ebook img

Emile Ya Da Eğitim Üzerine PDF

591 Pages·2009·2.4 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Emile Ya Da Eğitim Üzerine

EMILE YA DA EĞİTİM ÜZERİNE JEAN-JACQUES ROUSSEAU FRANSIZCA ASLINDAN ÇEVİREN: YAŞAR AVUNÇ HASAN ÂLİ YÜCEL KLASİKLER DİZİSİ JEAN-JACQUES ROUSSEAU EMILE YA DA EĞİTİM ÜZERİNE özgün adı: EMILE, OU L’EDUCATION fransızca aslından çeviren: YAŞAR AVUNÇ editör: ALİ ALKAN İNAL görsel yönetmen: BİROL BAYRAM redaksiyon: IŞIK ERGÜDER düzelti: ALEV ÖZGÜNER - BELGİN SUNAL grafik tasarım ve uygulama TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI Bu kitabın tüm yayın hakları saklıdır. Tanıtım amacıyla, kaynak göstermek şartıyla yapılacak kısa alıntılar dışında gerek metin, gerek görsel malzeme hiçbir yolla yayınevinden izin alınmadan çoğaltılamaz, yayımlanamaz ve dağıtılamaz. TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI istiklal caddesi, no: 144/4 beyoğlu 34430 istanbul Tel. (0212) 252 39 91 Fax. (0212) 252 39 95 www.iskultur.com.tr Sanabilibus agrotamus malis; ipsaque nos in rectum genitos natura, si emendari velimus, juvat. (Başımıza dert olan hastalıklar tedavi edilebilir; iyiliğe yönelik varlıklar olarak doğduğumuz için, doğanın kendisi bize yardım eder; elbette gerçekten tedavi olmak istersek.) Seneca, de Ira (Öfke Üstüne), II, 13. ÖNSÖZ Bu sırasız, neredeyse düzensiz düşünce ve gözlemler kitabını yazmaya, düşünmeyi bilen iyi bir anneyi mutlu etmek için başladım. Önce yalnızca birkaç sayfalık bir inceleme yazısı kaleme almayı tasarlamıştım. Konum beni ister istemez sürüklediği için, bu inceleme yazısı yavaş yavaş, kuşkusuz içeriğine göre fazla büyük, ancak ele aldığı konuya göre fazla küçük bir tür yapıta dönüştü. Yayımlamakta uzun süre duraksadım; çoğu zaman da, üzerinde çalışırken, bana bir kitap meydana getirebilmek için birkaç broşür yazmış olmanın yetmediğini hissettirdi. Daha iyisini yapayım diye boşuna çaba harcadıktan sonra, okurun dikkatini bu yana çekmenin önem taşıdığı ve benim düşüncelerim kötü olsa bile başkalarında iyi düşünceler doğmasına vesile olacaksa, çabamın tümüyle bir zaman kaybı olmayacağı kanısına vararak, artık bu kitabı olduğu gibi yayımlamam gerektiğine inanıyorum. Çekildiği inzivadan çıkıp, yazdıklarını okurların önüne süren bir insan, üstelik de övenleri, kendisini savunan yandaşları olmadan bunu yapıyorsa, hatta bunlar hakkında ne düşünüldüğünü ya da ne söylendiğini bile bilmiyorsa, yanılmış olsa da, yanlışlarının incelenmeden kabul görmesinden korkmamalıdır. İyi bir eğitimin öneminden pek az söz edeceğim, uygulanmakta olan eğitimin kötü olduğunu kanıtlamanın üstünde durmayacağım; birçokları bunu benden önce yaptı, ben de bir kitabı herkesin bildiği şeylerle doldurmayı hiç sevmiyorum. Yalnızca şunu belirteceğim: Çok eski zamanlardan bu yana, ortaya konmuş uygulamaya karşı çıkan ancak bir tek ses var, hiç kimse de daha iyisini önermemiş. Yüzyılımızın edebiyatı ve bilimi, yapmaktan daha çok yıkmaya yöneliyor. Bir öğretmen tarzında eleştiri yapılıyor; bir şey ileri sürmek için felsefi yüceliğin daha az hoşlandığı başka bir tarz gerekir. Söylendiğine göre yalnızca kamu yararını amaçlayan bunca yazıya karşın, tüm yararların en başta geleni olan insanları yetiştirme sanatı hâlâ unutuluyor. Benim konum Locke’un kitabından sonra yepyeni idi, korkarım benimkinden sonra da hâlâ yeni kalacak. Çocukluğu hiç tanımıyoruz: Çocukluk hakkındaki yanlış düşüncelerde ne kadar ileriye gitsek o ölçüde yanılgıya düşüyoruz. En bilge kişiler, çocukların neleri öğrenmek durumunda olduklarını göz önünde bulundurmadan, insanlar için öğrenmenin önemli olduğu düşüncesine saplanıp kalıyorlar. Çocuğun içinde hep yetişkini arıyorlar; onun yetişkin olmadan önce ne olduğunu akıllarına bile getirmiyorlar. Benim yöntemim boş düşlere, kuruntulara dayansa ve yanlış olsa bile düşüncelerimden her zaman yararlanılabilmesi için, özellikle bunu incelemeye giriştim. Yapılması gerekeni çok yanlış görmüş olabilirim, ama üzerinde çalışılması gereken konuyu çok iyi görmüş olduğumu sanıyorum. Öyleyse, öğrencilerinizi daha iyi incelemekle işe başlayın, çünkü onları hiç tanımadığınız gayet kesin. İmdi, bu kitabı bu açıdan okursanız, sizin için yararsız olacağını sanmıyorum. Sistematik bölüm diye adlandırılacak şeye gelince, ki bu doğal gidişattan başkası değildir, işte, okuru en çok şaşırtan bu bölüm olacaktır; aynı zamanda bana kuşkusuz buradan eleştiri gelecektir, belki de haklı olarak. Eğitim üzerine bir kitaptan çok, bir düşçünün eğitim üzerine düşlerinin okunduğu sanılacaktır. Ne gelir elden? Ben başkalarının düşüncelerine değil, kendi düşüncelerime göre yazıyorum. Hiç de başkaları gibi görmüyorum; uzun süredir bu başıma kakılıyor. Ama kendimi başka gözlere sahip kılmak ve kendime başka düşünceler atfetmek elimden gelir mi? Hayır. Kendimle eş düşüncede olmamak, herkesten daha bilge tek kişi olduğumu sanmamak benim elimdedir; duygu değiştirmek değil de kendi duyguma bel bağlamamak elimdedir: İşte, tüm yapabildiğim ve yaptığım şey. Eğer kimi zaman kesin bir tavır ortaya koyuyorsam, bunun nedeni hiç de okurda saygı uyandırmak değil, onunla düşündüğüm gibi konuşmaktır. Kendim kuşku duymadığım halde neden kuşku uyandıracak biçimde bir düşünce ileri süreyim? Tam olarak zihnimden geçen şeyleri söylüyorum. Düşüncemi özgürce açıklarken bunun kendisini otorite olarak kabul ettirmesini o kadar az istiyorum ki, ölçülüp tartılarak yargılanmam için bu düşünceye daima nedenlerimi ekliyorum: Ama, düşüncelerimi savunmakta hiç ısrar etmek istemesem de, bunları önermekten kaçınmak zorunda olduğumu sanmıyorum, çünkü başkalarının düşüncesine karşı çıkardığım ilkeler hiç de önemsiz değildir. Bunlar doğruluğunun ya da yanlışlığının bilinmesi önemli olan ve insanları ya mutlu ya da mutsuz kılan sözlerdir. Bana, yapılabilir şeyler öner deniyor durmadan. Sanki şunu demek istiyor gibiler: Yapılan şeyi yapmayı önerin ya da hiç olmazsa var olan kötüyle bağdaşan bir iyiyi önerin. Böyle bir tasarı, kimi konularda, benim tasarılarımdan çok daha ham hayaldir, çünkü bu bağdaşmada iyi bozulur, kötü de iyileşmez. Ben yarı yarıya iyi bir uygulamayı ele almaktansa yerleşik uygulamayı ele almayı yeğlerim; o zaman insanın içinde daha az çelişki olabilecektir, insan karşıt iki amaca aynı anda yönelemez. Analar, babalar; yapılabilir olan, yapmak istediğinizdir. Sizin iradenizin sorumluluğunu ben mi yüklenmeliyim? Her türlü tasarıda göz önünde tutulması gereken iki şey vardır: İlk olarak, tasarının mutlak iyiliği; ikinci olarak da uygulamanın kolaylığı. İlk açıdan, tasarının kabul edilebilir ve kendi içinde uygulanabilir olması için, iyi olarak neye sahipse, bunun eşyanın doğası içinde bulunması, burada da, örneğin önerilmiş eğitimin insana uygun ve insan yüreğine iyi uyarlanmış olması yeterlidir. İkinci düşünce, kimi durumlardaki belirli ilişkilere bağlıdır; bunlar şeyle rastlantısal ilişkilerdir ki, dolayısıyla zorunlu değildir ve alabildiğince değişebilir. Şu halde, falanca eğitim İsviçre’de uygulanabilirken Fransa’da uygulanamaz, bir başkası burjuvalara uygulanabilir, bir başkası da soylulara. Uygulamadaki az çok büyük kolaylık bir sürü koşula bağlıdır ki bu yöntemi falan ya da falanca ülkeye, falan ya da falanca koşula özel olarak uygulamadan başka türlü belirlemek olanaksızdır. Oysa tüm bu özel uygulamalar benim konum için zorunlu olmadıklarından, planımın içinde yer almıyor. Bunlarla isterlerse başkaları ilgilenebilir, her biri göz önüne aldığı devlet ya da ülkeyle ilgilenebilir. İnsanların, doğdukları her yerde, önerdiklerimin yapılabilmesi ve önerdiğim kişiler haline geldiklerinde, hem kendileri hem de başkaları için en iyisinin ortaya çıkmış olması bana yetiyor. Bu sözümü yerine getirmezsem, kuşkusuz haksızlık ederim; ama yerine getirirsem, benden daha fazlasını istemekle de haksızlık edilmiş olur, çünkü yalnızca buna söz veriyorum. BİRİNCİ KİTAP Her şey, Yaratıcı’nın elinden çıktığında iyidir; insanoğlunun elinde bozulur. İnsanoğlu bir toprağı başka bir toprağın ürünlerini beslemeye, bir ağacı başka bir ağacın meyvelerini taşımaya zorlar; iklimleri, elementleri, mevsimleri birbirine karıştırır, karmakarışık yapar; köpeğini, atını, tutsağını sakatlar; her şeyi altüst eder, her şeyin biçimini değiştirir, biçimsizliği, aykırı yaratıkları sever; hiçbir şeyi, hatta insanı bile, doğanın yaptığı şekliyle istemez. İnsanın, eğitim yerinde eğitilen bir at gibi, kendisi için eğitilmesi gerekir; onu, bahçesindeki bir ağaç gibi, kendi tarzında yetiştirmelidir. Böyle yapılmazsa her şey daha kötüye giderdi, oysa soyumuz yarı yarıya oluşturulmuş olmak istemez. Eşyanın bundan böyle içinde bulunduğu durumda, doğar doğmaz başka insanlar arasında kendi başına bırakılmış olan bir insan, tüm insanların en biçimsizi olurdu. Önyargılar, otorite, zorunluluk, örnek; içlerine gömülmüş olduğumuz tüm toplumsal kurumlar insanın içindeki doğayı yok eder ve yerine hiçbir şey koymazlardı. Doğa burada bir yolun ortasında rastlantı sonucu bitmiş bir ağaççık gibi olur, yoldan geçenler onun her yerine çarparak ve onu her yönde bükerek çok geçmeden yok ederdi. Ben sana sesleniyorum, anayoldan ayrılıp da yeni yetişen o ağaççığı insan düşüncelerinin çarpmasından korumasını bilmiş sevecen ve ileriyi gören anne![1] O genç bitkiyi ölmeden önce yetiştir, sula: Meyveleri bir gün sana büyük mutluluk verecektir. Çocuğunun ruhunun çevresinde erkenden bir duvar oluştur; bir başkası çevresini belirtebilir, ama oraya o engeli yalnızca sen koyabilirsin. Bitkiler tarımla, insanlar eğitimle yetiştirilir. İnsan büyük ve güçlü doğsaydı, boyunun ve gücünün, bunları kullanmayı öğreninceye kadar ona bir yararı olmazdı. Bunlar, başkalarının ona yardım etmeyi düşünmesini engelleyerek, onun için zararlı olurlardı[2] ve o, kendi kendine bırakılmış olarak, gereksinimlerini öğrenmeden önce sefaletten ölürdü. Çocukluk durumundan yakınılıyor; ama eğer insan çocuk olarak yaşama başlamasaydı, insan ırkı yok olurdu. Zayıf olarak doğuyoruz ve güce gereksinimimiz var; her şeyden yoksun olarak doğuyoruz ve yardıma gereksinimimiz var; aptal olarak doğuyoruz ve düşünme yetisine gereksinimimiz var. Doğduğumuzda sahip olmadığımız ve büyüdüğümüzde gereksinim duyduğumuz her şey bize eğitimle verilir.

See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.