ebook img

Fatma YAŞAR EKİCİ1 AİLE ÖZELLİKLERİ İLE OKUL ÖNCESİ EĞİTİME DEVAM EDEN ... PDF

39 Pages·2014·1.13 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Fatma YAŞAR EKİCİ1 AİLE ÖZELLİKLERİ İLE OKUL ÖNCESİ EĞİTİME DEVAM EDEN ...

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 2, Sayı: 2/2, Haziran 2014, s. 70-108 Fatma YAŞAR EKİCİ1 AİLE ÖZELLİKLERİ İLE OKUL ÖNCESİ EĞİTİME DEVAM EDEN ÇOCUKLARIN PROBLEM DAVRANIŞLARI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ2 Özet Bu araştırmanın amacı, aile özellikleri ile okul öncesi eğitime devam eden çocukların problem davranışları arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Araştırmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini, İstanbul ilinin Avcılar, Beylikdüzü, Eyüp, Güngören, Bakırköy ilçelerinden rastlantısal örnekleme modeliyle seçilmiş 7 devlet ve 5 özel olmak üzere toplam 12 okul öncesi eğitim kurumuna devam eden 295 çocuk ve ailesi oluşturmuştur. Araştırmada veri toplama aracı olarak “Aile Bilgi Formu” ve “Anaokulu ve Anasınıfı Davranış Ölçeği”nde ( Preschool and Kindergarden Behaviour Scale (PKBS–2)) yer alan "Problem Davranış Ölçeği" kullanılmıştır. Ölçek, Merrell tarafından geliştirilmiş ve Türkçeye uyarlama, geçerlilik ve güvenilirlik çalışması Özbey tarafından yapılmıştır. Problem Davranış Ölçeği Dışa Yönelim, İçe Yönelim, Antisosyal ve Ben Merkezci olmak üzere dört faktörden oluşmaktadır. Verilerin analizinde SPSS paket programı kullanılmıştır. Araştırma sonunda şu sonuçlara ulaşılmıştır: Okul öncesi eğitime devam eden çocukların problem davranışları ile çocukların anaokuluna devam etme süresi, yaşı; annenin yaşı, mesleği, çalışma durumu; babanın eğitim durumu, mesleği, çalışma durumu, ailenin ekonomik durumu ve ailedeki çocuk sayısı arasında anlamlı bir ilişki yoktur. Bundan farklı olarak okul öncesi eğitime devam eden çocukların problem davranışları ile çocuğun cinsiyeti ve annenin eğitim durumu arasında anlamlı bir ilişki söz konusudur. Anahtar Kelimeler: Aile, Okul Öncesi Eğitim, Problem Davranış 1 Yrd. Doç. Dr. Fatma YAŞAR EKİCİ, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Okul Öncesi Öğretmenliği Bölümü. [email protected] 2 Bu makale, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi tarafından düzenlenen I. Disiplinlerarası Kadın ve Çocuk Sempozyumu’nda sözlü bildiri olarak sunulmuştur. 71 Aile Özellikleri İle Okul Öncesi Eğitime Devam Eden Çocukların Problem Davranışları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi INVESTIGATING THE RELATIONSHIP BETWEEN FAMILY CHARACTERISTICS AND PROBLEM BEHAVIOURS OF THE CHILDREN THAT ATTENDING PRE-SCHOOL EDUCATION Abstract The purpose of this study is to investigate the relationship between family characteristics and problem behaviours of the children that attending pre-school education. The research was conducted in the “İlişkisel Tarama” model. The sample consisted of 5-6-year age-group 295 children going to 7 public and 5 private preschool institutions (totally 12 preschool institutions) in Beylikdüzü, Avcılar, Bakırköy, Güngören ve Eyüp districts of Istanbul and their families that are selected by the random sampling model. The tool that are used for data collection were “Family Information Form” and “Problem Behaviour Scale" that is a part of the Preschool and Kindergarten Behaviours Scales (PKBS-2). It is developed by Merrell. Adaptation to Turkish and validity-reliability studies are made by Özbey. Turkish form of the "Problem Behaviour Scale" consists of 4 factors: Externalizing Problems, Internalizing Problems, Antisocial and Self- Centered..In the analysis of the data, SPSS package program was applied. At the end of the research it is found that there is no significant relationship between between problem behaviours of the children that attending pre-school education and time to the preliminary school, child’s age, age, occupation, work status of mother; educational status, occupation, work status of the father; economic state of the family, number of children in family. But, there is a significant relation between problem behaviours of the children that attending pre-school education and the sexuality of the child and aducational status of mother. Key words: Family, Pre-school Education, Problem Behaviour. Giriş Okulöncesi dönem, çocuğun içinde yaşadığı toplumun değer yargılarını ve o toplumun kültürel yapısına uygun davranış ve alışkanlıkları kazanmaya başladığı bir dönemdir (Bilir ve Bal, 1989,56–74). Çocuk, hayatının ilk yıllarında davranış biçimini çevresini gözlemleyerek ve onları taklit ederek kazanır. Bu nedenle çocuğa yöneltilen davranış onun sosyal uyumunda önemli bir role sahiptir. Çocuğun sağlıklı bir uyum sürecinde olabilmesi için olumlu çevreyi yaratmak, güven veren, anlayışlı, sevgi dolu yaklaşımlara bağlıdır. Bu çevreyi bulamayan çocuk karmaşık duygu, düşünce ve çelişkiler içinde kalabilir. Bu durum çocukta bir süre sonra çevresiyle uyum sorunları yaşamasın sebep olabilir (Yavuzer, 2008, s.229). Yaşanan bu uyum sorunları da kalıcı davranış problemlerine neden olabilir. Problem davranışlar, çocukların sergilediği karmaşık bir davranışsal ve duygusal sorunlar grubu için kullanılan bir terimdir. Birçok kaynakta, davranış sorunları, davranış bozuklukları başlığı altında rastlanır (Budak,2000, s,192). Yavuzer’e göre (2003, s.228) davranış sorunları gelişim evrelerinin getirdiği doğal zorluklara yakın çevrenin olumsuz etkileri katıldığında, çocukta bunlara tepki olarak çoğunlukla duygusal düzeyde görülen bozukluklardır. The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 2/2, Haziran 2014, s. 70-108 Fatma Yaşar Ekici 72 Kızıldağ’a göre (2003) davranış problemleri çocuk ve ergenlerin kendileri için çok karmaşık ya da korku verici olan bir duygu ya da ihtiyaçlarını anne ve babasına aktarabilmek için seçtikleri alışılmadık yollardır. Yavuzer’e göre (1999) problemli çocukların tanımlanmasında öncelikle davranışları bakımından normal olan çocuklarla sapan davranış örnekleri ve bozukluğu gösteren çocukları ayırt etmek gerekir. Bu hususu dikkate alarak Yavuzer; çocuk ve gencin davranışının normal mi yoksa davranış bozukluğumu olduğunun belirlenmesi için bazı ölçütler ortaya atmıştır. Bunlar: yaşa uygunluk, sapan davranışların yoğunluğu, süreklilik, cinsel rol beklentisi, kültürel faktörler şeklinde özetlenebilir. Problem Davranışların Sınıflandırılması Problem davranışlar genel olarak içe yönelim ( internalizing) problem davranışlar ve dışa yönelim (externalizing) problem davranışlar şeklinde sınıflandırılmaktadır. Dışa yönelim davranış problemleri, zayıf özdenetimin bir parçası olarak saldırganlık, antisosyal davranışlar ve aşırı hareketlilik olarak kendisini göstermektedir (Merrell, 2001, s.2). Saldırganlık: Şahin (2004, s.10)’e göre saldırganlık; çocuğun başkalarına, hayvanlara ve nesnelere niyetli bir şeklide fiziksel zarar verme şeklinde ortaya koyduğu davranış biçimidir. Bir başka tanıma göre çocuklar arasında görülen saldırganlık; çocuğun olumsuz duyguları ile baş edemeyip davranışa dönüştürerek çevresine ve kendisine az ya da çok zarar verme halidir ve çocuklarda saldırganlık kendini kırıp dökücülük veya öfke nöbetleri olarak gösterir (Aydın, 2004, s.94). Saldırgan çocuklar arkadaşları ile sürekli çekişme halindedir. İlişkileri gergin ve sürtüşmelidir. Arkadaşlık ilişkilerini hep kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye çalışırlar. Öfkesini yenemez, hep kendini haklı çıkarma eğiliminde olurlar. Aksi durum ortaya çıktığında hırçın davranışlar sergileyerek arkadaş gruplarından dışa itilmeye başlarlar. Bu da saldırgan çocuğun daha da kavgacı ve hırçın olmasına sebep olur. Bu çocukların büyükleri ile geçinmesi de zordur. Anne babaya ya da öğretmenlerine kaşı gelme eğilimindedir. Tepkileri çoğu zaman ölçüsüz ve orantısızdır. (Yörükoğlu, 2002, s.14) Saldırganlığın nedenleri üç grupta incelebilir: İlk gruptaki Freud ve Lorenz gibi bilim adamları saldırganlığın doğuştan geldiğini ve biyolojik temelli olduğunu ileri sürmüşlerdir. İkinci gruptaki M.Mead, Bandura, Berkovitz, Watson ve Skinner gibi davranışçı ekolden gelen araştırmacılar çevrenin saldırganlık üzerindeki etkisinin önemini vurgulamışlardır. Üçüncü gruptaki E.Fromm ve B. Russell gibi araştırmacılar, her iki görüşü de belli oranlarda kabul etmişlerdir (Ankay, 1992, s.142). Saldırganlığın ortaya çıkmasında temel görüşler ele alındığında; organik beyin sendromları, kafa travmaları, hamilelik sırasında annenin kullandığı ilaçlar biyolojik sebepler arasında görülebilir. Teoriler saldırganlık nedeni olarak çevre faktörünün ağır bastığını vurgulamaktadır (Ankay, 1992, s.153). Çevresel faktörler olarak da düzensiz aile ortamı, anne baba tutumları, anne baba ilişkileri ve toplumsal riskler sayılabilir. Anne babanın çocuğun saldırgan davranışlara karşılık baskıcı, otoriter tutumu, çocuktaki kavgacı davranışın daha çok yerleşmesine neden olur (Aydın, 2004, s.95). Saldırganlığa eşlik eden en önemli duygulardan biri öfkedir. Saldırganlığın dışavurum şeklinin öfke olduğu belirtilmektedir (Şahin, 2004, s.31). Öfke açıkça ve doğrudan gözlenebilen The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 2/2, Haziran 2014, s. 70-108 73 Aile Özellikleri İle Okul Öncesi Eğitime Devam Eden Çocukların Problem Davranışları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi sözel ve davranışsal belirtiler yoluyla gösterilebileceği gibi, yine davranışsal ya da sözel olarak, doğrudan olmayan yollarla da ifade edilebilir. Tokat atma, tekme atma, vurma, yüksek sesle konuşma, küfür etme ya da tehdit etme, aşırı eleştirel olma, hata arama, tartışmacı ve saldırgan bir tavır içinde olma, isim takma, suçlama, alay etme, dedikodu yapma, şüphecilik, önyargıyla yaklaşma, öfke nöbetleri geçirme gibi açıkça, kişinin başkalarını incitmeyi ya da çevreye zarar vermeyi istediğini gösteren sözel ve fiziksel tacizler genellikle öfkenin doğrudan görülebilen belirti ve işaretleri olarak tanımlanabilmektedir (Soykan, 2003, s.20). Antisosyal davranışlar: Antisosyal davranış, bir toplumun kural ve yasalarının ve başkalarının haklarının ihlalini içeren bir davranış biçimi anlamına gelen tanımlayıcı bir terimdir. Kendi türüne yönelik zarar verici davranışların önemli bir tanı kriteri olduğu antisosyal kişilerde duyarsızlık, zayıf engellenme toleransı, dürtüsellik, deneyimlerden ders almama, şiddet eğilimi temel belirtilerdir. Toplumda oldukça yaygın olan bu rahatsızlık erkeklerde %3, kadınlarda %1 oranında görülmektedir (Lahey, Loeber, 1997, s.245; Moffitt, Caspi, 2002, s. 360) Çocuklukta başlayan yıkıcı davranış bozuklukları (karşıt gelme-karşı olma bozukluğu, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, davranım bozukluğu) erişkinlikte yüksek olasılıkla antisosyal davranışlar olarak devam etmektedir (Steiner, Karnik, 2005, s.3441). İçe yönelim problem davranışlar ise; içe kapanıklık (utangaçlık), bedensel şikâyetler ve kaygı, korku, tedirginlik, bunalma gibi anksiyöz davranışları kapsamaktadır. Rothbarth ve arkadaşları (2001, s.1406) utangaçlığı, sosyal durumlara yaklaşma hızının ve rahatsızlığı belirtme hızının yavaş olması şeklinde açıklamışlardır. Utangaçlık diğer heyecanlar gibi eşya karşısında değil bir veya birkaç kişi karşısında oluşur. Ama utangaçlıktan bahsedebilmek için sadece kişilerin bulunması yeterli olmayıp kişilerin o kişiye dikkat eder durumda olmaları gerekir (Akt: Gövsa, 1998, s.46). Utangaçlığın nedenleri konusunda çeşitli açıklamalar yapılmıştır. Bu açıklamalarda özellikle anne-baba ve çocuk etkileşiminin önemli olduğu belirtilmektedir. Otoriter anne-baba eğitimi, çocuğa değer vermeme, ona ailenin bir bireyi gibi davranmama, sürekli azarlama, aşırı koruyup kollama, inisiyatif kullanmasına izin verilmeyen, yetersiz ya da beceriksiz olduğu kendilerine hissettirilen çocuklar, ilerideki yaşamlarında utangaç, çekingen, ürkek, kendi başlarına karar veremeyen, sosyal ilişkiler kurmakta zorluk çeken yetişkinler olabilir. Aşırı utangaçlık duygularıyla büyüyen çocuk, başkaları karşısında utanma duygusundan kendini kurtaramamaktadır (Kırkıncıoğlu, 2003, s.121). Kaygı (anxiyete), tanımlanması zor bir korku ve endişe duygusudur. Kaygı, üzüntü, sıkıntı, korku, başarısızlık duygusu, acizlik, sonucunu bilememe ve yargılanma gibi heyecanların birini veya çoğunu içerebilir (Cüceloğlu, 1998, s.277). Sullivan’a göre kaygının nedenleri başında çocuğun yetişmesinde etkili olan kişiler vardır. Bulaşıcı olan kaygı anneden çocuğa empati yolu ile geçer. Hatalı tutumlar, tutarsızlık çocuğun ilk toplumsallaşma deneyimleri, cezaya eşlik eden itici anne baba tutumları çocukta kaygının oluşmasına neden olur (Yanbastı, 1996, s.127). Kaygının diğer duygular gibi zaman zaman yaşanması doğaldır. Ancak çocukta, yetişkinde günlük normal yaşamı olumsuz etkileyip, onu başarısızlığa, içe kapanmaya, gerilemeye, tepki geliştirmeye, hırçınlığa, korkulu rüyalara, altını ıslatmaya, dışkı kaçırmaya, baş ve karın ağrılarına, bulantı, kusma, bağırsak düzensizliğine itiyorsa tedavi edilmesi gerekir. The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 2/2, Haziran 2014, s. 70-108 Fatma Yaşar Ekici 74 Kaygının fizyolojik belirtileri, nefes darlığı, terleme, düzensiz nefes alış veriş, gerginlik, kalp çarpıntısı, ani sinirlenme, bel ağrısı, titreme, sürekli yorgunluk, kas gerginliği, baş ve mide ağrısı, bağırsak bozuklukları gibi bedensel şikâyetler olarak kendini gösterir (Kırkıncıoğlu, 2003, s.116). Problem Davranışlara Neden Olan Faktörler Her davranışın bir nedeni ve bir amacı vardır. Birey davranışını bireysel, bedensel, ruhsal ve sosyal yaşamında bir denge sağlamak için yapar. Dışarıdan bakıldığında anlamsız, bozuk sayılabilen bir davranış, bireyin kendisi için anlamsız olarak görülmeyebilir. Çünkü bireyi bu şekilde davranmaya zorlayan bazı nedenler vardır (Çağlar, 1981, s.20). Çocuklarda görülen davranış problemlerine neden olan faktörleri ailesel, biyolojik ve psiko-sosyal faktörler olarak üç grupta toplamak mümkündür. Çocuklarda davranış problemlerine neden olan etkenlerden en önemlisi çocuğun ilk sosyal çevresi olan ailedir. Aile içerisinde ebeveynin çocukla olan etkileşimi çocuğun ileriki yaşamında olumlu ya da olumsuz izler bırakmaktadır. Bu izlerin olumlu olabilmesinde öncelikle anne ve baba tutumlarının, eşler arası ilişkilerin ve ebeveynin çocukla iletişiminin sağlıklı olması önem taşımaktadır (Efe, 2005, s.19; Öksüz, 2002, s.155). Cirhinlioğlu (2001)’na göre; ailenin içinde bulunduğu sosyal sınıf ve ekonomik durumu, uyumsuz çevre, ailenin olumlu ya da olumsuz model olması ve tutumu, geniş aile yapısı, aile bireylerinde psikolojik bozukluk, aile içi çatışmalar, boşanma çocukta davranış problemlerine neden olan ailesel faktörler arasında gösterilebilir. Çocuğun cinsiyeti, parçalanmış ya da tam aileye sahip olma durumu, tek ebeveynle yaşama durumunda diğer ebeveynle olan ilişkiler, ailede yaşayan diğer bireyler çocukların sosyal ve duygusal gelişimlerinde etken olan aileye ilişkin faktörlerdir (Alisinanoğlu ve Ulutaş, 2000, s.15; Brodeski ve Hembrough, 2007, s.18). Şehirli (2007)’nin aktardığına göre; doğum öncesi komplikasyonlar, organik bozukluklar, duygusal ve sosyal yetersizlikler, düşük zekâ düzeyi, dikkat sorunları, çocukların kendileri hakkındaki olumsuz duyguları, karakter özellikleri ve fiziksel engelleri çocukta davranış problemlerine neden olan biyolojik faktörler arasında gösterilebilir. Amaç Bu araştırmanın amacı, aile özellikleri ile okul öncesi eğitime devam eden çocukların problem davranışları arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Araştırma kapsamında ele alınan aile özellikleri; çocuğun yaşı, cinsiyeti, anaokuluna devam etme süresi, annenin yaşı, eğitim durumu, mesleği ve çalışma durumu, babanın yaşı, eğitim durumu, mesleği ve çalışma durumu, ailenin ekonomik durumu ve ailedeki çocuk sayısıdır. Yöntem Araştırmanın Modeli Aile özellikleri ile okul öncesi eğitime devam eden çocukların problem davranışları arasındaki ilişkinin incelendiği bu araştırmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. İlişkisel The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 2/2, Haziran 2014, s. 70-108 75 Aile Özellikleri İle Okul Öncesi Eğitime Devam Eden Çocukların Problem Davranışları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi tarama modeli, iki ve daha çok sayıdaki değişken arasında birlikte değişim varlığını ve derecesini belirlemeyi amaçlayan araştırma modelidir (Karasar, 2005). Evren ve örneklem Araştırma evrenini, İstanbul ilinde yer alan devlet ve özel okul öncesi eğitim kurumlarında eğitim görmekte olan 5-6 yaş grubu çocuklar ve aileleri oluşturmuştur. Araştırmanın örneklemini ise, İstanbul ilinin Avcılar, Beylikdüzü, Eyüp, Güngören, Bakırköy ilçelerinden rastlantısal örnekleme modeliyle seçilmiş 7 devlet (Avcılar Ali Karay İ.Ö.O. Anasınıfı, Avcılar Şehit Beşir Balcıoğlu İ.Ö.O. Anasınıfı, Avcılar Mustafa Kemal Paşa İ.Ö.O. Anasınıfı, Avcılar Mehmetçik İ.Ö.O. Anasınıfı, Avcılar Firuzköy İ.Ö.O. Anasınıfı, Avcılar Mehmet Gesoğlu İ.Ö.O. Anasınıfı, Beylikdüzü Pınarkule İ.Ö.O. Anasınıfı ) ve 5 özel (Eyüp Şiringüller Anaokulu, Beylikdüzü Mavi Rüya Anaokulu, Bakırköy Aydoğdu Anaokulu, Beylikdüzü Gülfidan Anaokulu, Güngören Beyaz Ana Anaokulu) olmak üzere toplam 12 okul öncesi eğitim kurumuna devam eden 295 çocuk ve ailesi oluşturmuştur. Veri Toplama Araçları Bu araştırmada, okul öncesi eğitime devam eden çocukların problem davranış düzeylerini ölçmek amacıyla; “Anaokulu ve Anasınıfı Davranış Ölçeği”nde ( Preschool and Kindergarden Behaviour Scale (PKBS–2)) yer alan "Problem Davranış Ölçeği" kullanılmıştır. Aile özelliklerini belirlemek için ise Aile Bilgi Formu kullanılmıştır. Anaokulu ve Anasınıfı Davranış Ölçeği”nde ( Preschool and Kindergarden Behaviour Scale (PKBS–2)) yer alan "Problem Davranış Ölçeği: PKBS-2, okul öncesi dönemde 3–6 yaş çocuklarının sosyal beceri ve problem davranışlarını ölçmek amacıyla 1994 yılında Kenneth W.Merrell tarafından geliştirilmiş; 2003 yılında ölçek tekrar gözden geçirilerek 3–6 yaş arası toplam 3,317 çocuk ile norm çalışması yapılmıştır. Ölçekte toplam 76 madde bulunmakta ve maddeler “ Hiç, Bazen, Sıklıkla, Nadiren” seçeneklerini içeren Likert tipi dörtlü derecelendirme ile ölçülmektedir. Ölçeği uygulama süresi 10–12 dk. arasında değişmektedir. Ölçeğin İngilizce formunda iç tutarlılık kat sayısı Sosyal Beceri ve Problem Davranış ölçekleri için .90 ve .97 ; her iki ölçeğin alt boyutlarında ise .81 ve .95 dir. PKBS–2, öğretmenler, yardımcı öğretmenler, aileler, sosyal hizmet uzmanları tarafından rahatlıkla kullanılabilmektedir (Özbey, 2009, s.99). PKBS–2, “Sosyal Beceri” ve “Problem Davranış Ölçeği” olmak üzere birbirinden bağımsız iki ölçekten oluşmaktadır (Özbey, 2009, s.99). Bu araştırmada çocukların problem davranış düzeylerini ölçme söz konusu olduğundan ölçeğin "Problem Davranış Ölçeği" kısmı kullanılmıştır. Problem Davranış Ölçeği; “İçe Yönelim Problem Davranışlar ve Dışa Yönelim Problem Davranışlar” olmak üzere iki alt ölçeğe sahiptir. Problem Davranış Ölçeğinde toplam 42 madde bulunmaktadır. Ölçekten alınan puanın düşük olması problem davranışlar açısından olumlu olarak değerlendirilmektedir. a.Dışa Yönelim Problem Davranışlar (Externalizing Problems): İçe Yönelim Problem Davranış Alt Ölçeğinde 27 madde bulunmaktadır. Maddeler kontrol altına alınamayan ve dışa yansıyan, The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 2/2, Haziran 2014, s. 70-108 Fatma Yaşar Ekici 76 yerinde duramama, başkalarına ve eşyalara zarar verme, dikkatini toplamakta zorlanma gibi spesifik problem davranışları içermektedir. b.İçe Yönelim Problem Davranışlar (Internalizing Problems): İçe Yönelim Problem Davranış Alt Ölçeği, kontrol edilemeyen duygusal ve davranışsal problemlerin tanımlandığı 15 maddeden oluşmaktadır. Bu maddelerin tanımladığı duygusal ve davranışsal problemlerin etki alanı içe yöneliktir. Korku dolu olma, aşırı duygusal olma, endişeli olma gibi davranışlar içe yönelik davranışlardan bazılarıdır. Problem Davranış Ölçeği’nin Türkçeye uyarlama, geçerlik ve güvenilirlik çalışmaları esnasında yapılan faktör döndürme ve faktör analizi sonucunda orijinal formdan 15 madde çıkarılmıştır. Bu haliyle Türkçe form, “16 maddeden oluşan Dışa Yönelim, 5 maddeden oluşan İçe Yönelim, 3 maddeden oluşan Anti-sosyal ve 3 maddeden oluşan Ben Merkezci” olmak üzere toplam 27 maddelik dört faktörden oluşmaktadır. Birinci faktör için yapı güvenirliği .96, açıklanan varyans .62; ikinci faktör için yapı güvenirliği .90, açıklanan varyans .65, üçüncü faktör için yapı güvenirliği .89, açıklanan varyans .73, dördüncü faktör için yapı güvenirliği .75, açıklanan varyans .51 olarak saptanmıştır. Problem Davranış Ölçeği birinci faktörün Cronbach Alfa değeri .95, ikinci faktörün Cronbach Alfa değeri .87, üçüncü faktörün Cronbach Alfa değeri .81, dördüncü faktörün Cronbach Alfa değeri .72; Problem Davranış Ölçeği toplam Cronbach Alfa değeri ise .96 olarak bulunmuştur (Alisinanoğlu ve Özbey, 2009, s.495). Bu sonuçlara göre ölçeğin geçerlik ve güvenirliğinin yüksek düzeyde olduğu söylenebilmektedir. Problem Davranış Ölçeği’nden çocukların yüksek puan almaları problem davranışların yüksek düzeyde olması; düşük puan almaları ise daha az problem davranışa sahip olmaları anlamına gelmektedir. Bu ölçek, araştırmaya dahil edilen her bir çocuk için, öğretmeni tarafından doldurulmuştur. Aile Bilgi Formu: Aile özellikleri ile ilgili bilgi toplamak amacıyla araştırmacı tarafından bir form geliştirilmiş ve aileler tarafından doldurulmak üzere bu araştırmada veri toplama aracı olarak kullanılmıştır. Verilerin Toplanması Araştırmanın verileri 5.5.2012–5.6.2012 tarihleri arasında aşağıdaki şekilde toplanmıştır:  Veri toplama aracı olarak kullanılan ölçek ve form, 5. 5. 2012 tarihinde örneklemdeki kurumlara ulaştırılmıştır.  “Aile Bilgi Formu”, okul öncesi eğitim kurumlarında çocuğu eğitim görmekte olan aileler tarafından doldurulmuştur.  “Problem Davranış Ölçeği”, çocukların öğretmenleri tarafından doldurulmuştur.  Doldurulmuş olan tüm form ve ölçekler, çözümlenmek üzere araştırmacı tarafından 05. 06. 2012 tarihinde toplanmıştır. The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 2/2, Haziran 2014, s. 70-108 77 Aile Özellikleri İle Okul Öncesi Eğitime Devam Eden Çocukların Problem Davranışları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi Verilerin Çözümlenmesi Elde edilen araştırma verilerinin istatistiksel çözümlemeleri, SPSS 12.0 paket programı kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Bulgular Aile özellikleri (çocuğun yaşı, cinsiyeti, anaokuluna devam etme süresi, annenin yaşı, eğitim durumu, mesleği ve çalışma durumu, babanın yaşı, eğitim durumu, mesleği ve çalışma durumu, ailenin ekonomik durumu ve ailedeki çocuk sayısı) ile okul öncesi eğitime devam eden çocukların problem davranışları arasındaki ilişkiyi incelemek üzere yapılan istatistiksel analizler sonucunda elde edilen bulgular aşağıda tablolar halinde sunulmuştur. Tablo 1: Çocukların Problem Davranış Ölçeği’nden Aldıkları Puanların Çocuğun Yaşına Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Bağımsız Grup t Testi Sonuçları t Testi Alt Boyutlar Gruplar n x SS Shx t Sd p 5 yaş 75 8,56 10,052 1,161 Genel -,050 293 ,960 6 yaş 220 8,64 12,574 ,848 5 yaş 75 4,51 6,618 ,764 Dışa Yönelim -,386 293 ,700 6 yaş 220 4,93 8,709 ,587 5 yaş 75 1,80 2,780 ,321 İçe Yönelim ,547 293 ,584 6 yaş 220 1,60 2,632 ,177 5 yaş 75 ,67 1,473 ,170 Antisosyal ,807 293 ,421 6 yaş 220 ,53 1,225 ,083 5 yaş 75 1,53 2,133 ,246 Benmerkezci ,279 293 ,780 6 yaş 220 1,45 2,103 ,142 p>,05 Tablo 1’de görüldüğü gibi, çocukların Problem Davranış Ölçeği’nden aldıkları puanların çocuğun yaşı değişkenine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek amacıyla gerçekleştirilen bağımsız grup t testi sonucunda, Problem Davranış Ölçeği genelinde (t=-,050; p>.05), Dışa Yönelim alt boyutunda (t=-,386; p>.05), İçe Yönelim alt boyutunda (t=,547; p>.05), Antisosyal alt boyutunda (t=,807; p>.05), Benmerkezci alt boyutunda (t=,279; p>.05) grupların aritmetik ortalamaları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 2/2, Haziran 2014, s. 70-108 Fatma Yaşar Ekici 78 Tablo 2: Çocukların Problem Davranış Ölçeği’nden Aldıkları Puanların Çocuğun Cinsiyetine Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Bağımsız Grup T Testi Sonuçları t Testi Alt Boyutlar Gruplar n x SS Shx t Sd p Kız 143 7,18 10,325 ,863 Genel -2,013 293 ,045* Erkek 152 9,97 13,219 1,072 Kız 143 3,71 7,263 ,607 Dışa Yönelim -2,267 293 ,024* Erkek 152 5,87 8,925 ,724 Kız 143 1,61 2,624 ,219 İçe Yönelim -,286 293 ,775 Erkek 152 1,70 2,714 ,220 Kız 143 ,43 ,961 ,080 Antisosyal -1,671 293 ,096 Erkek 152 ,68 1,533 ,124 Kız 143 1,43 1,984 ,166 Benmerkezci -,379 293 ,705 Erkek 152 1,52 2,223 ,180 *p<,05 Tablo 2’de görüldüğü gibi, çocukların Problem Davranış Ölçeği’nden aldıkları puanların çocuğun cinsiyeti değişkenine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek amacıyla gerçekleştirilen bağımsız grup t testi sonucunda, Problem Davranış Ölçeği genelinde grupların aritmetik ortalamaları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (t=-2,013; p<,05). Farkın hangi grup lehine olduğunu tespit etmek amacıyla ortalamalar incelendiğinde, erkek çocukların aritmetik ortalamasının ( x=9,97) kız çocukların aritmetik ortalamasından ( x=7,18) daha yüksek olduğu görülmektedir. Yani, söz konusu farklılık erkek çocukların lehine gerçekleşmiştir. Dışa Yönelim alt boyutunda grupların aritmetik ortalamaları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (t=-2,267; p<.05). Farkın hangi grup lehine olduğunu tespit etmek amacıyla ortalamalar incelendiğinde, erkek çocukların aritmetik ortalamasının ( x=5,87) kız çocukların aritmetik ortalamasından ( x=3,71) daha yüksek olduğu görülmektedir. Yani, söz konusu farklılık erkek çocukların lehine gerçekleşmiştir. İçe Yönelim alt boyutunda (t=,-286; p>.05), Antisosyal alt boyutunda (t=-1,671; p>.05) ve Benmerkezci alt boyutunda (t=,-379; p>.05) grupların aritmetik ortalamaları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 2/2, Haziran 2014, s. 70-108 79 Aile Özellikleri İle Okul Öncesi Eğitime Devam Eden Çocukların Problem Davranışları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi Tablo 3: Çocukların Problem Davranış Ölçeği’nden Aldıkları Puanların Çocuğun Anaokuluna Devam Etme Süresine Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Kruskal Wallis-H Testi Sonuçları Alt Boyutlar Anaokuluna Devam Süresi N Sıra Ort. SD p Χ2 Genel 1 yıl 190 136,97 2 yıl 65 136,61 2 ,732 ,694 3 yıl 20 152,32 Toplam 275 Dışa Yönelim 1 yıl 190 137,03 2 yıl 65 136,74 2 ,673 ,714 3 yıl 20 151,32 Toplam 275 İçe Yönelim 1 yıl 190 141,00 2 yıl 65 132,37 2 1,174 ,556 3 yıl 20 127,78 Toplam 275 Antisosyal 1 yıl 190 138,49 2 yıl 65 136,38 2 ,065 ,968 3 yıl 20 138,60 Toplam 275 Benmerkezci 1 yıl 190 135,50 2 yıl 65 142,32 2 ,813 ,666 3 yıl 20 147,70 Toplam 275 p>.05 Tablo 3 incelendiğinde, çocuğun anaokuluna devam etme süresi değişkenine göre çocukların Problem Davranış Ölçeği’nin genelinden aldıkları puanlar arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı bulunmadığı görülmektedir (Χ2(2)= ,732; p>0.05). Problem Davranış Ölçeği’nin genelinde okul öncesi eğitimi kurumunda ilk yılda olanların sıra puan ortalaması 136,97; ikinci yılda olanların sıra puan ortalaması 136,61; üçüncü yılda olanların sıra puan ortalaması 152,32’dir. The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 2/2, Haziran 2014, s. 70-108

Description:
antisosyal davranışlar olarak devam etmektedir (Steiner, Karnik, 2005, ortalaması 126,67; anneleri işçi olan çocukların sıra puan ortalaması 168
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.