ebook img

Eski Türk Dini (Gök Tanrı İnancı) ve Alevilik Bektaşilik PDF

162 Pages·1992·7.338 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Eski Türk Dini (Gök Tanrı İnancı) ve Alevilik Bektaşilik

ESKİ TÜRK DİNİ (GÖK TANRI İNANCI) VE ALEVÎLİK-BEKTAŞİLİK Prof.Dr. Mehmet ERÖZ RK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI VAKFI İSTANBUL-1992 Üçüncü Baskı Bu eser Bakanlar Kurulu’nun 20.7.1980 tarih ve 8/1307 sayılı kararıyla kamu yararına hizmet verdiği kabul edilerek vergi muafiyeti tanınmış olan TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI VAKFI’nın yayınıdır. Her hakkı mahfuzdur. TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI VAKFI’nın müsaadesi olmaksızın tamamen, kısmen veya herhangi bir değişiklik yapılarak iktibas edilemez. Baskı: RENK-İŞ OFSET Haberleşme: TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI P.K.94 AKSARAY/İSTANBUL ISBN : 975 - 498 - 051 - 9 Milli Yayın Nu : 92 - 34 - Y - 147 - 91 Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Yayınları No: 91 kendisine çokçfey borçlu okfugujıı rafutıetfi 9-focam iProf. Dr. Zıya&ddin fahri fI9&I%&$L‘U’ntm aziz Hatırasına, f ÖNSÖZ “Eski Türk Dini - Gök Tanrı İnancı - ve Alevîlik - Bektâşîlik” adlı kitapçığımızın (bütün eksiklerine rağmen) kanayan bir yaraya merhem olacağını umuyoruz. Sünnî Türklerle, Alevî Türklerin birbirini sevmesine, kaynaşma­ sına bu eserin, ufak bir yardımı dokunursa kendimizi bahtiyar sayacağız. Bazı inanışlara rağmen, ahlâk ba­ kımından çok dürüst olan Alevî ve Bektâşîleri temize çıkarabilir ve Türk Milletinin bir parçası olduklarını, İslâm ümmetinden sayılmaları gerektiğini anlatabilirsek, ne mut­ lu bize. Prof. Dr. Turan YAZGAN TÜRK KÜLTÜRÜ VE ESKİ TÜRK DİNİ İLE ALEVÎLİK-BEKTAŞİLİK ARASINDA MÜNASEBET Türk Alevîlik ve Bektaşîliğinin ana kaynağı Türk kültürü ve eski Türk dinidir1. Eski Türk dini ve inanç sisteminin ne olduğu üzerinde çeşitli görüşler bulunmaktadır, Bazı ulusların Budizmi kabul edişleri dışında Orta Asya’da, oldukça mütecanis bir din birliği göze çarpar. Ziya Gökalp'e göre, Türklerin dinî sistemi, “Toyonizm” ve sihrî, sihre dayanan sistemleri “Şamanizm” idi2. 1 Bugün Alevîliği, İran’ın, Müslümanlığı içinden parçalamak için yapmış olduğu bir intikam hareketi olarak görenler vardır Bu tez, ilk önce ırkçı bir hüviyete büründürülerek, Comte de Gobineau tarafından savunul­ muştur. Buna göre, Samî ruhla, Ârî ruhunun tasavvuf perdesi altına büründüğü iddia edilmektedir. Bundan başka Ernest Renan, P. de Lagarde, Reitzenstein, Edgard Blochet ve E.B. Brown, Alevîliği (Şiî­ liği), İran'ın lisanî ve millî bir tepkisi (reaksiyonu) olarak görüyorlardı. Yahudi tesirinden, Yemenli Abdulllah İbni Sebe’den bahsedenler de vardı. Louis Massignon bu İran tepkisi tezine karşı çıktı. O ve sonra gelenler, İran'dan, İslâmiyete samimiyetle hizmet eden pek çok bilginin yetiştiğini, buna mukabil, Şiî hareketinin, saf Arap ırkından (Kûfe'den Kum’a göç eden kabilelerden) doğduğunu gösterdiler. Öte yandan, Türk Alevîliğinin, İran Şiîliğinden bambaşka karakterde olduğunu sezen bazı yazarlar (ilk önceleri Baha Said sonra Köprülü, Ülken ve diğerleri), Bektaşîlik ve Kızılbaşlığın eski Türk itikatları ile ilgili olduğunu gösterdiler. (Bk. Prof. Hilmi Ziya Ülken’in Tahir Harimî Balcıoğlu'nun kitabında (Türk Tarihinde Mezhep, Cereyanları, İstanbul, 1940) yazdığı önsöz), Köprülü, önceleri İran tesirinden bahsederken, sonra fikrini değiştirdi. 2. Gökalp, dinî sistemi (Toyonizm) millî, Şamanizm!, dırşarıdan alınmış sayıyordu. Bu dinin rahibine, "Toyon" deniliyordu. (Bk. Ziya Gökalp, Türk medeniyeti Tarihi, İstanbul 1976, sf. 116-125. (Hazırlayanlar: İsmail Aka, Kâzım Y. Kopraman), Gökalp, din ile sihrin, birbirin tamamladığını söylüyordu. Fakat. Prof. Kafesoğlu, Prof. Caferoğlu’na dayanarak (Eski Uygur Sözlüğü sf. 298), “Toyun" kelimesinin Türkçeye, Çince "Tao- ;ert”den geçmiş olduğunu açıklıyor (İbrahim Kafesoğlu “Eski Türk Dini" Tarih Enstitüsü dergisi sayı: 3’den ayrı basım, İstanbul, 1973, sf. 20) Abdülkadir. İnan da, Toyonizm'in, Budizm olduğunu söylemektedir. Ona göre, Türkler eskidan beri Şamanist idiler. Bu din, Altay ve Yakut Türklerinde nisbeten basit bir seviye gösterirken, diğer Türk şubelerinde gelişmiş ve ileri gitmiş bir halde idi. (Prof. Abdülkadir İman, Tarihte ve Bügün Şamanizm, Ankara, 1954, sf. 1-2). 7 Göktürk Ya2itları’na3, İbn Fazlan’ın yazdıklarına4 bakınca, Türklerin tek Tanrılı bir dine sahip bulunmuş oldukları sonucuna varılabilir ki, bazı tarihçi ve fikir adamlarımızın düşüncesi de budur5. Diğer tarafta, Barthold, Türk ve Moğol tarihi üzerindeki araştırmaları arasında, Türklerin ve Moğolların eski dinleri hak­ kında da açıklamalar yapmak fırsatını bulmuştur. Bir yandan yazılı vesikalara dayanırken, diğer yandan, Rus etnologlarının verdiği malzemeyi değerlendirmeğe çalışmıştır. Barthold’a gö­ re, avcılıkla uğraşan, ormanlık yerlerde yaşayan kabileler, Şa- manizme bağlıdırlar. Şamanizm, göçebelere, bu ormanlık yer­ lerde oturan avcı kabilelerden geçmiş olabilir. Adı geçen Rus tarihçisine göre Türkler, çok eskiden beri şamanlık dinindedirler. Şamanizme bağlıdırlar. Uygur Abidelerinden, Uygurların büyük çoğunluğunun Şamanlık dininde kaldıklarını, Oğuzlar gibi, bu dine bağlı olduklarını anlıyoruz. Çin kaynakları da bunu doğ­ rulamaktadır. Barthold, bu noktada objektiflikten ayrılarak kıy­ met hükmü vermekte, Şamanizmin, iptidaî insanların dini ol­ duğunu söylemektedir. Ona göre bu din, birtakım ahlâkî ülkü­ lerle ilgili değildir ve semavî dinlerdeki gibi, bir hesap gününe, kıyamete yer vermez. Bu bakımdan dinin kendisi basit sayılmak gerekir ve onu kabul edenler de iptidaî insanlardır. Her cemi­ yetin kendine göre örf ve âdetleri, kültür kaideleri normları, doğru yanlış ölçüleri ve müessesevî değerleri vardır ki, bunlar hakkında verilecek hükümler, sübjektif olur. Onları objektif öl­ çülerle değerlendirecek standartlara sahip değiliz. Bugün sos­ yolojinin eriştiği seviyede, maddî olmayan kültürleri derecelen­ dirmek, ileri ve geri damgalarını vurmak, mümkün görülme- 3 Göktürk Kitabelerinin birçok yerinde, “Tengri" (Tanrı)dan bahsedilir. (Hü­ seyin Namık Orkun, Eski Türk Yazıtları, dört cilt) Ayrıca, Kafesoğlu'nun adı geçen makalesine de bk. (sf. 28-30). 4 ibn Fazlan, Oğuz Türklerinde, bir tek yaratıcıya inanıllşını şöyle anlatır: "içlerinden biri zulme uğrar veya sevmediği bir şey görürse başını semaya kaldırıp "Bir Tengri" der. Bu Türkçe ‘Bir Allah’ demektir. Zira, Türkçede bir ‘vâhid’ ve 'Tengri’ ise Allah demektir. (İbn Fazlan Seya- hatnâmesi Tercümesi, İstanbul, 1975. Hazırlayan: Ramazan Şeşen, sf. 31.) 5 Prof. Kafesoğlu, ünlü Türkolog Gy. Nemeth'in, “Tengri" kelimesinin Türkçe bir kelime olduğunu gösterdiğini belirterek, Türklerin, Tek tanrılı bir dine sahip bulunduklarını, yerde ve gökte bir takım kutlu güçler bulmalarının . Şamanizmin delili olamıyacağını söyler. (Aynı makale, sf. 33 ve diğer sayfalar). Prof. Hikmet Tanyu da bu görüştedir. Prof. Osman Turan ve Prof. Bahaeddin Ögel'in de fikirleri, bu merkezdedir. mektedir. Durkheim’in Max VVeber’in, Sorokin'in ve Maclver Page’in eserlerinde ve diğer sosyoloji çalışmalarında, bu nokta açıkça ifade olunmaktadır. Klân seviyesindeki toplulukların in­ sanı ile, Batı cemiyetlerinin insanı arasında, mahiyet farkı değil, sadece basit bir derece farkı bulunmaktadır artık. Barthold, Türklerde “Tengri" (Tanrı) adı verilen semavî bir yaratıcıya inanıldığını, çocuk ruhlarını koruyan ve “Umay” adı verilen bir Tanrıçanın bulunduğunu, ruhların ölümsüzlüğüne inandık­ larını belirtirken, iptidaî dediği şamanizmle, bu semavî dinlere has inanışların nasıl bağdaşabildiğini açıklayacak doyurucu bir izah denemesine girmemiştir6. Bu iddiaları ileri süren Barthol- d’a göre, Hristiyanlık Orta Asya Türkleri arasında yayılmakla, oralarda bir etkinlikte bulunmuştur. Bu İddia, Prof. Zeki Velidî Togan tarafından çürütülünce, Barthold, bu konuya bir daha dönmemiştir7. Türklerin eski devirlerden beri Kam'lık (Şamardık) dinine mensup olduklarını kabul etmek gerekmektedir. Çin kaynakla­ rına göre Hyunğ-nu kavimler! (Hun Türkleri), sihirbazlarına “Gan” adını vermekte idiler. Bu Hun büyücülerinin hizmetinden Çinliler de faydalanıyordu. ‘To-ba devletinin ilk zamanlarında, kadın şamanlar umumiyetle devletin dinî törenlerinde faaliyette bulunurlardı. Meselâ 399 yılında bir kurban töreninde tıpkı Sibirya şamanları gibi, ellerinde dümbeleklerle görünmüşlerdir0." Çinlilerin Tu-Cüe'ler adını verdiği Türkler, “ruhlara inanırlar, büyücüleri sayarlar’’^0. Burada geçen “Gan” kelimesi, "Kam” 6 V. V. Barthold, Orta Asya Türk Tarihi Hakkında Dersler, Hazırlayan: Dr. Kâzım Yaşar Kopraman-Dr. A. İsmail Aka, Ankara, 1875, sf. 18, 21, 62-63, 207. (Bugün Rus cemiyetine tarihin en amansız bir ideolojisi (Marksizm ve ona ait Diyalektik Materyalizm) zorla kabul ettirilmiş ve Allah'ın, başka âlemin var olmadığı zorla inandırılmağa çalışılmıştır. Bu durumda, Barthold'un cemiyetine, onun metoduna uyarak, “iptidai” dam­ gasını vurmak objektif bir davranış olur mu? Hiç sanmıyoruz.) 7 Barthold’un yazısı, Türkiyat Mecmuası’nın birinci cildinde, Z. V. Togan- 'ınki, ikinci cildinde çıkmıştır. Rus tarihçisi, Selçuk'un oğullarının adının, * İsrail v.s. olmasına bakarak buna hükümetmiştir. Fakat aynı sülâle içinde görülen şu Türkçe isimleri görmemiştir. Meselâ: Arslan, Yınal, İnanç, Tuğrul, Alp Arslan, Çağrı, Sancar, Tapar Ahmed ve Mehmet gibi Türk ve Müslüman isimleri mevcuttur. (Prof. Dr. Osman Turan, Selçuklular Tarihi ve Türk Islâm Medeniyeti, Ankara, 1966 sf. 33). 8 Prof.Dr. D. W. Eberhard, Çin'in Şimal Komşuları, Ankara 1942, sf. 43, 69, 77. 9 Aynı eser, sf. 87 9

See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.