Arap Dilinde EDATLAR Hazırlayan Hasan Akdag Türkocağı Sofcak No 14 TEKİN KİTABEVÎ Uzun Bedesten KONYA ÖNSÖZ «Arap dilinde EDATLAR» adı ile kaleme alınan bu eser, İmam-Hatip Liseleri ve dini tedrisat yapan diğer okullar için hazırlanmıştır. Konya İmam-Hatip Lisesinde Arapça dersi öğretmenliğim sırasında böyle bir kitaba şiddette ihtiyaç olduğunu, ben de diğer arkadaşlarım gibi hissetmiş tim. Konuşmalarımız esnasında bu konuda bir kitabın hazırlanması, hepimiz tarafından arzu ediliyordu. Bir ara bu işi üzerime almayı düşündüm. Fakat, bu yükün altından kalkabilme cesaretini kendimde bulamıyordum. Bununla bera ber, arkadaşların teşvik ve israrlariyie, bazı denemelere giriştiğim de olmadı değil. Ancak, bu denemeleri herkesten önce kendim beğenmiyor, bir köşeye atıyordum. Buna sebepte; Arap dilindeki edatların tam karşılığını, Türkçede bulma güçlüğü idi. Deneme/erimdeki bu başarısızlığım, beni yeniden Türkçe dilbilgisi kitapla rını gözden geçirmeye şevketti. Burada da kendi dilini iyice bilmeyenin başkala rının dillerini kavrayamayacağı gerçeği açıkça kendini göstermiş oluyordu. İşte bu durumdan dolayı, Türkçe dilbilgisi kitaplarını yeniden gözden geçirdim. Bu çalışmam esnasında Türkçede kullanılan edatları, kullanılış örnekleriyle not ettim. Arapça edatları işlerken takıldığım zaman, not ettiğim Türkçede kullanılan edatlara bakarak, karşılığını bulma yoluna gittim. Bu şekilde sürdürdüğüm bir senelik çalışma sonucu bu kitap ortaya çıkmış oldu. Bu kitabın, konusunda duyulan ihtiyaca tam anlamıyla cevap verir mahi yette olduğunu iddia edemesem de, büyük ölçüde duyulan ihtiyacı gidereceği kanaatindeyim. Tabiidir ki, takdir hakkı okuyucuya aittir. Kitabın Özellikleri: 1- Edatlar işlenirken isim, fiil, harf ayrımı yapılmaksızın alfabetik sıraya göre düzenlenmiştir. Bununla beraber her edat, kendi konusunda işlenirken, isim fiil, harf olduğuna dair gereken bilgi verilmiş, kitabın sonunda ayrıca isim, fiil, harf olanlar, gruplara ayrılarak gösterilmiştir. 2- Aslında edatlardan olmadıkları halde fiillere, -Nakıs fiiller gibi- edatlara benzediklerinden dolayı bu kitapta yer verilmiştir. 3- Konular işlenirken önce edatların isim, fiil harf olduğuna temas edilmiş, sonra Türkçe karşılıkları verilmeye çalışılmış, isim olanların i'rapları belirtilmiş ve kullanılış şekilleri çeşitli misallerle gösterilmeye çalışılmıştır. 1 4- Kitabın sonunda fiillerin çekimlerinde görülen güçlükleri giderebilmek için, Türkçe-Arapça fiiller zamanlara göre karşılıklı yazılmıştır. Edatlar işlenirken Arapçadan Türkçeye şeklinde işlendiği halde fiil çekimleri Türkçeden Arapçaya şeklinde yapılmıştır. Zira; Türkçede fiil zamanları daha çok ve daha çeşitlidir. 5- Bu kitap, bir nevi edatlar kamusudur. Okuyucu, Arapça her hangi bir metni okurken takıldığı edatlarda, bir kamusa bakarcasına bu kitabı açıp edatla ilgili bilgileri kolayca bulabilecektir. 6- Faydalı olacağı kanaatiyle kitabın sonuna ismin halleriyle ilgili bir bahis ilave edilmiş, bu bahiste ismin halleri Türkçe-Arapça olmak üzere karşılıklı bir şekilde izah edilmeye çalışılmıştır. 7- Bu kitapta, anlaşılması güç ifadelerden kaçınılmış, herkesin kolayca anlayabileceği sade ve kolay bir üslûp kullanılmıştır. Tevfik ve hidayet Allah'tandır. 4 .11 . 1981 Hasan Akdağ 2 2. BASKININ ÖNSÖZÜ Kitabımızın birinci baskısının kısa denebilecek bir zamanda bitmesi ve oku yucularımızdan gördüğümüz teşvik; ikinci baskısının yapılmasını gerekli kılmıştır. Kitabımızı ikinci baskıya tekrar hazırlarken bazı ilaveler ve düzenlemeler yaptık. Bu cümleden olarak sonundaki Türkçe-Arapça fiil çekimlerine bazı ilave ler de yaparak, yeni hazırladığımız «Arap Dilinde Fiiller» adlı kitabımıza -daha uygun düşeceği düşüncesiyle- oraya aktardık. ilk eserimiz olan bu kitabın kısa sürede bitmesi bize, ikinci kitabımız olan «Arap Dilinde Fiiller» adlı kitabımızın hazırlanmasında cesaret verdi. Bu münase betle onu da yakında okuyucularımıza sunmayı düşündüğümüzü hatırlatmak isterim. Biz bu kitabı ilk olarak okuyucularımıza sunduktan kısa bir zaman sonra -Devletlerimiz arası sıkı ilişkilerden olacak- memleketimizde Arapça öğrenimi bir hayli hız kazandı. Bunu, İmam-Hatip ve İlahiyat camiası dışında aldığımız talep lerden de anlamak mümkündür. Arap ülkelerinin açık pazar durumunda oluşu bu dili, dini bir dil olması yanı sıra, ticarî bir dil haline getirmiştir. Bizde de getirmek üzeredir. Her ne için öğrenilirse öğrenilsin bizim için yarar vardır, zarar yoktur. Eskiden «her dil bir insan sayılır» demişlerdir. Sözüme burada son verirken her kitapta bulunacağı gibi bu kitapta da elimizde olmayarak, hata bulunabileceği düşüncesiyle kitabımızın, okuyucuları mızın her hangi bir hususta yapabilecekleri tenkit ve uyarılara açık olduğunu bildirir ve faydalı olacağı kanaatıyla şimdiden teşekkür ederiz. 12 . 9 . 1984 Hasan Akdağ 3 Elif, Arap alfabesinin ilk harfidir. Diğer harflerle birlikte kelime yapılarında kullanılması dışında, çeşitli görevleri vardır. 1 - Fiillerde tesniyelik alâmeti olur. Bu durumda görevi ya fail veya nâib-ü faildir. oU&J £l£M - l# - Çw - misâllerinde fail, C'jJ> £&?J\ - £^ OL; y£. ç>%$ - Jîj^ _ misâllerjnde de nâlb û fâj|dir 2- isimlerde tesniyelik alâmeti olur. Bu durumda elif, isimleri tesniye yap mağa yaradığı gibi, bu isimlerin raf hallerinde de zammenin yerine geçer. Misâl ler: o^t-jM ~ Bu elif, tesniye isimlerin nasp ve cer hallerinde ( ) ya dönüşür. Misâller: jütk)I JJ~ cJJu. 3- Beş isimler diye bilinen; t .[L»î-£İ - ,»»• - y - j i] kelimelerinin nasp hallerinde, misâlinde gö rüldüğü gibi, fethanın yerine geçer. 4- Fiillerde cemi' ( ) lan ile, fiillerin aslından olan (j) ların ayırdedilebilmesi için, imlâ yönünden bu harflerden sonra yazılır. Fakat okunmaz. Misâller: f \Jj& - JJ - O y s a ; jjû; - j j*î ve benzerlerinde (j ) lar kelimenin aslından ol duğu için, bunlardan sonra elif yazılmaz. 5- Nüdbe için kullanılır. Misâller: ! »t \j ._ | »ljûr»1 IJ Nüdbe konusu için bak, ( ) bahsi. 6- Şiirlerde ikinci mısraın son harfinin harekesi fetha olması halinde, bu harekeyi biraz uzatmak için, harfin sonuna yazılır. Adına (Itlak elifi) denir. Misâl: .-. ..i!. , , , v. M> lîlslii *!>])b 'oi^i J\ uij o» ^ j ^ı y?L> VÎC j j E|jf b u r a da m e (j harfj mahiyetndedr 7- İsimlerde olduğu gibi, zamirlerde de tesniyelik alâmeti olur. Misâller: 8- Uzaktakileri çağırmak için, nida (ünlem) edatı olarak kullanılır. Misâller: {xr\ ] _ liUrül o)Nidâ konusu için bak (Ç) bahsi. 9- Muzâri' ve emir fillerinde, cemi' müennes (0)ı larından sonra, şeddeli te'kid <<j)ıu getirilmek istenirse; bu harflerin birbiri ardında gelmemesi için, ikisi arasına elif yazılır. Misâller: 10- Her hangi bir şeyin azlığından, çokluğundan vb. hayret ve şaşkınlık 4 bildirmek için, kelimenin sonuna elif yazılarak; son harfin harekesi uzatılır. Misâl ler: ıl U Ç . ı Uİ£c U Bu konu için de ( L ) bahsine bak. 11- Istiğase (imdat) çağırışı için kullanılır. Misâller: liR KM lî •* B ak ( U- ) bahsL 12- Bir nasp edatı olan ( 'J\ ) ile, zamîr olan (jj)yi, ibarede ayırdedebilmek için, imlâ yönünden zamîrin sonuna, ( [•] ) şeklinde yazılır, fakat okunmaz. Not: Birinci gruptaki elifler zamîr, diğerleri ise, harftir. Ancak, ikinci ve üçüncü gruptakilerin hareke görevleri olduğu halde, öbürlerinin görevi birer alâ met (işaret) olmaktan öteye gitmez. 2- T - \yjb\ . Üç çeşit hemze vardır. 1- Soru edatı, 2- Eşitlik (tesviye), 3- Nida edatı. 1- Soru edatı olan hemze: Bu hemzenin iki türlü kullanılış tarzı vardır: a) Sorup öğrenilmek istenilen konu hakkında önceden her hangi bir bilgiye sahip olunmaması gitt hallerde, soru cümleleri şu şekilde kurulur. Misâller: ş^-UiJI cüls I Güneş doğdu mu? 5İ«3JÛJI J t-Jli cJ) İ Sen okulda bir öğrenci misin? Bu tür soru lara verilecek cevap, olumlu ise; (**> Evet, şayet olumsuz ise; V Hayır, diye başlar,u-lliJI il-JJûJl j ÛÛ? cU .Vgibi. b) Sorup öğrenilmek istenilen konu hakkında önceden bir bilgiye sahip olunması, ancak aranılan vasfın, ikiden birinin hangisinde olduğunun kesin olarak bilinmemesi gibi hallerde ise; soru cümleleri şu şekilde kurulur. Misâller: şjur-î '[] ÇJÜ? Ji-t = Ali mi yoksa Ahmet mi bir öğrencidir? ŞJj'I J.Î l'ji vjlif î = Bu bir kitaP mı yoksa bir defter midir? Bu misâllerde de görüldüğü gibi biz, birinci cümlede iki şahıstan birinin öğrenci olduğunu biliyoruz. Ancak, kesin olarak hangisinin öğrenci olduğunu bilmiyoruz. İkinci cümlede de önümüzdeki şeyin kitap veya defter olduğunu bilmemizle beraber, bilgimizde kesinlik yoktur, işte bu tür sorularda, verilecek cevap, bir öncekinde olduğu gibi, (evet-hayır) ile değil de, aranılan vasıf hangi sinde ise; doğrudan doğruya o söylenir. Meselâ: Birincide; Ali bir öğrencidir. İkincide de; bu bir kitaptır, denir. 5 Soruların bu türlerini, birinci şıktakilerden ayırdetmek için, Türkçeye terce- mesinde, hemzenin karşılığı olan (mi) ekinin tekrarlanmasına ve bir atıf edatı olan ( (J»1)- ) in cümle ortasında bulunmasına dikkat etmek yetişir. Bu durumda cümle bir (denklem) halindedir. Bir tarafı; hemze ile ( (fi) ) arasındaki kısım, diğeri de; ( (fi)) den sonraki kısımdır. Bu durumdan dolayı bu edata; muadele (denklem) edatı da denir. Bazan bu tip soru cümlelerinden ( (f') ) ile birlikte, ikinci kısım hazfedilir. Cümlede yalnız hemze ile birinci kısım kalır. Misâl: şjJU- f j Js- \'M - Ijil Bazan da cümlenin durumundan soru cümlesi olduğu anlaşılacağı için, yukarıdaki soru türlerinin her ikisinden de, hemze kaldırılabilir. Misâller: { t cJ&İ - î'y^ÜI c& * & - î <Ş* • Birinci şıktaki soru cümlelerinde hemzenin yerine ( (JI) ), soru edatı olarak kujlanılabileceği halde, ikinci türlerde kullanılamaz. Meselâ: îy«'«JI >.<«.Urİ yerine T,j <•*} denebildiği halde, î üM jLÎ L)Ü? 'js. j yerine, ^f'f' v*^ ^ ^* denemez. Not: Diğer soru edatları; [j _ o _ p] atıt edatları ile birlikte geldiği zaman, bu üç edattan^ sonra yer şldığı halde, (hemze) bunlardan önce gelir. Misâller: - Ş^~?l J\ <jû\ 'a*J ~ V*P LiiŞ^ 2- Eşitlik (tesviye) hemzesi: Bu tür (hemze) ile kurulan cümle, şekil" ve "yapı yönünden ikinci İşıktaki, soru cümlelerine benzer. Ancak, bununla kurulan cümle lerde, ( f t ) den önce ve sonra, mastar anlamlı fiil cümlesi bulunur. Genellikle birinci kısım olumlu, ikinci kısım ise olumsuzdur. Diğer bir ayrı yönü de, bu tip cümlelerde, soru sorulmayıp, bir işin yapılıp yapılmamasının eşit olduğunun belir tilmek istenişidir. Bundan dolayı da, bu hemzeye eşitlik hemzesi denmiştir. Misâl ler: P f' aİC-JJI c3"l liÛs. A's* Mektubu yazmanda bir yazmaman da. Mektubu ha yazmışsın ha yazmamışsın. Mektubu yazmanla yazmaman arasında fark yoktur. Mektubu ister yaz, ister yazma farkı yoktur. j>uji H . 'fj j^oJwî İ ~ anları, > uyarmanda bir uyarmaman da, inanmazlar. Görüldüğü gibi, burada hemzenin anlamı, ( (fi) ) ile birleşerek; ...de ...de, ...ha ...ha, ister... ister, şeklindedir. 3- Nida edatı olan hemze: Bununla, yalnız yakındakiler çağrılır. Misâller: - ((jj-îi =E kardeşim! \ = Be adam! \ - A Ahmet! Nida konusunda geniş bilgi için, ( (Ç) ) bahsine bak. JBÎ . 3-f - 6
Description: