ebook img

Halk Silahlanınca: Durruti ve İspanya Anarşist Devrimi PDF

220 Pages·1996·3.17 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Halk Silahlanınca: Durruti ve İspanya Anarşist Devrimi

Ben Afrika'da kanat çırpan kelebeğin DURRUTİ VE İSPANYA ANARŞİST DEVRİMİ Kuzey Amerika 'da yarattığı kasırgayı istiyorum. HALK SİLAHLANINCA Ben kaos istiyorum! ABEL PAZ Çeviren: Gün Zileli Halk Silahlanınca Durruti ve İspanya Anarşist Devrimi Abel Paz İngilizceden Çeviren: Gün Zileli Kitabın Özgün Adı: Un Pueblo de Armas Free Life Editions / 1977 Basımından Çevrilmiştir Kaos Yayınları: 4 Kaos Tarih Dizisi 1 1.Baskı: Nisan 199G İstanbul Ofset Hazırlık: Kaos Kapak Tasarım: Ayşen Atalan Baskı: Ceylan Matbaacılık Ltd. Şti. HU: Güven Mücellithanesi Kaos Yayınları Piyerloti Od. Dostlukyurdu Sk. No: 8 Çemberlitaş - İstanbul Tel: (212) 518 25 62 İSYANCI (1896-1931) 1.12 NUMARALI SENDİKA KARTI n. AĞUSTOS 1917 IH. SÜRGÜNDEN ANARŞİZME IV. "LOS JUSTICIEROS" V. DEVLET TERÖRÜYLE KARŞI KARŞIYA VI. ZARAGOZA, 1922 VII. "LOS SOLIDARIOS" VIII. REGÜERAL VE BAŞPİSKOPOS SOLDEVILA IX. PRIMO DE RIVERA DİKTATÖRLÜĞÜNE DOĞRU X. PARİSTE SÜRGÜN PİRENELER'DE GERİLLA XI. GERİLLALAR GÜNEY AMERİKA'DA XII. XIII. ALFONSO'YA KARŞI BAŞARISIZ SUİKAST GİRİŞİMİ VE POINCARE'NİN TESLİM OLUŞU Xm. AVRUPA'DA GİZLENME MİLİTAN (1931-1936) I.14 NİSAN 1931 II. "NOSOTROS" CUMHURİYET VE CNT İLE KARŞI KARŞIYA GELİYOR III. "BUENOS AİRES" YÜZEN BİR HAPİSHANE IV. "HALKIMIZ İLERİYE DOĞRU ATILIMDAN YANA" V. DEVRİMCİ DÖNEM VI. "ÇETECİLİĞE HAYIR; KOLLEKTİF TOPLUMSALLAŞTIRMAYA EVET" VII. 1933 SEÇİM BOYKOTU VIII. ARALIK 1933 AYAKLANMASI IX. İŞÇİ İTTİFAKI FAKAT TABANDAN X. KATALONYA'DA 6 EKİM VE ASTURYA KOMÜNÜ XI. HALK CEPHESİNE DOĞRU XII. 30 000 SİYASİ TUTUKLU XIII. 16 ŞUBAT 1936 XIV. CNT IV. KONGRESİ XV. SOSYALİST YOLDAŞLAR NEYİ BEKLİYORSUNUZ ? XVI. ACI BİR HAFTA Türkçe Baskıya Önsöz DEVRİMCİ (1936) I. BARSELONA ALEV ALEV II. FRANCİSCO ASCASO'NUN ÖLÜMÜ III. 20 TEMMUZ IV. MERKEZİ MİLİS KOMİTESİ V. ZARAGOZA'YA DOĞRU VI. DURRUTİ BİRLİĞİ İki yıl önce, Londra'dan, öğrenci olduğunu söyleyen genç bir VII. "YERALTI DEVRİMİ'' Türk'ten bir mektup aldım. Londra'da, Buenaventura Durruti'nin VIII. KOLTSOV DURRUTİ BİRLİĞİ'Nİ ZİYARET EDİYOR biyografisi olan "Halk Silahlanınca" adlı kitabımı okuma imkânı IX. DEVRİM ÇIKMAZDA bulduğunu, çok heyecanlandığını ve kitabımı çevirip, basılması için X. LİBERTER ARAGÖN İstanbul'daki bir yayınevine önermeyi düşündüğünü ve benim XI. MOSKOVA'YLA BARSELONA ARASINDA açımdan bunun bir mahsurunun olup olmadığını soruyordu. XII. İSPANYA ÜZERİNDE STALİN GÖLGESİ Verdiğim cevapta, benim için bunun hiçbir mahsuru olmadığını XIII. "YAŞASIN HÜKÜMETSİZ MADRİD" belirttim. Tam tersine yeni okurlar kazanacağım, üstelik İspanya'ya XIV. ÜNİVERSİTE MAHALLESİ hem çok yakın hem de uzak bir ülkede okurlarım olacağı fikri beni XV. "DURRUTİ ÖLDÜ" çok sevindirmişti. XVI. DEVRİMCİNİN CENAZE TÖRENİ Genç öğrenciyle yazışmalarım yarım kaldı. Bunun ilk defa başıma gelmediğini düşündüm, iyi niyetle yapılan girişimlerin bazen arkası gelmiyordu, konu üzerinde fazla durmadım. Ancak, İstanbul'daki Kaos Yayınları'ndan gelen bir mektup yanıldığımı ortaya çıkardı. Türkçe çevirinin bittiğini, kitabı basmak üzere olduklarını, kitaba konulmak üzere birkaç satırlık bir önsöz yazıp yazamayacağımı soruyorlardı. İspanyol Devrimi, birçok nedenden dolayı, dünyayı ikiye bölecek ölçüde sarsan bir olay oldu: İspanya'daki hareketi yürüten ve cumhuriyetçi İspanyolları tutkuyla savunanlar, o zamanlar Almanya ve İtalya'ya egemen olan totaliter akıma karşı bunun bir halkın kararı olduğunu söylüyorlardı. Aynı zamanda da yarı-feodal İspanya'yı ilerici ve modern bir ülkeye dönüştürmek istiyorlardı. Karşılarında ise, alt sınıflardaki insanlara hükmeden, sömürge imparatorluğunun böyle bir gelişmeye kapalı olduğunu savunanlar vardı. Bu iki kavram -otoriter ve liberter- İspanyol İç Savaşı denen çarpışmada karşı karşıya geldiler. Bu "iç savaş" sözcüğü, muhafazakâr tarihçiler okulu tarafından uydurulmuş bir sözcüktür. Amaçları; İspanyol halkının 32 ay süren mücadelesinin gerçek nedenleri konusunda dünyayı yanıltmaktır. Kitabımın değeri, Ispanya'daki çatışmanın gerçek nedenlerini açıklığa kavuşturmayı hedefleyen araştırmacı yanında yatmaktadır. Şimdiye kadar bu tür kitapların Türkiye'de okuyucu bulduğundan haberdar değildim. Fakat, Kaos Yayınları böyle bir yayın macerasına girişerek kendini riske atıyorsa haklı nedenleri olduğunu düşünüyorum. Kaos'a başarılar diliyorum. Bitmek üzere olan yüzyılımızın bu en büyük olayının genç nesiller arasında daha iyi tanınması için kitabım bir yarar sağlarsa çok mutlu olacağım. Âbel Paz Barselona, 20 Mart 1996 1923 yılının 4 Haziran günü, öğleden sonra, Zaragoza'nın kenar mahallelerinden "el Terminillo" denilen yerde, St. Paul adlı okula girerken yavaşlayan bir otomobile iki yabancı tarafından ateş açıldı. Arabadakilerden Kardinal-Başpiskopos Don Juan Soldevila Romero olay yerinde öldü. Piskoposun yeğeni olan baş kâhya kolundan yaralandı. Şoför ise hafif yara alarak kurtuldu. Saldırı bir anda olup bitmişti ve saldırıyı yapanlar hakkında en ufak bir ipucu sağlayacak görgü tanığı bile yoktu. Okulun rahibeleri ve görevliler, yaşları belli olmayan iki adamın karşıki tarlalarda kayıplara karıştıklarını ileri sürdüler. Polis, arabaya ondört mermi isabet ettiğini, bunlardan birinin benzin deposuna geldiğini saptayabildi. Yerel basın, ellerinde başka bir bilgi olmadığını belirterek, olayın "beklenmedik ve iğrenç bir saldırı" olduğunu yazıyor ve kurbanın fotoğrafını yayınlıyordu. Resmi makamlar şaşkınlık içindeydi. O akşam saat sekiz civarında iki telgraf gelmişti: Kral XIII.Alfonso başsağhğında bulunuyor ve içişleri bakanı, bu olayın derinlemesine kovuşturulması emrini veriyordu. Aynı akşam, Confederacion Na-cional del Trabajo (CNT) bir bildiri yayınlayarak, eğer yetkililer suikastla hiçbir ilgisi olmayan masum işçileri suçlar ve hapse atarsa, genel greve gidecekleri tehdidinde bulunuyordu. Sendikalistler de hükümet mensupları da uykusuz bir gece geçirdiler. Hükümet, hangi baskı önlemlerini alacağı konusunda karar veremiyor, öte yandan sendikalistler baskının kurbanı olmaktan korkuyorlardı. Ertesi gün, 5 Haziran'da, ulusal basın olayı ele aldı. "El 11 met baskıyı acımasızca arttırıyordu; hapishaneler militanlarla Heraldo de Madrid" gazetesi, suçun mimarları olarak anarşistleri dolmuştu ve idamlar sürekli bir hal almıştı. Artan huzursuzluk ve gösteriyordu. "La Acciön" adlı aşırı sağcı gazete, tehlikeli anarşist ekonomik kriz, 1898 yılında son sömürgelerin de kaybedilmesini Durruti tarafından yönlendirilen nam salmış terörist çetelerini hedef (Küba, Filipinler, Porto Rico) getirdi.(5) gösteriyor ve bu "dehşetengiz" kişiliğin korku verici biyografisinin 1900'de Buenaventura Durruti, Leön'un Misericordia So- ardından, artık bu "Allahın cezası"nın eylemlerine bir son vermek üzere hükümetin gereken önlemleri almasını talep ediyordu. kağı'ndaki bir okula yazıldı ve burada dört yıl okudu. Bu döneme Buenaventura Durruti,(1) 14 Temmuz 1896'da, Santiago Durruti ilişkin çok az bilgiye sahibiz. Bunlardan biri, öğretmeninin onun hakkındaki raporudur: "Disiplinsiz bir öğrenci, fakat duygulan güçlü Malgor ve Anastasia Dumange Soler'in ikinci oğulları olarak ve çok merhametli." Daha sonraları Durruti kız kardeşi Rosa'ya şöyle dünyaya geldi. Durruti'ler, Fransız Baskı'ydı, Duman-geler ise Katalan'dı.(2) Ama her iki aile de Leön'da yaşıyordu. Bir çok Kastilya yazacaktır: "Küçüklüğümde çevremde ilk farkettiğim şey, insanların acı çektiğiydi, yalnız ailem değil, komşular da acı içindeydiler. kenti gibi, Leön'da da, tarım ve hayvancılığın yanı sıra az gelişmiş Sezgisel olarak o zamandan itibaren bir asiydim zaten. Sanırım deri giyim ve yün örme endüstrisiyle geçiniliyordu. Entellektüel geleceğimi belirleyen bu olmuştur."'6' Bu açıklama muhtemelen, onu yaşam, rahipler sınıfının hakimiyetindeydi. Politik iktidar, rahipler ile derinden etkileyen özel olaylara gönderme yapmaktadır: Durruti ordunun elindeydi ve bunlar hem yerel yaşamı, hem de Cortes'teki henüz yedi yaşındayken, babası, 1903 yılındaki deri giyim işçilerinin (yerel meclis, ç.n.) temsili düzeni kontrol altında tutuyorlardı. grevinde aktif rol oynadığı için tutuklanmış ve hapse atılmıştı. Bu O sırada İspanya, ekonomiyi ve aynı zamanda politik-kül-türel grev, Leön'daki ilk önemli sosyal çatışmaydı ve dokuz ay sürmüştü. kurumları etkileyen ciddi bir kriz döneminden geçmekteydi. Elde Gittikçe artan açlığa ve baskının şiddetine rağmen işçilerin kararlılığı, kalan son sömürgeler de İspanya'ya karşı ayaklanmışlardı. Jose Marti işçi sınıfının ilk başarısını ve bölgede proleter örgütlenmesinin liderliğindeki Kübalılar isyan başlatmışlardı ve Sömürgeler Bakanı başlangıcını oluşturdu. Cânovas del Castillo, General Weyler'i, isyanı bastırmakla Leonlu işçiler, uyanışlarını, ilk işçi örgütünü kuran, Bue- görevlendirmişti. Aynı şekilde, Filipinler de kaynıyordu, hükümet naventura'nın amcası Ignacio Durruti'ye borçludurlar.(7) 1900'e kadar, görevlilerine ve adaların yöneticisi durumundaki Dominik Leön'daki en ilerici çevre, ideolojilerinin ılımlı ve barışçıl olması Rahipleri'ne karşı ayaklanmışlardı. Küba bir toplama kampına nedeniyle, yerel otoritelere ve rahiplere karşı mücadelede yetersiz dönüştürülürken, Filipinler yoğun baskı altında tutuluyordu, Filipinli kalan cumhuriyetçi entellektüeller grubuydu. Fakat yüzyılın başından ünlü şair Jose Rizal kurşuna dizilmişti.(3)Yarımadanın kendisi de itibaren durum değişmişti. Valladolid ile Leön arasında açılan genel bir huzursuzluk içindeydi. Özellikle Endülüs'te, "caciquisme" demiryolu sayesinde ilk sosyalist ve anarşist yayınlar, bölgede ve denilen politik patronlar ve toprak sahipleri tarafından ezilen köylüler Asturya'nın(8) madenci kesiminde dolaşmaya başlamıştı. Ignacio gerçek bir toplumsal savaş(4) biçimine dönüşen ayaklanmalara Durruti'nin yoldaşları olan deri işçileri, İspanya'yı, özellikle Bilbao ve girişmişlerdi. Aynı şiddet ortamı, Endülüs ve Asturya'daki maden Barselona'yı baştanbaşa kaplayan politik ajitasyondan, onun bölgelerinde de hüküm sürüyordu. Katalonya ve Bask Ulkesi'nin sayesinde haberdar oldular. endüstriyel bölgelerinde işçiler durmaksızın birbirini izleyen O sıralarda sekiz saatlik işgünü talebi gündemdeydi ve gösterilere, grevlere ve çeşitli eylemlere girişiyorlardı. Hükü- Madrid'deki terziler bu hakkı yeni kazanmışlardı. Leön'daki 12 13 deri işçileri, ücretlerin yükseltilmesini ve çalışma saatlerinin azaltılmasını talep ediyorlardı. Bu, patronların pazarlarını ge- nişletmek ve üretim metodlarını geliştirmek istemelerinden bu yana makul bir talep haline gelmişti. O zamana kadar, işçi ücretleri, gün doğumundan gün batımına kadar süren bir çalışma karşılığı 1 peseta 25'ten 1 peseta 75'e kadar değişen üç kategoriyi kapsıyordu. Komite üyeleri, patronlara şu talepleri sunmuşlardı: Hergün için yarım peseta daha fazla ücret ve on saatlik işgünü. Delegeler, Ignacio Durruti, Santiago Durruti (Bu-enaventura'nın babası), Antonio Quintin ve Melchor Anton'du. Talepler aşırı bulundu ve reddedildi. İşçiler grev çağrısıyla yanıt verdiler. Deri işi tek yerel endüstriydi ve işin durdurulması bütün bölgenin ağır ağır felç olmasına yol açıyordu. Resmi makamlar bu ayaklanmanın sorumluları olarak gördükleri kişilerin hepsini tutukladılar. Halk, dürüst işçilerin, kötü insanlar gibi tutuklanmasına ve hapse atılmasına dayanamazdı ve bu yüzden derhal dayanışma gösterdi. Tüccarlar, grevcilere kredi açtılar. Lokanta sahibi Lorenzo Durruti, lokantasını grevcilerin hizmetine verdi. Ignacio Durruti, dükkanını sattı ve parasını grevcilere verdi. Bu dayanışmanın yöneticiler üzerinde etkili olduğu anlaşılıyor; "Piskopos (halk arasında onun, baskıların kışkırtıcısı olduğu söylentisi vardı) araya girerek tutuklananların salıverilmesini sağladı. Bu, onların 15 gün hapiste kalmasını engellemedi elbette".(9) Fakat dokuz ay süren grev boyunca açlık işçi evlerinde derinden hissedildi ve bu, isyan ruhunu zayıflattı. Grevciler adım adım teslim oldular ve grev, burjuvazinin büyük başarısıyla sona erdi. Bununla birlikte, Durruti'nin babası gibi, teslim olmaktansa meslek değiştiren işçiler de vardı. Durruti'nin babası, Kuzey Demiryolları Şirke-ti'nin atölyelerinde marangozluğa başlamıştı. Daha sonraki yıllarda, kızkardeşi Rosa'ya bu olayları anımsatan diler. Bundan sonra ise hepsi için yaşam değişecekti. Lorenzo Durruti, bütün bunların ailesinin geleceğini tayin ettiğini belirtir. O lokantasını kapattı. Ignacio kimseye bir şey açıklamadan ortadan zamana kadar Durruti'nin babası Santiago'nun az bir ücreti olmasına kayboldu, onun Amerika'ya göç ettiğine inanıldı. Santiago'nun rağmen, Durruti ailesi, diğer işçilerle karşılaştırıldığında yüksek bir kayınpederi Pedro Dumange yerel eşraf tarafından uygulanan yaşam standardına sahipti, çünkü ailenin erkekleri, Lorenzo, Pedro ve Ignacio iş sahibiy- sistematik boykot sonucunda tekstil ticareti işinin adım adım çöküşe gittiğini gördü. Aile, Santiago'nun kazancı ile yaşamaya zorlanmıştı. Santiago, marangozluktan günde yalnızca iki peseta kazanıyordu. 14 15 Buenaventura'nın geleceği için yapılmış hırslı projelerden di: "İşte senin işin bu, demir kızgınken onu istediğin şekle so- vazgeçilmesi gerekiyordu. Büyük babası Pedro, onu, daha sonra kuncaya kadar dövmek." Buenaventura'yı bütün gün izledikten sonra, tekstil ticaretini yönetebilecek duruma gelmek üzere koleje gönderip sözlerini şöyle tamamladı: "İyi bir demirci olacaksın, çünkü demire ciddi bir eğitim yaptırmak istiyordu. Fakat bu çok pahalı bir eğitimdi. nasıl vurulacağını biliyorsun. Fakat şunu unutma, darbeler kesin Buenaventura, ailenin mütevazi gelirine daha uygun olan Ricardo hedefe inmeli. Yalnızca güç yetmez, darbeyi nereye indireceğini Fanjul'un okuluna gönderildi. Orta karar bir öğrenciydi ama okulu bilmek için zekâ da gereklidir." Melchor, çırağının entellektüel bitirdiğinde Fanjul onu "edebiyata yetenekli" bulmuştu.(10) gelişmesiyle de ilgiliydi ve ona, şehrin merkezindeki, "Los amigos Durruti 14 yaşına geldiği zaman, yaşlı Pedro, onun Valla-dolid'de del Paiz" adlı gece okuluna kaydolmasını salık verdi. Martinez, iki yıl okula devam etmesi için ısrar etti, fakat Durruti bunu kabul etmedi. sonra Buenaventura'ya şöyle dedi: "Artık ne tornacılığa ne de Buenaventura, babası gibi işçi olmak istiyordu, tornacı olmaya karar sosyalizme ilişkin başka bir şey öğretemem sana." Genç adam başka verdi. 1914'te Melchor Martinez Efen-di'nin atölyesine çırak olarak bir atölyede çalışmaya başladı. girdi. Martinez, demir parmaklıkların arkasında alenen "El Antonio Miaja'nın atölyesinde bir yıl çalıştıktan sonra "ikinci sınıf Socialista'yı okuduğu için coşkulu bir devrimci olarak ün salmıştı. bir torna işçisi" kabul edildi ve 1912 yılının Nisan ayında, 12 Gerçekte Martınez'in sosyalizmi belirsizdi ve daha çok coşkuya numaralı(13) sendika üye kartıyla Metalürji İşçileri Sendikası'na dayanıyordu. Bir zamanlar Bilbao'da iken militan bir işçiydi ama kaydoldu. Bu onun militanlık ve sendikacılık yaşamının artık yaşlıydı ve Pablo Iglesias'ın(11) hayranıydı, Leön'da inzivaya başlangıcıydı. Metalürji işçilerinin toplantılarına daha çok bir çekilmişti. Martinez, bir makine ve demirci atölyesi açmıştı, bu gözlemci olarak katıldı ve ara sıra tartışmalarda yer aldı. O zamanlar atölyede birkaç işçi, Sosyalist Parti'nin projeleri ve gelişmeler Leon'daki sosyalist teorisyen, üç yıl sonra şehirdeki ilk sosyalist dergi hakkında yaşlı adamla konuşmak üzere bir araya gelirlerdi. O sırada "El Socialista Leones"i kuracak olan Iglesias Muniz'di. Muniz bir Leon'daki işçiler, biri "Union General de Trabajadores (UGT)", diğeri militan ve eğitmendi, Buenaventura gibi bütün işçiler onu bir "Union Ferroviaria" ve "Union Metalurgica'ya dahil olan iki işçi peygamberi dinler gibi dinlerlerdi. Konuşmalarından birinde Iglesias, sendikasına sahiptiler. CNTli işçilerin muhalefetine rağmen, partinin seçim başarıları ve Gençler kilisenin etkisinden kurtulmaya başlamışlardı. İspanya'da sosyalizmin gelişmesi üzerine bir yorum yaptı. Bu Buenaventura, 12 yaşından itibaren, her perşembe günü St. Anne karşıtlık konusunda Iglesias'ın yeterince açıklama yapmaması üzerine cemaatinin ayinlerinde dini prensipler üzerine verilen dersleri (CNT'li anarşist işçilerle ılımlı sosyalistler arasındaki karşıtlık, ç.n.) izlememeye başladı. Artık kiliseye gitmiyordu ve ertesi yıl da, büyük Durruti daha fazla bilgi sahibi olmak istedi. Sorularına verilen bir skandala yol açarak paskalya ayinine katılmayı reddetti. Bu yanıtlar müphemdi ve onu ikna etmemişti. Durruti, kısa bir süre sonra davranış onun, bir inançsız olarak tanınmasına yol açtı.(12) Muniz'in etkisinden kurtularak sorularının cevabını kendi başına Melchor Martinez, bu çocukla aynı fikirdeydi ve onu des- aramaya başladı. tekliyordu. Santiago'ya şöyle demişti: "Oğlunu iyi bir tornacı, ama Bundan sonra Durruti tartışmalarda yer almakta gecikmedi ve aynı zamanda iyi bir sosyalist yapacağım." Çocuğun önüne düşüp liderliğe mensup olanlarda ilginç tepkiler uyandırdı. Liderler onun demir ocağına gitti, penseyi eline aldı, kızgın demiri penseyle devrimci sabırsızlığını eleştiriyorlar ve ılımlılık vaaz ediyorlardı. yakaladı, örsün üstünde dövmeye başladı ve şöyle de- Durruti, "sosyalizm ya aktiftir ya da yoktur" diye yanıt veriyordu. Burjuvaziye karşı kızgın bir 16 17 rumluydu. Böylece o ve yoldaşları, meşhur Asturya madenci-leriyle mücadele verilmeksizin, ancak kapitalist sistem bütünüyle yok tanışmış oldular. olduğu zaman duracak olan devrimci eylem olmaksızın işçi sınıfının İlk günler, işlerin yoğunluğu dolayısıyla çabuk geçti. Fakat bir kurtuluşunun gerçekleşemeyeceğini ileri sürüyordu. Liderler ona süre sonra, maden işçileri, mühendislerden birinin kendilerine karşı karşı çıkıp, politik çıkarları için gerekçeler ileri sürdüklerinde o, işçi olumsuz tavrını protesto etmek üzere greve gittiler. Mühendisin işten sınıfının eylemlerinin burjuva politik çıkarlara bağlı olamayacağını çıkarılmasını talep ettiler, yönetim ise bunu reddetti. Diğer savunmaya devam etti. Durruti ile liderler arasındaki çatışma sürekli madenlerdeki madenciler de grevcilerle dayanışmaya geçtiler ve bir hal almıştı. Fakat onun sözleri, "koşulların henüz olgunlaşma- dığı(14)düşüncesinde olanlar tarafından verilen "bitmez tükenmez madenlerin tümünde iş durmuş oldu. Bue-naventura, eğer mekanik yıkayıcıların montesine devam ederlerse, grevin maden şirketine ılımlılık tavsiyelerine" karşı onunla birlikte isyan eden ve bir zarar veremeyeceğinin farkındaydı. Hatta bu koşullarda, madenlerin ayaklanma başlatmak için onun kadar sabırsızlık gösteren sendikadaki genç işçiler arasında yankı buluyordu. modernize edilmesine kadar ücret ödemekten kurtulacak olan şirket daha da avantajlı bir duruma geçecekti. Durruti bu durumu Bu tartışmalar, 1914 yılına, I. Dünya Savaşı'yla birlikte İs- grubundaki arkadaşlarına açıkladı: "Müşterilerin siparişlerini panya'nın ekonomik koşulları değişinceye kadar devam etti. Savaşan reddederek ve işi durdurarak, şirketi, grevcilerin taleplerini kabule taraflar, tarafsız durumdaki İspanya'nın üretim maddelerine ve doğal zorlamalıyız," kaynaklarına büyük ihtiyaç duyuyorlardı. Burjuvazi hem müttefik Yönetim, teknisyenlerin kontrata uymalarını istedi. Bue- devletlerle hem de Almanya'yla kârlı bir ticaret içine girmişti. naveritura, teknisyenlerin madencilerle aynı zamanda işe başlayacağı Endüstri, ticaret ve deniz nakliyatı daha hızlı bir tempoda büyümeye yanıtını verdi. Yönetim çeşitli baskı yollarını denedi, fakat başlamıştı. Metalürji ve maden endüstrisi özellikle avantajlı teknisyenlerin kararlılığıyla yüz yüze geldi, sonuçta yönetim talebi durumdaydı. Eski işler canlanmıştı ve madenler yoğun bir şekilde kabul etti ve mühendis işinden atıldı.(15) Leön'lu genç işçilerin tavrı, çalışıyordu. Üretimin bu yeni ritmi fabrikalarda ve madenlerde işçi özellikle "grandote" olarak çağrılan Durruti, madencileri etkilemişti. sayısını artırmıştı ve endüstriyel bölgelerde nüfusun kalaba- İki grup arasında birbirine güvenen bir ruh hali oluştu. Madenciler, lıklaşmasına yol açmıştı. Proletaryanın etkisi artıyordu. Kitlesel bir Durruti'yi ilk adıyla çağırmaya başladılar. Buenacasa "Durruti, göçle kalabalıklaşan Barselona'da sendikalizm hızla gelişiyordu. Asturya'da popüler bir savaş sloganı oldu"(16) diye yazdı. Leon'da ve özellikle Leön maden ocaklarında, ülkenin diğer Makinelerin kuruluşunu tamamlayan Durruti Leön'a döndü. Onu bölgelerindeki gibi üretimin yeniden canlanması olgusu ortaya bir sürpriz bekliyordu. Miaja onu ofisine çağırdı ve maden çıkmıştı. Madenler tam kapasiteyle çalışıyordu ve Antonio Miaja'nın makine atölyesi, üretimini üç misline çıkartmıştı. ocaklarındaki tavrı hakkında konuştu. Durruti'yi, Gu-ardia Civil'in(#) kendisiyle ilgilendiğini belirterek heyecanını dizginlemesi gerektiği Bununla birlikte bütün siparişleri yerine getirmek mümkün konusunda uyardı, çünkü "Leon, Barselona değil"di. Aynı tepki ve değildi. Duruma yardımcı olmak için, Matallana del To-rio'nun, uyarılar Metalürji İşçileri Sendikası yönetiminden de geldi. Madenci Ponferrada ve La Robla'nın madenci merkezlerine "mekanik grevine katılmasına gıpta eden genç işçilerse onu coşkuyla yıkayıcılar" monte etmek üzere işçi grupları gönderildi. Durruti, Matallana'ya gönderilen bir işçi grubundan so- karşıladılar. Eski öğretmeni Melchor Martinez de aynı şekilde ihtiyatlı olmasını söylemiş, hatta Belediye Başkanı Arlegui ve hükümet temsilcisi, Guar-dia Civil Genel Komutanı Jose Gonzâlez Regueral'in aşırılara 19 18 bir çıkış yolu bırakmıyordu, bu yüzden işi kabul etti. Bu, o-nun ünlü Ağustos 1917 grevinde yer almasının yolunu açtı. NOTLAR 1. DURRUTİ ismi Bask kaynaklıdır. URRUTİ uzak anlamına gelmektedir. Anlaşıldığına göre, başkalarından uzakta ve izole edilmiş olarak yaşayanlara Leon'da, 1915 yılında, Antonio Miaja'nın atölyesinde, Durruti ayakta, bu ad verilmektedir. Bu sözcük, muhtemelen, orijinal olarak, Fransız Bas- işçi arkadaşlarının arasında. kı'ndaki Labourd bölgesinden gelmektedir. 2. Durruti ailesi hakkında bilgi edinebilmek için Durruti'nin annesi Anastasia Dumange'nin anıları bize yardımcı oldu. Durruti'nin annesi bize, büyük bir hoşgörü göstermeyeceklerini ileri sürerek ona Leon'u terket-mesini nezaket göstererek, mektuplarını ödünç verdi. Bu mektuplardan birinde ka salık vermişti. yınpederi Lorenzo'nun Leön'da yaşamaya geldiğinde son derece zayıf bir İs Eve döndüğünde babasını hasta yatağında bulmuştu. Babası panyolca'sı olduğunu belirtmektedir. Babası Pedro Dumange'nin Katalonya'yı bilinmeyen nedenlerle terkettiğini ve Leön'a yerleştiğini söylemektedir. Pedro oğluna, Kuzey Demiryolları Şirketi'nin seyyar atölyelerinde onun için burada bir tekstil atölyesi açmış ve Rosa Soler'le evlenmişti. Anastasia 1875'te bir tornacılık işi bulmuş olmaktan mutlu olduğunu söylemişti. Bu, doğdu ve 16 yaşındayken Santiago Durruti ile evlendi. Durruti'nin bütün planlarını altüst etmişti, fakat ailenin içinde 3. José Rizal; Filipinli şair, yazar, doktor. Manila'da doğdu, 30 Aralık 1896'da bulunduğu koşullar ona başka 21 20

See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.