ebook img

Düşünbil Sayı 50:Karl Popper PDF

65 Pages·5.508 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Düşünbil Sayı 50:Karl Popper

DÜŞÜNBİL ÜNİVERSİTE TEMSİLCİLERİ Abanl lzzet Baysal Üniversitesi Müjdat Adal / [email protected] Adnan Menderes Üniversitesi İKİ AYLIK BİLİM VE DÜŞÜN DERGİSİ Figen Keserci I fı[email protected] Aksaray Üniversitesi Yıl /Sayı / Kasın1 Aralık 9 50 2015 Mustafa Ak.koyun I [email protected] .dusunbil.con1 Anadolu Üniversitesi W\Vvv Fatih ôzyörük / [email protected] Hatice Kaya/ [email protected] Sahi&b Sio rumlYua zİış leri Ankara Üniversitesi OkayY ılmaz Ayhan Ünlü I [email protected] Bülent Ecevit Üniversitesi Orhan Çatma I [email protected] GeneYla yıYnö netmeni Cumhuriyet Üniversitesi OkayY ılmaz Aykut Üresin I [email protected] Cem Çetin/ [email protected] YayıKno ordinatörü Çukurova Üniversitesi CeınrTeo pcu Kübra Yılmaz I [email protected] Dicle Üniversitesi Aziz Kuzu/ [email protected] İletivşeHi aml kİllai şkiler Dokuz Eylül Üniversitesi DeniBzo zkuuz Dilan Demir/ [email protected] Pelin Ünlü/ pelin.unlu.99 [email protected] GrafIi Tka sarım Ege Üniversitesi Barış Azar J [email protected] OkayY ılmaz Abdullah Gtilsever I [email protected] Ali Eren Örmeci/ [email protected] Kapaİkl lüstrasyon Gazi Üniversitesi NoraY eksek Işıl Ezgi Güven/ ezgiguven2906�vhotmail.com Gaziantep Üniversitesi Üyelik Koşulları Anı] Barış I anil-baris@>yandex.com Hacettepe Üniversitesi YıllÜıyke li72k T:L Funda lpek I [email protected] YıllYıukr Dtı ş5ı5: E uro Jstanbul Bilgi Üniversitesi KütüphaenreeKl,u runv1eK uruluşlara Buse Ebrem / [email protected] YıllÜıyke li14k0: T L Jstanbul Üniversitesi Eray Şimşek I [email protected] İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü PTT PostÇae kNio :5 5 7 4 932 Hasan Berk Sürmeli/ hsnberksrmeli@ıhotmail.com TürkiİyşeB anka3s4ı98:- 166572 Karabük Üniversitesi IBANT:R 790006400000134980166572 Onur Akbaş I [email protected] İzmiSrt-adyuŞmb O.k ayY ıln1az Karadeniz Teknik Üniversitesi Hadi Kurt I hadi_kurt@>hotmail.com Marmara Üniversitesi \\!e\h\T:\ vw.dusunbi1.con1 Ommügülsüm Tahiroğlu I [email protected] E-posdtuas:u nbilm@ahioltm. co Mersin Üniversitesi AboenlivkeD ergi Skaittıaşp:. dusunbiJ.com Uğur Canpolat/ avea_tenerium l [email protected] DüşünbAikla demaik:a den1i.dusunbil.co1n Orta Doğu Teknik Üniversitesi Telef( 1o3n:0 0-19:00 aras0ı.5)3:4 328 06 46 Cem re Topcu I [email protected] Ozyeğin Üniversitesi ;\fektAudpr esYie:n işePhoisrt anPeKs:3i8 Ankara Evrim Polat I evrim.po][email protected] Özgür Avar/ [email protected] Baskı: Sakarya Üniversitesi Merve Hekim/ [email protected] Selçuk Üniversitesi Merve Ozpolat/ [email protected] BasıTma rihi: Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Tayfun Erkorkmaz I [email protected] Trakya Üniversitesi Şeref Karabulut I mrseretkarabu][email protected] Uludağ Üniversitesi Bilal Yaver I [email protected] Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi t witter.com/ d usunbi !dergisi Fatih Doğan I fth.dogan@�hotmai1.com Yıldız Teknik Üniversitesi Mustafa Aydın/ msttlydn l [email protected] i nstagram.com/dusunbi !dergisi Y O 11 youtube.com/dusunbi !dergisi du�nbil ı ı •çiNDEKİLER ÖZGÜRLÜK DÜŞ'CNMEKTİR iKi AYLIK BILt�·I VE DÜŞÜN DERGİSi 32 36 Kitle Psikolojisi ve İtaatiı1 Biliın, Felsefe ve Gerçeklik İlker Çağatay Aşık İı1şası Ümit Ninova 40 46 Aklıı1 Arkeolojisi Göstergebiliı11sel Açıdan Engin Erkiner Fotoğrafın FelsefiA ı1laını ve Yoruınu Abdullah Şevki 4 KarlP opper ve Yanlışlaınacılık 20 Hawking Felsefeye Karşı Hasan Çavuş Cristopher Norris Çeviren: Darnla Tufan 7 B iliın N e(iir? Sözdebiliın N edir? KarlP opper)ıı1 Çözüınü 25 Zizek'de Lacan ve KarlP opper S.C. Hickn1an Jacob Schriftn1an Çeviren: Cemre Topcu Çeviren: Emre Eyol 9 KarlP opper'da Yanlışlaınacılık 26 2015 N obel Kiınya Ö(iülü Michael Zerella Kim-N ec.ie11A ldı? Çeviren: Ivleltem Çetin-Sever Cen1re Topcu 11 Freud veP opper Arasında 44 B okun Sosyolojisi Yazan: Joseph Agassi H. İbrahin1 Türkdoğan Çeviren: Anıl Özden 60 'Keşfedilıneı11iş' Ortak B eı1lik 15 Popper'a Karşı Kuhn: Dr. Mustafa Tatlı Bilin1in Ruhu Uğruna Mücadele Steve Fuller Çeviren: Ferhat Bayık Makalelerde dile getirilen düşüncelerden ve kaynakların doğruluğundan yazarlar sorumludur. Düşünbilöe yayınlanan yazılar dergi yönetiminden izin alınmaksızın internet dahil herhangi bir yayın organında yayınlanamaz, çoğaltılamaz ve kaynak gösterilmeden kuJlanılamaz. 2 ı dugjnbil Editörden sayın1ız ile karşınızdayız. yıl boyunca bir dergiyi biliın ve felsefe ala­ 50. 9 nında çıkarınak biziın için gerçekten zor oldu. Her türlü olun1suzluğa ve her türlü yetersizliğe karşın bilin1 ve felsefeden ayrıln1adık. Deneyi, gözle- 111i, düşünıneyi ve yorun1laınayı her şeyin üstünde tuttuk ve bu tavrıınızı da uzun yıllar sürdür111ek istiyoruz. Elbetteki sayın1ıza siz okurların 50. "düşün" ve "bil " ısrarı ile geldik. Sizin ısrarınız ne kadar artarsa biz de o kadar güçlü olacağız. Daha güzel sayılara daha güzel yazılara sizin bu ısrarınızla kavuşacağız. Bu sayıınızda yönten1 sorununu ele aldık. Dünyada olduğu gibi ülken1izde de bilin1sel anlayışlarda bir yönten1 sorunu olduğunu biliyorz. Bu yönten1 sorunu tutucu bir bilin1 veya bakış açımızdan kaynaklanıyor. Yönten1in tek olduğu ve onun dışında başka yöntemlerin olaınayacağı yanılsaınası içerisinde yaşıyoruz. Bugün bir alanda Popper'ın yöntemlerini benin1si­ yorsak başka bir alanda başka yönten1lerin de var olduğunu görebiln1eıniz gerekir. Yönteınler açısından bu sayıınız bir başlangıç olacak. Yakın bir zaınanda farklı yönten1lerin teınsilcilerini de bu derginin kapağına taşı­ yacağız. Yeni sayılarda buluşınak üzere. .. Keyifli oku111alar. .. Düşünbil Dergisi du�nbil ı 3 KARL POPPER VE YANLIŞLAMACILIK Hasan Çavuş by :\·lax Ernst ' Kari R. Popper, 1902 yılında Viyanaüa doğdu. Na­ per'a göre bilimsel kuraınların1ızın çoğu sınanamayan zizın, pozitivistler gibi Popper'ı da ülkesinden göçınek zo­ bilim öncesi öykülerden veya anlatılardan elde edilmiştir. runda bıraktı. Popper, İkinci Dünya Savaşı sırasında Yeni Newton'un kuramının geçmişinin izi Anaksimandros'a, Zelandaöa bulundu; savaş sonrasında Londraöa profe­ Hesiedos'a kadar geri götürülebilir. Bu yüzdendir ki ona sörlük yaptı. Viyana'da pozitivistlerin bazı seminerlerine göre bu öykülere anlamsız demek yanıltıcı olacaktır. Ona katıln11ştı. Pozitivistler gibi Popper da, bilim olanla bilim göre nıetafizik ne anlamsız ne de bilimseldir, fakat n10- olmayanı ayıracak bir ölçüt bulmak istemiştir. Mantıksal dern bilimlerin doğnıasında metafizikten de faydalanıl­ pozitivistler diye de bilinen Viyana Çevresi düşünüleri bu dığı gerçeği yadsınamaz. ölçütün doğrulama olduğunu söylerken, Popper'ın koy­ muş olduğu ölçüt onlarınkinin aksine yanlışlamadır. Popper'ın mantıksal pozitivistleri eleştirdiği ikin­ ci nokta ise tümevarını problemidir. Tümevarım genel Mantıksal pozitivizınin deney ve gözlen1i kuram olarak tikel önermelerden hareketle tümel önermelere dışı her türlü kavraının başlangıç noktası olarak alınası varmak demektir. Tümevarım problemi ise tünıevarıma birçok eleştiriyi beraberinde getirmiştir. Popper da ınan­ dayanan çıkarımların tenıellendirilip temellendirilen1e­ tıksal pozitivizıni eleştirenler arasındadır. O, mantıksal yeceği ile ilgilidir. Bunu bir örnek üzerinde ifade etıneye pozitivistleri heın tümevarım problemi bağlan11nda hem çalışırsak eğer, bir taşı havaya diyelim ki bin deta attık ve de nıetafıziği anlaınsız saymaları bağlamında eleştirmiş­ taş her defasında yere düştü. Biz yaptığımız bu gözlem­ tir. lerden havaya atılan taşın düşeceği sonucuna ulaşırız ve ileride bir taş havaya atıldığında "her defasında düşüyor" Ona göre metafiziğin anlaınsızlığını ortaya koyına­ genel yargınıızdan hareketle ((yere düşecek'' sonucu çıka­ ya çalışnıak bir hatadır. Çünkü ona göre mantıksal pozi­ rırız. Böylelikle taşın her defasında yere düştüğü olgusal tivistlerin bu tutumu hem çok dar hem de çok geniş bir gerçekliğinden hareketle, bundan sonra da ne zaman tutum olacaktır. Öyle ki; bilimsel kuran1lar da dahil tüm havaya taş atılsa düşeceği sonucuna ulaşır ve buna da düşünceleri, inançları, iddiaları yadsımak ve anlamsız doğa yasası adını veririz. Oysa biz bu özelliğin gelecekte kılmak açısından çok geniş iken yalnızca empirik öğelere de meydana geleceğini nasıl bilebiliriz? İşte tümevarım­ anlaın yüklemek açısından çok dar bir tutuın olınaktadır. cı bu soruya doyurucu bir cevap verenıez. Çünkü genel Bilimsel yöntemlerle çürütülerneyecek ya da sınananıa­ önermelerin sayıları ne olursa olsun tekil önermelerden yacak bir önerme deneyimin konusu olamaz; fakat bu çıkarmak mantıksal olarak temeJlendirilemez. Burada onu anlaınsız kılnıak için yetnıemektedir. Çünkü Pop- kaç tane beyaz kuğu gözlemlersek gözlemleyelim "bütün 4 1 düSUnbil. , kuğular beyazdır, gibi bir genellemeye varmak mantıksal metodolojisinin özünü oluşturur.3 O tümevarımlı man­ yönden genellenemez. tığı kabul etmediği için geçmiş sınır koyma çabalarını da yadsımaktadır. Böyle bir yadsıma da bilim ile biliın oln1a­ Yine Popper'a göre tünıevarım, yinelenme yoluyla yanı ayıracak yeni bir ölçüt gerektirmekteydi ki Popper bir inancın oluşnıasıdır. Tümevarımın temel dayanağı ge­ bu ölçütü yanlışlamada bulmuştur. leceğin de tıpkı geçmiş gibi olacağı düşüncesidir. Burada bir şey geçınişte hep nasıl olınuşsa gelecekte de aynı şekil­ Yanhslanabilirlik ' de olacağına dair bir inanç söz konusudur. Sonuç olarak bilimsel yasalar Popper'a göre, doğaları gereği hiçbir za­ Popper'a göre en iyi teori yanlışlamaya açık olan te­ nıan kesin sonuçlu olarak doğrulanaınazlar. oridir. Bu yüzden sınır koyma ölçütü olarak doğrulanıa 1 değil yanlışlaına alınmalıdır. Çünkü ona göre daha faz­ Popper, ınantıkçı pozitivistlerin bilim ile bilin1 ol­ la empirik bilgi içeriğe sahip olan, mantıksal bakımdan ınayan arasındaki sınırın doğrulanabilirlik olduğu yö­ daha güçlü olan ve sınanabilirliği yüksek olan yanlışla­ nündeki savlarına karşın bu sınırın yanlışlaşabilirlik ol­ maya açık kuraınlar bilimsel sayılan kuramlardır. Çünkü duğu görüşündedir. Çünkü eğer doğrulanabilirlik ölçüt bir teorinin yanlışlığını gösterebilmek n1akul iken, teori­ olarak alınırsa bazı sakıncalar da ortaya çıkacaktır. Bu sa­ nin doğruluğunu gösterebilmek makul değildir. Örneğin , kıncalardan ilki, biliınsel kuraınların olgularla uygunluk "Çarşamba günleri yağmur yağınaz, gibi bir önern1ede içerisinde olmaları ve olguların kuramları desteklemeleri biz eğer yağmurun yağdığı bir Çarşamba günü bile bulsak gerekmektedir. Fakat birtakın1 kuramların olgularla olan teorimiz yanlışlanmış olınaktadır. Fakat bilimi deney ve uygunluğu onların bilimsel olduğu anlaınına da gelme­ gözlemle başlatan mantıksal pozitivistlerin ölçütünü sınır ınektedir. Bu kuraınları (Marx\n, Freud'un ve Adler'in koyma için seçtiğimizde, yani sınır koyma ölçütü doğru­ kuranıları) yanlışlamak, bunlardan birini çürütebilecek lama olduğu zaman, yağmurun yağdığı bütün Çarşamba bir olgu tasarlamak mümkün değildir. İkincisi ise kura­ günlerini bulınak gerekecektir. Fakat Popper'a göre böyle nun dile getirdiği genellemenin tüm örneklerini gözleın­ bir duruında doğrulaına imkansız olacaktır. Burada bili­ lenıenin olanaksız olmasıdır. min yapacağı şey sadece yağn1urun yağdığı bir Çarşamba günü bulmaktır. Yani bilim Popper'a göre potansiyel bir İşte taın da bu noktada Popper kendi kuramını orta yanlışlan1acı peşindedir. Bu yüzden de biliınin amacı en­ koyar. Ona göre bir kuramın biliınsel olınasının ölçütü düksiyon değil dedüksiyondur. kuran11n yanlışlanabilir, sınanabilir veya çürütülebilir ol­ ınasındadır. Bu yüzden de sınır koyma ölçütü olarak doğ­ Popper için bir kuramın bilimsel sayılmasında em­ rulanabilirlik değil yanlışlanabilirlik alınmalıdır. Böyle­ pirik içerik öneınli bir yer tutar. İçerik ve ihtiınalsizlik art­ 2 ce bilimsel bir kuram ortaya koyan kişi kuramını hangi tıkça bilimsel olnıa özelliği de artnıaktadır. Eğer yüksek koşullar altında savunan1ayacağı sorusunu yanıtlamaya içerik bilimin amacı olacaksa yüksek yanlışlanabilirlik de çalışmalıdır. Biz deneyden ancak bir kuranıın yanlışlığı­ bilimin anıacı olmalıdır. Çünkü yanlışlanabilir olnıak de­ nı çıkartabiliriz. Bu da tüınüyle bir tümdengelimli süreç mek bilgi verici olmak demektir ve bu da ancak bir teori­ arz eder. Ona göre bir kuramın yanlışlanabiln1esi için te­ nin empirik içeriğinin fazla olmasıyla elde edilebilir. Ona ınel önermelere ihtiyaç vardır. Bu tarz önermeler belli bir göre bir teorinin yanlışlığını gösterebilmek makul iken, yerde, belli bir anda gözleınlenebilir bir olayı dile getiren teorinin doğruluğunu göstermek makul değildir. önermelerdir. "Bekar evlenmemiş olandır,, gibi bir ifade Popper Mantıksal pozitivistlerin tümevarıma dayalı doğ­ için test edilemez bir ifadedir. Çünkü bu bize dünya hak­ rulan1a yönteınlerinde, tüınevarımla oluşan kuraınların kında bir şey söylemez, yeni bir bilgi vern1ez. Dolayısıyla ınantıki açıdan teınellendirilemez olmaları ve tümevarı­ da yanlışlanabilirlikten yoksundur. İşte bunun içindir ki ına dayalı akıl yürütn1elerin geçersiz olması bu görüşün bu ifade bilin1sel bir kuram olamaz. Çünkü Popper açı­ mantıksal bir desteğinin olmadığının bir göstergesiydi. sından bir teoriye bilimsel diyebilmemiz, o teorinin yan­ Oysa Popper'ın yanlışlamacılık ölçütünde tüınden gelinı­ lışlanabilirliğiyle ilgili bir durumdur. li akıl yürütme kullanıldığından bu ölçüt ınantıksal ola­ rak desteklenınektedir. Popper'a göre bilimsel bir kuram öne süren kişi öncelikle kuramını hangi koşullarda savunaınayacağı Popper yanlışlanabilirlik ilkesini modus tollens sorusuna bir cevap araınalıdır. Çünkü bilim adamının ınantık ilkesinden çıkarır ve bu onun episteınolojisi ve deneyden çıkarabileceği tek şey kuramın yanlışlanabilir- l. Ahmet Cevizci, Felsefe Tarihi, Say Yayınları, İstanbul 2011, s.1082 2. Cemal Güze], Bilim felsefesi, Kırmızı Yayınları, İstanbul 20 l O, s.98 3. Talip Kabadayı, Yanlışlanabilirlik Ölçütüne Yönelik Eleştiriler Üzerine Bir Çalışma, s.38 du�nbil ı s ligidir. Fakat bir kuramı yanlışlamak için de temel öner­ Popper kuramların doğrulanamayacağını söyler. melere ihtiyaç vardır.1 Bu önermeler tekil önermelerdir; Buna karşın kuramlar sadece pekiştirilirler. O bir ku­ yani bunlar belli bir yerde, belli bir anda gözlenebilir bir ran1ın olasılığı gibi bir sorunu yanlış olarak kabul eder. olayı dile getirirler. Bunlar aslında deney önermeleridir. Çünkü bir varsayımın olasılığını tartışnıak yerine onun Popper açısından bir kuramı yanlışlamak için söz konu­ açısından yapılması gereken şey varsay11nın hangi de­ su kuramla ilgili temel önermelere gerek olınakla birlikte neınelere karşı ayakta kaldığına bakmak ve bu kuramın bu tek başına yeterli bir koşul değildir. Böyle bir kuram yanlışlamalar karşısında ne kadar ayakta kalabileceğine ancak yeniden oluşabilir olaylar bulunduğunda yanlış­ bakmaktır. Popper bunu pekiştirme çabası olarak nite­ lanmış olacaktır. Yani yanlışlama, böyle olayları doğru­ lendirir. Fakat pekiştirn1e bir doğruluk değeri değildir. lanmış olarak betinıleyen üst düzey deneysel varsayunlar Bir kuram yanlışlaınalara karşı ayakta durduğu sürece varsa kabul edilebilir.5 pekiştirilmiş olur. Bu yüzden de pekiştirme derecesi bir kuramın sınamalardan geçip geçmediği ile ilgili bir şey­ Popper açısından bütün kuramlar varsayımlar ola­ dir. Bir kuraının doğruluğu yerine pekiştirilınesinden söz rak kalrnaktadır. İşte taın da bu durumda iki kuramdan edilebileceği için de kesin bilgi Popper için bir puttur.9 birini diğerine tercih etmenin nasıl olanaklı olacağı soru­ su yanıt bekleınektedir. Bir kuramı çürütme çabası sıra­ Sonuç olarak, onun gözünde bütün kuramlar var­ sında önce söz konusu kuramın nerede aksadığı bulunur. sayın1 gibidir ve her an yıkılabilir. Bu yüzden de bilim Fakat bu da yeni açıklayıcı kuram için yeni bir sorun de­ denilen şey büyük ölçüde sağduyudur. Biliın eleştirel mektir. Her yeni kuram da yalnızca kendinden öncekinin olması bakunından sağduyunun bir parçasıdır ve biliın başarılı olduğu yerde başarılı olmaz, kendinden önceki bütünüyle bu eleştirinin bir sonucudur. kuramın başarısız olduğu yerde de yani onun çürütüldü­ ğü yerde6 de başarılı oln1ak zorundadır. Böylelikle yeni Popper yukarıda değindiğimiz görüşleri ile mantık­ kuram da yanlışlığı gösterilene kadar doğru olarak kabul sal pozitivistlerin bilim görüşünü yıktığı kanaatindedir. görecektir. İşte böyle bir kuran1a sadece doğru ve başa­ Ona göre bilin1de sınır doğrulama değil yanlışlama ile rılı olduğundan değil, ayrıca yanlış da olabileceğinden konulabilir. Bir teorinin yanlışlanabilir olınası ise ondan yani yanlışlaınaya da açık olduğu için değer verilecektir. türetebilinecek yeni önermeler içermesine bağlıdır. Şim­ Böylelikle çürütülen kuraının başarısızlıklarını açıklayan di bilin1in amacı yanlışlaına olunca biliın artık doğruları henüz çürütülnıemiş kuran1, çürütülen kuramın yerine bulmak için uğraşınaz. Bu açıdan baktığımızda Popper geçecektir. için bilin1, yanlış teorilerin elimine edilmesinden başka bir şey değildir. Onun için bilimsel ve dolayısıyla yan­ Popper için yeni kuranı eski kuran1ın açıkladığı şeyi lışlaınaya elverişli teorilerin en öneınli özelliği, onların açıkJanıakla birlikte, eski kuramı düzeltmektedir. Böyle­ yanlış olma riskini alarak bir takun şeyleri yasaklan1ala­ ce o eski kuran1la da çelişecektir, ayrıca o eski kuramı da rıdır. Çünkü eğer teori doğru ise bazı şeyler olamaz, yok içerecektir. Popper bu işleyişe ((eleştirel yöntenı" adını eğer oluyorsa kuram doğru değildir. Yani "bütün kargalar verınektedir. Bu yöntem bir deneme yöntemi, yanlışları siyahtır'' gibi bir teori kargaların beyaz olmasını yasak ortaya konınuş kuramları elimine etıne, bunları düzen­ eder. Belirli şeylerin olmasını yasaklama becerisi bilimsel lenebilecek en sıkı sınamalara teslin1 etme yöntemidir.7 teorileri güçlü kılan şeydir. Bu yüzden Popper için biliın­ Popper açısından bu yöntem sayesinde iki kuramdan selliğin ölçütü doğrulanabilirlik değil teorinin yanlışlana­ biri, diğer kuramı dışarıda bırakarak olası doğru kuranı bilmesidir. olarak seçilebilir. Böylesi bir tutuın Popper açısından akılcı bir tutumdur. O, insanın yanılgılarından ders çı­ KAYNAKÇA karmasını akılcı bir tutun1 olarak niteler. Ancak böylesi bir tutumla bir kuramı diğerinin yerine koyarken insan Bozkurt, Nejat, 20. Yüzyıl Düşünce Akımları yorumlar ve Eleşti­ pekiştirme derecesi yüksek kuramı seçebilir. Pekiştirme riler, Morpa Kültür Yayınları, İstanbul 2004 derecesi ise ona göre, bir kuramın belli bir t zamandaki Cevizci, Ahmet, Felsefe Tarihi, Say Yayınları, İstanbul 201 1 Chalmers, Alan, Bilim Dedikleri, çev. Hüsameltin Arslan, Vadi eleştirel tartışma durun1u, sınanabilirlik derecesi, geçirdi­ Paradigma Yayıncılık, İstanbul 2008 ği s111an1aların zorluğu ve bu sınan1alara dayanmaktadır.8 Güzel, Cemal, Bilim Felsefesi, Ktrmızı Yayınları, İstanbul 2010 Kabadayı, Talip, Yanlışlanabilirlik Ölçütüne Yönelik Eleştiriler Üzerine Bir Çalışma, Hacettepe Üniversitesi(yayınlanmış doktora tezi), Ankara 2004 4. Güzel, Bilim Felsefesi, s.98 5. Güzel, Bilim Felsefesi, s.98 6. Güzel, Bilim Felsefesi, s.99 7. Güzel, Bilim Felsefesi, s.99 8. Güzel, Bilim Felsefesi, s.99 9 Güzel, Bilim Felsetesi, s.100 6 I du�nbil BİM Lİ EN DİR? SÖZDEBİM Lİ EN DİR? � � ����-_ AK_ R_ L_P_O_PP_E_,R_I_ _N Ç�··o_ z_M·_·u�Ü���--. Jacob Schriftınan Çeviren: En1re Eyol by Max Ernst Son yazılarımın bir kısınında, bilin1in gerçekliği Kari Popper, özellikle Einstein'ın görelilik teorenıi­ ne ölçüde ortaya çıkardığı sorusunu tartışmıştım. Ancak ne, Kari Marx'ın tarih teorisine ve Sigınund Freud ile Al­ ,, daha temel bir soru şu olurdu: "Bilim nedir? Bilimin ne fred Adler'in psikoloji teorilerine ilgiliydi. O dönemde, olduğunu netleştirmeden, bilinlin zorlukları ve başarıları Marx, Freud ve Adler'in çalışmaları gerçekten bilimsel üzerine söz söylen1ek ironiktir. Örneğin, bazıları sicim olarak kabul ediliyordu; ancak Popper bu akın1a kapıl­ teorisinin bilim olmadığını kendinden emin bir şekilde mamıştı. Aksine, Einstein'ın teorisinin eleştriye açıklığı­ savunurken, tabii ki teorinin destekçileri buna katılmı­ nın, Marx, Freud ve Adler'in teorilerine nazaran oldukça yorlar. farklı olduğunu öne sürdü. İşte bu nokta, "sınır çizıne"(*) problenline Popper'ın sunduğu çözümdü. Öyleyse, bilinıi sözdebilimden ayırt eden şey nedir? Bu yazımda, Freud'un bizzat kendisinin de kuvvetle iddia Popper'ın eleştiriye gösterdiği bu önem, denıarkas­ ettiği gibi, psikanalizin gerçekten bir bilim olup olınadı­ yonun şu en açık kriterini reddetmesiyle ortaya çıkmıştır: ğıru sorguladım. Ancak bu soruları soran tek kişi ben de­ Biliınsel iddiaları özel kılan şey, gözlen1lenebilir kanıtlar ğilim. Çok daha yetkin kişiler, sahte biliıni gerçeğinden tarafından onaylanmaları ya da gözlemleri açıklayabil­ ayıran şeyin ne olduğunu sorgulamıştır. Bu büyük deha­ ıneleridir. lardan biri de Kari Popperaır. Kasser'e göre Popper'ın görüşü, astroloji gibi sözde­ Yazının sonraki bölümünde, Jeffrey L. Kasser'in bilimlerin, görsel kanıtlara oldukça fazla atıfta bulunması ,, Popper ve bilim ile sözdebilim arasındaki "sınır çizme üzerinden açıklanabilir. Böylelikle Popper·a göre, gözleın teşebbüsleri üzerine çalışmalarına oldukça fazla atıfta bu­ oldukça değersizdir. Teınelde gözlem, tecrübe edilenin, lundum. Kasser'in biliın felsefesi üzerine çalışınaları hak­ kişinin teorisine göre yorumlanmasıdır. Sözdebilimci, kında daha fazla bilgi edinmek isteyenler için The Great doğrulayıcı kanıtları herhangi bir yerde bulabilir ( örne­ Courses'taki bilim felsefesi yazılarını önerebilirin1. ğin, Freud ve Adler'in çoğu vaka çalışmasında olduğu gibi). dü!liDbil 1 7 Üstelik, bariz bir karşıt kanıt, becerikli bir sözdebi­ olabilir. Popper bir süre Darwin'in uyum sağlayanın ha­ limci tarafından görmezden gelinebilir ve hatta doğrula­ yatta kalması teorisini bile bilin1sel olmayan bir doktrin , yıcı bir kanıta devşirilebilir. Freud ve Adler in tün1 göz­ olduğunu öne sürn1üştür. Daha sonra, bu teorinin aslın­ , lemsel çıktılara getirdikleri bir açıklama vardır. Poppera da bir ('uyum" tanımlaınası ve dolayısıyla çürütülemez göre hiçbir kanıt, sözdebilimsel bir iddiayı çürüteınez ve bir teori olmadığı, aksine güncel popülasyonların özel­ neredeyse her şey güçlendirir. Sonuç olarak Popper, bi­ liklerinin kaynağı konusunda tarihi bir hipotez olduğunu liınsel teorilerin iki temel erdemi olan pek çok örnekle söylemiştir. onaylanabilmeyi ve açıkJanabilmeyi, erdemden çok ku­ sur olarak görn1üştür. Buraya kadar Popper'ın görüşlerine yer verdim. Eleştrilere gelelim. Popper'ı eleştirenlere göre "Evrende Bu sebepten, veriye uygunluk biliınsel bir teorinin bir yerde bir mil çapında en az bir küre vardır" gibi ar­ alamet-i farikası olamaz. güınanlar sonlu sayıda gözlem sonucunda herhangi bir şekilde çürütülebilir değildir, ancak bilimsel olınadığı da Öyleyse iyi bir bilimsel teorinin ayırt edici özelliği söylenemez. Daha da önen1lisi, olasılık içeren argüman­ nedir? Popper'a göre iyi bir bilimsel teori; öğretici, şaşırtı­ lar da çürütülemez gözükmektedir. Bir zar ile arka arkaya cı ve bir açıdan olanaksız olmalıdır. 50 kere altı gelmesi, bunun adil olduğu iddiasını çürüt­ n1ez. Başka bir eleştri ise Popper'ın, bir teorinin bilimsel Popper, Einstein'ın görelilik teoreminin, gerçek bi­ olup oln1adığı sorusuyla, bir teorinin biliınsel olarak ele limin bir örneği olarak bu kriterleri kusursuz bir biçim­ alınıp alınınadığı soruları arasındaki farkı dile getirme­ de sergilediğini söyler. Genel göreliliğin iddiasına göre, n1esidir. Teoriler kendileri mi bilimseldir yoksa nasıl ele ışık, Güneş'in çekim alanı taratindan şaşırtıcı biçimde alındıkları ile ıni biliınsellik kazanırlar? bükülebilmektedir. Arthur Eddington'ın çalışmalarının, Einstein'ın ortaya koyduğu bükülme hesaplamalarını Ayrıca, bilim tarihinde pek çok teori vardır ki ilk onaylaınası büyük bir başarıdır. Pek çoğu için bu olay, gözlen1ler sonucunda çürütüldükleri düşünülınüştür. Einstein'ın iddialarının kanıta uyum göstermesidir; an­ Ancak teorinin tutarlılığı fark edilince, bilim insanları ) cak Popper'a göre değil. Onun için önemli olan teorinin teori onaylanıncaya değin çalışmalarını sürdürınüştür. ciddi bir sınavdan geçmiş olmasıdır. Gerçek bir bilin1sel Teoriler, ilk çürütüldükleri anda terk ıni edilmelidir? Bu teorinin ayırt edici özelliği çürütülebilirliktir. Bilim, cesur biraz aceleci görünüyor. varsayımlarda bulunmalı ve bu varsayımları çürütıneye çalışmalıdır. Eğer bilimin ayırt edici özelliği onaylaına yerine çü­ rütülme ise, yüksek derecede onaylanınış olına ve geniş Yazımı burada bitirebilirdim; ancak Kassere göre bir yelpazede olguları açıklayabiln1e erdemlerini, bilimsel Popper'ın teorisi övgüye değer biçimde apaçıktır, ancak teoriye ait olarak görınemeli miyiz? Newton fiziğinin en yine de açıklığa kavuşturulınaya ihtiyaç duyar. İlk olarak, vurucu özelliği gel-git dalgalarından, uzay cisimlerini ha­ Popper yazılarında çürütülebilirliğin ve dolayısıyla bilim­ reketine kadar olguları açıklayabilmesi değil midir? selliğin dereceleri varmışçasına açıklamalar yapn11ştır. Bu varsayıma göre, sözdebilimin, gerçek bilin1deki gibi Bu yüzden, Popper'ın görüşlerinin tam olarak nasıl alanlara nazaran daha geniş bir yelpazesi olduğu çıka­ ifade edilmesi gerektiği açık değildir; bu söylemler bilim­ nn1ına erişilebilir. İkinci olarak, Popper'ın teorisi hem sel ifadelerin ınantıksal formu ile mi ilgilidir yoksa savu­ betimsel, hem de normatiftir; yani bilimcilerin hem ne nucuları tarafından nasıl ele alınmaları gerektiğiyle ıni? yaptığını hem de ne yapması gerektiğini anlatır. Üçüncü Ancak nasıl formüle edilirse edilsin, bilim için gerekli bir olarak, Popper, ortaya bilimin bir tanımını değil, sadece koşul ortaya koyup koymadığı açık değildir. bir şartını koyar. Tüın çürütülebilir argümanların biliın­ sel olduğunu değil, tüm bilimsel argümanların çürütüle­ *ÇN: "demarcation" kelimesi, burada '<sınır çizme olarak bilir olduğunu söyler. Çürütülebilirlik oldukça zayıf bir çevrilmiştir; ancak demarkasyon demek anlam olarak daha doğ­ ru olacaktır. Bu nedenle yazının geri kalan bölümünde demar­ kriterdir. Dördüncü ve son olarak, bir şeye bilin1sel değil kasyon denmiştir. demek, bilimsel olarak hiçbir değeri oln1adığı anlamına gelmez. Dördüncü maddeyi açacak olursak, Popper'a göre gayri-bilimsel olsalar da Freud, Marx ve Adler bazı ger­ çek ve önemli şeyler söylemişlerdir. Bunun da ötesinde, ortaya atılmasından itibaren yüzyıllarca test edilemeyen bir iddia olan atomizm gibi metafizik altyapılar, bilimci­ lerin test edilebilir hipotezler oluşturn1alarında yardımcı s ı du�nbil �-------KA R_ L_P_ O_P_P_EK_ _DA_ _YA_ _N_L _IŞ_LA_ _M_A_C_I L_I_K __ ____� Michael Zerella Çeviren: Meltem Çetin-Sever by �fax Ernst "Bir ınilyon başarılı deney, bir teorinin doğrulu­ Popper böyle teorileri "çürütülemez'' olarak etiket­ ğunu kanıtlayamaz; ama bir başarısız deney bir teorinin ledi ve düzgün bilimsel bir teorinin bize sadece ne gere­ ,, yanlışlığını kanıtlayabilir. Muhternelen birinin bilimsel kiri değil, ne gerekmezi de söylemesi gerektiğini tartıştı. yöntemi, doğayı kesin olarak anlamanın sabit fikirli ve Teorinin yasaklı fenomenlerini bulmak için tekrarlanan duyarsız bir uğraşı olarak açıklarken bu klişeyi kullandı­ girişiınler başarısız olursa eğer, ancak ve ancak bu şartta, , ğını duymuşsunuzdur. Bu fikrin kökleri, KarJ Popper ın teori gerçekten riskli testi geçti ve bazı bilimsel övgüler 20. yüzyılın ortalarında "yanlışlanıacılık'' olarak adlan­ alınaya hak kazandı diyebiliriz. Freudcu kuranı, bu tür , dırdığı bilimsel araştırma şekline kadar uzar. Popper ın riskli testlere ınaruz tutulacak yeteneğe sahip değildi; görüşlerinin birçok bilim savunucusu arasında popüler böylece reddetnıek imkansızlaştı ve Popper'e göre bilim olması belki de hiç şaşırtıcı değildir. Ne yazık ki, bu kli­ dışı olarak tabir edildi. şeyi saptırmadan ve Popper'ın söylemeye çalıştığı şekilde algılarsak, yanlışlamacılığın ana görüşünün yanlış olduğu Popper'ın bilim üzerine görüşleri, onun biçimsel ortaya çıkar. Klişenin ima ettiği bazı düşünceler kalabilir­ mantık tercihleri tarafından yönlenir. Genel sonucu des­ ken, Popper'ın bilimsel keşifin mantıksal yapısı hakkın­ teklemek için pozitif kanıtların belirli örneklerini kullan­ daki orijinal fikri bu tahkike karşı zor ayakta durur . ınak; tekil olandan genele hareket etmek, tümevarımsal mantık kullanımını gerektirir. Ne yazık ki tümevarıın; Popper, l 950'lerin sonlarında ünlenen eserlerden asla kapsayıcı olarak doğa hakkında genel çıkarın1lar bazılannı, bilimsel alanla ilgili olanları (olduğu varsayı­ yapan1az. Öte yandan, genel duruma karşı negatif kanıt lanları) yeterince dikkatli olmadıkları konusunda eleş­ kullandığırnızda, örneğin; yanlışlama yaptığırnızda tü­ tirınişti. Bazı araştırrnacılar, sadece buldukları pozitif mevarımın aksine tün1dengelimi kullanırız. Tünıegelimi kanıtları kullanarak favori teorilerini onaylattırmaya kullann1ak kapsayıcı kanıt sağlayabilir. Böylece makale­ çalışırken bu teorilerin karşısında durabilecek herhangi nin başında kulladığıınız klişe alıntıya ulaşmış oluruz. bir delil arıyor gibi görünmüyorlardı. Örneğin, Freudcu psikologlar sıklıkJa Freudcu teorilerin insan davranışları­ Popper şunu anladı; yanlışlamacılık, biliınsel akıl nı geniş bir yelpazede açıklamasının mümkün olduğunu yürütnıelerin kesin açıklaması olarak kullanılmalıdır ve gösterip bilimsel başarı iddia etnıişlerdir. Bununla birlik­ gerçek bilimsel uygulaınaları tanımlan1alıdır. Bunu göze te Popper'ın işaret ettiği, bu sözde başarının ardından te­ alarak, Popper 1919<.ia yapılan ünlü Eddington deneyi­ orinin belirsiz ve değiştirilebilir olduğunu anladığıınızda ni seçti; yıldız ışınları Güneş'in etrafında kavisli bir yol şüphelenmemiz gerektiğidir. takip ediyordu. Newton'un uzun zamandır varolan fizik du�nbil ı 9

See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.