ebook img

İlkbahar Şafağı Ejderhaları - Margaret Weis PDF

610 Pages·2008·1.8 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview İlkbahar Şafağı Ejderhaları - Margaret Weis

İlginç Bir Grup Kahraman... Tanis Yarımelf – Yoldaşları'nın lideri. Dövüşmeyi sevmeyen yetenekli bir savaşçı. İki kadına olan aşkının acısını çekmektedir – fırtınalı kılıç ustası Kitiara ve büyüleyici elf kızı Laurana.Sturm Brightblade – Solamniya Şövalyesi. Afet öncesi saygı duyulan şövalyeler, o günden beri onurlarını kaybetmişlerdi. Sturm'ün amacı– ki bu onun için hayatta kalmaktan daha önemlidir – şövalyelerin onurunu iade edebilmektir. Altınay – Reisin Kızı. Mavi Kristal Asa'nın taşıyıcısı. Kabilesinden kovulan Nehiryeli'ne olan aşkı, onları gerçeğin peşinden tehlikeli bir göreve yöneltiyor. Nehiryeli – Gezgin'in torunu. Mavi Kristal Asa, ölümün kara kanatlarla uçtuğu şehirde ona emanet edildi. Nehiryeli burada canını zor kurtardı. Ancak bu sadece bir başlangıçtı. Raistlin – Caramon'un ikizi – büyücü. Sağlığını yitirmiş olmasına rağmen, Raistlin genç yaşından umulmayacak bir büyü gücüne sahiptir. Garip gözlerinin ardında karanlık gizemler saklıdır. Caramon – Raistlin'in ikizi – savaşçı. Dev gibi bir cüsseye saip olan Caramon, kardeşinin tam tersidir. Hayatta tek ilgi gösterdiği kişi Raistlin'dir – aynı zamanda en çok korktuğu insan da. Flint Fireforge – Cüce, savaşçı. Tanis'in en eski arkadaşı olan yaşlı cüce, bu gençleri kendi çocukları olarak görür. Tasslehoff Burrfoot – Kender, “inceleyici”. Kenderler – Kyrnn'deki diğer ırkların başağrısı – korku nedir bilmezler. Bu nedenle de nereye gitseler, bela onları takip eder. Bu Sekiz Kişiye Dünyayı Kurtarma Gücü Veriliyor. Ama Önce Kendilerini Tanımaları Gerekiyor – Ve Birbirlerini. EJDERHAMIZRAĞI DESTANI Üçüncü Kısım İLKBAHAR ŞAFAĞI EJDERHALARI Margaret Weis ve Tracy Hickman İNGİLİZCE'DEN ÇEVİREN: ÇİĞDEM ERKAL İPEK ŞİİR: MICHAEL WILLIAMS KAPAK RESMİ: MATT STAWICKI Yapıtın Özgün Adı DRAGONLANCE® CHRONICLES: DRAGONS OF ISBN: 975-94275-1-8 ARKABAHÇE YAYINCILIK Başlarken... Fantastik kurgu türü, 20. Yüzyılda ortaya çıkan ve en az bilim kurgu kadar ses getirmiş bir edebi akımdır. Köklerini İskandinav ve Orta Avrupa mitolojisinden alan bu türün yaratıcısı, hiç kuşkusuz J.R.R. Tolkien'dır. Ülkemizde de kısa bir süre önce yayınlanan “Yüzüklerin Efendisi” ile Tolkien, okuyuculara yepyeni evrenlerin kapılarını açtı. Yüzüklerin Efendisi'nden sonra yüzlerce kitap yazıldı fantastik kurgu türünde. Ejderhamızrağı da bu türün en önemli eserlerinden biridir. Yayınlandığı her ülkede en çok satan kitaplar listesine giren bu seri, bizce ülkemizde de hakettiği ilgiyi görecektir. Arkabahçe Yayıncılık olarak, Türk okuruna fantastik kurgu türünün en seçkin yapıtlarını sunmak için yola çıktık. Henüz yolun çok başındayız. Fantastik Kurgu romanların yanı sıra her yaştan, her kesimden hayal gücü geniş insanlara hitap edecek Fantastik Rol Yapma oyunlarıyla da karşınızda olacağız. Ejderhamızrağı, ülkemizde henüz emekleme sürecinde olan fantastik kurgu türünün en seçkin örneklerinden. Yayınlandığı tüm ülkelerde defalarca basılan ve New York Times başta olmak üzere pek çok yerde en çok satan kitaplar listesine giren Ejderhamızrağı serisi, fantastik kurguya başlamak için belki de en iyi eser. Bu kitap, hem çok tempolu bir macera, hem de aşkın, dostluğun, ihtirasın ve kahramanlığın bir öyküsü. İyi ve kötünün savaşında kahramanlar hem kendilerini hem de birbirlerini tanıyacaklar. Ejderhamızrağı'nın, sizler için yeni dünyalara geçitler açması dileğiyle... Sözlük Roman içinde geçen  bazı terimler Türk okuruna yabancı olduğu için bunları burada açıklama gereğini duyduk. Elf - Kyrnn dünyasında en uzun süreden beri varolan, iyilik timsali, uzun ömürlü bir ırktır. Narin yapılı, badem gözlü ve sivri kulaklıdırlar. Gizemli ormanlarında insanlardan ve diğer ırklardan ayrı yaşarlar. Goblin - Kötü ırkların en çelimsizidir Çok çirkindirler. Çirkin suratlı ve gri derilidiler. Boyları 1.20-1.50 arası değişir. Kaba silahlar kullanırlar Kötülük ordularının piyade taburlarını oluştururlar Hobgoblin - Goblinlerin yapılı kuzenleridirler. İri yapılarını, kuvvetli silahlar ve pis vucut kokularıyla desteklerler. Kötülük ordularında çavusluk görevi yaparlar. Ogre - Bir zamanlar elflerden bile güzel olan bu ırk, yaptıkları zulüm ve kötülük sunucu çirkinleşmişlerdir. Genelde dağlara oydukları şehirlerinde yaşarlar ve yağma için ovalara inerler. İki metreye yakın boyları ve iri cüsselerini zekalarıyla desteklerler. Wyvern - Ejderhaların kuzenleri olan bu yaratıkların tüm vücutları al pullarla kaplıdır. Kanatları sayesinde uzun mesafeleri çok kısa sürede katederler. Kuyruklarının ucundaki zehir en güçlü yaratıkları bile anında öldürebilir. Zekalarının fazla olmaması onların sadece basit görevlerde kullanılmalarına İlkbahar Şafağı Ejderhaları Kitiara, tüm günler içinde bu günler Karanlık ve bekleyişle, pişmanlıkla sallanıyor. Ben bunları yazarken bulutlar şehri karartıyor, Gün ile karanlık arasında asılı duruyor. Bekledim Tüm kararların ötesinde, gölgeler içindeki gönlün ötesinde Bunu sana anlatmak için. Yokluğunda daha bir güzelleştin, daha bir zehirli oldun ve sen Yüzen gecede orkidelerin hülasasıydın, Tutkunun; aynı, kana koşan bir köpekbalığı gibi, Dört duyuyu öldürüp sadece tat duyusunu bıraktığı yerdeki gibi, Sadece kendi kendine tutunup Kanın kendi kanı olduğunu anladığı, Önce küçük bir yarayken köpekbalığı çözüldükçe Oburluğun, o uzun boğazın tünelinde parçalandığı yerdeki gibi. Ve bunu bilince, gece hâlâ bir zenginlik gibi görünüyor, Huzur içinde nihayet bulan arzular işkencesi, Hâlâ bu sinirin bir parçası olabilirdim Ve kollarıma karanlığı alabilirdim, Zevkle kutsanmış ve yeniden adlandırılmış karanlığı; Ama ışık, ışık, Kitiara'nın; Güneş yağmurun yuttuğu kaldırımları Pırıl pırıl aydınlattığında; yağ, Islanmış lambalardan gelen, Güneşin vurduğu sularda yükseldiğinde, Işığı gökkuşaklarını parçalağında! Kalkıyorum, Fırtına yeniden şehir üzerine çökse bile, Sturm'ü, Laurana'yı ve diğerlerini düşünüyorum; Ama en çok güneşi doğrudan sis ve Bulutlar arasından görebilen Sturm'ü. Nasıl terkedebilirim bunları? O yüzden gölgeye, Senin gölgene değil ama ışığı bekleyen Canlı griliğe sürüp uzaklaştırıyorum fırtınayı. Hepadam Aa, baksana Berem. Burada bir patika var... Ne garip. Bunca zamandır bu ormanlarda avlanırız böyle bir patika hiç görmemiştik." "Bunun garip bir tarafı yok. Yangınla çalılar çırpılar yanmış, hepsi bu. Büyük bir ihtimalle hayvanların açtığı bir patikadır sadece." "Haydi, patikayı izleyelim. Eğer hayvanların açtığı bir yolsa belki bir geyik buluruz. Bütün gün avlandığımız belli bile değil. Eve eli boş dönmekten nefret ediyorum." Daha cevabımı beklemeden yola doğru dönüyor. Omuzlarımı silkerek onu izliyorum. Bugün kırlarda olmak hoş –kışın acı soğuğundan sonraki ilk ılık gün. Güneş boynuma ve omuzlanma ılık ılık vuruyor. Ateşin kasıp kavurduğu ormanda yürümek kolay. Ayağınıza takılacak sarmaşık yok. Üstünüzü başınızı yırtacak çalı çırpı da yok. Yıldırım, büyük bir ihtimalle geçen güzki fırtınadan. Ama uzun süre yürüdük ve sonunda yorulmaya başladım. Yanılmıştı – bu hayvanların açtığı bir yol değildi. Bu insan eliyle yapılmış bir patikaydı ve çok da eskiydi. Avlayacak hayvan bulacağımız yok gibiydi. Günün geri kalan zamanından bir farkı yok. Yangın, ardından zorlu bir kış. Hayvanlar ya ölmüş, ya kaçmış. Bu gece taze et olmayacak. Biraz daha yürüyüş. Güneş gökyüzünde yükseldi. Yoruldum acıktım. Bir canlıya ait bir iz bile yok. "Haydi geri dönelim hemşire. Burada bir şey yok..." İçini çekerek duruyor. O da sıcaktan bunalmış, yorulmuş, cesareti kırılmış, belli. Çok da zayıf. Çok çalışıyor; hem kadın işlerini yapıyor, hem de erkek. Evde olması, taliplerinden vaadler dinlemesi gerekirken kırlarda avlanıyor. Bence çok güzel. Herkes birbirimize benzediğimizi söylüyor, ama onların yanıldıklarını biliyorum. Sadece birbirimize çok yakınız – diğer delikanlılar ve onların kız kardeşlerinden birbirimize daha yakınız. Ama yakın da olmak zorundaydık. Yaşamımız o kadar zorlu oldu ki... "Galiba haklısın Berem. Hiçbir iz görmedim... Dur ağabey... İleri bak. O da ne?" Parlak, pırıl pırıl bir ışıltı görüyorum, gün ışığında dans eden milyonlarca renk – sanki Krynn'deki bütün mücevherler bir sepette toplanmış gibi. Gözleri açılıyor. "Belki de gökkuşağının kapılarıdır!" Hıh! Tam aptalca bir kız düşüncesi. Gülüyorum ama kendimi ileri koşarken buluyorum. Ona yetişmek zor. Ben daha büyük ve güçlü olduğum halde, o bir ceylan gibi kaçıyor. Ormanın ortasında bir açıklığa geliyoruz. Yıldırım bu ormana çarpmışsa, düştüğü yer de burası olmalı. Etrafındaki toprak kavrulmuş, mahvolmuştu. Bir zamanlar burada bir bina varmış, fark ediyorum. Çürüyen etten dışarı çıkan kırık kemikler gibi, kararmış topraktan dışarı

Description:
Dünyanın, Kraliçe Takhisis'in ejderhalarına karşı direnişi devam ediyor. Gizemli ejderha küreleri ve parlayan ejderha mızrakları ile silahlanmış yol arkadaşları dünyaya umut getiriyor. Savaş tüm şiddeti ve acımasızlığıyla sürerken; yeni günün şafağında, yol arkadaşları
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.