ebook img

Bir Gemi Katibinin Esaret Hatıraları PDF

316 Pages·2016·2.63 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Bir Gemi Katibinin Esaret Hatıraları

HASAN BASRİ EFENDİ Bir Gemi Kâtibinin Esaret Hatıraları Hazırlayan: Bedrettin Görgün Çeviriyazı: Ziver Öktem - Cemile Kesim Moralıoğlu Yapı Kredi Yayınları Yapı Kredi Yayınları Edebiyat Bir Gemi Kâtibinin Esaret Hatıraları / Hasan Basri Efendi Hazırlayan: Bedrettin Görgün Çeviriyazı: Ziver Öktem - Cemile Kesim Moralıoğlu Kitap editörü: Yücel Demirel Kapak tasarımı: Nahide Dikel © Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık Ticaret ve Sanayi A.Ş. Bütün yayın hakları saklıdır. Kaynak gösterilerek tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz. Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık Ticaret ve Sanayi A.Ş. Yapı Kredi Kültür Merkezi İstiklal Caddesi No. 161 Beyoğlu 34433 İstanbul Telefon: (0 212) 252 47 00 (pbx) Faks: (0 212) 293 07 23 http://www.ykykultur.com.tr e-posta: [email protected] Bir Gemi Kâtibinin Esaret Hatıraları Hasan Basri Efendi 6 Kasım 1914’te batırılan Mithatpaşa Vapurunun gemi kâtibidir. Bedrettin Görgün 1933 yılında İhya Kaptan ve Bedia Hanım ’ın oğlu olarak, İstanbul’da Beşiktaş’ta, kitapta da adı geçen evde dünyaya gelmiştir. İstanbul Üniversitesi’nde 43 yıl hizmet vermiş ve 2000 yılında Plastik Cerrahi Profesörlüğünden emekli olmuştur. Denizcilik ve Dünya tarihine olan merakının yanısıra, kendisi de amatör uzakyol denizcisi ve yelkencisidir. 22 Temmuz 1917’de esirler toplu halde Odinsk’te. (Prof. Dr. Bedrettin Görgün Arşivi) Bkz. s. 367 Ereğli Açıklarından Sibirya’ya Eski yazı ile yazılmış ve de eskimiş, 1965 yılında vefat eden babam İhya Kaptan’a ait, iki sarı defter bana kardeşim Bilon tarafından iki yıl kadar önce verildiğinde, ne olduğunu bilmeden ve anlamadan incelemek için elime almıştım. Dikkatimi çeken defterlerin eskiliğine rağmen yazıların son derece temiz, itinalı, düzgün yazılmış olması bazı yerlerinde Kiril alfabesi ile yazıların bulunması ve 1965 yılında vefat eden ve 1914-1920 tarihleri arasında, gemisi batırılıp, denizden toplanıp, Rus savaş gemisince esir alınıp, Rusya’da, Sibirya’da 6 yıl esir kalan babam İhya Kaptan’a ait olduğunu bilmemdi. Bu defterleri okuyabilecek, ne olduğunu anlayabilecek kimseyi, uzmanları bulabilmem ancak 2008 yılında dostlar yardımı ile mümkün oldu. Yapı Kredi Yayınlarında Yücel Demirel, Ziver Öktem ve Cemile Kesim Moralıoğlu’nun uzunca çalışmaları sonunda bu defterlerin 1914’ten 1920’li yıllar arasında geçen esaret yıllarının, 6 Kasım 1914’te Rus donanmasınca Karadeniz Ereğli açıklarında batırılan gemilerden S/S Mithatpaşa’nın kâtibi Hasan Basri Efendi’ye ait birebir günlükler olduğu anlaşıldı. Enver Paşa’nın atak ve yanlış kararı ile açılan Kafkas cephesinde büyük ikmal sıkıntısı yaşayan, düşman ve soğukla mücadele edip kırılan ordumuza askeri ve destek malzemeleri, hatta 4 uçak, bir uçak bölüğü ve asker götüren Mithatpaşa, Bezmialem ve Bahriahmer gemileri, yine Enver Paşa’nın emri ile korumasız olarak İstanbul Boğazı’ndan çıkmış ve Trabzon’a gitme emri almışlardı. O devirde Sarıkamış cephesine varış en kolay Trabzon üzerinden karayolu ile mümkün oluyordu. Bu gemiler o devrin okyanus aşırı seferler yapmış yolcu ve yük taşıyan büyük ve kıymetli gemileri idi. Bu gemilerin kaybı Birinci Dünya Savaşı’nın sonunu, savaşı kazanan ülkeleri, yani dünya tarihini de muhtemelen değiştirmiştir. Bu sırada Osmanlı donanmasına mensup savaş gemileri doğu Karadeniz ve kuzeyde Rus sahilleri civarında idi ve Sivastopol, Kerç Boğazı, Yalta, Odesa Novorosiski donanma tarafından topa tutulmuştu. Buna misilleme olarak Rusların Rostislav zırhlısı ve diğer savaş gemileri lojistik önemi büyük Zonguldak limanını topa tutmuş, gemileri batırmış, kömür yükleme tesislerine büyük zarar vermişlerdi. O devirde enerji kaynağı kömür, gemiler, trenler, fabrikalar ve süren hayat için büyük öneme sahipti. Zonguldak limanı da en büyük kömür ikmal limanı idi. İşte Rus gemileri bu bombardımandan dönerken bizim ikmal gemilerine rastlayıp batırdılar. Yavuz, Midilli, Hamidiye, Berk, Gayret gibi savaş gemilerimiz yardıma gelemediler. Baltık denizinde Ruslar tarafından batırılan Magdeburg kruvazöründen Ruslarca ele geçirilen şifreler sayesinde Rus donanması kısa sürede Karadeniz’in kontrolünü ele geçirdi. Rostislav Zırhlısı (Prof. Dr. Bingür Sönmez Arşivi) 6 Kasım 1914 günü batırılan 3 gemimizde tam sayı belli olmamakla beraber üç bin civarında şehit verildiği saptanmaktadır. Denizcilik tarihi yayınları ve belgelerden anlaşılan, torpil, top ateşi ve diğer silahlarla yapılan atışlarla gemilerde yangınlar çıkmış, pek çok kimse şehit olmuş, sonra da gemiler batmıştır. Sağ kalanlardan bir kısmı fırtınalı ve soğuk Karadeniz sularında Rus gemilerine alınıp esir olarak Sivastopol’a getirilmişlerdir. Bu esirlerin bir kısmı yolda ölmüş, bir kısmı Sivastopol’da hastanede, bir kısmı da Sibirya’da, esarette vefat etmişlerdir. Sağ kalanların bir kısmı ise uzun yıllar sonra, Çarlığın yıkılması ve Bolşevik ihtilalinden sonra anavatana dönmeye muvaffak olmuşlardır ki S/S Bezmialem vapuru mülazım kaptanı İhya Kaptan da dönenlerden biridir. Zonguldak Limanı Rus bombardımanı sonrası. (Prof. Dr. Bedrettin Görgün Arşivi) Batırılma sırasında esen şiddetli kuzey rüzgârları sayesinde denizde gemi ambar kapaklarına tutunup sağ kalabilen birkaç kişi ise sonradan sahile varabilmiş veya kurtarılmışlardır. Bu batırılma sonrası Karadeniz’de Türk donanması hakimiyeti kaybolmuştur. Yavuz zırhlısı 18 Kasım’da Sivastopol önlerinde 150 şehit, 59 yaralı vermiş, 26 Aralık’ta da boğaz ağzında mayına çarparak yaralanmıştır. Sibirya’ya trenle bir hafta süren yolculuktan bir yıl sonra, İhya Kaptan (Görgün) ve Orhan Bey’in (Tuksavul) 5 Kasım 1915’te Dauria’dan gönderdiği kart ile kendi resimleri tarihi bir esaret hatırasıdır. Adres kısmında “Türkiye” kiril alfabesiyle yazılmış olup kart Almancadır. Muhtemelen Orhan Tuksavul tarafından babamın ağzından yazılmıştır. Orhan Bey Almanya’da gemi inşa mühendisliği okuyup Türkiye’ye dönünce askere alınıp Kafkas cephesine giden üç gemiye alınan Alman subaylarına tercüman olarak verilen Türk zabitidir. Kartta Almanca harp esiri gönderisi ve sansür bölümü mühürleri vardır. Kızılhaç (Salib-i Ahmer) ve Kızılay (Hilal-i Ahmer) bu esir gönderilerini o tarihlerde yerlerine ulaştırmaya aracı olurmuş. Batırılmadan sonra denizden toplananların bir kısmı yolda veya Rusya ’da hastanelerde ve esir kamplarında yaralarından, tifo, tifüs gibi bulaşıcı hastalıklardan veya bakımsızlık, kötü gıda veya doğal sebeplerden hayatını kaybetmiş, hayatta kalanlarsa Çarlık Rusyasının yıkılmasından 4 ila 7 yıl gibi uzun zaman sonunda Türkiye’ye dönebilmiştir. Babam İhya Kaptan 6 yıllık esaret sonunda çalışarak, biriktiği para ve yerli halktan gördüğü yardımlarla, esir kampından kaçıp sahte Arnavut pasaportu çıkartmış. Trenle Rusya’nın en doğusundaki (Rusya’da güneşin en erken doğduğu) Vladivostok limanına varmış, orada da bir gemiye tayfa yazılıp, Japon denizi, Hint Okyanusu, Süveyş Kanalı yoluyla Trieste’ye, oradan da Viyana’ya geçmiş ve trenle İstanbul’a gelebilmiştir. Çok ağır esaret şartlarında pek çok esir hayatını kaybetmiştir. Esirlerin sağ kalıp bazılarının kaçabilmeleri, aralarındaki kuvvetli yardımlaşma hissi, kamplarda ve civarlarındaki, insanlık ve yardım hisleri bulunan görevliler ile mahalli halkın ırk, cins, milliyet farkı gözetmemesi sayesinde olmakla beraber, genelde Tatarlar Türk esirlere çok yardım etmişlerdir. Uluslararası yardım kuruluşları muhtelif zamanlarda esirlere çeşitli yardım malzemeleri dağıtmışlardır. Rus devleti de hatıratta okunacağı üzere esirlere rütbelerine göre maaş bağlamıştır. Bunun dışında kamplarda ve izinle kamp dışında para karşılığı esirlerin çalışmasına müsaade edilmiştir. Mahalli halktan yardım ile çalışma olanakları da bulabilenler olmuştur. Sert iklim, yetersiz gıda, açlık ve hastalıklar pek çok esirin hayatını bitirmiştir. Bolşevik ihtilalinden sonra çarlık parası da değerini kaybetmiş. Fakat bazı esirler kendi iş güçleri ve ruh zenginlikleri ile sağ kalıp anavatana dönebilmişlerdir. Savaştan çıkmış, işgal altındaki 1920 İstanbulunda halk büyük sıkıntı içindedir. Gelibolu’da, Sarıkamış’ta, Balkanlarda, Arabistan çölleri ve Mısır’da pek çok şehit verilmiş ve ülke ayakta kalmaya çalışırken, büyük kurtarıcı Mustafa Kemal, Anadolu ’da ülkeyi kurtarma çabası içindedir. İşte bu ortamda İstanbul işgal kuvvetleri ile dolu iken İhya Kaptan trenle Viyana’dan İstanbul’a gelip Sirkeci istasyonunda iniyor ve elindeki çantası ile Ayaspaşa’daki evine gitmek istiyor. Fakat tramvaya verecek parası

Description:
6 Kasım 1914’te batırılan Mithatpaşa gemisinin kâtibi Hasan Basri Efendi’nin Sibirya’daki esaret hatıraları... “Denize düştüğüm anda bir iki kere yuvarlandım, battım, çıktım. Çünkü güverteden atlamış idim. Gerçi güverte bir derece alçalmış bulunuyordu. Gemi (Mitha
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.