ebook img

Ilk ABD Büyükelçisinin Türkiye Hatiralari - John Grew PDF

235 Pages·2010·0.53 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Ilk ABD Büyükelçisinin Türkiye Hatiralari - John Grew

Ilk ABD Büyükelçisinin Türkiye Hatiralari ATATÜRK VE INÖNÜ JOHN GREW Çeviren: Muzaffer Askin ÖNSÖZ Türkiye ile ilgili izlenimlerini yazan Joseph H. Grew, ömrünün 1904-1945 arasindaki yillarini çok önemli politik görevlerde geçirmis olan bir ABD'li diplomattir. 1904 yilinda, Franklin Roosevelt'in amcasi olan Theodor Roosevelt'in cumhurbaskanligi sirasinda Amerikan Disisleri'ne girmis ve sirasi ile Kahire Konsoloslugu, Meksika Sefaret Kâtipligi, Petersburg, Berlin Birinci Sefaret Kâtipligi görevlerinde bulunmus, Balkan ve Birinci Dünya savaslarinda hep Berlin'de kalarak savaslarin olusunu izlemistir. Savasin bitisinden bir yil önce Amerika'ya dönerek Disisleri Bakanligi Bati Avrupa Dairesi'nde çalismis 1918'de mütareke hazirlik görüsmelerine Amerikan delegasyonunun bir üyesi olarak katilmis, daha sonra Paris Konferansi'nda Fevkâlade Büyükelçi sifatiyla kurulun sekreterligini yapmis, Paris ve Kopenhag büyükelçiliklerinden sonra Isviçre Elçiligine atanmis, bu görevde iken Lozan Konferansi'na gönderilen Amerikan Müsahit Kurulunun üyeligine seçilmistir. Lozan Konferansinin gerek resmi oturumlarini ve gerekse kulis çalismalarini izleyen Mr. Grew, görüslerini günü gününe canli tablolar olarak not etmistir. Özellikle konferanstaki Türk delegasyonunun durumunu ve çalismalarini tarafsiz bir gözlemci gözü ile yansitan bu izlenimleri Türk devrim tarihini inceleyenler için bir belge degerini tasimaktadir.Lozan Konferansi'ndan sonra Mr. Grew Amerikan Disisleri Bakanligi'nda göreve çagrilmis, 1927 yilinda da tekrar büyükelçilik sifatiyla Türkiye'ye gönderilmistir. Kendisi Cumhuriyet Hükûmeti nezdine gönderilen ilk ABD elçisidir ve bes yil bu görevde bulunmustur.Kendisinin Türkiye'de bulundugu yillar, Cumhuriyetin kurulus devresine raslamaktadir. Bu nedenle Grew, kurulus devrimizin çesitli yönlerini, bunalimlarini zaferlerini, kusur ve basarilarini yakindan görmek olanagini bulmustur. Kendisi daha Lozan Konferansi'nda Türklere karsi ilgi ve yakinlik duymus bir insandir. Izlenimlerinin her bölümünde oldugu gibi, Türkiye'ye iliskin olanlarinda da sübjektiflikten hemen her zaman uzak kalmis ve yargilarinda kesin tarafsizligi korumustur.Mr. Grew'un gerek Lozan Konferansina, gerek 1927-1932 yillari arasindaki Türkiye'ye iliskin notlarinda, zaman zaman aci elestirilere rastlanacaktir. Fakat bunlar, tarafsiz bir gözlemcinin fikirleri olmak bakimindan, hem çok ilginç, hem de yakin tarihimiz üzerinde düsünen ve yazanlar için aydinlatici bir nitelikte ve degerde bulunmaktadir.Truman'in baskanligi sirasinda yasinin çok ilerlemis olmasindan ötürü ve kendi istegi ile emekliye ayrilan Mr. Grew, bütün politik hayatini 1952 yilinda ''Turbulent Era: Çalkantili Devir'' adiyla iki ciltlik bir kitap olarak yayinlamistir. Biz bu eserden, yalnizca ''Lozan Konferansi'' ve ''Türkiye'deki Misyonum'' baslikli bölümleri aliyoruz. GIRIS 1914'ten önceki devre içinde büyük devletler arasindaki rekabetin bir sonucu olarak varligini sürdüren Osmanli Imparatorlugu artik tarihinin son devrini yasamaktaydi. Birinci Dünya Savasi'ndaki yenilgi, son darbeyi olusturmustu.Türkiye'ye bir isgal kuvveti gönderen Müttefikler, 10 Agustos 1920'de Sevr Antlasmasi'ni imzalayarak Osmanli Imparatorlugu'na sadece Anadolu'daki küçük bir toprak parçasini biraktilar. Birtakim açik ve gizli anlasmalarla Osmanli imparatorlugundan yalniz genis toprak parçalari alinmiyor, ayni zamanda kendisine birakilan topraklar üzerinde ulusal egemenligine de son veriliyordu. Bir tarihçiye göre Sevr Antlasmasi ''modern tarihte en agir cezalandirici baris antlasmalarindan birini ve savas yagmalarinin en insafsiz ve en hesapli sekilde bölüsülmesini olusturmakta idi.''Bu antlasmaya göre, Trakya ve Bati Anadolu Yunanistan'a, Dogu Anadolu Ermenistan'a ve Kürdistan'a verilecek, Istanbul uluslararasi sehir durumuna getirilecek, Adana Fransiz, Antalya Italyan sömürgesi olacakti; orduya, donanmaya sahip bulunmayacaktik; maliyemiz, adliyemiz, kara ve deniz sinirlarimiz, Bogazlarimiz ve öteki bütün kurumlarimiz yabanci kontrolü altina verilecekti, azinliklar ülkenin gerçek sahiplerinden daha çok hak ve ayricaliklara sahip olacaklardi.Fakat Türkleri bu antlasmayi imzalamaya zorlayan Müttefikler, Türk millîyetçiliginin kuvvetini çok yanlis hesaplamislardi. 1919'da üstelik Yunanlilari da izmir'e asker çikarmaya tesvik etmeleri, Yunanlilarin zulüm ve çapulculuklari, Türk millîyetçiligini büsbütün kizistirdi ve teskilâtlandirdi. Bu teskilatlanma ve sahlanmanin sonucu, Müttefiklerin Anadolu'da tam bir yenilgiye ugratilmasidir.Fakat savas alaninda kazanilan zaferin, diplomasi salonunda da onaylanmasi ve millî bagimsizligimizin bütün dünyaya onaylatilmasi gerekiyordu. Lozan Konferansinin amaci buydu. Bu konferansta ''yüzyillik hesaplar'' görülecek,tasfiye edilmis Osmanli Imparatorlugu'na Türk milleti olarak yasama hakki verilecekti.Bu konferansta, bir tarafi Ingiltere, Fransa, Italya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Sirp-Hirvat devletleri; öbür tarafi da Türkiye olusturmaktaydi.Bu milletlerin baslica delegeleri sunlardi:Türkiye: Ismet Pasa (Disisleri Bakani), Hasan (Saka) ve Riza Nur; Ingiltere: Lurd Curzon (Disisleri Bakani), Rumbold; Fransa: Poincaré (Basbakan), Barrare; Italya: Mussolini (Basbakan), Garroni; Yunanistan: Venizelos; Japonya: Hayachi, Otchial; Yugoslavya; Spalaikovitch ve Rakitch.Ayrica konferansa gözlemci olarak gelen bazi delegasyonlar arasinda; Amerikan kurulundan Child, Amiral Bristol (Istanbul'daki Amerika Yüksek Komiseri) ve bu izlenimlerin yazari Mr. Grew; Bulgaristan kurulundan Basbakan Stambolisky ve Matmazel Stancioff bulunmaktaydi. Lozan Konferansi macerasinin baslica kahramanlarini iste bu kisiler olusturuyordu.Konferansta çözülecek baslica sorunlar ise sunlardi: Türkiye'nin sinirlari, Ermenistan özerkligi, Osmanli borçlari, adli, mali, ekonomik, kültürel kapitülasyonlar, azinliklar ve Bogazlar, Yunan savas tazminati.KONFERANS BASLIYOR:13 KASIM 1922Konferansin 20 Kasimda baslayacagi bildirildi. Ayin 17'sinde karim Alice ile birlikte Lozan'a hareket ediyoruz; orada ne kadar kalacagimizi Allah bilir. Konferansin, zevkli olmakla birlikte güç ve çetin geçecegini saniyorum. Türkler, Sevr Andlasmasinin imzalandigi siradaki durumlarinda degiller. Bu kere sapkalarini ellerinde tasiyarak degil, fakat arkalarinda muzaffer bir ordu birakarak geliyorlar. Bu da isleri bir hayli baskalastiriyor...LOZAN, 19 KASIM 1922Aksam saat 6'da Poincaré ile birlikte özel bir trenle Paris'ten gelmekte olan Lord Curzon'u karsilamaya, oradan da dogruca Mussolini ile bir gece görüsmesi yapmak üzere Territet'e gittim. Bütün diplomatlar, bu gece Lozan'a gelmis olacaklar. Mussolini'nin dogruca Lozan'a gelmeyip öteki diplomatlarla Territet'de görüsmek için israr etmesinin nedenlerinden biri olarak, kendisinin gençliginde serserilik suçu ile Lozan'da tutuklanip sehirden çikarilmasini ve o kizginliginin hâlâ sürmekte olmasini gösteriyorlar. Fakat bu söylentilere pek güvenmemek gerek. Çünkü kendisi herseye ragmen buraya gelecek(1)...20 KASIM, AÇILIS OTURUMUSalon çesitli uluslarin delegeleri, Isviçreli memurlar, Bern'deki kordiplomatik ve 250 gazeteci ile dolu. Konferans Baskani Habb(1), Fransizca olarak verdigi güzel bir söylevle toplantiyi açti, delegelere ''Isviçre'ye hos geldiniz" dedi; Lord Curzon kendisine cevap verdi. Baska söylev verilmeyecekti. Fakat, Curzon'dan sonra Ismet Pasa ayaga kalkti, tehdit ve çatma havasi tasiyan bir konusma yapti. Ilk oturum tamamen bir tören oldugu için, bu sekilde konusmanin ne yeri, ne de sirasiydi; eger mutlaka konusacaksa, Baskanin hos geldin deyisine ve Isviçre'nin konukseverligine tesekkür etmekle yetinmeliydi. Konusmasi kötü etki yapti. Mussolini'nin yüzünde son derece vahsi bir ifade belirmisti; Ismet'in bogazina atilmak ister gibi bakiyordu. Baskan oturumu tatil etti. (2).21 KASIM, ILK OTURUMTörenden sonraki ilk oturum, bugün Duchy'de Sato Otelinde açildi. Lord Curzon baskanlik ediyor ve tatli bir dille konusuyordu. Büyük devletler tarafindan hazirlanmis olan ve kadife kelimeler, fakat ezici yöntemler içeren konferans iç tüzügüne iliskin maddeler üzerine Ismet Pasa'nin yaptigi itirazlari reddediyordu. Yapilan konusmalari, Ismet Pasa sekreterinin fisildamalari ile izlemekteydi. Her maddenin okunusundan sonra kesin sekilde karar vermis bir insan havasi ile öne dogru kimildiyor ve cevap vermek istedigini bildiriyordu; sonra yavas ve kesin bir dille sekreterine Türkçe olarak yazdiriyordu. Yazdigini bitirince Fransizca olarak konferans kuruluna okuyordu. Pasa'nin durumuna karsi gerçekten yakinlik ve sempati duyuyordum. Kendisi muzaffer bir devleti temsil ediyor, fakat yenilmis bir düsman gözüyle bakiliyor, delegasyonunun ise, konferanstaki varliginin farkina bile varilmak istenmiyor. Fakat en küçük seylere bile itiraz etmekle hata ediyor; yalniz önemli noktalari ele alsa ve onlar

Description:
Ilk ABD Büyükelçisinin Türkiye Hatiralari - John Grew. Bu kitabı ücretsiz olarak PDF, EPUB ve MOBI formatlarında indirebilirsiniz.
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.