ebook img

cahiliyede ve islami dönemlerde arap şiir sanatının mücadele/sırâ' işlevselliği üzerine PDF

16 Pages·2017·0.91 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview cahiliyede ve islami dönemlerde arap şiir sanatının mücadele/sırâ' işlevselliği üzerine

EKEV AKADEMİ DERGİSİ Yıl: 21 Sayı: 72 (Güz 2017) 225 CAHİLİYEDE VE İSLAMİ DÖNEMLERDE ARAP ŞİİR SANATININ MÜCADELE/SIR‘ İŞLEVSELLİĞİ ÜZERİNE Nejdet GÜRKAN (*) Öz Cahiliyeden beri Arap şiiri kabilevi, dini, vb. pek çok mücadelede alanında Arap top- lumunun en güçlü silahı olarak günümüze kadar varlığını koruyabilmiştir. Kabile savaş- larında kılıç yanında hitabet ustası, şair vb. edebi becerisi yüksek şahsiyetlerin şiirleri etkili bir eleştiri gücü olarak kullanılmıştır. İslam da bu gücün simgesi olan Arap dili- ni şiirden daha etkili bir üslûba sahip Kur’an vasıtasıyla rakiplerine karşı kullanmıştır. Benzer bir şekilde, Hz. Peygamber müşriklerle mücadelesinde, Hassan b. Sabit gibi Müs- lüman şairleri savunma gücü olarak teşvik etmiştir. Hiciv ve nekâiz konulu şiirler bu sa- natın keskin söz gücünü temsil eden türler olmuştur. İslam tarihinde de bu tür şiirler Arap edebiyatının önemli bir yekûnünü oluşturmaktadır. Kısaca şiir tarihte bugünkü medya gücüne benzer bir işleviyle toplumsal alanda etkili olmuştur. Anahtar Kelimeler: Arap Şiiri, Mücadele, Hiciv, Nekâiz, Şiir Savunması. On the Struggle / Sirâ 'Functionality of Arab Poetry Architecture in Cahillia and Islamic Periods Abstract Since Cahiliyya, Arabic poetry, tribalism, religion, and so on has been able to maintain its presence as much as the most powerful weapon of the Arab community in many struggles. In tribal wars, swordsman, orator, poet and so on the poetry of high figures of literary skill has been used as an effective critique force. Islam has also used Arabic language the symbol of this power, against its competitors through the Qur'an, which has a more effective style. Similarly, Hz. Muhammad -in the struggle with the idolaters-, encouraged muslim poets Hassan b. Sabit as a defense force. Satirical and Nekaiz (poetry shot) poems, have become poetry types representing sharp power of speech. Such poems in Islamic history also constitute an important part of Arabic literature. In short, poetry has been influential on the social scene with a function similar to today's media power in history. Keywords: Arab Poetry, Struggle, Satirical and Nekaiz (poetry shot), Defending poetry *) Prof. Dr., Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Arap Dili ve Belagati Anabilim Dalı, (e-posta: [email protected]). ORCID ID: https://orcid.org/0000-0002-7244-9988 İnsanı diğer canlılardan ayıran temel özelliklerden birisi dil yeteneğidir. Dil vasıtasıyla elde edilen yararlar arasında, iletişim, bilgi aktarımı ve üretimi yanında pek çok edebi sanat ve ürün sayılabilir. Dilin dışa vurulan önemli özelliği olan söz becerileri bağlamında en etkili edebi varlık şiir sanatı olmuştur. Bu sanat Arap edebiyat tarihinde ise Divanu‟l-Arab adıyla şöhret bulmuştur. Cahiliye döneminin kültürel açıdan ayırt edici özelliği şüphesiz 226 / Prof. Dr. Nejdet GÜRKAN EKEV AKADEMİ DERGİSİ şiir sanatıdır.1 Şiirin toplumda çok rağbet görmesine paralel olarak, şair 1.d Ge irsieşvgi, saygı ve itibar sahibiydi. Şairin toplumda bu kadar sevgi ve İnsanı diğer canlılardan ayıran temel özelliklerden birisi dil yeteneğidir. Dil vasıtasıy- saygı görmesinin önemli sebeplerinden birisi, kabilesini temsilen medya la elde edilen yararlar arasında, iletişim, bilgi aktarımı ve üretimi yanında pek çok edebi sanatg vüe cüürü n isşalyeıvlaib iligr.ö Drmiline sdiı şa hvuartutala n yöneermi li göezeldlliiğğii noldaen söşzi bireic erbilierr i bsaiğllaahm ınodala rak en etkili edebi varlık şiir sanatı olmuştur. Bu sanat Arap edebiyat tarihinde ise Divanu’l- kullanmasıdır. Bu bağlamda şair bazen tehdid, vaid, hicivde bulunur, Arab adıyla şöhret bulmuştur. Cbahaizlieyne ddöen eimntiinkina mkü,l ttüeresle allçiı dvaeny aay ırmt eudfiachi aörzael lyiğoi lşuüyplhae smiz uşihira tsaabnaı tızdoırr.1a Şsiiorikna rdı. toplumda çok rağbet görmesine paralel olarak, şair de sevgi, saygı ve itibar sahibiydi. Şa- Kısaca şair, bir kimseyi veya bir kabileyi methiyesiyle yüceltebiliyor ya irin toplumda bu kadar sevgi ve saygı görmesinin önemli sebeplerinden birisi, kabilesini temsilen medya gücü işlevi görmesi hatta yeri geldiğinde şiiri bir silah olarak kullan- da hicviyesiyle yerin dibine batırabiliyordu. masıdır. Bu bağlamda şair bazen tehdid, vaid, hicivde bulunur, bazen de intikam, teselli veya mufaharaÖ yronleuğylian m, ubhiart abşıa zior,r a Nsoukamrdaın. K ıbsa. caM şaüirn, zbiirr khimaskekyıin vdeay a bteirh kdaibdi le(yvi aid) methiyesiyle yüceltebiliyor ya da hicviyesiyle yerin dibine batırabiliyordu. yoluyla; Örneğin, bir şair, Numan b. Münzir hakkında tehdid (vaid) yoluyla; يدبُُتُامُيرغُكيرمضُيفُيُُ/عدُِخُنئاخُكناُُنُامعن “Numan se“nN, uhamina nve s aelnda, thana ibni rv aed aamldsıant.a İnç ibndire asödyalmedsikınle.r iİnçdiennd efa rskölıy şleeydliekr lsearki-nden lıyorsun” demektedir.2 Yine, şiirin gücü bağlamında bir bayan şair babasının Hz. Pey- farklı şeyler saklıyorsun” demektedir.2 Yine, şiirin gücü bağlamında bir gamber tarafından öldürülmesi üzerine tavaf sırasında onun elbisesini tutar ve durumunu şiirle baarzy aedne rş;a biru nbuanb üazseırninıne RHazs.u lPuellyahg,a “monbuenr btua rşaiifrıinnid dauny möludşü orlüsalmydeımsi öülzdüerrtimneez t-avaf dim” demiştir.3 sırasında onun elbisesini tutar ve durumunu şiirle arz eder; bunun üzerine Ancak şiirin bu konumu İslam’ın gelmesiyle biraz sarsılmıştır. Edebi açıdan başlı başınRa aşisiur lvuel lnaehsi,r “öoznelulinğ ib tuaş şımiiaryinani dKuuyrm’ânu şA roalpslaayrad mımey ödladnü orktumyearzadki mke”n ddi etmarzişıntıi r.3 ortaya koymuş, ayrıca o dönemin şairlerinden bir kısmına tavır koyarak eleştirilerde bu- lunmuş olmakla, -ayetlere getirilen yorum farklarıyla- İslam tarihinde şiir taraftarları ve aleyhtarları şeklinde tanımlanabilecek görüş sahiplerinin varlığına sebep olmuştur. İs l â m , ş i i r e y ö n e l ik t a v r ı n ı v e y a m ü d a halesini, en başta Kur'ân'daki bir sûreye "şuarâ (şairl1e rA)"r aipsm şiinirii nvienr mseeçkklein g öşasitrelremrii şatrira.s Aınydraıc; aİ,m brauz'ıl -sKûareylse,r dZeü dhee,y şr,i irT vaera şfaei, rl„eAr nhtaekrek,ı n„dAam r b. bazı yaKrguıllasurdma, bLuleubnîdu lmveu şH vaer ikso nbu. HHizl.l iPzeey gisaimmlbeerri' leö nirdteib agtelalmndeıkrtıelmdiırş.t ıBr. uB uk omnüuddaah aBlke-z. ez- Zevzenî, el-Huseyin b. Ahmed, Şerhu'l-Mu„allakâti's-sebi't-tıvâl, Beyrut, trs. s. 5-48; 1) Arapİb şnii ri„nAinb sdeiçrkaibnb şiahir, leerli -a'Iraksdınud'la-;f eİmrîrdu,' l-KKaayhsi,r eZ,ü h1e9y5r,6 T,a rVaf,e ,2 ‘5A3n,t e2re5, 4‘A; mCro br.c Ki uZlseuymd,a Lne, bTîda rihu ve Hâadrâisb bi‟. lH-liüllgizaet ii‟sli-m„alerrai böinydyee g, elBmeeykrteudti,r . 1B9u9 k6o,n uId, a 9B8k,z . 9e9z-;Z eYvezdeni î, Aels-kHıu s(eÇyienv b. . :A hŞmeerda,f ettin Şerhu'l-Mu‘allakâti's-sebi't-tıvâl, Beyrut, trs. s. 5-48; İbn ‘Abdirabbih, el-'Ikdu'l-ferîd, Kahire, 1956, Yaltkaya), İstanbul, 1985, s. 5 (çevirenin önsözü); Afif Abdurrahman, eş-Şi„ru ve V, 253, 254; Corci Zeydan, Tarihu âdâbi’l-lügati’l-‘arabiyye, Beyrut, 1996, I, 98, 99; Yedi Askı Eyyâmu‟l-Arab, Beyrut, 1984, s. 25; Çetin, Nihad, Eski Arap Şiiri, 2.bs. , İstanbul, (Çev. : Şerafettin Yaltkaya), İstanbul, 1985, s. 5 (çevirenin önsözü); Afif Abdurrahman, eş-Şi‘ru ve 2011. Eyyâmu’l-Arab, Beyrut, 1984, s. 25; Çetin, Nihad, Eski Arap Şiiri, 2.bs. , İstanbul, 2011. 2 Bu beyit ve benzerleri için bkz. Afif Abdurrahman, eş-Şi„ru ve Eyyâmu‟l-Arab, 2) Bu beyit ve benzerleri için bkz. Afif Abdurrahman, eş-Şi‘ru ve Eyyâmu’l-Arab, Beyrut, 1984, s. 26 Beyrut, 1984, s. 26 vd., 233. vd., 233. 3 İbn Hişam, Ebu Muhammed, es-Sîre en-Nebeviyye, Kahire, 1987, II, 386-387; İbn 3) İbn RHeişşaimk,, Eelb-uU Mmudhea,m tmhke.d ,M esu-hSîarme emn-eNde bKeavirykyaez, aKna,h Iir,e 1, 31978-71,3 I8I,. 386-387; İbn Reşik, el-Umde, thk. Muhammed Karkazan, I, 137-138. 2 CAHİLİYEDE VE İSLAMİ DÖNEMLERDE ARAP ŞİİR SANATININ 227 MÜCADELE/SIR‘ İŞLEVSELLİĞİ ÜZERİNE nin Hz. Peygamber dönemi veya ilerdeki zaman dilimi içindeki tesirleri ise farklı mecra- larda olmuştur. Kimi, şiire ılımlı ve olumlu bakarken, kimi de, onu câiz, haram veya helal gibi dinî hükümlerle değerlendirmiştir.4 Şiirle ilgili birçok âyet içinde,5 en olumsuz anlama gelebilecek olan şudur: "Şairle- re gelince, onlara da sapıklar uyarlar. Onların her vadide şaşkın şaşkın dolaştıklarını ve gerçekte yapmadıkları şeyleri söylediklerini görmedin mi? Ancak iman edip iyi işler yapan, Allah'ı çok çok anıp, haksızlığa uğratıldıklarında kendilerini savunanlar müstes- nadır."6 Bu âyete dayanılarak şiire getirilen genel ve olumsuz eleştiriye karşın, bazı yorumcu- lar, âyetin siyakı ve kendi bağlamının şiire karşı mutlak haram veya yasak içermediğini kabul ederler.7 Zira şeytanların tesiri sadece şairler üzerinde değil iftira ve günah düşkünü herkesi kapsamakta olup, şairlerden ise müminler, iyi iş yapanlar, Allah’ı çok ananlar ve haksızlığa uğradığında kendilerini savunanlar Kur’ân’ın eleştirisinden istisna edilmiş- tir. Nitekim Medine döneminde Peygamberin de teşvikiyle Hassân b. Sabit, Abdullah b. Ravâha ve Ka‘b b. Malik vd. şairler Hz. Peygamber ve İslam’ı savunma gayesiyle müş- riklere karşı şiiri bir savunma aracı olarak kullanmışlardır.8 Arap şiirine bakış açısı menfi yönde olanların dayanakları arasında, Hz. Muhammed’in mücadelesinde kimi şairlere katı davrandığı veya hakkında olumsuz yargıda bulunduğu- na dair rivayetler yer almaktadır. Bir rivayette, İmru’u'l-Kays (ö. m. 540) anıldığı zaman, o; "Bu adam Dünya'da anılan, ancak Ahiret'te unutulan biridir. Kıyamet günü elinde şair- lerin sancağı olduğu halde, onları Cehennem'e götürür." demiştir.9 Yine, "Sizden birinin içini, onu bozacak irin dolması, şiir dolmasından daha hayırlıdır."10 hadisi bağlamında şiirle uğraşılması tenkit edilmiştir. Ancak, Hz. Âişe'nin bu hadiste, "benim hicvedildiğim şiir" kısmının eksik rivayet edilmiş olduğu kaydına dayanılarak, şiire mesafeli yaklaşı- mın izahında, şiire genel bir eleştiriden öte tenkidin sadece hiciv şiirleriyle sınırlı kaldığı kabul edilmiştir.11 4) Geniş bilgi için bkz. el-Kurtubî, Muhammed b. Ahmed, el-Câmi li ahkâmi'l-Kur'ân, Beyrut, t. y. ,VI/ XII, 271; Aynı eser, VII/ XIII, 145; Abdülbâsıt Bedr, Mukaddime li nazariyyeti'l-edebi'l-İslâmî, Cidde, 1985, s. 148. 5) Bkz. 21/Enbiya/5; 37/Saffât/36; 52/Tur/30; 36/Yasin/69. 6) 26/Şuarâ/224-227. 7) Nasr Hâmid Ebu Zeyd, “İslam’ın Klasik Çağında Bir Şiir Savunması”, Çev.: Numan Konaklı, Mar- mara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S. 47, Aralık 2014, s. 178-179. 8) İbn Reşik, el-Umde, thk. Muhammed Karkazan, Dımaşk, 1994, I, 91-92. 9) el-Kureşî, Cemheretü eş'ari'l-arab fi'l-Câhiliyyeti ve'l-İslâm, Dımaşk, 1986, I, 186; el-İsfehânî, er- Rağıb, Muhadarâtü'l-üdebâ ve muhaverâtü'ş-şuarâ ve'l-buleğâ, Beyrut, t.y. , I, 81. 10) Buharî, es-Sahîh, Edeb 92; Müslim, es-Sahih, Şiir 7 (2257). 11) Bkz. ez-Zerkeşî, Bedruddin, Hz. Âişe'nin Sahabeye Yönelttiği Eleştiriler (Haz.: Bünyamin Erul), Ankara, 2000, s. 127, 128. Ayrıca bkz. Abdulkâhir el-Curcânî, Delâilu’l-i‘câz fî ilmi’l-meâni, Talik: Reşid Rıza, Beyrut, 1994, s. 29-30. 228 / Prof. Dr. Nejdet GÜRKAN EKEV AKADEMİ DERGİSİ Öte yandan, şiire karşı olumlu tavır geliştirilmesini sağlayan rivayetler arasında, "Açık sözde sihir/tesir ve şiirde hikmet de vardır." hadîsi12 ve şair Lebîd'e ait "Allah'tan başka her şey boştur. Şüphesiz her nimet yok olacaktır." anlamındaki beytinin Peygamber ta- rafından "en doğru" ifadelerden kabul edildiğine dair hadîsi ile şair sahabelere verdiği destek ve onları müşrik şairlere karşı teşvik ettiğine dair haberler yer alır.13 Bu konuda şiirin yanında yer alarak şiir savunması yapanlar arasında, Abdulkahir el- Curcânî başta gelmektedir. Delâilu’l-i‘câz isimli eserinin girişinde, şiir sanatına sadece sanat olmakla karşı çıkmanın mantıksızlığından hareketle, inanç savunması bakımından söz, beyan ve şiir sanatının gerekliliğine vurgu yapmaktadır. Şiiri eleştirenlerin delillerini de ortaya koyarak kendi argümanlarıyla cevap veren el-Curcânî şiire karşı çıkanların, şi- irde seviyesiz sözler, konuların eğlence içermesi ve cümlelerin kafiyeli olması gibi delil- lerini; şiirin nesre oranla daha az söz dağarcığı bulunması, her sözde olduğu gibi şiirin de güzeli ve çirkini olabileceği ve önemli olanın bu sanatı faydalı işlerde kullanmak gerek- tiği temelinde şiirin başta tefsirler olmak üzere pek çok kaynakta yararlanıldığını örnek- lendirmektedir. Şiirin, sadece düşmanla yapılan söz savaşında değil aynı zamanda dini alanda referans yapılması İslam ilim tarihi açısından önemli bir hadisedir. Bu bağlamda Kur’ân’ın icazının ortaya konulması ve savunulmasında Klasik Arap şiirinden yararla- nılmıştır. Dini temel kaynaklar güzel-çirkin, iyi-kötü demeden pek çok beyitle doludur. Kısaca, el-Curcânî’ye göre, şiir ve Nahiv Kur’ân’ın temel özelliği olan Beyan ilminin iki temeli olduğundan şiir sanatı göz ardı edilemez.14 Genel kanaat, şiirle alakalı ayetler, bazı hadisler ve İmam Şafii gibi bir kısım ulemanın şiire mesafeli durmasına dayanarak şiire yasak getirme anlayışının sağlıklı bir yaklaşım olmadığı açıktır.15 Bu bağlamda, Hz. Peygamber başta olmak üzere sahabe ve ulemanın şiirden yararlanmış olması önem arz etmektedir.16 Nitekim Rasulullah;"Şiir (diğer) sözler gibidir. Güzeli diğerleri gibi güzel, çirkini de çirkindir."17 buyurmaktadır. 12) Buhâri, Edeb 90; Buharî, Edebü'l-müfred, Kahire, trs. , s. 255, 256; el-Kureşî, Cemheretü eş'ari'l- arab fi'l-Câhiliyyeti ve'l-İslâm, I, 146. 13) Buharî, Edeb 90; el-Kurtubî, el-Câmi li ahkâmi'l-Kur'ân, Beyrut, t.y. , VII/XIII, 148; el-Bağdâdî, Abdülkâdir b. Ömer, Hızânetü'l-edeb ve lübbü lübâbi lisâni'l-Arab, thk. Abdüsselâm Hârun, I-XIII, Mektebetü'l-hancî, Kahire, 1997, II, 255. 14) Abdulkâhir el-Curcânî, Delailu’l-icâz fî ilmi’l-meâni, s. 24, 37. 15) Geniş bilgi için bkz. Abdulkâhir el-Cürcânî, Delailu’l-icâz fî ilmi’l-meâni, s. 26-37; Nasr Hâmid Ebu Zeyd, “İslam’ın Klasik Çağında Bir Şiir Savunması”, Çev.: Numan Konaklı, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S. 47, Aralık 2014, s. 177-192. 16) Geniş bilgi için bkz. Abdulkâhir el-Cürcânî, Delâilu’l-i‘câz fî ilmi’l-meâni, s. 26-37; Nasr Hâmid Ebu Zeyd, “İslam’ın Klasik Çağında Bir Şiir Savunması”, Çev.: Numan Konaklı, Marmara Üniver- sitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S. 47, Aralık 2014, s. 187-190. 17) Buhârî, el-Edebü'l-müfred, s. 256; İbn Reşîk, Ebû Ali el-Hasen, el-Umde fî mehâsini'ş-şi‘r ve âdâbi- hi, Dımaşk 1994, I, 85; el-Aclûnî, İsmail b. Muhammed, Keşfü'l-hafâ ve müzîlü'l-ilbâs, Beyrut, 1351, II, 10. CAHİLİYEDE VE İSLAMİ DÖNEMLERDE ARAP ŞİİR SANATININ 229 MÜCADELE/SIR‘ İŞLEVSELLİĞİ ÜZERİNE Bir söz sanatı olan şiirin dille bağlantısı göz önüne alındığında, dilin muhataplar üzerindeki gücü önemli hale gelmektedir. Bu konuda Abdulkahir el-Cürcânî, Esrâru’l- belâga isimli eserinin girişinde, “Bil ki, bilgileri yerli yerine koyan, onların derecelerini açıklayan, suretlerini gösteren, farklı farklı meyvelerini toplayan, sırlarını gösteren, gizli kalmış taraflarını açığa çıkaran şey ancak sözdür. Allah insanı diğer canlılardan onunla ayırmış, büyük imtihanı söz yoluyla hatırlatmış…” tespitini ‘Rahman Kur’ân’ı öğretti, insanı yarattı, ona beyanı öğretti.’18 ayetiyle desteklemiş ve “Söz olmasaydı…İmanla kü- für, iyilikle kötülük ayırt edilemez, övgüyle yergi süslü sözle çirkin söz arasındaki fark ortaya çıkmazdı.”19 ibaresiyle sözün dini ve ahlaki alandaki işlevine de atıf yapmaktadır. İbn Haldun (ö. 808/1406), Arapların, din konularıyla daha çok meşgul olmaları, ay- rıca Kur'ân'ın üslûbundan etkilenmeleri nedeniyle ilk dönemlerde şiirden uzaklaştıkları, neredeyse şiirsiz bir toplum oldukları görüşünü şöyle ifade etmektedir: "Onlar, bir zaman nazım ve nesirden uzak durdular. Sonra, bu durum yerleşip sükûnet buldu ve dinin yüceli- ğine alıştılar. Şiirin haram ve helal olması konusunda bir vahiy de gelmedi. Hz. Peygam- dair çok geniş bir birikimden söz edilebilir. Örneğin, Endülüs İslam ber şiir dinledi, şiire mükâfat verdi. Bunun üzerine de onlar eski hallerine döndüler."20 dair çok geniş bir birikimden söz edilebilir. Örneğin, Endülüs İslam Ntaertiihceindein, İsalcamı osolanyralsaır, ıg, e reOks dminai nklaıy gtaılrairhlai yşliier ei lkgairlşiı bsiar vbaaşklıaş ra,ç ıLsıinbıny ag esliaşvmaeşsıi gvee- rteakrishe iyneinni saocsyı aol lşaayrtllaarr ıg,e r eOğis imlka dnölnı emta rİishlaimyl eto pillugmilui nsdaav şaiişrilna rr,o lLü ivbeyyaa tsesaivria eşsık ivyee nFiislpiestteinn adzaavlmaısşıt ıer,t rgaöfrıünşdü abkelii rmgiün chaadlee gleel mAerkatpeçdiar .şiirlere konu olmuştur. Filistin davası etrafındaki mücadele Arapça şiirlere konu olmuştur. TarihiE sbüure‟çl -iBçinedkea, Merü-sRlüimndanî c(öoğ. r6af8y4ad/1a 2y8aş5a)n avne s iAyahsmi oelady lŞare vvekyia (t1op8l6u8m-s1a9l m32ü)- cadelelerE yba ud‟al -dBineik saa vearş-laRr ibnadğîl a(möı.n d6a8 ş4i/i1ri2n 8ro5l)ü nvee d Aairh çmoke dg eŞneişv bkiir b(1ir8ik6im8-d1e9n 3s2öz) eEdnildebüillüirs. ‟Öer nmeğeinrs, iEyned üşliüisr lİeslraimyl eta riMhinüisnl üacmı oalna ytlaorpı,l uOmsmuann lEı tnardihüilyülse ‟itleg ilyi saaşvaadşılağrı, Endülüs‟e mersiye şiirleriyle Müslüman toplumun Endülüs‟te yaşadığı Libya savaşı ve Filistin davası etrafındaki mücadele Arapça şiirlere konu olmuştur. acıları dile getirmişlerdir. acılEabruı ’dl-iBleek gae etri-rRminidşlî e(röd. i6r8. 4/1285) ve Ahmed Şevki (1868-1932) Endülüs’e mersiye şiirleriylee Mr-Rüsilnüdmîa mn teorpsluiymeusni nEdned;ü lüs’te yaşadığı acıları dile getirmişlerdir. er-Rindî mersiyesinde; er-Rindî mersiyesinde; ُملاسلإاُفيُعتاقتلاُاذالدُ/ناسنإُزتهيُامفُىرسأوُىلتقُمىوُنوفعضتسلداُانبُثيغتسيُمك ّ ُملاسلإاُفيُعتاقتلاُاذالدُ/ناسنإُزتهيُامفُىرسأوُىلتقُمىوُنوفعضتسلداُانبُثيغتسيُمك ّ ُُنُاوخإُللهاُدابعُايُُمْتنأوُمكنيب ُُنُاوخإُللهاُدابعُايُُمْتنأوُمكنيب “Nice müstadaflar (acizler/muhtaçlar) esir düşmüş ve öldürülmüş halde bizden yar- “Nice müstadaflar (acizler/muhtaçlar) esir düşmüş ve öldürülmüş dım uma“r.N Hiicçeb irm inüssatna dyaerfilnadre n(a kcıimzılledra/mmauzh. Ntaeçdleanrd) ire, sairra ndıüzdşamkiü İşs lvame ödladvüasrıü plmarçüaş- lhaanlmdıeş lıbğiız? dSeiznl eyr a–rEdyı mAl luahm’ıanr k. uHllaiçrıb- ikra ridnesşasnin iyz.e”r sinözdleerniy kleı mferıyldada medaezr..2 1Nedendir, halde bizden yardım umar. Hiçbir insan yerinden kımıldamaz. Nedendir, 1a8r)a 5n5ı/zRdahamkain /1İ-s3l.am davası parçalanmışlığı? Sizler –Ey Allah‟ın kulları- aranızdaki İslam davası parçalanmışlığı? Sizler –Ey Allah‟ın kulları- 19) Abdulkâhir el-Curcânî, Esrâru’l-belaga, thk. Muhammed el-İskenderâni ve D. M. Mesud, Beyrut, kardeşsiniz.” sözleriyle feryad eder. 21 2005, s. 9. kardeşsiniz.” sözleriyle feryad eder. 21 20) İbn Haldun, Abdurrahman b. Muhammed, Mukaddime, Dârü'l-kütübi'l-ilmiyye, Beyrut, 1993, s. Osmanlı hakkında ise, Ahmed Şevki bir kasidesinde Halife 500. Osmanlı hakkında ise, Ahmed Şevki bir kasidesinde Halife 2A1)b Bduü lşhiirainm inidce‟lie möevsie riçkine nbk;z2.2 C iğam Leyla, “Risâu’l-mudun beyne sukûti’l-Endelüs ve Ahdâsi’s- Absdüülelshâia’lm-esivde‟di -öDvireârske eCne;m2â2 li yye-”, Mecelletu Külliyeti’l-âdâb ve’l-ulûmi’l-insâniyye ve’l-ic- timâiyye, y.y. , 2009, S. 4. ُُبُ رضَُتُنايأُللهاُُنُيدُرُصَ نُُيوُ/ُبُ َُلغأُقلحاوُقلحاُولعيُكفيسب ُُبُ رضَُتُنايأُللهاُُنُيدُرُصَ نُُيوُ/ُبُ َُلغأُقلحاوُقلحاُولعيُكفيسب “Hakk, senin kılıcınla yükselir, hak en üstündür. Allah‟ın dinine “Hakk, senin kılıcınla yükselir, hak en üstündür. Allah‟ın dinine yardım edilir, sen nereye ayak vursan” demektedir. yardım edilir, sen nereye ayak vursan” demektedir. Libya İşgaline dair; Süleyman Başa el-Baruni (1870-1940), Libya İşgaline dair; Süleyman Başa el-Baruni (1870-1940), Osmanlı Sultanı Abdulhamid‟i öven şiirleri yanı sıra, vatan savunmasına Osmanlı Sultanı Abdulhamid‟i öven şiirleri yanı sıra, vatan savunmasına ait beyitleriyle tanınmaktadır. Örneğin, ait beyitleriyle tanınmaktadır. Örneğin, “Selama durmalı İtalyan veletlerden temizlemek için vatanı”23 “Selama durmalı İtalyan veletlerden temizlemek için vatanı”23 mısrası ona aittir. Yine, vatan Şairi Ahmed Refik el-Mehdevî (1898- mısrası ona aittir. Yine, vatan Şairi Ahmed Refik el-Mehdevî (1898- 1961) vd. çok sayıda şaire ait şiirler vatan sevgisi bağlamında düşmana 1961) vd. çok sayıda şaire ait şiirler vatan sevgisi bağlamında düşmana karşı şiirin imkânlarından yararlanıldığına şahittir. karşı şiirin imkânlarından yararlanıldığına şahittir. Filistin konusunda, İbrahim Doğan (Filistinli:1905-1941), Filistin konusunda, İbrahim Doğan (Filistinli:1905-1941), Abdurrahim Mahmud (Filistinli: 1913-1948), Semih Kasım 1939-2014), Abdurrahim Mahmud (Filistinli: 1913-1948), Semih Kasım 1939-2014), 2 1 B u ş i i r i n i n c e le m e s i i ç i n b k z . C i ğam Leyla, “Risâu‟l-mudun beyne sukûti‟l-Endelüs 21 vBe uA şhiidrâins ii‟ns-cseülelemsâeis‟il -ieçsivne bdk z-D. Ciriâğsaem CLeemyâlali, y“yRe-i”sâ, uM‟l-emceuldluetnu bKeyünllei yseutki‟ûl-tiâ‟dl-âEbn dveel‟üls- vuelû mAih‟dl-âinsis‟âsn-siyüylees vâei‟‟ll--eicstviemdâ i-yDyeir, âys.ey . ,C 2e0m0â9l,i ySy.e 4-.” , Mecelletu Külliyeti‟l-âdâb ve‟l- 22 uAlûhmmie‟ld- iŞnesvâknii,y yeeş- vŞee‟vlk-iicytyiâmtâ, iByeyye,r uyt. y1.9 ,8 280, 0I,9 4, 2S.. 4. 2223 ACehvmize,d N Şuervekdid, ienş,- MŞeovdkeiyrynâ Lt,i bByeay rEudt e1b9i8ya8t,ı I, ,A 4n2k. ara, 2005, s. 80-94. 23 Ceviz, Nureddin, Modern Libya Edebiyatı, Ankara, 2005, s. 80-94. 7 7 dair çok geniş bir birikimden söz edilebilir. Örneğin, Endülüs İslam tarihinin acı olayları, Osmanlı tarihiyle ilgili savaşlar, Libya savaşı ve Filistin davası etrafındaki mücadele Arapça şiirlere konu olmuştur. Ebu‟l-Beka er-Rindî (ö. 684/1285) ve Ahmed Şevki (1868-1932) Endülüs‟e mersiye şiirleriyle Müslüman toplumun Endülüs‟te yaşadığı acıları dile getirmişlerdir. er-Rindî mersiyesinde; ُملاسلإاُفيُعتاقتلاُاذالدُ/ناسنإُزتهيُامفُىرسأوُىلتقُمىوُنوفعضتسلداُانبُثيغتسيُمك ّ ُُنُاوخإُللهاُدابعُايُُمْتنأوُمكنيب “Nice müstadaflar (acizler/muhtaçlar) esir düşmüş ve öldürülmüş halde bizden yardım umar. Hiçbir insan yerinden kımıldamaz. Nedendir, aranızdaki İslam davası parçalanmışlığı? Sizler –Ey Allah‟ın kulları- kardeşsiniz.” sözleriyle feryad eder. 21 230 / Prof. DrO. Nsmejdaent lGı ÜhRaKkAkNında ise, Ahmed ŞevEkKiE Vb iArK AkDasEidMeİs DinEdReG İHSİalife Abdülhamid‟i överken;22 Osmanlı hakkında ise, Ahmed Şevki bir kasidesinde Halife Abdülhamid’i överken;22 Ömer Ebu Rişe (Sُurُبُiyرضelَُتiُ,ن اي1أُ9لله1اُ0ُنُ-ي1د9ُر9ُصَ0ن)ُُيو2ُ4/ ُبُvَُلeغ أُEقلحbuاوُ قSلحeاُlوmلعaيُ كAفbيسdبulkerim “Hakk, se“nHin akkılkıc, ınslean yinük kseılliırc, ıhnalka eynü üksstüenlidrü, r.h Aakll aeh’nın ü dsitnüinned üyar.r dAıml laedhi‟liırn, sdeinn ine (Hayfa, İsrail: 1909-1980) Yahudi tehlikesine karşı cihadı teşvik eden, nereye ayak vursan” demektedir. yardım edilir, sen nereye ayak vursan” demektedir. Likbayha raİmşgaalninlıek dkaiars; idSeülleeyrim ainn şaBda şae tmel-iBşalerurdnii r.( 1 87E0b-1u9 4S0)e, lmOasm, a“nElı y SuFlitlainsıt in”, Abdu“lhCaîmluid‟’siL- söievb‟eyrna” şiisiİrişlmegrali ily iknaaneıs isdıdreaal,ie rvr;ai ytaSlneü sülaenvy usmnamalmnas ıışnBtaı raa.şi2ta5 beeylit-lBeraiyrluen tia nı(n1m8a7k0ta-d1ı9r.4 0), Örneğin, Osmanlı Sultanı Abdulhamid‟i öven şiirleri yanı sıra, vatan savunmasına “SÖelmamera dEuArbmbuda luı Rrİrtiaaşlhyeia mn( vS eulMertilyaerehdlmei,n u td1em 91iz10l9e-m3159ek 9 0içy)iın2l4 ıv nadvtaaen, ı ”E23Sb muuıu sdrSa seıl Komnraaa alıiAtntiıbrn. dY uinKlkeu,e driüms vatana iŞta birei yAihtlmereidy lRee fitakn eıln-Mmeahkdteavdîı r(1. 8Ö98rn-1e9ğ6i1n), v d. çok sayıda şaire ait şiirler vatan ziyaretini şöyle eleştirmektedir: sevgi(sHi baayğflaam, ıİnsdraa idlü:ş m19an0a9 k-1ar9şı8 ş0ii)r inY iamhkuâdnila rtıenhdlaink yeasrianrela nkıladrışğıı nca işhaahditıti rt.eşvik eden, “Selama durmalı İtalyan veletlerden temizlemek için vatanı”23 Filistin konusunda, İbrahim Doğan (Filistinli:1905-1941), Abdurrahim Mahmud (Fi- kahramanlık kasideleri وiعnدوşتaُdعا يضetلmاُلiبşقlُeوتrئdجiُrم.أ ُ/ ُهEروزbتuُت Sئجeأlُmىصa,ق لأ“اُEدجy سFلداilistin”, listinmli:ı 1s9ra13sı- 19o4n8a) , Saeitmtiirh. KYasiınme 1, 9v3a9-t2a0n1 4Ş),a Öirmi eAr Ehbmu eRdiş eR (Seufirkiy eelil, -1M91e0h-1d9e9v0î) 24( v1e8 98- Ebu S“eClmîlau A‟sb-dsuel‟kre”r iimsi m(Hlaiy kfaa,s İisdraeille: r1i9y0l9e- 1ü9n8 0s)a Ylmahıuşdtıir t.e2h5 likesine karşı cihadı teşvik 1961) v“dM. çeoscki ds-aiy aıdkas aş‟ayiır ez iayiat rşeitier lmeri vgaetladni ns,e yvogkissia bealğdleanm gınitdmae ddüenşm öanncae eden, kahramanlık kasideleri inşad etmişlerdir. Ebu Selma, “Ey Filistin”, “Cîlu’s-se’r” isimlkiv akeradşsaiıd yşeailie Armriinybıl ?dei”mu ü2rn6kr asâahnlimlmaırş ıtnırMd.25aanh ymauradr la1n9ıl3d5ığ ınyaı lşınadhait,t ir.S uud Kralının Kudüs AzbidyuarrraehtiiFmÖnii lmM işsöeathiryn mlE eu bdek ul1eo 9şRn3ti5uir şsmyeuıl,enı nkdSdtauae,,rd Siiyure:uİ b‟dn rKainrha ilmiışngı na KlD, ugdoüağssa bzni yvarbe(.Ft inidliui şsrötuyinmlel ile:al1er9şdt0air5km-ie 1kh9-a4l1in),i tedir: Atabsdvuirr readheimrk eMn,a “hYmau dA (r Fuوsiعl دieوslتtُ-iعnMاlيiضe: cل1اdُل9”1ب قbُ3وa-تئ1şجl9ıُ4kمأ8lُı/) ُ,şه رiSوiزreتiُmnتdiئheج أSKُىuaصrsiıقymلأeاُ‟ دn1جi9n3س 9لدeا-n2 0b1a4şt)a, farklı dini değerleri olan toprak olmasına da atıf yaparak onu savunmayı, “M e s c i d - i “a Mk s ae ’ sy c ı i zd i y- ia r ae tk e s ma ‟ i yg ı e l zd ii yn ,a yreoktes am elid egne glditimne, dyeon kösnac ee vleddeany ag mitım?”e26den önce Ö2vam1 deBedırnu aE ayş biaiur s imanRv ıiiş?ane”şc,m e2S6le uamryieyı sei’ vniçeini n i mşbgküazlc., aCgdaieğsbalem v bLe. etdmyulraeu,y m“iR lairgsdâeaulki‟inl -h mauglidinbuin it absnevayinrm ee udsseu rkkûvetnie‟, l -“EşYneadr eelfüles Arus evl-eM Aechdd”â sbi‟asş-lsıküllıe sşâiiir‟iln-edsev eSdu ri-yDei’rnâisne enC ebmaşâtlai yfyaerk-”lı, dMinei cdeellğeetrul erKi üolllaiyne ttio‟pl-râadkâ obl -ve‟l- muhafaza edilmesi gerektiğine inanmaktadır. masınau ldûam ait‟ılf-Ö iynmaspâeanrriay kyEe ob vnueu‟ lRs-iacivtşuiemn,mâ iSayyyueır,, i ayyd.eyı‟n. na, i2sn0a v0ia9şş,g mSa.al y4, ı. g vaes mb üvcabd.e lde uertmumeylia gredlaink ig ibhia lini namu22s Aveh mşeerdeŞfl Şeae imvrk ubih,i are fşba-zŞeaey vetkidiniyldymâeet;,s iB geeyrreukt t1iğ9i8n8e, iIn,a 4n2m. aktadır. 2t3a Csveviriz ,e Ndeurrekdednin, , “MYoad eArnr Luisb yeal -EMdeebciyda”tı ,b Aanşklıakralı, 2ş0i0ir5i,n sd. e8 0S-9u4r.i ye‟nin en başta Şair bir beytinde; farklı dini değerleri olan toُpبrakص تoغلدlmاُةaضsبıقnُوaيض dرaاع aُ/tتıf مyطaلpُاaمrهaمkُق oلحnاُuت sوaيمvُلاunmayı, adına savaşmayı ve mücadele etmeyi gelin gibi namus ve şerefle “ İşgalcini n“ kİşagbzaalcsıi nhienr nek kaabdzaars yı anhaeklra rınnea vukrasda adra hyaakn öalmkleazr.”ın saö zlveruiyrslea hadkak a ha7k olan inancını vurgulamaktadır. muhafaza edilmesi gerektiğine inanmaktadır. ölmez.” sözleriyle hakka olan inancını vurgulamaktadır. 22) Ahmed Şevki, eş-Şevkiyyât, Beyrut 1988, I, 42. Şair bir beytinde; 23) Ceviz, N2.u redÇdian,t ıMĢomdearn Livbyea EdMebiüyactıa, dAneklaerya,e 2 005Y, sö. n80e-9li4k. Arap ġiir Temaları/ 24) Ahmed ZiyaKd Monuhuiblbaerk ıE: bu Rişe hakkında yazdığı sayfada, örneklerle onun Suriye bağımsızlığı, Filistin davası, yabancı işgalcilerin yapُtıkبlarصınتaغ لدdاaُةirض şiبiقrُ وeيlضeşرtiاrعilُe/rتi yمapطmلُaاkمtaهdمıُr.ق Bلحkاُzت.htوtpيم:ُ//لاwww. alqudslana.oArg/riandpe x.pkhüp?ltaüctrioünn=dareti,c le&biadş=t3a7 91a (2s2a.b11i.y20e1t7 ).nedeniyle, kabileyi temcid, “İşgalcinin kabzası her ne kadar yanaklarına vursa da hak 25) Salih Ebu Asba, el-Hareketu’ş-şi‘riyye fi Filistin el-Muhtelle, Beyrut, 1979, s. 17-26. neseple övünme ve şeref gibi kavramlar, siyasi ve dini sebepler, kişisel 26) htötplsm://wewz.w”.p saöldzf.lneetr/ifoyrluem h/sahokwkthar eoalda.pnh pi?nt=a7n1c04ın47ı( 2v2u.1r1g.2u0l1a7m); ahtktptsa:/d/aırr.w. i kisource.org/wiki (22.11.2017) tavırlar ve sosyal olaylar şiirin muhtevasını ve tarzını etkilemiş, etkili bir 2. ÇatıĢma ve Mücadeleye Yönelik Arap ġiir Temaları/ söz sanatı olarak şiir bir rekabet kurumu olarak şekillenmiştir. Örneğin, Konuları: Hassân b. Sabit ve İbn ez-Zibara arasındaki atışma geleneği, Emeviler Arap kültüründe, başta asabiyet nedeniyle, kabileyi temcid, döneminde, Farazdak, Cerir ve el-Ahtal arasında zirveye ulaşmış, ilk neseple övünme ve şeref gibi kavramlar, siyasi ve dini sebepler, kişisel önce kabile asabiyeti, İslami dönemde akide savunması ve nihayet tavırlar ve sosyal olaylar şiirin muhtevasını ve tarzını etkilemiş, etkili bir s24ö Az hsmaenda Ztıi yoalda Mraukh işbibire kb Eirb ur eRkişaeb heatk kkıunrduam yauz doığlaı rsaaykf aşdeak, iölrlneenkmlerilşet iorn. uÖn rSnueriğyien , bağımsızlığı, Filistin davası, yabancı işgalcilerin yaptıklarına dair şiir eleştirileri Hyaaspsmânak tba.d ıSr. aBbkizt .hvttep :/İ/bwnw wez.a-lZquibdsalraan aa.orrags/iınnddeaxk.pih pa?tıaşcmtioan =gaertliecnlee&ğiid,= E37m91e viler (22.11.2017). d25ö Snaelimh Einbdu eA, sbFaa, real-zHdaarke,k eCtue‟şr-işri „rviyey ee fli- FAilhisttainl eal-rMasuıhntdelale ,z Birevyeruyte, 1 9u7l9a,ş sm. 1ış7,- 2i6l.k 26https://www.paldf.net/forum/showthread.php?t=710447(22.11.2017); önce kabile asabiyeti, İslami dönemde akide savunması ve nihayet https://ar.wikisource.org/wiki (22.11.2017) 24 Ahmed Ziyad Muhibbek Ebu Rişe hakkında yazdığı sayfada, örneklerle onun Suriye bağımsızlığı, Filistin davası, yabancı işgalcilerin yaptıklarına dair şiir eleştirileri yapmaktadır. Bkz.http://www.alqudslana.org/index.php?action=article&id=3791 8 (22.11.2017). 25 Salih Ebu Asba, el-Hareketu‟ş-şi„riyye fi Filistin el-Muhtelle, Beyrut, 1979, s. 17-26. 26https://www.paldf.net/forum/showthread.php?t=710447(22.11.2017); https://ar.wikisource.org/wiki (22.11.2017) 8 CAHİLİYEDE VE İSLAMİ DÖNEMLERDE ARAP ŞİİR SANATININ 231 MÜCADELE/SIR‘ İŞLEVSELLİĞİ ÜZERİNE 2. Çatışma ve Mücadeleye Yönelik Arap Şiir Temaları/ Konuları: Arap kültüründe, başta asabiyet nedeniyle, kabileyi temcid, neseple övünme ve şeref gibi kavramlar, siyasi ve dini sebepler, kişisel tavırlar ve sosyal olaylar şiirin muhtevasını ve tarzını etkilemiş, etkili bir söz sanatı olarak şiir bir rekabet kurumu olarak şekillenmiş- tir. Örneğin, Hassân b. Sabit ve İbn ez-Zibara arasındaki atışma geleneği, Emeviler dö- neminde, Farazdak, Cerir ve el-Ahtal arasında zirveye ulaşmış, ilk önce kabile asabiyeti, İslami dönemde akide savunması ve nihayet Emevilerle beraber kabile ve siyaset temelli atışmalarla devam etmiştir. Ancak genel kanaate göre, Mekke’nin fethiyle beraber, Müş- riklerle yapılan söz savaşlarının keskinliği azalmış, Cahiliye geleneğini el-Hutay’a gibi pek az şair sürdürmüştür.27 Eski Arap şiirinde yer alan fahr (övünme), hamase, tahriz (kışkırtma), vaîd (tehdid), vasf, medh, mersiye, hiciv ve nekâiz (atışma) türleri şiirin sanat olmaktan öte; bugün- kü deyimle medya işlevi görmek, savaş vb. ortamlarda muhataba yönelik baskı aracı olmak gibi roller anlamına gelmektedir. Ayrıca İslam’ın etkisiyle şiir konuları arasına, kahramanlık, Hicret, beyat(lidere bağlılık), nifak, cihat, gazveler, dini propaganda benze- ri temalar eklenmiştir. Yine şairler savaş tasvirleri yaparak, şiirin sözsel gücünü bir mü- cadele aracı haline getirmişlerdir. Örneğin, el-Mütenebbi’nin Hamdaniler hanedanından Seyfu’d-devle el-Hemedânî’yi Rumlarla yaptığı savaştaki kahramanlık tasviri bu konuda zirve kabul edilmektedir.28 Bazı kitaplar ise, şiirin İslam savunmasındaki yerine işaret eden konu başlıkları at- mıştır. Mesela, Ebu Hatim er-Razi Kitabu’z-ziynet adlı eserinde “ed-Difâ‘ bi’ş-şi‘r an havzati’l-İslam” başlığı altında şairlerin müşriklere karşı Peygamberi savunmasını anlat- maktadır.29 Yine bazı kaynaklar, Ensar ve Mekke şairlerinin dil savaşlarını konu edinmiş- tir. Yine siret, megazi ve İslam tarihi kaynakları bu tür şiir örnekleriyle doludur. Mücadele alanında şiirin farklı türlerinden yararlanılmakla beraber; burada Arap şii- rinin en yaygın türlerinden hiciv ve nekâiz geleneği örneklendirme yoluyla ve öncelikle ele alınacaktır. Diğer türlerden bazıları kısaca örneklendirilecektir. 2.1. Hiciv: Arap şiirinin temel konularından birisi olan "hiciv", methiye/övgüye ve övünmeye layık vefa, cömertlik, doğruluk gibi sıfatlara karşılık gelen vefasızlık, cimrilik, yalancılık benzeri özelliklerle muhatabı küçük düşürmek veya aşağılama sanatıdır.30 Bu tarz şiirlerle sosyal hayatta özellikle muhatabın şeref ve namusu hedef alınırdı. Türkçede yergi adıyla bilinen hiciv, Hz. Peygamber döneminde de varlığını sürdürmüştür. Daha önce kabileler 27) Şevki Dayf, eş-Şi‘ru ve’l-gına, Mısır trs. 3. Bs., s. 71; Kemal Ceburi, Şi‘ru’s-sırâ‘ beyne’l-İslam ve husûmihi fî asri’n-nübüvve, Daru’l-menahic, Ürdün, 1999, s. 17-18. 28) Mahmud Hüseyin İbn Abdirabbih, el-Harb fi şi‘ri’l-Mütenebbî, I, Cidde, 1979, s. 45.vd. 29) Bkz. Ebu Hâtim er-Râzî, ez-Ziynet fi’l-Kelimât el-İslamiyye el-Arabiyye, San’a, 2010, s. 111 vd. 30) Kudâme b. Ca‘fer, Nakdu'ş-şi'r, Kahire, 1978, s. 92; Çetin, Nihad, Eski Arap Şiiri, s. 75; Siracuddin Muhammed, el-Hicâ fi’ş-şi’ri’l-Arabî, Daru’r-ratibi’l-camiiyye, y.y. , trs., s. 6. kkuurrttaarrddıı.. YYiiknnueekr tuHHarraatdassırss.da aYınn.‟ ‟iaYan;;e i n““HSeS öaöHsyyslalaeesn,,s ‟aRRan;uu‟ ahh“;uSu ‟‟“öllS-y-KKöleyuu,l ddeRss, u Rssheeuunnh‟iilnun-l‟Klele- u Kbbdeeusrr daassbbe enesrrie”n”n33li5e5n lddbeeee ddrbaiieğğbriiea rb”e3r5” 3d5e ddieğdii ği aktarılır. Haaskstâanrı lbır.. SHaabsist,â nP eby. gSaambbite,r ‟Piney agmamcabseır ‟oiğnl ua mvcea ssüı tokğalrud evşei Esübtûk ardeşi Ebû aktarılır. Hassaâknt abr.ı lıSra. bHita, sPsâeny gba.m Sbaebri‟ti,n P aemygcaamsı boeğr‟liun vaem scüatskıa ordğeluşi vEeb ûsü tkardeşi Ebû 232 / Prof. Dr. Nejdet GÜRKAN EKEV AKADEMİ DERGİSİ Süfyan b. eSl-üHfyâarins ‟be. veel-rHdiâğrii sc‟eev vaberî dşiiğiri incedvea; bPîe şyigiraimndbee;r ‟Pee yhgicavmebdeilrd‟ieğ ihniic vedildiğini Süfyan b. el-HSâürfiysa‟en vbe. redli-ğHi âcreivs‟aeb îv eşiridriiğnid ec;e vPaebyîg şaimirbinedr‟ee; Phiecyvgeadmilbdeiğr‟ine i hicvedildiğini vvaerea sbbı uum ühhciiaccdvveeelve ekkv vaeabe rrçuş şeıb ıkllhuıiışkki mc h vvevileceee vrrrkmimena eebrknşniarıii rlnsnışik l ıaAlA ıhvkıll el loaarvlhmahen re kkmbnaauiet tntıınünn irdAdn şaa ili A lraeleelhcclrr, ar iikİh sao loâtkllımaaancc’tdııaannağğ doııer a tcii aççreyiiiacn n roç iıhlh kaoiiıccşclıaiaiyvvğcl a ıaş şğyiiiçieıir rniiiini ç ihni chiivc işvi irşii iri ssbööiryy alleleaddniiağğ kiinanyii msiiöıffşyasatıödldre.eye dA l ieereğdattipmimnğlaiiii rşnş ititifçii rairn.i.d3f3 6eda6 i dnBBeei,t i imrtrei ctibambşrataiii,şşrş ksk.ti3iaya6r a .3sbbB6i e eviyryBe i iitktbrttüe eal ş btükiiarssaeşeel k mbaşş eaeabyriikrrie;e;t y tzei“ “st HHtaieysee ıelrria s nşegg aM üüişnrnea;k ikrbb“;eiiH zzv“eeeeH r egr ügnü nb izbei ze diğer şehirlerdeki panayırlarda şairlerin gücü ve söylemi belirleyici olduğundan İslam KKdauuvrreeetiyynşşe‟‟ ttkeeannrş Kıss ööguveKvrlggeeuünüyr ,,şe ş ‟sasytaiaşerv‟lvnetaa ersşişnnö vvvsİeesgöl aüvyymge,e rür sagga,l iievs yavavhaşvat raarv.r.ş”el” ı ğv33y7ıe7 e vddryegiieyyyira eeg vrtriaaee rrvkka.a f ”btbra3u.ur7”l ıddd3ğ7öıöi ynddneieienrymmiee kmdrd eeüebk c udd ab ededue öyly edneedröereggmn eiientndkmiieinnl di d ee dyee rygeirngiinn in olmuştur, denilebilir. Nitekim Hz. Peygamber, “Allah’ım Amr b. el-Âs beni yerdi. O bi- ddlieeyvvoraa mkmi beeettnttii ğşğadiiinner eevdd aeeiişğmvşaiaal rirmemeettt .t eieEeğtttytmimin ğAeiiişlş nl ia oeşoha ll’issrışmaeaa t rd doeeanatt,u ,m e bbytiameaşhrh oisvsşleee s oddlaalii slnldeeaeantn ,d e bbbat u,uab hab hhnsaiaiehcc dysiivavielpldleeteiınrrğle eeıb n hddu iabca hiiiuvrri c hösöiairvrycnnlıieesevırkknlelecl eeardr”eraee3 1id ra öirr nöerknleekrlee re ifadesiyle hicvin ne kadar önemli olduğunun şuurundadır. rastlamak zroarsdtularm. ak zordur. rastlamak zordruasrt. lamak zordur. Müslümanların Medine’ye hicreti sonrası Mekkeliler ile aralarındaki mücadelede şiir önemli bBBiru um hheidiccyiiavv lsleielrraiiBhnnıu Bokk lhiimuşşi iiuchllşieeivtrcurliirie .v iirSnlnienicclra iiitkhtniilicc ış kiiih livaveşreierpli e şşmiraaniehh cyissinditiayciycnieetiıtit lclyveeaier rni viı şneyyad aahaşrr,saa aihİlylsasaleâiyytymalaeen ntvr l iebeb yrikiriraa rrybbşaaoıoltrlayyaayuurlıaattnttnyıaan a bni rb biro byouyttuat ta savaştığı farklı bir alan olan yergi, atışma vb. sözle saldırı mücadelesinde taraflardan olması ise hoolmş kasaır şiıslea nhmoşa mkaışrtşıırl.a nDmiğaemr ıbşitrır i. fDadieğyelre b biru iftüadr eşyiilrel ebrud et üerd eşibierl erde edebe oblimri Masüı silüsem ahnolaşor ,lk mdairğaşesırıli a imnseümş rhaimoklşeı rşk tvaıerr .şi nıDlaaninğmmearya abmnilrıa şrit fıiadr.di .e DDyiölğene erbm ubin it rüM irfü aşsldiüiermlyealrned hebi cuei vdtcüeirlbe erşi i irlerde edebe rairaaysıentd ae Hdialsmsrâienas ybie . tvS aeeb diati,hl mKlâaek‘sbîi bkv. aMey âgalıihlkal âvr ke tîAa şbkıdanuymlglaaıhls aıbr . dRtaaa şvısânöhmaz öaknsdoı en dugaes lues nö ozşla mirklueorşndtuuirs.r3u.2 olmuştur. riayet edilmesrii ayveet aehdliâlkmî eksia yvgeı laarh ltâakşîı nkmaaysgıı ldara tsaöşzın mkoansuı sdua oslömzu şktounr.u su olmuştur. O, Hassan’ı yanına çağırıp Hz. Ebu Bekr’den Kureyş’in kusurlarını öğrenerek hiciv yap- ÖÖmzazseeıllnllıii kkisllteee,,m İiİÖşsstllizâârÖ.mem33lz lîAîei klnşşllcaiaeakhh,kl ss eİiKi,syy uleeİârtsetmlllyeeâşîrrm’ işnhhîa aakhşkaksabkkihiyıılsnenei ddtyolalaeea trrlva vekeher ya yhakhaic k avİkİıesnskdlldâiâılnammm deîvîas e ikk vyhooaaennl yiuunİasldl aaleİâr rslHmlalaâz î.m i iPllkgîgeo iyilklngiio ua manlaağğubrıılelrraar r lial giillgi ilaiğ ıarğ ır de dâhil olacağından onu dışarıda tutacak bir metot arandığında, Hassân; “Seni hamur- ifadelere kaifraşdı eçleıkreıl mkıaşrtşırı . çMıkeılsmelıâş,t ırH. zM. ePseeylâg,a mHbze. r,P e“yİngtaimkabmerın, ı“zıİ natilkına,m ınızı alın, idfaand eklıel rçee kkera rgşiiıbf ia çodınkellıaelrmrdeaı nş ktaıaryr.ı şraıM caçeğısıkmeıll…âm, ”ı3şH4t ıszrö.. z üPMyeleey sgdeaulmrâu,m bHeur z,k .u “rPtİanertdyiıgk. aaYmminıben eıHrz,ıa s“saaİlnnın’tai,k; amınızı alın, “Söyle, Ruhu’l-Kuds seninle beraber”35 dediği aktarılır. Hassân b. Sabit, Peygamber’in fakat daimafa dkaotğ rdua ismöayl edyoiğnr uve s öbyul eiyşein avnen eb uv ei şbea abnanlaer ıv ek abraışbtaırlmaraı ykına.r”ı ştırmayın.” fakat daima dfoağkraut dsöayimleay ind ovğer ub us öiyşlee yainn nvee vbeu b iaşbea alanrnıe k vaer ışbtaırbmaalayrını .k”a rıştırmayın.” amcası oğlu ve sütkardeşi Ebû Süfyan b. el-Hâris’e verdiği cevabî şiirinde; Peygamber’e ddheiecmmveiidşşittliidrri..ğ338i8n id veemd ebimuş tiihrşi.ct3iv8re .3 k8 arşılık vermenin Allah katında ecri olacağı için hiciv şiiri söylediğini ifade etmiştir.36 Bir başka beyitte ise şair; “Her gün bize Kureyş’ten sövgü, Öte yandanÖ, btea zyıa knadyanna, kblaazrdı ak,a “yKnaimkl aİrsdlaam, “‟dKaim h iİcsilva mya‟pdaar hsaic divi lyinaip arsa dilini savaş ve Öyetreg iy vaanr.d”a37n d,i ybeÖarzetkıe bkyuaa ydnöndnaaekmnl,ad rbed adaze, ı y “ekKragiyimnnian İ kdslelaavrmadma‟ d,e at“ti Kğhiiinmcei viİş sayrlaeatpm eat‟mrdsiaaş ohdlisicalii dvna i,y aparsa dilini kkbooahppsaaerrdııinnleıınzz ..b””u k ahaoinnpkcllioaavaprmlmeıarnııernın ızddnd.a”aıaiz r . abö”brn iinrrla e ankhmhllaeaaırdmdneii dsrısan a s dbbtlbauua imllruub annikhrmm azdhoaariakkdsdttu aairbsd.d uıırrbl.u.u33n99l umHHnamiikcctaiiavvkdllteeıar d.i3iıll9rgg .3iiHl9li i i Hcooilivlacalrirevaa klkie,l, g iillgi iloi laorlaakr,a k, Bu hicivlerin kişileri incitici ve şahsiyetleri yaralayan bir boyutta olması ise hoş kar- Hz. Âişe‟deHnz g. eÂleinşe b‟dire nh agdeîlseten, b“iİrn hsaadnîlsatre ,i ç“iİnndsea nelna rb üiçyiünkd esu eçnlu b büüyütükn s ubçirl u bütün bir Hşılza.n Âmaişmeı‟şdtıer.n D gHiğezelr.e bnÂi rbi şiifera‟ dhdeaeydnleî sgbteue l,te ü“nrİ şnbiisirral enhrdlaaed reî sditçeebi,ne “drİiean yeseant n ebldaüilrym üieçksi ins vudeçe al uhel nâb kübî tüküyanyü gkbı lisarur çlu bütün bir kktaaaşbbıniimlleeayysiiı hhdiaicc ksvvaöeezbkdd aiekelbnoeniny luşişe asayhuiii rir oc hlviimilleceeudv şebebtnudaar ebb. şnaaÖa ssizşııreann liılıiir lkei ilnni elkbk,e ââa İsrbrbl âaaeembsddıîaen esşnnıaı dndhiinsıir riky.i.”ân”e4t4rkl00e â rerd dd heeeeannnkdiikdellmımninrddee.a”issr 4iiv. 0 ”e yy4ydaa0aen n ndıİınsnielldndâmmaial,e,îm sie syia nyıanndına,d a, konularla ilgili ağır ifadelere karşı çıkılmıştır. Meselâ, Hz. Peygamber, “İntikamınızı alın, bbfaaakzzaııt dşşaaaiiimrrllaee rrdiibonnağ rzbhhuıaii ccszşöiiıavv yişlllreeaelyeririirirn l i ennnvreee i dhdnbeiue cnh niişiiviyecyl illeaveenr l ineh hernaa ivep pednss beeeea nd abaieatytnııllllaiemmyr ılha aeksas aıphır ısavvşepteeı rsyyameaat aı allylmataıınnnla.me”es ttıdall eeesvmnnıe mmiyvştaeeeir yss.l3iaia844 n11l eaggtnliieebbtniil menemsie4s1i 4g1i bgii bi rr3ii1vv) aaEyybeeut tHlleeârrtieem reibrbv-Raraaiğâğyvzllîeaıı, t yelzeeo-otrZllelieaya nrrreeaabt k kfia ’ğbl-laKiiınnğe lssliaımao nânltall oaaerllrar-aııİk sr l aaykmyia ainyrrysaiaeanl leanasly-lyaAaanarrnnalıab iryıyhyh eaii,c crysiai.av vl1ra 2ay2lş;aşa iiSnyiiar armiinnnih iiMinnche ikivkcmm ii, vaeaş lkk-iİibbsrşluiâuinimllr i inn inm amkbakubl ul ve’ş-Şi‘r, Kuveyt, 1983, s. 67. görülmediğgi öarnülalmşıelmdiağki taandlıar.ş ılmaktadır. g3ö2)r üell-İmsfeehdâniğî, iE abung'löl-aFrşeürıellcmm, eeal-dkEitgğaâidn îıa, rIn.- XlaXşVılImI, Daâkrüta'l-dfiıkrr., Beyrut, 1995, IV, 144. 3 3 ) İ b n R e ş i k , e l - U m d e , I , 9 2 ; S a m i M e k k i, e l - İ s l a m v e ’ ş - Ş ir, s. 68. 333554 )BB euul-hhHaaarrkii,i,m EE ednd3e-5eN bb3eB 5y9 9us1a1Bhb;;au u rhrEiEi,a, b breuEuil,- dMDDeEübadsa tveve9ubdu1dr de;,9,k 1EaSS;lü büen’uEnse- ebSnnDua,,h aiDEvhEauddaydeven,bbu, d DS9,9aü 5r5nuS e’ü(l(n-5n5m,0e 0an11Er,5i5 df)e)eE;,; b Bde eeell9by--5CrC u 9utu,(5m m5tr 0saa(.1h h5I5iIi0,I,) 1,; 4İ 5İb8be)n8;nl .- CeSSlue-eCmlllluaaammmhi,a,, hİib, nİ bSne lSlaemlla, m, 35T) aBbuahkaârit,u E dfuebh uT9l1ai;‟b şEa-bşkuuâ aDtura avf,uu dhK,u aSlhüi‟nişree-nş,, u tEardsre.a b,, 9IK5, a2(5h10i7r1e;5 ,)A ;t rebsld-.C u,u lkIm,â a2hh1iir,7 İe;b lnA- CSbeüdlrluaclmakn,â iTh,a iDrb aeekllâ-atCuil üufur‟chl-uailnci’iâş, -zşD ufîe- lailu‟l-icâz fî Tabakâtu fuhuli‟Tş-aşbuaakrâat,u K fauhhiurlei,‟ şt-rşsu. a, rIa, ,2 K17a;h iAreb,d turlsk. â, hIi,r 2e1l-7C; üArcbadnuil,k Dâheilra eillu-C‟l-üirccâazn if,î Delailu‟l-icâz fî ilmaria‟l,- Kmaehâirnei, ,t rsisl..m 3, iI0‟, l.2 -m17e; âAnbid, usl.k â3h0i.r el-Cürcani, Delailu’l-icâz fî ilmi’l-meâni, s. 30. ilmi‟l-meâni, s. 3i0lm. i‟l-meâni, s. 30. 333666 HH) Haassasssâsâânnn b bb... SSS3aaa6bbb iHiti3t,t6 ,a,D HDsDisvaiâiavvsnnaas ,ân bnBn,., e BSBybare.eu bySyti,rra tu1u,b 9ttDi,,9 t 1,21i v,9D9 as99.in 2v21,a,7 , B n.ss .B,.e 1yeB1y7r7eui..ty tBşB,r öu1eeyty9yl,e i9i1dtt 2 i9şşr,ö9:ö sy2y.l, l 1eesd7d. i.i1r rB:7: .e yBiet yşiöt yşlöeydlier:d i r: ُُُُءُُءازازلجلجااُُككللذذُُفيفيُُللهللهُااُُُُءددازننُعلجعوُُءواُاُزُكلجالُذكُفيلذُُللهفيُاُُُدللهناعُودُ ن/ع وووننُععُُتتُُ ببججُأأففُُاادُدمممحمحُُوتتنََعوُووتججُنعىىبُجت ُأفبُجادأفمُمحادُمتَمحوُتجَىوجى 333777 HH) Haassasssâsâânnn b bb... SSS3aaa7bbb iHiti3t,t7 ,a,D HDsDisvaiâiavvsnnaas ,ân bnsn,.., 1sSsb.6.a . -1 1b1S66i8at-.-,b 11 BDi88te.,.iy vBDiBta eşienvöyy,ay iistltne . ş ,şd1 ööisr6y.y: -l1l1ee6d8d-i.i1r rB:8: .e yBiet yşiöt yşlöeydlier:d ir: ُُءُُءااججىىُُووأأُُللٌٌااتتققُُووأأُ ُببٌُُءٌاجا اببُسُءسىِِاُُجُوىأُُلٌواأتُقلٌُواتأقُُُُبٌوأاُببٌسُِابسُِ /ُُ ُدُّدّععمَمَُُننُمِمُُِمُمووييُُلّلّككُُفيُفيُدُُّاعانُنمَللُدُّ نعممَُُِنمومِيُُملّوكيُُلّفيكُُافينلُانل 333888 )e eell-l--KKKuuurrrtttuuubbbîî,î ,,3e 8l- eeCl3le-â8-lC Cm-Keââi lmlmu-iK riait huukllbriâit î um,a abi'hehîl,-klk K-ââCeummlrâ-'iâiCm''nllâ-i,- K KmVluuIiiIr r/' 'alâXâihn nIIk,,aI â,h V1Vmk5IâIi3I'Iml;// - SKi'XaXlun-IIcKrIIa'IâIuk,,n r, 'H,1â1 z5n5V.3P,3 I;e; I Vy/gS SIaaIXam/nn IbccIXeaIar,kkI DI,, I1 e,5v HHr31izzn;5.. dPP3eSee; a ŞyyingSgircaaa, amsnmk.c bb,8a e7ekr.Hr, z.HPze.yPgeaymgabmerb er Devrinde Şiir,D se. v8r7in. de Şiir, s. 87. Devrinde Şiir, s. D87e.v rinde Şiir, s. 87. 3399 İİbbnn RReeşşîîkk,, eell3--9UU İm3mb9nd dİ eebR,, n eII IşIR,î, ke88,ş4 4îe5k5l;,-; Ueeellml---HUHdeeme,yy dsIseeIe,,mm 8IîIî4,,, 5AA8;4 lleii5 lb;-b H..e lEeE-yHbbsîîee BymBseeîek,km rrA,,î ,lB Bi Auubğlğ.i y yEebetb.tü üîE' 'rrBb--rîer ââkBiirdd,e kBffrîîu , ttğaBayhhuekkğtiüiykk'eiri t -mümr'âerei-ccdrmmâ faiaîd iit' 'zazf-î-h tkaikhik imkie cmmeacim'za-i'z- zevâid ve menbzaeiv'lâ-fiedv vâeid m (eTnabhakii'kl-:f eAv.â Mid u(hTaamhkmike:d A D. eMrvuişh)a, mDmâreüd'l -Dfiekrrv, iBş)e, yDruâtr,ü 1'l9-f9ik4r, ,X BIeIIy,r u2t2,7 1. 994, XIII, 227. zevâid ve menbai'lz-feevvââiidd v(eT maheknibka: iA'l-. fMevuâhida m(Tmahedk iDk:e Arv.i şM),u Dhâarmüm'l-efidk rD, eBrveyişr)u, tD, 1â9rü9'4l-,f XikIrI,I B, 2e2y7ru. t, 1994, XIII, 227. HHaaddîîss mmeettnnii şşööyyHlleeadddHiiîrrsa:: d m]]îوsوeنن اtاmسnسieلل ُُtşاوnاوöعiعy ططşlöقeقااdyففُiُlمreم:لالاd ]iسسrو:نلالا ا]سااُوُفىلفىنُااسوُُءعءلاطاُججاوقعاىىفطُُُثمثقالافدُدسمححلالاأأُاسُُننفىلاممُُاُُء::فىلالجُااقءقىُُابيُجبيثنىنللاداُُُثنحنععأدُُُنحةةمممأاُاُممن:أألُمُبىبىُاق:أُألُُبينناقنععُلابي[[ُ ن نلعاُُنةمعاُمةأمُبىامأأُُنبىعأُ[ن ع[ 4400 BBkkzz.. BBuuhhaarrîî,, 4 EE0 ddB4ee0kbb zBüü.' 'kllB--zmmu. hüBüaffurrrehîe,dda E,r, îsds,. .e E 2b2d5ü5e6'6lb.-. ü mُُ'للlü-جfجmrررeüُُdووfr,ُُ eااsىىd.رر ,س2س s5أأ.ُُ 6نن2.م 5مُُُ6لةة.للج ييُبربقلقُللاوجاُُُروواُجىجورهُسهاييىأُُرُررنسععماأاُشُشنةُُلمنينبُقااةسلسلايُنبنوإقإُُجلاااُممرهروجيججُُرُهسعسياُاشارننعللُااُناُشمماظسُظنععنإاأأُسُُاننمنرإإإُ[ج[امُرسجاُنسلاُامنلظاُعمأظُنعإأ[ُنإ[ ]ويبأُنمُىفنت ]ويبأُنمُىفنت ]ويبأُنمُىفنت ]ويبأُنمُىفنت 4411 eell--BBaağğddââddîî,, 4 H1H eıı4zzl1â-â Bennlaee-ğtBtüüda''âllğ--dedeîdâd, edeHbîb,ı,, z HIIâIIınIIz,,eâ 2t2nü00e'7l7t-ü e--' d l22-ee00bd99,e ..I bI,I ,I I2I0, 72 0- 72 0- 92.0 9. 11 11 11 11 kurtardı.k uYkruitnarterad rHıd. ıaY.s sYianinen‟ eaH ;H a“saSssaösnya‟nlae‟;,a ;“R S“uöShyöuly‟ell,-e KR, uRudhusuh ‟usle-‟Kln-iKundluesd sbs eesnreainnbilenerl ”eb3 e5b redarbeadebrieğ”ri3” 53 5d eddeidğiiğ i aktarılır. Hassân b. Sabit, Peygamber‟in amcası oğlu ve sütkardeşi Ebû aktarılır. Hassân b. Sabit, Peygamber‟in amcası oğlu ve sütkardeşi Ebû aktarılır. Hassân b. Sabit, Peygamber‟in amcası oğlu ve sütkardeşi Ebû Süfyan b. el-Hâris‟e verdiği cevabî şiirinde; Peygamber‟e hicvedildiğini Süfyan b. el-Hâris‟e verdiği cevabî şiirinde; Peygamber‟e hicvedildiğini Süfyan b. el-Hâris‟e verdiği cevabî şiirinde; Peygamber‟e hicvedildiğini ve bu hicve karşılık vermenin Allah katında ecri olacağı için hiciv şiiri ve bu hicve karşılık vermenin Allah katında ecri olacağı için hiciv şiiri ve bu hicve karşılık vermenin Allah katında ecri olacağı için hiciv şiiri söylediğsinösiyö lyiefldaeiddğeiiğ niein timi faiifşdateidr e.e3 6tem tBmişiirtşi rtb.i3ra6.ş3 6kB aBi rb ireb yabişatktşeak aib seeby eişytatietitr e;i s“iesH eşe arşi arg;i rü;“ nH“ Hebriez reg ügnü nb ibziez e Kureyş‟tKenKu ruseöryevşyg‟ştüe‟,tn es nas övsvaögşv ügv,üe s , yasevaravgşai şvv eva ery .e”yre3gr7i g dvii ayvrae.rr”e.3”k73 bd7 uidy ideyröeenrkee kmb ubd ued öddnöee nymeemdrgedi end iedn ey eyregrigniinni n devam ettiğine işaret etmiş olsa da, bahsedilen bu hicivlere dair örneklere devam ettiğine işaret etmiş olsa da, bahsedilen bu hicivlere dair örneklere devam ettiğine işaret etmiş olsa da, bahsedilen bu hicivlere dair örneklere rastlamak zordur. rastlamak zordur. rastlamak zordur. Bu hicivlerin kişileri incitici ve şahsiyetleri yaralayan bir boyutta Bu hicivlerin kişileri incitici ve şahsiyetleri yaralayan bir boyutta Bu hicivlerin kişileri incitici ve şahsiyetleri yaralayan bir boyutta olması ise hoş karşılanmamıştır. Diğer bir ifadeyle bu tür şiirlerde edebe olması ise hoş karşılanmamıştır. Diğer bir ifadeyle bu tür şiirlerde edebe olması ise hoş karşılanmamıştır. Diğer bir ifadeyle bu tür şiirlerde edebe riayet edilmesi ve ahlâkî kaygılar taşınması da söz konusu olmuştur. riayet edilmesi ve ahlâkî kaygılar taşınması da söz konusu olmuştur. riayet edilmesi ve ahlâkî kaygılar taşınması da söz konusu olmuştur. Özellikle, İslâmî şahsiyetler hakkında veya İslâmî konularla ilgili ağır Özellikle, İslâmî şahsiyetler hakkında veya İslâmî konularla ilgili ağır Özellikle, İslâmî şahsiyetler hakkında veya İslâmî konularla ilgili ağır iCfAaifdHaedİlLeeİlrYeeEr eDk Eak rVaşrıEş ıİç SıçLkıAıklMmılmİı şDıtşıÖrt.ıN r.EM MMeLseEesRleâDl,â E,H AHzR.z A.P PeP ŞyeİgİyRag mSaAmbNebrAe, Tr,I“ Nİ“nIİNtni ktiakmamınıınzıız ıa l2aı3nl3ı,n , ifadelereM kÜaCrAşıD EçıLkEı/lSmIRışÂt‘ı rİ.Ş LMEVeSseElLâL,İ ĞHİ zÜ. ZPEeRyİNgaEmber, “İntikamınızı alın, fakat daima doğru söyleyin ve bu işe anne ve babaları karıştırmayın.” fakat daima doğru söyleyin ve bu işe anne ve babaları karıştırmayın.” fakat daima doğru söyleyin ve bu işe anne ve babaları karıştırmayın.” Öte yandan, bazı kaynaklarda, “Kim İslam’da hiciv yaparsa dilini koparınız.” anla- demiştirdm.3e8dınm edmiaş itbşiirtr.i 3rh8.a3 d8 is bulunmaktadır.39 Hicivle ilgili olarak, Hz. Âişe’den gelen bir hadîste, “İnsanlar iÖçinted ey eann bdüaynü,k bsuaçzlıu kbaüytünna bkilra kradbai,l e“yiK hiimcv eİdselan mşa‟idr ail eh biacbiva syınaıp inakrâsra e ddeilni-ni Öte yandan, bazı kaynaklarda, “Kim İslam‟da hiciv yaparsa dilini Ödtire. ”y40a dnednailnm, ebsia yzaı nkınadyan, abkazlaı rşdaiar,l e“riKn ihmic iİvslelarim n‟eddean ihyilce ihva pysaep aatırlsmaa sdı ivlienyia lanetlen- koparınıkmzo.ke”pso iap4a1r angırnliabıınmiz ı.rz”iıvn. ”aday naea tlnlabelmraierm ı bnhaıdnğaalddı aiobs l iabrrb iarukh l aiuhndnasiadmsni lsaab kruıbt layuudalnruıarmnl.a3may9 kaanHtka htidaiccıdirivv.ı3rl ş9.e3i i9rHi ilnHgiicniiil cvmi ilvaeokl lebai ulrglia lgikglö,ii r lüio lmloaelradarikğa,ik , anlaşılmaktadır. Hz. Âişe‟den gelen bir hadîste, “İnsanlar içinde en büyük suçlu bütün bir Hz. Âişe‟den gelen bir hadîste, “İnsanlar içinde en büyük suçlu bütün bir Hz. Âişe‟deBnir ghealdeisnt eb gire çhtiağdinîes tgeö, r“e;İ nHsza. nPleayrg aimçibnedr eA ehznâ bb ügyüünük (ssuavçaluş) :b Mütüümni nbleirri n namus- kabileyi klaharkiıbcanivıbl eekildiyemeiy n ihk oihşcraiuvciyervad eciedalnkee? n şbd aaşiyiabreia rsis loıeirnl deıbu .aib nKbakaabâ’sabrı s ndıeıen ddıiei n nikkndiâ.k irBâr .ree” nd4e 0eyd ande dRneindersii.ulr”ml.4a”0le4 la0sd hie d, nyePianelnymilıgmneadmseiabs ,iey ray; nasıennnıd niayd,ia , bazı şairbşylieeaibrrrz, ai sınzös ay şın hlaeşaiira rcsRliiiernvulr,hel ideunreri’ ndilh- i Kn.ih cBeuiidducvsneil vuenynlriae iyrü rdlznieı eme nrdhi eneeadedpn eHesincyaeeisl ykesatlâ itenrhı. l ”abmhdp.a eSaspnaesisbıl em iatv ;tea ıebkltyemtıenladm a yilsrâaa.ı4 s Rn2 ıveeB estviluyreel aaynb laamllaşa hklena asden ietr4eyli1veti lnangeycmnieeb;tme eie svegies4öt1i r4o e1gn iligsaberiiı,b i “Sreinviany şeiitrlienr oen labraa ğolkıt ano dlaahraa kte sirilnidsiar”n4l3a dreın ilymaerkatleadyira.n hiciv şiirinin makbul rivayetlere bağlı olarak insanları yaralayan hiciv şiirinin makbul rivayetlere bağlı olarak insanları yaralayan hiciv şiirinin makbul Kaynaklarda, Resûlullah’ı hicveden üç şairin isimleri verilmekte, fakat şiirlerine yer görülmediği anlaşılmaktadır. görülmediği anlaşılmaktadır. görülmevdeirğilim aenmlaeşkıtlemdira. kBtaundlıarr. Abdullah b. ez-Zeba‘râ, Ebû Süfyan b. el-Hâris ve ‘Amr b. el- Âs î ’ d i r . 4 4 B u ş a i r l e r d e n A b d u l l a h b . e z - Zeba’râ, Peygamber’in öldürtmek istediği ve hatta 3 5 B u h a r i, 3ŞY 5u i3E na5 Bd eT r âue Ba H bh bsu az uah r.9rk aie1M ,âr s;it ,iEuu n E hd dEf abeue dmb uhke u imb 9Dl ş ie 1a‟a9 dş;i v1 r- ’lşu i;Ee n ud rb aE ,iK u rb y aSaue,D’ü rbnKeaD enbvaan .uh âv,edi yurl,Eee- dE,td,S i ştneürrSb snehü. ef an 9,nik e5ç,Il n,i a n,E2r( ,ı5d1 nE“07edOd1b;ae 5 Abbi)9n i;b5 zd9di ei5 uğlş( -l5iikCi (0râs5ul1öhe0m5y i1hr)la5 ;eie hc)nl;eiv-e ,lCe n-etCİ ültbü-iru”Cnçcm audknSmaeiihdeş,ai ilidh,lDğ aieime,İ n rbli a,İnvb bi ailnruySi ‟seelSit-ld leieacilrdmlâ.ai4z-5m, fî, Tabakâtu fuhuli‟ş-şuara, Kahire, trs. , I, 217; Abdulkâhir el-Cürcani, Delailu‟l-icâz fî Tabakâtlui ri.fl4um6ihlimu‟lli-i‟m‟lş-e-mşâuenâain,r ais,., s3K.0 3a.h 0i.r e, trs. , I, 217; Abdulkâhir el-Cürcani, Delailu‟l-icâz fî 36 iHlmais‟slâ-mn e3b6â. 3 Hn6S HiaHa, sbzsas.i.sâ tP3,sn â0eD bny. i. gv bSaa. manSb,ba iBbte,rie ,tDy ,ş riDiuvirati,ivn na1, n 9AB,9 reB2ayp,e rlsyua.rt ru1, nt71,e.9 1zB99d2e9i,ny 2sdi,t. e sş1k.ö7 i1y .g 7lBeü. dceBiüyreni:yt ü iş töb şyiölldyeidlğeiidrn:i dr :e n müşrik veya diğer din- ُُءازلجاُكلذُفيُللهاُدنعوُ ُ ونعُتبجأفُادممحُتوجى lerden İslam’a saldıran şairlere kaُrşُءıاز ُلجseاُrكt bلذiُrفي tُuللهtاuُدmنع وtaُkınmış vُe bazıوlنaعrُıتnıبُ جöأlفdُاüدrمtمحmُتüşوَtجürى. 37 Hassân 3Bb7. u3 H7Sn aHalasbarsi sâta,sn râD abnsi. vı bnSa.d anSab,a isHbt., i u1tD,b6 iDe-v1yai8vrneُa., n ُُءBsbاز,.e .لج s 1y.اEُ6i ك1tb- 6ş1îل öذ-8V1ُy.في 8elُBehُ. للهdebBiyا,ُre iد:Eyt ن عişbtوö uُşy ölIyefkdle,i drA:i rb:ُ dullah وbنع.ُ تHُ بaجtaأفlُ اeدlم-محKُُuتَrوeجşîى, Makَîs b. 38 el-Kurt3Sfu8ea b3db8îei D,all ib-ereKele vt-l euK-reCkirlnut-râudKarmtbreui î niab,Ş yâîil,nine irîl ı, -e EşaCsle-.hbâ Ck8kûmiââ7 lAdimm. e ziilُ ُء 'zişlا eiج-liKi ar ىelhuُleaو-kr hCأs'âُâkaلumٌnâlا mdت,imُقُء 'ıُ lاarوiج-Vُُءmh'KأlاُىîIج-بaٌ uIKُbوyى/rا uuأُa'بُâوسrlXلِ ٌuأdn'ُُاâIلnتe,ٌقIn vmُاIتو,V,aق أُamُوIVبk1ٌIأُ t/5Ieبaا ٌIب3ddس/Xُِا; iıب ُnrسIXِ.ScI ُHIeIa,I, naI P,ct1 tae5a1ky 3ُ5E,gُُد;ّ 3 abعُH;مmَSû ُ zaنbAS.nمِPeaُzcrمneza وSycekيُُgae ,لُّدّi kanُlعك,kmiHُدمَُّ في ُAعbdzنHمَُ.eleُماِPlzننrُfaل.مae مِPhوُsyيم eıُgaوnلّyaيfdُgكfmلُّeaaفيكt bmsُaُفيeiاfbnنr-ُلe انrل Devrinde Şiir, s. 87. Devrinde Ş39i iİrb,n s .R 8e7şî.k , el-Umde, II, 845; el-Heysemî, Ali b. Ebî Bekr, Buğyetü'r-râid fî tahkiki mecmai'z- 39 İbn Reşî33k99, z )İee bİvzlnb-eâU nviRd âmR eivddeşeş îevk î,mke , I, e eIme,nl l-eb-8UUna4bmmi5'al;dd- i'efeele,,l- v-fIIHeâIIv,i, ed â8y8 i4(sd45Te 5;(ma ;Te hîelak,-l hHi-AkkHe:ily ekiA sy:be .sA.m e M.mEî ,Mub îA,hî ulaABihm bleaim.km bErem,.b dBîEe DdBub ğîeeD ykrBveer,etir üşvBk)'irur,ş, -ğ )Dr,By ââeDuirtdğüüâ y''rlrfüe-î- ft'rltüiâ-ak'firhrdi-,kk rfrBiâîk, ietiBda ymh erfkuyîei trckt,ua mi1 thm,a9 k1ie9i'9ckz4m9-i, 4amX,i e'IXzIc-IImz,Ie I2av,2âi '27izd2-. 7. zevâid ve menbai'l-fevâid (Tahkik: A. Muhammed Derviş), Dârü'l-fikr, Beyrut, 1994, XIII, 227. vHea mdîesn bmaei'tln-fie şvöâyidle (dTiarh: k]iوkنا:س Aل.ُ اوMعطuhقاaفmُمmلاeسdلا Dاُeفىrُvءiاşج), ىDُثârüد'lح-fiأُkنrم, ُB:eلyاقrُuبيt, ن1لا9ُن9ع4,ُ ةXماIمIIأُ, بى22أُ7ن. عH[a dîs metni Hadîs metni şöyledir: ]وناسلُاوعطقافُملاسلااُفىُءاجىُثدحأُنمُ:لاقُبينلاُنعُةمامأُبىأُنع[ Hadîs metni şşööyylleeddiirr:: ]وناسلُاوعطقافُملاسلااُفىُءاجىُثدحأُنمُ:لاقُبينلاُنعُةمامأُبىأُنع[ 40 Bkz. Buh440a0 4r)B0î , Bk BEzkk.dz z.Be .b BuBühu'uhla-hramîar,îr ü,Eî f,Er dEededdeb,beü übs'l.'ü l--2m'lm5-ümü6ff.rür eeُfdrلde,,ج dsرs,..ُ وs22.ُ55 ا2ى66ر5.. س 6ُ.أل ُُنجلرمجُُورةلُُياوبىقُرلااسىُروأسُجنأُهمنيُُةمرلُيعةباقلشيلباُقُولناجُاوسهجنيإُهُرايعمُرراجشعاُُشسنُااسننلاناسُإُمانإظمُراعجمأرُُجنسُإ[سانلااُنملاُظمعظأُعنأُإ[ن إ[ ]ويبأُنمُىفنت ]ويبأُنمُىفنت ]ويبأُنمُىفنت 41 el-Bağd44â11d 4)eî1 l, e -elHB-lB-ıaBzağâğaddnğââedddtâîüî,d, ' HlîH-,ı ezıHdâzâneızenbâte,ün t'IlüeI-eIt'lü,d- 'e2elb-d0,e e7IdbI eI-,, b 2I2,I00 II79,I .I2- , 0 220709 7-. 2-0 290. 9. 42) el-Hakim en-Neysaburi, el-Müstedrek ale’s-Sahihayn, III, 489; İbn Abdirabbih, el-Ikdu’l-ferid, Kahi- re, 1956, VI, 154. 43) İbn Reşik, el-Umde, I, 31; Sami Mekki, el-İslam ve’ş-Şir, s. 50. 11 44) Bkz. el-İsfehânî, el-Eğânî, IV, 144; Şevki Dayf, eş-Şiru ve’l-gına fi’l-Medine ve Mekk1e1, M ısır trs1. 31. baskı, s. 70-71; Kemal Ceburi, Şi’ru’s-sıra beyne’l-İslam ve husumihi fî asri’n-nübüvve, s. 66-68. 45) el-Kurtubî, el-Câmi li ahkâmi'l-Kur'ân, Mısır 1952, XIII, 152; Ebû Hâtim er-Râzî, ez-Ziynet fi’l-Ke- limât el-İslamiyye el-Arabiyye, s.112. 46) Yahudi şair Ka‘b b. el-Eşref'in Bedir ölülerine ağıt yakması ve Müslümanlara hicvettiğinden dolayı Peygamber'in emriyle öldürüldüğü anlatılmaktadır. Bkz. İbn Hişâm, es-Sîre,, III, 12-18; el-Cumahî, Tabakâtü fuhûli'ş-şu‘arâ, I, 282; el-İsfehânî, el-Eğânî, XXII, 137. kurtardı. Yine Hassan‟a; “Söyle, Ruhu‟l-Kuds seninle beraber”35 dediği aktarılır. Hassân b. Sabit, Peygamber‟in amcası oğlu ve sütkardeşi Ebû “Beni ispiyoncu“Bl“aeBrnıenin iis söpizsilpye“ioryBinoyeclnnuecil “u aBmlriaıesnrunpı anii yhs oöeissznzöpelcezi uyrlleiSeoayrtünrimlıyefcnyl ue ea,lm ansr ömbuıbznea.ul n heae ershlizö-syeeHzuzl elçeâe ler ruitimsme y‟tleudmee a,e v ehğe,meib rlzediubemniae ğ h,ni ee s tczumeseçuv eluça,e lb utîmbd eşeedinğ,ie riiğlnbisimuldeiçnem, l; u ,P suedyçelguğa imlidmbee,ğ ri‟leim h,i cvedildiğini hakkımda dedikohdahkuak kçıkomıkmd dada da o ehdldaseikadk”kiok ıdahmonuaddl kuaçakmo çıdkmoıe nkdddd aaidak oakdo liedosv dbaulesie” kaçy bao”otun idkay lu nhald emliçaac oa mvıofnke lıd ds ndaakidal”kae a riomak şlbnıisel elabıkayk”etmt eyiavdyıtnneililyerrda.ml a4mae9kfe aı innd fbi dindleae iykmlAetii mleyblkaleeethyke atdtkiefiy adrdl.tie4iırln9 .ea 4dmf9a d eeiklcetremid eiorkl.a4te9c daiğrı. 4i9ç in hiciv şiiri Hz. MuhammedH‟zHin. z .M mMuühşurahimkaHlmmezrme.e d e‟MHdkin‟azui r.nh şm ıasM mömüvyşumüelrheişrekaddrdmiliike‟ğğirmliinee n r eide dmk ii‟nafiükainr şaşd rırmei şmk ıvü leüeectvşrmrareeddi rikieşdğlkltieieiağ rrdr.ied3ş e 6ıi d nkBiivan rieirşm r ıd mbüiğacvüşaiec kdradaded iliğeenbdliiee eydd mieti tnüeic aimdseeü lecşdaadeir e;l e“dHee r gün bize şairlerin tutumuş ayşieralnierirl eidnrii nnt uet tuuşbtamauikrmulı eşuşry iaaenyiçnr eılitlne uaridtr iuiındnnm ieant uuebg t uaöKybmkreuaeınkurş ie ı şşyaeyd şçkeia‟ınintlçleeailı enrlaıdbn nrsiamıaönnk veiaışgg ş ,ö bü garaM,ö eçksr ıüaıelşşasv e lraşkaüıeşnçimk laıvlliea ealnnlg reyı mönnermarieşg ,igi şş öeM,v kraMeüirl s.lü”şelüesn3lk7mmü idmlailişneya, n enmMr eiküş s,b lüuMm düöasnnlü emmadne de yerginin olmayanların onoul omylmearyadayinkallnaelrraıinor ı hlnoma nboauenyo raulylmne eyrlraaied yrrtiıadaknnril kieloharlnieir ıurkhnid aa yehoybveannerabudramelk ierky lrlealeeiet rrrtrdtdiiai ğa irtk ihainyhlareeieibhr reiiki ş r aahalklyeramaernbyitaa e netkkraatlltmerkaairrdlhiiadı şirra t d.aok arylais eyhayrni e daarkak lama,l yalbmanradkahaatkksa ledtyaadıredridr.lı a era .n ly mbeura kahtliamcdiaıvrkl.e tared ıdr.a ir örneklere Müslüman olanlMarMü issüleüs lmşüimairn a knoaM lboaüinllasilnyalüMrlea mtirlüse aesirnsl iüeşn oi miiş lraiİa isnknrl laa akobmrralia abl isipnsiytleellieaa yytşrmgle ieiitaarsrlmek ienkr bziiaşn eoibİiirrsir idll İniaksuyimla reas.btm alipelv ierpuyiynneegyitma lgeİmasardlimbanaemib reİi nsrpliiean ysmia gs vaapumvenuybmngemaarimdnaaidb aes arivnui nsmavaudnam ada kullanmışlardır. k2Öu3k4lrul na/l enlPağmrnionmfı.ş, DlıaşPrrl.kead Nuyrıdrlge.ljıa adrmÖ.nek tm urÖbGnleılrÜeşranlğ‟Rnaeii mKrğndsiA,ına ışrNvP,l. a uePrÖnydemgrıynraga.em ağÖambimnrebBn,ra e‟euçiPrğ ‟leihıisn yaia,scgv atiauPıvvşmnleumemybnragieman aEr ş ‟maKakii imEibrasşViemaainlr çvdAe‟aluireıçK i n l sAıamia ntDvıaacşEtu imıtMnşaimcammİi Daaaşv ç iEeişlarR ıimi şiGnraaiadİhtnSçıesdşİl imıey eaatt lıeşşirmiir aiyn adşrieai rlainydaen bir boyutta şair el-„Abbas bş.a şiMra iierr ld-e„âlA-s„;bA “bbİşabnasasi rasb n.eb şllMaa.- „irMAriı rnbedi rlbâm-dsa„âe;As sz “;bib yİb.“ne oaİstMnsllame snirbarali.dna s âolırMa sırinr;tsi aı ren“dmy İ hâanemso sz;dşeai y öz“nkiekİlyatnüalerselrştdaırlıneülina r ğlonimaü rmronetıarzdantiyme ayam,ey ı ştaedlt ezıödirrky.iö ü eDkotlüldrieğlütrdaeğiüyr ü ğaobnü riddtnrae ödiy,kf eaaü, dlddeöüykğleüü lnbdduüe ğt,üü nr dşeii,r lerde edebe Ey binitlere bineEdneyElye byirp ii;bnn “ii ntMvlieetü rlmteeori pEnbe r iybban ibikern itndnaeEleni elyytirll küeebitnrreriiünn env y iie btkevl iienten ordl eetepeonrf rrbapliaie niarıknrs ayetıierakennıntt l amy lvieyü eeayrird zisütü.nioi”rly! 4pmü”v7e ry.ehne5ae a0lstknde oiht irlapseiivit rnrnyaeaii üb nekirnıar teyaüah dnily lya yâ eei iüktHnsymriîil! züsei”şi.kryt !.iiea5”rn0.ny.4 58lgeh 0eAnı irhltn aaiiincrybtaa iıkesbty naiılo!şya ,”i ı ly.KnHa5im 0aszH ‘ihb.a! z ”ist..ı a5 b0d ıhayi ltasa öbHzıyz l.ka o Hnuzs. u olmuştur. b. Züheyr gibi tevbe edenlere müsamaha gösterip affetmiştir. Ka‘b itizar (özür) şiirinde Muhammed‟i övMPmeMuyehgkuaathmemadbmmierrm.ee ,dA e“‟MdBbi ‟deöuinu vhiöl mailvMsampmehiukmy ehbtokeean.d tdmceRi‟udrimla .ai vörrAeı.âvn dhbAm ‟sÖadiöbe uzzöidklselevutlelreamlli,dihly kaPeli ehrlbkee . m. ty,b Ae Rgu.dİ abasaRihmdrlveâ.auâ zbmvAlehelâ îaaebrh t h‟dmşaii suna beeihl ,s.,l y s baeRaPie,hy pnea Pe tbvysıetu.gğâl yeçhıaRgl rmau aa hdvmibseaâeeğbkhr,iek‟l aiiPrım n‟nieis ,dn yyehag a,ay apkPavkmtepıeığmybtyııge-ağ ar ı‟m İisnbl âeymra‟pîi ntkı ğyoıan putlıağrıl a ilgili ağır Ka„be ziyareti KdsıaaKr d„aabes„deıbni kedoz adi zyuia oçyrnoKaekurta iend„ ta bis eoaKırl shsaaıalzrsa„”iaıbk ynsaeıaındn nrlaaıedz mtiaivyoı naensodr uıianerfinktauayii s dn ibılae ensihlğyıdaerltihaiaarnyekls ila ı eıonkn kbandııafin u arrdın şv iıl eboe v maençehyiıue yklikniatiıttyl lekeimdiğaı linihirışğ.nşıl4ö 9tiaiın ykvril.bıe eni Mbrıi iyrevb isleebei yğleiâiiytny,t ieiit lH tieğbşz iiö.nrş y iöP lbyeebel yeiygr i attmbee byşeiötrt,ye l “eİ şnötyiklea mınızı alın, Hz. Muhammed’in müşriklere karşı verdiği dini mücadelede şairlerin tutumu yeni övmektedir: ödviönmev mebkaektkeışdt eaidrç:ıi ölra:vr ımnae ökgvötermed eişrek:k tieldleinrm: fiaş,k aMt üdslaüimmaan odlmoğayruan lsaörıynl eoyniun y evred ibklue rii şhea baernlenrei ve babaları karıştırmayın.” “Ey İnkâtgaarrmcihıbil aekrrain!“y inE “saYaykEvo luyalrnİu dnmnaİku anâyd keraârc ak r“ıaçulclEıalmınllraya.a!n kr m“t!İAaY ınEdşçolkıYyaırâl.n ro uddr Mlnİıceurnuk.ıüm nlkÖis a ulâirürşa nrmb!tceç iüağarıılntçn.iY3aün ı.8o,no rn Pll!. auA ennyiçlAYygauıiaornç l mıil inuksabe k nçe iuırşA kn’i iiil.r b sl aaaükbçvAahtüuıüb‟çnnitınılü.nmin yn aeiA tyaklçmeiiilyrı iainiknçl bi il kıüİ kAa stitlü lıaAşlnmambl l hüaapi‟ tşehyıüiyni‟inl--ı in k iyAillilka hA‟ılnl ah‟ın elçisindedir.”51 e rilnçedilsçei işnsaidinre dedle-id‘rA.ie”rbl.5çb”1ia 5ss 1i b ne .ld çMeidsiriidnrâ.ds”e; 5“d1İi nr s.a”n5l1a r ın mÖezteiy eytalenrid oarnta, ybaa dzöık küladyünğaünkdlae,r dEay ,b “inKitilemre İ slam‟da hiciv yaparsa dilini binenlerin ve toprakta yürüyenlerin en iyisi!”.50 hitabıyla Hz. Muhammed’i övmektedir. Abdullah b . Ravâha ise , Peyg ambekr’oinp ayarpıntıığzı. ”K aa‘bnel azmiyaınredtia s ıbraisrı nhdaa doinsu nb auhlluaknımnı avket adır.39 Hicivle ilgili olarak, iyiliğini bir beyitte şöyl e övm ektedHir:z. Âişe‟den gelen bir hadîste, “İnsanlar içinde en büyük suçlu bütün bir “Ey İnkârcılar! Yolunu açın. Açın ki bütün iyilik Allah’ın elçisindedir.”51 2.2. Araplarda2 A.22t..ı2 Ģ.Am rAaa/rNpalepa2klra.ad2ria.zd aAAG2 .tAre2ıalĢ.te mpınĢAlmaaerğ/raNaid/:peNak lk aaeAabkritidazlıeĢa iGzmy A iGe athl/ıeeNiĢlncmeevenkeğaedai/ğ:eNi zin:e Gkşaaeiilrze nGileeeğ libe:an beağsi:ı nı inkâr edendir.”40 denilmesi yanında, Nekaiz52 (a2t.ı2ş. mNAaeNr)ka epaklgiazaeri5ldz2e a5n2 A e(ğatNı(tişıanmeştikmınaşa/ maNiNz)eaC 5ek2)kaa gahibzeii(gz allaGeei5zty2lneııe eşl eenşmdğna(eeieaaiğnnğrt)iliı i ne:nşmri bgnineae C r)lhie aC nihcageisihlğevüiiliylrleneieenyirgdnieee e ğdnlnidee nCnidiğa nebihn ebiirlyeCii ylreaie hsdhüieslarinüepy rgseeeedgb ledeeanlitrdığ il iimğ bsiae üsrrıie vgeseüyldraei ğglaie nldetilğein mesi41 gibi görüşüne göre,g53ög röüNbrşeiüürkş naüiezkn 5a2e b( gaigötlgıöerşöem rrü,a5eşş3),gaü 5giö3nre brielü ei bnrş keiügrğan ökirneraşike ıbn/a, id5Cgbl3üeröai i lhşrvemiebl aşi,iayy5arş3ei enr adt iielk rebnaikr i kbberaea i bkrlriieaşk lbs ıreaüa/ş bdrğşıe/iüalvgdlıişeee ürm li şd omiaşşğlnkaaaia i arignrraröii kş krnıüa /ikkşbdnüaaiiü nbnlrşeeşism lıgae/önda vrlnüeeav,ş r5em3ı k şbaaairşynib raka iiailrnrbeakiii lnnalaeib vy niae len şavhieirc inivşina i rşiinirinin in makbul şairi karşı/düşman kabile ve şairinin delillerini, şiirde kastettikleri anlamları çürütür, karşı delillerini, şiirdedt aedkrlaieafllıslnietl erlidetitndriiiikna, llieaş,rdr iıiişne riıldai iyrneldal ledleakare mnaiklnlsialailtra,le,s er ttiışrtte hiiitçkinatrümilidke,r lerlüaşei rtg irkıüinaiörar ındr ,sarü letenakel dmmltakdatreiamleşkdasdıelrlt ieaerığt, rrt ahiitçır i eüaakaçrrnf lnübüıelnlirartraüü i şmö itrızdüal,lm endralk,llir aiaaaığkk mrleaaşçt akırrlü aışdarntırrıüa şıır ı rtt. üa açdrfüraaı,hr nfaükı ntgaiüd ürriçşd,dlı iü dak taliaaaanrrrllşaaaıınfmr ııınt-n a ır iadfdınia liadrdıniaı larını yalanlar, ithamyllaaayrrllıaaan,ln ıaöl navgrlra,üe rlde, idrtleheyi dtaacheemlaavrm,nal apylrla avahırnlere,arı ırenn rıile tarkbher irak,dr eamd dreişldtöıdahl ezır eka dıer lnm elı, l ıar i l ,tğa ıh şrer emıe hn rd ae ı k d ro a ber trrdia eşbr me ı di rr ıd,n ö edı z döoah el ehzelu rle aşr i,lt ğul i er gbğhm üeie ur ç kr ş l a oük ör lb a şuz iır rer .ş lYıl diaöğandzeih ae şaahl likair,ğ ag kerüeşg çsıük lküçinald üraş hı a daghüaç lüg üçlü anlamlarla, övgüa4ln7ea)lr naBlemlua hcmlâaerîrlv,a lEaardp,le a böa,v v8nöe3glr;va üeMgmrlüaüeelsnrlkalelil mrearkll ,am aceZ,re ülcşövhaıedvral vlı6gpaka3ü ,l.pv ılö 3eeav5vrr telegıBerşrü euemclhrkeeeaa rvrkk lioae, a krp rcEtaş aevdırmlvşeeıbıakrıl enpılk9ır ı e1v laoık;et lı aruEşketmşbıarştueruma şkr ıD oamlkıa rkoavutalrurşışmtd aıa,l mıtınıSkşııülnm ıno ıeaa lnout ,ıolş şurtEmutşdatraeumm bro ımunr9ştuı5a şmo( l5ıu0nş1ıt5 uo)r;l mueşult-şuC rummuahşi , İbn Sellam, 48) el-Câhız, Amr b. Bahr, el-Beyân ve’t-TeTbaybîna, kKâatuhi rfeu, h1u9l8i5‟ş, -IşIu, 1a6r;a e, lK-Maehyidreân, ît, rAs.h m, Ie,d 2b1. 7İb; rAahbimdu, lkâhir el-Cürcani, Delailu‟l-icâz fî Mecmau’l-emsâl, thk. Muhammed Ebui’llm-Fia‟dl-l,m Keaâhnirie, tsr.s .3 ,0 I.I I, 157; Sami Mekki, el-İslam ve’ş-Şir, s . 7 2 ; E b û H â t i m e r - R â z î , e z - Z i y n e t fi 3’ l6 - K H e a l is m s ââ t n e bl - .İ s S l a a m b ii yt ,y eD e il v-Aarna,b Biyeyye,r su.t 1, 1129.92, s. 17. Beyit şöyledir: 4590 لİbيوُnا قKلأاeُفيّsîُrت, رeثlك-ُBوiلوdُâب454590y90 نe45لİذ))90b أي vوُİُnلİ/beاbُ قيn‟وKلألمُnn واKا قeُُ-Kلأةفيّensااsîشeiُُîrhفيّتrsو,,â îل ُرeاreتُy,ثllلك e-45-رeBُ90اBو,ثوl iكقلİ-IiلdأوُbBIdبيâوُوُ/ُnâبiyنيل اوId قeyُVKلأذ45 âنبev90ذخاy , eeُأv لİُفيّنe’أs3b/ذeتnيî ُُوأُ4ُnv‟-rُلالمتاnn,/2وe ق ُiKلأُ-رe‟.hلمة nnثوlاâاeكُ-شiُ-فيّyُsBhةnووeîاُâiشل,irلوت اdh,ُyIوُ لIââبeeرل/ااث yُyوl,Iك ل-3نeقeVIُذ7BأاوI و, ب,أv ُُ/Hiلقو3Iني /deأIIُ4ُبa‟âُV/بلمذ2nني sوyخI.s,ُ-Vنeذ ةâذnأ3 اتخأn,شvُiُ4 hلا/أ e3و2تbُâ ‟ُل4لم.ا.لاnوُy 2لSُ- e.ةnاو, aا شiقbIhأIوبiâُ/لtني ا,ُyI لVDeذاو,خ,i ق Ivأأ3Iتبaُُ/4لاني n2I ,Vذ. sخ,. أ31تُ46لا2- 1. 8ُ. ُُءBازeلجyاُiكt şلöذُyفيleُللهdiاُrد: نعوُ ُ ونعُتُ بجأفُادممحُتَ وجى 51 el-Cumahi, Taba551k1 5â)e1 t leu-le C-l Cf-u uCumhmuuaamlhhiia‟i,ş, سh T-5iaşT1,فbu نaلأaaeTbkاlraُaâ-aدّCbtku,ع5a âُ1uت ُf kItmuاuذ,âeh ا aُltu2 -بufhlC u2i i’ا ترh,3uşf u-u;لmşاT hُluقiGaaua‟وhbrlşسüفiai-aُ‟r,ş,ş kفسk uI3-نâTa,8لأşa ف tn2auاruنُ2,لأebaaدّ 3lاa r,عُN-f; ُتa د uKkُّGIe,عاâhُذ, ُuüتيj tاuُdُIrruا2شبذlk,te iاu2aم‟َُ tf2اnبترbş,3ُس u“ن,-2î;ل hMاş,اN مترَ3ُف uuُقنG;لeوuلأاeal وjُُidühlقاrفGي‟ُّ-ُearaşدوسّCطtkü-,عdف, “şُلدُâaتrفrُاMukInُmناaلأذب,aa, umا iاُnrhُ 2بكNaدر ,ّa2 lُ,عdŞiاeنتر 3ُNتُ raُيjمI;لَaاdاaذ ei,ُُشmُ rيراeقيhjGُldم2َ tبخوkeشŞ,ُüe2“فrنâaُُماَtrتر3اMe imم,َُ/يkr“ ;نل ُ lا a وuiMُeُمُءَ'قnُGrhlاُيeّج-و,وua KüُطفGhىdُيNrّلدuaُökrاطوُrerdaaُبألدe'يjُrâmnا dلٌُaHشnك,برeا mتz,مَُtقŞ N.نك,ُُ ر “نaوMVمَُeŞMأُiنمَُُيjurيرIaُبdمٌَlhوIuشخiُee/ُarيرhا rميَtُّبmla,سخُاeeXِط“ين-d rُُ MلدمIَاerايُIُ aوuIبm,ُh يّكaر 1طُdŞ5نلدraا3مَُaبiُُ;rيرm lكخeSر rُُaŞناenيaم َciُrيرalkخeُ,rُدُّ اeعيH مَُzن.مِPُمeوyيُgلّaكmُفيbُeانrل Göre Hz. MuhammeGdöGm”r,eöe Dd rH”ei,n zDHi. izAMn.ir uMAahrşuaatGışhmrtöaımrmrmmeaema lHdalGae”rzrdö,,., ”rDMMM,e i aDaunHyyhiiı zınsaAs.-i mA-r MAAağmruşuğateshuıtdşraosDtm”tsmıo ,re2a mmsvD0l ra02aeii3nr0dnla,,i0”d CrMA,3e, . D, rMaŞ6 aC,yii şniSaı.rt siy.ı,6 -r 1Aıs,Ams6 .rS- ,ğaa A8.su şl7.1ağ ts1.ı6rut r2o,,sm. stMso a.2 sla10a y220rı0.,3s 0-M, A3Ca,ğ .yC u6ıs.s, t -6oSA,s. Sğ 12u.60 s1,0t 6os3,.s, s1C2.2 01.. 0 263,. ,S C. .1 66,, Ss.. 1126., s. 12. )ولوسرُفيُيرلخاُلكفُاوّل خ)ُ و(لُو)وسلروُسفيرُُفييرلخُيرُاُلخل3 9اكُ zل)İفeوbُكvلاووnâفّلس ُخiRاروd ُُُّل eخ(فيv)şُeوُîُk (ليروmُ,سلخ eeراnlُُو-فيلbلUيaكُبmسيرiف'ُُlلخُdا-ونefاّلُeُع,خل vُIُâركI(اi,ُففd ُ8ك او(4لّلTاُخ5ُaني;ُ hُ(بekُُ lاو i-/kHّل ُخ: eوAلyي.sبوس eلMيmُبنسuُîعُ,h نُaAُرعmاlُفiرmك اbفلe.اكُ dنيEل ُاوDُbبلنيُيîeابو سrبّBلُvخُاوeiنّşلkخع)وr,ُل, ير DبBاسفâuُكrنğüلاyع'ُleُني-رftüiباُkف'اوrكr-ّ,ل لخrاBâُنيiedyب ُrfاوuîّل tخt,a 1h9k9ik4i, mXeIIcIm, 2a2i'7z-. Bu bMeyuiht afmarmkleı dl afbı.zB B İvuusBe âbbu İ,Meas e âynbySMu,i leitüSha tynfu ümaafinehmtral enkarafnlm kmaır (ll(rleıaemekaB dl lfll--rıeu aıKzKi df bv lübıv aü.aMzte eüfbty ıüİybvB.auzes ibine th’âtuİs lvi a,ase‟- af esmâsbmadnMiS -,etrial lstmülkayaeniumSrn ltmilelhvıtütaea ie dea nlşlnmf ra amtaşei virvfburlnr(lımeaakr..aez u y rl l K(elheıİ-şrvae dtsiKiual he lvâ aeH-rrrâ ü,adKuifbşa, avt ıyiıhn.İlüzSdüla emsial bîüttyİthasvaşüi isne şmântee‟mbâtıets,bid r , ilrn-eau me‟.aisİ t nlslSdrKns,im-a (lltütii1saatae al ieni9şimrm lnştçşö -r9ettıbKiiiye2vlilnvnşaarul e üt.eşai rlv çi tb(dlt,yrKıia eüeşrki.nemr l u1badzt:-Krş r 9ierKa.i]e‟u uşv) a9وse,idıühra rنç2-ltاEuiştiayisس- lnühıdhTişmeli لtbâetiaُtçbtiıhbا ,وiieşrkri e‟ş âعnmt mz7stİdıط,d.vi-r0s iiraقsmetee;zl.اİ aimtف ) îseit-ُaKn,,çttnTşم i eabiلا-uişai nnNruçtrrmسv ibuileşrbn,لاeisuıh. zlkâ اliaî1ُKbî,z,hşفى,ş 9 k.uMâatE 1ُ9zır,erءbr9 u.u2şاtmû جhİ9ı-h e lsTaA2aiaiىttmhç- ia şُbTriiثâtnmidçnmıç,iibri derدrinmiurdnmİeحza s ld)aîbhb,أit,,ُ e z-a.k ن i)1înzç,,م9b .iُ n:9ueل 2ltb,ا- قkTُi1بيzçi9.riن nmل9اeُd2tنi-ez عT)îiُ,,çiة riمnmامdأiُezبى)î,,أ ُنع[ Edeb 70; en-NesmEâîad,En e,db ESe übbn7û e0 n7;( Ae0l;-be KndüeE-itrNnüdr-baeeNihsb’sâem -îssE,aâi7 tndît0,eE,e ; b vbEe Sûe büş n7uûn-0rA Neu;n h4beA0i(d sheeBbâiânlrdî,k-r -,Kzİi aNrs.hrtü eEaBamtnshübuâbambhûîun,ai l a‟,,r sîn1A,E- ,9sSE bb9iüdtd2ûStne ie üibre çrnünAian'ev(lhdbe-nemmedl( )-eiü,Ka rlşfMnr-ruüaK,eer thdüunüm,âSbh tssüüiia.i‟h bknns2â,i,e- 5‟, 1sn s6i0-(.tS9s teُüe,il لt -n1tKجe2eرv 1nüُe;و(t v İeüُbeاlbىşn- رiKu ‟سKşrsüأuue-ُtsshنrüîiuiمrtbh,htُ ieةeâi‟ل lh,sي- بâ-قvs,لا ieُtو teجş هuيvrُuرeعh اiشhşُuâنr, اuسhنiإُhاâمر,ج ُسانلاُمظعأُنإ[ İstanbul, 1992 içindBİesid)tİa,âs nyMtaeb,neu IbnlI,/uâ 1IlsV,i9 k,1 92,92 219 8İi02s,ç 9t 2iain,2ç nd91ibn.e2udİ)1s,le; ,tM ) aİ1,nb 9Mebn9nu e2âKlns ,ie iâç1kssi9î,inr k91,d ,20ee 1 9l)i-,0ç, B iM91ni,2d de11âen2;y)â 1,eİs b;,Mi knİIbIe, /Knn1 I â0eVKss9iî,e,k r s2,1, î 2er21,8l10 -e,;B9 l 2İ,-i 2bBd19nâi2d. y1 Kâe;y,e İesIbIî,n r/I , II KeV/ leI-,V sB2î,ir2 d,28 âe2,yl 82-eB,2, 2i9Id2I.â/ 9 yI.V e,, I2I/2 I8V, 2, 2292.8 , 229. 52 Arap dilinde, 552n2 e5 )2k AA âirrzaAap;p r da bipldoi nizdldmieni5,la 2din kne e,d,k Aeâiy,nzr 5ıe;a2k nkbp m eoâ kziaAdzmâk;iria lzaikn;pbg, d oeybeçızdk,oem imrzlsianamnikkezda ,k g] ekوâe,k,يyç iب zıأeıُlnk;ryنm semıiمkzkabُ aىkmâokki فızzal نmmتa;k gna aeklbkagç oa,mee nzçrlımsyaenimırzaaks ı kimnz,akg a ıegklyklem eıılkelnagmnm ke a çaضkkea r nقsنalgi az nekm lçöakekımnürıslanımind zeaa gn ke kt glüıeelranmelnem alnaiضkş m çضoıقaنn- naقlن a mgeılnean gضeleقنn ضقن kökünden türemiş ğçkuoölkğ kiöuüsiklnm üdidsneiidrnm. e Şdtnüii irrrtd.eü ekmrŞ,eö iibmkişir rüdi çşnşeo adk,çiğ eröobiunnkğil rü udt inüilşsğ darieimeeisrrm inidşmn aii4tş ir1dür. d i ierçnirŞelğo .-s mieğBöiŞrruyiaid şllişğe er adçdid, siioeârğbiğ,idmii nnurîbi ,d ln isş Hir öraia s.ıykiş izraslŞmiâeiinninrddi eireidni dğrtvi ü.eieğd n',yŞel iia-ğrbni e ieki rdşrraeda e nkeşişbdrsa,a,ii ii innbIrsrI iöeiinIsnry , ö l şe2dsyadö0iliğiey7ğrediil nnre-i iğ dn2şdii a0nğtieiğ9iirrnne.is niirnan ekş s aaösifikiyarnslideenien d esiğ öiynliend iağkinsiinne a ksine veya kendi söyledovrietğavyiyeanay i nakk oeytknmeedransis idındise ıvör .e syBöiylfeakyadz lde.i evğkdİ eibeinğnynoi iadnrnM ti ia nakytn seeazörn tusyedrik,lrni eso Cediyn esimmğeöi iyfaanallisuiedfındadde ddi ıiğretn.oei , n rrLstioBaniirsnyk taeaaznt y .eu ar’ikl sfİ-oaibAnkdynreoema y baMm,i osfDaıraadtdasnaırıezryud .u’a ılrr -o.,mB rktekaoBazyyrk.ia mfz, .İa Mbksnoİıısbd yınırmr,M .t arMassBn.ı dazk, nıuzVrzr..I, u , rBİ,b knz . Mİbannz uMr, anzur, Cemaluddin, Lisanu4C5‟el2C-m4Ae.armlauabdl,ud Ddinda,ir nuL,C‟i lsL-eamimsnaeuana‟lCulru-id‟eAfl,dm- rMiAanarb,lıa us,L bıdDri,ds, a aDitrnrnuas,u ‟.rL lu‟,-li ‟m-VslAa-eImnr,a au4erb‟ia5fl,r-,2 iDAM4f,ra. aMırsubıı‟r,s l,D- ıtrmra,s ret.ur as,‟r .lVi -f,m ,IV ,M e4Ia,ı5 rs42iıf5r4,,2 . M t4r.sı .s ı,r V, tIr,s .4 ,5 V24I., 4524. 53 Ahmed eş-Şayi5b533, 5 )T3 AaA rhhAimhmheudem‟ dnee -şed-nŞş e-ea5kŞ3yşâ i-a biŞyz, aAi Tfbyaih,5‟ir 3bşmiT h-, aş ueTir’dA‟nair h-erhinu‟şimelh-‟k-Şnuaeâ-a‟dirnznya ee-fiibnbkş’iş-eâ,,- Ş kşiT2ziaâ’a. yrbifrziiis’‟i bl.hfş- i,-a,u ‟ şTrşK‟ia-na‟bşar-riihini,‟‟ hrie2lri-uk.e‟ba‟âl,srn- i.1aa z-,9n rbKfa5eii‟,abk4 şh2âi,-i, .şir sbze2i.‟ ,s . fr2b.1i i‟.9s,‟ ş 5.lK- -4,şa ,aiK r‟shar.ai i2brh‟e.ili,-,r ae21r,.9 ab15bs94.i 5,,, 42sK,.. bas2sh.. .i2 r,.e K, 1ah9i5r4e,, s1.9 25.4 , s. 2. 11 13 131 3 13 13

Description:
o; "Bu adam Dünya'da anılan, ancak Ahiret'te unutulan biridir Osmanlı hakkında ise, Ahmed Şevki bir kasidesinde Halife Abdülhamid'i överken;22.
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.