ebook img

Atatürk Bir Milletin Yeniden Doğuşu - Lord Kinross PDF

836 Pages·1994·3.19 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Atatürk Bir Milletin Yeniden Doğuşu - Lord Kinross

KİTABIN ORİJİNAL ADI ATATÜRK THE REBIRTH OF A NATION Bu kitabın telif hakları İngiltere’de International Literary Agency’den Akcalı Ajans aracılığıyla alınmıştır. YAYIN HAKLARI © LORD KINROSS ALTIN KİTAPLAR YAYINEVİ VE TİCARET AŞ BU KITABIN HER TÜRLÜ YAYIN HAKLARI FİKİR VE SANAT ESERLERİ YASASI GEREĞİNCE ALTIN KİTAPLAR YAYINEVİ VE TİCARET AŞ’YE AITTIR. ISBN 978 – 975 – 405 - 035 - 6 ALTIN KİTAPLAR YAYINEVİ Göztepe Mah. Kazım Karabekir Cad. No: 32 Mahmutbey – Bağcılar / İstanbul Tel.: 0.212.446 38 88 pbx Faks: 0.212.446 38 90 http://www.altinkitaplar.com.tr [email protected] LORD KINROSS ATATÜRK BİR MİLLETİN YENİDEN DOĞUŞU TÜRKÇESİ NECDET SANDER Christopher Sykes’e... Lord Kinross TEŞEKKÜRLER En başta, Çankaya’daki Cumhurbaşkanlığı arşivlerinden yararlanmama izin verdikleri ve araştırmalarıma yardımcı oldukları için Sayın Cemal Gürsel ile Türkiye Cumhuriyeti hükümetine teşekkürlerimi sunmak isterim. Atatürk’ün savaş alanları ile ülkenin diğer bölgelerini gezmemi kolaylaştıran ve gerekli fotoğrafları sağlayan Turizm ve Tanıtma Bakanlığı’na da ayrıca teşekkür ederim. Hem bilgi ve resim sağlamak hem de çalışmalarımı teşvik etmek suretiyle yardımda bulunan Ankara Üniversitesi İnkılap Tarihi Bölümü Başkanı Profesör Enver Ziya Karal’a da teşekkür borçluyum. İngiltere’de teşekkür etmem gerekenler, 1920-1924 yıllarında İstanbul’da büyükelçilik ve yüksek komiserlik görevlerinde bulunmuş olan babası Sir Horace Rumbold’un dosyalarından beni yararlandıran Sir Anthony Rumbold, Bt, CB, CMG; yayımlanmamış olan Naval Memories-Bahriye Anıları’nı bana okutturan Amiral Sir Bertram Thesiger, KBE, CB, CGM; Atatürk’ün yayımlanmamış Gelibolu notlarını veren Alan Moorehead; Ali Fuat Cebesoy’un Moskova Anıları’nın henüz yayımlanmamış olan İngilizce çevirisini veren Manchester Üniversitesi’nden J. D. Latham’dır. Ayrıca Amiral Bristol’ün belgelerini okumama izin verdikleri için Washington’daki Kongre Kitaplığı’na; bazı resmi kayıtları okumamı sağladıkları için yine Washington’da Ulusal Arşiv Dairesi Dışişleri Bölümü’ne; Büyükelçi Grew’un belgelerinden yararlanmamı sağlayan Harvard Üniversitesi Widener Kitaplığı’na; Louis E. Browne’un belgelerinden yararlanmamı sağlayan Kaliforniya’daki Stanford Üniversitesi Hoover Kitaplığı’na; Kemalist hükümet ile Bombay’daki Hilafet Fırkası’nın ilişkilerini belirten belgeleri okumama izin veren İstanbul’daki Pakistan Basın Ataşesi S. Hasan’a teşekkürlerimi bildiririm. Araştırmamla ilgili sözlü bilgileri sağladıkları için aşağıdaki kimselere de teşekkür borçluyum: İsmet İnönü, Rauf Orbay (Hüseyin Rauf), Orgeneral Refet Bele (Refet Paşa), Orgeneral Ali Fuat Cebesoy (Ali Fuat), Tevfik Rüştü Aras, Bayan Ahi Okyar, Osman Okyar, Halide Edip Adıvar, Falih Rıfkı Atay, Kılıç Ali, Hasan Rıza Soyak, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bayan Ruşen Eşref Ünaydın, Dr. Afet İnan, Bayan Sabiha Gökçen, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Hasan Âli Yücel, Behiç Erkin, Fuat Bulca, Tevfik Bıyıkoğlu, İsmail Hakkı, Kâzım Özalp, Fuat Köprülü, Şakir Zümre, Yusuf Kemal Tengirşenk, Dr. Hüseyin Pektaş, Ahmet Adnan Saygun, Uluğ İğdemir, Cevat Dursunoğlu, Ahmet Emin Yalman, Şevket Süreyya Aydemir, Kadri Cenani, Ahmet ve Abbas Celal, Behçet Kemal Çağlar, Dr. Akdes Nimet Kurat, Bayan Esma Nayman, Bayan Leyla Çambel, Bayan Şefika Urgan ve Bayan Süreyya Ağaoğlu. Ayrıca teşekkür etmeyi istediklerim: HRH Windsor dükü, Türkiye’deki eski İngiliz büyükelçilerinden Sir Percy Loraine ve Sir Knox Helm, eski Fransız büyükelçisi Mösyö Ponsot, eski İran büyükelçisi General Hasan Arfa, eski Polonya büyükelçisi Mösyö Sokolnicki, General Rangabe ve Atina’dan A. A. Pallis, Sofya’dan Madam Dayanova ve Simeon Radev; İstanbul’dan Yüzbaşı Weeb Trammel, Edward Whittall ve Sami Günzberg; Lady (Charles) Townshend, Bayan Ethel McLeod-Smith, Sir Clifford Heathcote-Smith, Albay J. C. Petherick, J. G. Wilson-Heathcote, J. G. Bennett ve Bayan S. F. Newvombe. Bundan başka yardımlarını gördüklerim: Neşat Sönmez, Yusuf Mardin, Sofya’dan L. T. Naslednikov ve N. Todorov, Paris’ten B. T. Naslednikov, Dr. Tayyip Gökbilgin, Kemal H. Karpat, Satvet Lütfi Tozan, Reşit Saffet Atabinen, Özcan Ergüder, Yüzbaşı İrfan Orga ve eşi, Dr. Ernest Altunyan, Albert Hurani, Münster’den Dr. Gotthard Jaeschke, Harvard Üniversitesi’nden Sir Hamilton Gibb, Princeton Üniversitesi’nden Dr. L. V. Thomas, New York’taki Columbia Üniversitesi’nden Dr. Dankwarkt A. Rustow ve Dr. J. C. Hurewitz; Salt Lake City Üniversitesi’nden Dr. Frederick P. Latimer, Rutgers Üniversitesi’nden Dr. Walter F. Weiker, Ankara’dan Lawrence Moore, New York’tan Bayan John Earl Davis, Türkiye’deki eski Fransız elçilerinden M. Gaston Bergery, eski İngiliz büyükelçilerinden Sir James Bowker ve Sir Bernard Burrows, Bay ve Bayan Geoffrey Lewis’le İstanbul’daki İngiltere Başkonsolosluğu’ndan John Hyde. Kitabın metnine gelince, üzerindeki bütün yapıcı eleştirmeleri için Bayan Adele Doğan ile Robert Rhodes James’e ve Andrew Mango’ya, daha önceki safhalarda verdiği öğütler için W. E. D. Allen’e ve benim adıma kitabın ayrıntıları ve bütünü üzerinde dikkat ve yardımlarını esirgememiş olan Bayan Jasper Streater’a teşekkür ederim. Bayan St. George Saunders İngiliz basın kaynakları alanında yaptığı araştırmalarla bana değerli yardımlarda bulunmuştur. Ankara’dan Bayan İçten Erkin ve Bilge Karasu da Türk kaynaklarını sabırla okuyup İngilizceye çevirerek bana yardım ettiler. Hepsinden üstün olarak benim adıma uzun süre canla başla çalışıp araştırma, okuma ve çeviriler yapan İstanbul Üniversitesi İngiliz Edebiyatı Bölümü’nden Profesör Dr. Mina Urgan’a sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Onun yorulmak bilmez ve bilgili işbirliği olmasaydı bu kitap bu şekli alamazdı. ÖNSÖZ MUSTAFA KEMAL, sonraki adıyla Kemal Atatürk, yirminci yüzyılın ilk yarısını olağanüstü kişiliğiyle etkilemiş büyük bir asker ve devlet adamıydı. Onu çağının diktatörlerinden ayıran iki önemli nokta vardı: Dış politikası, sınırları genişletmek yerine daraltmak esasına; iç politikası ise kendi ölümünden sonra da ayakta kalabilecek bir siyasal sistem kurmak düşüncesine dayanıyordu. Bu gerçekçi ruhladır ki, memleketini yeniden canlandırmayı ve yıkık, dağınık Osmanlı İmparatorluğu’ndan yeni, katıksız bir Türkiye Cumhuriyeti yaratmayı başarabildi. Atatürk’ün dış görünüşü alışılmış Türk tipine uymaz. Çoğu Türklerden daha sarışıncaydı ve çıkık elmacıkkemikleri ile çelik mavisi ayrık gözleri vardı. Yapısı ince, hareketleri ölçülüydü. Vücudundan dinlenme halindeyken bile enerji fışkırır; sanki her şeyi gören ve çelişik ruh halleriyle ışıldayan canlı, keskin gözleri bu enerjiyle parıldardı. Bazen düşüncelerini büyük bir açıklıkla anlatır, bazen çok az konuşurdu. İçindeki gerilim arada bir hırçın bir öfke halinde patlak verir, arkasından nazik ve sevimli bir ifade içinde yatışırdı. Dış görünüşünden övünç duyar, titiz bir zevkle giyinir, kaşlarını kıvırır, ellerinin ve ayaklarının biçimli oluşuyla övünür; hatta çok yakın dostlarının yanında, serinlemek bahanesiyle, bahçedeki havuza yalınayak girmekten çekinmezdi. Halkın alkışlarından kendisine aşırı bir gurur payı çıkarmazdı. Yüklendiği görevi yerine getirmek için bu gösterilere ihtiyacı olduğunu bilir, ama bunları çok kez hafife alır ve pek seyrek kanardı. Dostlarından biri, bir gün halkın hoşuna gidecek bir davranışta bulunmasını söyleyince o küçümsemeyle, “Ben yaptığımı gösteriş için değil, milletimi ve kendimi tatmin için yaparım,” diye karşılık vermişti. Bu iki amaç birbirine uygundu. Atatürk, yurdunu sahip olduğu bütün sevgi gücüyle severdi. İktidarı, hayal gücünün tutuşturduğu, üstün yaradılışının ve bükülmez iradesinin sürüklediği bir hırsla isterdi: Ama, yalnızca, milletine en yararlı olan şeyi, kendi zihninde tasarlayıp kararlaştırdığı biçimde sağlayabilmek için. Huzursuz bir zihindi bu. Batı uygarlığının, on dokuzuncu yüzyıldan beri Türk liberal düşününü etkilemiş olan ilkeleriyle beslenmişti. Boyuna, başkalarının düşüncelerini alır, kendine uydurur, benimser; ama hiçbir zaman sağduyudan uzaklaşmaz ve teorilere karşı şüpheci davranırdı. Denemeci yöntemle hareket eder, “istenilen amaca doğru adım adım” ilerlemek için yaradılışındaki sabırsızlığı frenlemesini bilirdi. Bu adımları yine de hızlı atar; çok kere düşmanlarına olduğu kadar dostlarına karşı da sert davranarak, liberal amaçlara liberal olmayan yollardan ulaşırdı. Atatürk, zaman zaman insan hayatını önemsememekle beraber, gaddar değildi. İnsanların karakterlerini kavramakta, nasıl davranacaklarını önceden görmekte yanılmaz bir sezgisi vardı. Onlara karşı davranışlarında da esnekti. Ne zaman inandırmak, ne zaman okşamak, ne zaman korkutup emretmek gerektiğini tam olarak kestirmekte büyük bir siyasi incelik gösterirdi. Yaşamaktan ve insanlarla bir arada

See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.