Türk Eğitim Bilimleri Dergisi Bahar 2011, 9(2), 313-342 DESTEKLEYİCİ VE GELİŞTİRİCİ LİDERLİK ÖZELLİKLERİ İLE ÖRGÜTSEL BAĞLILIK ARASINDAKİ İLİŞKİ Erdoğan ŞAMA* Canan KOLAMAZ** Öz Bu çalışmada, okul müdürlerinin destekleyici ve geliştirici liderlik özellikleri ile öğretmenlerin örgütsel bağlılıkları arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırmanın evrenini, Ankara ilinin, Çubuk ilçesinde devlete bağlı ilköğretim ve ortaöğretim okullarında görev yapmakta olan 509 öğretmen oluşturmuştur. Araştırma, basit tesadüfi örneklem yoluyla seçilen 9 okuldan 180 öğretmen üzerinde gerçekleştirilmiştir. Verilerin toplanmasında okul müdürlerinin destekleyici ve geliştirici liderlik düzeylerini belirlemek amacıyla “Destekleyici ve Geliştirici Liderlik Özellikleri Ölçeği” ve öğretmenlerin örgütsel bağlılıklarını ölçmeyi amaçlayan “Örgütsel Bağlılık Ölçeği” kullanılmıştır. Verilerin çözümlenmesinde, Pearson Momentler Çarpım Korelâsyon Katsayısı, Basit Doğrusal Regresyon Analizi, Bağımsız gruplar için t-testi, frekans ve yüzde dağılımlarından yararlanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre; öğretmenlerin örgütsel bağlılıkları ve destekleyici ve geliştirici liderlik özelliklerine ait algıları, cinsiyet değişkenine göre farklılık göstermemektedir. Okul türü ile örgütsel bağlılığın uyum ve içselleştirme boyutları arasında ilişki görülmezken, özdeşleşme bağlılığı ile destekleyici ve geliştirici liderlik yaklaşımlarına dair algılamada okul türüne göre anlamlı farklılıklar görülmüştür. Ortaöğretimde çalışan öğretmenlerin özdeşleşme bağlılıklarının ve destekleyici ve geliştirici liderlik algılarının, ilköğretimde çalışan öğretmenlere göre daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Destekleyici ve geliştirici lider özellikleri, örgütsel bağlılığın uyum boyutunu negatif yönde anlamlı olarak yordamaktadır. Destekleyici ve geliştirici liderlik özellikleri, örgütsel bağlılığın özdeşleşme ve içselleştirme boyutlarını ise pozitif yönde anlamlı olarak etkilemektedir. Anahtar sözcükler: Destekleyici Liderlik, Geliştirici liderlik, Örgütsel Bağlılık Abstract This study aims to research and to evaluate the impact of supporting and improving leadership approach of school principals on organizational loyalty of teachers according to the teachers’ perception. The gender and the school types are taken into consideration in the evaulation. The population of the research consists of 509 teachers working at the primary and secondary schools in Çubuk province, Ankara. The sample of the research is made up of the 180 teachers chosen randomly from 9 schools. “Survey on Supporting and Improving Leadership Features” for designating supporting and improving leadership levels of school principals and “Scale of Organizational Loyalty” aiming to measure the organizational loyalty of teachers are used to retrieve data. In analysis of data, Pearson Product-Moment Correlation Coefficient, Simple Linear Regression Analysis, Independent t-test and Frequency and Percent Distribution tests are used. According to research results, organizational loyalty and perceptions for supporting and improving leadership features of teachers do not vary due to gender parameter. While there is no relationship between type of school and adaptation and adoption scope of organizational loyalty, there are ignificant differences between sense of identification and perception for supporting and improving leadership approach in accordance with type of school. It is determined that sense of identification and perception for supporting and improving leadership approach of teachers working at secondary schools are higher than those of working at primary schools. Supporting and improving leadership approach significantly affects the adaptation of organizational loyalty in the negative direction, on the other hand, it affects sense of identification and adoption scope of loyalty in the positive direction. Keywords: Supportive leadership, developer leadership, organizational commitment Yazışma adresi: * Yrd. Doç. Dr., Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü, Teknikokullar/ANKARA, Turkey. [email protected]; **Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Teknikokullar/ANKARA, Turkey. İletişim 2003/18 314 E. Şama – C. Kolamaz Destekleyici liderlik davranışı, dostça bir çalışma iklimi oluşturma ve işgörenlerle ileri düzeyde ilgilenme davranışlarını kapsamaktadır (Can, Akgün ve Kavuncubaşı, 1998: 332). Destekleyici lider tipi çoğu zaman “kişiye dönük lider”, “uyumlu lider” gibi kavramlarla ifade edilir. Bu liderin temel davranışı astları ile ilişkisini dostluk, arkadaşlık iklimi içerisinde yürütmesine dayanır. Bu davranış türünün kişilerin iş doyumunu ve işlerini başarma güçlerini olumlu yönde etkilediği görülmektedir (Erdoğan, 1997: 349). Son yıllarda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin çoğu, eğitim sistemlerini geliştirmek amacıyla birçok yenilikler yapmıştır. Bu yenilikler, sistem düzeyinde reformları, modern kurumlar oluşturma çabalarını, modern öğretim araç ve gereçlerinin sağlanmasını, öğretmenlerin mesleki bilgi ve beceri düzeylerinin yükseltilmesini ve okul yönetiminde yenilikler yoluyla öğretme- öğrenme sürecini geliştirmeye yönelik değişik politika ve uygulamaları kapsamıştır (Karip ve Köksal, 1996: 245). Yöneticiler tarafından desteklenen işgörenlerin örgüte bağlılıkları artmaktadır. Destekleyen müdürle işgörenler arasında uyum olmalıdır. Bu uyum öğrencilerin akademik ilerlemesi hakkında yüksek beklentiyi beraberinde getirir (Hoy, 1991; Tarter, 1995). Müdürün işgörenleri destekleyen tutum ve davranışları iletişimi kolaylaştırmaktadır. Destek verme, yöneticinin denetim görevinden daha etkili olmaktadır (Freston ve Wilson, 1985; Hoy ve Hannum, 1997). Bu etki liderlik davranışının olumlu sonucunu ifade eder. Öğretmenlerin okula bağlılığı artarken, öğrenci başarısının da artacağı beklentisi güçlenmektedir. Vizyonuyla çevresinde hayranlık uyandıran, bunu iletme, paylaşma ve gerçekleştirme yeterliklerine sahip bir liderin varlığında okulun yalın, açık, üretken ve pek çok alanda toplumsal liderlik üstlenebilecek bir nitelik yansıtabileceği; var olan yapıyı koruma eğilimi gösteren bir yöneticinin varlığında ise, karmaşık ve verimsiz bir nitelik kazanacağı ileri sürülebilir (Sabancı, 2005: 27). Okul müdürü, okulun ve okul programının yönetiminden, öğrenmenin gerçekleşmesinden ve okulun başarısından birinci derecede sorumlu görülen kişidir. Bu nedenle de okulun başarı ya da başarısızlığı, bir bakıma müdürün başarı ya da başarısızlığı ile açıklanmaktadır. Okulun yönetiminde en yetkili kişi olarak müdürün sahip olduğu yasal güç ve yetkiler, onun okulu yönetmesinde ve başarılı kılmasında tek başına yeterli değildir. Bunun ötesinde okul yöneticilerinin sahip olmaları gereken çeşitli yeterlilik alanlarından söz edilebilir. Bunlardan biri de okul yöneticilerinin iyi bir lider ve özellikle de öğretim lideri olmaları gereğidir (Şişman, 2002: 1). Okul müdürünün görev ve sorumlulukları onu bir yönetici olmaktan çok bir lider olmaya Bahar 2011, Cilt 9, Sayı 2 Destekleyici ve Geliştirici Liderlik Özellikleri İle Örgütsel Bağlılık Arasındaki İlişki 315 zorlamaktadır. Okul müdürü, okulunda bulunanların yöneticisi olmakla birlikte, hem okulunda hem de çevresinde bir önder olmalıdır (Binbaşıoğlu, 1988: 70). Başarılı okul yöneticisi, okulundaki öğretmenleri ortak bir eğitim vizyonu etrafında toplayabilendir. Araştırmalar, öğretmenlerin birbirlerinden soyutlandıklarını, her birinin kendine özgü bir alan içinde yaşadıklarını, mesleki bilgilerin paylaşılmasının diğer mesleklere göre oldukça düşük düzeyde kaldığını göstermektedir. Eğitimin tek tek öğretmen etkinliklerinin toplamından daha büyük olduğunu göstermek yöneticinin en önemli görevlerindendir. Onları kendi eğitim görüşlerini de kapsayan, fakat onlarınkinden daha büyük bir eğitim vizyonu etrafında toplamak yöneticinin liderliğine bağlıdır. Büyük bir vizyonun parçası olmak öğretmeni zayıflatmaz, aksine güçlendirir. Uzağı gören bir lider bu yolla okulundaki personelin potansiyelini çok iyi değerlendirerek, onları yaptıklarından çok daha iyisini yapabileceklerine ikna eder (Özden, 2002: 38). Türk eğitim sisteminde okul müdürleri, öğretmenlerden atanır. Bu işlem okulun düzey ve türüne göre farklı karar birimlerinde farklı yöntemlerle gerçekleştirilir. Her tür okul müdürlüğü için ortak olan, “müdürün öğretmen olmasıdır” (Altınışık, 1995: 333). Okul yönetiminin görevi okuldaki tüm insan ve madde kaynaklarını en verimli biçimde kullanarak okulun amaçlarına uygun olarak yaşatmaktır. Okul müdürünün bu görevi başarı ile yerine getirebilmesi, okulu bir roller sistemi olarak görmesine, davranışlarını her zaman ilişkili olduğu öğretmenler ve diğer personelin rol ve beklentilerini de göz önüne tutarak ayarlamasına bağlıdır (Bursalıoğlu, 1999: 6). Okul, her şeyden önce kişiliğin biçimlendiği, öğrenmenin gerçekleştiği, eğitim hizmetinin üretildiği ve sunulduğu bir yerdir. Okullar, dünyanın her ülkesinde, birbirine benzer ya da birbirinden farklı biçimlerde örgütlenmiş olup, bazı amaç ve işlevlere sahiptir. Okullardan beklenen, söz konusu amaç ve işlevlerini en üst düzeyde gerçekleştirmektir (Şişman, 2002: 19). Okulunu amaçları doğrultusunda geliştirmek isteyen bir okul yöneticisi, etkili bir yönetim sağlayabilmek için lider olmak durumundadır. Çağdaş yönetim anlayışı ile eğitim yöneticisinin liderlik rolü ağırlık kazanmıştır. Eğer yönetici etkili olmak istiyorsa, grubun lideri olarak eylemde bulunmalıdır (Kaya, 1991: 139). Türkiye’de eğitim yöneticileri, nicelikle birlikte eğitimde kaliteyi arttıracak ve daha etkili bir eğitim sistemi oluşturacak değişiklikleri bir süreç olarak planlamak ve uygulamaya dönüştürmek zorundadır (Karip, 1996: 245). Liderler, üyeleri için açık iklim yaratırlar. Yaratmalarının nedeni, Türk Eğitim Bilimleri Dergisi 316 E. Şama – C. Kolamaz problemlerin çözümü ve okulun ihtiyaçları içindir. Onlar, kişiler arası ilişkinin gelişimini ve içerisinde takım ruhunu da vurgularlar. Üyelerin yaratıcılığını teşvik ederler. Okulun amaçlarına ulaşmalarında yenilikler sağlarlar (Cheng, 1997: 17). Etkili okulların özellikleriyle ilgili olarak 1970’li yılların sonlarından başlayarak 1980’li ve 1990’lı yıllarda da devam eden çeşitli araştırmalar yapılmıştır. Bu araştırmalarda liderlik, okul iklimi, öğretmen, öğrenci, program, öğretim teknikleri, finansman, aile ve toplum katılımı gibi konular, üzerinde en çok durulan boyutlar arasında yer almaktadır. Liderlik, bu bağlamda yöneticilerin öğretim liderliği, bu konuda yapılmış araştırmaların çoğunda üzerinde durulan boyutlar içinde ilk sıralarda yer almıştır (Şişman, 2002: 40). Öğretim liderliği, okulun öğrenci başarısını artırmak için müdürün kendisinin bizzat gösterdiği ya da başkaları tarafından gösterilmesini sağladığı davranışlardır (De Bevoise, 1984). Okul müdürlerinin her şeyden önce, sahip oldukları eğitim felsefesinin farkında olmaları, yönetim alanındaki değişmeler başta olmak üzere toplumsal değişmenin doğasını ve mahiyetini anlayıp bilmeleri, program geliştirme ve değerlendirme konusunda bilgi sahibi olmaları gerekir. Diğer taraftan yöneticilerin, yönetimle ilgili konular olarak insan, iletişim, insanlar arası ilişkiler, karar süreci, amaç belirleme, planlama, araştırma ve değerlendirme, problem çözme, çatışma yönetimi vb. konularda beceri ve yeterliklere sahip olmaları gerekir. Okul müdürlerinin bunların dışındaki yönetsel bazı görevlerinin yanında öğretimin denetimi ve değerlendirmesi, okul kadrosunun geliştirilmesi, olumlu okul iklimi oluşturma, okul-çevre ilişkilerini geliştirme vb. faaliyetleri de gerçekleştirmeleri beklenmektedir (Chell, 2001). Yöneticilerin liderlik sitilleri, işgörenlerin örgütsel bağlılığına olumlu ya da olumsuz olarak yansımaktadır. Örgütsel bağlılık kavramı, çeşitli araştırmaların konusu olarak güncelliğini sürdürmektedir. Örgütsel Bağlılık Örgütsel bağlılık; bireyin, örgütünün amaç ve değerlerine taraflı ve etkili bağlılığı olarak tanımlanmaktadır. Bu bağlılık, araçsal bir değerden öte, kişinin, rolünü salt örgütün iyiliği için, örgütün amaç ve değerleriyle ilişkili olarak yapmasıdır. Bağlılık duyan işgörenler, örgütün amaç ve değerlerine güçlü bir biçimde inanır, emir ve beklentilere gönüllüce uyar (Balay, 2000: 3). Türkiye’de yapılan çalışmalarda örgütsel bağlılık kavramının başlıca iki şekilde kullanıldığı görülmektedir. Varoğlu (1993) ve Tuncer (1995) bu kavramı, örgütsel bağlılık Bahar 2011, Cilt 9, Sayı 2 Destekleyici ve Geliştirici Liderlik Özellikleri İle Örgütsel Bağlılık Arasındaki İlişki 317 şeklinde kullanmışlarken, Celep (2000) ve Balcı (2000) ise örgütsel adanmışlık şeklinde kullanmışlardır (Balay, 2000: 14-15). Bu araştırmada, bu kavramın karşılığı olarak “örgütsel bağlılık” kullanılmıştır. Örgütsel bağlılıkla liderlik stilleri arasındaki ilişkiyi test eden birçok yerli (Celep, 2000; Balay, 2000; Gül, 2003) ve yabancı (Allen ve Meyer, 1990; Rosenholt ve Simpson, 1990; Yuen, 1991) araştırmalara rastlanmaktadır. Örgütsel bağlılığın azalması ile okul etkililiği arasında kuvvetli ilişki olduğu belirtilmektedir (Hoy, Tarter ve Bliss, 1990; Hoy ve Miskel, 1987). Bununla beraber örgütsel bağlılıkta; yönetim tarzı, terfi imkânları, ödüller, rol belirsizliği, adalet, güven gibi etmenlerin yanı sıra yaş, cinsiyet, deneyim gibi demografik özellikler de rol oynamaktadır (Topaloğlu, Koç ve Yavuz, 2008). Sınıf öğretmenlerinin algılarına dayalı olarak yapılan bir araştırmada, okul müdürlerinin dönüşümsel liderlik stilleri ile örgütsel bağlılık arasında olumlu doğrusal bir ilişki olduğu belirtilmektedir. Ancak aynı araştırmada, etkileşimci liderlik ile örgütsel bağlılık arasında ters yönlü bir olduğunu ortaya koymaktadır (Buluç, 2009). Örgütsel bağlılığın okul etkililiğindeki önemine işaret eden araştırmacıların, örgütsel bağlılıkla örgütsel iklim ve örgütsel sağlık arasındaki ilişkiye dönük çalışmaları yeterli değildir. Araştırmacılar daha çok, örgütsel iklim ve örgütsel sağlık üzerinde durmuşlardır (Hoy, Tarter ve Bliss, 1990; Turan, 2002; Şama, 2006). Okul etkililiği üzerinde hangisinin önemli olduğu ortaya konmamış, örgütsel sağlığın örgütsel bağlılık üzerinde daha etkili olduğunu belirtilmiştir. Ancak, bu ilişkinin yenide test edilmesi gerektiği de ifade edilmiştir. O’Reilly ve Chatman (1986) örgütsel bağlılığı, kişinin örgüte psikolojik olarak bağlanması şeklinde ele almışlardır. Bu araştırmacılar, bağlılığı uyum, özdeşleşme ve içselleştirme olarak üç boyutla ifade etmişlerdir (O’Reilly ve Chatman, 1986; O’Reilly, 1995). Uyum, belli ödülleri elde etme eğilimini; özdeşleşme, örgütün amaçlarını, değerlerini kabullenme oranında bir bağlılığı; içselleştirme ise, işgörenin diğer bireylerle ve örgütsel değerlerle uyumu olarak belirtilmiştir. Allen ve Meyer (1990) örgütsel bağlılığın duygusallık, devamlılık ve ahlakilik olmak üzere üç boyutunun olduğunu belirtmişlerdir. Duygusal bağlılık; kişinin örgütle özdeşleşmesi, örgüte katılması ve örgütle arasında duygusal bir bağ hissetmesidir. Devamlılık bağlılığı, ayrılmanın maliyetinin yüksek olacağının düşünülmesi nedeniyle örgüt üyeliğinin sürdürülmesi durumudur. Ahlaki bağlılıkta ise, kişinin örgüte karşı sorumluluğu ve yükümlülüğü olduğuna inanması, bu yüzden Türk Eğitim Bilimleri Dergisi 318 E. Şama – C. Kolamaz kendini örgütte kalmaya zorunlu görmesine dayanan bağlılıktır (Meyer ve Allen, 1991). Örgüte duygusal olarak bağlanan kişilerin, örgütün üyesi olmaktan memnun oldukları ve örgütün amaç ve değerlerini benimsedikleri için hedeflere ulaşmada örgütün yararına üstün çaba harcayacaklarını yani performanslarının artacağı, örgüte rasyonel olarak bağlananların ise, örgütten ayrılmanın maliyetlerinden kaçındıkları ya da başka alternatifleri olmadığı için örgütte kalacakları (Allen ve Meyer, 1990) belirtilmektedir. Örgütlerde personelin iyi seçilmesi ve yetiştirilmesi, çağdaş ve etkili donatım sağlanması, onun, işini nitelik ve nicelik olarak daha iyi yapması için yetmemektedir. Önemli olan personelin işinde yeterli nicelik ve nitelikte üretim için güdülenmesidir (Balcı, 1985: 2). Örgütün yaşaması, işgörenlerin örgütten ayrılmamalarına bağlıdır. İşgörenler örgüte ne derecede bağlıysa örgüt de o derecede güçlenir. Örgüt, yaşamını devam ettirmek için işgörenlerin örgütten ayrılmasını önlemeye çalışır. Her örgütün işgörenleri tutmak için gösterdiği çaba aynı değildir. Kimi örgütler işgörenin örgütten ayrılmasından pek etkilenmez. Örgüte girmek için başvuranları çok olan bir örgüt işgöreni örgüte bağlamak için büyük bir çabaya gerek duymaz (Başaran, 1982:241). Örgüt üyeleri kendilerini, örgütün üyeliğine içten ve moral olarak bağlarlarsa, kendilerini örgütün bir parçası, örgütü de kendilerinden bir parça gibi görürlerse, üyeliği sürdürme ve örgütte kalmada daha istekli olurlar. Örgütten etkilenirken, kendileri de ortak çalışmayı etkilemek, ortak çalışmaya katkıda bulunmak için içten bir çaba gösterirler (Aydın, 1993: 123). Araştırmalar, örgütsel bağlılığı yüksek olan çalışanlarını görev ve hedefleri gerçekleştirmede daha fazla çaba harcadığını göstermektedir. Bu tür çalışanların örgütte daha uzun süre kaldıkları ve örgüt ile olumlu bir ilişki yürüttükleri ifade edilmektedir. Daha da önemlisi çalışanlar örgütlerine “benim örgütüm” diye sarılabilmektedirler. Düşük bağlılığı olan çalışanlar ise yeterince başarılı olamamaktadırlar. Bu tür çalışanlar işlerine kendilerini yürekten verememekte ve kendilerini örgüt misyonuna adayamamaktadırlar (Oberholster ve Taylor, 1999: 57, Akt: Gül, 2003: 51). Düşük örgütsel bağlılığa sahip işgörenlerde görülen olumsuz davranışların başında, işgücü kaybı, işe geç gelme, devamsızlık, performans düşüklüğü gelmektedir ( Korkmaz, 2007; Buluç, 2009; Yuen, 1991; Mowday, Porter ve Steers, 1982). İşten ayrılma, devamsızlık ve geç gelme düşük örgütsel bağlılıkla ilişkilidir. Örgütsel bağlılık, tutumsal ve davranışsal olarak ele alınmaktadır. Tutumsal bağlılık, örgütsel davranış üzerinde çalışanların inceleme konusudur. Davranışsal bağlılık üzerinde ise daha çok sosyal psikologların durduğu görülmektedir (Mowday, Porter Bahar 2011, Cilt 9, Sayı 2 Destekleyici ve Geliştirici Liderlik Özellikleri İle Örgütsel Bağlılık Arasındaki İlişki 319 ve Steers, 1982). İş doyumu ile örgütsel bağlılık arasında güçlü bir ilişki vardır. Ancak, bağlılıktan farklıdır. Bağlılık, amaçlar ve değerlerle birlikte tüm örgüte karşı tutumların ifadesi olup iş doyumuna göre oldukça kapsamlı bir kavramdır (Mowday, Steers ve Porter, 1979). Örgütsel bağlılığın tutumsal boyutunun şiddeti, iş boyutunu olumlu ya da olumsuz olarak etkileyecektir. Okul yöneticilerinin örgütsel bağlılığı ile öğretmenlerin desteklenmesi arasında anlamlı bir ilişkinin olabileceği ifade edilebilir. Öğretmenlerin Desteklenmesi ve Geliştirilmesi Okullarda çeşitli görev ve statülerde çalışan insanlar vardır; öğretmenler, bölüm başkanları, program ve test geliştirme uzmanları, sağlık ve rehberlik personeli gibi. Kuşkusuz okul denince öncelikle akla öğretmenler gelmektedir. Öğretmenlerin, okul müdürlerini bir öğretim lideri olarak görmeleri, onların motivasyonunda ve yaptıkları işlerden doyum sağlamalarında, okulla bütünleşmelerinde önemli bir belirleyicidir (Şişman, 2002: 95). Okul müdürü, öğretmenlerin sahip oldukları potansiyeli ve becerileri tam olarak ortaya koyabilmelerini ve üst düzeyde performans gösterebilmelerini teşvik etmelidir. Öğretmenlerin performansını adil bir biçimde değerlendirerek gerektiğinde performans geliştirici etkinliklere yer vermelidir (Şişman, 2002: 97). Araştırmalar, eğitimde niteliğin öğretim programları ve araçlarında, öğretmenler ve öğretmenlerin mesleki gelişiminde, yönetimde ve tesislerde yapılacak yenilik ve iyileştirme çabaları ile artırılabileceğini göstermektedir. Öğrenme koşullarının iyileştirilmesi ve öğretmenlerin geliştirilmesi ancak güçlü bir örgütsel liderlik ve kurumsal destek ile başarıya ulaşabilir (Karip ve Köksal, 1996: 248-249). Liderlik öğrenci başarısına ve diğer örgütsel amaçların gerçekleştirilmesine katkısı bakımından etkili okul kavramının ayrılmaz bir parçası olarak görülmektedir. Okul yöneticisi, öğretmenlere yararlı olacak öğretimsel kaynakların farkında olması gereken bir öğretim lideri olarak öğretmenlerin mesleki yönden gelişimlerini sağlamaya dönük bazı etkinlikleri gerçekleştirebilir. Öğretmenlerin mesleki gelişimine dönük etkinlikler, okul içinde ya da dışında bazı hizmet içi eğitim çalışmalarına katılma, okulda düzenlenecek konferans, seminer, workshop vb. etkinlikler biçiminde gerçekleştirilebileceği gibi kendilerini ilgilendiren bazı konulardaki eğitim fırsatlarından öğretmenleri haberdar etme biçiminde de olabilir. Mesleki yönden gelişme çabası içinde olan öğretmenlerin desteklenerek, örneğin lisansüstü eğitime devam etmek isteyen öğretmenlerin teşvik edilmesi, lisans üstü Türk Eğitim Bilimleri Dergisi 320 E. Şama – C. Kolamaz eğitime devam eden öğretmenler için kolaylaştırıcı önlemlerin alınması, günlük ve süreli basında eğitimle ilgili çıkan ilginç yazıların izlenip çoğaltılarak öğretmenlere dağıtılması, çevrede eğitimle ilgili olup bitenlerden (örneğin bir konferans, açık oturum, panel vb.) öğretmenlerin haberdar edilmesi ve katılımlarının teşvik edilmesi, bu bağlamda söz konusu edilebilecek bazı hususlardır (Şişman, 2002: 99). Çağdaş bir öğretmen, mesleki gelişimini sistematik bir şekilde sürdürmelidir. Hızla gelişen teknoloji karşısında eğitim işgörenlerinin mesleki gelişimleri diğer mesleklere nazaran daha büyük bir önem taşımaktadır. Bu konuda uygulanabilecek en etkili yöntemlerden biri hizmet içi eğitim çalışmalarıdır. Destekleyici liderlik davranışı, dostça bir çalışma iklimi oluşturma ve işgörenlerle ileri düzeyde ilgilenme davranışlarını kapsamaktadır (Can, Akgün ve Kavuncubaşı, 1998: 332). Destekleyici lider tipi çok zaman “kişiye dönük lider”, “uyumlu lider” gibi kavramlarla anlatılmak istenir. Bu liderin temel davranışı astları ile ilişkisini dostluk, arkadaşlık iklimi içerisinde yürütmesine dayanır. Bu davranış türünün kişilerin iş doyumunu ve işlerini başarma güçlerini olumlu yönde etkilediği görülmektedir (Erdoğan, 1997: 349). Son yıllarda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin çoğu, eğitim sistemlerini geliştirmek amacıyla birçok yenilikler yapmıştır. Bu yenilikler, sistem düzeyinde reformları, modern kurumlar oluşturma çabalarını, modern öğretim araç ve gereçlerinin sağlanmasını, öğretmenlerin mesleki bilgi ve beceri düzeylerinin yükseltilmesini ve okul yönetiminde yenilikler yoluyla öğretme- öğrenme sürecini geliştirmeye yönelik değişik politika ve uygulamaları kapsamıştır (Karip ve Köksal, 1996: 245). Liderin rolü, takipçilerinin gelişimi için onları desteklemek, yetiştirmek, imkânlar sağlamak ve kapasitelerini geliştirici görevler vermektir. Turan (1998) ve Peters’a ( 2000) göre destekleyici liderlik, örnek olan, yapılanları takdir ve tebrik eden, öğretmenlerine yardım eden, eleştirilenin sebebini açıklayan, yapıcı eleştirilerde bulunan, çalışanların ve diğer insanların refahı için çalışmalara göndermede bulunan bir liderlik türüdür. İnsanlarla konuşmak, insanların çabalarına destek vermek, onları umutlandırmak, problemlerini çözmek ve karara katmak destekleyici liderlik davranışlarıdır. Bu liderler, izleyicileri ile ilgilenen, açık, arkadaşça, yaklaşılabilir, grup iklimi oluşturan ve çalıştığı kişilere eşit davranan davranışlar gösterirler. Destekleyici liderlikte daha çok duygular ve kişisel beklentiler göz önünde bulundurulur. Liderler, izleyicilerin mutluluğu ve memnuniyeti için izledikleri yoldan çıkma eğilimindedirler (Akt., Yılmaz, 2004). Leithwood’a göre dönüşümcü okul liderliğinin hedeflerinden biri öğretmen gelişimini desteklemektir. Çalışmalar öğretmenlerin kendi mesleki gelişimleri için Bahar 2011, Cilt 9, Sayı 2 Destekleyici ve Geliştirici Liderlik Özellikleri İle Örgütsel Bağlılık Arasındaki İlişki 321 bir takım hedefler belirleyip bunları içselleştirdiklerinde mesleki gelişim motivasyonlarının arttığını ortaya koymuştur. Bu konuda okul lideri; gelişim hedeflerinin açık, anlaşılır ve ulaşılması zor olan ancak imkânsız görünmeyen hedefler olmasını sağlayarak üzerine düşeni yapabilir (Leithwood, 1992: 17-20). Bu araştırmanın amacı, okul yöneticilerinin destekleyici ve geliştirici liderlik özellikleri ile örgütsel bağlılıkları arasındaki ilişkiyi incelemek ve bazı demografik değişkenlere göre farklılıkları saptamaktır. Bu amaca ulaşabilmek için şu sorulara cevap aranmıştır: 1. Okul müdürlerinin destekleyici ve geliştirici liderlik özelliklerine sahip olmalarına dair öğretmen görüşleri; a) Cinsiyet, b) Okul türü değişkenlerine göre farklılık göstermekte midir? 2. Öğretmenlerin örgütsel bağlılıkları; a) Cinsiyet, b) Okul türü değişkenlerine göre farklılık göstermekte midir? 3. Okul müdürlerinin destekleyici ve geliştirici liderlik özellikleri gösterebilme düzeylerinin, öğretmenlerin örgütsel bağlılıklarına etkisi var mıdır? Yöntem Model Araştırmanın bağımsız değişkeni, öğretmenlerin demografik özellikleri; öğretmenlerin, yöneticilerin destekleyici ve geliştirici yönetici davranışlarına ilişkin algılarıdır. Araştırmanın bağımlı değişkeni ise, öğretmenlerin örgütsel bağlılığa ilişkin algılarıdır. Araştırma, ilişkisel tarama modelindedir. Evren ve Örneklem Araştırma evrenini, Ankara İli Çubuk İlçesi sınırları içinde bulunan ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında görev yapan 509 öğretmen oluşturmuştur. Örneklem ise 5 İlköğretim, 5 ortaöğretim okulundan toplam 180 öğretmenden oluşmuştur. Öğretmenlerin 85’i kadın (%47.2), 95’i (%52.8) erkektir. Araştırmaya Türk Eğitim Bilimleri Dergisi 322 E. Şama – C. Kolamaz katılan öğretmenlerin %27.8’i (n=50) 0-5 yıl arası, %31.1’i (n=56) 6-10 yıl arası, %16.1’i (n=29) 11-15 yıl arası, %25.0’ı (n=45) 16 ve daha fazla yıl kıdeme sahiptir. Öğretmenlerin %30.0’u (n=54) sınıf öğretmeni, %17.8’i (n=32) matematik-fen, %16.1’i (n=29) Türkçe-sosyal, %10.0’ı (n=18) beden-müzik-resim iş, %26.1’i (n=47) diğer branş öğretmenidir. Veri Toplama Aracı Veri toplama aracının geliştirilmesinden önce müdürlerin öğretim liderliği kapsamındaki davranış ve işlevlerini belirlemek için literatür taraması yapılmış, araştırmalarda kullanılan araçlar incelenmiştir (Hallinger ve Murphy, 1985; Brandt, 1987; Duke, 1987; Wildy ve Dimmock, 1993; Gümüşeli, 1996). Alan taraması sonucu öğretim liderliğiyle ilgili her boyutta 10 olmak üzere beş boyutta toplam 50 maddeden oluşan bir araç geliştirilmiştir. Her bir maddenin karşısında da davranışın gösterilme sıklığını belirtmek üzere beşli bir seçenek verilmiş, bunlar en olumsuzdan en olumluya doğru “hiçbir zaman-her zaman” (1-5) biçiminde derecelendirilmiştir. Aracın iç geçerliği Cronbach Alfa ile yoklanmış ve bulunan değer, 0,92 olmuştur (Şişman, 2002: 146). Araştırmanın veri toplama araçlarından “Destekleyici ve Geliştirici Liderlik Yaklaşımları” anketi, Şişman’ın (2002) “Öğretim Liderliği” adlı çalışmasında hazırlamış olduğu anketinin alt boyutlarından biridir. Öğretmenlerin örgütsel bağlılıklarının tespiti için Balay’ın (2000) “Özel ve resmi liselerde yönetici ve öğretmenlerin örgütsel bağlılığı” adlı çalışmasında hazırlamış olduğu “Örgütsel Bağlılık” ölçeği kullanılmıştır. Ölçeğin yapı geçerliliği ve güvenirliği ile ilgili çalışmalar Balay (2000) tarafından yapılmıştır. Aracın yapı geçerliği faktör analizi ile incelenmiş, ölçekte yer alan maddelerin birbirinden bağımsız üç faktörde toplandığı ve maddelerin faktör yüklerinin .49 ile .85 arasında değiştiği tespit edilmiştir. Ölçeğin her bir alt faktörü için güvenirliğin bir göstergesi olarak Cronbach Alfa değerleri birinci faktör için .79, ikinci faktör için .89 ve üçüncü faktör için .93 olarak bildirilmiştir. Verilerin Analizi Araştırmanın örneklemini oluşturan ilk ve orta öğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin “Örgütsel Bağlılık” anketi ve “Destekleyici ve Geliştirici Liderlik Özellikleri” anketi sonuçları SPSS 11 istatistik programı ile analiz edilmiştir. Elde edilen veriler SPSS 11 istatistik programında oluşturulan veri tabanına işlenmiştir. Verilerin çözümlenmesinde aritmetik ortalama, frekans, Bahar 2011, Cilt 9, Sayı 2
Description: