ebook img

FAİZ DIŞI DENGENİN EKONOMİK BÜYÜME VE İŞSİZLİK ÜZERİNE ETKİSİ* Ahmet ULUSOY ... PDF

33 Pages·2016·0.42 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview FAİZ DIŞI DENGENİN EKONOMİK BÜYÜME VE İŞSİZLİK ÜZERİNE ETKİSİ* Ahmet ULUSOY ...

EKONOMİ BİLİMLERİ DERGİSİ Cilt 8, No 1, 2016 ISSN: 1309-8020 (Online) FAİZ DIŞI DENGENİN EKONOMİK BÜYÜME VE İŞSİZLİK ÜZERİNE ETKİSİ* Ahmet ULUSOY Karadeniz Teknik Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü Prof. Dr. Karadeniz Teknik Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü, Trabzon [email protected] Rahmi YAMAK Karadeniz Teknik Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonometri Bölümü Prof. Dr. Karadeniz Teknik Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonometri Bölümü, Trabzon [email protected] Burak ŞAHİNGÖZ Karadeniz Teknik Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü, Arş. Gör. Karadeniz Teknik Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Maliye Bölümü, Trabzon [email protected] * " Bu çalışma, Prof. Dr. Ahmet Ulusoy’un danışmanlığında Arş. Gör. Burak Şahingöz tarafından hazırlanan “Mali Disiplini Sağlamada Faiz Dışı Denge ve Ekonomik Etkileri: Türkiye Örneği” adlı yüksek lisans tezinden hazırlanmıştır. Prof. Dr. Rahmi Yamak çalışmanın analiz kısmında önemli katkılar sağlamıştır." 1 EKONOMİ BİLİMLERİ DERGİSİ Cilt 8, No 1, 2016 ISSN: 1309-8020 (Online) Özet Bu çalışmada, Türkiye’de uygulanan faiz dışı denge politikalarının ekonomik büyüme ve işsizlik üzerindeki etkilerini analiz etmek amaçlanmıştır. 1980-2015 dönemi yıllık verilerinin kullanıldığı kısa ve uzun dönemli analizlerde, ARDL sınır testi ve Toda-Yamamoto nedensellik testi kullanılmıştır. Ampirik sonuçlara göre, faiz dışı denge ile ekonomik büyüme arasında güçlü bir ilişkiye ulaşılamamıştır. Diğer yandan, faiz dışı denge oranı ile işsizlik oranı arasında uzun dönemde eş bütünleşme ilişkisi tespit edilmiş ve kısa dönemde faiz dışı denge oranından işsizlik oranına tek yönlü, pozitif bir ilişkinin olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Mali Disiplin, Faiz Dışı Denge, İşsizlik, Ekonomik Büyüme Abstract THE EFFECT OF PRİMARY BALANCE ON ECONOMIC GROWTH AND UNEMPLOYMENT The study has an aim to analyze the effects on economic growth and unemployment of primary balance policies applied in Turkey. ARDL bounds test and Toda-Yamamoto causality test are used in short term and long term analyses used annual data which is between 1980 and 2015. Acording to empirical finding, there is no a strong relationship between primary balance and economic growth. On the other side, it is determined co-integration between primary balance rate and unemployment rate in long term. Moreover, it is observed that positive an one way causality from the primary balance rate to the unemployment rate in the short term. Keywords: Fiscal Discipline, Primary Balance, Unemployment, Economic Growth JEL Code: H30, H62 2 EKONOMİ BİLİMLERİ DERGİSİ Cilt 8, No 1, 2016 ISSN: 1309-8020 (Online) 1. GİRİŞ Bilindiği üzere dünya ekonomisi 1980’li yıllara farklı bir iktisadi ekolün etkisiyle girmiştir. Arz yanlı iktisatçılar olarak adlandırılan bu ekolün temelinde vergi oranlarının düşürülerek, kamu gelirlerinin arttırılması ve bütçe açıklarının kapatılabilmesi için kamu harcamalarının azaltılması gerekliği düşüncesi yatmaktadır. O zamanlar bahsi geçen politika önerileri konjonktüre uygun görünmüştü. Çünkü bu yıllarda mali dengeler (bütçe açığı, borç stoku artışı vs.) önemli ölçüde bozulmuş ve endişe uyandırmaya başlamıştı. Tarihsel süreçte; mali dengelerdeki bozulmaların temeli, 1929 yılından sonra yaygın uygulama alanı bulan Keynesyen ekonomi politikalarına bağlanabilir. Çünkü Keynesyen yaklaşım, ekonomiyi içinde bulunduğu durgunluktan çıkarmak için kamu harcamalarının arttırılabileceği ve bütçe açıklarının göz ardı edilebileceği savunmuştur. Bu sebepten, yıllar itibari ile kamu harcamaları artış eğilimi göstermiş ve beklenmeyen olayların etkisiyle (İkinci Dünya Savaşı, OPEC krizi, stagflasyon vb.) birlikte kamu harcamalarındaki artış ivme kazanmıştır. Ancak kamu gelirlerinin aynı oranda arttırılamaması bütçe açıklarına neden olmuştur. Bütçe dengesi sağlanamadığı için borçlanmaya ya da monetizasyona başvurulmuş ve sonuçta hem yüksek enflasyon oranları hem de yüksek borç stokları ile karşılaşılmıştır. Bütçe açıklarının artması, yüksek enflasyonun dizginlenememesi ve borç stoklarındaki artış mali disiplinsizlik sorununu gündeme getirmiştir. Gerek Washington Konsensüsü gerekse Maastricht kriterleri olsun birçok toplantıda mali disiplinsizlik sorunu hakkında mutabakat sağlanmış ve bu nedenle, Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası gibi kuruluşlar ilişkilerde bulundukları ülkelere mali disiplin reçetesini çözüm olarak önermişlerdir. Mali disiplinin sağlanmasında faiz dışı denge önemli bir politika aracı olarak görülmüştür. Türkiye’de de mali dengelerdeki bozulmalar 1994 yılına kadar artmaya devam etmiş, ekonomik büyüme oranları istikrarsız bir seyir göstermiştir. Sürdürülemez ekonomik gelişmeler neticesinde 1994 yılında 5 Nisan kararları alınmıştır. Bu 3 EKONOMİ BİLİMLERİ DERGİSİ Cilt 8, No 1, 2016 ISSN: 1309-8020 (Online) kararlar ile mali disiplini sağlamak için faiz dışı fazla verilmesi gerekliliği belirtilmiştir. Araştırmada, maliye politikası aracı olan faiz dışı denge ele alınmıştır. Faiz dışı dengenin (birincil denge) tanımı ve hesaplanmasıyla ilgili kavramsal çerçevesi aktarılmış, bu dengede açık verilmesi ya da fazla verilmesi sonucunda ekonomik büyüme ve işsizlik üzerinde oluşabilecek ekonomik etkiler incelenmiştir. Çalışma kapsamında, Türkiye’de uygulanan faiz dışı denge politikaları, ekonomik büyüme ve işsizliğin gelişimi incelenirken, faiz dışı dengedeki değişimin bu ekonomik göstergeler üzerindeki etkilerini tespit etmek amacıyla ampirik analiz yapılmıştır. 1980-2015 yıllık verileri kullanılan kısa ve uzun dönem analizlerinde, ilişkilerin tespit edilmesinde ARDL Sınır testi kullanılırken, nedensellik ilişkisi Toda ve Yamamoto (1995) tarafından geliştirilen Toda-Yamamoto yaklaşımı yardımıyla ele alınmıştır. 2. FAİZ DIŞI DENGE Faiz dışı denge, kamu giderlerinden faiz harcamalarının çıkarılması durumunda kamu gelirlerinin giderleri karşılayıp karşılamadığını gösteren ekonomik bir terimdir (Gürdal ve Yardımcıoğlu, 2005: 21). Faiz dışı fazla verilmesi halinde kamu gelirleri faiz dışındaki kamu giderlerini karşılamakta ve bir miktar da fazla verilmektedir. Faiz dışı denge faiz dışındaki tüm kamu harcamalarından çıkartılan gelirdir (Auerbach ve Gale, 1999: 11). Diğer bir ifade ile faiz dışı dengede fazla vermek devletin tasarruf etmesidir (Akar ve Şahin, 2014: 48). Anlaşılacağı üzere faiz dışı denge esas mahiyeti itibari ile faizle ilgili olmamakta, aksine onun dışında kalan bütçe gelir ve gider kalemlerinde uygulanacak disiplini ifade etmektedir. IMF tanımlı faiz dışı denge, temel denge veya ilkesel denge olarak da adlandırılmaktadır (Emil ve Yılmaz, 2003: 20-21). Bu kavram IMF ile imzalanan anlaşmalar çerçevesinde önemli bir performans göstergesi olarak karşımıza çıkar (Ceylan, 2010: 392). Washington Konsensüsü kapsamında öncelikli olarak mali 4 EKONOMİ BİLİMLERİ DERGİSİ Cilt 8, No 1, 2016 ISSN: 1309-8020 (Online) disiplinin sağlanması hedeflenmiştir. Bu nedenle Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası gibi organizasyonlar iş birliği içerisinde bulundukları ülkelere disiplinin sağlanabilmesi için faiz dışı fazla hedefleri koymalarını önermişlerdir. Faiz dışı fazla hedefi özellikle yüksek borçluluğa sahip ülkelerde borçları makul seviyelere düşürebilmek için yaygın olarak kullanılmıştır (Blejer ve Cheasty, 1999). Faiz dışı denge hedefleri, ülke ve kuruluşun mali yapısına göre farklılıklar gösterebilmekle birlikte, esas amaç kurumsal yapının ilgili döneme ilişkin olarak öngörülen hedefleri ne şekilde yerine getirdiğinin ölçülmesidir (Emil ve Yılmaz, 2003: 20-21). Ayrıca, faiz dışı denge gerçekleşen bütçe gelir-gider dengesini daha sağlıklı bir şekilde açıklar. Şöyle ki; geleneksel bütçe açığı içerisinde gider kalemlerinden biri faiz giderleridir. Enflasyonist bir ortamda faiz oranları yükseleceğinden ödenecek faiz tutarının da artması anlamını taşıdığı için, borç faiz ödemelerinin geleneksel açıktan düşülmesi ile sağlıklı bir şekilde incelenebilir bir gelir gider dengesi görülebilecektedir (İnce, 2001: 29). Enflasyon oranındaki değişim sonucunda faiz oranları, dolayısıyla faiz ödemeleri değişeceği için faiz dışı dengede faiz giderlerinin çıkarılması para politikaları etkilerinden arındırılmış salt maliye politikalarını gösterecektir (Önder ve Kirmanoğlu, 1996: 38). Faiz dışı dengenin büyüklüğü borç stokuna, borç faiz oranlarına, kamu gelirleri ve harcamalarına, ulusal ve uluslararası ekonomik gelişmeler gibi birçok faktöre bağlı olduğu gibi, bütçe açığı, faiz harcamaları ve faiz dışındaki harcamaların büyüklüğüne de doğrudan bağlıdır. Diğer veriler sabitken faiz dışındaki harcamaların artması (azalması) faiz dışı fazlayı azaltırken (arttırır), faiz harcamalarının artması bütçe açığını arttırmakta faiz dışı fazlayı ise etkilememektedir. Kamu gelirlerini 100 TL, faiz dışı giderler 70 TL ve faiz giderleri 30 TL olduğu bir durumda faiz dışı fazla 30 TL’dir. Kamu gelirleri ve faiz giderleri değişmediği varsayımı altında faiz dışı giderlerin 10 TL artarak 80 TL olması durumunda ise faiz dışı fazla azalarak 20 TL’ye düşecektir. Ayrıca yüksek borç stokuna sahip ülkelerde faiz giderleri artmakta ve bütçede önemli büyüklüklere ulaşmaktadır. Kamu gelirlerinin artmadığı böylesi bir durumda artan faiz giderleri bütçe açıklarının artmasına sebep olabilir. Ancak bu artışı dizginleyebilmek için faiz dışı harcamalarda sınırlamaya gidilebilir. Bu nedenle 5 EKONOMİ BİLİMLERİ DERGİSİ Cilt 8, No 1, 2016 ISSN: 1309-8020 (Online) belli ölçüde faiz dışı harcamalarda azalışa yol açtığından, faiz harcamaları dolaylı da olsa faiz dışı fazlanın artmasına yol açabilir (Gürdal, 2008: 419). Faiz dışı dengede hedeflenen fazlanın tutturulması sürdürülebilir büyümeye yönelik ekonomik politikaların başarısına bağlıdır (Blejer ve Cheasty, 1991: 1655). Şöyle ki, mali disiplinin sağlanabilmesi için bazı faktörler söz konusudur. Bunların başında disiplin süreci boyunca gerçekleşecek olan büyüme oranları gelmektedir. Bu nedenle büyümeye zarar verici yönde faiz dışı denge sağlama hedefleri seçilmemelidir (Bakırtaş, 2015: 53). Bu dengede meydana gelen değişmeler kamu borç yükünü iyileştirebilir ya da kötüleştirebilir. Bu nedenle borçların sürdürülebilirliği konusunda da faiz dışı denge önemli bir kavramdır. Bütçe açıklarının kronik hale gelmesi borç ve faiz yükü artışını beraberinde getirir. Bu şekilde ortaya çıkan kısır döngünün neden olacağı kartopu etkisinin devam ettirilmesi mümkün değildir. Ancak faiz dışı fazla politikası izlenerek faiz ödemelerinin bir kısmı buradan sağlanacak fazla ile karşılanabilir (World Bank (WB), 1988: 56). Para politikası araçlarından biri, kısa dönemli faiz oranlarını etkileme politikalarıdır. Bütçe dengesinde meydana gelen açıklar ve fazlalar faiz oranlarına karşı duyarlıdır. Bu durum bir maliye politikası aracı olan faiz dışı fazla sağlanması neticesinde faiz oranlarında da bir değişim olabileceğini gösterir. Böylesi bir süreçte faiz dışı fazla politikasını yanıltıcı bir şekilde, para politikası aracı olarak düşünülmemesi gerekmektedir (Wyplosz, 1999: 3). Bütçenin harcama kalemlerini katı ve esnek harcama kalemleri olarak ikiye ayırmak mümkündür. Katı harcamalar, kısa vadede isteğe bağlı olarak ertelenmesi, azaltılması ya da iptal edilmesi mümkün olmayan harcamalardır. Ancak ihtiyaç halinde harcamaların bir kısmında kısıntıya gidilebilmesi bu harcamaların esneklik payını belirler. Bu bağlamda, faiz ödemelerinin geçmiş yıllarda uygulanan maliye politikaları neticesinde şekillendiği ve faiz ödemlerinin büyük bir kısmının önceki yıllardan devretmesi nedeniyle katı harcama olduğu söylenebilir. Esnekliği ise sıfırdır. Yani isteğe bağlı olarak kesintiye gidilmesi ya da azaltılması mümkün olmayan harcama kalemidir (Çebi, 2015: 3-5). Bundan dolayı faiz dışı denge herhangi bir şekilde müdahale edilemeyen faiz giderlerini 6 EKONOMİ BİLİMLERİ DERGİSİ Cilt 8, No 1, 2016 ISSN: 1309-8020 (Online) kapsamadığı için hükümet tarafından bütçenin kontrol edilebilen kısmını göstermektedir (Önder ve Kirmanoğlu, 1996: 38). Bu durumda, Faiz dışı dengenin hükümetler tarafından yapılan müdahalelerle kontrol edilebilir bütçe dengesi olduğu söylenebilir. 2.1. Faiz Dışı Denge Politika Araçları ve İşleyişi Faiz dışı denge politika araçlarını en temel şekli ile bütçe gelir ve gider kalemleri olarak belirtmek mümkündür. Bu araçlar maliye politikalarının da temelini oluşturmaktadır. Bu nedenle söz konusu araçlarda yapılacak düzenlemeler ile doğru seçenek oluşturulması büyük önem taşımaktadır. Mali disiplini sağlamada kullanılacak kamu harcama kalemleri temel olarak Tablo 1’de verilmiştir. Cari, transfer ve yatırım grupları harcamalar kalemini oluştururken, gelir tarafında; gelir, kurumlar ve tüketim vergileri başta olmak üzere diğer gelir kaynakları gösterilmiştir. Tablo 1: Faiz Dışı Denge Politika Araçları Harcama Kalemleri Gelir Kalemleri Cari Harcamalar: Sağlık Kişisel Gelir Vergileri Cari Harcamalar: Eğitim Sosyal Sigorta Primleri Cari Harcamalar: Diğerleri Kurum Vergileri Transfer Harcamaları: Emeklilik Maaşları Çevre Vergileri Transfer Harcamaları: İşsizlik Yardımları Tüketim Vergileri Transfer Harcamaları: Hastalık ve Sakatlık Gayrimenkul Üzerinden Alınan vergiler Transfer Harcaması: Aile yardımları Diğer Varlık Vergileri Mal ve Hizmet Satışlarından Elde Edilen Yatırım Harcamaları Gelirler Kaynak: Cournede ve Diğerleri, 2013: 12 7 EKONOMİ BİLİMLERİ DERGİSİ Cilt 8, No 1, 2016 ISSN: 1309-8020 (Online) Faiz dışı dengede hedeflenen fazla sağlanması için harcama kesintileri ve gelir önlemlerine birlikte ihtiyaç duyulabileceği gibi sadece harcama kesintisi ya da gelir artışına da odaklanılabilir. Eğitim, sağlık ve emeklilik maaşları başta olmak üzere birçok harcama alanında en iyi uygulama benimsenerek bütçe avantajları yakalanabilir. Bazı durumlarda ise çalışmayı ve tasarrufları teşvik edebilmek için transfer harcamalarında düzenlemelere ihtiyaç duyulabilir. Gelir kalemlerinde ise öncelikle otomatik stabilizatör özelliği taşıyan vergiler düzenlenebilir. Çünkü sürdürülebilirliğin sağlanabilesi için hedeflerle doğru orantılı büyümeye de ihtiyaç vardır. Ancak ekonomide genişleme yaşanırken otomatik stabilizatör özelliği taşıyan vergiler genişlemeyi olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle vergi gelirlerindeki artışlar, daha çok çevre vergileri gibi düzeltici vergilerin arttırılmasının yanında, gayrimenkul ve tüketim üzerinden alınan vergilerinde arttırılması ile de sağlanabilir. Ancak burada belirtmek gerekir ki otomatik stabilizatör özelliği olan vergilerde bir sınırlamaya gidilip çevre vergisi gibi vergilerle gelir arttırıldığı zaman düşük gelirli grupların bu durumdan olumsuz etkilenme riski söz konusudur (OECD, 2012: 3-4). Vergi gelirlerini arttırmak yerine harcama kesintilerine gidilerek yapılan faiz dışı fazla hedeflerini tutturma çabaları daha etkin sonuçlar vermektedir. Örneğin; kesintiler yapılırken emeklilik sistemleri gibi büyük harcama bileşenleri göz önüne alınabilir. Çünkü kısa dönemde talep üzerindeki etkisi sınırlıdır. Aynı zamanda cari harcamalarda düzenlemelere gidilebilir. Bu tür harcamalarda yapılacak bir düzenleme krizlerin uzun dönemde işsizlik üzerine etkisini sınırlandırır ve iş gücüne katılımı arttırabilir (OECD, 2010: 221). 3. FAİZ DIŞI DENGENİN ETKİLERİ 3.1. Faiz Dışı Dengenin Ekonomik Büyüme Üzerine Etkisi Faiz dışı fazla verilmesi kısa dönemde ve uzun dönemde farklı etkilere sebep olabilir. Kısa dönemde harcamaların kısılması ya da gelirlerin arttırılması ile verilecek bir fazla ekonomik büyümeyi azaltıcı bir etkiye sebep olabilir. 8 EKONOMİ BİLİMLERİ DERGİSİ Cilt 8, No 1, 2016 ISSN: 1309-8020 (Online) Genişletici mali daralma hipotezine göre mali disiplin sağlama çabası kısa dönemde dahi ekonomiyi hareketlendirerek genişletici bir etkiye sahip olacaktır. Kısa dönemde genellikle daraltıcı politikalara karşı ekonomide daralan bir etki görünse de hükümetlerin doğru çözümler üretmesi ve yapısal reformlar ekonomide güveni arttırarak genişletici etkiye sebep olabilir. Uzun dönemde yapılan analizlerde ise durum daha farklı görülmektedir. Faiz dışı fazla verilmesi neticesinde zaman içerisinde borç yükü azalmaya başlayacaktır. Borçlanma ihtiyacının azalması beraberinde reel faiz oranlarını da azaltacağı için bütçede faiz ödemeleri azalacaktır. Bu durum bütçenin esnekliğinin artması, yani mali manevra kabiliyetinin artması anlamına gelmektedir. İkinci olarak ise reel faiz oranlarındaki düşüş özel sektör yatırımlarını da tetikleyecektir. Bu iki durum uzun dönemde ekonomik büyümenin olumlu yönde gelişmesini sağlayacaktır (IMF, 2010: 93-95). Mali disiplin sağlanmasında faiz dışı fazla hedefi belirlenmesinin, ekonomik büyüme üzerine etkileri, literatürde genişletici mali daralma hipotezi çerçevesinde de ele alınmıştır. Yüksek borç stoku olan bir ekonomide faiz dışı fazla verilerek bütçe açıkları ve borçlanma oranları düşürülecek ve piyasadaki ekonomik aktörlere geleceğe dair güven verilmiş olacaktır. Böylece makroekonomik değişkenler olumlu yönde etkilenecektir (Erdoğan: 2007, 118). Hipotezin temel dayanaklarını beklentiler oluşturmaktadır. Bu nedenle beklentilerin doğru yönlendirilmesi gerekmektedir. 1970’li yıllardan sonra yaşanan bütçe açıkları ve yüksek borç stokları ülkeleri faiz dışı fazla vererek mali disiplini sağlamaya yönelik politikalar uygulamaya itmiştir. Uygulanan daraltıcı maliye politikaları ekonomiyi yavaşlatmakla beraber beklenmeyen bir takım etkiler de göstermiştir. Kamu harcamalarının kısılması ile sağlanan mali disiplin beklenilenin aksine özel tüketim harcamalarını teşvik ederek ekonomiyi canlandırmıştır. Bu nedenle daraltıcı maliye politikalarının özel tüketim harcamaları ile toplam çıktı üzerindeki genişletici etkisi “genişletici mali daralma hipotezi” ile açıklanmıştır (Dökmen ve Vural, 2011: 120). Gelirler yönünden bakıldığında, faiz dışı fazla verilen bir dönemde, hedeflerin tutturulması ve sürdürülebilirliğin sağlanması ile mükelleflere vergi yükünün 9 EKONOMİ BİLİMLERİ DERGİSİ Cilt 8, No 1, 2016 ISSN: 1309-8020 (Online) düşeceğine dair önemli bir işaret verilir. Vergi harcamalarındaki azalış bireyin yaşam boyu beklenen gelirinin artmasına yol açar. Burada bireylerin tüketimi arttıracak olan şey beklentilerdeki değişimdir. Bu nedenle bireylerin geleceğe yönelik beklentileri olumlu yönde etkilenecek ve harcamaları artacaktır. Özel tüketimin artması ile birlikte toplam çıktıda da artış yaşanacaktır (Briotti, 2005: 15). Diğer yandan, ekonomide belirli bir dönem mali disiplin sağlamaya yönelik faiz dışı fazla politikaları uygulanmış olabilir. Sürdürülebilir bir ekonomik çerçeve oluşturulduktan sonra faiz dışı fazla verme ihtiyacı azalacaktır. İhtiyacın azalmasından dolayı, faiz dışı fazla hedefleri düşürüldüğü takdirde, bütçe harcamalarındaki bir artış ile talep canlandırabilir. Yine faiz dışı fazla hedefleri azaltılarak oluşturulacak mali alan yatırım harcamalarında kullanılırsa, ekonomik büyümeye olumlu katkıda bulunulabilir. Hedeflenen faiz dışı fazlanın azaltılması ekonomik faaliyet seviyesini arttıracaktır. Bu nedenle faiz dışı fazlanın azaltılması ekonomiyi canlandırmak için etkin bir araç olarak kullanılabilir (Pires ve diğerleri, 2010: 148). 3.2. Faiz Dışı Dengenin İşsizlik Üzerine Etkisi Yıllar itibari ile mali dengelerde istikrar sağlanmasıyla, faiz dışı fazla ihtiyacında azalma söz konusu olabilir. Bu durumda azaltılan hedef tutarında bütçeye esneklik sağlanmış olacaktır. Bütçenin esneklik kazanması sonucunda, mali disiplinden ödün vermeden, işsizlik sigorta primi ve istihdam üzerindeki vergi yükleri azaltılabilir. Böylece iş gücü maliyetleri azalırken istihdam artacaktır. Hatta birim ücret maliyetinin düşmesi ile birlikte ülkede bulunan firmaların maliyetleri azalacağı için yurtdışındaki firmalara karşı rekabet gücü artacaktır. Buda beraberinde ihracat artışını getirirken ithalatta da bir azalışa neden olacaktır. Sonuç olarak istihdam seviyesini ve dış ticaret dengesini olumlu yönde etkileyen bir politika olacaktır. (Keyder, 2006: 34). Harcamalar yönünden de farklı durumlar ortaya çıkabilmektedir. Emeklilik ve işsizlik maaşlarında yapılacak kesintiler işgücüne katılım oranını artırabilir. 10

Description:
Diğer yandan, faiz dışı denge oranı ile işsizlik oranı arasında uzun dönemde eş . harcamalarının artması bütçe açığını arttırmakta faiz dışı fazlayı ise.
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.