ebook img

Cehennem Vadisi - Ali Erkan Kavaklı PDF

260 Pages·2014·0.89 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Cehennem Vadisi - Ali Erkan Kavaklı

CehennemVadisiKapak.jpg Cehennem Vadisi Ali Erkan Kavaklı Jenerik Yayın Yönetmeni: Ali Erdoğan Yayın Danışmanı: Metin Karabaşoğlu Editör: Bahadır Pamukcu Tashih: Mehmet Nebioğlu İç Tasarım: Nuran Kırışgil Kapak Tasarımı: Gökhan Koç ISBN: 978-605-131-360-3 Sanayi Cd., Bilge Sk., No: 2 Yenibosna 34196 Bahçelievler / İstanbul Tel: (0212) 551 3225 Faks: (0212) 551 2659 www.nesilyayinlari.com [email protected] © Fikir ve Sanat Eserleri Yasası gereğince bu eserin yayın hakkı anlaşmalı olarak Nesil Basım Yayın Gıda Tic. ve San. A.Ş.’ye aittir. İzinsiz, kısmen ya da tamamen çoğaltılıp yayınlanamaz. Dijital Yayıncılık Direktörü: Uğur Turan Dijital Yayın Tarihi: Ocak 2013 Bu eserin e-kitap çevrimi Nesil Digital tarafından yapılmıştır. www.nesildigital.com Ali Erkan Kavaklı 1952 yılında Konya’nın Seydişehir ilçesine bağlı Kavak köyünde doğdu. İlkokulu Kavak’ta, orta ve liseyi Konya’da okudu. 1971 yılında liseden mezun olunca İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne girdi; 1976 yılında fakülteden mezun oldu ve öğretmenliğe başladı. Hatay, Sivas, Divriği, Suşehri, Çanakkale ve İstanbul’daki çeşitli okullarda, altı yıl da Almanya’da edebiyat öğretmenliği yaptı. Yazı hayatına hikâye ile başladı; ilk hikâyesini 1974 yılında yayınladı. Daha sonra çeşitli dergi ve gazetelerde sürekli yazılar yazdı. Halen Yeni Akit Gazetesi’nde haftalık yazılar kaleme alıyor ve çeşitli dergilerde yazıyor. 1988 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nın açtığı imtihanı kazanarak Almanya’ya gitti, altı yıl orada kaldı, Almanca öğrendi, Alman edebiyatı ve modern literatür ile ilgili kurs ve seminerler takip etti. Bugüne kadar 1250’den fazla konferans veren Kavaklı, 45’ten fazla kitap yazdı. Hâlen bir lisede mesleğini sürdürüyor; kişisel gelişim ve eğitim seminerleri veriyor. Almanca ve Arapça bilen yazar, iki çocuk babası. YAYINLANAN ESERLERİ KİŞİSEL GELİŞİM VE EĞİTİM KİTAPLARI • Başarıya Götüren Yol • Öğretmeni Başarıya Götüren Yol • Evde ve Okulda Başarılı Eğitimin Sırları • Başarı İnanç İşidir • Beyin Gücünü Etkili Kullanma Sanatı • Yüzyılın Pedagojik Yanlışı Karma Eğitim • En Sevilen Öğretmen Hz. Muhammed • Derdimi Seviyorum • Başarının Manevî Dinamikleri ve Bediüzzaman • Yüreğini Ateşle (Başarılı İnsanların Hayat Hikâyeleri) ROMANLARI • Gülü Koklayamadım • Alman Doktor • İnsanlık Ayağa Kalk • Başkaldırıyorum • Hicran • Gecenin Siyah Kalbi • Umudun Rengi Soldu • Hançer Saplı Yüreğimde • Çığlık • Kader Kapımı Çaldı • Gülen Öğretmen • Bilge Öğretmen • Zorluklar Sırtıma Binin • Mafya Kıskacında Vurgun • İtiraf Ediyorum • İntikam • Cehennem Vadisi • Ergenekon’un Şifreleri HİKÂYELERİ • Avrupalı Mevlevî • İslâm’a Gönül Verenler • Yemin • Gönülleri Fethedenler ŞİİR SEÇKİSİ • Güldeste • Sevdalı Şiirler DERS KİTABI • Türk Dili ve Edebiyatı • Dil Bilgisi • Kompozisyon 1. BÖLÜM Ölüm Pusuda... DİYARBAKIR, AA, 29 Aralık 2000 Akşamın alaca karanlığı sokağa çökmüştü. Adam, bitkin bir vaziyette eve dönüyordu. Endişeli, tedirgin ve gergindi. Beyni zonkluyor, gözleri sızlıyordu. Sinirleri felç olmuştu. İkindi vakti yeni bir tehdit telefonu daha almıştı. Sesi tanıyor gibiydi ama emin değildi. Adam sesini değiştirmek için homurtu halinde konuşmuştu. İçi içini yiyordu. Dükkânını erkenden kapatıp yola çıkmıştı. Her gürültü, beyninde balyoz etkisi yapıyor, ayak seslerinden bile korkuyordu. Tehdit edildiğini polise bildirmişti ama dükkân komşusu Hasan Usta’nın da dediği gibi, polis cinayetlerden sonra mesaiye başlıyordu. Yeni bir ayak sesi duydu, korkuyla arkasına dönüp baktı. İki kişi koşarak kendisine doğru geliyordu. Tabana kuvvet kaçmaya başladı. Sokağın karşısında yüzleri maskeli iki kişi daha belirdi. Eve ulaşmaya az kalmıştı. Kapıdan içeri kendisini bir atabilse kurtulurdu. Bütün gücüyle koşuyordu. Yüreği güm güm atıyor, korkudan ödü patlıyordu. Önden gelenler daha hızlı idiler. Arkadan da ayak sesleri geliyordu. Gözlerinin karardığını hissetti. Tam bu sırada iki yaşındaki küçük oğlu Azmi gözlerinin önüne gerildi. Yanaklarından yaşlar süzülüyordu: “Baba, babacığım! Bizi bırakma!” Hanımı Zeynep, iki gözü iki çeşme yalvarıyordu: “Bey, çocukları kime bırakıyorsun? ” Kızları Yeliz ve Yelda, çığlık çığlığa yalvarıyorlardı: “Babacığım, seni seviyoruz. Bizi bırakma!” Eve yetişemeyeceğini anlayınca maskeli adama yöneldi. Elini belindeki bıçağa attı. Hiç değilse birini haklamalıydı. Arkasından koşanların da kendisine yaklaştığını hissediyordu. Kıskaca girmişti. Yarı karanlıkta adamlar, hayalet gibiydi. Gözleri, kara maske içinde kara bir oyuktan ibaretti. Adama yetişemeyeceğini anladı. Bıçağı fırlattı. Bu sırada kulağına tabanca sesi doldu. Ayakları birbirine dolaştı. Belinde müthiş bir sızı duydu, içi kıyıldı, dizleri titremeye başladı, canının kesildiğini hissetti. Artık koşamıyor, hatta yürüyemiyordu. Olduğu yerde sendeledi. Dizlerinin bağı çözüldü. İki büklüm oldu, yere yığıldı. Burnu yere sürtüldü. Taşların buz gibi soğuğunu bedeninde hissetti. Burnundan kan sızmaya başladı. Gözleri kimseyi seçemiyordu. Kulağına homurtular doldu. “Omuriliğine sık!” Tabanca namlusu ensesine değdi. Ürperdi. Nefesini tuttu: “Allah kahretsin, alçaklar!..” Öfke kokan, alaycı bir ses: “Bu son duan olacak!” Sesi tanıdı. Telefonda kendini tehdit eden adamdı. Tabanca patladı. Mehmet’in yüzü toprağa sürtüldü. Yanağı kendi kanıyla boyandı. Kan, toprağı ısıtmıştı. Soğuk bir ses bağırdı: “Herkes ayrı sokağa!” Ayak sesleri yanından hızla uzaklaşmaya başladı. Ensesi alev alev yanıyordu. Kaçanları görmek için gözlerini faltaşı gibi açtı. Yıldızlar yere döküldü. Gözüne yıldızlar doldu. Gök üstüne çöktü. Ensesinden sızan kanlar boynunu ıslattı. Eliyle kanını silmek istedi. Elleri kendisine itaat etmiyordu. Hareketsiz yere uzanıyordu. Şimdi taşlar ateş gibiydi. Bir ara sesler duydu. “Adam vurulmuş! Koşun, yetişin! Araba çağırın!” Bu sese feryatlar, çığlıklar, hıçkırıklar karıştı. * * * Müfettiş Safa Bey elindeki gazeteye göz gezdirdi. Cinayet haberi gözüne çalınıverdi. Gözlerinin içinde alevler yandı, söndü. İçi burkuldu. Dikkat kesildi. DİYARBAKIR’DA 1 KİŞİ SİLAHLI SALDIRI SONUCU ÖLDÜ. Diyarbakır’ın Bağlar beldesinde akşam saatlerinde 6 kişinin silahlı saldırısına uğrayan Mehmet Kaya (26) adlı kişi hayatını kaybetti. Mehmet Kaya, 5. Nisan Mahallesi Ay Sokak’taki evinin önünde yüzleri kar maskeli 6 kişinin silahlı saldırısına uğradı. Kaya, yaralı olarak kaldırıldığı Dicle Üniversitesi Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Emniyet müdürlüğü yetkilileri, olayda Takarow marka silah kullanıldığını, terör örgütü Hizbullah’ın bir iç hesaplaşmasının söz konusu olabileceğini, soruşturmanın bu yönde sürdürüldüğünü bildirdiler. Gazeteyi sehpanın üzerine fırlattı. Gözlüğünü çıkarıp masaya koydu. Oturduğu sandalyeden kalktı. Televizyonu kapattı. Düşünmesini engelliyordu. Son günlerde bir yandan gazete okurken bir yandan da televizyondan haberleri dinlemeye başlamıştı. Odada sinirli sinirli dolaşmaya başladı. Öfkeyle söylendi: – Takarow, Hizbullah, cinayet!.. Yine bir ocak söndü, alçaklar!.. Ortadoğu’yu cehenneme çevirecekler. Irak, Suriye, İran, Afganistan, Libya hatta Türkiye hedefte. Üçüncü Dünya Savaşı çıkaracaklar.

Description:
"Derin Çete Serisi"nin 4. kitabı olan roman Türkiye'nin derin cinayetlerini anlatıyor. Diyarbakır'da bir öğretmen öldürülür, faili bulunamaz. Cinayet, seri cinayetlerinin habercisi gibidir. İstihbaratçı Yüzbaşı Hüseyin ve polis müfettişi Safa, katilin izini sürmek için Diyarbak
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.