www.netevin.com AGATHA CHRISTIE ecelin çağrısı CENAZEYLE İLGİSİ OLANLAR : Richard Abernathie : Zengin bir adam. Ölümü pek ani olmuştu. Lanscombe : Yaşlı uşak. Konağı pek sessiz buluyordu. Helen Abetrmathie : Richard'ın yengesi. Aklı başında, kibar bir kadındı. Timothy Abernathie : Richard'ın erkek kardeşi. Hastalık hastasıydı. Maude Abernathie : Timothy'nin karısı. Kocasına âdeta anne şefkati gösteriyordu. Altın Kitaplar Basımevi — 1972 Cora Lansquenet: Richard'ın kız kardeşi. Düşündüğünü hiç çekinmeden söylerdi. Susan Banks : Richard'ın diğer yeğeni. Azimli ve cesur bir kadındı. Gregory Banks : Susan'ın kocası. Nasıl bir insan olduğu anlaşılmıyordu. Rosamund Shane : Richard'ın kardeşinin kızı. Çok güzel fakat akılsızdı. Michael Shane : Rosamund'un kocası. Sanatını her şeyden üstün tutuyordu. Miss GHchrist : Cora Lansquenet'in yardımcısı. Rahibelerden korkmaya başlamıştı. Müfettflş Morton : Zeki bir polis memuru. Poirot'ya çok değer veriyordu. Poirotfnun elinde şu ip uçları vardı: * Yağlı boya resimler * Yeşil mermerden bir masa * Bir mektup * Balmumundan çiçekler * İki kardeş arasında geçen bir konuşma •k Boya kokusu * Bir kartpostal * Bir parça pasta * Bir araba * Aynadaki akisler -* Bir hareket Poirot, şu soruları cevaplandırmak zorundaydı: * Cora'nın iddiası doğru muydu? * Ağabeysi kadına ne söylemişti? * Timothy hakikaten yerinden kalkamayacak kadar hasta mıydı? * Kapıya gelen rahibe kimdi? * Helen'i endişelendiren şey neydi? * Gregory'nin geçmişinde neler gizliydi? * George nasıl işlere karışmıştı? * Pastayı kim yollamıştı? * Rosamund'un vereceği önemli karar neyle ilgiliydi? * Aile cinayet günü neredeydi? İhtiyar uşak Lanscombe, sendeleyerek odadan odaya gidiyor, perdeleri açıyordu. Zaman zaman da kızarmış gözlerini kısarak, camlardan dışarı bakmaktaydı. «Aile biraz sonra cenaze töreninden dönecek.» Lanscombe, ayaklarını sürüyerek daha hızlı yürümeye başladı. Daha bir sürü pencere vardı. Enderby konağı, Kraliçe Viktorya zamanında yapılmış, büyük Gotik tarzı bir evdi. Yaşlı uşak, yeşil salonda, şöminenin yukarısındaki portreye bir göz attı. İhtiyar Cornelius Abernathie'nin resmiydi bu. Enderby konağını da o yaptırmıştı. Lanscombe, her zaman yaptığı gibi. «Çok sert bir cen-tilmenmiş,» diye düşündü. «Allahtan ben onun zamanına yetişmedim. Ben Mr. Richard'ın uşağıydım. Fevkalâde bir beydi, Mr. Richard. Ölümü de pek ani oldu. Tabii doktor bir süreden beri kendisini tedaviye çalışıyordu, o da başka. Ah... Ama beyefendi genç Mr. Mortimer'in ölümünden sonra kendine bir türlü gelemedi zaten.» Yaşlı uşak başını sallayarak, aradaki kapıdan beyaz odaya geçti. «Ne korkunç şeydi o... Ne büyük bir felâket!... Mr. Mortimer ne iyi, ne dürüst bir gençti. Güçlü kuvvetli ve sıhhatliydi. Böyle bir felâkete uğrayacağı insanın aklına bile gelmezdi. Yazık... Çok yazık... Ya Mr. Gordon'un savaşta öl- — 8 — mesi? Felâketler daima birbirini kovalar zaten. Son zamanlarda böyle şeyler daha da çok görülüyor. Tabii bizim beyefendi de bu kadar felâkete dayanamadı. Ama doğrusu bir hafta önce eski halini almış gibiydi. Hemen hemen...» Beyaz salon daha ziyade kadınlara yakışacak bir yerdi. Fakat uzun zamandan beri Enderby konağının bir hanımı yoktu. «Mr. Mortimer'in evlenmemesi çok kötü oldu. Ya www.netevin.com kalkıp balık tutmak için Norveç'e, ya da avlanmak için Iskoçyaya gidiyordu. Kış sporları için de İsviçreye tabii. Şöyle genç bir hanım efendiyle evlenip konağa yerieşsey-di... Çoluğu çocuğu olsaydı... Konakta yıllardan beri çocuk da yok.» Lanscombe, çok iyi hatırladığı eski günlere donuverdi. O zaman olanları son yirmi yılın olaylarından daha kolaylıkla hatırlıyordu. Son zamanlarda her geyi birbirine karıştırmaya başlamıştı. Kimin geldiğini kimin gittiğini pek bilemiyordu. Ama eski olaylar? — «Mr. Richard, hem erkek hem de kız kardeşlerine babalık etti âdeta. Babası öldüğü zaman henüz yirmidört yaşındaydı. Hemen çalışmaya başladı. Her gün intizamla işe giderdi. Konağı da gayet güzel idare ediyordu. Eski günlerde olduğu gibi her şey boldu evde. Küçük hanımlarla küçük beyler büyüme çağındaydılar. Konakta daima mutlu bir hava vardı. Tabii zaman zaman kavga ettikleri de olurdu. O mürebbiyelerin de çekmedikleri kalmazdı. Zaten mürebbiyeler korkak ve zayıf yaratıklardır. «Lanscombe onları daima aşağı görürdü. «Küçük hanımlar çok canlı, çok neşeliydiler. Bilhassa Miss Geraldine. Miss Cora da. Ama o sırada pek küçüktü o. Artık Mr. Leo öldü. Miss Laura'yı da kaybettik. Mr. Timothy hastalıklı Miss Geraldine ise dışarıda bir yerde hayata gözlerini yumdu. Mr. Goron savaşta şehit düştü. Mr. Richard hepsinin büyüğüydü ama galiba en sağlamları da oydu. Geride de o kaldı... I
Description: