T.C. ULUDAG ÜNiVERSiTESi iLAHİYA T FAKÜLTESi DERGiSi Cilt: 22, Sayı: 2, 2013 s. II 1-149 ·Arap Kültüründe Künyeleme ve Çöl Geleneği Faunası Üzerindeki Yansımaları Fadime KAVAK* Özet Farklı sebeplerle ortaya çıkan ve Arap adetlerinden biri olan künye; genelde baba ve anne, bazen de erTcek veya kız çocuk, erkek ve kız kardeş, amca, hala, dayı ve teyze gibi kelimelerin bir isme muzaf yapılmasıyla oluşturulan isim türüdür. Bu isimler (lcünyeler) bazen asıl ismi unutturacak ölçüde şöhret kazanmakta, kişiler öz isimleri yerine söz konusu künyeleriyle tanınır hale gelmektedir. İşte bu makale, haleleında müstakil eserler yazılmasını gerektirecek ölçüde yaygın bir kullanıma sahip olan Arap kültüründeki künyeleme olgusu ve onun ortaya çılcış sebepleri üzerinde duracak, aynca hayvanZara verilen zengin bir künye listesini linguistik açıdan tahlil edecektir. Abstract Tradıtıon of Gıvıng Kunyas in Arabıc Culture and lts Reflectıons on the Desert Fauna Kunya, as an Arabic tradition resulted by different causes, is a type of epithet that is formed by making the words such as mostly father (abu) and mather (umm}, as well as occasionally son or daughter, brother or sister, uncle, aunt ete. mudafs for a name. Same of kunyas gained a reputation to the extent that its holders' real names became forgotten and they became lcnown for their kunyas. This article deals with the tradition of giving kunyas in Arabic culture which has a wide area of using that Okt. Dr., Uludağ Ü. ilahiyat Fakültesi, [email protected] actually requires writing separate books on it, and the reasons of its emergence. It alsa linguistically analyzes a very rich list of kunyas given to animals. Anahtar Kelimeler: Klasik Arap Edebiyatı, Künye, Arap Kültürü, Arap Geleneği, Hayvanların Künyeleri. Key Words: Classical Arabic Literature, Kunya, Arab Culture, Arabic Tradition, Kunyas öf Anirnals. Araplar arasında yaygın olarak kullanılan künye (~ -~) kelimesi, (~ -~) fıilinin mastan olup (~\.i?) ile aynı kökten türemiştir. Çağulu (~) biçiminde gelir. Birisine künye vermek anlamında (~ -~), (~ -J.Sı, (~ -~i) fıilleri kullanılmaktadır .ı ri' Künye ~i (baba) ve (anne) gibi kelimelerin kendisinden sonraki isme muzaf olmasıyla oluşan, ff o rt -~ .,Ht gibi birleşik ve özel bir isimdir. Bunların yanı;ira V,i (~_ğul), ve ~l (kız), tı (erkek ' p L kardeş) ve ~i (kız kardeş), (amca) ve (hala) ya da J~ (dayı) ve u~ (teyze) kelimeleriyle yapılan künyeler de vardır. ~! ; -'~ 'oy ' <' )-'!1, ... o .J. Y:.i... ~w.J\Jt Ui-~ -~~ ~lt bunlardan birkaçıdır.2 Bazı kaynaklara göre künyelemenin ortaya çıkışı, bir Arap hükümdan ile oğlu arasında geçen şu olaya dayandırılmaktadır: İlk dönem Arap hükümdarlarından birinin bir erkek çocuğu dünyaya gelir. Oğlunun, ileride iyi bir kral olması amacıyla eğitilmesi ve yıllarını boşa harcamaması için onu herkesten uzak bir yere yerleştirir. Ona krallık ve yönetimle ilgili bütün bilgileri öğretebilecek ı İbn Manzür, Muhammed b. Mükerrem, Lisiinü'l-'Arab (I-XV), Dam Sadır, I. baskı, Beyrut, t.y., c. XV, s. 233; Vecdl, Muhammed Feıid, Diiirat-ü Me'iirifi'l Kami'r-Rabi'a 'Aşera el-'Işrfyn (I-X), Daru'l-Ma'rife, III.baskı, Beyrut, 1971, c. VIII,'}~· 2)5. . 2 el-Kalkaşendl, Ahmed b. Ali, Subhu'l-A'şiifi Sıniiati'l-Inşa (I-XIV), c. V, s. 405; 'Abbas Hasan, en-Nahuu'l-Vii.fi (I-N}, Daru'l-Me'arif, XV.baskı, y.y., t.y., c. I, s. 308; el-Mevsüatü'l-Arabiyyetü'l-Müyessera (I-N}, Daru'l-Ciyl, el-KiThi.re, 2001, c. III, s. 1994. 112 hocalar bulur, ihtiyaç duyabileceği her şeyi temin eder. Sonra kendisine arkadaşlık yapmalan, edep ve ahiakından istifade etmeleri için amcasının ve devlet ricalinin çocuklarım onun yanına gönderir. Kral her senenin başında o çocukların babalanyla birlikte oğlunu ziyarete gider. Hep birlikte çocukların yanına vardıklarında kralın ··oğlu, gelenlerin kim olduğunu öğrenmek için babasına sorular s?rar. Y.i Babası da yanındaki çocukların babalarını kastederek ( ~~ ılı ~~ Y.l llıj) "Bu.filancanın, bu da.filancanın babasf' diye cevap verir. İşte bu hadiseden sonra Araplar arasında künyeler ortaya çıkıp yaygınlık kazanmış, herkes oğlunun ismiyle künyeleurneye başlamıştır. 3 Bu tarihsel rivayete ilave olarak kişilere künye vermenin başka sebepleri üzerinde de durulmaktadır. Bunlar üç kısımda mütalaa edilebilir: 1) Ağza alınması hoş olmayan bir şeyin künye yoluyla ifadesine gidilmiştir. 2) Birisini övme ve yüceitme sadedinde b~ı künyelere başvurulmuştur. 3) Künye ismin yerine geçerek sahibi o künyeyle tanınmıştır. - ' < Ebü Leheb'in ismi Abdül'uzza (LSjJJI ~} ) olmasına rağmen O, (y+J Y.i) Allah'ın kendisine verdiği Ebü Leheb künyesiyle tanınmıştır. 4 Künyelendirme kişinin çocuk sahibi olup olmamasına göre de iki şekilde yapılmaktadır: 1. Bir veya Daha Fazla Çocuk Sahibi Olanların Künyelendirilmesi Nevevi bu hususta şöyle demiştir: Eğer kişinin bir çocuğu varsa onunla künyelenir. Erkek veya kız çocuğu olması fark etmez. Sahabe ve tabiinin ileri gelenlerinden bazı kimseler kızlannın isimleriyle künyelendirilmiştir. Ebü Leyla, Ebü Fatıma el-Leysi, Ebü Meryem el-Ezdi, Ebü Rukayye Temimü'd-Dan, Ebü Zer'a el-Mıkdad b. Ma'dikerb gibi bazı sahabeler bunlardandır. 3 İbnü'l-Esir el-Cezerl, Kitô.bu'l-Murassa', tah. Fehmi Sa'd, 'Alemü'l-Kütüb, l.baskı, Beyrut, 1996, s. 26. 4 Lisô.nü'l-'Arab, XV, 233; Ebu'i-Hasan el-Kuşeyıi en-Nisabürl, Müslim b. el Haccac, el-Künô. ve'l-Esmô. (I-II}, tah. Abdürrahiın Muhammed Ahmed el Kaşkaıi, 'Imadetü'l-Bahsi'l-'İlmi, !.baskı, Medine, 1984, c. I, s. 10. 113 Şayet kişi, birden fazla çocuğa sahipse, onlann en_ büyüğünün adıyla künyelendirilir. Hz. Muhammed (s.a.v.)'e ~Wl Y,i künyesinin verilme nedeni en büyük çocuğunun adının Kasım oluşudur.s Ebu Hureyre'den rivaye! ~dilen bir hadiste_ !fz. Peygamber şöyle buyurmaktadır: ~i Gi j JjY.11ıl ,~wı Y,i Gi "Ben Ebu 'I-Kasım, Allah nzık verir ben de taksim ederim"6 Hz. Peygamber, Allah'ın "el-Hakem" isminin künye olarak kullanılmasının uygun olmadığını Ebü Şurayh'la olan diyaloğunda şöyle dile getirmiştir: Ebü Davud ve Nesru'nin Sünen'inde Şurayh el-Harisi'den rivayetle şöyle bir olay anlatılır: Şurayh, kavminden bir grup kimseyle Resüllu~ah'ın huzuruna geldi. Resulullah, o topluluğun\· Şurayh'a pı Y,i künyesini verdiğini işitti. Bunun üzerine Şurayh'ı çağırdı ve "Şüphesiz hakem Ailah'tır ve hüküm onundur. Bu yüzden sana "Ebu'l-Halcem" demesinlef' buyurdu. Şurayh da "Kavmim bir konuda ihtilafa düşünce çözmem için bana gelir, ben de aralannda hüküm veririm ve her iki taraf bu durumdan oldukça memnun kalır' deyince; Hz. Peygamber "Ne kadar da güzelf Fakat senin hiç çocuğun yok mu?" diye sordu. O da "Şurayh, Müslim ve Abdullah isminde üç oğlum var'' diye cevap verdi. Hz. Peygamber'in "Onlann en büyüğü hangisi?" demesi üzerine o da "Şurayh" diye yanıtladı. Bunun üzerine Hz. Peygamber "O zaman sen Ebü Şurayh'sın"·diyerek ona yeni bir künye verdi. 7 Aynca Hz. Peygamber, kendi isminin konulabileceği, buna karşın künyesinin kullanılmaması gerektiği hususunda şöyle demiştir: (~ ı_0']j ~~ 1~) "Benim ismimikoyun fakat künyemi kullanmay ın" (.,r:::Sj ~1 ~ 1_7~. .. 4. .: ;-•. N) "İsmimle künyemi bir arada kullanmayın" 8 s Subluı'l-A(şli, V, 407-408. 6 ed-Dülabi, Ebü Bişr Muhammed b. Ahmed, el-Küna ve'l-Esma (I-m}, tah. Ebü Kuteyqe el-Fariyabi, Dam İbni Hazm, I. baskı, Beyrut, 2000, c. I, s. 4. 7 Subhu'l-A'şô., V, 407-408. 8 ed-Dülabi, el-Küna ve'l-Esma, I, 9-10; İbnü Mende, Ebü Abdiilah Muhammed b. İshak, Fethu'l-Bab fi'l-Küna ve'l-Elkab, tah. Ebü Kuteybe Muhammed el Fariyabi, Mektebetü'l-Kevser, I. baskı, Riyad, 1996, s. ı 7. 114 Ancak Muhammed b. el-Hanefıyye'nin, babası Ali b. Ebi Talib'den naklettiği bir hadise göre Hz. Peygamber Ali b. Ebi Talib'e kendi ismini ve künyesini çocuğuna koyması için izin vermiştir. Rivayet şöyledir: Ben (Ali b. Ebi Talib) "Ey Allah'ın Resülü! Senden sonra bir çocuğum olursa ona senin ismini ve k:ünyeni verebilir miyim? diye sordum. Resuluilah da "Evet" diye cevap verdi."9 Kadınların künyelendirilmesi de yine sahip olduğu erkek veya kız çocuklarının ismiyle olur. Çocukları birden fazla ise en büyük çocuklarının ismiyle künyelendirilirler.ıo Künyeler sadece baba ve anne olmayı değil, başka hususları d~ ifade etmektedir. Sözgelimi bu künyelerden meşhur birisi ~~)> Y,i dir. Müslüman olmadan önce adı Abdüşşems b. Sahr, müslüman olduktan sonra Hz. Peygamber'in kendisine Abdurrahman ismini verdiği Abdurrahman b. Sahr'ın "Kediciğin babası" manasma gelen bu künyeyi, kedilere olan sevgisinden dolayı aldığı rivayet edilmektedir.l1 . - Kişinin birden fazla künyesi olabilir. Hz. Peygamberin ~Wl Y,i ve ~ı_;,ı Y,i olmak üzere iki tane künyesi vardır. Enes'ten nakledilen bir rivayete göre Hz. Peygamberin oğlu İbrahim dünyaya geldiğinde Cebrail (as.) Resü.llullah'a "Allah'ın selamı üzerine olsun ey Ebü İbrahim!" demiştir.ı2 Halife Osman b. Affan'ın da ~ı ~ Y,t -J..;J Y,t -_,~ Y,t olmak üzere üç ayrı künyesi vardır. 2. Çocuk Sahibi Olmayanların Künyelandirilmesi Çok yaygın olmamakla birlikte çocuk sahibi olmayanlara da riJ künye veriliyordu. Mesela, Hz. Aişe'ye çocuğu olmamasına rağmen ( ~1 ~) künyesi verilmiştir. Bu künye, kız kardeşi Esma'nın oğlu (yeğeni) Abdullah b. Zübeyr kastedilerek verilmiştir.l3 9 ed-Dülabi, el-Künii ue'l-Esmii, I, 12-13; Fethu'l-Biib fi'l-Künii ue'l-Elkiib, s. 20. 1o Subhu'l-A'şii, V, 409. ıı Wensınck, A.J., İsliim Ansiklopedisi (I-XIII}, "Künye" mad., Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1977, c. VI, s. 1081; ed-Dülabi, el-Künii ue'l-Esmii, I, 182; el-Mevsüatü'l-Arabiyyetü'l-Müyessera, III, 1994. 12 ed-Dülabi, el-Künii ue'l-Esmii, I, 4, 7. 13 Subhu'l-A'şii, V, 409; el-Mevsüatü'l-Arabiyyetü'l-Müyessera, III, 1994. 115 Araplarda özel isimlerden kabul edilen künye dışında bir de lakaplar vardır. Künye, daha ziyade açıklama yapmak; lakap ise yüceltmek veya küçümsemek için kullanılmaktadır. Mesela Hz. Muhammed'e güvenilir olduğu için ~ ~~' Abdülgani b. Said'e cömertliğinden dolayı ~ı ~J (bal kabı); ayetlerden hareketle de j.J;. Hz. İbrahim'e ~ı (Allah'ın dostu), Hz. Musa'ya ~ı ~ (Allah'la t:J] konuşan), Hz. İsa'ya da ~ı (Allah'ın ruhu) lakabı verilmiştir. Araplar arasında fiziksel kusurlara dayanan lakaplar da çokça kullanılmıştır. Amr b. Malik el-Ezdi (ö. m. 525)'ye eş-Şenfera lakabının verilmesinin nedeni, kalın dudaklı ve çirkin olması; Amr b. Bahr'a (ö.255i Cahız denilmesi de patlak gözlü olmasındandır. Lakaplar çoğunlukla alay içerikli olmasına karşın, halife ve emirler için kullanılanlar yüceitme amacı taşır. Reşid, Me'mun, Mehdi, Emiru'l-Mü'minin gibi lakaplar bunlardan bazılarıdır. Ayrıca kişilerin kendine has davranışlarından yola çıkılarak verilen lakaplar HU., da vardır. Mesela, tirit yemeği yapana düşmanlık yapan veya f saldırgan olan kimseye 0ıj..l.i. ve hızlı hızlı yürüyen kimseye ~ı~ denilmesi buna örnek teşkil eder,l4 Künyeyle isim arasında bir ,.. sıralama söz konusu değildir. Künye isimden sonra gelebildiği gibi ismin önüne de geçebilir: (~ ~ ~ı ~i) "Ebu'l-Hasen Ali kahramandır" denilebileceği gibi(~ ~ı~i ~)"Ali Ebu'l-Hasen kahramandır" da denilebilir. Künyeyle lakap arasında da b~r sıralaı::ıa yoktur. Biri diğerinin önüne geçebilir.z.,..:~ı_;Jı ~WJJı Jji ~ ~i J:J 3z li denileb ileceği ' ' gibi,z.,..:~ı_;Jı ~WJJı Jji' J:J ~ll ~ ~i' de denilebilir. ı4 Ragıb el-Isfaharu, Ebu'l-Kasım Huseyn b. Muhammed, Muhadaratü'l-Üdeba ve Muhaveratü'ş-Şuara ve'l-Buleğa (I-II}, Daru'l-Erkam b. Ebi'l-Erkilı:n, !.baskı, Beyrut, 1420, c. II, s. 369; Bozkurt, Nebi, TDV. İslam Ansiklopedisi, "Lakap" road., Ankara, 2003, c. XXVII, s. 65-66; Çağınar, M.Edip, "Araplarda Ad Koyma", Nüsha Dergisi, Yıl III, sayı 8, kış 2003, s. 109. 116 Ancak isimle lakap arasında genelde riayet edilmesi gereken bir sıra vardır: Önce isim, daha sonra lakap gelir. Ömek: jJı j_,_)WI ~ .~: r..-.w, .ı)· "ıı' -.. L".',i..U, J.. ..." ı ı ~ ·w~ ı J: i.."".' i-..-..\J" ,.,1) ı ır~ Eğer lakap isimden daha meşhur ise, ismin önüne geçebilir de H_r4 ,,geçmeyebilir de. Ömek: ~} J~J ~ ~ ~~ denilebildiği H_r4 gibi,~} J~J ~~ ~~de denilebifu.lS Araplar, insanların yanı sıra hayvaniara ve cansız varlıklara da mecaz anlamda ç~şitli künyeler vermişlerdir.16 Mesela asi~ Y.i, Y.i, Y.i, künyesi ı.?)->JI tilkinin ~~ horozun, ~~ rl..Ç.... . riJ , .... ri.J. , riJ sırtıanın tavuğun Wl;. çekirgenin ı_f_;.ç. dır. 17 Cansız ri, ' varlıklara ömek vermek gerekirse mesela yayın künyesi çl+;JI ateşin c:_;JI Y.f. tencerenin ~~\rıY.f. ekmeğin ö~ ~1 dır. Bu künyeler hayvanların veya cansız varlıkların sahip oldukları özellikleri ifade eden, ya da bu özelliklere zıt birer mana içeren kelimelerle oluşturulmuştur. Bazı soyut ya da sıfat anlamı içeren kelimeleri ifade etmede de rt künyelere başvurulur. Mesela r.J-ıı ölümün; ~..)J Y.l -~_2 Y.i . şeytanın; ç:tJJ,~ Y.l -ufl);l Y.l da ahmak kimsenin künyeleridir. İbnü'l-Esir'in Kitabu'l-Murassa'da belirttiği üzere (J~) ve (..:.ıl~) kelimeleriyle de künyeleme yapılmıştır. Bu kelimelerle yapılan künyeler şahıslara ait olmakla birlikte genel~e yer, vadi, tepe veya köyler için kullanılır. Ömeğin Firavun'a ~liji _,~; Yunus (as.)'a _,~ J ,.. " J. .J. ı;ı pl; Ebü Bekir es-Sıddik'a ~~~ _,~; Hükümdar İskender'e _,:. ~_rili denilirken; y-Ol .J~ Hicaz'da bir yer, J-lı. _,~ bir dağ, keza ..:..ıı~ .. ,;:. ,;:. ~~da çölde bir yer adıdır. ıs_,~ kelimesiyle yapılan hayvan ve cansız ıs 'Abbas Hasan, en-Nahuu'l-Vtifi (I-W), Daru'l-Me'arif, XV.baskı, y.y., t.y., c. I, s. 316. 16 Kitiibu'l-Murassa', s. 24. 17 Subhu'l-A'şii, V, 405. ·ıs Kitiibu'l-Murassa', s. 60, 251, 298, es-Suyüti, Celalüddin Abdurrahman, el Müzhir fi 'Ulümi'l-Luga ve Envii'ıhii {I-ll}, tah. Fuad Ali Mansür, Daru'l Kütübi'l-'İlıniyye, Beyrut, 1998, c. I, s. 411-413. 117 _,1 varlıklara ait künyeler de bulunmaktadır. Mesela ~:~:ıjJı yılanın; ~..""3 ...~z- UI _,.~J. ve ~, ljj... _,J~ aslanın; 0 :~:ı.. Q<i • Jl _,J~. büyük karasineğin; ~: ~: <ı:ıi ~b ll_,.~. iki tane siyah çizgisi ol.a... n yılanın künyes i iken 0 ...; JJ. 1 _,J~. geniş kılıcın; ç::._,_r.jı ..=..ıı1 ve 0-;JI ..=..ıı1 gökyüzünün künyeleri olarak kullanılagelmiştir. ı 9 Hadis ilminde II. (VIII.) y.y.'dan sorıra ravi sayısının artıp benzer isimlerin çoğalması ravilerin birbirine karıştırılmasına yol açmış, buna bağlı olarak künye bilgisine ihtiyaç duyulmuş ve Ahmed b. Hanbel, Buhari, Müslim, Nesru, İbn Ebi Hatim, İbn Hibban, Hakim · · .·· en-Nisabüri ye Ebü Bişr ed-Dülabi gibi muhaddisler tarafından künyeye dair ilk eserler yazılmıştır. Ayrıca tabakat, rica.I ve tarih kitaplarında ravilerin biyografı ve künyelerinden mutlaka söz edilir.2o İbnü Salalı Mukaddime isimli .eserinde isim ve künyelere, ravilerden hem ismi hem künyesiyle tanınanlara ya da sadece ismiyle veya künyesiyle bilineniere yer vermiştir. Mesela, Medine'nin yedi fakihinden biri olan Ebü Bekr b. Abdirrahman b. el-Haris b. Hişam el-Mahzümi'nin ismi Ebü Bekr, künyesi Ebü Abdirrahman'dır. İbnHazm'ın ise, adından başka künyesi yoktur. Ebü Hatim er Razi'nin ismi de künyesi de budur. Bir de sadece künyesiyle tanınanlar vardır. Bunlar: Hz. Muh~med'in kölesi Ebü Muveyhibe, Konstantiniyye'nin kuşatılması esnasında vefat eden Ebü Şeybe'dir. Ç>-' .... Bunların yanı sıra künyeleriyle lakaplananlar, iki veya daha fazla künyesi olanlar, künyesi mi yoksa ismi mi olduğu hususunda ihtilaf edilenler, künyesi bilinip de ismi bilinmeyenler ya da hem künyesi hem isminde tereddüt edilen kimseler de söz konusudur.2ı Bu vesileyle, künyelere dair yazılan başlıca eseriere ve yazariarına işaret etmek uygun olacaktır: 1) Kitabü'l-Küna: Hişam b. Muhammed el-Kelbi (ö. 204) 2) Küna'l-EşrM: Heysem b. Adi (ö. 207) 3) Kitabü'I-Küna: Ali b. el-Medini (ö. 234) 4) et-Tarih ve'l-Esma ve'l-Küna: Ebü Bekr b. Ebi Şeybe (ö. 235) 5) el-Esma ve'l-Küna: Ahmed b. Hanbel (ö. 241) 6) eZ-Küna ve'l-Esma: Müslim b. Haccac (ö. 261) 19 el-Müz1iir, I, 413-414; Kitabu'l-Murassa', s. 83,162, 298. 2o Bozkurt, Nebi, TDV. İslam Ansiklopedisi, "Künye" mad., Ankara, 2002, c. XXVI, s. 559. 21 İbn Salah, Mulcaddimetü İbni Salahfi 'Ulumi'l-Hadfs, tasnf. Ebü 'Amr 'Usman b. Abdirrahman, Daru'l-Kütübi'l-'İlmiyye, Beyrut, 1978, s. 164-168. 118 7) Kitabü't-Tdrfh ve Esmdü'l-Muhaddisfn ve Kündhüm: Ebu Abdiilah Muhammed b. Ahmed el-Mukaddemi (ö. 30ı) 8) Kitabü1-Künd: Ahmed b. Şuayb en-Nesru (ö. 303) 9) Kitabü1-Esmd ve'l-Künd: Ebü Muhammed Abdullah b. el- Carud (ö. 307) ıoı Kitabü1-Künd ve'l-Esmd: Dülabi (ö. 320) ı ı) Kitabü1-Künd: İbnü Ebi Hatim er-Razi (ö. 327) ı2) Kitabü Esdmf Men Yu'rafu bi'l-Küna: Muhammed b. Hıbban el-Büsti (ö. 354) ı3) Kitabü Künd Men Yu'rafu bi'l-Esmd: Muhammed b. Hıbban el-Büsti (ö. 354) ı4) Kitabü Men Vdfakat Künyetühü Künyete Zevcihi mine's Sahdbe: Ebu'I-Hasan Muhammed Abdullah b. Zekeriyya (ö. 366) ı5) Kitabü1-Künd: Ebü Ahmed el-Hakim (ö. 378) .. ı6) Fethu'l-Bdb fi'l-Künd ve'l-Ellcdb: Ebü Abdiilah Muhammed b. İshak b. Mende (ö. 395) ı 7) Kitabü'l-İstiğnd.fi Ma'rifeti'l-Küna: İbnü Abdi'l-Ber (ö. 463)22 Hayvan Künyeleri Hayvanlara künye verilirken genellikle onların fiziksel özellikleri, huy ve tabiatları, sesleri, yaşadıkları yerler, kendi isimleri veya yavrularına verilen isimler göz önüne alınmıştır. Bunun yanı sıra bazı hayvanların künyeleri taşıdıkları öze~erin tamamen aksine manalar da içerebilir. Mesela kurda ö~ Y.l denilmesi gibi. Bununla ilgili olarak Ubeyd b. el-Abras (h.ö.24) şöyle demiştir: w ... ~~ ~t ~ ~J_Jı ~~~~ .1.G ":1 ~1 ~ Şüphesiz, kurt ~~ LJl (dişi kuzunun babası) diye lcünyelendirildiği gibi, içki de~ (pekmez) diye lcünyelendirilebilir.23 22 el-Kuşeyri, el-Küna ve'l-Esma, I, 11-15; ez-Zehebi, Şemsüddin Ebü Abdiilah Muhammed b. Ahmed, el-Muktena fi Serdi'l-Küna (I-II}, tah. Muhammed Sillih 'Abdülaziz el-Murad, el-Meclisü'l-'İlmi, I. baskı, Medine, 1408, c. I, s. 22-31; el Mukaddemi, Ebü Abdiilah Muhammed b. Ahmed, Kitabü't-Tarfh ve Esmaü'l Muhaddisfn ve Künahüm, tah. Muhammed İbrahim Lihaydan, Daru'l-Kitab ve's-Sünne, !.baskı, Paldstan, 1994, s. 12-14. 23 es-Se'alibi, Ebü Mansür Abdülmelik b. Muhammed b. İsmail, Simaru'l-Kulüb fi'l-Mudaf ve'l-Mensüb, tah. Muhammed Ebu'l-Fadl İbrahim, Daru'l-Me'fuif, !.baskı, Kahire, 1965, s. 252. 119 Beyitte kastedilen, kurdun ve içkinin künyelerinin güzel olmasına rağmen, taşıdıklan özelliklerin kötü olmasıdır. , (,:: :r_ Erkek hayvanların künyeleri (~! -~i), dişllerin ki de rrı kelimelerinin bir isme muzaf olmasıyla yapılırken; çoğullan da (..:_,\i:i) , şeklinde gelir. Bunların dışında J~ kelimesiyle yapılan hayvan künyeleri de bulunmaktadır. 24 Arapça'da künyesi bulunmayıp sadece adı olan hayvanlar çoğunlukta olup, hem adı hem künyesi olan ya da, sadece künyes,i ' ' olup adı olmayan hayvanlar da vardır.25 LSjT ~! çakal, 0-. ~.Jb cj.Ji fi kırkayak, ~1 fiJ. mürekkep balığı ve ~~~ Y..i. ispinoz kuşu:11-, y,i"' Y.i. ı)~ bir tür kuş, ~..:;::;.. k8.mı kırmızı; sırtı, başı ve kuyruğu } fi siyah kuş, c~.J kanatlan ve sırtı kırmızı, üzüm yiyen boz renkli kuş, adı olrriayıp sadece bu künyelerle tanınan hayvanlardır. Şair bir Y.i beytinde ~1_;. için şöyle der mesela: " "İspinoz kuşu gibi her türlü renge bürünüyor"26 t:.-"' •••• Hayvanlardan bazılannın birden fazla künyesi olduğu gibi, b~ Y.i künyenin farklı hayvanlara verilmesi de söz konusudur. Örneğin ç:_ı.;;JI fi1in ve kartalın, J.ı~..:G: Y.i kedi ve tavşanın, +J~ Y.l köpek, # tilki ve maymunun, ~. Jj Y.i domuz ve öküzün, Y.i aslan, tilki ve karasineğin, ~1 Y.i de domuz ve mandanın künyeleridir. Çalışmamızın bundan sonraki kısmında, gerek edebi metinlerde ve gerekse şiir parçalarında sık sık okuyucunun karşısına çıkan ve çoğu zaman bir kafa kanşıklığı yaratabilen hayvanlarla ilgili 24 el-Müzhir, I, 413-414. 25 ez-Zemahşeri, Ebu'I-Kasım Malımüd b. Ömer, el-Mufassal ft 'İlmi'l-Luga, tak. Muhammed 'İzzüddin es-Sa'idi, Dam İhyai'l-Ulüm, !.baskı, Beyrut, 1990, s. 19-2({;.Kitabu'l-Murassa', s. 30. 26 İbn Kuteybe ed-Dineveri, Edebü'l-Katib, tah. Muhammed Muhyiddin Abdülham1d, el-Mektebetü't-Ticılriyye, IV.baskı, Mısır, 1963, s. 162; el Mufassal, s. 20; Lisanü'l-'Arab, IV, 437; ed-Demlri, Muhammed b. Musa b. İsa, Hayatü'l-Hayeuani'l-Kübra (I-II}, Daru'l-Kütübi'l-'İlmiyye, III.baskı, Beyrut, 1424, c. I, s. 514. 120
Description: