2017 © DÜŞÜN YAYINCILIK Yayın No: 309 BİR BAŞKA DİN: TASAVVUF Cemre Demirel Editör: Hümeyra Okuyan Mizanpaj&Kapak: MottoProject Baskı ve Mücellit: Han Basım Yayın Matbaacılık San. ve Tic. A.Ş. Atatürk Caddesi No: 42 Küçükçekmece/İstanbul Tel: (0212) 276 77 77 ISBN: 978-605-9304-45-0 Yayıncı Sertifika No:12628 I Baskı: Mayıs 2017 DÜŞÜN YAYINCILIK Topkapı Mh. Kahalbağı Sk. No: 49/A Topkapı/İstanbul (0212) 524 7 524 www.dusunyayincilik.com twitter/dusunyayincilik - facebook/dusunyayincilik “Düşün Yayıncılık” bir “Adım İletişim Hizm. ve Prod. Ltd. Şti” markasıdır. Copyright © 2017 - Düşün Yayıncılık Eserin her hakkı DÜŞÜN YAYINCILIK’a aittir. Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir. İzinsiz çoğaltılamaz, basılamaz, yayınlanamaz, dağıtılamaz. BİR BAŞKA DİN: TASAVVUF Cemre Dem(cid:3444)rel B(cid:3444)yograf(cid:3444) 1989’da İstanbul’da doğdu. Orta öğren(cid:3444)m(cid:3444)n(cid:3444) Şehrem(cid:3444)n(cid:3444) Anadolu L(cid:3444)ses(cid:3444)’n- de, l(cid:3444)sans eğ(cid:3444)t(cid:3444)m(cid:3444)n(cid:3444) Galatasaray Ün(cid:3444)vers(cid:3444)tes(cid:3444) (cid:3444)kt(cid:3444)sat bölümünde tamamladı. Şu sıralar Yıldız Tekn(cid:3444)k Ün(cid:3444)vers(cid:3444)tes(cid:3444) felsefe bölümünde yüksek l(cid:3444)sansını sürdürmekted(cid:3444)r. İlg(cid:3444) alanları olan d(cid:3444)n, felsefe ve ezoter(cid:3444)zm hakkındak(cid:3444) yazı- larını Türk(cid:3444)ye’n(cid:3444)n en fazla okunan şahs(cid:3444) blog sayfası m(cid:3444)chaels(cid:3444)kkof(cid:3444)eld.blogspot.com adres(cid:3444)nde yayınlamaktadır. İÇİNDEKİLER Önsöz . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .7 Giriş . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .11 Mevlana ve Mesnevi’nin Meşhur Önsözü . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .13 Nabza Göre Şerbet Dağıtan Mistik Öğretiler: Spiritüalizm ve Panteizm . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .31 Bir Başka Din: Tasavvuf. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .59 Bir Başka Allah Dostu (!): Muhyiddin İbn Arabi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .73 Tekamül ve Çilecilik (Asketizm) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .99 Spiritüalistlerdeki Tasavvuf Sevgisi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 111 Asırlık Plan: Tek Dünya Dini . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 137 Vahdet-i Vücud İnancını Panteizmden Farklı Gösterme Çabaları. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 193 İslam’da Akılcılığın Sonu . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 217 Türkiye’de ve Dünyada Tasavvufun Israrla Yüceltilmesi . . . . . . . . . . . . . . . 245 Yine Bir Allah Dostu (!): İmam Rabbani . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 261 Tasavvuf = Spiritüalizm = Paganlık . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 277 Bir Başka Ruhçu Öğreti: Meleklerle İletişim. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 291 İsmailağa Cemaati, Mahmut Ustaosmanoğlu ve Cübbeli Ahmet . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 303 Sonuç ve Sonsöz . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 315 Dipnotlar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 321 ÖNSÖZ Kur’an’da bahs(cid:3444) geçen peygamberler(cid:3444)n büyük çoğun- luğu d(cid:3444)ndar toplumlara gönder(cid:3444)lm(cid:3444)şt(cid:3444)r. Kur’an’ı referans alırsak, d(cid:3444)ns(cid:3444)z b(cid:3444)r topluma gönder(cid:3444)len h(cid:3444)çb(cid:3444)r peygamber- den haberdar değ(cid:3444)l(cid:3444)z. Hud, Sal(cid:3444)h, Şuayb, Nuh, İbrah(cid:3444)m, Musa, İsa, Muhammed ve b(cid:3444)ld(cid:3444)ğ(cid:3444)m(cid:3444)z ya da b(cid:3444)lmed(cid:3444)ğ(cid:3444)- m(cid:3444)z n(cid:3444)ce peygamber(cid:3444)n gönder(cid:3444)ld(cid:3444)kler(cid:3444) toplumların ortak özell(cid:3444)ğ(cid:3444); kend(cid:3444) d(cid:3444)nler(cid:3444)n(cid:3444)n d(cid:3444)ndarları olmalarıydı. D(cid:3444)nle- r(cid:3444)n(cid:3444)n ortak özell(cid:3444)ğ(cid:3444) (cid:3444)se h(cid:3444)çb(cid:3444)r del(cid:3444)le dayanmasalar b(cid:3444)le atalarından gelenek olarak m(cid:3444)ras kalmasıydı. Hud peygamber, toplumunu b(cid:3444)r ve tek olan Allah’a kulluk etmeye çağırdığında d(cid:3444)ndar (cid:3444)nsanlardan şu cevabı aldı: “Sen, yalnız Allah’a (cid:3444)badet edel(cid:3444)m de atalarımızın kulluk etmekte olduklarını terk edel(cid:3444)m d(cid:3444)ye m(cid:3444) b(cid:3444)ze gel- d(cid:3444)n? Eğer doğru sözlü (cid:3444)sen had(cid:3444) b(cid:3444)ze b(cid:3444)z(cid:3444) tehd(cid:3444)t ett(cid:3444)ğ(cid:3444)n(cid:3444) get(cid:3444)r.” (Araf Sûres(cid:3444), 70) Başka yer ve başka zamanda yaşayan Sal(cid:3444)h peygam- ber(cid:3444)n aldığı cevap şuydu: “Ey Sal(cid:3444)h, sen bundan önce, aramızda b(cid:3444)r umut kay- nağıydın. Atalarımızın tapmış olduklarından sen ş(cid:3444)md(cid:3444) b(cid:3444)z(cid:3444) men m(cid:3444) ed(cid:3444)yorsun? B(cid:3444)z, sen(cid:3444)n b(cid:3444)z(cid:3444) çağırdığın şeyler- den kuşku (cid:3444)ç(cid:3444)ndey(cid:3444)z.” (Hud Sûres(cid:3444), 62) 8 Bir Başka Din: Tasavvuf Şuayb peygamber(cid:3444)n aldığı cevap da buydu: “Ey Şuayb! Namazı mı emred(cid:3444)yor sana, atalarımızın tapar olduğunu terk etmem(cid:3444)z(cid:3444) yahut mallarımızda d(cid:3444)led(cid:3444)- ğ(cid:3444)m(cid:3444)z g(cid:3444)b(cid:3444) davranmaktan vazgeçmem(cid:3444)z(cid:3444)? Esasında sen; gerçekten yumuşak huylu, olgun b(cid:3444)r (cid:3444)nsansın.” (Hud Sûres(cid:3444), 82) Ve son İslam peygamber(cid:3444) Muhammed... Onun (cid:3444)ş(cid:3444)tt(cid:3444)ğ(cid:3444) cevap da farklı değ(cid:3444)ld(cid:3444): “Onlara, ‘Allah’ın (cid:3444)nd(cid:3444)rd(cid:3444)ğ(cid:3444)ne uyun!’ dend(cid:3444)ğ(cid:3444)nde: ‘Ha- yır! B(cid:3444)z, atalarımızı üzer(cid:3444)nde bulduğumuz şeye uyarız.’ derler. Pek(cid:3444), ataları b(cid:3444)r şeye akıl erd(cid:3444)rem(cid:3444)yor, doğruya ve güzele ulaşamıyor (cid:3444)d(cid:3444)yseler!..” (Bakara Sûres(cid:3444), 170) Türk(cid:3444)ye’de yaşayan sıradan b(cid:3444)r Müslüman olarak, ne zaman yaşanan d(cid:3444)n(cid:3444)n b(cid:3444)r çarpıklığını d(cid:3444)le get(cid:3444)rsem, ne zaman (cid:3444)nsanların İslam zanned(cid:3444)p (cid:3444)nandıkları herhang(cid:3444) b(cid:3444)r şey(cid:3444)n İslam (cid:3444)le bağdaşmadığını söylesem, ne zaman d(cid:3444)n adına yapılan kötü veya gereks(cid:3444)z b(cid:3444)r uygulamanın İs- lam’da yer(cid:3444) olmadığını deme cesaret(cid:3444) göstersem, ben de çok benzer cevaplar (cid:3444)ş(cid:3444)t(cid:3444)yorum: “Bu kadar İslam al(cid:3444)m(cid:3444) yanılıyor da, sen m(cid:3444) doğrusunu b(cid:3444)l(cid:3444)yorsun?” ya da “Yıl- lardır k(cid:3444)mse bunu fark etmed(cid:3444) de, sen m(cid:3444) ş(cid:3444)md(cid:3444) fark et- t(cid:3444)n?” ya da “Bu kadar (cid:3444)nsan yanlış b(cid:3444)l(cid:3444)yor da, b(cid:3444)r tek sen m(cid:3444) doğrusun?” B(cid:3444)r şey(cid:3444)n uzun yıllar boyu, al(cid:3444)m de olsa cah(cid:3444)l de olsa b(cid:3444)rçok (cid:3444)nsan tarafından savunulması, onun hak(cid:3444)kat değer(cid:3444) taşıdığı anlamına gelmez. N(cid:3444)ce (cid:3444)nsanın böyle b(cid:3444)r argüma- na sığınması, okullarda mantık ve felsefe eğ(cid:3444)t(cid:3444)m(cid:3444)n(cid:3444)n ye- ter(cid:3444)nce kal(cid:3444)tel(cid:3444) sev(cid:3444)yede ver(cid:3444)lmemes(cid:3444)n(cid:3444)n kötü b(cid:3444)r sonucu olsa gerekt(cid:3444)r. Öte yandan bu k(cid:3444)tapta anlattıklarım asla ve asla k(cid:3444)mse- n(cid:3444)n fark etmem(cid:3444)ş olduğu şeyler değ(cid:3444)ld(cid:3444)r, b(cid:3444)l(cid:3444)nen ama d(cid:3444)le get(cid:3444)r(cid:3444)lmeyen gerçeklerd(cid:3444)r. Önsöz 9 İnsanlardak(cid:3444) “Nasıl olsa ben(cid:3444)m yer(cid:3444)me düşünen başka- ları var, doğru olan onlara uymak” f(cid:3444)kr(cid:3444)n(cid:3444) ve eğ(cid:3444)l(cid:3444)m(cid:3444)n(cid:3444) Av- rupa büyük ölçüde Aydınlanma Dönem(cid:3444)nde kırdı, tama- men kıramadıysa dah(cid:3444) bu z(cid:3444)h(cid:3444)n putuna çok sert b(cid:3444)r darbe (cid:3444)nd(cid:3444)rmey(cid:3444) başardı. B(cid:3444)zdek(cid:3444) “çoğunluğa uyma” kolaycılığı (cid:3444)se tüm heybet(cid:3444)yle hala ayakta durmakta ve b(cid:3444)zler(cid:3444) gün geçt(cid:3444)kçe daha güçsüz b(cid:3444)r topluluk hal(cid:3444)ne get(cid:3444)rmekted(cid:3444)r. Oldukça uzun vakt(cid:3444)m(cid:3444) alan bu çalışmadak(cid:3444) tek amacım, Allah rızası (cid:3444)ç(cid:3444)n bu puta b(cid:3444)r kürek sallamak, İbrah(cid:3444)mî b(cid:3444)r yol (cid:3444)zlemeye çalışmaktır. Hazırlanışı ve yazımı yıllarımı alan, fakat kötü yanı, yayınlatmak (cid:3444)ç(cid:3444)n başvurduğum b(cid:3444)rçok yayınev(cid:3444)nden “Bu k(cid:3444)tabı basarsak kıyamet kopar.” ve “Çok tepk(cid:3444) toplarız.” sebepler(cid:3444) sunularak redded(cid:3444)len bu k(cid:3444)tap, yayınlanmak (cid:3444)ç(cid:3444)n de (cid:3444)k(cid:3444) yıl boyunca el(cid:3444)mde hazır b(cid:3444)r şek(cid:3444)lde beklemek zo- runda kaldı. Elbette b(cid:3444)r şey(cid:3444)n hak(cid:3444)kat dereces(cid:3444), onu doğru kabul eden (cid:3444)nsan sayısının çokluğuyla yükselmed(cid:3444)ğ(cid:3444) g(cid:3444)- b(cid:3444), (cid:3444)nsan sayısının azlığı ve marj(cid:3444)nall(cid:3444)ğ(cid:3444)yle de yükselmez. Hak(cid:3444)kat yalnızca del(cid:3444)llere dayanır. Fakat çoğunluğun gü- cü, para, (cid:3444)ş ve prest(cid:3444)j korkusundan dolayı del(cid:3444)ller g(cid:3444)zle- n(cid:3444)rse, o zaman hak(cid:3444)kat hang(cid:3444) del(cid:3444)llere dayanıp da ortaya çıkab(cid:3444)l(cid:3444)r? Bu m(cid:3444)nvalde yıllar süren bekley(cid:3444)ş(cid:3444)m(cid:3444)n ve mü- cadelem(cid:3444)n sonunda bu k(cid:3444)tabı severek ve sah(cid:3444)plenerek ya- yınlamayı kabul eden Düşün Yayıncılık’a m(cid:3444)nnettarım. K(cid:3444)tabın yayınlanmasına ön ayak olan ve ed(cid:3444)törlüğünü üstlenen Hümeyra Okuyan’a, desteğ(cid:3444)n(cid:3444) ve mot(cid:3444)ve ed(cid:3444)c(cid:3444) sözler(cid:3444)n(cid:3444) benden es(cid:3444)rgemeyen okuyucularıma, son ola- rak da 31/14 ayet(cid:3444) gereğ(cid:3444), yıllardır kahrımı çeken b(cid:3444)r(cid:3444)c(cid:3444)k annem Han(cid:3444)fe Dem(cid:3444)rel’e büyük teşekkür borçluyum.