Immanucl Wallerstein BİLDİĞİMİZ DÜNYANIN SONU Yirmi Birinci Yüzyılın Sosyal Bilimi lmmunuel VVallerstein 193ü yılında New York'la doğ du. Columbıa Üniversıtesı'ndcıı 1951 yılında lisans, 1959 yılında doktora diploması aldı ve aynı üniversite nin Sosyoloji Bölümü’nde öğretim üyesi oldu 1955- 1970 dönenimde başlıca araştırına alanı Afrika'ydı. 196 VdcAfrica: the Politics of Independence adh çalış ması, 1967'de ise Africa: the Politics of Unitv adlı çalış ması yayımlandı. 1968 yılında Columbia Üniversitesi' ildeki reform harekeline etkin bir biçimde katıldı. 1971 yıluıda Montreal'de McGill Üniversitesinde görev aldı. 1976'dan bu yana Binghamlon'daki Nevv York Kyalet Üniversitesinde sosyoloji profesörlüğü yapmaktadır ve Femand Braudcl Ekonomi, Tanhscl Sistemler ve Uy garlık Araştırmaları Merkezinin müdürlüğünü üstlen miştir. Temel yapıtı niteliğindeki üç ciltlik The Modem fVorld-System kitabım sırasıyla 1974,198ü ve 1989 yıl larında yayımladı ve sosyal bilimlerde verimli bir dama rın ortaya çıkmasına vol açtı "Dünya sistemleri analizi" olarak bilinen bu anlavış ve çalışma tarzı mevcut kapita lizm analizlerine geniş bir bakış açısı ve tarihsellik bo yutu getirdi. 1994-98 tarihleri arasında Uluslararası Sosyoloji Demeği başkanlığını vapan yazarın Metis Yavınlaıinda önemli bir koleksiyonunu oluşturduk: Tarihsel Kapita- lizm (1992, 1995), Irk Ulus Sınıf (1993, E. Balıbar ile birlikte), Sistem Karşıtı Hareketler (1995, G. Arrighi ve T Hopkins ile birlikte), Sosyal Bilimleri Açın! (1996; Gulbcnkian Komisyonu'nun Sosyal Bilimlerin Yemden Yapılanması Üzerine Raporu) ve Liberalizmden Sonra (1998) Türkçe’de iki kitabı daha bulunmaktadır: Jeopo litik \>e Jeoldiltiir (İz, 1993) vc Geçiş Çağı, Dünya Siste minin Yörüngesi, 1945-2025 (Hopkms ile birlikte. Aves- ta, 2000) Metis Yun ınluıı İpek Sokak 9.80060 Bevoğlu. İstanbul BİLDİĞİMİZ DÜNYANIN SONU Yırını Bınııcı Yüzyılın Sosyal Bılnnı Iııunaııuel Walleı steın İngilizce Basnnı: 'Ilıe Eııd of llıe World as We Know ıt, Socıal Science lor the Tvventy-First Ceııtury D Universıly of Minnesota Press, Minııeapolıs, 1999 © Inunaıuıel Wallerstein. 1999 Türkçe Yayını Haklan: © Metis Yaymlaıı, 1999 Bınııcı Basım: Ekini 2000 Yayıma Hazırlayanlar: Bülent Soıııav, Semih Sökmen Kapak Resmi: Anonim; 17. yüzyıldan kalma olduğu iddia edilen. " Tepsi dünya tasannu" iizerme bir gravürden renklendirme. Kapak Taşanını: Fanine Bora, Semih Sökmen Dizgi ve Baskı Öncesi Hazırlık: Metis Yayıncılık I.td Kapak vc İç Baskı: Yaylacık Mathaacılık I.td. Cilt: Sistem Müccllıthancsı ISBN 975-342-287-3 IMMANUEL VVALLERSTEIN BİLDİĞİMİZ DÜNYANIN SONU Yirmi Birinci Yüzyılın Sosyal Bilimi Çeviren: TUNCAY BİRKAN METİS YAYINLARI Jacob, Jessie, Adam ve Joshua 'ya— Benim üniversiteye gittiğimde karşılaştığımdan daha işe yarar bir sosyal bilimle tanışabilsinler diye, ve Don Pahla Gonzâtez Casanova'va- yaşamı boyunca sosyal bilimi daha demokratik bir dünyanın hizmetine koşmaya çalışmış ve hepimize esin vermişti. İçindekiler Önsöz 7 Belirsizlik vc Yaratıcılık 9 Birinci Bölüm KAPİTALİZM DÜNYASI 13 I Sosyal Bilim vc Komünist Ara Fasıl, ya da Çağdaş Tarihe Dair Yorumlar 15 IIANC ve Güney Afrika 28 III Doğu Asya'nın Yükselişi ya da Yirmi Bınııci Yüzyılda Dünya Sistemi 44 Cada: Malıut Asya Krizi 60 IV Devletler mi? Egemenlik ıııi? 69 V Ekoloji ve Kapitalist Üretrnı Maliyetleri 89 VI Liberalizm ve Demokrasi 100 VII Neye Entegrasyon? Neyden Maıjinallcşmc? 119 VIII Toplumsal Değişme ııü? 134 İkinci Bölüm BİLGİ DÜNYASI 151 IX Sosyal Bilim vc Çağdaş Toplum 153 X Sosyal Bilimlerde Farklüaşma ve Yeniden İnşa 173 XI Avrupameıkezcilik ve Tecellileri 184 XII Bilgi Yapılan ya da Bilmenin Kaç Yolu Vardn? 202 XIII Dünya Sistemleri Analizinin Yükselişi ve Gelecekteki Çöküşü 209 XIVSosyal Bilim ve Adil Bir Toplum Arayışı 219 XV Sosyolojinin Mirası, Sosyal Bilimin Vaadi 238 Önsöz 1994TEN 1998E KADAR Uluslararası Sosyoloji Demeğı'nın başkanlığı nı yaptım. USD'yi, sosyal bilimin kolektif toplumsal bilgisini, dünyanın yirmi birinci yüzyılda -bence- epeyce dönüşecek olması ışığında yeni den değerlendinne ihtiyacnu kendi ilgi meıkczine yerleştirme doğrultu sunda yönlendirdim USD’nin başkam sıfaüyla sosyologların ve diğer sosyal bilimcilerin yaptığı birçok toplantıya konuşmacı olarak davet edildim; kendi aciliyetlerimi izleyerek yirmi birinci yüzyılın sosyal bi limi konusu üzerindeki görüşlerimi ortaya koymama vesile oldu bu top lantılar. Kitabın başlığım, buradaki yazılardan çoğunu yazıldıkları sırada okuyan Pauick Wilkinson sayesinde buldum. Patrick bir gün yazılan ının konusunun aslında "bildiğimiz dünyanın sonu" olduğunu ve bura da "bilme"nin hem cognoscere hem dc setre anlamım taşıdığım söyle di. Ben de bu fikirden yola çıkarak bu yazılar derlemesini, "Kapitalizm Dünyası" ve "Bilgi Dünyası" şeklinde ikiye ayırarak düzenledim: İçin de yaşadığımız gerçekliğin çerçevesini çizme anlamında bildiğimiz dünya (kapitalizm dünyası, yani cognoscere) ve ona ilişkin bir kavrayış edinme anlamında bildiğimiz dünya (bilgi dünyası, yani scire) * * Kitabın. "The End of The \Vorld As \Ve Knovv It" olan başlığını Türkçe'ye "Bildi ğimiz Dünyanın Sonu" olarak çevirdik. Yazarın da burada açıkladığı gibi. İngilizce know kelimesi. Latince'deki cognoscere ve scire kavramlarını aynı anda karşılıyor ve kitabın içeriğinde dc ıkı ayrı bölümde ifadesini bulan ikili yapı üzerine bir kelime oyunu oluşturuyor: Bu kavramlardan birincisi olan cognoscere, Türkçe'de "tanımak" kelimesi ile dc karşılayabileceğimiz, bir şey hakkında bilgi ve fikir sahibi olmak, tanışıklığı ol mak anlamına geliyor. Scire ise tanışıklığın ötesinde, kavraınlaştınlmış. metodolojik olarak düzene konulmuş bir bilme. Dolayısıyla "The End of The World As We Know It" dediğimizde, o "Bildiğimiz Dünya" hem gündelik hayatta karşımıza çıkan, tanıdık, bildik, aşma olduğumuz "Kapitalizm Dünyası", hem dc sosyal bilimlerin ve felsefenin yüzyıllar boyunca topladığı verilerin, yaptığı değerlendirmelerin ve yorumların oluştur- 8 BİT DIĞTMIZ DirSTANTN SONT J Ben karanlık bir ormanın tanı ortasında olduğumuza ve ne yöne git memiz gerektiği konusunda yeterli netliğe sahip olmadığımıza inanıyo rum Bunu acilen hep birlikte tartışmamız gerekliğine ve bu tartışmaya gerçekten dünya çapında katılınması gerektiğine inanıyorum. Ayrıca bu tartışmalım, bilgi, ahlak ve siyasetin her birini ayn köşelere ayırabi leceğimiz bir tartışma olmadığına da ınanıyoıum. "Belirsizlik ve Yara tıcılık" adlı giriş yazısında bu savı kısaca dile getirmeye çalıştım Gö rülmemiş nitelikte çetin bir tartışma içine girmiş durumdayız. Ama me seleleri, onlardan uzak durarak çözemeyeceğimiz dc bir gerçek. duğu kavramsal dünya, yani "Bilgi Dünyası" anlamına geliyor. Bu kelime oyunu İngilizce dışındaki dillerde pek kolay yapılamıyor örneğin know kelimesi Fransızca'da savoir\e connaitre gibi iki ayrı kavramla karşılanabiliyor. Aynı şey Türkçe için de kısmen geçerli ("tanımak" ve "bilmek"); ancak "bilmek" çoğu zaman "tanımak" anlamını da içerdiği için (halk dilinde hâlâ "Lamdık" yerine "bildik" kullanıla biliyor örneğin) başlığı "Bildiğimiz Dünyanın Sonu" olarak çevirdiğimizde yazarın kas tındaki bu iki anlamlılığı kaybetmediğimizi düşündük, -yayımcının notıı. BELİRSİZLİK VE YARATICILIK Öncüller ve Sonuçlar YİRMİ BİRİNCİ YÜZYILIN ilk yansı, yirminci yüzyılda gördüğümüz her şeyden daha güç. daha düzen bozucu, ama aynı zamanda daha açık olacak bence. Bunu, hiçbirini burada tartışamayacağım üç öncülden yola çıkarak söylüyorum. Birinci öncül şu: Bütiin sistemler gibi tarihsel sistemler de ölümlüdür. Bir başlangıçları, uzun bir gelişmeleri ve den geden uzaklaşıp çalallamna noktalarına ulaştıkça yaklaştıklan bir son lan vardır. İkinci öncül, bu çatallannıa noktalannda iki şeyin geçerli ol duğudur: Küçük girdiler büyük çıktılar yaratır (oysa sistemin normal gelişme zamanlarında, büyük girdiler küçük çıktılar yaratır) ve bu tür çatallamnalann sonucu bünyevi olarak belirsizdir. Üçüncü öncül ise modem dünya sisteminin, tarihsel bir sistem ola rak ölümcül bir krize girmiş olduğu ve varlığını elli yıl daha sürdürme sinin pek muhtemel olmadığıdır. Gelgeldim, sonucu belirsiz olduğu için, sonuçta ortaya çıkacak sistemin şu an içinde yaşadığımız sistem den daha iyi mi yoksa daha kötü mü olacağını bilmiyonız, ama geçiş döneminde ortaya sürülen peyler son derece yüksek, sonuç son derece belirsiz ve küçük girdilerin çıkacak sonucu etkileme yeteneği son dere ce büyük olduğu için, geçiş döneminin ağır sorunlarla dolu koıkunç bir dönem olacağım biliyoruz. Komünizmlerin 1989'daki çöküşünün liberalizmin büyük bir zafer kazandığına işaret ettiği düşünülüyor genellikle. Halbuki ben bunun, dünya sistemimizin tanımlayıcı jeokültürü olarak liberalizmin nihai çö küşüne işaret ettiğini düşünüyorum. Liberalizm esasen, tedrici reform ların dünya sisteminin içerdiği eşitsizlikleri ıslah edip keskin kutuplaş maları azaltacağını vaat ediyordu. Modem dünya sistemi içinde bunun mümkün olduğu yanılsaması, devletleri halklarının gözünde meşrulaş tırması ve onlara öngörülebilir bir gelecekte bir yeryüzü cenneti vaat et mesi bakımından aslında büyük bir istikrar unsuru olmuştu. Komü- 1 o BİLDİĞİMİZ DÜNYANIN SONU nizııılerin çöküşü. Üçüncü Dünya'daki ulusal kurtuluş hareketlerinin çöküşü ve Balı dünyasuıda Keynes modeline duyulan inancın çöküşü; bımlarm hepsi de halkın, her buınin savunduğu reformist programların geçerliliği ve gerçekliğinden hayal kırıldığına uğramasının eşzamanlı yansımalarıydı. Ama bu hayal kırıldığı, ne kadar haklı olursa olsun, devletlerin halkların gözündeki meşruiyetini dayanaksız bırakır vc söz konusu halkların dünya sistemimizin gittikçe artarak süren kutuplaşma* sına tahammül etmesini sağlayan her türlü gerekçeyi ortadan kaldım. Ben bu yüzden 1990'laıda gördüğümüz türden epeyce kargaşalık çık masını, söz konusu kargaşalıkların şu anki dünyanın Bosna ve Ruarıda- lanndan dünyanın (ABD gibi) daha zengin (ve daha istikrarlı olduğu ileri sürülen) bölgelerine yayılmasını bekliyorum. Dediğim gibi, bunlar sadece öncül; bunlara kanıt göstermeye vak tim olmadığı için doğruluklarına ikna olmamış olabilirsiniz.1 Dolayı sıyla şu anda sadece bu öncüllerimden ahlaki ve siyasi sonuçlar çıkar mak istiyorum. İlk sonuç, her türlü biçimiyle Aydınlanma'nuı vazettiği nin tersine, ilerlemenin hiç de kaçınılmaz olmadığıdu. Ama bu y üzden ilerlemenin imkânsız olduğunu kabul ediyor da değilim. Dünya son bir kaç yüzyılda alılaki açıdan ilerlememiştir, ama ilerleyebilirdi. Max We- ber'in deyimiyle, "tözel rasyonalite". yani kolektif olarak ve akıl yoluy la varılmış rasyonel değerler ve rasyonel amaçlar yönünde ilerlememiz mümkün. İkinci sonuç, modernliğin temel öncüllerinden biri olan, kesinlikle re duyulan inancın körleştirici ve sakatlayıcı olduğudur. Modem bilim, yani Kartezyen-Nevvtoncu bilim, kesildiğin kesinliği üzerine kurulmuş tur. Temel varsayım, bütün doğal olguları yönlendiren nesnel evrensel yasalar olduğu, bilimsel araştırmayla bu yasaların bclirlcncbilcccği vc bu yasalar bir kez bilindikten sonra, herhangi bir başlangıç koşullan kü mesinden yola çıkarak, geleceği ve geçmişi kusursuz bir biçimde öngö rebileceğimiz yönündedir. Sık sık, bu bilim anlayışının Hıristiyan düşüncesinin sekülerleştiril- mesinden ibaret olduğu, Tanrı'nın yerine "doğa"mn ikame edilmesim temsil ettiği ve zorunlu kesinlik varsayımının dinin hakikatlerinden tü-1 1. Bu tezleri yakın tarihli iki kitapta daha ayrıntılı olarak tartıştım: Immaııuel \Val- lersteiıı. Afier Liberalim, Ne w York: New Press, 1995 (Türkçesi Liberal izinden Sonra. İstanbul: Metis Yayınlan, 1998) ve Terence K. Hopkins ve Immanuel \Vallers1ein, The Age ofTransition, Trajectory of't he IVorld-System, 1945-2025. Londra: Zed Press, 1996 (Türkyesi: Geçiş Çağı, Dünya Sisteminin Yörüngesi. 1945-2025. İstanbul: Avesta Yayın lan, 2000; Bu kitapların her ikisi de bundan sonra Türkçe isimleriyle anılacaktır).