ebook img

Cilt 11 • Sayı 22 • 2013 Volume 11 • Number 22 • 2013 PDF

302 Pages·2013·2.23 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Cilt 11 • Sayı 22 • 2013 Volume 11 • Number 22 • 2013

T.C. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Çanakkale Onsekiz Mart University Cilt 11 • Sayı 22 • 2013 Volume 11 • Number 22 • 2013 Yılda İki Kez Yayınlanır Yönetim Bilimleri Dergisi (YBD) yılda iki kez yayınlanan hakemli bir dergidir. Gönderilen- yazılar ilk olarak editörler ve yazı kurulunca bilimsel anlatım ve yazım kuralları yönünden incelenir. Daha sonra uygun bulunan yazılar alanında bilimsel çalışmaları ile tanınmış üç ayrı hakeme gönderilir. Hakemlerin kararları doğrultusunda yazı yayınlanır veya yayınlanmaz. Yönetim Bilimleri Dergisi (YBD) / Journal of Administrative Sciences (JAS) Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Terzioğlu Kampüsü, Rektörlük Binası/ Çanakkale - TÜRKİYE Tel: (+90) (286) 2180018-2605 Faks: (+90) (286) 2180608 Erişim: http://ybd.comu.edu.tr / e-posta: [email protected] YBD’de yayınlanan yazılarda fikirler yalnızca yazar(lar)ına aittir. Dergi sahibini, yayıncıyı ve editörleri bağlamaz. Yayın Türü: Yaygın Süreli Yayın Yayın Şekli: 6 aylık Türkçe ve İngilizce Tasarım-Baskı Hazırlık: Karınca Ajans Tel: 0312 431 54 83 Baskı: Ames Matbaacılık, Zübeyde Hanım Mah. Kazım Karabekir Cad. No: 95-1A Altındağ - Ankara CSA (cid:56)(cid:47)(cid:36)(cid:46)(cid:37)(cid:190)(cid:48) Yönetim Bilimleri Dergisi (YBD); EBSCOHOST Academic Search Complete, International Bibliography of the Social Sciences (IBSS), Worldwide Political Science Abstracts Database, TÜBİTAK ULAKBİM, Index Islamicus, Index Copernicus Journals Master List, Ulrichs Periodical Directory, International Bibliography of Periodical Literature in the Humanities and Social Sciences (IBZ), International Bibliography of Book Reviews of Scholarly Literature in the Humanities and Social Sciences (IBR), ASSOS INDEX, ProQuest Political Science Database, ProQuest Social Science Journals Database, Directory of Open Access Journals (DOAJ) tarafından indekslenmektedir. Tüm hakları saklıdır. Önceden yazılı izin alınmaksızın hiçbir iletişim, kopyalama sistemi kullanılarak yeniden basılamaz. Akademik ve haber amaçlı kısa alıntılar bu kuralın dışındadır. All Rights Reserved. No part of this publication may be reproduced, stored or introduced into a retrieval system, or transmitted in any form, or by any means, electronic, mechanical, photocopying, recording, or otherwise, without prior written permission of the JAS editors. ISSN: 1304 - 5318 E-ISSN: 2147-9771 YBD Cilt 11 Sayı 22 2013 / JAS Vol: 11 No: 22 2013 İÇİNDEKİLER / CONTENTS Editörden .................................................................................................v ABD Güvenlik Politikasında Söylem ve Pratik ..............................7-29 Discourse and Practice in American Security Policy Engin AKÇAY, Özdemir AKBAL 6356 Sayılı Sendikalar Ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’na Göre İşçi Sendikası Üyeliğinin Kazanılması ..................................31-68 Gaining Worker Trade Union Membership According to Trade Unions and Collective Labor Contract Law 6356 Yusuf YİĞİT Yeni Yeni Ticaret Teorilerinin Makro-ekonomik Doğası ve Türk Ekonomisi ...................................................................69-98 Macroeconomic Nature of New New Trade Theories and Turkish Economy Ahmet Can BAKKALCI Turizm Sektörünün Yakınsamaya Etkisi: 1990-2000 Yılları Türkiye Uygulaması ...............................................99-119 The Effect of the Tourism Sector on Convergence: 1990-2000, The Case of Turkey Meryem SAMIRKAŞ, Ozan BAHAR, İsmail TUNCER Akademisyenlerin Örgütsel Bağlılık Düzeylerini Belirlemeye Yönelik Bir Araştırma.....................................................121-139 A Study to Determine the Organizational Commitment Level of the Academicians Öznur BOZKURT, İrfan YURT Kişilik Tipleri, Duygusal Zeka, İş Tatmini İlişkisi Üzerine Yapılan Bir Araştırma ............................................................141-165 Types of Personality, Emotional Intelligence, With a Study on the Relationship Between Job Satisfaction Melike Kıvanç SUDAK, Cemal ZEHİR Kızılay Derneği’nin Kamusallığı: Bir Çözümleme Denemesi ......167-189 Publicness of the Turkish Red Crescent Society: An Analysis Attempt Osman Gökhan HATİPOĞLU iii Duygusal Zeka ve Çatışma Yönetimin Yöntemleri Arasındaki İlişki ve Bu İlişkide Lider Üye Etkileşiminin Rolü ...191-220 Mediating Role of Leader Member Exchange on the Relationship Between Emotional Intelligence and Conflict Management Strategies Murat YAŞLIOĞLU, Işıl PEKDEMİR, Duygu TOPLU Discarding the Failed State Thesis: Neo-Weberian Institutionalism As An Alternative Approach to Policy Formulation .........................................................221-251 Başarısız Devlet Tezini Iskartaya Çıkarmak: Politika Yapımına Alternatif Bir Yaklaşım Olarak Neo-Weberyan Kurumsalcılık Hussein SOLOMON A Primer for Transformational Leadership in Nonprofit Sector ..253-275 Kar Amacı Gütmeyen Kuruluşlarda Dönüşümsel Liderliğe Bir Bakış Osman SEYHAN Yazarlar Hakkında .................................................................................277 Yazarlar için Bilgi Notu .........................................................................283 About the Authors .................................................................................289 Notes for Contributors ..........................................................................295 iv EDİTÖRÜN NOTU Yönetim Bilimleri Dergisi’nin 22. sayısı ile yine zengin bir akademik içe- rikle karşınızdayız. Son sayımızdan bu yana geçen sürede YBD’nin önemli bir uluslararsı indeks olan Directory of Open Access Journals (DOAJ) tara- fından taranmaya başlandığını siz değerli okuyucularımıza duyurmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Yazı/Danışma Kurulumuzun ve bu sayımızda hakemlik yapan değerli akademisyenlerin titiz çalışmaları neticesinde sizlere yirminci sayımızda 10 adet makale sunuyoruz. Dergimizin bu sayısında; Engin AKÇAY, “ABD Güvenlik Politikasında Söylem ve Pratik” baş- lıklı makalesinde; ABD’nin dünyadaki nüfuz alanını genişletmeye yönelik anlayışını ve bu bağlamda ABD’nin güvenlik politikaları ve söylemleri- ni incelemiş ve bu söylem ve uygulamaların ne şekilde kullanıldığını ve ABD’nin çıkarlarına nasıl hizmet ettiğini açıklamıştır. Yusuf YİĞİT “6356 Sayılı Sendikalar Ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’na Göre İşçi Sendikası Üyeliğinin Kazanılması” başlıklı makalesinde ulusla- rarası hukukta güvence altına alınan ve Türk İş Hukuku mevzuatında da kurallara bağlanan çalışanların sosyal ve ekonomik şartlarının iyileştiril- mesi amacıyla örgütlü hareket etmeleri amacıyla kurulan sendikalara üye olabilmeleri ni incelemektedir. Yiğit, Türkiye’de yeni yürürlüğe giren 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu, işçi sendikası üyelik ko- şullarını, yürürlükten kalkan 2821 sayılı Sendikalar Kanun’u ile karşılaş- tırmalı olarak incelemektedir. A. Can Bakkalcı “Yeni Yeni Ticaret Teorilerinin Makro-ekonomik Doğası ve Türk Ekonomisi” başlıklı makalesinde liberal ticaret politika- larının uygulanması çerçevesinde Türk Ekonomisini incelemiştir. Yazar, Türkiye’nin Yeni Yeni Ticaret Teorileri’nde savunulan gelişme yapısını ya- şadığı ve Türk Ekonomisi’nin yapısının Gümrük Birliği ve liberal politika uygulamaları sonucunda değiştiği sonucuna varmıştır. “Turizm Sektörünün Yakınsamaya Etkisi: 1990-2000 Yılları Türkiye Uygulaması” başlıklı makalelerinde Meryem Samırkaş, Ozan Bahar ve İs- mail Tuncer, Yakınsama Modeli kapsamında, Sıradan En Küçük Kareler Yöntemini (SEKKY) kullanarak turizm sektörünün bölgelerarası kişi başı gelir farklılıklarını gidermede etkisi olup olmadığını test etmektedirler. Yazarlar analiz sonuçlarından sadece birinci bölge bazında, turizm yatırım teşvik belgeleri ile bölgelerarası kişi başı gelir farklılıkları arasında anlamlı bir ilişki olduğunu tespit etmişlerdir. Öznur BOZKURT ve İrfan YURT, “Akademisyenlerin Örgütsel Bağlı- lık Düzeylerini Belirlemeye Yönelik Bir Araştırma” isimli makalelerinde; Düzce Üniversitesinde görev yapmakta olan akademik personelin örgüt- sel bağlılık düzeylerini belirlemeye yönelik bir araştırma yapmışlar ve v analiz sonuçlarına göre araştırmaya katılan akademisyenlerin duygusal bağlılık ve normatif bağlılık boyutlarına katılım yönünde eğilim göster- diklerini ortaya çıkarmışlardır. Melike Kıvanç SUDAK ve Cemal ZEHİR, kaleme almış oldukları “Ki- şilik Tipleri, Duygusal Zeka, İş Tatmini İlişkisi Üzerine Yapılan Bir Araştır- ma” başlıklı makalelerinde; anket yönetimini kullanarak kişilik tiplerinin duygusal zeka üzerindeki etkisini ve bunun iş tatminini artırıp artırmaya- cağını incelemişlerdir. Çalışmanın sonucunda ise yüksek duygusal zeka- nın iş tatminini büyük oranda arttırdığı sonucuna ulaşılmıştır. Osman Gökhan Hatipoğlu “Kızılay Derneği’nin Kamusallığı: Bir Çö- zümleme Denemesi” isimli makalesinde ülkemizdeki en eski ve en yaygın sivil toplum kuruluşu olan Kızılay Derneğinin kamusallığının analiz et- mektedir. Yazar araştırma sonunda Kızılay Derneği’nin yarı kamusal ol- mayan bir örgüte Dünya’daki benzerlerinden daha yakın duran bir açık sistem örgütü olduğu sonucuna ve potansiyeline rağmen kamu sektörün- de gelişmekte olan yönetişim sürecinden dışlanmakta olduğu sonucuna varılmıştır Işıl Pekdemir, Murat Yaşlıoğlu, Duygu Toplu, “Duygusal Zeka ve Ça- tışma Yönetimin Yöntemleri Arasındaki İlişki ve Bu İlişkide Lider Üye Et- kileşiminin Rolü” başlıklı makalelerinde çalışan bireylerin duygusal zeka düzeyleri ile bu bireylerin üstleriyle olan çatışmalarında, çatışmayı yönet- mek için kullandıkları yöntemler arasındaki ilişkiyi inceleyerek, bu ilişki- de lider üye etkileşiminin rolünün belirlenmesi amaçlamışlardır. Yazarlar, lider üye etkileşimi ile çatışma yönetimi yöntemlerinden bütünleştirme boyutu arasında anlamlı ilişkiler tespit etmiş ve lider üye etkileşiminin duygusal zeka ile çatışma yönetimi yöntemlerinden bütünleştirme yönte- mi ile arasında kısmi aracılık rolü üstlendiği sonucuna varmışlardır. Hussein SOLOMON, “Discarding the Failed State Thesis: Neo-Webe- rian Institutionalism As An Alternative Approach to Policy Formulation” başlıklı makalesinde; ‘Başarısız Devlet’ tezini Neo-Weberyan Kurumsalcı- lık yaklaşımıyla analiz etmiş ve bu yaklaşımla ‘Başarısız Devlet’ tezinin eksikliklerini ve sınırlarını ortaya koymuştur. “A Primer for Transformational Leadership in Nonprofit Sector” baş- lıklı makalesinde Osman SEYHAN; sağlıklı bir toplum oluşturulmasında çok önemli bir rol oynayan gönüllü veya kar amacı gütmeyen kuruluşlar- da liderlik olgusunu ele almış ve dönüşümsel liderlik kavramını ele alarak dönüşümsel liderliğin gerekliliği üzerinde durmuştur. İçten saygılarımızla Editörler vi Yönetim Bilimleri Dergisi Cilt: 11, Sayı: 22, ss. 7-29, 2013 ABD Güvenlik Politikasında Söylem ve Pratik Engin AKÇAY* & Özdemir AKBAL** Özet Devletlerin uluslararası ve iç siyasete ilişkin uygulamaları, tehditlerin ve fırsatların yönetilebilmesiyle yakından ilgilidir. Bu yüzden hem ulu- sal hem de uluslararası politikaların uygulanmasında etkili bir söyleme de ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kapsamda, geride kalan yüzyılın güvenlik tarihinin önemli aktörlerinden Amerika Birleşik Devletleri de izlediği güvenlik siyasetinde bir dizi söylem ve pratik geliştirmiştir. Bu çerçe- vede, güvenlik söz konusu olduğunda Amerikan yaklaşımının hem yu- muşak hem de sert söylemleri kullanageldiği; hatta savaşa varan müda- halelerden de çekinmediği dikkat çekmektedir.Bu çalışmada bir yandan Amerikan güvenlik yaklaşımının tarihsel gelişim seyri içinde ne tür bir değişim ve dönüşüme uğradığı incelenirken; öte yandan bu süreçte ger- çekleşen söylem-eylem paralelliği de irdelenmektedir. Anahtar Kelimeler: ABD, Dış Politika, Güvenlik, Pratik, Söylem Discourse and Practice in American Security Policy Abstract The practices of foreign and domestic politics carried out by countries are closely related with their capacities to conduct risks and to utilize opportunities. That is why an effective discourse is needed for managing international and domestic affairs. In this context, the United States as an important player in the history of the past century has also developed a series of discourse and practices. When it comes to security, American approach considerably engages in both soft and hard discourses, more- over, never hesitates to make an interference even if it causes to war. In this article, while it is analysed how American security approach trans- formed in the course of time, on one hand, the related discourse in this context is scrutinized on the other hand. Keywords: USA, Foreign Policy, Security, Discourse, Practice * Yrd. Doç. Dr., Turgut Özal Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü, [email protected] * Uzman, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, Amerika Araştırmaları Merkezi, ozdemirakbal@ hotmail.com 7 Engin AKÇAY & Özdemir AKBAL 1. GİRİŞ Dış politika, eylem ve söylemin kimi zaman bir arada bulunduğu, kimi za- man da iki kavramın birbirinden ayrı olarak kullanıldığı geniş ve karma- şık bir alanı ifade etmektedir. Bu girift ilişkiler sürecinde, özellikle gelişmiş ülkelerin, söylemi profesyonel bir kullanımla avantaja dönüştürdükleri, hatta ulusal/uluslararası kamuoyunda genel kabul görmeyecek bazı ey- lemlerin öncesinde, bu suretle meşru zemin oluşturmaya çalıştıkları gö- rülmektedir. Devletlerarası ilişkilerde Vestfalya Anlaşması’ndan (1648) itibaren netleşmeye başlayan çizgiler, aynı zamanda ulus kavramının da gelişmesine etki etmiştir. Böylece ulusal kimlik belirginleşmiş, üstelik devletler arası çekişmeleri de körüklemiştir. Mesela Almanya ve Fransa arasındaki Alsace Lorraine sorunu, İngiliz-Fransız çekişmesinin bir yansı- ma alanı olmuştur. Bu sorunların iç kamuoyuna aksettirilmesi ve dış po- litik sahada dile getirilmesi aynı zamanda bir propaganda konusudur. Bu noktada “söylem”in önem kazandığı açıktır. Diğer bir ifadeyle devletler; kendi politikaları doğrultusunda geliştirdikleri söylemlerinin, hem iç hem de dış kamuoyunda lehte bir algı oluşturmasını sağlamak durumunda- dır. Zira küreselleşmeyle sürekli ivme kazanan çok bileşenli uluslararası sistem içinde artık iç ve dış politikalar çoğu kez iç içe geçmektedir. Aksi takdirde, güçlü argümanlarla desteklenmeyen girişimler, hükümetleri, kitleler nezdinde yalnız ve başarısız kılabilmektedir. Genel itibarıyla dış politikada, özelde ise güvenlik politikası bağla- mında ‘söylem’i bir koz olarak en çok kullanan ülkelerin başında Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) geldiğini ifade etmek yanlış olmayacaktır. ABD, temellerinin atıldığı yıllardan günümüze değin, hem iç politikada hem de dış politikada söylemi etkin bir şekilde kullanmış, Amerikan yayıl- macılığının başlangıcı olan 19. yüzyılın sonlarında ABD güvenlik söylemi ve siyaseti Amerika’nın ekonomik çıkarlarını takip etmiştir. Bu durum I. Dünya Savaşı’na kadar devam etmiştir. I. Dünya Savaşı ile ABD’nin yeni uluslararası siyasi ortamı düzenlemek için ortaya koyduğu savaşsız ve serbest ticaret ortamı gibi idealist ilkeler dikkat çekmiştir. Fakat İdealizm özellikle Avrupa ve Asya Pasifik bölgesinde bu amacına ulaşamamıştır. Bu noktadan sonra Amerikan güvenlik politikaları ekonomik çıkarları için aynı zamanda sert gücü de kullanmıştır. Bu siyasetle birlikte ABD güven- lik söylemi demokrasi, temel hak ve özgürlükler gibi argümanları da içer- miştir. II. Dünya Savaşı’ndan sonra Amerikan güvenlik söylemi, temelde SSCB ve komünizmi hedeflemiştir. Bu itibarla Truman Doktrini doğrultu- sunda dünyanın her yerindeki komünistlerle mücadeleye başlanmıştır. Vi- etnam Savaşı kapsamında geliştirilen “özgür dünyanın komünistlere karşı 8 ABD Güvenlik Politikasında Söylem ve Pratik savunucusu”1 nitelemesi, bu türden bir yaklaşımı örneklemektedir. Ancak, bu savaşın uzun sürmesi ve özellikle psikolojik sürecin iyi yönetilememesi gibi sebeplerle ABD, hem iç kamuoyunun hem de uluslararası kamuoyu- nun desteğini kaybetmiş ve neticede Vietnam’dan çekilmek zorunda kal- mıştır. Yine de bu politik uygulama ve söylemler SSCB’nin yıkılışına kadar genel hatlarıyla aynı paralelde devam etmiştir. ABD’nin güvenlik politikası uygulamaları ve söylemi SSCB’nin çökü- şünden sonra düşman tanımlamasında çarpıcı değişiklikler yaşamıştır. İlk etapta “yeni dünya düzeni” içindeki tek süper güç yaklaşımı çok geçme- den ispatlanamayan bir söylem olarak kalmıştır. Özellikle 11 Eylül saldırı- larıyla birlikte yeni düşman konsepti, terörizm söylemi ile şekillenmiştir. Bu doğrultuda “terörle mücadele”, “şer ekseni”, “önleyici saldırı” gibi ifadeler, Bush Doktrini’nin bileşenleri içinde yer bulmuştur. Fakat Afga- nistan ve Irak gibi başarısızlık örnekleri nedeniyle terörle mücadele çer- çevesinde geliştirilen taktik ve söylemler, bilahare Bush hükümetinin hem dış hem de iç politik alanda itibar kaybetmesine sebep olmuştur. Bu yüz- den, Başkan Obama birinci dönemde, Amerikan karşıtlığı sorununu çöz- meye odaklanmıştır. Obama ikinci başkanlık döneminde ise Asya Pasifik bölgesine odaklanmıştır. Zira bu bölgede bir ekonomi-politik güç olarak yükselen Çin dünya dengelerini değiştirebilecek potansiyeldedir. Bu yüz- den ABD, Çin faktörünün kontrolüne yönelik tedbirler almaktadır. Bun- ları gerçekleştirebilmek için Obama yönetimi, diplomatik söylemleri öne çıkarmakta ancak askeri faaliyetleri de bütünüyle göz ardı etmemektedir. 2. YALNIZCILIKTAN DÜNYA SAVAŞLARINA ABD Başkanı James Monroe (1817-1825) tarafından ortaya atılan “Monroe Doktrini”, ABD’nin 19. yüzyıl güvenlik anlayışı ve sonrasının anlaşılması için önem arz etmektedir. Başkan Monroe’nun adıyla anılan doktrin kı- saca ABD ile Avrupa ülkelerinin karşılıklı olarak birbirlerinin çıkar alan- larına karışmama anlayışını içermektedir. Monroe Doktrini’nin ayrıntıla- rına değinmeden önce, sözkonusu dönemdeki iç ve dış politik durumun açıklamasında fayda görülmektedir. James Monroe’nun başkanlığı döne- minde Rus Çarlığı, İspanyol İmparatorluğu, İngiltere, Fransa gibi ülke- ler emperyal amaçları doğrultusunda dünyanın diğer yerlerinde olduğu gibi Amerika kıtasında da faaliyet göstermekteydi. Başkan Monroe’nun 2 Aralık 1823’te başkanlığının yedinci yılında yaptığı konuşmasında; Çarlık 1 James A. Nathan and James K. Oliver, Foreign Policy Making and the American Political System, (Boston: Little Brown and Company, 1983) p:93. 9 Engin AKÇAY & Özdemir AKBAL Rusya’sı ve “emperyal” İngiltere ile dostluk ilişkilerine vurgu ile birlikte ABD’nin Amerika Kıtası’ndaki çıkarlarının, herhangi bir Avrupalı emper- yal gücün konusu olmaması gerektiği yönündeki açıklaması2, ABD’nin güvenlik yaklaşımının temelini oluşturmaktadır. Başkan Monroe bu yak- laşımıyla ABD’den ekonomik ve askeri olarak daha gelişmiş durumda olan emperyal devletlerle bir çatışma ortamı yaratmadan kendi ülkesinin ekonomik ve askeri gelişimini sağlayabilmesi için güvenli bir hayat sahası meydana getirebilmiştir. ABD’nin izolasyonu olarak değerlendirilen bu doktrin ile ABD kendi çıkar alanı olan Güney Amerika, Atlas ve Pasifik okyanusundaki adalar gibi yerlere dokunulmaması konusunda kendini garanti altına almıştır. Ancak ABD’nin bu avantajı elde etmesinde Monroe Doktrini kadar Avru- pa’daki siyasi ve askeri durumun da önemli olduğunu belirtmekte yarar vardır. Avrupa açısından bakıldığında Monroe Doktrinine temel hazırla- yan nedenlerin İngiltere, Rusya, Fransa ve İspanya’nın Amerika kıtasına olan bakışları olduğu3 da öne sürülmektedir. Ancak gerek anılan dönem- deki uluslararası konjonktür ve gerek Avrupa’da geçerli olan ekonomik, askeri ve dini çekişmeler bu ülkelerin Amerika kıtasına müdahale edebil- me imkânını da kısıtlamıştır. ABD elde ettiği bu avantajla Başkan Monroe döneminde ekonomik gelişmesini sürdürmeye devam etmiştir. Monroe döneminde ABD barış ve uzlaşma söylemi ile uyguladığı dış politikası dolayısıyla ve anıldığı şekilde Avrupa’daki kargaşanın da etkisiyle önem- li bir gelişme kaydetmiştir. Ancak yalnızcılık politikası ABD’nin sadece kendi köşesine çekildiği pasif bir durum olarak algılanmamalıdır. Nitekim 1900’lü yıllara kadar ABD’nin, borç tahsili ve esir düşen Amerikalı deniz- cileri kurtarmak gibi gerekçelerle dünyanın çeşitli bölgelerinde yüzden fazla askerî müdahalede bulunduğu4 aktarılmaktadır. Monroe Doktrini ile dünya Batı ve Doğu Yarıküre olarak ayrılmıştır. Bu ayrımla ABD kendi güvenliğini sağlarken diğer yanda da “Kaçınılmaz Kader” (Manifest Destiny)5 şeklinde Türkçeleştirilebilecek bir kavram ge- lişmiştir. Kaçınılmaz Kader, öz olarak ABD’nin üstünlüğünün, ekonomik kazancının diğer tüm ülkelerin üzerinde olması gerektiği görüşüne dayan- maktadır. Bu görüşe göre anılan “yazgı”, ABD’nin üstünlüğü dolayısıyla 2 Alfred A. Stocton, The Monroe Doctrine and Other Addresses (Sanit John Canada:J&A McMillian, 1898) p:1-2. 3 Albert Bushnell Hart, The Monroe Doctrine: An Interpretation, (Boston: LittleBrown&Company, 1916) p:55-57. 4 Selçuk Çolakoğlu, ‘Asya-Pasifik’te Amerika: ABD’nin “Batı”ya Açılma Macerası, Doğu Batı Dergisi (Journal of Dogu Bati), Yıl:8, Sayı:32, 2005, ss.181-195. 5 Robert Kagan, Dangerous Nation, (New York: Vintage, 2006) p:224-245. 10

Description:
YBD Cilt 11 Sayı 22 2013 / JAS Vol: 11 No: 22 2013 .. John Hay, açık kapı politikasına istinaden anlaşma tarafı ülkelerin ABD-. Çin ilişkilerini . red Thyer Mahan, kara kuvvetlerinde de Leonard Wood'un etkileri Ame- . hal almıştır.
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.