ebook img

Garîbu'l-Hadis eserlerinde ge PDF

23 Pages·2013·0.34 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Garîbu'l-Hadis eserlerinde ge

citation Akgül, Yusuf. “Garibu’l-Hadis Eserlerinde Geçen Garib Kelimeler Hakkında Bir İnceleme,” Journal of Faculty of Theology of Bozok University. 2,2 (2012/2), pp. 97-119. Garîbu’l-Hadis eserlerinde ge- çen garib kelimeler hakkında bir inceleme* I slam kültür mirasının bilhassa hadis edebi- Yusuf AKGÜL yatı sahasında önemli Yrd. Doç. Dr., Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi sayılabilecek kaynakları arasın- da Garîbu’l-Hadîs adıyla bi- linen eserler gelmektedir. İlk Özet bakışta bu eserlerin kaleme Bu çalışmada, Hadis edebiyatı içerisinde özellikle alınış amacı, hadis metinle- şerh edebiyatı açısından önemli bir yeri bulunan “Garîbu’l-Hadîs” türü eserlerin muhtevasını rinde geçen ve anlaşılması güç oluşturduğu garîb kelime/cümle yapıları ele garîb kelimelerin anlamlarının alınmıştır.Bunun için önce garîb ve Garîbu’l-hadîs açıklanması şeklinde görül- kavramları incelenmiş ardından Garîbu’l-hadîs mektedir. Oysa kitapların ya- eserleri hakkında genel bilgi verilmiş sonra garîb zılış metodu ve muhteviyatı kelimelerin özellikleri bakımından analizi incelendiği takdirde söz ko- yapılmıştır.Çalışma genel değerlendirmelerle nusu eserlerde yer alan garîb sonuçlanmıştır. kelime/lafız veya cümlelerin Anahtar Kelimeler Garib, Garibu’l-Hadis, Hadis Edebiyatı sadece hadislerde geçen ifade veya cümlelerden ibaret ol- madığı fark edilecektir. Hatta sözü edilen bu kitaplarda yer alan garîb lafız ve metin izahlarında dahi salt garîb lafız/cümle izahıyla yetinilmediği göz önünde bulundurulursa bu kitapların yazılış amacının daha kapsamlı olduğu anlaşılacaktır. Zira bu kitaplara biraz daha dikkatle bakıldığında Arap dilinin inceliklerinin-belagat, sarf ve nahve ait malumatın- yanı sıra rivayet edilen malzemeye dair fıkhi, lugavi, yorum/ şerh örneklerinin de görüleceği dikkate değer bir husustur.01Bu nevi açıklama- ların kitaplarda yer alış sebepleri arasında Garîbu’l-Hadîs müellif lerinin garib lafızları ele alış tarzıveya söz konusu kelimelerin yapı ve biçimlerinin önemli bir etkisinin olduğu düşünülebilir. Bu noktada makalemizin konusunu garîb lafızların özellikleri hakkında bir inceleme şeklinde belirledik.02 Zira böylesine * Doktora tezi’nden uyarlanmıştır. 01. Mehmet Emin Özafşar, Hadisi Yeniden Düşünmek Fıkhî Hadisler Bağlamında Bir İnceleme, (Ankara: Ankara Okulu yay. 1998), s.239. 02. Bu makalede incelediğimiz mesele esasen daha önce üzerinde çalıştığımız “Edebî Tür Olarak Garîbu’l-Hadîs (Kaynak-Metot-Muhteva Analizi)” adlı doktora tezinde geniş olarak ele alınmıştır. Burada ise mesele kısa ve öz bir şekilde sunulmuştur. kaynakça Akgül, Yusuf. “Garibu’l-Hadis Eserlerinde Geçen Garib Kelimeler Hakkında Bir İnceleme,” Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. 2,2 (2012/2), ss.97-119. Yusuf Akgül bir inceleme, bize garib sayılan kelime- vererek başlamak uygun olacaktır. lerin hem içerik hem de dil açısından Bunun için önce kelime ve terim an- ne türden kelimeler olduğu hakkında lamıyla “garîb” ifadesini ardından da genel bir bilgi sunmayı hedeflemekte- “garîbu’l-hadîs” terimini inceleyelim. dir. Bunun için Garîbu’l-Hadîstürüne A. Kelime Ve Terim Olarak Garîb, ait temel eserlerden tümevarım yönte- Garîbu’l-Hadîs miyle kelimelerin lugavi/dilsel açıdan Garîb kelimesi, Arapça bir kelime olup genel özelliklerini tespit etmeye çalıştık. bu ifadenin hadis metinlerinde,Arap Bu itibarla makalemizde ele aldığımız cahiliye şiir, atasözü ve deyimlerinde meseleleri şu sorular çerçevesiyle sı- kullanıldığını görmekteyiz.Hadis il- nırlandırdık: minde “çok az kullanılması sebebiyle 1.Garîbu’l-Hadîs adlı kitapların içe- manası kolayca anlaşılmayan kelime” riğini oluşturan kelimelerin özellikleri anlamına gelen ve garabet (gurbet) nelerdir? kökünden türeyen garîb kelimesi, söz- 2.Ashabu’l-garîb’in kitaplarında lükte “yurdundan uzakta kalan, kendi açıkladıkları garîb lafızlar sarf ve nahiv cinsi arasında eşi ve benzeri bulun- açısından ne tür özellik taşımaktadır? mayan, tek ve nadir olan, bilinmeyen, 3.Garîb kabul edilen lafız veya cüm- müphem ve kapalı olan”01 anlamlarına lenin mahiyeti nedir? Bunu tespitin ne gelir. Şu halde Arap dili sözlük, şiir ve 98 gibi faydaları vardır? rivayet malzemelerinde garîb kelimesi- nin genel olarak şu dört anlamda kulla- Şu halde bu sorulara cevap aramak amacıyla çerçevesini çizdiğimiz nıldığını görmekteyiz: makaleyi iki bölüm ve bir sonuç hâlinde 1. Uzakta olan her türlü şey, vatanı ele almayı uygun gördük. Makalemizin ve ailesinden uzak olan02, I. Bölümünde garîb ve garîbu’l-hadîs 2. Eskiden veya çok az kullanıldığı kavramlarının anlamlarını açıkladık. için manası kapalı ve anlaşılması güç II. Bölümde bu türe ait eserlerin kısaca olan kelime03 tanıtımını yaptık ve bu eserlerin konu- 3. Bir millet veya topluluktan olma- sunu oluşturan garîb kelimelerin genel yan (yabancı) karakteristiğini inceledik. Sonuçta ise 4. Kendi cinsi arasında benzeri olma- incelememizle ilgili bazı değerlendir- yan, tek ve nadir olan04 melerde bulunduk. 01. İbn Manzûr, Lisânu’l-Arab, “garîb” mad. I. Bölüm (Beyrut: 1414/1994), I, 643; Garîb mad., İ.A.T.D.V.Y.,İstanbul:1994, XIII, 374. Bu noktada akla gelen şu soruyu 02. Cahiz, el-Beyan ve’t-Tebyîn[Thk. Fevzi sorarak konuya giriş yapalım: Aca- Utavî], (Beyrut: 1968), I, 590. 03. Halil b. Ahmed el-Ferâhidî, Kitâbu’l- ba garîb ve garîbu’l-hadîs kavramları Ayn[Thk. Mehdi el-Mahzûmî, İbrahim es- ile ne kastedilmektedir? Bu sorunun Sâmerâî], (Beyrut: 1988/1408), III, 411; Hattâbî, Garîbu’l-Hadîs[Thk: Abdulkerim cevabı için öncelikle “garîb” ifadesi- İbrahim el-Azbâvî],(Mekke: 1422), I, 70-71. nin anlamı, mahiyeti hakkında bilgi 04. El-İsfahanî, Rağıb, Mufredâtelfâzi’l-Kur’an, Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2, 2 (2012/2), s. 98 Garibu’l-Hadis eserlerinde geçen garib kelimeler hakkında bir inceleme Bu anlamlara misal verecek olur- halde örneklerden anlaşıldığı gibi garîb sak garîb kelimesinin bazı hadis me- kelimesinin ıstılah anlamda kullanımıh- tinlerinde yabancı, kabilesinden uzak nı sahabe dönemine kadar götürmek olan kimse anlamında kullanıldığını de mümkündür. görürüz.01Yine garib ifadesinin geçtiği Esasen tarihî süreç içerisinde Garîb bazı rivayetlerde Hz. Peygamberden kelimesi, II. (VIII.) yüzyıldan itibaren sonra sünneti ihya eden ve onu Allah’ın Kur’an ve hadislerdeki garîblere ait kullarına öğreten kimse02 ya da insanla- eserlerde, metinleri anlamaya yöne- rın (ahlaken) bozulduğu bir zamanda lik kullanılarak terim haline gelmiştir. onları ıslaha çalışan salih kimseler ma- Başlangıçta, anlamı herkes tarafından nasında geçmektedir.03Şu halde garîb bilinmeyen veya Kureyş lehçesi dı- kelimesi,bazı hadis metinlerinde söz- şındaki lehçelere dair çok az kelimeyi lük anlamı taşıdığı gibi bazen kelimeye kapsarken zamanla Kur’an ve hadis- farklı anlamların da yüklendiği anlaşıl- lerdeki eş anlamlı kelimelerle âyet ve maktadır. Bununla birlikte” Kur’an ve hadislerde farklı manalar taşıyan ke- hadislerde manası kolay anlaşılmayan limeler ve değişik yapıdaki cümleler ifadeler” şeklinde terim anlamı kaza-e de garîb kapsamına dâhil edilmiştir.06 Dolayısıyla garîb kelimesinin zamanla nan garîb kelimesinin bu manasıyla kapsamının genişlemesi bu alandaki sahabe döneminde kullanıldığına da rastlamaktayız. Rivayete göre Abdul- literatürün de hem kemiyet hem de 99 keyfiyet açısından gelişmesine neden lah b. Abbas(ra.)’ın(ö.h.68) oturduğu olmuştur, denebilir. Öyle ki erken ilim meclislerinden birisinde şöyle de- dönemdekiler için garîb tanımlama- diği nakledilir: “…Her kim Arapçadan, sı farklı iken sonrakiler için daha da şiirden veya sözün garîbinden sormak farklılaşmış, hele zaman içerisinde isterse(meclise) girsin (sorsun)… ”04Yine sahabe döneminde İ’rabu’l- diğer milletlerden Müslüman olanlar için ise daha farklı bir durum arz etmiştir. Kur’an deyiminden Kur’an’ın garîb lafızlarının anlaşıldığı ifade edilir.05 Şu şöyle buyurduğu nakledilir: “ اوسُمَِتْلاوَ نَآرْقُْلا اوُبرِعَْأ هَبِئارَغَ” “Kur’an’ın lafızlarının manalarını (Dımeşk: Daru’l-kalem), II,149. açıklayın, garaibini araştırın.” Hadiste 01. Rivayet şöyledir: Abdullah b. Mes’ud(r.a.)’un geçen İ›rabu›l-Kur›an tabirini Suyutî (ö.32/653) rivayetinde ise »لِِئاَبقَْلا نَمِ ُعازَُّّـنلا» (ö.h.911) garib ve müşkül lafızların bilinmesi “kabilelerinden ayrı olanlar” Bkz. İbnMâce, şeklinde yorumlarken Rafiî de sahabenin “Fiten” 15, II, 1319,1320. bu deyimi Kur’an’ın garib ifadeleri olarak 02. Şihâb Kadâî,Musnedi Şihâb, (Beyrut: er- adlandırdıklarını belirtir. Bkz. Hâkim, el- Risâle, 1986), had: 986, II,138. Müstedrekale’s-Sahihayn, II,439; Mustafa 03. Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebîr, (Mevsıl: Sadık Rafiî, Tarihu Âdabi’l-Arab, (Beyrut: Mektebetu’l-Ulumive’l-Hikem, Daru’l-Kutubi’l-İlmiyye, 2001), II, 58. 1983), VI, 164; Ahmed b. Hanbel, Söz konusu rivayetin isnadı zayıf olup Heysemî, Musned,(İstanbul:Çağrı yay. 1992), I, 184, isnadındaki Abdullah b. Said el-Makburî›nin 398; II, 177, 222, 389; IV, 73. metruk ravi olduğunu ifade eder. Bkz. 04. Hâkim, el-Müstedrekale’s-Sahihayn, (Beyrut: Nureddîn Ali b. Ebî Bekr Heysemî, Mecmeu’z- Daru’l-Kütübi’l-İlmiyye, ts), III, 538, 619. Zevâid ve Menbu’l-Fevâid, (Beyrut: Daru’l- 05. Ebu Hureyre(r.a.)’den rivayet edilen Fikr, 2005), VII, 340/164. bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.v.)’ in 06. Garîb mad. a.y. Journal of Faculty of Theology of Bozok University, Vol. 2, No. 2 (2012/2), p. 99 Yusuf Akgül İlimlerin teşekkülüyle birlikte garîb “Metinleri Açıklayan İlimler” başlığı ifadesi de Kur’an ve hadis ilimleri, altında metin ilimleri arasında ele alın- belagat ve edebiyat içerisinde terim mıştır. anlamıyla kullanılagelmiştir. Hadis A. Garîbu’l-Hadîs Türündeki Eser- terminolojisinde bu terim iki anlam ler taşır. Bunlar: Hadislerin garîb kelimelerini açıkla- a) Garîbu’l-Hadîs şeklindeki kulla- mak maksadıyla bu ad altında birçok nımıyla; hadis metinlerinde bulunup eser yazılmıştır. Garîbu’l-Hadîs ala- da az kullanılması sebebiyle anlaşıl- nında tespit edebildiğimiz kadarıyla ması zor, manası kapalı olan ifadeleri gerek matbu gerekse el yazma yüze ya- konu edinen ilim dalının adıdır.”01 kın kitap kaleme alınmıştır.04 Maalesef b) GarîbHadîs diye tabir edilen te- büyük oranda günümüze ulaşmamış rim ise ravinin rivayetinde tek kalması olan bu eserlerin tahkikli neşri yapıl- (teferrüdü) anlamına gelir.02 Başka bir mış olanlarının sayısı da çok değildir. ifadeyle metin veya isnad yönünden Hadislerdeki garîb kelimeler üze- tek kalmış yahut benzeri başka raviler rinde ilk defa tebeu’t-tabiîn neslin- tarafından rivayet edilmemiş hadise den Mâlik b. Enes, Şu’be b. Haccâc garîbhadîs denilmiştir.03 ve Sufyân es-Sevrî’nin durduğu ifade Makalemizde incelediğimiz terim, edilir. Diğer yandan bu konuda ilk eser 100 ilk anlamındaki kullanımı ile alakalı- sahiplerinin hicrî ikinci asrın sonu ve dır. Oysa çoğulu garâib olan ve zayıf üçüncü asrın başında yaşadığı belir- hadis çeşidi olarak bilinen garîbhadis tilir. Bununla birlikte ilk eseri kimin terimiyle konumuzun doğrudan bir il- yazdığı tartışmalıdır. İbnu’n-Nedim gisi yoktur. ‘in (380/990), Garîbu’l-Hadîs’e dair Ayrıca hadis usul kitaplarında ilk çalışmayı Basralı dil âlimi Ebû Garîbu’l-Hadîs terimi, metni anlama- Adnân Abdurrahmân b. Abdula’lâ ya yönelik Muhtelifu’l-Hadîs, Esbâbu es-Sülemî (210/864)’nin yaptığı kağ- Vurûdi’l-Hadîs, Nâsihu’l-Hadîs ve naatini taşıdığı anlaşılmaktadır. Ebû Mensuhuhû, Fıkhu’l-Hadîs gibi ilim- Adnân’ın küçük hacimli olduğu belir-r ler arasında zikredilmektedir. Nite- tilen eserindeki garîb kelimeleri ihtiva kim usul kitaplarında Garîbu’l-Hadîs, eden ve senedleriyle birlikte zikredilen rivayetlerin bablara göre tasnif edil- 01. İbnu’s-Salah,Ulûmu’I-Hadis, [Thk. Nureddin Itr], (Dımeşk: 1986) s.272. Ayrıca diği söylenmektedir. Bazıâlimler, ilk bkz. Suyutî, Tedrîbu’r-Râvi fî Şerhi Takrîbu’n- Garîbu’l-Hadîs kitabını Nadr b. Şu- Nevevî, (Beyrut: 1996), II, 166; İbnKesîr,el- Bâisu’l-Hasis şerhuİhtisâri Ulûmi’l- meyl (ö. 203/ 819)’in kaleme aldığını Hadis, (Beyrut: 1951), II,461; ileri sürmüşlerdir. Bununla beraber Nureddin Itr,Menhecu’n-nakd fî Ulûmi’l- Hadîs, (Dımaşk: 1979), s. 321-324. 04. Yusuf Akgül, “Edebî Tür Olarak Garîbu’l- 02. İbnu’s-Salah, Ulûmu’I-Hadis, s.270. Hadîs (Kaynak-Metot-Muhteva Analizi)”, 03. Talât Koçyiğit, Hadis Istılahları, (Ankara: (Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara 1980), s. 114–115. Üniversitesi SBE, 2006), s.11-12. Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2, 2 (2012/2), s. 100 Garibu’l-Hadis eserlerinde geçen garib kelimeler hakkında bir inceleme Şerhi Garîbi’l-Hadîs diye de anılan (ö.238/852), ve pek küçük bir hacme sahip bulun- 5. Muhammed b. Habîb el-Bağdâdî duğu belirtilen eseriyle Ebû Ubeyde (ö.245/859), Ma’mer b. Müsennâ(ö. 209/824)’nın 6. Ahmed b. İmrân b. Seleme bu konuda öncülük ettiği görüşü daha (ö.250/864), fazla kabul görmüştür. II. (VIII.) 7. EbûCa’fer Muhammed b. Kadim yüzyılda yazıldığı anlaşılan diğer 8. Şemir b. Hamdeveyh (ö.255/868) eserler arasında, EbûBekr Hüseyn gibi Garîbu’l-Hadîs müellifleri anıla- b. Ayyâş es-Sülemî el-Bâceddâî’nin bilir. (204/819) Garîbu’l-Hadîs’i gelmek- Fakat bu yazarların eserlerinin de gü- tedir. Yine Kutrub lakabıyla tanınan nümüze ulaşıp ulaşmadığı bilinmemek- Muhammed b. Mustenir’in (206/821) tedir. Günümüze ulaşmış önemli eser- Garîbu’l-Âsâr adıyla da anılan lerden Abdullah b. Muslim b. Kuteybe Garîbu’l-Hadîs’inden söz edilmek- ed-Dineverî (213/828–276/889) tedir. Bir de İshak b. MirârEbûAmr ve Ebu Süleyman Hattabi’nin eş-Şeybânî (210/825), EbûSa‘îded- (395/1004), Garîbu’l-Hadîsleri zik- Darîr (214/829), EbûZeyd el-Ensarî redilebilir. Sonraki yüzyıllarda bu (215/830) ve Ahfeş el-Evsat’ın konuyla ilgili eserler telif edilmiştir. Garîbu’l-Hadîs’leri anılmaktadır. Bunlardan Zemahşerî’nin (538/1143) 101 Keza Abdu’l-Melik b. Kurayb el- el-Fâik fî Garîbi’l-Hadîs isimli eseri ile Asmâî›nin (216/831) Kitâbu Garîbi’l- İbnu’l-Esîr’in (606/1209) en-Nihâye Hadîsve’l-Kelâmi’l-vahşî’si de zikre- fi Garîbi’l-Hadîsve’l-Eser isimli kitabı dilebilir. Hepsi de Arap dil âlimleri bu alanda yazılmış eserlerin en meş- tarafından kaleme alınan ve o devirde hurlarıdır. Dolayısıyla biz bu makale- dil kültürünün zengin olması sebebiy- nin II. Bölümünde incelediğimiz konu le pek az garîb kelime ihtiva eden bu hakkındagünümüze ulaşmış bulunan eserlerin günümüze ulaşıp ulaşmadığı üç meşhur müellifin yani Ebu Ubeyd, bilinmemektedir. Ebû Ubeyd Kasım b. İbn Kuteybe ve Zemahşerî’nin eserle- Sellâm (224/838)’ın Garîbu’l-Hadîs’i rinden yararlandık. bu eserlerin en hacimlisidir ve günü- I. Bölüm müze ulaşmış ilk eser konumundadır. Garîbu’l-Hadîs Eserlerinde Yer Alan Bundan sonra sırayla, Garîb Kelimelerin Özellikleri 1. Muhammed b. Ziyadİbnu’l-A’râbî Kelimelerin gerek yapı ve biçimi ge- (ö. 231/845), rekse kullanıldığı anlamı itibariyle dil- 2. Amr b. EbûAmr eş-Şeybânî(ö. de belli bir şekli ve kapsam alanı vardır. 231/845), Bu şekil ve kapsamın kelimenin ifade 3. Ali b. MugîreEbû’l-Hasen el- edildiği zaman ve mekân hatta kül- Esrem (ö.231/845), türle doğrudan bir ilişkisi söz konusu 4 Abdulmelik b. Habîb el-İlbîrî olabilir.Benzer bir durumun varlığı- Journal of Faculty of Theology of Bozok University, Vol. 2, No. 2 (2012/2), p. 101 Yusuf Akgül nıhadis metinlerinde geçen kelimeler kitaplarında mecaz olarak nitelendir- için de düşünmek mümkündür.Şöyle dikleri rivayetlerden örneklerverelim. kibenzer anlamlarla nakledilmişriva-n Mesela Zemahşerî’nin عبص maddesin- yetler arasında farklı şekil ve formda de kaydettiği bir rivayete göre Hz. kelimeler görmekteyiz. Söz konusu Peygamber, (s.a.v.) “ Müminin kalbi rivayetlerdeki bu türden kelimelerin Rahmanın parmaklarından iki parmağı ilk anda anlaşılamaması sebebiyle bazı arasındadır, nasıl dilerse öyle çevirir” kelimeler de garib görülmüş dolayı- buyurmaktadır.01Zemahşerîbu rivaye- sıyla açıklanma ihtiyacı hâsıl olmuş- ti açıklarken şunları ifade eder: “Sağ el tur. Bu açıdan hadis rivayetlerinde anlamına gelen يني ile el anlamına gelen geçen ve garib olarak değerlendirilen ديkelimeleri arasındaki duruma benzer bu ve benzer türdeki kelimelerin bazı bir ilişki deparmak anlamına gelen عبصلاا özelliklerinin dilin yapısından kaynak- kelimesinde vardır.”Zemahşerî bu iliş- landığını söylemek mümkün görüle- kinin mecaz olduğunu dolayısıyla bu bilir.Şu halde garîb kelimelerin genel ifadenin meşiet-i ilahiyeye bağlı olarak anlamda ne gibi özellikleri olduğunu kalplerin evirilip çevrilmesindeki süra- açıklamak gerekirse,yaptığımız in-e tine ait bir temsil olduğunu söylemek- celememizin sonucunda şu on başlık tedir.02 altında bu özellikleri maddeleştirmek Yine rivayete göre Nebi (s.a.v.), ika- 102 mümkündür: met ettikleri Mekke’de fetihten önce Müslüman olmuş bir topluluk için 1. Dolaylı Anlatım İfade Eden Keli- şunları söylemiştir: “Ben müşrikle- meler Olması rin maiyetinde olan her Müslüman’a Garîbu’l-Hadîs eserlerinde geçen uzağım.” Bunun üzerine “Neden ey bazı kelime ve ifadelerin mecaz, kina- Allah’ın elçisi” diye sorulunca bu defa yeli, teşbihi anlatımlar içerdiği görül- “o ikisinin ateşi birbirine görülmez” mektedir.Dolayısıyla rivayetler ara- diye karşılık vermiştir. Söz edilen bu ri- sında rastlanan bu türden kelime veya vayetle ilgili olarak Zemahşerî, اهمارانىءارتلا cümlelerin Ashâbu’l-Garîb’in yazdığı ifadesindeki birbirini görmenin onların kitaplara konu ve malzeme teşkil ettiği yaktıkları ateşlerine nispet edilmesini görülmüştür. mecaz olarak niteler. Bu itibarla her a) Mecaz İfade Eden Garîb Kelimeler ikisinin evlerinde yaktıkları ateşlerinin Dilde edebî bir sanat olarak kullanı- biri diğerini göremeyecek şekilde oldu- lan mecaz, Arap belagatinde bir ilgi ve 01. Muslim, b. Haccac, Sahih,[Thk: M. Fuad karine ile gerçek anlamı dışında kulla- Abdulbaki], (İst.: Çağrı yay, 1399/1992, nılan kelime veya terkibi ifade etmekte- «Kader», had: 17, III, 2045; Ahmed b. Hanbel, Musned, II, 168. dir. Bu edebî sanatı Hz. Peygamber’in 02. Carullah Muhammed b. Ömer Zemahşerî, hadislerindeki dolaylı anlatımın ör- el- Faik Fî Garîbil-Hadîs, [Thk.: Muhammed Ebû’l-Fadl, Ali Muhammed el-Becavî], nekleri arasında görmek mümkün- (Kahire: Daruİhyai’l-Kutubi’l-Arabiyye, dür. Bu bağlamda Ashabu’l-Garîb’in 1945–48/1364–67), II, 9. Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2, 2 (2012/2), s. 102 Garibu’l-Hadis eserlerinde geçen garib kelimeler hakkında bir inceleme ğuna nispetle evlerinin de birbirinden na gelen ةباطتسلاا ve ةباطلاا kelimelerinin ki- uzak olması gerektiğini ifade eder.01 naye olduklarını söyleyen Zemahşerî, Şu halde rivayetteki ateş tabiri mecaz A’şâ’nın bir şiiri ve Hz. İbni Ömer’in olarak ev anlamında kullanılmıştır. (r.a) rivayeti ile kelimeyi açıklamak- Bu ve benzer örneklerde02 tadır. Rivayet şöyledir: “ O taşla (ta- görüleceği üzere rivayet edilen haretlenmeyi) ve (pisliğin) giderilme- malzemelerde mecaz nev’inden sinde (taşların) atılmasını ve ardından ifadeler bulunmaktadır. Bu ifadeleri hoş kokulanmayı (istincayı) emreder- de Garîbu’l-Hadîs müellifleri eserle- di. Sonra edep yerlerine (neredeyse) rinde yeri geldikçe açıklamışlardır. elbisesi ıslanıncaya dek su serper ar- b) Kinaye İfade Eden Garîb Kelime- dından elini ve yüzünü yıkamak üzere ler (taharetlenme işinden) çıkardı.”04 Garîb kelimelerin bir kısmının do- Bu ve benzer rivayetlerde05 laylı anlatım ifade eden lafızlardan görüleceği gibi mecaz anlam ifade olduğunu belirtmiştik. Arap dili ve eden kinayeli anlatım tarzı, nakledilen edebiyatında bir sözü tek kullanımda rivayet malzemelerinde garîb lafızlar hem gerçek, hem de mecaz anlamıyla arasında yer almaktadır. Dolayısıyla kullanma sanatı olan kinaye, inceledi- kinayeli ifadelerin ilk anda anlaşılma- ğimiz rivayet malzemelerinde rastlanı- sında açıklık olmadığından bu tür la- 103 fızlar, Garîbu’l-Hadîs eserlerinde yer lan edebi sanatlardan biridir. Nitekim almıştır, diyebiliriz. buna örnek oluşturan bazı rivayet- leri ele alalım.Mesela, Hz. Alî’ye ait c) İstiare/ Teşbih İfade Eden Garîb bir rivayette “…Bekayı isteyen ridayı Kelimeler (elbiseyi) hafifletsin...” denmektedir. Aradaki benzerlik ilişkisinden dola- “Üste giyilen, boyuna takılan aba, şal” yı, bir ibarenin dilde kullanıldığı hakiki anlamına gelen ءادرلا kelimesi kinaye mananın dışında başka bir anlam için yolu ile yine “boynun borcu” anlamına kullanılması anlamına gelen istiare, gelen نيدلا kelimesi yerine kullanılmış- rivayet malzemeleri arasında olduk- tır. Bu itibarla rivayetin anlamı; “Kim ça sık rastlanan bir anlatım tarzıdır. bekayı arzu ediyorsa borcunu azalt- Zira istiarenin amacı anlama daha sın” olmaktadır.03 çok kuvvet ve açıklık kazandırmak- tır. Dolayısıyla hadislerde geçen bir Keza bir diğer rivayete göre, Allah açıdan manası kapalı olan kelimeleri Resulü (s.a.v.) sağ elle istitabeyiةباطتسلاا açıklayan Ehlu’l-Garîb, rivayetler- (yani istincayı) yasaklamıştır. Riva- deki istiareli anlatımlara da yerinde yette hoşlanma, kokulanma anlamları- açıklama gereği duymuştur. Mesela 01. Zemahşerî, el- Faik, I, 442. 02. Zemahşerî, el- Faik I, 601; III, 22, 152. 04. Zemahşerî, el- Faik, II, 93. 03. İbn Kuteybe, Garîbu’l-Hadîs, (1.basım, 05. İbn Kuteybe, Garîbu’l-Hadîs, II, 114; Beyrut: Daru’l-Kutubil-‘İlmiyye, 1988/1408) Zemahşerî, el- Faik, I, 472, 632, 664; II, 93, 286; I, 344. III, 154, 162, 187. Journal of Faculty of Theology of Bozok University, Vol. 2, No. 2 (2012/2), p. 103 Yusuf Akgül Hz. Aişe (r.anha)’nin Hz. Peygamber 1. Birden Fazla Anlam Taşıyan Keli- (s.a.v.)’in amelini yağmura benzet- meler Olması mesi01, bir başka rivayette de insanla- Garîb lafızların bir diğer özelliği de rın bazı özellikleri anlatılırken deve ve Arap dilindeki anlam zenginliğinin ve atların yüzüne konan küçük sineklere genişliğinin tabii bir neticesi olarak benzetilmesi02 gibi rivayetler sayılabi- birden çok anlam ifade etmesidir. Bu durum rivayetlerde geçen birçok ke- lir. limenin açıklanma ihtiyacını doğur- Yine İbnEbî Hâle et-Temîmî’nin ri-i muştur. Zira Ehlu’l-Garîbin, kitap- vayetinde Nebi(s.a.v.)’nin saçını tav- larında bu türden sayıca birçok garîb sif ederken şöyle denilmektedir;”تقرفنا نا kelimeyi açıkladığını görmekteyiz. Bu قرف هتيقيقع” İbn Kuteybe, bu ifade de geçen bağlamda kelimenin bilinen ilk anlamı akika kelimesinin aslında tıraş olma- dışında hadis metinlerindeki diğer an- dan önce çocuğun ilk çıkan saçına ve- lamları da zikredilmektedir. Bu yüz- rilen isim olduğu, tıraş olduktan son- den Garîbu’l-Hadîs eserlerinde garîb ra ikinci defa başında çıkan saça akika kelimeler açıklanırken kelimenin ilk ismi verilmediğini belirtir. Ayrıca sa- anlamı هلصأ fadesiyle verilmekte ardın- çın ismi ile çocuğun doğumunun ye- dan metindeki anlamı belirtilmektedir. dinci gününde kesilen nafile kurbana Mesela, Hz. Peygamber’e ait uzun bir da akika denildiğini söyler. Zira o gün 104 hadisi ihtisar eden İbn Kuteybe, ha- çocuk tıraş edilir.03 İhtimal ki çocuğun diste geçen للاا kelimesinin“rububiyyet saçının kesilmesinden sonra çıkan saça (ilahlık), ahid, söz ve yakınlık” gibi benzetme yapılarak akika denmiştir anlamlara geldiğini belirtmektedir. 07 Bir başka hadiste “عقار هاو نمؤلما” yani, Yine bir rivayette geçen شرعlafzının şu “Mümin, işlediği günaha tövbe eden- anlamlarda olduğunu kaydetmektedir: dir” buyrulmuştur. Rivayette geçen “taht, uzun hurma ağaçlarından yapı- elbiseyi yamayan anlamında عقار keli- lan ev, gölgelik, tavan, siretteki şeref mesi, günahına tövbe eden kimseye; ve çardak.” elbiseyi delen, incelten anlamında هاو Garîbu’l-Hadîs müellifleri bu ço- kelimesi de günah işleyen kimseye kanlamlı kelimelerin öncelikle hadis benzetilmiştir.04Bu ve benzer örnek- metinlerindeki anlamını tespit etme- lerde görüleceği gibi bazı garîb lafızlar, ye çalışmakta sonra yanlış anlaşılan teşbih05 veya bir diğer tabirle istiare06 kelimelerden esasen ne kastedildiğini yoluyla anlatım içeren ibarelerdir. açıklamakta ardından da bu kelimele- rin anlamlarının yanı sıra içerdiği diğer 01. Zemahşerî, el- Faik, I, 418. 02. Zemahşerî, el- Faik, III, 89. anlamları beyan etmektedirler. Mesela 03. İbn Kuteybe, Garîbu’l-Hadîs, I, 206. ةيبجتلا kelimesinin iki anlamı bulundu- 04. Zemahşerî, el- Faik, III, 187. 05. Zemahşerî, el- Faik, I, 351, 418, 421, 451, 600; ğunu ifade eden İbnKuteybe bir anla- II, 247, 319, 342, 346, 360; III, 18, 89. mının adamın yüzü üzerine yatması, 06. Zemahşerî, el- Faik, I, 346, 353, 427, 447, 524; II, 93, 206, 222, 276, 330, 338, 348, 357, 404, 07. İbn Kuteybe, Garîbu’l-Hadîs, I, 229. Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2, 2 (2012/2), s. 104 Garibu’l-Hadis eserlerinde geçen garib kelimeler hakkında bir inceleme diğer anlamının ise ellerini dizlerinin anlamca zıt iki mana taşımaktadır. üzerine koyarak durması demek oldu- Başka bir ifadeyle birbirine zıt iki an- ğunu açıklamaktadır.01 lama gelen bazı kelimelerin varlığı söz Yine Zemahşerî, Ebû Hureyre konusudur. Zira bu tür kelimeler ri- (r.a.)’den nakledilen bir rivayeti şöy- vayetlerin doğru anlaşılmasında bazı le kaydetmektedir: “İnsanlar arasında güçlükler çıkarabilmektedir. İşte bu koşuşan bir topluluk görmüş. “Onla- özelliğindendir ki kelimeler, Ehlu’l- rın nesi var?” diye sorduğunda, ora- Garîb tarafından da yer geldikçe açık- dakiler: “Deccal çıktı” demişler. O da lanmıştır. Mesela Talha b. Musrif’in “ O halde söze söz katanların bir yala- rivayetine göre Hz. Ömer; (r.a) bir ço- nıdır” demiştir. Rivayette geçen “sözü bana uğrar ve şöyle der: “Sert yamaç- boyayanlar” anlamında olan نوغابصلا larda sürünü otlat, sürünü güneş ışığı- başka rivayetlerde نوغاوصل انوغايصلا şeklin-n nın altında durdurma sen çobansın ve de nakledilmiştir. Bu takdirde kelime güttüğünden sorumlusun.” İbn Ku- “sözü değiştirenler ve söz tertipleyip teybe bu rivayette geçen ضمرت لا lafzının yalan söyleyenler” anlamında olur. izahında delil olarak Vehb b. Habbab’ın Ferrâ, kelimenin aslında “ değiştirme, “Biz Allah’ın elçisine güneşin yakıcı bir şeyi halden hale taşıma” anlamında sıcaklığından ve öğle namazında ayak- olduğunu, بوثلا تغبص yani “elbisenin ren- larımızı yaktığından şikâyetle namazı gini siyah veya kırmızı veyahut sarıya biraz daha serin vakte tehir edilmesini 105 değiştirdim.” كنيع في نوغبص yani “senin sorduğumuzda bize cevap vermedi” nazarında beni söze düzme yalan ka- şeklindeki rivayeti nakletmiştir. Bu tan ve söze laf katıp karıştıran kimseye metindeki انكشي ل lafzının ise iki zıt an- dönüştürdüler” şeklinde manaları ol- lam içerdiğini vurgulayan İbn Kuteybe duğunu söylemektedir. نوغاوصلا kelimesi bundan vazgeçmedi ve onlara cevap ise “sözü süsleyerek hakkı batıl gös- vermedi anlamında olacağı gibi, bu termek” anlamındadır.02 şikâyeti izale etti, bundan vazgeçti an- lamına da gelebileceğini ifade etmek- Şu halde bu verilen örneklerde tedir. Dolayısıyla buradan Abdullah görüldüğü gibi garîb kelimelerin b. Mesud Hz Peygamber’in öğle sıca- bir kısmı çokanlamlı kelimelerden ğında namaz kıldığına işaret eden riva- ibaret olup rivayet malzemelerindeki yeti de aktaran İbn Kuteybe bu talebin kelimelerin kastedilen anlamlarına olumlu karşılandığını anlatmaktadır. işaret eden Ehlu’l-Garîb, yanlış anlam ve yorumlara da yeri geldikçe temas Keza Zemahşerî eserinde bu tür ke- ederek doğrusunu açıklamaktadırlar. limelerden bahisle tespit ettiğimiz şu kelimelerin zıt anlam ifade ettiğini belirtmektedir: “gevşetmek ve (sıkı) 2. Zıt Anlamlı Kelimelerden Olması Arap dilinde kelimelerin bir kısmı, bağlamak” anlamlarına gelen 03وتر , “düşmek ve kalkmak” anlamına gelen 01. İbn Kuteybe, Garîbu’l-Hadîs, I, 147. 02. Zemahşerî, el- Faik, II, 11. 03. Zemahşerî, el- Faik, I,455. Journal of Faculty of Theology of Bozok University, Vol. 2, No. 2 (2012/2), p. 105 Yusuf Akgül ءونلا01 ve “tefrika ve mülayemet” anlam- bilen ve çeşitli kabile ve bölgelerden larına gelen بعش02 kelimeleridir. kimseler olduğu düşünülecek olursa ve birde mana ile rivayet edilen hadis- 3. Yabancı Dil ve Lehçelere Ait Keli- lerin içerisinde bu türden kelimelerin meler Olması bulunmasında ravinin rivayetteki ta- Garîb kelimelerden sayı bakımından sarrufunun bir yansıması olarak da çok olmasa da bir kısmının, yabancı dil- meseleye bakılabilir. den ve bölgesel lehçe, şive ve ağızlara SonuçtaGarîbu’l-Hadîs eserlerin- ait ifadelerden olduğu görülmektedir. de rivayet edilen metinler arasında bu Burada şu soru akla gelebilir: Acaba bu yabancı kelimeler rivayetlerde nasıl yer özellikteki kelimelerden özellikle Farsça (Acemce) ve Rumca kelimeler dikkat almış olabilir? Öncelikle şunu belirte-k çekmektedir. Yabancı kelimelerden bir lim ki Allah Resulünün,gençliğinde kısmının Arapçalaşmış olduğu da kay- yaptığıseyahat ve ticaretleri sırasında da değer bir diğer husustur. Ehlu’l- tanıştığı Arap kabileleri olmuştur. Garîbin kitaplarında zikrettiği Arapça- O’nun bu kabilelerle münasebetleri ya laşmış yabancı kelimelerin bir özelliği da Farslı Selman(r.a.) gibi Arap olma- de bir kısmının kullanım eşyasının ad- yan sahabe veya heyetlerle görüşme-b ları olmasıdır. Mesela, aslı Farsça olup leri esnasında duyduğu ve öğrendiği Kureyş lehçesinde olmayan bazı ya- ayakkabı çeşidi anlamına gelen03قوم ve 106 bancı kelimeler olabilir. Bu kelimeleri yün cübbe anlamına gelen04ةقنامرز ve 05ليدانق de çeşitli vesilelerle görüştüğü o kabile 06باسويسلا , kelimeleri zikredilebilir. Yine heyetleriyle konuşması sırasında dile Rumca 07ةين kelimeleri zikredilebilir. getirmiş olması mümkündür. Bunun- Lehçelerden özellikle Necran, Yemen, la beraber sık rastlanmasa da farklı dil Yemame, Irak ve Şam lehçelerinin ri- ve lehçelerle konuşan muhataplarının vayetlerde zikredildiğini görmekteyiz. anlayabileceği şekilde gönüllerine hi- Mesela, Şam ve Irak lehçesinde “ida- tap ederken kulaklarının aşina olduğu reci, komutan” anlamına gelen قيرطبلا , ifadeleri kullanmış olması muhtemel- “içerisinde hurma saklanılan” anlamında olan dir. Nitekim İslamiyet›in yayılması ve ةفصلخا“taş ve süt” anlamlarına gelenكامدم öğrenilmesi için Medine’ye gelip giden ve horasan devesi anlamında تخبلا keli- heyetlerle Allah Resulü muhatap ol- melerini zikredebiliriz. muş, gerektiğinde bazen yabancı dil Bu kelimelerin yanı sıra bazı yabancı veya lehçeden birkaç kelime kullanmış dildeki deyim ve ifadelerin rivayet edi- olması mümkündür. Dolayısıyla bu len metinlerde rastlamak mümkündür. tür kelimelerin rivayetlerde geçmesi Mesela, Abdurrahmân b. Yezid’e ait de tabiidir. bir rivayeti Ebû Ubeyd şöyle nakletb- Diğer taraftan hadisi rivayet eden 03. Zemahşerî, el- Faik, I,407. sahabe ve tabiin içerisinde yabancı dil 04. Zemahşerî, el- Faik, I,527. 05. Zemahşerî, el- Faik, I,340. 01. Zemahşerî, el- Faik, III,133. 06. Zemahşerî, el- Faik, I,246. 02. Zemahşerî, el- Faik, I,166. 07. Zemahşerî, el- Faik, III,132. Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2, 2 (2012/2), s. 106

Description:
lük anlamı taşıdığı gibi bazen kelimeye kapsamının genişlemesi bu alandaki literatürün de hem . müze ulaşmış ilk eser konumundadır. Bundan .. Şu halde rivayetteki ifade de ağaç adı .. dilin dinamik ve canlı yapısıyla ilgi-.
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.