O sabah River Burnu'nda ne olduğunu kimse bilmiyordu. Beş oğlan avlanmaya çıkmıştı. Sadece dördü geri dönmüştü. Oğlanlar arkadaşlarını öldüren kurşunu kimin ateşlediğini söylemiyordu, kanıtlar dördünün de suçlu olabileceğini gösteriyordu.
Kate Marino'nun bölge savcısının yanındaki stajı çok havalı bir iş değildi. Daha ziyade okuldan erken çıkmak ve üniversiteye başvururken faydalı olması için bir mazeretti. Fakat bir gün patronu Bay Stone'a önemli bir dava verilmişti: Küçük bir kasaba olan Belle Terre'in gördüğü en büyük dava. River Burnu Oğlanları herkesin dilindeydi. Kazanın gerçekleştiği sabah yapılan kan testleri onları kötü gösterse de, bölge başsavcısı davayı olaysız bir şekilde bitirmek istiyordu. Sonuçta rütbesini onlardan birinin ailesine borçluydu.
Kate davanın üstünün kapatılmasına izin vermeyecekti. Kendi sırlarından önce başkalarınınkileri ortaya çıkarmak zordu ama Grant için adaletin sağlanmasını istiyordu. Fakat Kate, olayı araştırırken hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını öğrenmişti. Gerçeğe tehlikeli bir şekilde yaklaştıkça Kate şüphelenmeye başlamıştı: Yaşananlar gerçekten kaza mıydı?
Bir an önce gerçekler ortaya çıkmazsa birden fazla hayat tehlikeye girecekti. Kate'inki de dahil.