KARL MARKS EKONOMİ POLİTİĞİN ELEŞTİRİSİNE KATKI DÖRDÜNCÜ BASKI EKONOMİ POLİTİĞİN ELEŞTİRİSİNE KATKI KARL MARKS Karl Marx’ın Zur Kritik der Politischen Ökonomie adlı yapıtını, Fransızcasından (=Contribution à la Critiqe de l’Économie Politique, Edi- tions Sociales, Paris 1957), dilimize çevrilmiş, ve kitap, Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı adı ile, Sol Yayınları tarafından, Temmuz 1979 (Birinci Baskı: Mayıs 1970; İkinci Baskı: Kasım 1974; Üçüncü Baskı: Eylül 1976) tarihinde, Ankara’da bastırılmıştır. Eriş Yayınları tarafından düzenlenmiştir. 2016. http://www.kurtuluscephesi.com http://www.kurtuluscephesi.org http://www.kurtuluscephesi.net İÇİNDEKİLER 7 Önsöz, Karl Marx 13 Karl Marx’ın “Ekonomi Politiğin Eleştirisi”, Friedrich Engels BİRİNCİ KİTAP SERMAYE ÜZERİNE 25 27 BİRİNCİ KISIM: GENEL OLARAK SERMAYE : 27 Birinci Bölüm: Meta 57 A. Metaın tahlili üzerinde tarihsel düşünceler 71 İkinci Bölüm: Para ya da basit dolaşım 72 I. Değerlerin ölçüsü 86 B. Paranı ölçü birimi üzerine teoriler 98 II. Dolaşım aracı 99 a) Metaların Başkalaşımı 112 b) Paranın Dolaşımı 122 c) Sikke. Değer Alâmeti 140 III. Para 144 a) Para Yığma (İddihar) 159 b) Ödeme Aracı 172 c) Evrensel Para 177 IV. Değerli madenler 183 C. Dolaşım araçları ve para üzerine teoriler EKONOMİ POLİTİĞİN ELEŞTİRİSİNE GİRİŞ 221 223 A. Giriş 223 1. Üretim, tüketim, dağıtım, değişim (dolaşım) 223 I. Üretim 225 Tarihsel üretim ilişkilerinin sürdürülmesi. Genel olarak üretim ve dağıtım. Mülkiyet 230 II. Üretim ile dağıtım, değişim, tüketim arasında genel ilişki 232 A) Üretim aynı zamanda tüketimdir de 1 237 B) Dağıtım ve üretim 1 242 C) Değişim ve üretim 1 243 III. Ekonomi politigin yöntemi 254 IV. Üretim. Üretim araçları ve üretim ilişkileri. Üretim iliş- kileri ve dolaşım ilişkileri. Üretim ve dolaşım koşullarına göre devlet ve bilinç biçimleri. Hukuki ilişkiler. Aile ilişkile- ri. EKLER 258 259 Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı üzerine mektuplar 271 Adlar Dizini 281 Kaynaklar Dizini 281 I. Yazarlar 289 II. Gazete, Dergi ve öteki Yayınlar ÖNSÖZ BURJUVA iktisat sistemini şu sırayla inceliyorum: sermaye, toprak mülkiyeti, ücretli emek; devlet, dış ticaret, dünya pazarı. İlk üç başlık altında modern burjuva toplu- munun bölündüğü üç büyük sınıfın iktisadi varlık koşulla- rını inceliyorum; öteki üç başlığın birbiriyle bağlantısı bes- bellidir. Sermayeyi ele alan birinci kitabın birinci kısmı, şu bölümlere ayrılmıştır: 1. meta; 2. para ya da basit dolaşım; 3. genel olarak sermaye. İlk iki bölüm, bu kitabın içeriği- ni oluşturmaktadır. Basılmak üzere değil, kendi aydınlan- mam için uzun zaman aralıklarıyla karaladığım ve tasarla- nan plan gereğince sistemli olarak hazırlanması koşullara bağlı bulunan monografiler şeklinde materyaller, toplu hal- de [sayfa 23] önümde bulunmaktadır. Hazırlamış olduğum bir genel girişi yayınlamıyo- rum;* çünkü, düşünüp taşındıktan sonra, bana öyle gel- * Marx’ın yayınlamadığı, 1857’de yazılmış olan bu giriş kısmı, eli- nizdeki kitapta “Ekonomi Politiğin Eleştirisine Giriş” adı altında yayınlan- maktadır. -Ed. Karl Marks 7 Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı di ki, ilkönce tanıtlanması gereken sonuçlar hakkında ön- ceden yargılara varmak ancak sıkıcı olabilirdi ve beni izle- yecek okurun, tekilden genele geçmesi gerekecekti. Buna karşılık, benim kendi ekonomi politik incelemelerimin sey- ri hakkında bazı bilgiler sunmam, bana, burada, yerinde bir hareket gibi gelmektedir. Benim uzmanlaşmış çalışmalarımın konusu, fel- sefe ile tarih yanında ikincil bir bilgi kolu saymış olmama karşın, hukuktu. 1842-43’te Rheinische Zeitung’un başya- zarı olarak, ilk defa, maddi çıkarlar denen şey üzerine ya- zı yazmak gibi zor bir yükümlülükle karşılaştım. Renanya Landtag’ındaki orman kaçakçılığı ve toprak mülkiyetinin parçalanması üzerine tartışmalar, o zamanlar Renanya eya- letinin birinci başkanı olan Bay Von Schaper’in Mosel köy- lülerinin durumu üzerine Rheinische Zeitung ile giriştiği po- lemik, ve nihayet serbest ticaret ve himayecilik konusunda- ki tartışmalar, iktisadi sorunlarla uğraşmam için, ilk neden- ler oldular. Öte yandan, “öne geçme” yolunda iyi niyetin sık sık bilginin yerini aldığı o dönemde, Rheinische Zeitung’da, Fransız felsefesine, sosyalizmine ve komünizmine hafif ça- lan bir yankı duyulmaktaydı. Ben, bu acemi işine karşı çık- tım, ama aynı zamanda, Allgemeine Augsburger Zeitung ile giriştiğim bir tartışmada, o zamana kadar yapmış oldu- ğum incelemelerin, Fransız eğilimlerinin asıl niteliği üzerin- de herhangi bir hükme varma cesaretini göstermeme ola- nak vermediğini açıkça itiraf ettim. Bunun yerine gazetele- ri için verilmiş ölüm fermanını, gazeteye daha ılımlı bir tu- tum vererek affettirebileceklerini sanan Rheinische Zeitung yöneticilerinin bu hayalinden özenle yararlanmayı, politika sahnesini terketmek [sayfa 24] ve çalışma odama kapanmak için yeğliyordum. Kafamda biriken kuşkuları gidermek için ilk girişti- ğim çalışma, hegelci hukuk felsefesini eleştirici bir gözle ye- niden gözden geçirmek oldu. Bu çalışmanın girişi, Paris’te, 1844’te yayınlanan Deutsch-Französische Jahrbücher’de çıkmıştır. Araştırmalarım, devlet biçimleri kadar hukuki iliş- 8 Karl Marks Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı kilerin de ne kendilerinden, ne de iddia edildiği gibi insan zihninin genel evriminden aşılamayacağı, tam tersine, bu ilişkilerin köklerinin, Hegel’in 18. yüzyıl İngiliz ve Fransız dü- şünürlerinin örneğine uyarak “sivil toplum” adı altında top- ladığı maddi varlık koşullarında bulundukları, ve sivil toplu- mun anatomisinin de, ekonomi politiğin içinde aranması gerektiği sonucuna ulaştı. Ben ekonomi politiği inceleme- ye, Paris’te başlamıştım ve bu incelemeye, Bay Guizot’nun hakkımda verdiği sınırdışı edilme kararı sonucu göçmek zorunda kaldığım Brüksel’de devam ettim. Ulaşmış oldu- ğum ve bir kez ulaşıldıktan sonra incelemelerime kılavuz- luk etmiş olan genel sonuç, kısaca şöyle formüle edilebilir: Varlıklarının toplumsal üretiminde, insanlar, aralarında, zo- runlu, kendi iradelerine bağlı olmayan belirli ilişkiler kurar- lar; bu üretim ilişkileri, onların maddi üretici güçlerinin be- lirli bir gelişme derecesine tekabül eder. Bu üretim ilişkile- rinin tümü, toplumun iktisadi yapısını, belirli toplumsal bi- linç şekillerine tekabül eden bir hukuki ve siyasal üstyapı- nın üzerinde yükseldiği somut temeli oluşturur. Maddi ha- yatın üretim tarzı, genel olarak toplumsal, siyasal ve ente- lektüel hayat sürecini koşullandırır. İnsanların varlığını be- lirleyen şey, bilinçleri değildir; tam tersine, onların bilincini belirleyen, toplumsal varlıklarıdır. Gelişmelerinin belirli bir aşamasında toplumun maddi üretici güçleri, o zamana ka- dar içinde hareket ettikleri mevcut üretim ilişkilerine, ya da bunların hukuki ifadesinden başka bir şey olmayan mülki- yet ilişkilerine ters düşerler. Üretici güçlerin gelişmesinin bi- çimleri olan bu ilişkiler, onların engelleri haline gelirler. O zaman bir [sayfa 25] toplumsal devrim çağı başlar. İktisadi te- meldeki değişme, kocaman üstyapıyı, büyük ya da az bir hızla altüst eder. Bu gibi altüst oluşların incelenmesinde, daima, iktisadi üretim koşullarının maddi altüst oluşu ile – ki, bu, bilimsel bakımdan kesin olarak saptanabilir–, huku- ki, siyasal, dini, artistik ya da felsefi biçimleri, kısaca, insan- ların bu çatışmanın bilincine vardıkları ve onu sonuna ka- dar götürdükleri ideolojik şekilleri ayırdetmek gerekir. Nasıl Karl Marks 9 Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı ki, bir kimse hakkında, kendisi için taşıdığı fikre dayanıla- rak bir hüküm verilmezse, böyle bir altüst oluş dönemi hak- kında da, bu dönemin kendi kendini değerlendirmesi gözö- nünde tutularak, bir hükme varılamaz, tam tersine, bu de- ğerlendirmeleri maddi hayatın çelişkileriyle, toplumsal üre- tici güçler ile üretim ilişkileri arasındaki çatışmayla açıkla- mak gerekir. İçerebildiği bütün üretici güçler gelişmeden önce, bir toplumsal oluşum asla yok olmaz; yeni ve daha yüksek üretim ilişkileri, bu ilişkilerin maddi varlık koşulları, eski toplumun bağrında çiçek açmadan, asla gelip yerlerini almazlar. Onun içindir ki, insanlık kendi önüne, ancak çö- züme bağlayabileceği sorunları koyar, çünkü yakından ba- kıldığında, her zaman görülecektir ki, sorunun kendisi, an- cak onu çözüme bağlayacak olan maddi koşulların mev- cut olduğu ya da gelişmekte bulunduğu yerde ortaya çıkar. Geniş çizgileriyle, asya üretim tarzı, antikçak, feodal ve mo- dern burjuva üretim tarzları, toplumsal-ekonomik şekillen- menin ileriye doğru gelişen çağları olarak nitelendirilebilir- ler. Burjuva üretim ilişkileri toplumsal üretim sürecinin en son uzlaşmaz karşıtlıktaki biçimidir – bireysel bir karşıtlık anlamında değil, bireylerin toplumsal varlık koşullarından doğan bir karşıtlık anlamında; bununla birlikte burjuva top- lumunun bağrında gelişen üretici güçler, aynı zamanda, bu karşıtlığı çözüme bağlayacak olan maddi koşulları yaratır- lar. Demek ki, bu toplumsal oluşum ile, insan toplumunun tarih-öncesi sona ermiş olur. Deutsch-Französische Jahrbücher’de, iktisadi kate- gorilerin [sayfa 26] eleştirisine katkının dahice denemesini* ya- yınlamasından beri yazışarak devamlı surette fikir alışveri- şinde bulunduğum Friedrich Engels, benim vardığım sonu- ca, başka bir yoldan (İngiltere’de Emekçi Sınıfların Durumu adlı yapıtıyla karşılaştırınız) ulaşmıştı, 1845 ilkyazında, o da gelip Brüksel’e yerleştiği zaman, birlikte çalışmaya ve * Engels’in adı geçen yazısı için bkz: Karl Marx, 1844 Elyazmaları, Sol Yayınları, Ankara 1976, s. 397-433. -Ed. 10 Karl Marks Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı
Description: