ebook img

hasan ali yücelin eğitim felsefesi ve türk milli eğitimine katkıları PDF

111 Pages·2007·1.42 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview hasan ali yücelin eğitim felsefesi ve türk milli eğitimine katkıları

T. C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İLKÖĞRETİM ANA BİLİM DALI SINIF ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI HASAN ALİ YÜCELİN EĞİTİM FELSEFESİ VE TÜRK MİLLİ EĞİTİMİNE KATKILARI YÜKSEK LİSANS TEZİ DANIŞMAN PROF. DR. MUAMMER C. MUŞTA HAZIRLAYAN ÜMİT SAVAŞ TAŞKESEN KONYA 2006 ÖNSÖZ Kültür ve medeniyet havzalarını değiştiren toplumlarda yapılan değişikliğin toplumun tüm kesimlerine ulaşması ve kabul ettirilebilmesi için eğitim en önemli araç olarak görülmüştür. Özellikle Aydınlanma Çağından günümüze eğitimden beklentiler gittikçe artmaktadır. Eğitim insan kültür ve bilgi birikiminin, her ne kadar son dönemde işlevi azalıyor gibi görünse de, eğitimciler tarafından diğer bireylere aktarılması ile birlikte gerçekleşen kültürlenme biçimidir. Bu kültür aktarımını biçimlendiren milli eğitim sistemi ve o toplumun varoluş felsefesi olmuştur. Bir toplumun varoluş felsefesinin toplumun diğer fertlerine aktarılmasında eğitim alanında çalışan ve görev yapanların hayatı ve dünyayı nasıl tanımladıkları, gerçekleştirmeyi düşündükleri ideallerin neler olduğu ve bunların hangi araçlarla nasıl gerçekleştirilebileceği yolundaki düşünceleri de belirleyici olmuştur, olacaktır. Biz de bu çalışmamızda Osmanlı geleneğinden koparak yeni bir sistem ve yeni bir dünya algısı ile inşa edilen Türkiye Cumhuriyetinin, Cumhuriyet tarihi boyunca görev yapmış milli eğitim bakanları arasında en uzun süre bu görevi yapan ve Cumhuriyet Eğitim tarihine damgasını vuran Hasan Ali Yücel’in Eğitim Felsefesini ve Türk Milli Eğitimine Katkılarının hangi alanlarda olduğunu araştırdık. Çalışmamız başlıca beş bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde bizi bu araştırmaya yönlendiren temel problem ve alt problemler, araştırmanın önemi ve sınırlılıkları üzerinde durulmuştur. Birinci bölümde Hasan Ali Yücel’in hayatı üzerinde durulmuş, hayatının belli başlı dönüm noktaları incelenerek eğitim düşüncesinin hangi aşamalardan geçerek olgunlaştığı, milli eğitim bakanı olmadan hangi görevlerde bulunduğu, bakanlık sonrası çalışmaları ve eserleri anlatılmıştır. İkinci bölümde Hasan Ali Yücel’in kişiliğinin oluşma ve yetişme çağları olan II.Meşrutiyet döneminde etkilendiği eğitim düşünürleri üzerinde durulmuştur. O dönemde yapılan fikri tartışma ve araştırmalar sonrasında Cumhuriyet eğitimine de yön vermiştir. Çalışmamızın üçüncü bölümünde Hasan Ali Yücel’in eğitim düşüncesini oluşturan temel kavramlar, onun eğitim, öğrenci ve öğretmenden beklentileri üzerinde durulmuş, Türk milli eğitimine olan katkıları yedi başlık altında incelenmiştir. Çalışmamızın son kısmı Sonuç ve öneriler bölümünden oluşmaktadır. Hasan Ali Yücel hakkında bu tezi aldıktan sonraki düşüncelerim ile bu tezi almadan önceki düşüncelerim arasında büyük bir fark oluşmuştur. Beni böylesine güzel bir konuyu çalışmam için yönlendiren danışmanım Prof.Dr.Muammer C. MUŞTA’ başta olmak üzere yetişmemde emeği olan öğretmenlerime, tez yazımı ve okumalarım sırasında her türlü yardımı sağlayan aileme ve bulamadığım kaynaklara ulaşmamı sağlayan arkadaşlarıma candan teşekkür ederim. Ümit Savaş TAŞKESEN Konya-2006 KISALTMALAR Age. Adı geçen eser Agy. Adı geçen yazı Ank. Ankara Ans. Ansiklopedi, Ansiklopedisi bk. Bakınız Bk. Bakınız bs. Baskı, basım C. Cilt C.D.T.A. Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi Çev. Çeviren, çevirmen Dr. Doktor hzl. Hazırlayan, hazırlayanlar İst. İstanbul Prof. Profesör s. Sayfa S. Sayı SÜ Selçuk Üniversitesi TDK Türk Dil Kurumu T.G.T.A. Tanzimattan Günümüze Türkiye Ansiklopedisi Yay. Yayın, Yayınları, Yayın evi YKY Yapı Kredi Yayınları GİRİŞ Bu bölümde, araştırmamızın konusunu oluşturan problem durumu açıklanmış, araştırmanın ana konusu ve alt konuları, araştırmanın amacı ve önemi belirtilmiş, araştırmada geçen kavramların tanımına yer verilmiştir. 1.1.Problem Durumu İnsanların çevreleriyle doğrudan etkileşimde bulunarak elde ettikleri bilgi ve becerileri diğer insanlara aktarma çabaları eğitim faaliyetlerinin başlangıcı olarak kabul edilirse, eğitimin tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. İnsan, diğer canlılardan farklı olarak biyolojik özelliklerinin yanında ruhsal özelliklere de sahip bir canlıdır. İnsan dışında kalan canlılarda hayat biyolojik bir aktarım ile sürer. İnsan dışındaki canlıların yaşaması için gerekli olan “yaşam bilgisi” genetik olarak yeni türlere aktarılır. İnsan dışındaki bu canlıların ömrü boyunca kullanacağı bu ‘yaşam bilgisi’ iç güdüsel bir davranış şeklinde türden türe değişmeden aktarılır. İnsan öğrenme potansiyelini içinde barındırarak doğar. İnsanın, yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan yaşam bilgisi sonradan edinilir. İnsan anne babasından devraldığı bu birikime süreç içerisinde kendi tecrübelerini de katarak birikimini arttırır, geliştirir. Günümüzden yüzyıl öncesinde yaşayan insanlar ile şu an yaşayan insanlar arasındaki tutum, algı, düşünme ve yaşam biçimi arasındaki farklılığın sebeplerinden birisi de budur. İnsan davranışlarını belirleyen bu kültür aktarımına tarihin her döneminde önem verilmiştir. Her devletin gerçekleştirmeyi istediği bir ideal, bir alem tasavvuru vardır. Bu tasavvurun, yani temel paradigmanın, devletin örgütlenme biçiminden günlük yaşama uzanan çizgide belirleyici bir niteliği vardır. Devletler varoluş amaçlarını gerçekleştirecek insan tipolojisinin gerektirmiş olduğu nitelikleri belirleyerek bunları vatandaşlarına, özellikle yeni nesillere aktarmak istemişlerdir. Eğitimin kurumsal ve ideolojik bir ‘yeniden üretim aracı’ olarak işlevselliğini artırması 17. yy sonlarından itibaren önem kazanmıştır. Özellikle Aydınlanma Çağı ve Fıransız ihtilalinden sonra modern ulus devletlerin ortaya çıkıp yaygınlık kazanması ile birlikte eğitimden beklentiler önemli ölçüde farklılaşmıştır. 18 yy’dan itibaren Osmanlı devleti de savaş alanlarındaki yenilgileri ve toprak kaybını önlemek için modernleşme çabalarına hız vermiş askeri alanda yapılan modernleşme çabaları eğitim kurumlarının modernleşmesi ile başlamıştır. Kurtuluş Savaşı sonlarında kurulmuş olan Cumhuriyetimiz, mirasçısı olduğu Osmanlı İmparatorluğundan, temel paradigma olarak ayrılmış ve farklılıklar göstermiştir. Bu paradigma ve sistem değişikliği bir çok yeniliği beraberinde getirmiştir. Hem Cumhuriyet sisteminin gerektirdiği vatandaş özelliklerinin ve oluşturulmaya çalışılan yeni paradigma uyarınca milletimize anlatılması, aktarılması ve kazandırılması hem de hem de ülkenin kalkınması için büyük bir güç olarak görülen eğitime büyük önem verilmiştir. Bundan dolayı eğitim alanında yapılan uygulamalar geleceğe etkide bulunmuş yön vermiştir. Milli eğitim sistemi incelendiği zaman temel şablon ve paradigma olarak Cumhuriyetin bu ilk yirmi yılında eğitim sistemine kazandırılan form, bir kısım değişikliklere uğramış olsa da karakteristik özellikleri aynı kalmıştır. Hasan Ali Yücel gerek bakan olmadan önceki çalışmaları ve yazıları gerekse bakan olduktan sonraki uygulamaları ile Türk Milli Eğitim düşüncesine büyük katkıda bulunmuş, sistemin temel karakteristiklerinin belirlenmesinde ve yerleştirilmesinde etkili olmuştur. Cumhuriyet sisteminin gerektirdiği vatandaş özelliklerini belirleyici ve aktarıcı olan eğitim politikaları üzerinde büyük etkinliği olan Hasan Ali Yücel’in eğitimci yönü araştırılmayı bekleyen bir konudur. Yapılan çalışmalarda Hasan Ali Yücel’in eğitimci yönü ön plana çıkarılmamış, daha çok politik yönü, o da dolaylı bir biçimde Köy Enstitüleriyle ilişkilendirilerek ön plana çıkarılmıştır. Hasan Ali Yücel’in adına yapılan toplantılarda dahi sunulan tebliğlerde Yücel’in kişiliği ve eğitimci yönü değil Köy Enstitülerinin kuruluş amaçları, nasıl kurulduğu, enstitülere yapılan eleştiriler ağırlıklı olarak işlenmiş, Yücel’in eğitimci yönü gölgede kalmıştır. 1.2.Problem Cümlesi Araştırmamızın ana konusu Hasan Ali Yücel’in eğitim felsefesi ve O’nun Türk Milli eğitimine katkıları teşkil etmektedir. 1.3.Araştırmanın Alt Konuları 1. Hasan Ali Yücel’in aldığı eğitim formasyonu 2. Hasan Ali Yücel’in yetiştiği dönemde eğitimdeki temel paradigmalar 3. Hasan Ali Yücel’in sistematik bir eğitim felsefesi var mıdır? 4. Hasan Ali Yücel’in eğitim anlayışına yön veren temel felsefe nedir? 5. Hasan Ali Yücel’in eğitimden beklentileri nelerdir? 6. Hasan Ali Yücel’in öğretmenden beklentileri nelerdir? 7. Hasan Ali Yücel’in Milli Eğitim Teşkilatına yönelik yaptığı çalışmalar nelerdir? 8. Hasan Ali Yücel’in ilköğretime yönelik yaptığı çalışmalar nelerdir? 9. Hasan Ali Yücel’in ortaöğretime yönelik yaptığı çalışmalar nelerdir? 10. Hasan Ali Yücel’in mesleki eğitim konusundaki çalışmaları nelerdir? 11. Hasan Ali Yücel’in Yükseköğretim konusundaki çalışmaları nelerdir? 12. Hasan Ali Yücel’in bakanlık sonrası milli eğitime katkıları nelerdir? 13. Hasan Ali Yücel’in kültür politikası nedir? 1.4.Araştırmanın Amacı Bu araştırmada Hasan Ali Yücel’in eğitim felsefesi, eğitim düşüncesi ve Türk milli eğitimine katkısının hangi alanlarda olduğu incelenerek ortaya konulması amaçlanmaktadır. 1.5.Araştırmanın Önemi Cumhuriyet dönemi eğitimine damgasını vurmuş olan Hasan Ali Yücel’in eğitim felsefesi ve düşüncesini temellendiren kavramların bilinmesi Cumhuriyetin ilk dönemlerindeki eğitim çalışmalarının hangi aşamalardan geçtiğini, Cumhuriyet devrinde yetiştirilmek istenilen neslin hangi niteliklere ve hangi paradigmaya göre yetiştirilmek istendiğini ortaya koyması bakımından önemlidir. 1.6.Sınırlılıklar Bu araştırma Hasan Ali Yücel’in kendi eserleri ve hakkında yazılmış olan eserlerden araştırmacının ulaşabildikleri ile sınırlandırılmıştır. I. BÖLÜM Hasan Ali Yücelin Hayatı ve Eserleri I. 1. H.Ali Yücelin Çocukluğu Hasan Ali Yücel 1897 yılında İstanbul’da doğmuştur. Babası Ali Rıza Bey, annesi Neyire Hanımdır. Yücel’in anne ve babası 1894 yılında evlenirler. Babası Ali Rıza Bey İstanbul Telgrafhanesinde müfettiş olarak görev yapmaktadır. Yücel, ekonomik olarak iyi şartlara sahip bir aile ortamında büyür. Yücel’in annesi ile iyi bir iletişimi varken babası ile ilişkileri ise dönemin temel karakteristiği olan otoriter bir ilişki biçiminden dolayı mesafelidir. “Ödün vermez bir dindar olan Ali Rıza Bey, ahlak konusunda en ufak bir hoşgörüyü kabul edemeyecek derecede dürüst ve çalışkan bir insandır.”(Çıkar, 1997: s.16) Aynı zamanda bir Mevlevi dervişi olan Ali Rıza Bey dergâhlarda neyzenlik yaparken dini ve dindışı eserler de bestelemiştir. Hasan Ali Yücel ilk çocukluk yıllarında Mevlevi kültürünün dini kuralların ve geleneklerin sürekli etkin olduğu bir sosyal çevre içinde yetişir.”(Çıkar,1997: s.18) Aile Yenikapı Mevlevihanesini sık sık ziyaret eder. Yücel buradan oldukça fazla etkilenir. Müzik duyarlılığı Yenikapı Mevlevihanesi şeyhi Mehmet Celaleddin Dede Efendinin sayesinde gelişir ve yerleşir. Mevlevihanedeki atmosferi sevmiş ve etkilenmiştir. (Yücel, 1990: s.48) Yücel bazı zamanlar anneannesine “şarkı söyler, Kur’an ve mevlid” de okur. I.2. H.Ali Yücelin Eğitim Yılları Yücel, dört yaşındayken ilk olarak Laleli’deki Yolgeçen Mektebine başlar. Buradaki ilk hocası Yolgeçen Sıbyan Mektebi’nin Hocası olan İsmail Efendi’dir. Bu okulda yazı yazmak bir zorunluluk olmamasına rağmen Yücel kendi gayreti ve lalasının yardımıyla yazıyı öğrenir. Öğrendiklerini de evdeki hizmetçilere ve evlatlıklara öğretir. Öğretmenliğe ilk olarak bu dönemde başlar.(Yücel, 1990: s.169-172) Yücel ve ailesi, beş altı yaşlarında kişiliğinin belirginleşmesi ve şekillenmesinde büyük etkisi olan Gümüşsuyu’na taşınır. O, ‘İlk hürriyet duygusuna’ burada erdiğini belirtir. Yücel’in babası Ali Rıza Bey’in Gümüşsuyu’na taşınmasındaki temel sebeplerden birisi de Yenikapı Mevlevihanesi Şeyhi Mehmed Celaleddin Dede Efendi’ye yakın olma isteğidir. Celaleddin Dede Efendi Hasan Ali’yi sık sık yanına çağırıp ona yazı yazdırır, okutur, hikaye söyler ve tekrarlatır.(Yücel, 1990: s.61) Bu iklim Hasan Ali’nin düşünce yapısının oluşumunu ve ruhsal gelişimini etkilemiştir.(Çıkar, 1997: s.23) Yücel, Yenikapı Mevlevihanesi’nde “hürriyet” ve “İttihat ve Terakki” kelimelerini ilk kez duymuştur. “Artık ben ‘hürriyet’in ne olduğunu anlamıştım. […]sıra anlatmaya gelmişti. Önüme gelene ne olduğumuzu, hürriyetin ne manaya geldiğini açıklamaya başladım. İttihat ve Terakki’ye sevgim, o günden başlar”(Yücel, 1990. s.143) I.2.a.Mekteb-i Osmani Gümüşsuyu’na taşındıktan sonra Topkapı’daki Taş Mektebe yazılan Yücel, 1906 yılında Mekteb-i Osmani’ye gönderilir. İlk kez bu okulda tahta, harita ve sıralar ile donatılmış bir sınıf ile karşılaşır. Yücel, Müzik, Coğrafya ve Fransızca derslerini çok sever ve bu derslerde oldukça başarılı olur(Yücel, 1990: s.93-94). 1911 yılında Mekteb-i Osmani’yi Aliyyülala bir derece ile bitirir. Okumak bir tutku halinde Yücel’in benliğine işlemiştir. Beyazıt’taki sahaflardan aldığı kitapları babasından gizli bir şekilde okur. O sıralarda Victor Hugo’nun “Doksan Üç İhtilali” ve Abdülhak Hamid’in “Eşber”i gibi oldukça ciddi eserleri okumaya başlamıştır.(Oğuzkan, 1987: s.624) Mekteb-i Osmanî’de ezberlediği ve sokakta duyduğu hürriyet şiirleri, şarkı ve marşları Yücel’in belleğinde derin izler bırakır.(Çıkar, 1997: s.27) I.2.b.Vefa İdadisi Hasan Ali Yücel Mekteb-i Osmani’den sonra Vefa İdadisine gider. Bu okul sıralarında ‘Mektebli’ dergisinin açtığı bir yarışmaya Balkan Savaşlarının onun üzerinde yarattığı etkiyi dile getiren “İntikam Olsun” adlı bir yazısı ile katılır. Yazı 17 Ekim 1913 yılında yayınlanır(Çıkar, 1997: s.29). Yücel, Vefa idadisinin son sınıfındayken patlak veren I.Dünya Savaşı nedeniyle askere alınır ve eğitimine ara vermek zorunda kalır. Önce asteğmen, sonra teğmen olarak toplam üç buçuk yıl askerlik yapar. 2 Aralık 1918 yılında terhis olur.(Unat, 1961: s.292)

Description:
Bu araştırmada Hasan Ali Yücel'in eğitim felsefesi, eğitim düşüncesi ve Türk milli .. Yücel bu toplantıyı açış konuşmasında “Kanaatimce bütün maarif.
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.