Fırat mizah dergisi 1. sayı PDF
Preview Fırat mizah dergisi 1. sayı
SÜPERMEN HAPI Sertaç Pişkin ” Yalnız uyumaktan çok korktuğum için yatağıma yine topumu isteyecek, ben de ona “beni de oynatın darbukamı aldım. Ona sarılamazsam uyuyamıyorum. diyecektim. Beni iki dakika oynatıp, senin üstün - Bir Kapalıçarşı alışverişi sonrası turistin biri babamın pislenmesin annen kızar bahanesiyle kenara ala Civciv ” taksisinde unutmuş. O da bana verdi. Babam ‘ caklardı. Bana “Sen mahallenin 3. Kalecisisin. - - çıkacak kuş çıkacak’ diye şarkı söylerken, benim de ri dediklerinde milli takıma seçilmiş kadar mutlu olmuş timlerimle ona eşlik etmemi istiyor. Ama ben ona vurmayı tum. Akşam gururla babama söylediğimde “Siktir lan - değil, sarılmayı seviyorum. Oyuncak ayı alamayacak kandırmışlar seni, milli takımın kadrosunda bile 2 ka - kadar kötü durumumuz yok ama evde sarılıp yatabi leci var” demişti. Ferhat bu sefer topumu istemedi. - leceğim başka oyuncağım da yok. Uzaktan kumandalı Direkt konuya girip “Yusuf’tan korktuğun için mi çık arabaya sarılıp yatamam. Bir de çok sevdiğim pompalı bir atım var. Bu at da babam sayesinde benim oldu. Babam çeşitli milletlerden müşterilerini evimize misair - etmeyi çok seviyor. Romen bir amcanın verdiği, tansi yon aleti pompasına benzeyen bir pompayla şahlanan - plastik atımı da uyumadan önce mutlaka yatağımın ke - narında isterim. En yakın dostlarım bir darbuka ve pom palı at. Darbuka form itibarıyla sarılmaya daha müsait. Kıskanmasın diye uyumadan önce atımı da mutlaka bir iki pompalarım. Darbuka koynumda uyandım. Kahvaltıdan sonra pencereden sokakta oynayan çocukları izlerken, annem ısrarla sokağa çıkmamı istedi. Yine aynı şey olacaktı. Annem beni kapının dışına çıkaracak, saatler sonra da - aynı noktada hiç kımıldamadan duran oğlunu eve geri mıyosun lan bir haftadır sokağa?” dedi. “Yoo çıkıyo - alacaktı. Çocuklarla oynamak istiyordum ama karşıda rum ya işte” dedim. “Siktir et şimdi, sen bu Yusuf’u ki iki katlı binada oturan deli Yusuf ve ondan daha deli dövmek istiyo musun istemiyo musun?” diye sordu. anası Sümbül teyze beni ürkütüyordu. Bugün bir çılgınlık “İstemiyorum” dedim sanki istesem dövecekmişim edip karşı kaldırıma geçeyim dedim, beş dakika sonra gibi.”Oğlum bak aramızda kalacağına yemin edersen - korktuğum başıma geldi ve Yusuf’un tekmeli saldırısı sana şimdi Yusuf’un kemiklerini kıracak kadar güç - na uğradım. Tekmeler eşliğinde kendi apartmanımızın verecek bir şey vericem” dedi. Hayırdır inşallah, aklı kapısına kadar geldik. Tam bizim balkonun altına gelince ma girmeye başlamıştı bile. “Neymiş?” diye sordum. annemin sesi geldi. Annem biraz bağırdıktan sonra Önce sağını solunu kontrol etti. Sonra da cebin- balkondan maşrapayla su döktü! ikimizin de ıslanması den kağıda sarılmış bir hap çıkardı. Hapı avuçlarının ” neye çözüm olacaktı anlamadım. Yusuf kafasını yukarı içinde bana sunarken “Bunun adı Süpermen hapı kaldırıp anneme “Orospu!” diye bağırdı. Çok sinirlendim dedi. O kadar saftım ki bunun ne illegal bir madde - ve üç dört tekme daha yedim. Tekmeler hiç bitmeyecek olabileceğini, ne de kandırılma ihtimalimi düşüne sanırken annem gelip beni onun elinden aldı. Yusuf’u bilmiştim. “Buna niye Süpermen hapı diyorlar?” diye - hırpalamaya başladı. Onu gözümde nasıl büyüttüysem sordum. “Çünkü insanı çok güçlü yapıyor, eve vur - annemin Yusuf’tan güçlü olmasına çok şaşırdım. Yu san ev yıkılır!” dedi. “Uçar mıyım peki” diye sorunca suf’un annesi Sümbül teyze de olanları duyup sokağa sorumu duymamazlıktan geldi. Ben kesin bu hap çıktı ve anneme saldırdı. Annemden kurtulan Yusuf yine uçurduğu için Süpermen hapı demişlerdir, demek ki - benim üzerimdeydi. Yan tarafta Sümbül teyzeyle mü enayi Ferhat hiç Süpermen izlememiş bunu bilmiyor cadele eden anneme baktım. İyi direniyordu ama ben diye kendi kendime gururlandım. “Tamam ver isti- - yine yere yatırılmış, çoktan nakavt olmuştum. Sonra ma yorum.” dedim. O zaman annemden eski para ile on halleli gelip hepimizi ayırdı. Annem bi daha bu çocuğun bin lira almam gerektiğini söyledi. Para kolaydı çünkü kılına zarar gelirse öldürürüm seni dedi. Eve çıkınca “İki eve gelen turistlerin verdiği harçlıkları biriktirdiğim bir tekme atamadın pısırık” diye azar işittim. kumbaram vardı. Eğer babam kumbarayı “Yarın üç katını koyarım geri söz!” deyip yine boşaltmadıysa Ölüm tehdidi onları çok kızdırmıştır diye bir hafta evden yeterli param olmalıydı. “Yarın saat üç gibi aşağıdaki - kapıya bile çıkmadım. Yaz tatiliydi ve okula gitmem ge arsaya gel değişimi yapalım.’’ dedi. rekmiyordu. Olayın soğuması için bir hafta yeterli diye - düşünerek apartman kapısındaki sabit noktama geri Metal alt bölümü buz gibi darbukama sarılmış vazi döndüm. Az sonra, sokağın en başındaki apart- yette uyandım. Darbukanın içine doğru konuşunca ” manda oturan Ferhat yanıma geldi. Benim yanıma sa- güzel bir yankı oluyordu. “Günaydın Süpermeeen! dedim. İçim kıpır kıpırdı. Bir an önce Ferhat’la dece topumu istemek için gelirlerdi. Muhtemelen yine buluşmak istiyordum. Dün gece kumbaramı kontrol Kolumdan tuttuğu gibi evden çıktık. Mahallenin - etmiştim, parası hazırdı. Kahvaltıdan sonra usul usul eczanesine doğru yürüyorduk. Kapısından girer gir - apartman kapısını açıp önce Yusuf’ların evini gözled mez daha eczacı Feride abla hoşgeldiniz diyemeden - im. Kimse olmadığını görünce koşarak aşağıdaki ar annem konuya girdi. “Feride eyvahlar olsun, bak şu - saya ulaştım. Ferhat, kırmızı parlak kumaşlı; kafa ve hap neyin nesi? Çocuğa vermiş biri.” diyerek telaş bilek kenarlarından beyaz yünler çıkan montuyla beni la gazeteye sarılı hapı tezgaha koydu. Feride abla C vi- bekliyordu. Kapüşonunun ipini de çenesinin altında gözlüğünü taktıktan sonra dikkatle inceleyip “ sıkı sıkı bağlamıştı. İllegal alışveriş yaparken tanınmak tamini bu, vitamin eksikliği olan çocuklara tavsiye - istemeyen bir mafya elemanı gibi görünmek istemişti ediliyor” deyince annemin kızgınlık seviyesinde be - ama bu haliyle sevimli bir pandaya daha çok benzi lirgin bir azalma oldu. “Sen dua et vitamin hapıymış, yordu. “Para hazır mı?” dedi. “Hazır!” dedim. “Önce senin bu aptallığın kime çekti acaba?” diye sorarak - para!” dedi. Parasını verince minik bir gazete kağıdı ona çekmediğimi kesin bir dille belli etti. Kızgınlığı bir na sarılı hapı avucumun içine bıraktı. “Annene sakın nebze azalsa da, eczaneden çıkıp Ferhat’ı aramaya söyleme!” diye tembihleyip hızlıca uzaklaştı. başladık. Bulmak pek zor olmadı. Sokağın caddeye bakan köşesinde, elleri ceplerinde aynı pandalıkla - Eve dönüş yolunda yine Yusuf’ların evini göz duruyordu. Annem “Ulan sen benim çocuğumu ze leyerek koşa koşa apartmanımızın kapısına ulaştım. hirlemeye mi kalktın, seni polise vereyim mi?” diye Annem anlayacak diye kalbim küt küt atıyordu. bağırınca, korkudan yüzü sapsarı oldu. - Annemin mutfakta olduğunu görünce balkona çık tım. Hapı bir an önce yutmak istiyordum. Su almayı “Süpermen hapıymış da güç verecekmiş, saf çocuk - unutmuşum. Mutfağa gidip annemden sesim titre- ya balkondan atlasaydı Süpermen oldum diye hoşu yerek bir bardak su istedim. Suyu alınca yine hızlıca na mı gidecekti?” dedi. Annem beni iyi tanıyordu. - balkona döndüm. Hem anneme yakalanmak istemi Ferhat “Yuh o kadar da aptal değildir” dedi. O kadar yordum hem de Süpermen’e dönüşürsem uçmak aptaldım. Annem “Dua et vitamin çıktı, sakın bi daha için en elverişli yer balkondu. Hareketlerimden ve gözüme gözükme!” deyince Ferhat’ın beyazlayan ses tonumdan işkillenmiş olacak ki tam hapı ağzıma yüzü normalde döndü. “Ya c vitamini insana güç yaklaştırdığım sırada “Napıyosun sen be!” diye bağı- verir yalan mı? Zaten bana da doktor vermişti” diye - rarak annem geldi. İşte şimdi hapı gerçekten yut pişkinleşince annemden küfrü yedi. muştum. Annem beni suçüstü yakalamıştı. Avucumu - açtırdı ve hapı görüp hızlıca aldı. “Ne bu?” diye so Akşam babam eve gelince annem olayı babama da runca annemden zaten çok korktuğum ve Sümbül anlattı. Babam “Avradını sittiimin salağı kime çektin - teyze karşısındaki performansından da etkilendiğim sen?” diye sorunca, annemin de babamın da gen için olayı başından sonuna kadar eksiksiz anlattım. lerimi sahiplenmek istemediğini anladım. Babamın Annem hapın uyuşturucu olmasından korkmuştu. küfürleri ağrıma gitmişti. Annem yakalamadan önce hapa dilimle biraz dokunduğum aklıma geldi. Belki biraz kuvvet gelmiştir diye çaktırmadan babamı itmeye ça- lıştım. Yerinden kı- mıldamadı. Acaba uçarmıyım? diye - birkaç kez kane peden atladım. O - da işe yaramayın ca şansımı daha fazla zorlamayıp yatağıma geçtim. Darbukamın içine (cid:343)Hedeim sensin Y”s”””f(cid:344) diye bağırarak uyudum.
The list of books you might like
