol dipte de türbe kapusu bulunmak­ Baba Câfer Türbesi ve Zindanı bu satır­ tadır. İki demir kanatlı türbe kapusunun üze­ ların yazıldığı sırada Topkapu Sarayı müzesi rindeki tâlik hat ile manzum kitabe şudur: müdürlüğü emrinde bulunuyordu. İkinci Mahmudun Turası BABACAN — Aslen Üsküdarlıdır; De­ desi Dağıstan muhacirlerindendir, Pendikte Şâhi kerrar şiyem hazreti Sultan Mahmud Hüsnü hulk ile odur fahri mülûki İslâm İstasyon karşısında kahvecidir. Kahvesini sa­ bahları saat dörtde açar. İlk trene yeşitecek- Devri Fatih geçeli işbu makamı rûşen lere kahve, çay hazırlar ve uzun uzun hikâye­ Olmamışken himem (tevsiine?) mazhari tanı ler anlatıp tren zamanı beklemek zahmetini Kıldı tecdidine ferman o müceddid unvan bu şekilde giderir. Treninin canlı tarifesidir, Câferin ruhini şâd eyledi ber vefki mer&m tren zamanı gelince yüksek sesle bağırıp aha­ Öyle Câfer ki Hassan tenine kılmış idi liye ihtar eder. Tâbiin ahdi şehidâ bu mahal içre niyâm Vücud yapısı iri yarı, lâtifeci; kendisini Pendikte, Kartalda, Tuzlada, Gebzede ve o Gel de ihlâs İle ol c&yi icâbetdir bu Sübhagerdâni düa şâhi cihana müdâm civarda herkes tanır. Arada sırada ocak ba­ şında vaaza başlayıp müşterilerine ahlâkî Âlem oldukça nazargâhi velî agâh öğütlerde bulunur. Velhasıl hoş bir esnaf ti­ Dâim itsün şehi devranı Hudayi allâm pidir. (1951). Bendei sâdıkı Es’ad didl ribâ târih AH Gencel! Merkadi Câferi yapdı ne giizel şâhi enam 1250 (M. 1834-1835) BABAÇ — Hâneberduş külhâniler argo­ sunda iri yan adam; kendi muhitlerinde kü­ Kapudan zemini taş döşeli küçük bir met­ çüklere hürmet telkin edememiş yaşlılar; ek­ hale sonra türbeye girilir. 5χ9 metre kare seriya lâkab olarak kullanılır: «Babaç Tâhir, genişliğinde tahmin edilen türbenin zemini Babaç Sâlih» gibi. Babaçda bir de tezyif var­ tahta döşeli, üstü tonos ile örtülmüştür. Işık dır. alacak kapudan başka hiç bir yeri yoktur, elektrikle tenvir edilmiştir, tavana asılmş es­ BABADAĞI YOKUŞU — Kasımpaşanıh ki devirden kalma üç kandil vardı. Solda Ba­ Kadımehmedefendi Mahalesi sokaklanndan- ba Câferin sağda Zindancı Ali Babanın mer­ dır. Paşaçeşmesi Sokağı ile Bahriye Hastaha- mer sandukah merkatleri bulunmaktadır. Ali nesi arkası sokağı arasında merdivenli - düz, Babanın merkadi yanında asırlar boyunca su­ sağa, sola kavisli bir sokaktır. Şeyhveli Sokağı yundan şifa beklenmiş olan demir çıkırıklı ile bir kavuşağı vardır.

Description:
İstanbul Ansiklopedisi, Reşad Ekrem Koçu (1905-1975) tarafından 1944-1973 yılları arasında yayımlanan ve tamamlanamayan kültür ansiklopedisi. Koçu'nun 1944 yılının Kasım ayında yayımlamaya başladığı ansiklopedi, 1944-1951 arasında fasiküller halinde yayınlanmış (birinci dö
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.