EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: 7 Sayı: 15 (Bahar 2003)------ 179 ARAP ŞİİRİNİN İNTİKALİNDE DİNİ VE AHLAKi DEGERLERİN ROLÜ Selami BAKlRCI (*) Özet "Dfvanu'l-'Arab" olarak bilinen ve islamiyetin doğuşundan sonra h.II. asra kadar sözlü olarak rivayet edilen Eski Arap şiiri, Kur'an-ı Kerim'in açıklanması ve dil çalış maları bakımından önemli bir kaynak olmuştur. Yazıya aktarılan bu şiirin üzerinde de ğişik şekillerde yapılan çalışmaların şekillenmesinde dinf ve ahlaki değerlerin rolü bü yüktür. Dine ve ahlaka aykırı söz ve ifadeler ile kişilikZere saldırı niteliğinde olan sözle ri bulunduran şiirlerin ilmi ve edebf materyal olarak kullamlması uygun görülürken, bu nun dışındaki maksattarla rivayet edilmesi hoş karşılanmamıştır. Anahtar Kelime ler: Arap edebiyatı, şiir, rivayet, dini değerler, ahlaki değerler. The Role of Religious and Ethical Value s in the Transition ofA rabic Poem Abstract The ancient Arabic poem known as "Dfvanu'l-'Arab", which is orally narrated un til the second century of Hegira after coming of Islam, has became an important source in terms of interpretation of the Holy Qur 'an and language studying. On this poem transferred to writing, the role ofreligious and ethical values, which are effective on the forming the work that performed in different manners, is very important. White the use ofp oems w hi ch include remarks and expressions contrary to the religion and ethics, and words attacking individual rights were approved as a scientific and literary materials, narrations except these purposes were not assented. Key Words: Arabic Literature, poem, narration, religious values, ethlcal values. *) Yrd. Doç. Dr., Atatürk Üniv. Fen Edebiyat Fak. Doğu Dilleri ve Edebiyatları Arap Dili ve Edebiya tı Anabilim Dalı. (e-posta: [email protected]) 180 / Yrd. Doç. Dr. Selami BAKIRCI-----EKEV AKADEMi DERCİSİ Giriş Şiir, Cahiliye dönemi Arap toplumunda yegane bir sanat olarak büyük bir öneme sa hipti. Toplumun seçkin kişileri olan şairler şiirlerinde, hemen hemen akla gelen her hu .. susu işlemişlerdir. Bundan dolayı sanat değeri olan şiirin statüsü, İslamiyet'in gelişinden sonra Arap toplumunun bilgi ve kültür hazinesi olması bakımından daha da önemli hale gelmiştir. Araplar, İslamiyet'in gelişinden sonra Müslümanların yaşadığı coğrafyanın genişle mesi ve medeni hayatın bir ölçüde istikrara kavuşması sonucu, edebiyat, tarih ve kültür hazinelerini oluşturan ve kısaca Dfwınu 'l-'Arab olarak bilinen Cahiliye dönemi şiirinin rivayetine yönelmişlerdiri. Uzun süre hafızaya dayanan ve sözlü rivayet şekliyle intikal eden Arap şiiri, h. II. asrın ilk yarısından itibaren ise yazıya aktanlmaya başlanmıştır2. İsHimi ilimler üzerindeki çalışmalarla birlikte başlamış olan şiirin rivayeti ve yazıya ak tanlmasındaki en büyük amaç, Kur'an-ı Kerim ve Hz. Peygamberin sözlerinde tam an laşılmayan garip kelimelerin açıklamasma yardımcı olmak ve nahiv çalışmalarında tes pit edilen kurallara ömek (istişhiid)3 getirmek olmuştur. Günümüze aktarılan bu şiir kül liyatınm aktarılış şekli ve güvenirliği (mevsfikiyeti) üzerindeki tartışmalar4 kadar rivil yeti konusunda da dini ve ahlaki açıdan bir takım sıkıntılann yaşandığı görülmektedir. Genel olarak Arap şiirinde toplumsal hayatın dinamiklerini belirleyen değerlere bü yük ölçüde önem verilmiştir5. Zira cahiliye şairi, her şeyden önce mensubu bulunduğu kabilenin ahlaki değerlerini esas alarak şiirler söylemek, kabilesini yücelten üstün değer leri dile getirmek ve küçük düşüren hususlan gidermeye çalışmak zorundaydı6. insanı ve ahlaki değerleri ön plana çıkaran cahiliye şiirleri, islami dönemde de revaç bulmuş, medih ve mersiye gibi bütün türleriyle rivayet edilerek edebiyat sahasında hak ettiği yeri almıştır. Bundan dolayı samimi ve tabii fıtratla irtibatı olan hakikat ve iyilik değerlerini işleyen klasik şiirleri, islam! dönemde de hüsnü kabul görmüştür. Bunun dı .. şmda kalan şiirlerin dini ve ahlaki değerler açısından bir değerlendirıneye tabi tutulma sı, şiirin mana ve maksatlar üzerinde yoğunlaşan tenkidi bir boyut kazanmasını sağla mıştır?. Şiirin Rivayetini Etkileyen Faktörler Cahiliye döneminde daha sade ve saf olan Arap şiiri, İslamiyetİn gelmesinden sonra gelişen ve değişen hayat şartlarına paralel olarak, çok katı din! tutumlardan zındıklığa !) ei-Cumahi(Muhammed b. Sellfun), Tabakôtfuhuli'ş-şu'arô.', nşr. Mahmud Muhammed Şiikir, I-11, Kahire, 1952, 1, 46; es-Suyut! (Celiiluddin 'Abdurrahman), ei-Muzhir fl 'ulumi'l-luğa ve enva'ihii, 1-11, nşr. Muhammed Ahmed Ciide'I-Mevlii vd., Kahire, tsz., Il, 401. 2) Çetin, Nihad, M., Eski Arap Şiiri, İst., 1973, s. 20, 25. 3) Bkz. İbn Kuteybe, eş-Şi'r ve'ş-şu'ara', Beyrut, 1412/1991, s. 21. 4) Bu konuda geniş bilgi için bkz. Demirayak, Kenan, Abbasi Edebiyatı Tarihi, Erzurum, 1998, s. !8- 27. 5) Celil Reşld, "el-Kıyemu'l-insiiniyye fı 'ş-şi 'ri '1-dihili", /idô.bu 'r-rafid?n, C'imi'atu'l-Mıısul, Kulliy yetu'l-adab, sayı: 7, 21 Şevvaı, 1396/15 Teşrinu'l-evvel, 1976, s. 50. 6) "el-Kıyemu'l-insliniyye fi'ş-şi'ri'l-clihili", s. 498. 7) Mustafa 'A!iyyan, Nahve menhec is/amlfl rivô.yeti'ş-şi'r ve nakdih, Ammaıı, 1412/1992, s. 65. ARAP ŞiiRİNİN İNTİKALİNDE DiNi VE AHLAKi DE(;ERLERİN ROLÜ ---------- 181 kadar çok çeşitli motifleri işleyen bir duruma gelmiştiı-S. Özellikle dil açısından önemli bir kaynak, eğitim açısından önemli bir faktör ve ahHi.k1 değerlerin aşılanması bakımın dan edebi kaynak olarak görülen şiirin ri vayeti bir takım endişe ve sıkıntılara neden ol muştur. Hiciv, küfür, rnüstehcen veya ayıp sayılacak hususlar, özellikle kişilik hakianna saygısızlık düzeyine varan ifadeler, bu sıkıntılann doğruasma neden olan ve dolayısıyla şiirin rivayet edilmesini etkileyen en önemli faktörlerin başmda gelmektedir. İlim ve fi kir erbabı bir taraftan şiirin ri vayeti için teşvikte bulunurken diğer taraftan çirkin sayılan şiirlerin nakledilmemesi hususunda uyanlarda bulunmalan9 bu konudaseçici davrandık lannı göstermektedir. Mucun ve refeslO gibi genel kavramlarla tanımlanan, terbiye ve nezaket sınırlanm aşan sözlerin özellikle tenkitçiler tarafından ihtiyatla karşılanması ve bunlann sözlü veya yazılı olarak aktanlması bir takım tartışmalan da beraberinde getir miştir. İslamiyetle birlikte yeni bir döneme giren şiire bakış açısı da değişmiştir. Hz. Pey gamberin "mecnun bir şair"11 olarak itharn edilmesi müşrik dönemin şiirinin yasaklan masına 12 ve "Şair/ere gelince, onların peşinden sapıklar giderler. .. " 13 mealindeki aye tin inmesi de şiir ve ri vayeti konusunda faklı bir yorumun getirilmesine neden olmuştur. Bu ayetteasıl maksactın müşrik şairler olduğu konusunda genel bir kanaat olmakla bir likte, şiir rav iierinin kastedildiğini savunan görüşler de bulunmaktadırl4. Hz. Peygambe rin "Aşağılayıcı hicvi rivayet eden iki küfredenden biridir, yani rivayet eden, bu şiiri ilk söyleyen kişi gibidir" 15 hadisi ile "Sizden birinizin karnını ateşle doldurması, şiirl e dol durmasından daha iyidir"16 anlamındaki benzer hadisleri de rivayet konusunu bir hayli etkilediği görülür. Zira şiirin rivayet edilmesinde sakınca görenler bu hadisleri ileri sür mektedirler. 8) Ömer Ferruh, Beşşiir b. Burd, Beyurt, 1399/1979, s. 19. 9) Nahve menhec islami, s. 159-160. 10) Mucun: Kök anlamı itibariyle katı ve sert demek olan mucun, utanmaz ve arsız olan veya yaptığı na ve kendisine söylenenlere aldırmayan kişi için sıfat olarak da kullanılır. Edebiyattaki anlamı ise, çirkef şeyler işlemek, yüz kızartıcı, küçük düşürücü davranışlarda bulunmak, yaptığı hareketler kar şısında kendisine yapılan uyarılara ve kınamalam aldırış etmemek anlamına gelmektedir. İbn Man zur (Muhammed b. Mukerrem), Lisanu'l-'Arab, I-XX, Dar Siidır, tsz. XIII, 400; Refes: Kadına ev lilik teklifinde bulunmak anlamına gelen refes, cinsel, müstehcen, iğrenç ve çirkin söz söylemek de mektir. Lislinu'l-'Arab, Il, 153-154. ll) Saffat suresi (37), 36. 12) Eski Arap Şiiri, s. 16. 13) Şuara suresi (26), 224. 14) Bkz. et-Taberf (EbU Ca'fer Muhammed b. Cerlr), Cami'u 'l-beyan 'an te 'vfli iiyi'l-Kur 'an, !-XXX, Mısr, 1373/1954, XIX, 127, 129-130. 15) ei-Cezeri (Ebu's-Sa 'adat Muhammed b. ei-Cezerl), en-Nihli.yefi ğarfbi't-hadis ve'l-eser, 1-V, nşr. Tahir Ahmed ez-Zav:i-Mahmud Muhammed et-Tenahi, Beyrut, 139911979, IV, 29; Hadisin değişik rivayetleri için bkz. el-Beylıaki (Ahmed b. el-Huseyn b. 'All), Sunenu'l-Beyhakl,l-X, nşr. Muham med 'Abdulkadir 'Ata, Mekke, 1414/1994, X, 241; 'Abdurrauf ei-Munavl, Feyzu'l-kadlr, I-VI, Mısr, 1356/1937, 1, 461. 16) Ahmed b. Hanbel Ebu 'Abdiilah eş-Şeybanl, Müsnedu Ahmed, !-VI, Mısr, tsz., ın, 41; el-Buhari Muhammed b. ismiiii b. ibrahim, eı-Tiirllıu'l-kebfr, I-VIII, Daru'l-fıkr, tsz., VI, 156. 182 / Yrd. Doç. Dr. Selami BAKIRCI-----EKEV AKADEMİ DERCİSİ Buna karşılık Hz. Peygamberin şiiri öven veya rivayet edilmesini onayiayan sözleri de şiirin rivayet edilmesinin gerekli olduğunu ileri sürenler için delil olmuştur. Hz. Pey gamberin "Şiir hikmetli sözdür"i7 hadisi yanmda Mekke müşriklerinden olan Umeyye b. Ebi's-Salt'ın şiirlerinden neredeyse yüz beyt kadannı dinlemesil8, cahiliye şiirinin hıfz (ezberleme, muhafaza etme) ve rivayetinin uygun olabileceğine delil gösterilmekte dirl9. Aynca Hassan b. Sabit' e "Cahiliye şiirinden bir kaside oku. Çünkü Allah Teala efi hiliye şiirinin ve onun rivayet edilmesinin günahlarını bizden kaldırdı "20 şeklindeki ha disi şiir rivayeti için en büyük delil olarak görülmektedir. Buna dayalı olarak Mustafa Sadık er-Rftfi'i, Hz. Peygamberin şiirin lehinde olan bu söz ve faaliyetleri olmasaydı İs= larniyet'ten sonra şiirin rivayetinin yok olacağım21 iddia etmektedir. Her şeyden önce, -kültür ve edebiyat hazinesi olarak görülen dihiliye dönemi Arap şi iri mirasımn sözlü veya yazılı olarak aktanlmasında rol oynayan temel fak1:örlerden bi rini edebi ve ahlaki eğitim oluşturmuştur. Bunu açık bir şekilde dile getiren ve üzerinde titizlikle duran Hz. Ömer'dir. Mısırlllara yazdığı bir mektubunda "Çocuklarınıza yüzme ve ata binme öğretiniz; atasözlerini ve şiirleri aktarınız"22 şeklindeki sözünde çocukla ra şiir öğretilmesinin nedenini oğluna yaptığı öğütler arasmda belirtmektedir. Şöyle ki: "Şiirin güzel olanlarından ezberle ki, edebin artsın, şiirin güzel olanlarını ezberlemeyen hakkı yerine getiremez ve edebden bir avuç (d ahf olsa) alamaz"23. Bir başka yerde "Şi iri ezberleyin, ahbtirı (tarih) inceleyin, zira şiir üstün ahlaki değerleri çağ mr, işlerin gü zelini öğretir, güzel fiilieri harekete geçirir, aklı açar, zekayı bile ler, öykülerin yapısım ve potansiyel ahlakı belirler, kötü huylara engel olur, şüpheye düşmekten alıkoyar ve üstün mertebelere erişmeye teşvik eder"24 derken şiirin kişinin psikolojik ve moral bakımın dan yetişmesinde, şahsiyetin oluşmasında, ruhun ahlaki değerlerle beslenmesindeki ro lünü ve önemini belirtmeye çalışmıştır. Bu tavsiyelerde yer alan "edeb" kelimesinden daha çok bilgi ve kültüre dayanan bir eğitimin anlaşılması daha sağlıklı olacaktır. Bu du rumu teyit edecek bir düşünce de çocuklanm eğitmek üzere Şa'bi'ye gönderen 'Abdul melik b. Mervan 'ın "Onlara şiir öğret ki, ulu kişi olsunlar ve yüceltilsinler"25 şeklinde ki tavsiyesinde görülmektedir. Özellikle cahiliye şiirinin dini ternalann fazlaca işlenıne diği göz önünde tutulursa, bu tavsiyelerde şiir öğrenmenin eğitim ve bilgi bakımından 17) el-Buhar! (Muhammed b. İsma'tl) ei-Edebu'l-Mufred, Beyrut, 1999, s. 233; EbU Zeydei-Kureşi (Muhammed b. Ebi'I-Hattab), Cemheretu eş'dri'I-'Arab, I-II, nşr. 'Ali Muhammed el-Beciivi, Ka hire, 1387/1967, I, 29. 18) el-Edebu'I-Mufred, s. 235. 19) 'Abdulhay el-Kettaiıi el-İdrlsi el-Fast, et-Terdttbu'l-idtiriyye (Nizdmu'l-hukumeti'n-nebeviyye), I-ll, Beyrut, tsz., I, 212-213. 20) Abdulkahir el-Curcani, Deldilu'l-i'cdz, Beyrut, 1402/1982, s. 16. 21) Mustafa Sadık er-Rafı'i, Ttirlhu iidtibi'l-'Arab, I-HI, Beyrut, 1394/1974, II, 312. 22) e!-Cahiz (EbU Osman' Amr b. Bahr), el-Beyan ve't-tebyln, I-IV, nşr. 'Abdıısselam Harun, Mısr, n. 1395/1957, 180. 23) Cemheretu eş'dri'l-'Arab, 1, 37. 24) Nahve menhec islami, s. 153. 25) ei-Edebu '1-Mufred, s. 236. AI<J-1P VE 183 AHLAK! DEGbl?LERİN daha bir düzeye ulaşmak istendiği açıkça görülecektir. Ancak bu tavsiyelerde daha çok ahlaki değerlerin işlendiği şiirlerin tavsiye edilmesi dikkat çekicidir. Her fırsatta ir öğrenme ve öğretmeye teşvik eden26 Hz. Ömer' in, şiirlerinde iffetli ve terbiyeli ola rak gördüğü Zuheyr b. Eb! Sulmil'nın şiirlerinin öğretilmesini27 tavsiye etmesi bu içe rikteki şiirlerin daha çok benimsediğini göstermektedir28. Mu'aviye b. Ebi Sufyan "Şiiri en önemli meseleniz yapınız, edebinizin en büyüğü olarak görünüz. Çünkü, geçmişinizin yücelikleri ve doğruyu bulmanız (için temel) ilke ler ondadır"29 derken, şiiri her şeyden önce "edeb" kelimesiyle ifade etmeye çalıştığı bir eğitim, bilgi ve kültür kaynağı olarak görmektedir. Bu fikrin daha sonraki edipler arasında da bulunduğu görülmektedir. İbn Reşik el Kayrevani (öl.456/1063), şiiri kişiye yüce ahlaki değerler yanında aynı zamanda bir viz yon kazandıran temel kaynaklardan30 biri olarak görürken, Ebu 'Ubeyde Ma'mer el-Mu senna (öl.213/828), şiiri faydalı ve faydasız olmak üzere iki kategoriye ayırarak daha çok işin eğitim yönüne ağırlık verir. Bu görüşünü fazlaca şiir okuyan birine "Kendini fayda sız şeylerle çok yordun, şiir tükenmez bir kaynaktır, hazinedir. Onun içerisinde sıradan sözler olduğu gibi iftetti olanları da vardır. İffetli olanını al ki, edebin artsın. Sıradan olanlarını bırak, bunlar insana bıkkınlık verir"31 şeklinde söylediği sözlerinde açıkça ortaya koyduğu görülmektedir. Bu sözlere bakılınca şiirin bir edeb, yani eğitim, terbiye ve ahlak kaynağı olarak algılandığı açıkça görülmektedir. Şiirin rivayetinin önemi artmasıyla birlikte daha çok eğitici şiirleri ihtiva eden32 ve Arap şiirinin intikalini sağlayan ilk eserler arasında yar alan el-Mufaddaliyydt ve el-Es ma 'iyydt gibi şiir mecmualanmn33 derieniş maksatlan na bakılınca, bunlarda da eğitime yönelik ahlaki değerlerin ön plana çıktığı görlilmektedir. Hamasdt ve muhtarat gibi şiir antolojileri yanında şairlerle birlikte şiirleri derleyen diğer eserlerde de aynı husus göze çarpar34. el-Mufaddal ed-Dabbi "0, üstün edeb ve yüce ahlaktandır, başından sonuna kadar, şairin Arap ahiakından ve deneyimlerinden alarak (sınırlarını) belirlediği bir si yasettir, şdirin tecrübe/eridir, bu durumuyla Arapların nezdinde yüce ahldkın sicilidir ve 26) Bkz. İbn Reşik el-Kayrevani, el-'Umde fi mehôsini'ş-şi'r ve adfibih ve nakdih, nşr. Muhammed Muhyiddin 'Abdulhamid, I-Il, Beyrut, 1972, 1, 10. 27) Bkz. eş-Şi'r ve'ş-şu'ara', s. 73, 74; Tabaktltufuhuli'ş-şu'ara', 1, 163. 28) Nahve menhec islami, s. 154. 29) el-Muberrid (Ebu'I-'Abbas Muhammed b. Yezid), ei-Kamilfi'l-luğa ve'l-edeb, I-III, nşr. Muham medAhmed ed-Dali, Byrut, 1406/1986, III, 1433; İbn Hallikan (Şemsuddin Ebu'l-'Abbas), Vefeya tu'l-a'yan, I-VIII, Beyrut, 1968, V, 241. 30) el-'Umde, 1, 10. 31) Cemheretu eş'ari'l-'Arab, I, 40. 32) Nahve menhec islami, s. 94-95. 33) el-Mufaddaliyyat, el-Mufaddal ed-Dabbi (öl.l78/794)'nin; el-Esma'iyyat ise 'Abdulmelik b. Ku raylı el-Esma'i (öl.2l6/83l)'nin a~ırlıklı olarak Cahiliye şiirlerinden derledikleri birer şiir antoloji sidirler. Bkz. Amjad Trabulsi, La Qritique Poetique des Arabes, Damas, 1956, s. 14-15, 20-30; Es ki Arap Şiiri, 3 l -35. 34) Eski Arap Şiiri, s. 35-39. 184 / Yrd. Doç. Dr. Selami BAKIRCI-----EKEV AKADEMİ DERCİSİ aynı zamanda bu milletin çocuklarını eğitmeye ve ahlaken yücelmelerine olan özenleri ni gösterir"35 şeklindeki sözleriyle derlediği şiirlerin üstün değerleri ve hayat tecrübele rini ihtiva ettiğini vurgulamaya çalışmıştır. Şiir ve şairlere ait ilk antolojik eser verenlerden olan İbn Kuteybe (öl.276/890), 'Uyu nu' l-ahbtir adlı eserini kaleme alış gerekçesini güzel huylar edinmek, kötü huylardan ka çmmak, güzel konuşmak gibi ahlaki ve tehzibi nedenlere dayandırmaktadır36. Özellikle cahiliye şiirinin rivayetinde veya öğrenilmesindeki temel faktörlerden biri ni ahlaki prensipler oluşturunca, elbette bu işlernde bir takım ayıklamalara gidilmesi ka çınılmaz olacaktır. Nitekim, "Şiirin güzel olanları güzel ahlaka işarettir"37 diyen Hz. Ömer "Şiirin en if.fetli olanını rivayet ediniz "38 şeklindeki sözleriyle rivayet edilmesi kaçınılmaz olarak gordüğü şiir için tehzib! bir çerçeve çizmeye çalışmıştır. Lebi'd'in şi irlerini rivayet ettiği belirtilen Hz. Aişe'nin "Şiir içerisinde güzel olanı da vardır, çirkin olanı da. Güzel olanını al, çirkin olanını bırak"39 şeklindeki sözlerinde de aynı maksa dm olduğu anlaşılmaktadır. Güzel veya iffetli olmayan şiirlerin rivayet edilmesi edebiyatçılar ve tenkitçiler ara sında önemli bir tartışma konusu olmuş ve bu konuda çok değişik görüşler ortaya çık mıştır. Yani, içerisinde küfür, müstehcen, kişiliklere saldm, ağır hiciv vs. sözler bulun duran şiiriere karşı ilim adamlannın değişik tutumlan bulunmaktadır. Bundan dolayı ge rek cahiliye dönemine gerekse bundan sonraki dönemlere ait şiirin derlenmesini ve gü nümüze aktanlmasını sağlayan biyografik eseriere ve şiirin kritiğini yapan tenkit kitap Ianna bakıldığında şiirin rivayetinde değişik kriterlerin esas alındığı görülmektedir. Edebiyatın içerisinde ciddiyet kadar eğlence ve mizabm da bulunması istenmiştir. Bu durumu Abdulkahir el-Curcani (öl.471/1078), "Nice eğlenceli söz (hezl) vardır ki, ciddi işlerde araç olmuştur, batı! konusunda söylenmiş nice söz vardır ki, hak ve hakikat ko nusunda ondan yardım alınmıştır, nice alçak ve hafif şeyler örnek alınarak, onurlu ve şe refli şeylere ulaşılmıştır"40 şeklindeki sözleriyle dile getirmektedir. Ciddiyetİn zıddı olan ve oyun eğlence ve sözde bayağılık anlamına gelen hez[4I kelimesiyle ifade edilen mizabm ölçüsünün yemekteki tuz kadar olması istenmiştir. Aksi takdirde edeb sınırlan nı aşan hezl ve eğlence mucun olarak değerlendirilmiş42 ve bu nedenlere dayalı olarak şiirin rivayetinde sıkıntılar kendini göstermiştir. 35) el-Mufaddal ed-Dabbi, el-Mufaddaliyyô.t, nşr. Ahmed Muhammed Şakir- 'Abdusseliim Harun, Ka- hire, ı 963, s. ı 85 (kaside no: ı ı 6), tahkik dipnotu. 36) Bkz. İbn Kuteybe, 'Uyunu'l-ahbdr, I-IV, Kahire, 1343/1925, I, (rnukaddime). 37) Cemheretu eş'ô.ri'l-'Arab, I, 38. 38) A.g.e., I, 37. 39) el-Edebu'l-Mufred, s. 235; el-Muzhir fl 'uliimi'l-luğa ve envô.'ihii, ll, 309. 40) Delfıilu'l-i'cô.z, s. 10. 41) Lisfınu'l-'Arab, XI, 696; kelimenin daha geniş anlamları için bkz. Durmuş, İsmail, "Hezl", D.i.A., XVII, 208; Çiftçi, Hasan, Hiciv ve Sosyal Eleştiri, Ank., 2002, s. 34-38. 42) ei-Kalkaşandi' (Ahmed b. 'All), Subhu 'l-a 'şii fl sınô. 'ati'l-inşô.', nşr. Yusuf' All' Ta vi'!, !-XIV, Bey rut, 1407/1987, IX, 225-226. ARAP ŞİİRİNİN İNTİKALİNDE DİNl VE 185 AHLAK!DECERLERİNROLÜ ------------------- Hezl ve cidd kavramlanyla iki kategoride değerlendirilen edebiyatın tamamı ciddi olarak algılanmıştır. Diğer bir ifade ile mizah, eğlence, şaka veya mucün olmasından do layı edebiyatın bir kısmının atılması veya terk edilmesi, gerek ilim adamlan gerekse ede biyatçılar tarafından hoş karşılanmamıştır. Bu konuyu ilk defa dile getiren Halife İbra him b. el-Mehdi', halifeliğe atandığı sırada, döneminin güçlü şairlerinden Halid b. Yezid el-Katib'den şiir söylemesini ister. O da Hz. Peygamberin "Şiir hikmetli bir sözdür" ha disini hatırlatarak kendi şiirlerinin bu düzeyde olmadığını, eğlence ve mizalı türü şiirler söylediğini belirtınesi üzerine halife "Öyle deme! Edebiyatın ciddisi de şakası da ciddi dir"43 diyerek edebiyatın iyisinin ve kötüsünün olmadığını ve hikmetli şiirler yanında, mizalı ve eğlence türünün de edebiyat açısından önemli olduğunu belirtmeye çalışmıştır. Müstehcen ve çirkin sözlerle dolu şiirler söyleyen Halid b. Yezid44 için söylenen bu söz "edebiyatın ciddisi ciddi, şakası şakadır"45 şeklinde değiştiritmiş olsa da, şiir rivayeti ve edebiyat için bir prensip haline gelmiştir. Yakut el-Hamevl, mucun ve hezl türü şiirin öncüsü olan İbnu'l-Hac (öl. 391/lOOl)'ın şiirlerini bu prensibe dayalı olarak aktarmak zorunda olduğunu belirtirken46, 'Abdullah b. Muhammed b. 'Ubeyd, "Eğer edebiyatın ciddisi ciddi ve şakası şaka olmasaydı bu eserimi, kulakları haramla tırmalayan mucun sözlerden,fuhşun çuvalını açıp aklı tırmalayan şeylerden korurdum. Fakat, bazı ileri ge lenler onun şiirinin meyvelerinden istifade etmek ister, edipler omm nazmının ruhunu lıafif görürler ve bazı kişiler de çirkin ve rejes şiirlerini aktarır/ar. Bunlar gülme ve eğ lenmeye meyilde aşırı giderler"47 diyerek şiirlerini aktanlmasının gerekliliğine işaret eder. Her ne kadar hezl ve ciddi sayılan türler dil ve edebiyat açısından önemli sayılsa da küfür, müstehcen, ağır hiciv ve edeb dışı sözlerin belli bir elemeden geçirildiği görül mektedir. Bu bağlamda Cahilye şiirinin intikalini sağlayan önemli şahsiyetlerden biri olan el-Esma'l (öl.216/831), halifelerin çocuklannı eğitmek amacıyla tamamen ahlak! değerleri gözeterek derlediği şiir koleksiyonundaki şiirleri elemeye tabi tutan ilk ravi olarak bilinir48. Zira içerisinde hiciv bulunan hiçbir şiir inşad etmediği49, muhtemelen eserine almadığı belirtilmektedir. Aynı şekilde el-Mufaddal ed-Dabbl'nin de sadece şi irin iyi olanını aldığı50 yönündeki görüşler bu durumu teyit etmektedir. İmam Şafii, "Diğer sözler gibi şiirin iyisi iyi, kötüsü de kötüdür"51 diyerek şiirin gü zel olanının rivayet edilmesinde bir sakınca görmemiştir. el-Esma'i'inin derlediği şiirle- 43) ei-Hatib el-Bağdadl, Tarihu Bağdiid, I-XIX, Beyrut, tsz. VIII, 313-314; Ebu'I-Ferec el-isfahlini, el Eğani, I-XXIV, nşr. Semir Cabir, Beyrut, tsz., XX, 298. 44) Tarihu Bağdiid, Vlll, 310; el-Eğani, XX, 297. 45) Yakut el-Hamevi, Mu'cemu'l-udeba', 1-XX, nşr. Ahmed Ferid Rifii'l, Mısr, 1936, IX, 206; 'Abdul lah b. Muhammed b. 'Ubeyd, Kura'd-dayf, nşr. 'Abdulhih b. Muhammed el-Mansur, Riyad, 1997, III, 35. 46) Mu'cemu'l-udeb{l', IX, 206. 47) Kura'd-dayj, III, 35. 48) Nahve menhec islami, s. 257. 49) el-Kamil fi 'l-luğa ve'1 -edeb, II, 928. 50) Subhu 'l-a 'şafi sına 'ati'l-inşa ',Il, 345. 51) İmam Şafii (Muhammed b. İdris), Kitabu'I-Umm,I-VlH, Beyrut, 1393/1973, VI, 207. 186 / Yrd. Doç. Dr. Selami BAKIRCI-----EKEV AKADEMi DERCİSİ re, müstehcen, çirkin ve ahHl.ka aykırı sözleri almaması, diğer bir ifade ile daha çok ah laki nitelik taşıyan şiirleri rivayet etmiş olması, İmam Şafii'den şiir okumuş olmasma ve dolayısıyla hacasından etkilerımiş olmasına bağlanmaktadır52. Hz. Peygamber ve arka daşlarını hicvetmekle ünlü cahiliye şiiiri es-Seyyid el-Himye:ıi''nin şiirlerine aşırı bir tep ki göstermesi53, büyük bir kısmını cahiliye şairlerinden derlediği koleksiyonunda ahla k! değerlere ters düşen şiirlerden kaçınması ve seçtiği hiciv şiirlerinin fiziki' hususlan de ğil güzel huyların zıddı olan somut hususlada ilgili54 olması el-Esma'l'nin şiir derleme sindeki metodu hakkında önemli bir ip ucu vermektedir. Buna karşılık, dil, edebiyat ve ilmi alanda bir materyal ve somut delil olarak kullam lacak olan şiirin rivayeti için daha esnek bir tutum takınıldığı görülmektedir. Özellikle Kur'an-ı Kerim'in arrlaşılmayan yerlerini açıklığa kavuşturmak ve gramer çalışmaların da tespit edilen kai<ie ve kurallann geçerliliğini ortaya koymak için yapılan çalışmalar şiirin önemini birinci dereceye çıkarmıştır. Şiirin rivayetinde ahlaki değerlere de önem veren İbn Kuteybe, şiir rivayet etmenin günah kavramının kapsamı dışında kaldığını düşünerek rivayet edilmesine şu değerlen dirmesiyle uygun görmektedir: "İç erisinde fuhuş veya cinsel organların anlatıldığı fa sih bir söz sana ulaştığmda, utangaçlık veya sıkılganlık senin yüzünün kızarmasına ve ondan yüz çevirmene sürüklemesin. Çünkü, organların isminde her hangi bir günah yok tur, günah olan namus/ara saldırmak, kötü söz ve yalan söylemektir. .. Ancak ben sana çirkin sözleri dostlarına ve alıbabına söylemen için ruhsat vermiyorum. Bilakis burada ki izin, rivayet etme ve aktarma konusundadır"55. Dini eserler gibi olmasa da, ahlaki na sihatleri vermeye yönelik olarak hazırladığı bu eserinde müstehcen veya çirkin sayılacak sözlerin de yer aldığını açıkça belirtmekle birlikte, bundaki amacının kişilerin namusia nna saldırmak olmadığına özellikle dikkat çekmiştir56. Anlaşıldığı kadarıyla katibin di linin edepli ve kelimelerinin ahlak! anlamda güzel olmasını, sözün çirkin ve refes olan larından da kaçınmasını57 isteyen İbn Kuteybe bu şiirlerin söylenınesini değil, nedenle re bağlı olarak nakledilmesini aşırı gitmemek ve sınırlı kalmak şartıyla uygun görmüş tür. Söz konusu şiirler rivayet edilirken rencide etme ve kişilik haklarına saidırma mak sadını taşımamalıdır. Ahlak! değerlerle bağdaşmayan şiirlerin intikali esnasındaki sıkıntılar, ya açık bir şe kilde dile getirilmiş veya uygun görülmeyen kısmın alınmaması suretiyle ortaya kon muştur. Yukarıda değindiğimiz gibi İbnu'l-Hac'ın şiirlerinin istemeyerek verilmesi ve şi ideri aktarılırken kullanılan ifadeler sıkıntının göstergesidir. Örneğin İbn Hallikarı (öl.681/1282), biyografisini verdiği bazı şairlerin şiirlerini aynı nedenlerden dolayı ver- 52) Nahve menhec islami, s. 232. 53) el-Eğanf, VII, 252. 54) Nahve menhec islami, s. 263. 55) Bkz.'Uyunu '1-ahbtir, 1, (mukaddime). 56) Bkz. A.g.e., I, (mukaddime). 57) İbn Kuteybe, Edebu'l-kfitib, nşr. Muhammedd ed-Dal!, Beyrut, 1405/ 1985, s. 14. ARAP ŞiiRİNİN iNTiKALiNDE DiNi VE 187 AHLAKi DEGERLERİN ROLÜ rnekten çekinmiştir. Örneğin son dönem şairlerinden olan Sıbt İbnu't-Te'avizi (öl.553/1158)'nin şiirlerini çok iyi bulmakla birlikte "zikretmeye gerek yok"58 veya hi civ şiirlerini anlatırken "çok iyi şiirler olmakla birlikte zikretmekten sakmdım"59 ifade lerini kullanarak şiirleri vermemiştir. Bazı şairlerin şiirlerini vermemesini "Eğer fuhuş ve alçak sözler bulunmasaydı zikrederdim "60 sözleriyle aynı nedenlere dayandırdığı gö rülmektedir. Aynı şekilde İbnu'l-Enbari, Ebu Nuvas'm şiirlerini gerek hikaye yoluyla ge rekse eserlerine alarak naklederken bir hayli sıkıntıya ginniştir61. el-Makkari, Endülüslü bir şairin şiirlerini verdikten sonra "Allah biliyor, benim mak sadım içerisinde mucun ifadeleri bulunan bu şiiri aktarmak değildir. Edebiyatçı/arın ar zu edeceği bazı işaretler var. Söz sözü açar (kabilinden) biz edebiyatçıların kastıda bu dur. İşin aslını bilenler bunu görmezlikten gelirler ve tenkidin ana teması yapmazlar"62 diyerek aktardığı şiirlerden u taneını belirtmiş ve bir nevi okuyucudan özür dileyerek ma zeretini ortaya koymuştur. Bu tür şiirlerin rivayet edilmesini dil ve edebiyat açısından önemli gören el-Cahiz (öl.255/869)'ın değerlendirmesi bunlara cevap niteliğini taşımaktadır. Bu sözlerin akta rılmasının nedenini dilcilerin bu kelimeleri kullanmasının gerekliliğine bağlayan el-Ca hız, "Eğer bunların aktarılmasında sakınca olsaydı, ilk defa bu kelimeler için bu anlam lar konmaz ve Arapça'd an bu kelimelerin çıkarılması gerekirdi "63 diyerek ileri gelen sa habenin bu tür şiirleri aralannda söylemelerini ve aktannalarını kendine delil getirmek tediı-64. Daha hür ve serbest düşünen el-Cahız, Hz. Peygamberle sahabe arasında, mah rem sayılacak bazı konuşmalan ileri sürerek "Eğer bunlar haram değilse şiirin vezinli ve kafiye/i olması onun söylenmesini sakınca/ı kılacak neden sayılamaz"65 demektedir. Ünlü dilci ve nahivci Ebu'l-Feth Osman b. Cinni (öl.392/l002), dini inanç ve görüş lerin şiirin iyi veya kötü oluşunda belirleyici olmadığım66 belirtirken EbO. HiHH el-' As keri, konuya daha bilimsel açıdan yaklaşmaktadır. "Eğer maksat üstün manaları derle rnek olmasaydı. manzum veya nesir kötü sözler terk edi/irdi. Halbuki, ilim adamları sı radan sözler bulunan şiirleri terk etseydiler bununla Cerfr, Ferezdak, Ahtal vs. şairlerin şiirlerindeki pek çok fayda ve güzellik yok olurdu. Cinsel organlar isimleriyle açıkça ifa de edilmemiş olsaydı, dilciler bunları isimlendirmede hataya düşerierdi ki bu da olma yac{lk bir şeydir"67 diyerek rivayet edilecek edebi materyalin dil açısından önemine işa ret etmiştir. 58) Vefeyatu 'l-a 'yan, V, 6. 59) A.g.e., IV, 465. 60) A.g.e., ll, 181. 61) Nahve menhec islami, s. 249. 62) el-Makkari (Ahmed b. Muhammed el-Makkari), Nefhu't-tlb, I-VIII, nşr. İhsan 'Abbas, Beyrut, 1338/1968, V, 46. 63) el-Cahiz, Resailu'I-Cahiz, I-11, nşr. Abdusselam Harun, Kahire, 1384/1964, ll, 93. 64) A.g.e., ll, 93-94. 65) A.g.e., II, 160. 66) Nahve menhec islami, s. 324. 67) A.g.e., s. 210-211. 188 / Yrd. Doç. Dr. Selami BAKIRCI-----EKEV AKADEMİ DERCİSİ Abdullah b. ez-Ziba'ra, Hubeyre b. Vehb el-Mahzfimi, Mesafi' b. Abdimenaf ve Umeyye b. Ebi's-Salt gibi şairler hakkında kınayıcı ayet nazil olunca68 dil ve edebiyat hazinesi olarak görülen şiirin ri vayetindeki sıkıntılar daha da artmıştır. Bundan dolayı ra viler, müşrik şiiirierin Müslümanlar hakkında özellikle Hz. Peygamber ve sahabe hak kında söyledikleri şiirleri bilinçli olarak görmezlikten gelmişler, rivayetinde sıkıntılı gör dükleri şiirlerin tamamını veya bir kısmını almamışlardıı-69. İbn Şiikir el-Kutubi, bu ne denlerden dolayı üç ünlü şairin şiirlerinin büyük bir kısmının kayıt altına ahnmadığım, riivllerin bu şiiirierin şiirlerini nakletmekten sakmdıklanm belirtmektedir. Bunlar es-Sey yid el-Himyeri, Beşşiir b. Burd ve Ebu'l-'Atahiye'dir70. Fıkıh terimlerini kullanarak şiirin rivayetinde gözetilmesi gereken hususlan açıkla maya çalışan İbn Hazım'a göre şiir, riviiyeti mutlak olarak yasak olan şiirler ve riviiyeti mutlak mübah olan şiirler olmak üzere ikiye aynlır. Aşk şiirleri, ahlaki olmayan konu larda söylenmiş olan şiirler ve hiciv mutlak yasak olan şiirler arasında yer ahr71. Ayni şekilde eş-Şevkan! de şiiri kendi arasında, her hangi bir hayır olmadığından haram; taşı dığı özellikler nedeniyle vacib olmak üzere iki kısma ayırmıştır72. Ancak şiirlerin, rivii yeti haram veya vacip şeklinde değerlendirilerek riviiyette göz önünde bulundurulması uygulamada pek görülmemektedir. Bu şekilde bir değerlendirme esas alınsaydı hiçbir müşrik şiiirin şiirinin aktarılmaması gerekirdi.Bunun aksine İbn Kudiime, şiir söyleme ile riviiyeti bir birinden ayırmıştır. Yani, içerisinde fuhuş, çirkin ve müstehcen sözlerin bulunduğu şiirlerin söylenınesi uygun olmasa da rivayet edilmesinde bir sakınca görme miştir73. Bütün bunlardan anlaşıldığı üzere, Riivllerin, içki içme, eğlence, kadına gazel söyle me, fal okiarı ve mucfin gibi Cahiliye Araplannın övündükleri ve toplumsal değerler ola rak kabul ettikleri konuları içeren şiirleri, örnek ve delil getirme maksadını aşmadıkça veya bunlara teşvik etmediği sürece bu şiirleri rivayet etmesinde bir sakınca görülme miştir. Zira İslamiyet' in, şirk ve şirke sürükleyen bir durum olmadıkça cahiliye dönemi ne ait pek çok örf ve adetİn isliimi dönemde de sürdürülmesine engel olmadığı belirtil mektedir74. Bu görüş, İsliimm ilk dönemlerinde, abes görülen bazı hususlann dışlanma sı sonucu cahiliye edebiyatının bir kısmının kasten terk edildiği şeklindeki görüşe karşı bir tez olarak kabul edilmektedir75. 68) el-Beğavi (eJ-Huseyn b. Mes'ı1d), Me'alimu't-tenzil, I-IV, nşr. Hiilid el-'Akk, Beyrut, 1407/1987, III, 403; el-Alilsi el-Bağdad\', Ruhu'l-me'anifi tefslri'l-Kur'an, I-XXX, Beyrut, tsz. XXI, 146. 69) Nahve menhec islami, s. 137. 70) Muhammed b. Şakir el-Kutubi, Fevatu'l-vefeyat, 1-IV, nşr. ihsan 'Abbas, Beyrut, !973, I, 189. 71) Nahve menhec islami, s. 166-167. 72) eş-Şevkani' (Muhammed b. 'All b. Muhammed), Fethu'l-kadlr el-Cami' beyne fenneyi'r-rivaye ve'd-diraye min 'ilmf't-tefslr, I-IV, Beyrut, tsz. IV, 121. 73) Nahve menlıec islami, s. 227. 74) Tarfhu adfibi'l-'Arab, 1, 281. 75) Nahve menhec islami, s. 92 -93.
Description: