ISBN: 975-468-028-0 DiN iLE BiLiM Bertrand Russell /Türkçesi: Akşit Göktürk/ Yayımlayan: Say Yayınlan/ Beşinci basım: 1990 /Kapak: Derman Över/ Baskı: Teknografik Matbaacılık A.Ş. Genel Da�ıtım: SAY DAÖITIM LTD.ŞTİ. Arıkara Cad. 54 Sirkeci-İstanbul Tel: 528 17 54 - 512 50 80 BERTRAND RUSSELL DİNİ LEB İLİM Türkçesi AKŞİT GÖKTÜRK say Birinci Basım 1963 ikinci Basım 1972 Üçüncü Basım 1981 Dördüncü Basım 1983 Beşinci Basım 1990 İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM Çatışmanın Kökleri 11 il. BÖLÜM Copernicus Devrimi 19 111. BÖLÜM Evrim 39 iV. BÖLÜM Cincilik ile Tıp 62 V.BÖLÜM Ruh ile Gövde 81 VI. BÖLÜM Belirlenimcilik 104 VII. BÖLÜM Mistisizm 122 VIII. BÖLÜM Evrensel Amaç 135 IX. BÖLÜM Bilim ile Ahlak 157 X.BÖLÜM Sonuç 171 BiRiNCi BASIMA ÖNSÖZ Din İle Bilim insan düşüncesinin, kör inançlann baskısından, karan lıktan, bilgisizlikten kunulma, aydınlanma çabasını tarih sırasıyla, başlangı cından bu yana adım adım yansıtan bir yapıttır. Russcll bu kitabında din ile bilim, kör inançla us, duygusal değerle gerçek değer arasındaki kesin aynının bilincine vanlmadı.kça gerçek anlamda bir ilerlemenin mümkün olamıyacağını kanıtlanyla göstermektedir. Bu bakımdan kitap bizim için büyük önem taşıyor. İleri bir toplum olma yolundaki savaşımızda, bu en önemli sorunun, dinsel inançla bilimsel düşünce karşıtlığının, derli toplu, soğukkanlı bir tanışması yapılmadı. Din ile bilim arasındaki aynm söylev lerde kaldı ancak. Bugün, ötedenberi süregelen bir alışkanlı.k\a, zaman za man bilimsel düşünce yolunda, us yolunda görülen değerli atılımlar da ko layca katılaştınlıp, gerçek amaçlanndan, niteliklerinden uzaklaştırılıyorlar. Atatürk'ün «Hayatta en hakiki mürşit ilimdir» sözü bir yandan üniversite lerimizin giriş kapılarında, öte yandan «ilim»e verilen bll§ka bir anlamla, ramazanda cami mahyalannda göze çarpıyor. Üstelik, birtakım politikacıla nn da, bizde bu konuda gerekli bilincin uyanmamış olmasından yararlan maya kalkıştı.klan, bu durumu çıkartan uğruna kullandı.klan da sık sık gö rülüyor. Din iıe Bilim'in bu temel sorunlara ışık tutacak nitelikte bir yapıt olduğuna inanıyorum. Ama, çağımızdaki birçok gelişmeler bilimin de us ölçülerine sığma yan, bir dogma niteliği taşıyan inançlara, amaçlara araç edilebileceğini, ay dınlık yerine karanlık getirebileceğini göstermektedir. Din İle Bilim ilk olarak 1935 yılında yayımlanmıştır. Daha sonraki baskılarda Russell'in ki tapta hiçbir değişiklik yapmamış olması kafa�a takıldı. Kendisine bir mek- 7 tup yazarak bunun nedenini, bilimin bugünkü gelişmeleri karşısında Din İle Bilimde savunduğu görüşlerde, bilime güveninde bir değişiklik olup ol ' madığını sordum. Okurların bu kitabı değerlendirmelerine bir yararı doku nur umuduyla Russell'in cevabından birkaç sözü olduğu gibi aktarıyorum: «İnsan çabasının her biçimi gibi bilimin de kurumlaştınlıp, baskı deneti al tına sokulduğu zaman gerici bir niteliğe sürükleneceğini, tanınmaz kılığa gireceğini kabul ediyorum. Savunduğum şey, yaratıcı etkinlikleri herşey den önemli tutan, baskı kabul etmiyen, bilimsel düşünce tutumuyla bilim sel bir araştırma ruhudur. Bu görüşümde bir değişiklik yapmayı gereksin miyorum.» 1963 Akşit GÖKTÜRK 8 ÜÇÜNCÜ BASIM İÇİN Din İle Bilim'in İngiltere'de ilk yayımlanışından bu yana nerdeyse el li yıl geçti. İnsanlık tarihinin, bilimsel ilerleme yönünden, en hızlı dönemi oldu bu elli yıl. Doğayla, insanla, evrenle ilgili bilgilerimizin vardığı yeni sı nırlar, bir uzay çağını başlattı. Bilim, insanoğlunun acılarını azaltmayı, in san yaşamıyle mutluluğuna hizmeti inançla sürdürdü. Bununla birlikte, kör inancın, bağnazlığın, hoşgörüsüzlüğün dünyamızın birçok yerinde bu gün bile kol gezdiği bir gerçek. Dünyayı yönetme tutkusu güdenlerin ön derliğinde, yıkım gücü en korkunç, en acımasız türden silahlar geliştirildi. Özgür düşünceırin sözcüleri, kimi ülkelerin yönetimini ellerinde tutanlarca ezildiler, susturuldular, öldürüldüler. Gerçi, geri kalmış toplumlar dışında din ile bilim savaşı geçmiş yüzyıllardaki gibi açıktan açığa süren bir savaş değil artık. Ama birtakım ülkelerde din adına, baskı, işkence, öldürme olanca hızıyla sürüyor. Ülkeleri yönetenler, kendi politik ya da ekonomik adaletsizliklerini, Tanrı'nın kendileriyle birlikte olduğunu söyleyerek savu nuyor, yığınları böylece kandırmayı başarıyorlar da. Yeryüzünde kimi ülke lerde, ulu Tanrı'ca gönderildiği kuruntusu besleyen devlet başkanları·, poli tik partiler, önderler bile var. Özgür düşüncenin, deneyci araştırmanın, bi limsel görüşün karşısında birer birer yenilgiye uğruyor bunların her biri. Ama iikçağlardan beri din ile bilim kavgasının her aşamasında görüldüğü gibi, yenilgiye uğrayıncaya değin, bir sürü kan ile gözyaşı da döktürüyor lar. Bilimsel kuşkunun temeli olan «neden?» sorusu ile yaratıcı özgür araştırmanın yön verdiği kafalar, hoşgörüsüz bir baskı yönetimine aykırı düşebilir, düşmek zorundadır. Din adına, Tanrı adına, «maneviyat» deni- 9 len soyut kavram adına, yığınların duygulan kolayca kışkırtılabilir, ilkel bir dayanışma ya da saldın yönünde örgütlenebilir. Ama bağnazlığı ülkü edin mek, yığınlann bilimin doğrulanyle aydınlanmasını geciktirmek, belli bir dönemin yöneticilerine çıkar sağlasa da, bilimsel düşüncenin önemini yok edememiştir. Bilimsel doğru dokuz köyden kovulsa bile, bir gün on köyü birden aydınlat�. İnsanlık tarihinde hep görüldüğü gibi. Bu bağlamda öğ İle reneceğimiz çok şey var daha, B. Russell'in Din Bilim'inden. Akşit GÖKTÜRK 10