HZ. PEYGAMBER'İNisLAM ÖNCESİ SEYAHA'l1-ERİ (*) yazan : Prof. Dr.-Muhanmıed HAMİDULLAH Teraüme: Ass. Abdullah AYDINLI , Kuıreyş kabilesi içinde, Me'ldke'de, 17 Haziran 569'da (l)doğ,· muş olan Hz. 'Muhammed, ilahi görevi ancak 40 yıl sonra, Aralık 609 yılında aldı. O, tüıca1r -kervancı bir aileye menısup bulunu yor,du. Bu sebeple Arap Yanmadası'nın dallıilinde o1duğu kadar haridme de birçok bölgeyi ziyaret et~i. Fakat ibu durum ül'kede, istisnai bir hadise O'lma'k1dan uZaktır. UmUmiyede Araplar ve özenilde Meldkeliler çok seyahat ediyOr la1ndı. Bu hususta sayısız rivayetler varıdır. Onlar sadece İsken deriye''nin K.ıpn patliğinin, Yemen, -Hire ve Gassan krallannm ya nında d~il, Bizans, İran v.e Haıbeşistan, imparatQrlarıının sarayla nnda, dOlayısıy'la bütün bu ülkelende görüıürlerdi. Onlar Güney Hindistan'a ıkadar gidiyor,laııdı. Bir Mekke'H olan Osman tbn el Huveyns, Bizans'ta çocu.1cl.ara Arapça öğreten bir öğretmene rast ladığına göre orada oldukça Arap asıllı ya1bancıların bulunması (fr) Bu makale «M61anges Henri Laou'St (Hemıi ~t Arma~anı»), Pa· riıs, 1978, I, 221-230'da "Les Voyages du PropMte Aıvant L'lslam» baş h~ .ile çıkmış ve Muhterem Müellifinin müsaadeleriyle tercümesine mücasseret edilmiştir. ' (1) Hz. Peygamberin do~ için hangi tarihi tayin ~melk ger~tiği 'hakkında şu arnştırma'llla ,bakınız: ,«The Nbi', the Hijrah Calender and the Need of Preparing a New Conooroance of the Hijrab and Gregorian Eras (Nesi', Hicri Ta:kvlıri ve Mi/adi TarihJ.e Hicri Tarihin Yeni Bir Muta'bakatını Hazırlama İJhti~acı)), Islamic Review, Wolcing, LVıı/ı, Şubat 1969. 327 gerekir (2). Mekke-Ta.if bölgesinin bir doktoru olan el-Haris İbn Kalada öyle bir üne sahipti ki İran'm taş.ra valileri bile mahalli mütahassısla~danümid kestiklerinde O'nu çağınrlandı (3). KaraY'() luyla olduğu giıbi deniz yoıuyla da keıvancılı;kyapan Melekeli ker van.cılann, :r1İhfetu',ş-Şitave'scSaıyıf (yıılık yaz ve kış kervan1arı)yla Yanmada'nm iktisadi hayatı üzerinde öyle bir etıkileri oluyobdu ki Kuı:"an bu hususa mÜJstakil bir bölüm ayırmıştır (Kureyş SU resi, No: 106) (4). Bundan başka, Kur/an'm ticarete verdiği Faz luIlaih (Tannmu Lütfu) şerefli unvanı; O'nun tasvir ettiği deniz üzerindeki fırtınalar esna'Sında:karşıJaş:ıJ1an sıkınHlar, işaret ettiği ticart kanun ve muameleler hakkınıdaki taVlsiyeler, bu çahşnıayı Hgilendiren diğer birçok noktalar meyanınıda Kur'an'da bulu nur (S). İbn Sa'd'a göre (6) yazın kuzeye doğru giden Mekkeli ker vanlar, bazan ydlu An.kıar.a'yaı kadar takip ediyorlartlı. Bu hususa do1arylııbir .deliil vardır: Ebu Talib (.Kasta~llaıll'ye göre Kudüs'ün ötesinde Şam'a yakm olan) Basra'ya gittiği zaman yoluna devam etmedi. Çünkü dostlan, da!ha uzağa gitmemeyi O'na tavsiye' etmiş lerdi (7). Aynca Peygamber, Kisra'ya, bir İslam'a davet elçisi göndermek istediğinıde «daha önce İran'a çok sı,k giden birini» seçti (8). .Böyle bir durumda Hz. Muhammed'in seyahetllere teşebbüs edebileoeğianlaşılır. Şayet 0, bunu yapmamışise bu şayfuı-ıhayret bir durum olmuş olur. Hayatınınbu veahesini bir bütıün olarak in· (2) Journal of Pakistan Hits,to'rical Society, W./2, 1958'd.eıki şu makalemle krş: «Two ChrilsÜans of pre-Islamic Mecca, Uthman tbn al-Huwairi.tıh and Waraqah İbn Naufal (İslam Öncesi Mel4ce'nin İki Hıristiyanı: Osman el-HU'veyris ve Varaka İbn Neviel) >}. (3) Krş. Yakıit, Mu'cemu'LBuldftn, Z~mdaward maddesi. (4) «Melanıges MasSIigTIon (Mass,itgn~ Armağamı) ",IlIdaıki şu araıştırrnarn.ı. bkz. «Al-IlM ou les rapports eCOIl'OffiicO'-diplomatiques de la Mec que pre.tslamique (eı.tlat veya tslam Öncesi Mek'ke'nİn tktİsadl-si yası Münasebetleri)", Daımas-Pariıs, 1957, II, 29>'3.J1. Çr:ÜI'kçesi: EI-IlM veya İslam'dan önce Mekke'nin İkti's!adi~Diplomatik Münasebetleri, M~hammed-Hamidullah, Çeviren: tsmail Cerrahoğlu, tlihiyat Fakül tesi Dergisi 1961, Ankara - 1962, IX, 21>'220). -(5) Krş. us Grandes esealesı Bnıxelles, 11974, c. I, 191-206. (6) Tabakat, lll; s. 43, satır: 7 (7) Krş. tbn Hişa.m, Sire, s. 116-7. (8) Krş. eScSOOeyli, er-Ravdu1-Unuf, II, 253. 328 aelemek. için biz, dağınık verileri (mu'taları) bir araya getiırmeyi deneyeceğiz. ı. ÇocukluğundakiSeyahatler: Ülıkenin adetine gö're, doğumunun ilk günderinden itibaren Hz. Muıhammed bir sütanneye emanet edi:ldi. BUTaJda sözkıOTIl.l'SU ola:n, kabilesi Taif'dTh yanında, çölde göçebe hayatı yaşayan Havazin oymağından HaHme es-Sa'diye'dir. Çocuk orada aşağı yukarı 5 yıl geçiııdi (9). Şüphesiz O, Zaman: zaman sütannesiyle, Mekke'ye an nesini görmeye geliyor~u. Fakat O, sütannesinin ailesini" bütün yer değiştirmelerindetakip etmek zorundaydı. En azından bir de fa O, büyük Dkaz panayırınıda göru1ür. Kayiıaklara göre (lO) ora ya, kendilerininkinden baş'ka heI1kesin istikiba1İJni bildiklerini id dia eden fakılar geliyor ve kehanetleri, saf insanlarınyamnda on lann eIcrnek parasıJill oh1ş,turuyondu. Bu vesileyle Halime'nin, sütbebeğiylebir macerasızikredilir. 2. Medlne Seyahatı: Sıütanne, çocuk Muıhaımmedi kesin olarak annesi Amine'ye ve rince Amine, kocasının mezarını ziyaret etmek için hemen Medi ne'ye bir gezi yapmaya teşebbüs etti. O':nun :kocaısı oraya ticari maksatlarla gitmiş, bazılarınagöre Hz. Muh~mrrned'in doğumundan biI'kaç haıfta önce, diğer bazılarına göre ise dıoğumundan birkaç hafta sonra ansızın vefat etmişti. Dul hamm tek çocuğunun ba basının üzücü vefatındanberiMedine'ye gi,tmişe benzemiyor. O'nun Medine'de (Peygamberindedesi Abdu:In:ıut:tahb'inannesinin kabilesi olan) Benu'n-Neccar oymağında yalanları var1dı. Medine'de kal ma siiresi bilinmemektedir, fakat bucrnm birkaç aydan aşağı ol·. maması lazım. Bir akTaba olan en-Nabiga'nınevinde kaldılar. Bu vahaıda geniş su kuıyuları vardır. Daha sonraları Hz. Muhammed, , Y1ÜZIneyi orada öğrenmiş olduğunu.anılatmliştı (11). O, beraber oynadıklançoc1.ıık grubunun bir üyesi olan Dneyse isimli bir kızı da hatırılıyordu. Eğlencelerinden birinin de, ailenin muhkem ku· tesirnn (utum) üzerine bir kuş tüneJ1se onu uçuı'tmak olJduğunu söyıler. ' (9) Krş. el..Beıazuri, Enısabu'l-Eşraf, I, Para'graf: 163. (lO) İbn Sa'd, LLL, s. 98. s. (tl) Krş. thn Sa'd, lll, 73. i - 329 Dönüş seyaınati esnasında, aruıe (Buhari şarihi el·Kastallfıni' ye göre Medine'nin gii;neyinde 23 mil kadar bir mesafede olan) Aıbvfı'ıda hasta düştü v~.son nefesini ansızın ver.di. Oraya gömüı. dü. Küçük hizmetci Umm Eymen de',çocuğu M-ekke'ye götürdü. 3. Taıf'e Seyahat: Annesinin vefatından."onra, dedesinin himayeısİndebulunduğu Hz. mütea'kib üç yıl esnasında küıçük bir seyaıhate işaret edilir. Muhamrn.ed gözlerindeki ağrıdan bi.raz raıha1isııJdı. Mekıke'deiki he kimler.. tedavi'sinde başaruı oIaımayınça ihtiyar dede O'nu, bir ke şişin (-Su keşiş eıfsanevı Nitelsi, Nistas, Anaıstase mıdı,!:"?) otur duğu,'TaH yakınlaınındaki bir manast1'ra ıgötiiırdli ve O'nun öğü· dünün arzu edilen, etkisi oldu (l2). Bu hususta başka tMsEata saıhip değiliz. 4. Suriye'ye Seyahat: Yeni vasisi ve amca'sı Bbu Taıib, Suriye'ye bir kervan seıya hartı ile talihini denemeye karar vetıdi~i zaman Hz. Muhammed henüz on yaşındaydL. Sevgili aımcasına ş.imdi çok bağlı cıIan Ha:. Mumaımrned, evıde kalma düşüncesinikıolayca :ho~rü ile kaI'Şıla yarn.aıdı. O'rrıun iizünıti.isü o kadar kuvvetle kendini gösterdi ki .sonund" Ebu TaIib ((nu kendisiyle beraber almaya karar verdi. Hiç şüphe5;iz o böylece; eşyalan bekleyecek, her işe koşacak gü. veniilir bir 'arkadaş,edıinmiş olma~ 'pişman o1maımı.ş.tır.·Ş~ yakınlarındaki Busra'ya kadar gidildi. Bir r!,ııhiıb olan Bahira'mn, şÜJphesiz dindarlıktan kaynaklanan kendi inancını yayıma maiksa dı i:le bu uslu kervancı1annküçük 'gruıbunubirıgün yemeğe da'veti burada oMu ·(MeşhUr hir yazarm «"Km'an'm MüeHifi Baıh1ra-» i.sim1i yeni bir eseri gösteriyor ki insan hayalinin erişebileceği yülksekliğin hududu yoktur (!). Kaynaklanınıza göre ,Bbu Ta:lib daiha uzağa gidip daıha: uzun zaman eğleşuı.eyi düşünüyordu. Fa kat Bizans-İran savaşı; kararsız ve t€ıhlikeli bir ç3;ılşmazemini ortaya çıkarımışa benziyor ve -ıdeniyor ki- merhametli Ba:hira'· nın öğüdü üzerine Ebu TaHb, daiha önce sağlanan kadarla ye tinıdıi ve çabucak Meıkfke'ye döındü. . (12) Krş.. el-Halebı, İnsan, I, 49. 330 "- 5. Suriye'ye ikinci Seyahat : \ .Yukarıda zilkredilen Suriye seyahatıesna!Sı:ndaHız. Muhammed'· tn yapmış oLduğu ticaret «'staj»ı, bir tüccar ailesinin gençleri için faydasız olmamalıyclı. Hz. Muhammed'in 24 yaışına kadarki dliğer seıyaıhatleri zikredilIniyor. Fakat O'nun, kumaş vs. satarak, Mek· ke'deki d~fıınull yönetımiş gıörü:ndüğü amcası ile birlikte veya yalnız başına, bölgenin yıllık panayırtlan~, Zu'l-Mecaz, Mecenne, ve Ukaz'a gitmiş olması mümkündür. Şehil1de Tacire (Kadın Ta dr) lalk:aibi:yle bilinen, zengin ve genç bir dul O'lan Hz. Hadice var dı. Öyle sanıh.yıor ki O bu esnada (kocaısının ölümü sebebiyıle?), Suriye'ye bir ticaret kmanı götümıesİ için, becer~i ve girişken bir tacir arıyıofldu. Ebu TaUb'in taMsiyesi üzerine, Hz. Muhammed O'nun yanına gitti ve iş tekli.f etti. KiÜçü'k şehirlerde herkes hir· birini tanır. Şüphesiz Hz. Muhammed'in ,dtürüstHik ve doğruluğu· nun şöhreti, Hz. Hadiee'ndn mechfı.lü kalmı:ş değilldL Sadece O'na çok saYl'da tiqlret malı emanet etmeğe muvaffakatla yetirnneyere'k kölelerinden birini, Meysere'yi de bir hizmetci ve seyahat arkadaşı olarak v-erdi. Bazı rivayetler a)mı kerıvanda Hz. Hadiee'nin bir de yeğeninden bahsederler kii bu, hiçbir zaıman bizi şaışırtımarha bdır. Onlar Busra'ya kaıdar bir defa daha gittiler. Bu sefer diğer bir raJıibin, NastCıra'nın gönül aılıcı konukseverliğinden bahsedi· lir. Birinci seyaıhatte rastlanan B~hira daha'önce ölmüş mü idi? Bu tecrübeler sebebiyle, daha sonra Kur'an O'na şu te'mi natl verdiğizaman, şoke olmak şöyle dur.sun, bk süprizle bile kar şmaşmaımış olmalı: «... ve sen muıhaıkkak 'Gerçekten biz Nasa· rayız.' diyenler arasında mü'min1erin en yakın dostlarını huJ1acak sm. Bu, onlarınarasında papazlann ve raıhipleriın ()ılınası ve onların kihirlenmerneleri sebebiyledir.)} (13) Şu hailele biz, İslami daweti" boyUnca biırzM Hz. Muhammed, gi.imtükıçillerin (aşşar) cehenne min en derin taıbakalan:r:ıda olacağım haıber verirse hayret etme yelim (14). Arap bedevilere karşı Bizans,poiHs ve gümrükçülerinin sertliği bilinir (13). (13) Journal of 'Pakistan Histaric,a;! Society, If1, :l953'deki ş.u makaleme de bkz.: «Friendly Relatiom of Islam witlh Chıistia'ni<ty and How they Deteriorated (lslam'ın HıristiyanlarlaDostca Münaısebetle1"ive Onlar Nasıl Bozuldu)". Ayet Maide 182. (14) Krş. Ebu Ubeyd, Emval, paragraf; 1624-6, 1630, vs. ,(ıS) Krş. Güterbook,. Code de L'empereur Justinien, IV: 41, paragraf: 1,2. Lammens tarafından şu eserinde zilkrediJmiş; La Mecque a la veille de l'Hegire, s. 129-13Q. 331 Hz. Muhanuned'in dönüşünde, Hanım patronu, fevkala,de ka· zançlal1dan memnun ol,du ve, aynı zamanda genç ve güzeloları bu görevliyi cömertçe mükafatlandırdı. Dostluk ve samimiyet büyü· yerek, mutluluğu dillere destan olan bir evIiliIcle bitti. Hz. Peygarrn ber'in en sevgili hammı Hz. Ayışe, Hz. Peygaa:nıbet'in Hz. Haldke'· yi sitayişlerle devamlı andığını görünce, sadece, (uzun zamandır veht etmiş olan bu ihtiyar kadın»akanşı kıS'kançltkduyacakth Bu· gün bile bir müslümanınevlenmesi esnasındaverilen nasihatlarda merrusİ;m başkanı şöy.le dua eder: «Ya Raıht Bu çift ara'sına; Hz. Adem'le Havva, Hz. İbralhim'le Hacer, Hz. Yusuf'la Zellha, Hız. SÜ- ,leyman'la Belıkıs, ve Hz. Muhammed'le Hadice arasına koyduğuın seVlgi gibi sevgi koy...» 6. Yemen'e Seyahat: Hubaşa'nınYemen'de bulunduğubelirtilereK Hz. Muhammed'in bir veya iki defa burada (16) görüldüğüne işaret edilir. Ne zama· nı, ne de bu yerin doğru coğrafi durumu hakkında tafsiL.it varoır. 1946'da Aden, Taizz, San'a, Hudey.de, Beytu'l:Fakiıh, I!bıb vs. de birçok haftalar süren ikametim esnaı;mda faI1kına vardım ki ar tık Hubaşa'nın bu adını hiçbior yerde hiçbir kimse bilmiyordu. Belki O'nu Kızıl Denİz kıyısında Hudeyde'ye yakın bir yerde ara mak gerekir.. Görünüşe göre O'nun Hz. Hadice ile evlenmesinden sonraki zaman sözkıonusudur. O zamanki! Mekıkeliler, zevcenin milikılerini kendiliğinden zevcin tasarruf ve yed-i ihtiyarında pla- . rak henüz kabul e1:miyıorlaI1dı. ihtiyar siltannesi zaman zaman kendisini' görrneğe geldiği'!J:de Hz. Muhammed'i, kendi mallann dan O'na veTecek hiçbir şeyi oılmadığıbir durumda görürüz. FaJkat O'nu, daima alicenaıb olan hanımına taVlsiye ediyıoı.ıdu (17). Bu j durumda düşünmek lazundır 19i Hz. Muhammed" yokulu1dannı, hammının bir memuru olarak, O'nuın mallarına kar sağlamakiçin yapıyordu. 7. Doğu Arabistan'daki Seyahatler: Aşağ1daki rivayetler Hz. Muhammed'in en azmdan bir defa Hacer.ile el.Muşakkar (el-Ahza:'dalçi bUlgünro el.Huffif) şehirılerini (16) Krş. Taberl, Ta'nh, I, 1129. (17) Krş· Bir olay İçin: Süheyli, Ravıd, I, 111; bir dilı;eri için: Taberi, Ta'nh, I, 1163-4. 332 ve (el-Katlf'daki Zahran limanı yanındaki) Aynu'ı-Za-re,'yi ziyaret ettiğini açık bir $ekilde belirltrler. İşte önce, büyük mulıaddis tbn Hanbel tarafınıdanzikredilen temel iki metnin tam tercümesi: a) Abdullah dedi: Babam İbn HÇ:nlbel bana anlatdı: İsmail İbn İbrahim bi~e anlatdı: Avf bize anlatdı: Bbu'I-KurIDUS Zeyd ./ t.bn Ali bize anlatdı: Peygamberin yanına gelen A:bdu'l-Kayslar'ın heyetinin bir üyesi bana anlatdı, bu temsilci şöyle dedi: «Biz O'na (Peygambere) hediye olarak !bir twum dolusu ta'dud veya bamihurması taikdmı ettik. O da şöyle buyundu: «Bu nedir?» Biz «Bu bir hediyediL» dedik. Ravi dedi ki Peygamberin bakmak için bir hurma aldığını, 'Sonra şöyle diyerek lOnu yerine koyduğunu hatırladığımısanıyorum: "Onları Hz. Mu!hatmmed'im ailesine (evi- me) ulaştınnız,» Sonra bu insanlar O'na mu1htellif sorular soııdular. İçecekleresıragelinoe O şöyle buyurdu: «Su kabaklannın(,dubM:), J2~raktanyapılmış kaplann (hantem) oyularm yapılanodun vazo- ların (nakir) ve ziftlenımiş testilerin , (muızaffat,' diğer yerlenie mukayyar) içinde içmeyin. İyisi mi, ağzı kapalı tulumlarda 'içi- niz.» SözCÜIDÜZ O'na dedi ki; «Ya Resulellerlı Dubba., hantem de- nilen kaplan, oyulmuş odun ve ziftli testi kaplarını sana kim öğ- retti? O şöyle buyurdu: «,Ben onları çok iyi biliriım. Fakat söyleyin bana, Hacer bölgesinin hangi klJSmı en nüfuzludur?» Biz «EI-Mu şakkar» dedik. Bunun üzıerine O, «Valılam ben oraya giroim ve oranın anahtarını a:1dun.» Ra,vi ilave eder: O'nun sözler1nden; Aibdullah İbn Ebi Cerva'nın, Peygaım:berinşöyle buyurmuş olduğu- nu belirterek bana hatırlattığıbir şey unutmuş idim: «Ve ben ez- Zare kaynağı önünde durmuş idim.» Sonra Peygamber ilave etti: «A:llah'ım,Aibdul:kayslarıaffet. ç.ünkü onlar, kendi arı:ulariyle,hiç- bir zorlama ne de belayaduşmeolmakisıZilFl, (içlerinde bir) garaz saıklamaksızın İslam'ı kabul ettiler. Oysa kendi halkımız içinde öyleleri vardı ki bunlar belaya düştükten sonra ve içlerinde de bir hınc;. saklayarak İslam'ı kabul ettiler.)} O zaırrian O, Abdulkays- ~ar için dua ederek yüZlünü kı:bleye çevir.di, sonra da şöyle buıyur- du: «Doğu ahalisinin en ıyileriAbdu1ka'Y'slal'dm) (l8). b) Aibdullah deıdi: Babam İbn Hanbel bana anlattı: Yunus İbn Muhammed bize anlattı: Yahya İbn Abdirraıhmanel-'Asrı bize anlaıttı: Şihab İhn 'AJbha,d, Abdulkayıs heyetinden bir üyenin şöyle (18) tbn Hanbel, Musned, IV, 206. 333 dediğini iş.itmiş olduğunu bize anlattı: «Resultillah'm huzuruna vardille. O bundandolayı çoksevinıınişti. Bi~ (O'nunetrafında bulunan) insanlann yanıına gittiğiım.iııde,bizim için yer açtılar, biz de oturduk. Peygamber bize hoşıgeLdiniz-deyip dua etti. Sonra bize balkaraık; «Reisiniz -ve oorum1unuz 'kimdir?» diye sordu. Hepimiz el-Munzir trbn 'A~z'i işaret eıttiık. O zannan PeyıgarnJber, «Şu -yüzü çizik mi? (Bşecc mi?)>> bUyur1du. Bu, bir eşek toynağının selbep ölıduğu yüzünıdeki yara izinden ddlayı ilk olarak bu lakabın ken disine veriMiği gün oldu. Biz «Evet» diye cevaıb verdik. O, toplu-_ luğun develerlinin bacaklanm bağlamak ve yüklerini çözmtek için halkıın gerisinde kalmı:ş idi. Sonra çantaısınlçıka,I1dı, Y'dlou1uk. el-_ bisderim atıtı ve daiha oorura, Peyıgamberin yanına ge1ımek için'en iyi eLbiselıerini giycli. Bu esnada Peygamber bacağmı matmış ve bir şeye dayanmışdIarak sırbını eğrn±ş.tiı. YÜZÜ Çizik Adam (Eşece) ya:klaştığmda bae.ıları yer açıp, «Eşecc, buraya!» dediler. Faikaıt Pey;gaırrııber-doğrularak ve bacağını çekerek; <~Buraya, Eşecc!» bu yurdu. O zaman Peygamıberin sağ ta-raı:fına: omıdu. Do~unlren PeygaımJber O'na merhaıba edipiltifaıt etti. Sonra O'iıa memleketi haıkıkmda ve ad beliroterek es-s'am, elr'Muşakıkar ve Hacer bölgeısi nin diğerköyleri ha.kkındasorular sOr1du. Bununüzerine Eşeccşöy le dedi: «Anam~baıbam saına feda ölsun, ya Resfıle1il:ah! Gerçekıten sen, kÖYlerim1zi bizden ıdaiha iyi -biliıyorsun» Peygam\ber cevab verdi: «Memleketinize ayak hastıpı ve orada uzun zaman kalma imkarurn o1du». Daha sonra Peyıgamber Ensara (Medine'li Müs lümanlara) do.ğru döndü ve şöyle buyuI1<lu: «By Ensarl Kattl.eşle rinize ikram ediniz. çünkü Müslüman oh:n-ada size en çdk ben zeyen onlardır. Vücutta (}1duğu gibi ruhta da size en çOk onlar c benziyor. Çünkü onlar kendi is1tekleriyle, hiçbir 2Jorlama oinıak c sızın, ve (içlerinde de bir) garaz saklamalesJZm hıam'a ~~diler. Ki bu esnalda diğer baliıları ka-tl~dilmeyi görmeden önce İslanı'a giırnneyi reddetmişılerdi». Sonra PeylgaIDber onlara (ertesi gün Aibdulka)'51ara) «Karıdeşleriniz size· ~ıl muamele etıti'ler ve -ko nuk1sevetilik gösterililer :mi?» diye 'soI1duğunda onlar şöyle -dediler: «,Bunlar kandeşı1erin -en iyıileriıdir. Onlar bize yutm/U!şalk yaıta:k. ~aır, nefts yemekler ve~diler. Sabahleyin de Raibıbimizin Kitabını, Pey;gamberinin Sünnetini bize öğrettil,er.» Bu Peıygaımberinhoşu na --gitti ve bundan dolayı sevindi. SonTa! öğreİrip bilmiş olduğu muz şeyleDden haberoar oJmak için henbirimiız1e ayrı ayrı konuş- 334 tu. Bunlardan.; Namazda iiahi va;rhkdan yardım dilerne duasını (tahiyıyat), Filmha suresini, ayrıca diğer bir iki sumeyi keza Pey gamberin bir veya iki"tatbiıkatını (sünnetini) bilenler vardı. Sema O, hepimize doğru dönüp sordu: «Azıklarımzıdanhemangi bir şey var mı?» Topluılukbuna sevindi ve -yillilerine dloğru'koş.tular. Her biri biT miktar hurma getirdi ve onları bir deri yayıgı üzerinde O'nıun önüne yağdı. Peygarnlberin elinde, bir arışından uzun, iki arşıındankısa bir değnek vaırdı. 'Bununla :işaret ederek «Bu huıma çeşidine ta'dM mu diyorsunuz?» buyUııdu. «E~t~) dedik. Bir diğel" yığın için (,Ya bu Sırfm mı?» buyurdu. «Evet» dedik. «Ya buna Bami mi diyıoIisunuz?»Biz «Evet» dedik. O zaman O; «Gerçekten bu hurımalaınnızınen i'Yisi ve en faydalısıdır.»buyutdu. Ravi-dedi ki ~ «Seya:ha:timizden döndüğümüzde bu cinsten mümkün olduğu kadar Çlok diktidc ve en fazla onu sevıd'ik. Öy:leki humıa dtkimle rimizin en büyıük kısmını teşkil etti ve hurmaılanmız bami oldu. O zaman başkan"ı.inı:zEşecc şöyle dıiyerek'söz. aklı: «Ya ReswaUa'h! Toprağımız ağir ve ağ<l1çsızıdır. Biz. içecekleriımizi içtiğimizde renk lerirniz kuruyıor, karınıarınız büyüyor.» O zaman Pey;gamber şqy- .le buyurdu: «Sukaıbağı denilen kaplarıda, ne de topraKtan yapıl. mış kaplarla oyularak yapılan odun kaplarda içmeyiniz. İyisi mi, ağzı kapah tulumlarda içiniv) Sonra el-Bşecc ~ik.i avucunu bir leştirer~k-«Ya ResulaN.3'h, bimz (,şaraib).iç.rnemiıze izin ver» dedi. Peygamber :bu~ııdu ki : «By Eşecc, -ıb~tiş.ik av-..ıçlannı göstere rek- size bu kadar verirsem ~«çob demek isteyerek ellerini bir" . ıbiırıi~den ayınp- :00 kaıdar içeceksılliİz. O derecede ki sizden biri· niz saI1hoş olursa, kılıcıyla bacağıııı kesmelk için yeğenine dioğ,ru gi!der.» GeT'Çe.k1den heyette Benu 'Useyı" kaıbiJes>İooenel-Haris isiJllr li biTi vardı ki bir içki gecesinde gittiği eVideki bir kadına karşı konuşırımş, davet eden evin fer-dIlerinıden biri de ayağa kalkaraık. bacağını loosmişti. Söz sırası ,kerrdisirr:ıegelen el-ıHarts şöyle dedi: «Allah'ın mucize olarak Peygamberine gösterdiğibu şeyi Peygam berin söyledi@ni i~ittiğimrle bir dbise parças~y:la baca'ğımı örtü yordam» (19). Bu belgeler vazilitırlarve Peygamberin uzun zaıman DQğu Ara· bi'8!tan'da kall:dığını keSlinQikJle ifade ederler. (L9..} t'bn Hanbel, IV. 206-7. . ; 335 -1974 Ekiminde (Şevıva! 1394), Suudı Ara1biıstan'ın doğu tarafla rının petrol kaynağı olan bu bölgesinde seyahat etme şansına sahip oldum ve bazıları isim değiş,tiren sıözlronUlsu yerleri ziyar'et edebiJdim..B,uralarda petrol işletmesi manidarıdı'r: Biraz önce 'zik redilen rivayette, zifmenmiş küp ve kapların bu bölgede 14 asır önce kullanıldığı anlaşılıyıor (20). . Hz. Muhammed'in bu böLgeye seyaihat etme gayesini. izah için İbnu'l-Kelbi'ntn meşhur Risale Fi Esıvaq e1-'Araıb'ına başvuralım: İşte İbn Hablb'in el-Muhaıbber'ine güııe (21) uzun bir rivayetten bazı iktibaSllar (22). ' «Oradan (I:ıumet el-Cendel'den) Hacer'deki el-Muşakkar'agidi Hyor,du. O'nun panayın cumade'l-ahirıe'ninbirinden ayın sonuna ka dar si.i.riiyordu. İranlı.lar denizi geçerek mallarıyla araya geliyor lardı. Sonra bu fuar, miilteakip senenin aynı dönemine kadar kapa :nıyordu. Abdulkays ve Temim kabileleri buraya ~omşu i,diıler. Fa kat bu fuarın başkanları yalnız Temimderıdıen, Mumzir İbn Sava'· mn oymağı olan AJbdullah İbn Zeydoğulları kolundan çıkıyordu. Onları tayin eden İran krallarıdır: Yanİ' Hfre.deki NasroğUllları ve Uman'daki el--Mustekbiroğullarıhanedanı. e1"Muşakkar pana yırının başkanları oraıda Dılmetu'l-Cenıdel kralları gibi davranıyor ve onıları vergiye (öşre) bağlıyorlardI. Tacirıler arasından kim ora ya gitmek isterdiyse Kurey:şlilerıdenrefakatcı arardI. çünkü oraya Mudarların arazİıSirri''geçmeden' ciaşı1mıyıorıdu. (Kureyşiiler de Mu dar'in bir 'kıolunu teş,ktl ederdi). Ticaretlerine gelana; bu, orada mülamese (biri diğerine dokunmak.) ve hia:mhama (homurdan mak, göğüsten bir gürüd.tü çıkarmak) vasıtasıyla oluYDrclu. ])(). (20) Şu makaleme de bkz.: «La connaissance mU!slum~ne du petrole au moyen age (Ortaçağda petrol ~JTIdakimüslüman bilgisi)", franee Islam, Paris, No: 96-97 ve 98-99, 1975. (Türkçe tercümesi: '«Orta çağda Müslümanlann Petrol HakkındakiBilgileri», Prof. Dr. Muham med Hamidullah, Tercüme: Dr. İhsan Süreyya Sırrna, Diyanet Gaze t&si, 1 Ağustos 1.<J7Ş, s. 1, 15); Fotoğraflı aynı makale hakkında:"Sur les traces du Saint Prophete dans son vayage en Arabie de rEst (Doğu seyaha1.'inde .Hz. Peygamberin izleri üzerinde)>>, France-Islam. No: 93-95, 1975. (21) s. 263-8. . (22) Tam tercümesi için şu kitabuna bkz.: Le PropMte de I1slam, sa vie ,et son oeure, 2. baskı, paragraf: 1593 (Türkçe terciimesi: İslam Pey gamberi Hayartıve Eseri, Türkçesi: M. Said Mutlu, Doç. Dr. Salih Tuğ, İstanbul, 1969-1388, A. Sait Matbaası, II, 202-4). 336
Description: