ebook img

E.F.Schumacher AKLI KARIŞIKLAR İÇİN KILAVUZ PDF

172 Pages·2015·4.78 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview E.F.Schumacher AKLI KARIŞIKLAR İÇİN KILAVUZ

E.F.Schumacher AKLIK ARIŞIKL AR İÇİN KILAVUZ İ Z Y A Y I N C I L I K AKLI KARIŞIKLAR İÇİN KILAVUZ E. F. SCHUMACHER: Almanya'da doğdu. 1930'da Ox/ord New College'de ekonomi tahsiline başladı. Yirmi iki yaşma geldiğinde Columbta Üniversitesi'nde aynı saha­ da ders veriyordu. Uygulama olmaksam teorilerle uğraşmayı tatmin edici bulmadığı için iş hayatına girdi, çiftçilik ve gazetecilik yaptı. Savaş yıllarında bir aralık Öx- ford'da akademik hayata geri döndü. 1946-50 arası Almanya'daki "British Control Comission"da, 1950-70 arası da "National Coal Board“ta ekonomik danışman­ lıklarda bulundu. "Intermediate Technology Development Group Ltd."i kurdu ve yönetti. 1977'de öldü. ur. Schumacher daha sonra yazacağı kitaplardaki görüşlerini oluştururken, anahat- larıyla zikredilen bu yoğun tecrübenin büyük katkısı olmuştur. Yazılarına hakim olan yönlendirici fikir, Balı'nın ekonomi ve teknoloji uygulamalarının insan ve tabiatı çevreleyen tabiî ve İlâhî sınırları ihlâl ettiği yolundadır. Özellikle Türkçe'de de çevirisi yayımlanan Small is Beautiful (Küçük Güzeldir, trc. Osman Denizlesin, e yayınları, 2. bs„ İst. 1989) adlı kitabı çok ilgi uyandırmış olan yazarın daha sonra yayınladığı eser, Good Work adlı küçük bir risaledir. Elinizdeki Aklıkanşıklar İçin Kılavuz adlı eseri ise, olgunluk dönemini lam olarak yansıtan ve müslüman olanları başta olmak üzere çeşitti dînî geleneklere bağlı ya­ zarların etkisinin gözlendiği bir son eserdir. İZ YAYINCILIK: 4 Düşünce dizisi: 2 İstanbul, 1990 Özgün adı A GUİDE FOR THE PERPLEXED Abacus, London, 1984 dizgi, iç düzen: Iz Yayıncılık kapak: Ayçan Grafik baskı: Eramat cilt: Dursun Ünlü Müccllithancsi kapak baskısı: Orlıan Ofset AKLI KARIŞIKLAR İÇlN KILAVUZ E. F. SCHUMACHER Türkçesi: Mustafa Özel İZ YAYINCILIK piyerloti cad. no: 47 /11, tel: 516 94 73 çemberlitaş-istanbul İÇİNDEKİLER ÇEVİRENİN ÖNSÖZÜ Aklıbaşmda bir “iktisatçının delâletü’l-hâirîn’i...............7 birinci bölüm Felsefî Haritalar Üzerine.................................................... 15 HÜNCI BÖLÜM Varlık Düzeyleri.....................................................................29 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM İlerlemeler...............................................................................41 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Yeterlilik 1.................................... 55 BEŞİNCİ BÖLÜM Yeterlilik 2...............................................................................67 ALTINCI BÖLÜM Dört Bilgi Alanı —Birinci Alan......................................... 79 YEDİNCİ BÖLÜM Dört Bilgi Alanı —İkinci Alan..............................................99 SEKİZİNCİ BÖLÜM Dört Bilgi Alanı —Üçüncü Alan........................................114 DOKUZUNCU BÖLÜM Dört Bilgi Alanı —Dördüncü Alan.....................................121 ONUNCU BÖLÜM İki Tip Problem....................................................................143 EPİLOG......................................................................................161 NOTLAR....................................................................................165 5 ÇEVİRENİN ÖNSÖZÜ AKURAŞINDA BİR “İKTİSATÇI”NIN DELÂLETO’L-HÂİRÎNİ “İmal ediyor ve satıyorum, öyleyse varım!” Descartes, böyle bir ifadeyi kendine hakaret mi sayardı? Belki. Ama önerdiği düşünme yönteminin yukarıdaki ilkeyi haklılaştıracak bir dünyaya temel oluşturduğu inkar edilemez. Bu kitap, hatta ge­ nelde yazarın tüm hayatı, Kartezyen akılyürütmenin sınırla­ rını, bu sınırlılığın bireysel ve toplumsal düzlemde yol açtığı so­ runları tartışmaya tahsis edilmiştir. Schumacher bu noktada Guenon’a sadıktır: “Modern bakış açısı Kartezyanizm’de kendi yansımasını görmüş, böylece daha önce olduğundan daha açık bir biçimde kendi kendisinin şuuruna varmıştır.” Yani Descar­ tes bir başlangıç değil, çok daha önce başlamış ‘yaygın ve ka­ ranlık’ bir çabanın sonucudur. Guenon bu yönelimi ‘bireycilik’ kavramıyla açıklıyor: Birey’i aşan herhangi bir ilke tanıma­ mak ve bunun sonucu olarak da uygarlığı bütün şubeleriyle ka-, tıksız beşerî unsurlara indirgemek. C Guenon’a göre modern filozof‘araştırma çılgınlığına’ kapıl­ mış bireyci bir münkirdir. Bireycilik ‘entellektüel’ sezginin in­ kârıdır. Filozoflar için önemli olan ‘orijinal’ olmaktır, bunun için gerçeği feda etmek gerekse bile. Geleneksel bir uygarlıkta bir adamın bir düşünce üzerinde mülkiyet iddiasında bulun­ maya kalkışması düşünülemeyecek bir şeydir. Eğer bir düşün­ ce doğruysa onu kavrayabilen herkese ait demektir, eğer yan­ lışsa o zaman da onu ‘düşünmüş’ olmakla övünmenin anlamı yoktur. Doğru bir düşünce ‘yeni’ olamaz, çünkü ‘doğru’luk in­ san zekâsının ürettiği birşey değildir. ‘Doğru’ bizden bağımsız olarak vardır ve bize düşen de sadece onu kavramaktı^1 Oysa Descartes için doğru bizim bulduğumuz, bizim çabamızla var­ lık kazanan bir şeydi. Hakikate doğrudan giden yolu arayan­ lar, aritmetik ve geometrinin kanıtlarına eşit bir kesinliğe sa­ 7 hip olamadıkları herhangi bir nesne için canlarını sıkmamalıy- dılar. Dikkatimizi sadece ‘zihnî kuvvetlerimizin, emin ve şüp­ hesiz bilgisi için yeterli göründüğü’ nesnelere yöneltmeliy­ dik. ‘Îktisadî’nin felsefî tabiatını sorgulayan çizgi-dışı bir ikti­ satçı Schumacher. “İktisadî problem diye birşey yoktur ve hiç­ bir zaman da olmamıştır. Manevî bir problem var yalnızca!” di­ yen bir iktisatçı. Üstelik, spekülatif düşünen, sadece kuramsal sorunlarla uğraşan bir insan da değil. Aksine, dünyanın birçok ülkelerinde (Hindistan, Burma...) orta-teknolojiye dayanan projeler geliştirip uygulayan, başta kendi ülkedaşları olmak üzere bütün dünyayı “İnsanî” bir İktisadî faaliyete (“hayırlı bir çalışmaya’) davet eden bir ahirzaman münadisi. Seyyid Hüse­ yin Nasr’m bir konuşmasında belirttiği gibi, Schumacher mo­ dern bilimin sadece ortaya çıkan sonuçlarını eleştirmekle kal­ mıyor, (modem bilim ve iktisadiyatın) temelden bir eleştirisini yapıyor.2 Eleştirisine ‘entellektüel’ ve metafizik bir temel ararken Doğunun hemen hemen bütün dinî geleneklerinden faydalan­ maya çalışıyor. Yahudilik, Hıristiyanlık, İslâm, Hind öğretileri v e diğerleri... Aklıkanşıklar İçin Kılavuz başlığı XII. yüzyıl Is­ panya’sının ünlü Yahudi bilgini Maimonides’in (İbn Meymun) eserinden alınmış. Aradaki küçük fark Schumacher’in saygı­ sından ibaret: Başlıkta harf-i tarif yok. (Yani A Guide..., Mai- monides’inki gibi The Guide... değil) Kitabın anlaşılmasına yardımcı olur ümidiyle Maimonides ve eserinden kısaca söz edelim. Moses Maimonides (1135-1204), Yahudi düşüncesinin her veçhesine hükmeden otantik bir dehâ, bir ha-Rav (Üstad). Li­ teratürde çoğu kez ‘Öbür Musa’ olarak anılıyor, eseri ise Mish- neh Torak (İkinci Tevrat). Tahsilli tahsilsiz tüm Yahudiler yüzyıllar boyu şuna inandılar: Maimonides, Yahudi ilahiyat ve geleneklerinin aklen güvenilir ve felsefî bakımdan geçerli ol­ duğunu kanıtlamıştır. Saadiah, akıl ve vahyin bir tek paranın ön ve arka yüzleri olduğunda ısrar etmişti; Maimonides ise böy­ le olduğu ispat etti! ^Kılavuz, felsefî yönden eğitilen dindar Yahudiye Tevrat’ın daha derin mânâlarını anlaması için bir anahtar sunmaktadır. Ama soyut bir allamelik tecrübesi değil, dinî bir risaledir. İnsa­ noğlu eğer kutsanmayı, İlâhî ihsana lâyık olmayı, sonuçta kur­ tuluşa ermeyi arıyorsa, takip edeceği tek yol doğru (sahih) bil- gi’dir. Salih ameller (eylemler) sahih bilgiden kaynaklanır. Tann’nın rızasına uygun ameller Tann’nın kâmil ve uygun bil­ gisinden çıkar ancak. “Hakikat zihninize uygun yöntemlerle yerleşmeli ve eminlik (kesinlik) size tesadüf yoluyla gelmeme­ lidir.” Niçin hakikat? Niçin kesinlik? Maimonides, Aristo’nun görüşünü benimse^ Bilgi insanın nihai mutluluğudur ve insan nihai mutluluğa bilgi sayesinde ulaşır. İnsan aklı (intellect) bir kez harekete geçirildi mi faal akla katılabilir ve kendisinden doğduğu İlâhî hakikatle bütünleşebilir. Ruh tözel (substantial) değil, bir form’dur. Ölümsüzlük verilmez, kazanılır ve bilgi yo­ lu böyle bir ödülü hak etmenin tek yoludur. Maimonides akıl (reason) marifetiyle otantik ve kâmil bir dinî tecrübe peşindeydi. Akıl yolu en üstün yoldu. İnsanda çe­ şitli tekemmül (olgunlaşma) dereceleri vardı. En aşağı insan­ lar sadece servet olgunluğuna sahip olanlardı, onlardan sonra fizikî sağlık sahibi olanlar, en üstte ise erdemliler yani kanuna (şeriate) muti olanlar.31| Maimonides’in tekemmül dereceleri Schumacher’in kitabı­ na ilham kaynağı olmuş: Bu dünyada aşağı varlık düzeyleri (kademeleri) ve yüksek varlık düzeyleri vardır. En üstün düzey ‘kendinin farkında olma’ (self-awareness) düzeyidir. Bu kade­ mede yer alan insanoğlu gizıTgüçlerini harekete geçirip daha yüksek kademelere ulaşabilir. İnsanoğlunu yüksek kademele­ rin hakikatini araştırmaktan alıkoyan ve ‘aşağı kademelere’ hapseden modern yaklaşımın en önemli dayanağı ise Descar- tes. Bütün ilgisini herhangi bir şüphe imkânından uzak, sahih ve kesin bilgi ve düşüncelerle sınırlayan Descartes için temel mesele ‘tabiatın efendi va sahipleri’ haline gelmemizdir. Onun 9

Description:
için 'hem güçlü hem de ürkünç derecede dar' bir akıl programı önerir: bir problemde, anıldığı gibi, giderek kesinleşen bir duruma gel mek için
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.