ebook img

Gor dergisi sayı 4: Kaun / Bahar 2016 PDF

2016·49 MB·
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Gor dergisi sayı 4: Kaun / Bahar 2016

BİR KİTAP, BİR IŞIK... Okur da bizim, yazar da bizim. arasyayincilik.com mezma Meg, Ergus, Yirek, Çors… Gor devam ediyor. şeyin, herkesin bilme alanından silinip atılmasıdır. Birçoğunuz çoktan müjdeli haberi almışsınızdır. Bunun en somut örneği egemen -etnik- kimlikten Kolektifimizin üyesi Mahir Özkan’ın Hemşince farklı dini, etnik kimliklere ait tarihi yapıların, “Küçük Prens” çevirisi yayınlandı. Küçük Prens’in eserlerin bilinçli bir şekilde tahrip edilmesi, yok çevirisi küçük bir iş değil. Bir dünya klasiğinin bir dile edilmesidir. çevrilebiliyor olması, o dilin hayat damarlarının hala Karadeniz bölgesi de bu tarih anlayışından güçlü olduğunun bir delilidir. Bu açıdan Bidzig ziyadesiyle nasibini almıştır. Yerleşim yerlerimizin Pirens’i heyecanla selamlıyoruz. Mahir’i içten tarihi, ailelerimizin tarihi kayıptır. Hemşinlilerin tarihi kutluyoruz. Herkesi Bidzig Pirensi okumaya davet açısından, örneğin Hemşin’den göçlerin ne zaman, ediyoruz. neden ve nasıl gerçekleştiği bir muammadır. Bidzig Pirens ve GOR’da Hemşince anı, şiir, anlatı Bölgenin “milli tarihi”ni yazmakla görevlendirilen yazan arkadaşlarımızın emeği çok değerli. Umarız zatlar nezdinde Türklüğümüz kesindir ama, bu basit kendi anılarını, anlatılarını, aşklarını ve umutlarını sorunun yanıtı yoktur. Bölge tarihine dair bilinmeyen kendi dilinde anlatma hevesi bulaşıcı olur. Kendi birçok nokta var. Bu konuların karanlıkta kalması bir dilimizde, ama her alfabede yazmak… tercihin sonucudur, ideolojik bir tavırdır. GOR, Hemşinlilerin kültür dünyasının kayıp, Artık bu “milli tarih” ideolojisinin karanlığı belirsiz parçaları üzerine çalışmaya da devam ediyor. aşılıyor. Yeni araştırmalar, özellikle sözlü tarih ve Bu sayımızda netameli bir alan; tarih üzerinde kültür çalışmaları ile iletişim imkanları sayesinde durmaya çalıştık. Ünlü filozof Nietzsche’nin bir yerde ulaşılan yurtdışı kaynaklar bölge halklarının tarihinin, “insanlığın yarattığı en tehlikeli silahın tarih” kültürünün ortaya çıkmasına önemli katkılar olduğunu söylediği rivayet edilir. Haksız sayılmaz. sunuyor. Fakat bu çalışmaların da başka tür yeni Birçok savaş, husumet tarihle temellendirilir, “avcılar” “milli tarih”ler yazma ideolojik hastalığına karşı aşılı kendi kahramanlık hikayelerini yazar ve “işte insanlık olması gerekiyor. tarihi” derler. Tarih en çok da, ulusların inşasında bir GOR’daki tarih dosyası bu açılardan ancak küçük silah ya da yok edici olarak kullanılmıştır. Bütün ulus bir girizgahtır. Hem aşağıdakilerin tarihini yazmak tarihleri (“milli tarih”), insanlığın en eski, en gelişkin, hem de “milli tarih” batağına sapmamak açısından en kahraman, en uygar ulusunun kendileri olduğu bir girizgah. Dileriz devamı gelir. hikayesinin yeniden yazılışı gibidir. Avrupa’da da Üçüncü sayımızın sunuş yazısını “Hemşincenin böyledir, Asya’da da. yeni yazarlarıyla tanışmayı umduğumuz dördüncü Birçok tarih kitabında örneğin şöyle cümlelere sayımızda görüşmek üzere...” diyerek noktalamışız. rastlarız: “Kahraman/yiğit/cesur/akıllı Falancalar”, Tam da öyle oldu, GOR’un 4. sayısında yeni yazar ve “korkak/hain/güvenilmez/akılsız Filancalar”, “ezeli yazılarıyla birlikteyiz. Bu sayımızda da gene ilgi çekici, düşmanımız X’ler”, “ecdadımız bir zamanlar yedi heyecan verici yazılar ve Hemşin coğrafyası hakkında düvele hakimdi”… Bu Tarih anlatısının devamında da bilgiler bulacaksınız. “öz”ler sıralanır, hepimiz için bir “öz” tanımlanır, 5. sayıda bilgi dolu, daha heyecan ve keyif verici “özümüze sadık kalmamız” dikte edilir. bir GOR’da buluşmak dileğiyle... Yine bu tarih kitaplarında ulus-devlet sınırları Dergimiz GOR yayına hazırlanırken 15 Temmuz 2016 içindeki herkesin dilde, dinde, ülküde, kaderde BİR gecesi bir darbe girişimi yaşadık. Bu girişimi kınıyoruz. olduklarını anlatmak temel vazifedir. “Herkes A’dır” Doğaldır ki GOR, darbe ve dikta rejimlerine karşı, tüm halklar demek “milli tarih/coğrafya” derslerinin temel ve toplumsal kesimlerin iradesini dikkate alan, hukukun düsturudur. “Milli Tarih” aslında bir üstünlüğüne, fikir, ifade ve örgütlenme özgürlüğüne dayalı, tarihsizleştirmedir. “Milli” tanımına girmeyen her laik ve demokratik bir cumhuriyetten yanadır. (cid:0) 2016 KAUN/BAHAR 3 5 Toşi İbrahim İbrahim Karaca’dan hafızamızı renklendiren mütevazi bir damla 10 Niyazner ta Lerçude Çkidim Hikmet Akçiçek’e cin, pei, xortlak, çadvenun oxtan meg kişerme kirets ol 13 Sen Çitüş Ol Ben tavluş y Bir Yaşar Çelik’ten Hemşin şivesi ile güzel bir şiir ğur 14 Gecenin Çocukları / 1 U arı: Birkan Yüksel xortlak görmüş afl 17 Senozun Ayuleri oğr İsmail Akyıldız Senoz’un ayuleri deyip geçmeyin diyor. ot k f 22 Bir Çeviri Hikayesi : Bidzig Pirens a p Mahir Özkan Bidzig Pirens’teki saklı kelimeleri yazdı a K r e 25 Kapşin ove Palamutin Sevdan GOR il Kapşine Hamşesnak xabragu. Küçük yazarımız Hakan k Akar sizin için güzel bir masal derlemiş e d 26 Hemşincenin Dilbilimsel Yapısı HEMŞİN KÜLTÜR DİL TARİH DERGİSİ n Neşe Kaya ve Songül Gündoğdu’dan Hemşince’nin ALTI AYDA BİR YAYIMLANIR çi Dilbilimsel yapısına dair... SAYI : 4 - KAUN/BAHAR2016 i 30 Pazar Çingit Köyü Üzerine Folklorik Değerlendirmeler Ümit Ferahzade kendi köyünden folklorik esintiler DİLİ : Türkçe- Hemşince sundu 35 Dosya: Tarih YAYIN TÜRÜ : Yerel Süreli Yayın Lusine Sahakyan ile Hemşinliler ve Hemşin tarihi üzerine; Adnan Genç ve Hikmet Akçiçek L.Sahakyan’a SAHİBİ sordular? Mehmet Ali Gümüşkaya Hemşinlilerin Akademik Çalışmalar ve TarihYazımındaki Yer(sizliğ)i SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Bülent Bilmez’den “Olmayanın veya Sessizlerin Hikmet Akçiçek Geçmişi ve Bugünü için; Sözlü Tarih ve Etnografya” YAYINA HAZIRLAYANLAR Osmanlı Belgelerinde Hemşin Kimliği Hikmet Akçiçek, Cemil Aksu, Adnan Genç, Mahir Özkan Osmanlı Belgelerindeki Hemşinlileri Evrim Kepenek, Mahir Özkan, yazdı. Mine Üçüncü, Efrayim Yılmaz, Hemşince ve Hemşinliler Hakkında Bibliyografya Meraklısı için Hemşin ve Hemşinliler hakkında BU SAYIYA KATKIDA BULUNANLAR yazılmış kitapları listeledik. Hakan Akar, Hikmet Akçiçek, Cemil Aksu, 55 Çakmağin Xocan İsmail Akyıldız, Nursel Ataman, Gürkan Aydın, Nejdet Çakmak’e Çakmağin xocan hişagu Ramazan Balcıoğlu, Bülent Bilmez, Uğur Biryol, Nejdet Çakmak, Yaşar Çelik, Mecit Çeliktaş, 56 Hemşince Müziğe, Müzik de Ümit Ferahzade, Adnan Genç, Songül Gündoğdu, Hemşinceye çok şey katıyor İbrahim Karaca, Seher Karataş, Neşe Kaya, Meluses, Seher Karataş, ilk Hemşince rok albümü yayımlayan Meluses grubundan Mağruf ve Koray ile sohbet etti Vahan Menaketsi, Mahir Özkan, Lusine Sahakyan, Şerif Sarı, Mine Üçüncü, Yusuf Vayiç, 60 Serp Eres Gürkan Aydın’e Serp Eres ağçige kirets Efrayim Yılmaz, Birkan Yüksel, 62 Kizirnos Mecit Çeliktaş Arakli Karadere’deki Hemşini yazdı. TASARIM 65 Cermag Nursel Ataman’e sirov abruşe kiyets Ramazan Balcıoğlu 66 Gartuş Yusuf Vayiç’e inçbes gartaguki an kiyets… YÖNETİM YERİ 69 Kidkidatsi Hemşince bulmaca, eğlenmek ve öğrenmek Lus Ajans, Dizdariye Mahallesi, Başçavuş Sok. No:5/4 isteyenlere... Büyükçekmece/İSTANBUL 70 Tonag Oyunu Vahan Menaketsi, kaybolan GSM: 0532 7097371 oyunlarımızdan Bıçak oyununu derlemiş. E-MAİL : [email protected] 72 KarunXaçik Melkonyan’dan Trabzon Hemşin şivesiyle bir şarkı BASKI; ÖZKARACAN MATBAACILIK 73 Nani 74 Nusretin Xocatsan Hekiyaner Dergide yayımlanan yaz›lar ve haberler yazarlar›na aittir. 76 Hamşesnak Sorvik gu Yay›mlanan yaz›, fotoğraf, illüstrasyon ve haberler kaynak 78- Hemşince Yazmanın ABC’si gösterilerek al›nt› yap›labilir. (cid:0) BAHAR/KAUN2016 4 Hafızamızı Renklendiren Mütevazi Bir Damla; Toşi İbrahim e r Süleyman ve Hanife oğlu Toşi İbrahim, nüfus kayıtlarına göre 1283’te rt o (Miladi: 1865) doğmuş, ölümü ise 1942’dir. Anne ve babasını kaybettiğinde p çocuktur. 12 yaşında Rusya gurbetliğine gittiğine göre, bu yaş civarında öksüz ve yetim kaldığı anlaşılıyor. Büyük ihtimalle, bir yakını onu beraberinde götürmüştür. brahim Karaca İ açapit köyünün sonradan radar nüfus kayıtlarına göre 1283’te (Miladi: 1865) Hkurulan tepesinin altında kalan doğmuş, ölümü ise 1942’dir. Anne ve mahalle, Toşioğlu İbrahim’in kök babasını kaybettiğinde çocuktur. 12 yaşında saldığı mahalledir. Onu önemli Rusya gurbetliğine gittiğine göre, bu yaş yapan şey şair kişiliğidir. Bu özelliği, onu civarında öksüz ve yetim kaldığı anlaşılıyor. çevresindeki yüzlerce kişiden ayırır. Çünkü Büyük ihtimalle, bir yakını onu beraberinde hemen herkes aynı gurbete çıkmakta, aynı götürmüştür. Rusya’da uzun yıllar kalan yokluğu çekmekte aynı hayatı yaşamakta ve İbrahim, orada iyi derecede Rusça ve aynı kaygıları taşımaktadır belki ama, tüm Gürcüce öğrenmiştir. Rusya’ya giden bunları hicivli dörtlüklere dökebilmek Hemşinlilerin çoğu ya fırıncılık ya da farklılaştırmaya yetiyor insanı. lokantacılık yapmış, İbrahim’in mesleği de Süleyman ve Hanife oğlu Toşi İbrahim, fırıncılıktır. sss (cid:0) 2016 KAUN/BAHAR 5 ’Toşi İbrahim hakkında bilinen kimi dörtlüklerden haberdar olabildiysek, onları bir hatıra defterine yazıp saklayan Şemun Godri, Rifat Godri ve o defteri bundan elli sene önce okuyan Cevat Haberal sayesinde olabilmişizdir. e r rt Büyük oranda yöre folkloru içinde Haçapit köyündeki ilk gençlik yıllarımda; o p yoğrulup o kültürün yeniden yoğrulmasına köye gelen Rus askerlerinin bir an önce katkı sunan eski insanlarımız hakkında evine dönmek isteyen gönülsüz gezginler yeterince kaynak yoktur. gibi dolaştıkları ve hatta bir askerin evde Toşi İbrahim hakkında bilinen kimi ateş kenarında yatan yaşlı kadına hastalığını dörtlüklerden haberdar olabildiysek, onları sorup “vah vah” ettiğini, yaşlı kadının ise bir hatıra defterine yazıp saklayan Şemun “öyle bir vah çekti ki, kendi evimden kimse Godri, Rifat Godri ve o defteri bundan elli bana böyle vahlanmamıştı” dediğini anlatan sene önce okuyan Cevat Haberal sayesinde bir anıyı dinlemiştim. Rusların bir işgal olabilmişizdir. Cevat Abi o defteri ordusu gibi değil de, sanki bölgeyi uzun karıştırdığı yıllarda İÜ Edebiyat Fakültesi zamandan beri yöneten ve daha uzun öğrencisidir. zaman yönetecek bir devlet gibi Birinci Dünya savaşı çıktıktan sonra sınır davrandıkları anlatılır. Kimi yerde altyapı dışı edilen Türkiye (Osmanlı) vatandaşları çalışmalarına girişmişler, yol yapmışlar. arasında İbrahim de vardır. Savaş yıllarında Öyle ki, yerel halk bu işgalci askerlere bir Rus askeri birliklerinin Doğu Karadeniz süre sonra alışmış. sahillerine inip Hopa, Artvin, Pazar, Rize ve Bazı nesnelere verilen isimler bile (talika: Trabzon’u denetim altına aldıktan sonra büyük maşrapa) Rusçadır ve günümüzde de Tirebolu’ya dayandığı günlerde, Toşi kullanılır, işgalci askerlerden öğrenilmiştir. İbrahim Pazar’da bulunuyordu. Rusların bu Ruslar kendi askerlerinin yanı sıra yerel ilerleyişi sırasında Toşi, Pazar’ın Kalecik halktan çalışabilecek insanları yol (Sivrikale) önlerinde dolaşan bir Rus yapımında ve muhtelif işlerde belli bir ücret kruvazörüne karşı küfürler edip halkı karşılığı çalıştırmışlar. Halk zaten fakir ve galeyana getirdiği için Kalecik kıyılarının üstelik muhtaç durumdadır. Ahaliye şiddetli bir top atışına tutulduğu, Toşi’nin yansıyan manzara böyle olsa da, sonuçta ise bu olaydan sonra Ruslara karşı çetecilik yaşanan bir işgaldi ve Ruslar yıkılmakta yapan milislerle katıldığı anlatılır. Rus olan Osmanlı’dan pay kapmak üzere askerlerinin çıkmaya karar verdikleri her gelmişlerdi. Ruslar, sivil halkı rahatsız kıyıyı önce denizden top ateşiyle dövdüğü, etmeden kalıcı olma yolunu seçmiş, sahilde yaşayanlara bu şekilde gözdağı ve kimsenin evine zorla girmemiş, korku saldıktan sonra karşı ateş yoksa sahile bahçesinden izinsiz mandalina bile çıkmayı tercih ettiği söylenmektedir. koparmamış ve Mart 1918 başlarında O yıllarda Toşi 25 yaş civarındadır. 2 yıl buraları terk edip gitmişti. Eskilerin anlatımı süren bu işgal için Rusların Doğu bu yöndedir. Karadeniz’de tutunamayıp çekilmek zorunda Rusların kendi ülkelerinde patlayan Ekim kaldığı anlatılsa da; çekilmenin temel Devrimi nedeniyle bölgeyi terk edip sebebi, Çarlığı (Romanof hanedanlığını) gitmelerinden yıllar sonra işgal günleri için yıkan Bolşevik devrim hareketidir. Çarlık anlatılanlara başka hikayeler eklenmiş, Rusyası, Fransa ve İngiltere’nin Ortadoğu kurgular gerçeklere karışmıştır. Örneğin çıkarlarına dokunmama (kabul etme) kimileri; Rus askerlerinin halktan aldıkları karşılığında kendilerine tanınan bir “hak” tavuk, et, süt, yumurta, sebze ve yağın olarak Karadeniz kıyılarını işgale girişmişti. parasını peşin ödediklerini halktan dinleyip İşgale karşı topyekun bir direniş olmasa anlatmış ama bununla yetinmemiş, Rusların da, yerelde örgütlenen bazı çete birliklerinin Rize ve ilçelerine yerleştirmeyi düşündükleri varlığından söz edebiliriz. Bu çete üyelerinin Hıristiyan ahaliye yiyecek sağlamak çoğu, işgalden önce zaten eşkiyalık yapmak amacıyla Rusya’dan binlerce domuz yavrusu üzere silahlanmış, işgal ile birlikte Ruslara getirip Rize dağlarına bıraktığı yönünde karşı çeteciliğe başlamışlardı. Zaten o hikayeler türetmiş… Yani işgalciler o yıllarda bölgede direniş gösterecek yeterli koşullarda bile ne domuzluklar düşünmüş sayıda asker yoktu. (!) Oysa bir ülkeyi işgal etmek yeterince (cid:0) BAHAR/KAUN2016 6 KİDEK TA? SANDEK domuzluktur zaten, başka “domuzluklar” Oçxarone purte sandekov taplevi aramaya gerek yoktur. temiztsenvigu. Avale ternu taa emmen Kimi kurgular sonraki yıllarda ihtiyaç Hamşetsu done sandek me gar. Sandekov duyulan kahramanlık hikayeleri için, kimi tapladz purte, madmanov monen, ter kurgular ise soğuk savaş döneminin genen, andi hedev al kurba, yunli munli ... ihtiyaçlarına göre uydurulmuştur büyük kordzeguni. Sandeknin himi ya mek ihtimalle. cafeime cotin susin ya da ispan muzeibes Haçapit köyünden Cevahir Dil’in de dağ gaxtskevadzin. içinde olduğu birliklerin Rus askerlerini Fotoğraf Şerif Sarı kuşattığı, çete saldırıları sonucu Rusların ağır kayıplar verdiği, daha sonra yapılan Çekilmekte olan Rus birliklerini’ anlaşma gereği ellişer kişilik gruplar halinde çekilmelerine izin verildiği (yani ‘onlar takip eden Türk kuvvetleri ile çekilmedi, biz kovaladık, bizim inisiyatifimiz hareket eden İbrahim’in dahilinde gelişti her şey’ ) yönünde Sohum’a geldiği yönünde bir hikayeler anlatıldı, biz de dinledik. Ruslar çekilirken ellerindeki silah ve cephaneyi bilgi var örneğin… Ermeni ve Rum çetelere dağıttığı şeklindeki hikayeler de muhtemelen bu türdendir ve o yıllara denk gelen etnik arındırma politikalarını desteklemek üzere sonradan üretilmiştir. yatağından seslenerek cevap verir: Çekilmekte olan Rus birliklerini takip “Oni Adil’um bilur / Değirmen eden Türk kuvvetleri ile hareket eden derededur” İbrahim’in Sohum’a geldiği yönünde bir (“Değirmen derede” ile bilgi var örneğin… Sonrasında ise, Sohum’da “Değirmendere’de” sözcükleri farklı dükkan açarak ticarete başladığı ve 1918 anlamlar içerir çünkü… Söz konusu yer yılında İstanbul’un işgal edilmesinden sonra Değirmendere yerine Tütüncüler olsaydı, Sohum’dan Trabzon’a gelip orada fırıncılığa türküdeki dize “ Tütüni nerededur” olacaktı başladığı ve bir süre sonra Pazar’a gelerek belki de). hayatının sonuna kadar bu işi yaptığı Toşi İbrahim’in Pazar’da fırıncılık yaptığı anlatılır. yıllar aynı zamanda şiire merak sardığı Sohum’da dükkan açması, oradan yıllardır. Oradaki bazı arkadaşları zaman Trabzon’a ve Pazar’a gelip fırıncılığa devam zaman fırına gelirler, sohbet edip tavla etmesi şüphesiz ki anıların gerçek kısmıdır oynarlar, şiir atışmaları yapıp gülerler, hicivli fakat geri çekilmekte olan Rus askerleri kapışmalara girişirlerdi. Atışmalar, yöre neden takip edilsin, çekilmekte olan Ruslara folkloru içerisinde hep geçen fakat küfür neden ağır kayıplar verdirilsin? Böyle bir gibi algılanmayan bir müstehcenliği de aktivite, Sohum’da açılan işyerine nasıl bir içerir çoğu kez. katkı sunmuş olabilir? Tavla oynayıp yenildiği bir şair Toşi’nin Trabzon Değirmendere’de arkadaşına adil oynamadığı yönünde laflar değirmencilik yaptığına dair rivayetler de eder, arkadaşı ise “köpek gibi havlıyorsun” vardır fakat bu, aşağıdaki dörtlüğe anlamına gelecek şekilde Toşi’yi kızdırmak dayanarak yapılan bir yorum gibi için bir dörtlük söyler: durmaktadır. Toşi hastalandığında onu evinde ziyarete gelen Adil Birben, bir “Şimdi senun eşlerun/ Dağda gezer meşeye türkünün melodisiyle ona kapıdan seslenir: Kaldur da bacağuni/ Gel işeye işeye” “İbrahim buradadur/ Değirmeni nerdedur” Tavlada yenildiği için zaten kızgın olan Toşi, Sesi tanıyıp çok sevinen Toşi ise hasta bu dörtlüğe çok sinirlenir ve cevap verir:sss (cid:0) 2016 KAUN/BAHAR 7 “Her gelen seni geçer/ Niye kaldun geriden e “Sizde öyle bişe var / Doğri benzer şişeye Ne milletten halk oldun/ Cinden misun periden” r rt Ömrümün müddetince / Kucağumda yaşaya o p İki Fatma’ya ettum / Bir de sizun Ayşe’ye Et eve gelir, parçalanır ve tavaya konur Şimdi derduni ağla / Git de Marko Paşa’ya” fakat bir türlü pişmek bilmez. Pişmemekte direten yağsız ve sert ete bakıp ineği anar Hiç soluk almadan iki dörtlük birden Toşi: sallayan Toşi karşısında şair arkadaşı yeni bir dörtlük söylemez. Son sözü Toşi söyleyip “Ey Nuskali siğirum/ Almayi beni havan rahatlamıştır, şair arkadaşı ise zaten onu Koydun milletunkine/ Hiç yağ görmeyi tavan yeterince çileden çıkarttığı için alacağını Parayi ister iken/ Boki yaracak kavgan almıştır. Burada da görülmez/ Rize’ye kalkar davan” Toşi İbrahim birgün Pazar’a inerken, köyün Çebuka Mahallesinden Yusuf Pirpir Bir Cuma günü beş altı köylü cami onu görüp hazırlanır ve yetişmek için kapısında oturmuş, birkaç dakika sonra hızlıca yürümeye başlar. Sesini okunacak ezanı beklemektedirler. Toşi ise, duyurabilecek bir uzaklığa geldiğinde, elinde bir çay orağı (veya tahra) ve arkasından seslenip lafını yapıştırır: omzunda kızılağaç çoği (sırığı) ile ter içinde “Bilurdum ki düzeldi/ Gene eğridur göti” gelmektedir. Kapıda oturanlardan biri, Toşi de cevabını verir ve karşılıklı atışa arkadaşlarına gelmekte olan Toşi’yi işaret atışa Pazar’a doğru yürürler: edip ama onun duyacağı şekilde laf atar: - Sen yanliş anlamişsun/ Gene dolidur koti “Toşi geliyi Toşi / Buna bişe takalum” -Artuk ihtiyarlamiş/ Kaynak tutmayi zoti Toşi duyar ve cevabını yapıştırır: -Nerden geldi buriya/ Bir horoz gibi otti “Sicakluğun şerinden/ Asilmiştur kakalum” -Gene hava bozuktur/ Görünmez oldi Poti * Oturanlardan biri söze karışır: -Lazca bişe deyiler/ E gorme tila çurti “Buna kimse inanmaz/ Çikar da bi bakalum” *(Poti: Kafkasların devamındaki dağlar) Toşi ona da verir cevabını: “Şimdi yanuma değil/ Sizun evde sakladum” Köyde komşunun Nuskali adlı bir yaşlı ineği vardır. Toşi onu keser ve bir kısmını (Bu dizelerin, 50 yıl önce Haçapit’li çocuklardan birinin sırtına verir, eve doğru üniversite gençlerinin çıkardığı “Subaşı” adlı yürürler. Yokuşu çıkarken çocuk zorlanır, köy dergisinin ikinci sayısında Cevat ayakları dolanır, çarpık çurpuk yürümeye Haberal tarafından; sıcak bir günde Pazar’a başlar ve diz üstü çöker. Arkasından giderken kendisi gibi yörenin ünlü söz yürüyen Toşi ise çocuğa şöyle seslenir: cambazlarından Nalbant Tevfik’le gerçekleşen bir atışma sırasında söylendiği belirtilmiştir). Hicivli maniler ve atma dörtlüklerle söz söylemeyi seven Toşi’nin, ölümünden iki sene önce oğlu Hamit’e nasihat olsun diye söylediği şiir şöyledir: Dinleyun ahbaplar yaren kardeşler Bu nasihat size yadigar oldi Uyanun gafletten gafil olanlar Gizli sırlarumuz aşikar oldi Toşoğli’nun bilinmedi kiymeti Nurlara gark olsun hep ced ve ceddi Toşi İbrahim’de alun ibreti Ömrü gurbet elde ihtiyar oldi (cid:0) BAHAR/KAUN2016 8 Eski Hemşinlilerin hayatında Rusya gurbetliği çok özel bir ‘ yer tutar. Yüksek Hemşin köylerindeki görkemli taş yapı ve konaklar, Rusya’da kazanılan paralarla yaptırılmıştır. Altı ay bir müddet hanede kaldum Düşündüm deryayi karayi çöli Bahr-i Umman gibi deryaya daldum Kırılsun Gedu’nun kanadi koli Yirmi beş nüfusu kaleme aldum Müridim ki bana gösterdi yoli Bütün cihan başumuza dar oldi Halumi arz ettum geldi cesaret Şahsıma yakişmaz bu sözi demek Bildirmek lazimdur yaren yoldaşa Hep burnumdan geldi yeduğum yemek Cahil çaylak ile çikilmaz başa Altmiş yıl haneye verduğum emek Ahırbirliğimde düştüm telaşa Kün ve yekün oldi, rüzigar oldi Acep bu mesele kimden ibaret Toşoğli doğri yaz sakın şaşurma Baba dar gün için besler evladi Vicdansuz sözleri nefse düşurma Evladi babaya ederse vadi Birkaç çiplak vardur derma devşurma Evlat bir ziynettir besler evladi Namusli kimseler derkenar oldi Vadine hulf etmez ehl-i sehavet Şimdi fark eyledum beyazi bozi Evladi bakarsa kari sözine Yüreğuma koydum ateşi, közi Büyütür kargayi dalar gözine Namussuz kimseden işittum sözi Babanun emeği tutar dizine Yandi kara bağrum yandi nar oldi Ahırbirliğinde çeker felaket Her ocaktan çikar böyle bir ceylan Yeter bu nasihat arif olana Kötülük olursa ederuk seyran Akli ermez ise sorar bilene Birlikte olmişti yüreğum puryan O zaman işini alur plana Toşoğli birlikte tövbekar oldi Esas tevarihte budur adalet Böyle iş haktandur emr-i irade Nihayet verelum bu kadar yeter Herkese nasip olmaz ermek murade İlerde korku var bundan beş beter Bizlere desturgil olsun yaradan İnsan ki gözini tavana diker Nice biz gibiler berhudar oldi O zaman lazimdur haktan rivayet Kimileri fakir kim ocakzade Behey adam niye yolsuz gezersun Kiminun elinden içilur bade Olur olmaz işe destan düzersun Bir name yazayim Hamit evlade Kainatun fiilini yazarsun Babayi birakup kime yar oldi Niye aklun yoktur behey cenabet Zamanumuz yine eski zamandur Eski Hemşinlilerin hayatında Rusya Bizum umduğumuz kuri gümandur gurbetliği çok özel bir yer tutar. Yüksek Ellere yaz bahar çayir çimendur Hemşin köylerindeki görkemli taş yapı ve Niye bize yağmur ile kar oldi konaklar, Rusya’da kazanılan paralarla yaptırılmıştır. O binalara bakıldığında “her Bir rivayet bu iş bize layıktur kara taşın altında bir sarı lira vardır” İleri gitmenun soni dayaktur denilmesi bu yüzdendir. Oğlum Hamit, oğlun yalinayaktur Çok küçük yaşlarda Rusya’ya gidip Çapula ayakta tar-u mar oldi pastacılık, fırıncılık ve lokantacılık öğrenip orada dükkan açan dedelerimiz vardı. Ömrünün son günlerinde eski hiciv ve Rusya’dan döndükten sonra Haçapit neşe dolu manilerden uzaklaşan Toşi, köyünde uzun yıllar cami imamlığı yapan yaşadığı koca bir ömrün muhasebesine Tavariş Hoca (Recep Karaca) da onlardan girişir adeta… Elimizde olan son dizeleri biridir. Toşi İbrahim ile birlikte Tavariş Hoca şöyledir: da bu yazının konusu olacaktı, ancak hikayemiz çok uzayacağı için onu sonraki bir sayıya bırakalım dedik. n (cid:0) 2016 KAUN/BAHAR 9 NİYAZNER TA g ği a LERÇUDE ÇKİDİM z d u zil d Ges kişer inç bes ağav çkidim. Yes indzi çağtsutse campun keda. Potlikan apus, mer siratsan ela oğnine kaletsi. “Himi epeyi al campa go, mart al vaxveyigu” gase yes indzi medis meçn i var. Mame arçetis inçimetke aselov gertar. Arayın yed put gener ta hala kukam ta deyi edetiyan. Motolin şune meg ergus haçets. Yanumein Bagin, takidum neşanlu desnuş gertar Gülizarin modniver, fista deyi viyantsav soğakn i ver. Hikmet Akçiçek nç bes ağav çkidim. Heu kağin yaar mednun u aman bargin gu. Habaa... İegak dasn dasnihing enger. Xanterane Lernuke ter alentriğ çgo. Çgonnuşe al ilkmaktaban hedev zate ispan yaar mod betka. Kağannukn i ver al himi yedkeşi eyev egadz u şenluğ ağadz çunaki. Bitun alentriğe. Himi astadzes ali ersun karsun avalu panoun xabretsak. Harsnestanun, dari aveli gelli haral. İnçug an çağe lernukan, aşikluğan, yes inç kidim kelxenus medoğumi meçen mer kağane. İnçug antsadz turli çaşit panoun. Harkas lafe alentriğe eyev mer kağannuke, kedannuke, megalin peynan gapmiş gena. Yes arayin saroun u lernuke metner hedev martose, ergus inçime gasim şade anguc tenim gu. hayvannun u nebatnun aşxaran turs, meg Ges kişer elluşier, “allaysa Umer” asats hayatm al gebçir gu. Al çadu, xortlağ, engerdatsman mege, “tun zate xosetsaroç u goncoloz, cin, pei, inç u go yaar xarevir gu. as igun ?“ “Yes” asti “avale kelxus egadz pan E tun, usti kides, desar ta assoğek al. E me assoğum, ama inç bes asoğum, gaar dal desnuşn al desa haba… Voe mer dane, voe çi garim. Ter asor metkines niyazner ta tergitsnun denoun, voe mezi vaxesnuşi lerçude hanel çigarim, anama xosiçim” asti. hama, voe inkn u inke inanmiş ellelov “E hala asa u niyazna ta lerçude balki yaar babous, mamous anlatmiş ağadznun u himi hed gaar gudak” astin engerdake. Geba. anlatmiş enoğum kelxus egadz panas medis Çkidanoğnud hamar kiçme mer aman menaadza. Xozane hedzadz çadun, kağannuke vor dağa, inç bes dağnuka an çadun pernuşi hamar şirde, hin çaxtervike asim. Mer aşxerin Hamşetsets kağane harsnik enoğ ciniye, manantsadz perinin, saroun arayin kedann i ver şarvadzin. gatikutse dage şeres taa çapvuşe, erzevarnun Lernuke ta otkentsi ertas kağannun 5-6 or u lazdi barave, mazarluğnun elloğ xortlağnin, campa heru, saroun kelxinin. Havan pats elli bismillah aselov ture varapeuşe, xortlağan ana mart nazatan geştanal çi, kişere teved xalesuşi hamar mazarluğn i var vayi xurmai ergentsenes astağknin pernes gu şidag. Ama sun denguşe, al inçer inçer... yerek amsun meç şade, ya tsadze meral Avale mer kedannuke bitun çağatsker kengi, mart arçetu gove gortsenagu, ya ama ali u lazute ağuşi ama sira kednu çaki. gargud gutta oğnuke cermegigu, ya ambuod Çağtsutsnun bende, zifune, mile, pervanen, ordagu u ildurum pokşagu; gov, hort, oçxar, lazdin agune, lazute meg gaar vati deyi adz, kar, ul, mart, dağa, şun, tsi, gargut, agunin gabvadz u tarnoğ karin tak takalov meral, puç yaar xarevigu. Kişere medoğume kesvoğ gergenağe. Agunin dagi vake. engi ana şeniye voe ornan, voe tark kengin Zifunan elloğ tsenn u tarnoğ karın lazute inçimi hed haçelov terçadin gu, acerele honadz godgodune avalu hedeva im herevantsma martu soskasnoğ tsener kuka. xelkez kaşegur... Şevauşi dağa çağtervike, Vaxan dağake kutsuxveyin mamoun dzotse hala hin çağtervike. Denoun heru, tayna, (cid:0) BAHAR/KAUN2016 10

See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.