ebook img

Federal Alman İmar Yasası'nda, kent PDF

14 Pages·2005·1.52 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Federal Alman İmar Yasası'nda, kent

Federal Alman İmar Yasası'nda, kent- ile iyeliğin spekülatif değerlere el koy- sel arsaları, planlamaya uygun kullanıma makta bir araç durumuna gelmesi ne ka- zorlamak için belediyenin ayrıcalıklı dar insan haklarıyla bağdaşmazsa, yaşadı- yetkileri bulunmaktadır (Seele 1994: 16). ğı ev mekanı ile ilişkisinin güvence altına Sınırlayıcı koşullara bağlı olan yapıya alınması o kadar insan haklarının özü ile zorlamaların ender uygulandığı bu du- ilişkilidir. Korunması ve güvence altına rumlarda amaç, arsanın kabul edilebilir alınması gerekir. yapısal kullanıma uygun olarak imar 3.5. İmar Planı Uygulamalarında edilmesi zorunluluğudur. Bu zorunlulu- Kamu Taşınmazlarının Durumu Ne- ğun ilgilisine bildirilmesi ile arsa iyesi, dir? taşınmazının devralınmasını isteyebileceği gibi, belediyeler de, kendi adına ya da 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 16/B yapı isteklisi lehine kamulaştırmaya da maddesine göre, mera, yaylak, kışlak, başvurabilir. otlak, harman yeri ve panayır yerleri gibi orta malı taşınmazlar sınırlandırılır, bun- Ülkemizde 6785/1605 sayılı yasa ile lara parsel numarası verilerek yüzölçüm- kentsel arsanın imar planına uygun yapıya leri hesaplanır ve özel siciline yazılır. Bu zorlanmasına ilişkin kurallara, 3194 sayılı sınırlandırma, kütüktenim kapsamında yasada yer verilmemiştir. Ülkemizde değildir ve özel yasalar dışında, bu yerler yapıya zorlamaya ilişkin yetki, belediye- özel iyeliğe konu olamazlar. Ayrıca yasa- lerin akçal olanakları ile sınırlı kaldığın- nın 16/C maddesinde, devletin hüküm ve dan, hemen hemen hiç kullanılmamıştır. tasarrufu altında bulunan kayalar, tepeler, Diğer yandan, yapıya zorlamaya ilişkin dağlar v.b. gibi tanma elverişli olmayan kuralların da, arsa iyelerini yapıya özendi- iyesiz yerlerin de sınırlandırma konusu rici yaklaşımlarla zenginleştirilmemiş olamayacakları belirtilmiştir. olması da başarısızlığı getiren nedenler arasında sayılabilir. Yukarıda sözü edilen devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlarla, tapu Tarımsal toprağın arsaya dönüşerek ü- kütüğünde maliye hazinesi adına kayıtlı zerine yapı yapılması söz konusu olduğu taşınmazların, imar planı uygulamaları zaman, imar haklarının kamudan satın açısından bağlı oldukları kurallar, 4 ayrı alınması gibi bir zorunluluk ortaya ko- yasa ile düzenlenmiştir. Bu özel yasalar nulmalıdır (Güttler 1984). Ülkemizde de şunlardır: bulunan ve mülk satışlarında, kamuya onalım (şuf a) hakkı tanıyan kurumun • 1580 sayılı Belediye Yasası etkin olarak i$letilmesi, veraset vergileri- • 775 sayılı Gecekondu Yasası nin gerçek değer üzerinden alınması, birden çok taşınmaza iye olmayı özen- • 3194 sayılı İmar Yasası dirmeyen bir vergi dizgesinin benimsen- mesi, tarımsal amaçlı olmayan arazi üze- • 2981-3290-3366 sayılı İmar ve Gece rinde iyelik hakkı yerine iyeliğin kamuya kondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uy devri gibi yaklaşımlar iyelik hakkını tanı- gulanacak İşlemler Hakkındaki Yasa yan liberal sistemlere ilişkin uygulama- Kaşıkçı (1994: 24), var olan yasalar lardır (Tekeli 1993: 230). Dizgenin ana- karşısında, hazine arazileri ile devletin malcı niteliği gözden kaçınlmamak kaydı 15 hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazla- kamu iyeliğindeki yerlerin, doğrudan rın, kadastro çalışmaları sırasında beledi- belediye iyeliğine geçmesi öngörülme- yeler adına kaydedilmesi olanağı bulun- miştir. Uygulamada yaşanan karmaşa madığı gibi, hiçbir türdeki taşınmazın da nedeniyle konu yargıya geçmiş ve Danış- (775 sayılı yasanın 3. maddesi dışında) tay 6. Dairesi, 10.2.1989 tarihli ve E. doğrudan belediyelere geçmesinin söz 1988/328, K. 1989/19 sayılı kararında, konusu olmadığı düşüncesindedir. Buna TBMM'nin 17.5.1934 tarihli ve 808 sayılı karşm günümüzde, imar planı uygulama- 'Tefsir' kararı ile 1580 sayılı yasanın ları aracılığıyla, yukarıda sözü edilen 159. maddesinde, belediyelere devredilen taşınmazların, yasa kurallarına aykırı yetkinin meralann kullanım, yönetim ve olmalarına karşın, belediyelerce edinil- gözetim hak ve sorumluluğu olduğu be- melerine de rastlanılmaktadır. lirtilerek, yorum kararı ve yasada geçen 'tasarruf deyiminin tapu tüzesi ve yü- 1. 1580 ve 3194 Sayılı Yasalar Açı- rütmeliğindeki 'iyelik hakkı' karşılığı sından olan teknik tanım değildir görüşüyle, 1580 sayılı Belediye Yasası'nın 70. "imar planı sınırları içindeki merala- maddesinin 11. fıkrası, belediye ve komşu rın, planın onayıyla birlikte hukuki alan sınırlan içindeki, iyeliği devlete ait bakımdan merahk niteliğini yitireceği, olan (mera arazileri gibi) taşınmazların bu yerlerden genel hizmetlere ayrılan- yararlanma ve kullanma şekillerini değiş- ların belediye veya özel idareye bedelsiz tirme yetkisini, belediye meclislerine terkinin gerekeceği, genel hizmetler vermiştir. Bu taşınmazların kullanma dışında özel mülkiyete konu olabilecek şekillerinin değiştirilmesi, belediye mec- bir amaca ayrılan yerlerin onaylanmış lislerince onaylanarak kabul edilen imar imar planıyla getirilen kullanma ama- planlan (nazım plan ve uygulama imar cına konu ve tabi olacaktan, ancak bu planı) ile gerçekleşmektedir. Bu durum, duranımı meralardan elde edilen yerle- 3194 sayılı yasanın 11. maddesinin son rin belediyeler adına tescilini gerektir- fıkrasında, "Hazırlanan imar planı sı- meyeceği" kararını vermiştir. nırları içindeki kadastral yollar, mey- Tapu ve Kadastro Genel Müdürlü- danlar ile meralar, imar planının onayı p'nün (TKGM), TBMM'nin 'Tefsir' ile bu vasıflarını kendiliğinden kaybe- kararı ile 1580 sayılı yasanın 159. madde- derek, onaylanmış imar planı kararı ile sine dayanarak yayınlamış olduğu getirilen kullanma amacına konu ve 7.11.1985 tarihli ve 1477 sayılı "imar tabi olurlar" şeklinde düzenlenmiştir. planı sınırları içine alınan mera, yay- 1580 sayılı yasanın 159. maddesi uyarın- lak, kışlak gibi yerlerin belediye adına ca, belediye sınırları içindeki iyesiz ta- tescilini" öngören Genelgesi, Danıştay'ın şınmazlardan olan seyrangah, harman yukarıda belirtilen karan ile yasaya aykırı yeri, çayır, mera, koruluk ve bataklık gibi bulunmuştur. Ancak, TKGM' nün Genel- yerlerin "tasarruf, yönetim ve gözetimi" gesi'nin yol açtığı tüzel sorunlar ve bu belediyelere devredilmiştir. Genelgenin uygulandığı 1985-1989 yılları Gerek 3194 sayılı yasa ve gerekse arasında belediyelere geçen mera arazileri 1580 sayılı yasa kuralları birlikte incelen- ile ilgili davalar, belediyeler ile Maliye diğinde, imar planı kapsamına alman Hazinesi arasında yıllarca sürüp gitmiştir. 17 Danıştay karan karşısında, 3194 sayılı gerekçesiyle imar planı uygulaması iptal yasanın 11. maddesi, mera arazilerinin edilmiştir. imar planlarında öngörülen kullanma 2. 775 Sayılı Yasa Açısından biçimlerine göre tahsislerinin değişeceğini belirtmektedir. Örneğin, bu yerler imar Tapu kütüğünde Maliye Hazinesi adı- planında yol, meydan, park, yeşil alan, na kayıtlı taşınmazların, belediyelerce otopark, toplu taşıma istasyonu, terminal edinilmesinin en yaygın uygulanan biçi- gibi kamusal hizmet alanlarına rastlamaları mi, 775 sayılı Gecekondu Yasası'nm 3. durumunda, 11. maddenin 1. ve 2. fık- maddesinde yer alan kuraldır. 3. madde, ralarındaki kuralların uygulanması duru- "yasanın yürürlüğe girdiği tarihte munda, belediye ya da özel idareye bedel- (30.7.1966), hazine ve bazı katma büt- siz terk edilmesine olanak sağlarken, çeli dairelerin iyeüğindeki arsa ve ara- bunun dışında özel iyeliğe konu olabile- ziler ile devletin hüküm ve tasarrufu cek konut, sanayi ve ticaret alanı olarak altındaki yerlerin belediyelere geçmesi- belirlenmişse, bu alanların belediye ya da ni" öngörmektedir. Ancak bu geçme, özel idareye terki söz konusu değildir. sınırsız ve koşulsuz değildir. Bunun ko- şulu, "bu kanunla belirtilen amaçlarla Özetle söylemek gerekirse, mera ni- kullanılma" koşuludur. Yasanın 1. mad- teliğini yitiren yer, imar planında özel desinde amaç, "gecekonduların ıslahı, iyeliğe konu olacak bir arsa türüne tasfiyesi ve yeniden gecekondu yapımı- dönüşmüşse, bu nitelikteki taşınmazın nın önlenmesi ve bu amaçla gereken iyesi belediyeler değil, Maliye Hazinesi tedbirlerin düzenlenmesi" olarak belir- olacaktır. Maliye Hazinesi adına tapu- tilmiştir. Yasa koyucu bununla da yetin- da kütüklenen bu yerler, 29.4.1969 memiş ve 11. madde ile belediyelerin bu tarihli ve 1164 sayılı Arsa Ofisi Yasası yasada yazılı amaçlara tahsis edilmek kuralları dışında bir başka kuruma üzere devraldıkları taşınmazları, bu a- geçemeyecektir. maçlar dışında tasarruf edemeyeceklerini Kütüklenim dışı kalmış devletin hü- pekiştirmiştir. küm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin Danıştay 6. Dairesinin E. 1991/2255, özel iyeliğe konu taşınmazlarla birlikte K. 1991/1909 sayılı kararında da belirtil- düzenlemeye sokulması ancak, bu yerle- diği üzere, "Hazine adına kaydedilen rin tamamının DOP olarak düşülmesi taşınmazların mülkiyetinin anılan ka- karşısında, Danıştay 6. Dairesi'nin nunun (775) 3. maddesine göre kendili- 9.11.1992 tarihli ve E. 1991/3280, K. ğinden ilgili belediyeye geçmesinin 1992/4042 sayılı kararında, "Düzenleme mümkün olmadığı, devir konusundaki sırasında tescil harici kalmış yerlerin yetkinin de Maliye ve Gümrük Bakan- taşlık ve çalılık olarak nitelendirilerek, îığı'na ait bulunduğu" anlaşılmaktadır. öncelikle 1580 sayılı Belediye Yasa- Yasanın yürürlük tarihi olan 30.7.1966 sı'nin 159. maddesi uyarınca belediye tarihinden sonra, Maliye Hazinesi adına adına tesciline karar verilmiş, sonra 18. madde uygulamasına geçilmiş ise de, tapu kütüğüne kaydedilen taşınmazların 159. maddenin resen tescil yetkisini belediyelere geçmesi ise olanaksızdır. İçermemesi nedeniyle, işlemde bu yön- 775 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği ta- den de hukuka uyarlık bulunmadığı" rihe kadar, Maliye Hazinesi iyeliğindeki 18 taşınmazların belediyelere geçmesinin laşma olmayan boş parsellerin ise Maliye öngörülmesi, 1965 yılmda sayıları 1062 Hazinesi adına kütüklenmesi gerektiğine iken 1995'te 2716'ya yükselen belediye değinilmektedir. örgütlerinin %61'inin durumunun yasa İmar planı uygulamalarında, kamu i- karşısında ne olacağına ilişkin tartışmaları yeliğindeki kadastral yol, yeşil alan, dere da beraberinde getirdiği söylenebilir. yatakları v.b. yerlerin bir imar adasına ya 3. 2981-3290-3366 Sayılı Yasa Açı- da parseline rastlayan kısımlarının dü- sından zenlemedeki rolü tartışma konusu olmak- tadır. Elibol'un (1990: 118), "Bazı bele- 3290-3366 sayılı yasalarla değişik diyelerin yaptırdığı gibi, imar adalara 2981 sayılı yasanın 10. maddesinin son çizildikten sonra, imar adaları içinde fıkrasında, "Islah İmar planı yapılmış ve kalan yol ve benzerlerinin, belediye yapılacak bölgelerde, bu kanun kapsa- adıma tescil edilip kadastro parseli ola- mına giren ve tapu tahsis belgesi veri- rak 18. madde uygulamasına sokula- len hazine arsa ve arazileri, iktisap mayacağının açıkça belirtilmesi gerek- tarihine bakılmaksızın aynı amaçta lidir" şeklindeki değerlendirmesi isabetli kullanılmak üzere ilgüi belediyelere (yerinde) değildir. 2644 sayılı Tapu Yasa- devredilir" denmektedir. sı'nın 21. maddesinde, "Köy ve belediye Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, sınırlan içinde kapanmış yollarla yol 2981-3290-3366 sayılı yasanın uygulan- fazlaları köy veya belediye namına masına açıklık getirmek üzere yayınladığı tescil olunur" denmektedir. Yargıtay 8. 28.8.1986 tarih ve 1482 sayılı Genelge- Hukuk Dairesinin 22.3.1994 tarihli ve E. sinde, üzerinde yapılaşma hakkı bulunan 1993/1432, K. 1994/3881 sayılı kararma arsa ve arazilerin; göre, "Köy içerisinde bulunan yol faz- lalıklarının kazandırıcı zamanaşımı ve a. Evvelce yapılan kadastro çalışmala zilyetlik yoluyla kazanılması mümkün- rı sırasında tescil harici bırakılan veya dür. İmar planı uygulamasına konu sınırlandırılması yapılmakla birlikte tapu olduklarında bu yerler köy tüzel kişiliği kütüğüne tescil edilmeyen devletin hüküm adına tespit ve tescil olunurlar". ve tasarrufu altındaki taşınmaz mallardan, üzerinde yapılaşma bulunanlar, valiliğin Danıştay 6. Dairesi de 9.12.1993 ta- talebi üzerine 1278 sayılı Genelgeye göre rihli ve E. 1992/4612, K. 1993/5197 sayılı belediye veya il özel idaresi adına, kararında, "imar planı uygulaması (ya da ayırma-birleştirme işlemi) ile bedel- b. Kadastrosu yapılmamış yerlerde, ü- siz yola terk edilen taşınmazın, bu bö- zerinde yapılaşma bulunan devletin hü lümünün sonradan yol fazlası durumu- küm ve tasarrufu altındaki yerlerin ise, na gelmesi üzerine, eski iyestae bedelsiz yine valiliğin talebi üzerine 1251 sayılı geri verilemeyeceğT'ni öngörmüştür. Genelgeye göre belediye veya il özel idaresi adına kütüklenimlerinin yapılaca İmar ada ya da parseline rastlayan ğı belirtilmiştir. Dolayısıyla, adı geçen kadastral yolların, belediye sınırları içinde Genelgeyle üzerinde yapılaşma bulunan belediye adına, eğer mücavir alanda kalı- yerlerin belediye ya da il özel idaresi yorsa bağlı olduğu köy tüzel kişiliği adına adına kütüklenmesi öngörülürken, yapı- kaydedilmeleri gerekmektedir (Danıştay 19 6. Dairesi 23.10.1990 tarih, E. 1990/252, sunumunun sağlanamamasıdır. Bu süreç 1990/267). Buna karşın, dere, nehir v.b. öyle gelişmiştir ki, denetimin elden çık- ihdas edilen yerlerin imar ada ya da par- ması sonucu kentsel alanlar bir yağma seline rastlayan kısımlarının ise Maliye alanına dönüşmüşlerdir. Hazinesi adma kaydedilmesi gerekmekte- Kentsel alanlarda toprak mülkiyeti a- dir. çısından ortaya çıkan en önemli sorunlar- Belediyelerce gerektiğinden büyük dan bir diğeri, arazinin kullanım türü gösterilerek ve bir ölçüde şişirilerek, dü- değişikliği yaratılarak arsaya dönüştürül- zenleme ortaklık payının artırılması ve mesidir. Terminolojik olarak bazı tartış- dolayısıyla belediye adma daha fazla maların konusu olsa da, genel kabul gören parsel üretilmesi gibi amaç dışı kullanılan nitelemesiyle arsa üretimi, bugün kent- yoldan ihdas konusunun Tapu ve Kadast- leşmenin aldığı yeni boyutlar çerçevesin- ro Genel Müdürlüğü'nün 6.4.1994 tarihli de güncel olduğu kadar stratejik bir ko- ve 684 sayılı Tescile Konu Olan Harita numa gelmiştir. ve Planların Kontrol Yönergesi ile de- Ülkemizde 15 yıldan beri söylenen netim altına alınması doğru ve yerinde şudur: Yüzyılın sonuna kadar kentsel olmuştur. Yönerge uyarınca, yoldan, alanlarda 300.000 hektar yeni alanın dereden ihdas durumlarında, bu kısımların kentsel kullanıma açılması gerekmektedir. değişiklik işlemleri beyannamesi düzen- Yani bu kadar arsa üretimi yapılmalıdır. lenerek haritaya bağlanması ve parsel Eğer bu hedefe adım-adım yaklaşılmış olarak tapu kütüğüne kaydedilmeleri olsaydı, önümüzde kalan 4 yıllık süre gerekmektedir. Bağımsız bir kadastro içinde yalnızca 80.000 hektar yeni alanın parseli durumuna getirilen bu yerlerden arsaya dönüştürülmesi gerekecekti. Ancak de, düzenlemeye giren diğer taşınmazlarda geçen yıllarda düzenli ve planlı olarak olduğu gibi eşit oranda DOP kesintisi arsa üretimi yapılmadığından sorun daha yapılması zorunludur. da büyümüş olarak önümüzde durmakta- 3.6. İmar Planları ve Uygulamaları dır. Yalnızca Kentsel Rantları Paylaştırma Bugünkü çarpıklığın en önemli nede- Aracı mı Olmalı? ni, toprak politikası konusundaki politika- Ülkemizde kent topraklarının iyeliğini sızlıktır. Ülke-bölge-kent düzeyinde birbi- düzenleyen özel bir kurallar bütünü yok- rini eşgüdümleyen, birbirini destekleyen, tur. Bu konu, değişik yasalarda ve yönet- birbirini bütünleyen, birbiriyle uyumlu bir meliklerde düzenlenmeye çalışılmış ve bu toprak politikasının olmaması, kentleş- da uygulamada karışıklık yaratmıştır. memizin kontrol dışı ve kaçak gelişmesi- nin temel nedenidir. Çünkü toprak politi- Kentsel alanlarla ilgili bir çerçevede i- kası, toprağın, mekan düzenleme anla- yelik kurumu irdelenirken, ele alınması mında, en uygun kullanılmasıdır. gereken önemli konulardan birisi arsa sunumundaki sıkıntılar ve bu çerçevede Bu anlamda toprak politikasının en ö- gelişen spekülasyon konusudur. Bugün nemli hedefleri, gelinen noktada herkesin kabul ettiği » Mutlak ve kutsal iyelik anlayışı yeri- gerçek, artan yerleşme istemini emecek ve sağlıklı yerleşme olanakları sunacak arsa ne, toprak kullanımında sosyal adaleti 20 sağlamaya yönelik yaklaşımların etkili etkenler, kent planlaması ve kamu tara- kılınması, fından yapılan yatırımlardır. Kentsel arsa- nın üzerinde artan imar haklarının yarattı- • Yerel yönetimlerin uygun yerde, uy ğı değer artışlarının toprak malikinin gun zamanda ve uygun ederlerle, düzenli hakkı olarak görülmesi, özel mülkiyetin arsa üretmesi, toplum yaran doğrultusunda denetlene- • Toprak spekülasyonunun en aza indi memesinin bir sonucudur. Ve ülkemizde rilmesi ve kabul edilebilir sınırlarda tu kent planlarının yaygın biçimde uygula- tulması, namamasındaki zorlukların temel nedeni, yürürlükteki taşınmaz iyeliği sistemidir, • Sağlıklı kentleşmeyi sağlamak için iyeliği yüceltme konusunda geliştirilen kamunun arsa stoku yapması söylem, tapunun deldirilmemesi v.s., iyeliğin toplum yararına aykırı sonuçlarını olarak sıralanabilir. kamufle etmenin kılıfı olmaktadır. Bu Bu açıdan bakıldığında ülkemizde kısır döngüden kurtulmanın yolu, toprak bunlarla bütünüyle ters bir gelişmenin politikası ile planlama konusunda getirile- olduğu gözlenmektedir. Kentlerde kendi- cek toplum yararına uygun bir kurumsal liğinden ve yasal olmayan gelişmeler yaklaşımın ısrarla uygulanmasına çalış- olmakta, kamu arazileri işgal edilmekte, mak ve bunun denetim düzeneklerini rantlar kentlerimizi oraya-buraya çekiş- (mekanizmalarını) kurmaktır. Bu çerçe- tirmekte, ormanların insan eliyle tahrip vede kent planlan artık, vurguncuların edilmesi sonucu açılan yerler orman reji- (spekülatörlerin) arsalarının değerini mi dışına çıkarılmakta, kıyılarda inanıl- güvenceleyen ve artıran bir araç olmaktan maz bir yağmalama sürmekte, tarım ara- çıkartılarak, değer artışlarının kamuya zileri gelişigüzel yapılaşmaya açılmakta, aktarılmasının aracı durumuna getirilme- ortaya çıkan kirli-gürültülü kent ortamla- lidir. rında insanca sürdürülebilir yaşam ola- Görüldüğü gibi konunun çok daha ge- nakları ortadan kalkmaktadır. niş boyutlarda ele alınması gerekirken, Toprak politikasının önemli bir uygu- bizde dar anlamıyla arsa üretimi bile dü- lama aracı olan arsa düzenlemesi yoluyla zenli yapılamamaktadır. Dar anlamıyla arsa üretilmesi salt konut alanı üretmek arsa üretimi, imar planlarının uygulanma- olarak algılanmamalıdır. Arsa üretimi, sıdır. Ülkemizde nüfusu 10.000'i geçen kentsel mekanın yeniden üretilmesi yo- yerleşme birimlerinde kent planlannın luyla, sağlıklı kentleşmenin gelişiminin çok büyük oranlarda yapıldığı bilmiyor. denetim altında tutulmasının sağlanması- Ancak bu planların bütüncül olarak (18. dır. madde benzeri uygulamalar anlamında) uygulanma oranının çok düşük olduğu da Kentsel toprak parçası, ya da kısaca bir gerçektir. Bu konularda ne yazık ki arsa, bir imar planı uyarınca imar parseli kesin bilgiler yok. Gerek 6. ve gerekse 7. durumuna getirilmek üzere yapı alanı Beş Yıllık Kalkınma Plam'nm Harita- olarak tanımlanmış, üzerinde imar hakları Tapu-Kadastro Sektörü Özel İhtisas Ko- belirlenmiş, kentin altyapı sistemlerine misyonu Raporlan'nda, belediyelerle bağlanmış topraktır. Arsanın tarımsal ilgili hiçbir bilginin elde edilemediğinin topraklardan farklı olarak değerini artıran 21 belirtilmesi düşündürücüdür. İmar uygu- çeşitliliğe yanıt vermelidir. Ancak, "arsa lamaları konusu da bu belirsizlik içinde kimin icra üretilmelidir?" sorusunun bulunmaktadır. İmar planlan konusunda yanıtı, öncelikle dar ve orta gelirlilerin ağırlıklı uygulama, isteme bağlı olarak konut sorununun çözümünü hedeflemek yapılan parsel ölçeğindeki uygulamalar- biçiminde anlaşılmalıdır. Çünkü, ülke- dır. 1984 sonrası dönemde ise, özellikle mizde üst gelir grupları ile alt gelir grup- büyük kentlerde imar planı uygulamala- larının (gecekondulaşmada özellenebilir) rının yerine ıslah imar planı uygula- önemli bölümü arsa sorununu kendileri maları geçmiştir. Islah imar planı uygu- çözmektedirler. Üst gelir gruplarının bir lamaları süreci duracağa benzememekte- bölümü gelir kategorilerinin kendilerine dir. Bunun 3 önemli nedeni vardır: sağladığı ilişkilerle, alt gelir gruplarının önemli bölümü ise yasal olmayan yollarla 1. 3290-3366 sayılı yasalarla değişik sorunlarını çözme yoluna gitmektedirler. 2981 sayılı yasanın, 3194 sayılı yasadan Bu koşullar karşısında yasalara saygılı ve bir ölçüde farklı bir yaklaşımla paylı iye olanakları kıt kesimler ortada kalmakta- liğin paylara ayrılmasına olanak tanıması, dırlar. O nedenle çözümlemede dar ve 2. Gecekondu ve imar yürütmeliğine orta gelirlilerin bir önceliğe sahip olmaları aykırı olarak yapılan yapıların bir türlü normal karşılanmalıdır. önüne gecikmemesi. Tüm bu gerçekler ortada iken, sessiz- 3. 3030 sayılı Anakent Belediyeleri sedasız yürürlüğe giren Rekabeti Önleme nin Yönetimi Hakkındaki Yasa'mn, Yasası'ndaki (Anti-Tekel Yasa) meta planlamaya ilişkin kurallarından farklı bir üretimi ile ilgili mantığın tersine, toprak- biçimde, ıslah-imar planlarının onaylan taki tekelleşmeyi önleyecek hiçbir önlem ması ve değiştirilmesi yetkisinin yalnızca getirilmemektedir. Tersine KiT'ler, te- ilçe belediye meclislerine ait olması. sislerinden çok arazilerine ağzı sulananla- ra haraç-mezat satılmaktadırlar. Özelleş- Öte yandan, 3194 sayılı İmar Yasası'- tirme Yasası ile bazı tekelci gruplara nın getirmiş olduğu hisseli arazi satışları toprak tekelciliği oluşturma ortamları ve özel parselasyon yasağı bugün delin- sunulmaktadır. Özellikli bölgelerde, miş bulunmaktadır. Özellikle Borçlar (GAP, kıyılar, metropoliten kentler gibi), Yasası'ndan ve yasalardaki veraset-intikal bu tür eğilimler gözlenebilmektedir. hükümlerinden yararlanarak bu yasak delinmekte, hatta hissedarlar bu yasağı Bu çerçevede yaklaşıldığında arsa ü- delmeye teşvik edilmektedirler. Bunun retimi konusundaki artık bir master plan sonucunda önlenmeye çalışılan düzensiz yapma noktasında olduğumuzu özellikle yapılaşmalar kentin çevresinde sürmekte- vurgulamak gerekmektedir. dir. Belki de özellikle yerel yönetimlerin Tam da bu noktada, başta HABİTAT arsa üretimi konusundaki yetersiz ve zirveleriyle kabul edilen ve Birleşmiş başarısız politikaları, paydaşları bu sürece Milletler Örgütü ve bu örgütün öncülü- zorlamaktadır. ğünde uluslararası metin durumuna gelen Bugün kentsel alanlarımızda çeşitle- değerlendirmelere ve yayınlara ülkemiz- nen arsa isteminden söz etmek gerek- deki tüm kurum ve kuruluşların sahip mektedir. Arsa üretimi politikaları, bu çıkması çağrısında bulunuyoruz!.. 22 Çünkü 1975 yılında Birleşmiş Millet- konu olan toprak olmuştur. Bu gerçek, ler Örgütü tarafından yayınlanan 7 ciltlik ülkemiz kentsel alanlarında yüzyıllar URBAN LAND POLICIES AND LAND sonra yeniden keşfedilmişe benzemekte- USE CONTROL MEASURES başlıklı dir. kitaplarda şunlar söylenmektedir: Rantın özünde yer alan ise, toprağın • Toprak üzerindeki iyelikten değil, kendisi değil, onu elde bulundurma hak- topraktan yararlanmadan söz etmek doğ kıdır. Dolayısıyla, rantın kaynağı özel ru olur (Cilt II, sayfa 36). iyeliktir. Kuramsal olarak yaklaşıldığında özel iyeliğin olmadığı koşullarda toprak • "Toprak ülkenin doğa! kaynağıdır" rantları oluşmaz. Ancak ülkemizde, Ana- gerçeği benimsenirse, kamunun iyeliğinde yasal düzlemde özel iyeliği kabul eden bir olacak, bu nedenle satılamayacak, kiraya toplumsal yeğleme söz konusu olduğun- verilecektir (Cilt III, sayfa 199). dan, irdelenmesi gereken nokta, rantın en aza indirilmesi ve toprak değerlerinin • Toprak da tarım arazisi ve arsa anla spekülatif artışının önlenmesi ve de- mında, çeşitli işlemlerle geliştirilebilir. netlenmesi, sonuçta da kamusal yatı- Ancak onun aslı su ve hava gibidir (Cilt rımlarla artan kentsel toprak rantları- III, sayfa 35). nın kamuya geri döndürülmesidir. • Gelişmekte olan ülkelerdeki arsa vur Çünkü toprağın değil de toplumun ü- gunculuğu (spekülasyonu) göstermiştir ki, rünü olan rantlar, birkaç yönden özellikle bundan elde edilen gelirler, vurguncular önem kazanmaktadır: Öncelikle toprak (spekülatörler) tarafından, ulusal ekono rantları emeğin değer yitirmesine yol miyi destekleyecek alanlara yatırılma- açmaktadır. Hem düşük emek ederi hem maktadır (Cilt VII, sayfa 3). de konut çevresi de içinde olmak üzere Ülkemizde, ne yazık ki, canı isteyince emeğin yeniden üretiminin koşullan kö- uluslararası sözleşmelere atılan imzalara tüleşmektedir. Öte yandan, rantlar, plan- sığman bir siyaset kültürü yerleşmiştir. lama düzenini bozmakta, alt üst etmekte- Ama yukarıda sıralanan görüşler ülke- dir. Kent formunu oluşturmada, kentsel mizdeki arsa politikasının, toprak politi- işlevlerin mekandaki dağılımım ve ko- kasının kaim çizgileri olamamıştır. Bu numlanmasını yönlendirmede, toprak anlamda Anayasa'nm 35. maddesindeki kullanım türlerinin yer seçimlerine ilişkin hüküm, Palandöken Dağlarındaki bir kararlarda belirleyici olmaya başlamışlar- kardelen çiçeği gibi yalnız durmaktadır. dır. Diğer bir deyişle, rantlar kentlerin gelişiminde bir otorite durumuna gel- Aslına bakılırsa toprak tek basma hiç- mişlerdir. Kent planları, yüzen rantları bir değer yaratmadığı gibi, kendisinin de kent düzlemine konumlandırmanın araçları hiçbir değeri yoktur. Değeri yaratan, bir durumuna geldiklerinde bu mekanlardaki malın üretimi için harcanan insan emeği- yaşam, tüm yanlarıyla bundan olumsuz dir. Toprak da, diğer tüm nesneler gibi, etkilenmeye başlamıştır. Doğal ve tarihi insan emeğinin doğal bir nesnesidir. İnsa- çevrenin yok edilmesi sürecinin nın ilk üretim aracı, eş deyişle insansal hızlanmasında rantlar katalizör görevini emeğin ilk uygulama alanı topraktır. Bu üstlenmektedir. Önemli bir diğer nokta, yüzdendir ki, ilk ele geçirilen ve iyeliğe rant beklentileri nedeniyle toprağa artık 23 spekülatif yaklaşılmasıdır. Bunun sonucu Bunların tehlikeli gelişmeler olduğu- anaparanın önemli bölümünün taşınmaza nu, sınırlandırılması, denetlenmesi gere- yönelmesidir. Bu koşullarda kapsamlı ken gelişmeler olduğunu, geleceğimizi planlama etkinliklerine yönelme olanağı tehdit eden yönelmeler olduğunu özellikle zora sokulmaktadır. vurgulamak gerekmektedir. Bu nedenle de toprak kullanımı kararlarının artık Bu çerçevede, kentsel topraklar bugün sağlanacak rantın büyüklüğü hesaplanna sahiplerine, yani onu ellerinde bulundu- göre verildiği bir ortamda, sürece dur ranlara, ya da onu gasp edenlere arsa diyecek toplumcu bir karşı duruşun ör- piyasasında ve kent yaşamında üstünlük gütlenmesi gerekmektedir. sağlamaya başlamışlardır. Dizgenin ken- disi bu üretim dışı etkinlikler sonucu Rantların kentlerimiz ve içinde yaşa- oluşan kazançları yaratmaya, büyütmeye, yanlarımız açısından ortaya çıkardığı bunları özendirmeye ve geçerli kılmaya olumsuzluklar zincirinin kırılabilmesi (meşrulaştırmaya) başlayınca siyasal, için, toplumsal yatırımlar sonucu gerçek- sosyal ve kültürel değerlerin de tıkanması leştiği açık olan bu rantların kamuya geri sonucunu yaratmış olmaktadır. döndürülmesi düzenekleri üzerinde ö- nemle durulması gerekmektedir. Rantla yaşamayı bir yaşama tarzı ola- rak kabul edenlerin sayısının arttığı bir Mülk edinme hastalığı, yaşam tarzla- ortamda, sonuçta bir kıtlık rantı olan top- rımızda paylaşmacılığı ortadan kaldır- rak rantından beslenmenin, taş atıp kol maktadır. Oysa kentlerimiz paylaştırılacak ağrıtmadan, kolay edinilen kazancın tadı- ve kapışılacak değil, paylaşılacak alanlar- na erenlerin kol gezdiği bir arenada, so- dır. Buna yönelik bir birlikte yaşama nuçta mafya türü yaklaşımlar ve örgüt- modelini temellendirmek zorundayız. lenmeler kaçınılmaz olacaktır. Çünkü Üzerinde yaşadığımız topraklar, yaşamı- rantın oluştuğu mekan sabit kalırken mız için bir güvence unsuruna dönüştü- ranttan nasiplenenlerin sayısı artarsa bu rülünce, devlet ve yönetenler toplumsal sonuç normal olacaktır. eşitsizlikleri küçültecek modeller uygu- lamaymca toprak-insan ilişkileri bireyci Tehlikeli olan bir diğer önemli nokta- niyetlere göre biçimlenmektedir. nın, kamu yönetiminin bazı birimlerinin ve bu birimlerdeki bazı yetkililerin de bu Gerek kentler biçimlendirilirken, ge- süreçlerin içinde doğrudan yer almaları rekse toprak kullanım kararlan verilirken olduğunu da özellikle vurgulamak gerek- mutlaka bir çıkar tanımı üzerinden gidile- mektedir. Özellikle belediyelerin ellerinde cektir. Sorun burada, hangi çıkara yö- olan olanaklar ve yetkiler, bu kurumlan nelik bir politika? sorusunun yanıtına, bir rant oluşturma ve paylaştırma arenası- daha doğrusu bu konuda yapılacak temel na dönüştürmüşe benzemektedir. Bu ku- yeğlemeye bağlıdır. Temel yeğleme, rumsal yozlaşma da mekana ilişkin ka- • Özel çıkarlar rarlarda, kentin ve gelecek kuşakların göz ardı edilerek bugüne dönük çıkarcı, köşe • Kamusal yarlr dönücü, vurdumduymaz, bireyci ve egoist • Toplum yararı çerçevesinde bunla eğilimlerin ön plana çıkması sonuçlarını rın dengelenmesi doğurmaktadır. 24

Description:
kentsel arsanın imar planına uygun yapıya zorlanmasına mesi, tarımsal amaçlı olmayan arazi üze- ile iyeliğin spekülatif değerlere el koy- lara parsel numarası verilerek yüzölçüm- .. Ancak onun aslı su ve hava gibidir (Cilt.
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.