ebook img

general de gaulle PDF

39 Pages·2015·4.11 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview general de gaulle

« 5 «t « * * *! ^ t« N tı «I Ü ü f GENERAL DE GAULLE FRANSA CUMHURBAŞKANI Fransa Büyükelçiliği Enformasyon ve Basın Servisi GENERAL DE GAULLE FRANSA CUMHURBAŞKANI Charles, André, Joseph, Marie de Gaulle 22 Kasım 1890 da Lille şehrinde doğmuştur. Babası, Henri de Gaulle, Cezvitler tarafından idare e i en kolejde öğretmen idi ve ders nâzın olmak üzereydi. Henri de Gaulle aynı zamanda tanınmış Sainte—Geneviève mektebinde öğretmendi ve bu 0 u un talebelerini politeknik ve merkez okulları için yapılan giriş müsa­ bakalarına hazırlıyordu. Lıkır, kültür ve ananeler adamı olan Henri de Gaulle Fransa’nın büyüklüğüne inanıyordu. Bu itibarla Xavier, Charles, Jacques, Pierre ve ane Agnes adlarını taşıyan beş çocuğuna da yurduna karşı olan büyük sevgisini aşılıyordu. Bayan de Gaulle de çocuklarını sağlam bir ahlâk ve din kuralları çerçevesi içinde yetiştiriyordu. Charles de Gaulle, çok erken kendisinde orduya karşı bir istidadın doğmakta olduğunu gördü. 18 yaşında Saint—Cyr mektebine kabul edildi. zaman yürürlükte bulunan nizamlara uyarak bir sene müddetle kıtadaki erlerle birlikte askerlik yaptı. 1912 senesinde Saint-Cyr okulunu en iyi erece ile bitiren 10 namzet arasında bulunuyordu. Başlarında sonradan Mareşal olan genç Alphonse Juin vardı. Teğmen de Gaulle piyade sınıfını seçmişti. Albay Petain’nin komuta ettiği ve Arras şehrinde karargâh kılan 33 üncü alaya tâyin edildi. Birinci Dünya Savaşı patlak verdiği zaman Teğmen de Gaulle, daha ilk çarpışmalarda kendim gösterdi. 15 Ağustos 1914’de Dinant önünde ya- 1 d an ı. e 20 Ocak 1915’de ikinci Tümenin günlük emrinde ismi geçti Gün­ lük emirde şöyle deniliyordu: «Tehlikeli .artlar altında düşman mevzileri dolaylarında bir sıra keşif hareketleri yaparak kıymetli bilgiler getirmiştir.» Aynı senenin 15 Mart’ında ikinci bir defa yaralanarak 4 Eylül’de yüz­ başılığa terfi ettirildi. y 3 1916’da Verdun Meydan Muharebesine katıldı. 2 Mart’ta, Douaumont bombardımanında komuta ettiği bölük hemen hemen imha edilmiş bulunu­ yordu. Kendisi de ağır yaralandı ve bir düşman devriyesi tarafından savaş meydanında bulunarak Almanya’ya esir olarak götürüldü. General Petain bu münasebetle kendisine Légion d’Honneur Haçı nişanını verdi. Almanya’da esirken beş defa kaçma teşebbüsünde bulunması üzerine, yüzbaşı de Gaulle, Ingostadt ve Magdebourg misilleme kamplarına gön­ derildi. Frideberg’de Roland Carros ile, Ingolstadt’da da Rémy Roure ve sonradan Mareşal olan Toukhatchevsky ile arkadaşlık yaptı. 11 Kasım 1918 mütarekesi üzerine Yüzbaşı de Gaulle yurduna ve ailesi yanma döndü. 1919 Mayısında General Haller tümeniyle birlikte Polonya’ya giderek, Yeni Polonya Cumhuriyetini Sovyet boyunduruğun­ dan kurtaran Yıldırım seferine iştirâk etti. General Weygand 4 ncü defa olarak de Gaulle’ü günlük emrinde zikretti ve Mareşal Pilsudski bu genç subayın kabiliyetlerini görerek, kendisine Polonya Harp Okulunda taktik dersi vermesi için teklifte bulundu. Yüzbaşı de Gaulle bu teklifi kabul etmeyerek Fransa’ya döndü ve 6 Nisan 1921’de Bayan Yvonne Ven- droux ile evlendi. Aynı sene kendisine, Saint—Cyr Askerî Okulunda Harp Tarihi dersi vermek ve Yüksek Harp Okuluna girmek için gerekli müsabakaya talebe­ leri yetiştirmek üzere vazife verildi. I925’de, Lorraine vilâyetinde yapılan taktik manevralara katıldı. Yüz­ başı de Gaulle «Mavi Kuvvetler»e komuta ediyordu. Bu manevrada de Gaulle Harp Okulunun düsturlarına aykırı, cür’etli bir teoriyi arazi üzerinde tatbik ederek Mavi Kuvvetlerin zaferini sağladı. Artık, ordu kadroları arasında, modern stratejinin en göze çarpan bir nazariyecisi olarak tanınmaya başladı. İlk kitabı olan «Düşman Saflarında Anlaşmazlık» yeni bir keşif olarak telâkki edildi. Aynı sene Harp Akademisini bitirerek, Mayence’de konaklayan Rhin ordusu kurmay heyetine girdi. Bir sene sonra, genç subay Yüksek Harp Konseyi Başkan Yardımcılığı Özel Kalemine memur edildi. Başkan Yardımcısı Mareşal Petain idi. De Gaulle’e, Alman hududu boyunca bir müstahkem bölge meydana getirilmesi yolunda halkoyunu hazırlama görevi verildi. «Fransız müstahkem mev­ kilerinin tarihî rolü» hakkında, Aralık 1925’de Fransız Askerî Dergisinde çıkan bir makale üzerine uzun boylu düşünen de Gaulle, «Stratejik pro­ jelerin genel taslağının arazi üzerinde çizilmesinin» bir ihtiyatsızlık olacağını düşündü. De Gaulle 1927 kışında Renanya bölgesinde Trèves’de bulunan 19 ncu piyade avcı taburu komutanlığına tâyin edildi. 4 1929- 1931 seneleri arasında Yakın—Doğuda bulunan birliklerin Kur­ may heyetine tâyin edilen de Gaulle Beyrut, Mısır, Filistin ve Irak’ı ziya­ ret ederek Şam, Halep ve Bağdat’ta kaldı ve bu İslâm topraklarında kıy­ metli tecrübeler edindi. Bununla beraber, genç askerî şef, daha barış zamanında iken, savaş anında milletin rasyonel bir şekilde teşkilâtlandırılması lüzumu üzerinde duruyordu. «Yabancı memleketlerde ekonomi seferberliği» üzerine 1934’de hazırladığı etüd, 1936’da Meclisin bu konuyla ilgili olarak bir kanun tasarı­ sını ele almasını neticelendirdi. 1932’de Charles de Gaulle «Kılıcın Keskin Tarafı» adlı bir kitap yayınlıyarak, silâhları kullanma sanatı, erin ruh haleti ve askerde bulunması gereken karakterleri incelemişti. İki sene sonra yazdığı üçüncü eser daha da büyük akis yaratmıştı. «Makineleşmiş Bir Orduya Doğru» adını taşıyan bu kitap yeni tip makineleşmiş ve motorlu bir askerî kuvvetin doğmakta olduğu haberini veriyordu. O andan itibaren, Yarbay de Gaulle, «Savaşların Kraliçesi» diye vasıflandırdığı, taarruz harbine taraftar olarak Fransa’da, zırhlı, makine­ leşmiş ve yüksek ihtisas kabiliyeti olan bir silâhlı kuvvetin kurulmasını tek­ lif etmişti. Savunma durumunda kalmak prensibine sadık olan ve eski usullere bağlı kalmış birçok askerî şef ile parlâmento üyesi bu projeye karşı endişe duymuşlardı. Siyasî çevrelerde, Yarbay de Gaulle’ün nazariyesine karşı alâka gösteren az kimse arasında Paul Reynaud bulunuyordu. 1935 senesinde Reynaud, zırhlı ve motorlu 10 tümen kurulması için Millî Meclise bir kanun tasarısı sunarak 15 Mart’ta bu konuyla ilgili olarak, âdeta istikbali keşfetmişcesine bir nutuk söylemişti. Fakat, Yüksek Komuta Heyetinin itirazlarına karşı hassas bulunan Parlâmento üyeleri bu nutka rağmen de tasvip edici şekilde hareket etmemişlerdi. De Gaulle fikirlerinin, hasım tarafından kabul edilmiş olmasını ıstırap duyarak görmüştür. Yeni kurulan Alman Zırhlı Kuvvetlerinin öncüsü olan General Guderian, bu hususta genç Fransız strateji uzmanının nazariyelerine neler borçlu olduğunu alenen söylemiştir. Halkoyunu ikna için, de Gaulle alâka ile dinlenen, askerî problem­ ler hakkında Sorbon Üniversitesinde konferanslar vermiş, 1938 senesinde de büyük tarihî ve felsefî bir eser olan «Fransa ve Ordusu» adlı bir kitap neş- retmiştir. 1937 de Yüksek Askerî Eğitim Merkezinde bir staj gördükten sonra, de Gaulle, General Giraud emrinde bulunan Metz’deki 507 nci tank alayına albay olarak kumandan tâyin edilmiştir. 5 Fvlül 1939’da savaş yeniden patlak verdi. Fransa Yüksek Komuta Heyeti Albay de Gaulle’ün öngörüşlü fikirlerinden faydalanamamıştı. Alman ordusunun Polonya'da giriştiği Yıldırım Harbi bu görüşü acı bir şe- Ancak bu suretledir ki beklenen batı taarruzuna, sırası gelince karşı labilecekti. Belçika ve Hollanda’nın istilâsından 5 gün sonra Albay de Gaulle 4 „ “ Shl, tümen komutanlığına atand,. Almanlar,,, S.dan'da açt.kla , T " S ı f m X «¡ildi, şu; r : ikiy« bölerek Abbe.de köprü başını daralttı. 6 Haziran’da Başbakan Paul Reynaud, General de Gaulle’u Paris e w H ırbive ve Millî Savunma Bakanlığı Müsteşarlığını kabu çağırarak Harb y suretle Kabine müzakerelerıne katıldığı S L^dra t t u r J şehirlerinde Winston Churchill ile görüşme- lerde bulundu. Fakat Fransız ordusu artık hezimete uğramıştı. Mareşal Petaın ve , , vakit geçirmeden hezimetin sonuçlarına boyun egmegı du- baZ1. bat l Ge^Ül de Gaulle mütareke projesine karşı koyma teşeb­ büsünde bulunarak F^-T''ve^ngilizlerin Ü r r — — “ “ başka kimse savunmadı. adam.» 6 Aynı anlarda Reynaud kabinesi Bordeaux’da istifa ediyor ve yerini mütareke taraftarlarına bırakıyordu. 17 Haziran günü sabahın saat 9 nda General de Gaulle uçakla Londra’ya gidiyor ve bu şehre varır varmaz B. B. C. Radyosu mikrofonu önünde «18 Haziran Çağrısı» diye tanınan meşhur beyannamesini yayınlıyordu: «Son söz söylenmiş midir? Ümitler kaybolmak mıdır? Hezimet nihai midir? Hayır, davayı iyi bilen bir adam olarak konuşan ben, size diyorum ki, Fransa için hiçbirşey kaybolmamıştır. Bizi mağlûp eden aynı vasıtalar, birgün bizi tekrar zafere ulaştırabilir. Bu savaş yalnız bahtsız memleketimizin top- raklarıyle hudutlanmış değildir. Bu harp Fransa meydan muharebesi ile son bulmuş da değildir. Bu harp bir dünya savaşıdır. Bugün zırhlı kuvvetlerle yıl­ dırımla vurulmuşa dönen bizler, ileride daha üstün bir zırhlı kuvvetle hasım mağlûp edebiliriz. Dünyanın kaderi bahis konusudur. Ne olursa olsun Fransız mukavemetinin alevi sönmemelidir ve sönmeyecektir.» Aynı zamanda Londra sokaklarında duvarlara asılan afişler aynı düşünceleri şu satırla hülâsa edi­ yordu: «Fransa bir meydan muharebesi kaybetmiştir, fakat harbi kaybetme­ miştir.» Mers—el—Kebir faciası ve Oran bombardımanının fikirlerde yarattığı yıkıcı tesir, Dakar seferinin neden muvaffakiyetsizliğe uğradığını büyük ölçüde göstermektedir. Bilindiği gibi 23 Eylül’de de Gaulle tarafından müzakerelere memur edilen Parlâmento üyelerinden Thierry d’Argenlieu ve Becourt—Foch, limana gelince, Richelieu zırhlısı deniz erleri ta­ rafından mitralyöz ateşiyle karşılanmış ve bu suretle çıkarma hareketinden vazgeçilmiştir. Fakat, Tchad Valisi, zenci Félix Eboue'nun tesirli müdahalesi üzerine Orta Afrika Fransız müstemlekesinin de Gaulle'cülere iltihakı, Afrika'­ da bulunan Fransız halkı nezdinde hür Fransızlar lehinde mes’ut bir yankı yaratmıştır. 24 Aralık 1940’dan itibaren Büyük Britanya Hükümeti «İm­ paratorluk Savunma Konseyi»ni resmen tanımış ve bundan sonra da «Hür Fransa»yı temsil eden heyetler dünyanın her tarafında görülmeye başlamış­ lardır. 16 Kasını I940'da Brazaville’de kurulan Kurtuluş hareketi, vatan­ severler arasında yüksek vasıfta gayretler meydana getirmiştir. General de Gaulle, Londra’dan Tchad, Congo ve Mısır’a uçarak, bütün Fransız enerjilerini birleştirmeye çalışmıştır. * * * Haziran 1941'de, Vichy Hükümeti adına Amiral Darlan tarafından imza edilen gizli bir protokol ile Yakın—Doğuda bulunan hava alanlarının «Mihver» silâhlı kuvvetlerine açılması, Suriye’de, İngiliz ve Hür Fransız birliklerinin müdahalesiyle neticelenmiştir. 23 Temmuz 1941'de Beyrut’da, İngiltere’nin Orta—Doğu işleri Devlet Bakanı Lyttleton ile imza edilen anlaşmada Fransa’nın Suriye ve Lübnan’daki imtiyazlarına ve özellikle 7 nizamı sağlama görevine devam edeceği ifade edilmişti. 12 Temmuz’da Ak- kâ’da General Dentz ile İngiliz Kurmay Başkanlığı arasında varılan mu­ tabakat üzerine çarpışmalara son verilmiştir. $ SjC 5jC Aynı senenin 27 Eylül’ünde, Suriye'de General de Gaulle’ü temsil eden General Catroux bu toprakların istiklâlini, ve 28 Kasım’da da Lübnan’ın özgürlüğünü ilân etmiştir. Ancak bu iki devletin askerî komu­ tası ve emniyetinin korunması Fransa'nın elinde kalıyordu. Hür Fransız kuvvetlerinin, müttefiklerin giriştikleri savaşlarda göster­ dikler« şerefli katkı, Bir—Hakeim savaşında ilk parlak misalini vermişti. Mısır’a karşı Rommel'in yönelttiği taarruzun en çetin safhasında, Yüzbaşı Koening'in komuta ettiği de Gaulle'cü bir kuvvet, 26 Mayıs ile 11 Haziran 1941 arasında 14 gün ve gece sayıca çok üstün bir Alman kuvveti­ nin hücumuna karşı koymuş ve düşman saflarında bir gedik açarak İngiliz ordusu ile birleşmeyi başarmıştır. * * * Birkaç ay sonra, İngilizler ve Amerikalılar, Alman ordusunun arkasını çevirmek üzere Kuzey Afrika’ya çıkarma yapmak için bir proje hazırlamış­ lardı. Cezayir’deki Vichy temsilcisiyle yapılan iaşe anlaşması perdesi altında, General VVeygand, Amerikan Konsolosu ve Robert Murphy Cezayir’­ deki Fransızların başlıca temsilcileriyle temasa geçmişlerdi. Amerikalılar, Afrika’daki Fransızları ve Vichy Hükümetine sadık kalan yüksek memur­ ları dâvaya bağlıyabilecek kudrette bir şef arıyorlardı. Bu suretle de 1940 senesinde Almanlara esir düşmüşken, Koenigstein kalesinden kaçan ve İsviç­ re yoluyla hür bölgeye ulaşmayı başaran General Giraud seçildi. Çıkarma hareketleri 7 Kasım 1942’de başladı; De Gaulle’e çıkar­ madan haber verilmemişti. Diğer taraftan Vichy Hükümeti, birliklerine karşı koyma emri verdiği için bilhassa Casablanca’da kan dökülüyordu. Amiral Darlan, çıkarılan kuvvetler tarafından esir edilmesi üzerine, ateşkes emri verdi ve Fransız Afrika’sı toprakları kumandanlığını üzerine aldı. Tou- lon’da kalmış olan Fransız donanması ise Almanların eline düşmemek için gemilerini batırdı. 21 Kasım 1942’de, General de Gaulle, resmî bir beyanat vererek bu halin devam edemiyeceğini, çünkü bunun Vichy’nin içinde bulunduğu ka­ rarsız ve şüpheli durumunun Cezayir’de devam ettirilmesinden başka bir mâna taşımıyacağını bildirdi. 24 Aralık’ta Amiral Darlan’ın öldürül­ mesinden sonra General Giraud Kuzey Afrika Yüksek Komiserliğine, sivil ve askerî başkumandan sıfatıyle tâyin edildi. 8 14 Ocak 1943 de, Roosvvelt ve Churchill, Casablanca’da toplana­ rak Hür Fransızlarla, General Giraud'un başkanlık ettiği İmparator­ luk Konseyi arasındaki görüş farklarını kaldırmaya gayret sarfettiler. 30 Mayısta de Gaulle uçakla Cezayir’e geldi ve 3 Haziranda «Millî Kurtuluş Komitesi» kurularak bu Komiteye biri General de Gaulle, diğeri de General Giraud olmak üzere iki başkan seçildi, çok geçmeden General Giraud, General de Gaulle’ün otoritesini tanıyarak kendini Kuzey Afrika’daki Fransız kuvvetlerinin teşkilâtlanmasına hasretti. 2 Tem­ muz da Washington da 300 bin Fransız askerinin silâhlandırılmasını öngö­ ren bir anlaşma imzalandı. 1 Ekim’de Cezayir’e dönünce de ortak başkan­ lıktan ayrıldı. Bundan sonra General de Gaulle tek başına Millî Kurtu­ luş Komitesinin başkanı olarak kaldı. Kasım 1943 de İstişare Meclisinin toplantısında alınan karar üzerine, Kurtuluş Komitesi bir hükümet olarak ilân edildi. İlk anlardan itibaren mücadele eden, Anavatandaki mukavemet hare­ ketlen, Cezayir de böyle bir karar alınması üzerinde tesirini göstermişti. Anavatandaki mukavemetçilerin gözünde de Gaulle bütün Hür Fransız­ ların şefi idi. Çünkü vatanın şerefini O kurtarmıştı. General de Gaulle, Kuzey Afrika daki diğer birliklerle birleşmiş olan Hür Fransız ordusuna ithafen bir günlük emir yayınlayarak «Bir insanın, hayatında iken ulaşabi­ leceği en büyük şerefi bana verdiniz. Bu şeref, gayret ve fedakârlık hamlele­ rinde kendi isteklerinizle bana katılmış olmanızdır.» diyordu. 17 Eylül I943'de Cezayir’de yayınlanan bir emirle Geçici İstişare Mec­ lisi kurularak 9 Kasım’da toplandı. Bu meclisin karara bağladığı temenniye uyarak, Millî Kurtuluş Komitesi, Müttefikler nezdinde haklarına daha be­ lirli bir şekilde sahip olmak üzere 3 Haziran 1944 tarihinde «Fransa Cum­ huriyeti Geçici Hükümeti» adım aldı. 1944 başında Barazzaville’de, Fransa deniz aşırı ülkelerindeki bütün valilerin iştiraki ile bir konferans toplana­ rak, bir müddet sonra «Fransız Birliği» adını alacak olan bu toprakların idaresi ile ilgili problemleri incelemek ve bir sonuca bağlamak için çalışma­ lar yapıldı. Diğer taraftan General de Gaulle de Anavatandaki muka­ vemet hareketleriyle devamlı temaslar yaparak aralarında koordinasyon sağlamak için gayret sarfediyordu. 2 Ocak 1942’de, Vali Jean Moulin paraşütle Fransa’ya indirildi. Beraberinde götürdüğü kararnamede, Anavatanda da bir «Millî Mukave­ met Konseyi» kurmakla görevli olduğu bildiriliyordu. Moulin Güney ke­ simde, «Savaş», «Kurtuluş» ve «Gönüllüler» hareketlerinin temsilcileriyle; Kuzey kesiminde de «Mukavemetçiler», «Kurtuluş» ve «Sosyalist Hareket Komitesi» temsilcileriyle temas etti. Komünist kuruluşlarıyle irtibat, ilerde Rémy aracılığıyle kurulacaktı. * * * 9

Description:
Lıkır, kültür ve ananeler adamı olan Henri de Gaulle Fransa'nın .. plâjda ayağını karaya basarak oradan Bayeux şehrine gitmiş ve burada mu- . letin oyuna sunduğu yeni Anayasa tasarısı Anavatanda, Cezayir'de ve diğer.
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.