ALEXANDRE DUMAS BİNBİR HAYALET FRANSIZCA ASLINDAN ÇEVİREN: ALEV ÖZGÜNER TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI özgün adı LES MILLE ET UN FANTÔMES fransızca aslından çeviren ALEV ÖZGÜNER © türkiye iş bankası kültür yayınları, 2008 editör ALİ ALKAN İNAL görsel yönetmen BİROL BAYRAM redaksiyon PELİN ÖZER grafik tasarım ve uygulama TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI istiklal caddesi, no: 144/4 beyoğlu 34430 istanbul Tel. (0212) 252 39 91 Fax. (0212) 252 39 95 www.iskultur.com.tr Genel Yayın: 1438 Hümanizma ruhunun ilk anlayış ve duyuş merhalesi, insan varlığının en müşahhas şekilde ifadesi olan sanat eserlerinin benimsenmesiyle başlar. Sanat şubeleri içinde edebiyat, bu ifadenin zihin unsurları en zengin olanıdır. Bunun içindir ki bir milletin, diğer milletler edebiyatını kendi dilinde, daha doğrusu kendi idrakinde tekrar etmesi; zekâ ve anlama kudretini o eserler nispetinde artırması, canlandırması ve yeniden yaratmasıdır. İşte tercüme faaliyetini, biz, bu bakımdan ehemmiyetli ve medeniyet dâvamız için müessir bellemekteyiz. Zekâsının her cephesini bu türlü eserlerin her türlüsüne tevcih edebilmiş milletlerde düşüncenin en silinmez vasıtası olan yazı ve onun mimarisi demek olan edebiyat, bütün kütlenin ruhuna kadar işliyen ve sinen bir tesire sahiptir. Bu tesirdeki fert ve cemiyet ittisali, zamanda ve mekânda bütün hudutları delip aşacak bir sağlamlık ve yaygınlığı gösterir. Hangi milletin kütüpanesi bu yönden zenginse o millet, medeniyet âleminde daha yüksek bir idrak seviyesinde demektir. Bu itibarla tercüme hareketini sistemli ve dikkatli bir surette idare etmek, Türk irfanının en önemli bir cephesini kuvvetlendirmek, onun genişlemesine, ilerlemesine hizmet etmektir. Bu yolda bilgi ve emeklerini esirgemiyen Türk münevverlerine şükranla duyguluyum. Onların himmetleri ile beş sene içinde, hiç değilse, devlet eli ile yüz ciltlik, hususi teşebbüslerin gayreti ve gene devletin yardımı ile, onun dört beş misli fazla olmak üzere zengin bir tercüme kütüpanemiz olacaktır. Bilhassa Türk dilinin, bu emeklerden elde edeceği büyük faydayı düşünüp de şimdiden tercüme faaliyetine yakın ilgi ve sevgi duymamak, hiçbir Türk okuru için mümkün olamıyacaktır. 23 Haziran 1941 Maarif Vekili Hasan Âli Yücel Gerçeğin Hayaletleri, Hayaletlerin Gerçeği Alexandre Dumas Binbir Hayalet'i 1849 yılında yazmış. Romanın girişinde Fransa'da 1830'lardan başlayan yeni politik çalkantı dönemini ve sosyal olayları yer yer bir önceki yüzyıla göndermeler yaparak anıyor. Politik tavrı edebi ustalığının arkasında duran Alexandre Dumas, tarihi olayları da, bu olaylara dair görüş ve yorumları da kahramanlarının ağzından aktarıyor. Kendi ifadesiyle romanında "ilgi duyduğu bir konuya başkalarının da ilgisini çekmek umuduyla farklı kişilere ait öyküleri bir araya getiriyor" ve bunların hepsi "hayalet öyküleri". Binbir Hayalet'in kahramanlarının çoğu ise burada yazdığı mektupla dertleştiği aziz dostu Louis-Désiré Véron kadar gerçek. Varlıklı bir doktor olan L.D. Véron 1831'de Revue de Paris'yi kurmuş, 1844'te Le Constitutionnel'in sahibi olmuştur. Le Constitutionnel 1815'te kurulduğunda liberal muhalefetin gazetesidir. Dük d'Orléans'ı destekleyerek 1830 Devrimi'nde önemli bir rol oynamış, sonraları daha muhafazakâr bir yayın organı haline gelmiştir. Alexandre Dumas, 1845 tarihli bir sözleşmeyle ona ve aynı şekilde La Presse'in yayıncısı Emile Girardin'e beş yıl içinde dokuz cilt teslim etmeyi üstlenir. Yazarın girişte söz ettiği Bourges Davası 1848'de Ulusal Meclis'i basan bir grup devrimcinin yargılandığı davadır. Bourges'da görülen bu davanın sanıkları arasında Barbès, Blanqui, Louis Blanc ve Raspail da vardı. Mayıs Seçimleri ise, Louis Napoléon Bonaparte'ın Cumhuriyet'in başına gelmesinden sonra 1849'da gerçekleşen Yasama Meclisi seçimleridir. Alexandre Dumas'nın "kibar ve zarif yaşamı doğuran toplumun buharlaşıp gitmesi" karşısında duyduğu endişeleri dile getirirken cümlelerine başvurduğu, büyük başarı kazanan Anılar'ın yazarı Marki d'Argenson 1744'ten 1747'ye kadar dışişleri bakanlığı yapmıştır. Romanın birinci bölümünde adı geçen Elzéar Blaze 1839'da Le Chasseur au chien d'arrêt'yi, 1840'ta Le Chasseur conteur'ü (1840) kaleme alan ve avcılığıyla ünlü bir edebiyatçıdır. Mocquet ise birçok hikâye ve söyleşinin kahramanı Villers Cotterêts'nin av bekçisi değil, Mes Mémoires, XLI. Bölüm'den anlaşıldığı üzere Brassoire'a komşu bir köydeki bir çiftçidir. Montrouge çayırları anlatılırken sözü geçen Montenvers, Samuel Birmann'ın Buz Denizi tablosuyla ün kazanan, Chamonix'in üzerindeki tepedir. Cinayetin işlendiği eve gidilen ikinci bölümde okuyucunun karşısına çıkan belediye başkanı Ledru, Tıp Akademisi üyesi bir doktordur. Fizik deneyleriyle tüm Avrupa'da ünlenen, Comus olarak tanınan kralın fizikçisi Nicolas Philippe Ledru'nün oğludur. 1848 Devrimi'nde ve II. Cumhuriyet'in başlarında önemli bir rol oynayan siyaset adamı Alexandre Ledru-Rollin'in de amcasıdır. Üçüncü bölümde anılan Jean-Louis Alliette'in asıl adı
Description: