ebook img

Antikacı Dükkancı 2 - Charles Dickens PDF

388 Pages·1991·1.37 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Antikacı Dükkancı 2 - Charles Dickens

Charles Dickens ANTİKACI DÜKKÂNI İkinci Cilt Çeviren: BEHLÜL TOYGAR MÎLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI: 2188 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ: 499 Dünya Edebiyatından Seçmeler: 80 Kitabın adı: ANTİKACI DÜKKÂNI II Yayın kodu 9134.Y.0002.768 ISBN 975.11.05013 (Tk. No.) Baskı yılı: 1991 Baskı adedi: 20.000 Dizgi, baskı, cilt: MÎLLÎ EĞiTiM BASIMEVİ Yayımlar Dairesi Başkanlığı’nın 13.7.1990 tarih ve 5711 sayılı yazıları ile üçüncü defa 20.000 adet basılmıştır. ePub düzenleme: Meritokrasi Birinci Sürüm: 2014 ANTİKACI DÜKKÂNI II Bekâr adam daireyi birkaç haftadan beri işgal etmesine rağmen; hâlâ ne Brass, ne de Miss Sally ile söz veya jestle konuşmak istemediğinden,, herhangi bir haber için değişmez bir şekilde Swiveller’i seçtiğinden, şahsen zararsız bir kiracı olup her şeyi peşinen ödediğinden, hiçbir zahmet vermediğinden, gürültü etmeyip erken yattığından Richard yavaş yavaş aile içinde mühim bir mevkii işgal etmeye, bu esrarlı kiracı üzerinde bir nüfuzu olan, hiçbir kimsenin ona yaklaşmaya cesaret edemediği bir zamanda onunla — hayır veya şer için— müzakereye girişebilen bir insan mevkiine yükselmişti. Hakikati söylemek lâzım gelirse; hattâ Richard Swiveller’in bile, yalnız adamla olan münasebeti pek uzaktandı ve pek az teşvik görüyordu; fakat meçhul şahısla olan tek kelimeli konuşmalarından bahsederken: Swiveller sana itimat edebilirim.”, “Hiç tereddüt etmeden söyleyim ki, sana karşı bir saygı besliyorum.”, "Swiveller; sen benim dostumsun ve eminim ki, bana dost ve destek olursun.” şeklinde daha birçok samimî ve mahrem sözlere muhatap olduğunu iddia eden Swiveller’in nüfuz derecesinden ne Brass, ne de Miss Sally şüpheye düşüyor, ona karşı tam bir itimat besliyorlardı. Diğer taraftan, Swiveller gördüğü bu rağbetten ayrı olarak, aynı derecede devamlı ve köklü bir itibar kaynağına sahip bulunuyordu ki, bu, onun işini hayli hafifletiyordu. Miss Sally, Dick’den hoşlanmaya başlamıştı. Kadın füsununu küçümsiyenler bir alay mevzuu teşkil edecek olan bir aşk hikâyesine hazırlanmasınlar! Çünkü her ne kadar Miss Sally, şekli ve şemaili itibariyle sevilmek için yaratılmış bir mahlûk ise de; sevginin ne olduğunu bilmiyen bir insandı. Ta çocukluğundan beri, ana kucağı yerine, hukukun eteklerine yapışan ve onun yardımı ile ayakta durup, o zamandan beri bu sıkı tutunma sayesinde maişetini temin eden Miss Brass, çocukluğunu da sanki bir nevi “hukuk yavrusu” olarak geçirmişti. Daha pek küçükken bir icra memurunun yürüyüş ve; tavrını taklidetmek hususunda gösterdiği kabiliyet, hayret edilecek bir şeydi. Bütün seyredenleri hayret ve meserretlere garkeden bir sıhhat ve isabetle icra memurunu taklidederek muhayyel bir tevkifhaneye götürmek üzere oyun arkadaşlarının omuzuna dokunması, ancak pek hoş ve emsalsiz bir şekilde bebek odasına haciz koyup masa ve sandalyelerin tadadını yapması ile kıyas edilebilirdi! Bu oyunlar, eşini kaybeden ihtiyar Sabasının zevk ve tesellisini teşkil ediyordu. Üstün zekâsı yüzünden arkadaşları arasında “koca tilki” lâkabiyle anılan ve kızının bu oyunlarını teşvik eden bu seçkin zatın Houndish mezarlığına yaklaştığını anlamakla duyduğu başlıca keder, kızının bir noter sertifikası elde edip listeye geçtiğini görememek olmuştu. Muhabbet kokan bu dokunaklı kederle harekete geçen koca tilki, Sally’yi kıymetli bir yardımcı olarak oğlu Sampson’a emanet etmiş ve ihtiyar zatın vefatından bugüne kadar. Sally, erkek kardeşinin pek kıymetli bir destek ve yardımcısı olmuştu. Çocukluğundan beri kendini yalnız bu meslek ve meşguliyete vakfettiğinden, Miss Sally’nin, hayatı, ancak hukukla olan münasebeti bakımından, tanıması, aşikâr bir hakikatti. Bu itibarla onda kadınların temayüz ettikleri ince ye zarif hünerleri aramamak icabeder. Sally’nin muvaffakiyet Ve marifet sahası, erkeklerin gördüğü işler ve hukuk sahası idi. Bütün bunlar da bir Noterin gördüğü işlerle başlıyor ve yine orada bitiyordu. Denilebilir ki; Miss Sally bir nevi hukuki masumiyet içinde idi. Hukuk onun dadısı olmuştu ve eğer çocuklardaki çarpık bacaklılık gibi bedenî -sakatlıklar, kötü bakım ve büyütme neticesi olduğu kabul edilirse; böyle sağ duyulu bir dimağ sahibindeki her hangi ahlâki çarpıklık için ancak Miss Sally’nin dadısına kusur bulunabilirdi! Brass yokken can sıkıntısını gidermek için yazıhaneyi türlü şarkılar ve eğlencelerle neşelendiren. hokkalar ve etiket kutuları ile hokkabazlık eden, üç portakalı bir elinde yakalıyan, iskemleleri çenesinde, çakıları da burnunun üzerinde muvazenede tutan ve aynı derecede maharete ihtiyaç gösteren daha nice marifetler yapan Swiveller, Sally üzerinde yepyeni ve işitilmemiş bir tesir îcra etmişti. Miss Sally’nin tesadüfen keşfettiği bu sosyal meziyetler kendisi üzerinde yavaş yavaş öyle bir intiba bırakmıştı ki, sanki kendisi yazıhanede değilmiş gibi, Swiveller’e istirahat etmesini rica ediyor, o da — canına minnet — Kabul ediyordu. Bu suretle aralarında bir dostluk teessüs1 etmiş, Dick de ona tıpkı kardeşi gibi, herhangi bir kâtip olarak bakmaya başlamıştı. Sally, onun pazardan getirdiği meyva, zencefilli gazoz, kızarmış patates ve mütevazi hararet söndürücü içkiye ortaklık etmekten çekinmiyordu. Sally’yi ekseriya kendi yazılarını yazmaya razı ediyor, hattâ bazan, arkasına bir şamar atarak çok iyi bir insan ve emsalsiz bir arkadaş olduğunu söylüyor, Sally de bütün bu şaka ve komplimanları memnuniyetle kabul ediyordu. Bir hal, Richard’ın zihnini pek kurcalıyordu. Küçük hizmetçi kız yerin dibinde yaşıyor; bekâr adam zili çalmadıkça yeryüzüne çıkmıyor; zile derhal cevap verdikten sonra birdenbire ortadan, kayboluyordu. Ne sokağa çıkıyor; ne yazıhaneye geliyor; yüzü asla temiz durmuyor; kalın önlüğünü sırtından hiç çıkarmıyor; pencereden bakmıyor; kapı önünde durup temiz hava bile almıyor; rahatlık ve eğlence nedir, bilmiyordu. Hiçbir kimse gelip onu sormuyor; hiçbir kimse ondan bahsetmiyor; hiçbir kimse ona yakınlık göstermiyordu. Brass bir kere onun için “bir aşk çocuğu” demişti ki; bu, aşk mahsulü bir çocuk mânasından çok uzaktı; fakat Richard’ın onun hakkında elde edebileceği bütün malûmat bundan ibaret kalıyordu. Richard bir gün oturup Miss Sally'nin çehresini tetkik ederken: “Bunu ejdere sormanın hiçbir faydası yok! mülâhazasında bulundu. “Bu mevzuda bir şey soracak olursam, dostluğumuzun sona ermesinden korkarım. Bilmem ona ejder mi, yoksa deniz kızı mı, demeli? Oldukça pullu, kepekli bir hali var! Fakat deniz kızları aynaya bakmaktan hoşlanır ve saçlarını tararlar. O, taramıyor; deniz kızı olamaz. Herhalde ejder olmalı!” dedi. Sally her zamanki gibi kalemini yeşil robuna silip oturduğu yerden kalkarken Dick: — Nereye gidiyorsun? diye sordu. — Yemeğe! Dick kendi kendine: “Yemeğe!” dedi. “Bilmem şu hizmetçi kız ne yiyip, ne içiyor!" — Sammy yemeğe gelmiyecek. Ben gelin- ciye kadar bekle. Ben şimdi gelirim. Dick başını sallayıp onu gözleriyle kapıya, kulakları ile de kardeşiyle yemek yedikleri arka odaya kadar takibetti. Elleri cebinde yazıhanede dolaşırken: “Şu hizmetçi kıza nasıl baktıklarını, nerede yatırıp barındıklarını öğrenmek için elimde olanı veririm.” dedi. “Annem hiç şüphesiz pek mütecessis bir kadınmış ve benim de bir tarafımda herhalde bir sorgu işareti olmalı!” Bir müddet bu şekilde düşündükten sonra. Swiveller karşıdan çabucak bir bardak bira içmek niyetiyle, yavaşça yazıhane kapısını açtı. Bu esnada merdivenden aşağı inen Sally’nin kahverengi şapkasının ucunu gördü. “Herhalde küçük kızı doyurmaya gidiyor.” dedi. önce merdiven başından gözetleyip şapkanın aşağıdaki loşlukta kaybolmasını bekledikte» sonra; sessizce aşağı indi ve elinde bir et parçası, ile arka taraftaki mutfağa giren Sally’nin arkasından giderek kapının yanında durdu. Burası; pek karanlık, pek sevimsiz, pek basık ve rutubetli bir yerdi. Duvarlar kirli ve delik deşikti. Delik bir fıçıdan su sızıyor, aç ve sıska bir kedi yalanıp duruyordu; Ocak ızgarası sarılıp sıkıştırılmış ve ancak pek az ateş alacak bir hale konmuştu. Kömürlük, mum kutusu, et dolabı hep kilitli idi. Ortada, hattâ bir böceğin bulup yiyeceği bir şey bırakılmamıştı. Mutfağın acıklı hali —ümitsizlik içinde —- bir bukalemunun bile yüreğine inebilirdi. Hizmetçi kız, Miss Sally’nin huzurunda başım eğip büzüldü. — Orada mısın? Hafif bir sesle cevap verdi: -— Evet, madam. — Çekil şu etin yanından! Bilirim; çimdiklemeye başlarsın! Kızcağız sinip bir köşeye çekildi. Miss Sally cebinden bir anahtar çıkarıp dolabı açtı ve içinden yenip yutulmaz, taş kesilmiş, soğuk patates artığı: çıkardı. Bunu hizmetçi kızın önüne iterek, eline bir bıçak aldı, bıçağı masaya sürerek gösterişli bir bileme ameliyesine koyuldu. Bu hazırlıklardan sonra, sekiz santimetre kare, incecik bir dilim eti çatalın ucunda tutarak“ — Bunu görüyor musun? diye sordu. Hizmetçi kız etin her telini ve zerresini süzen aç gözlerle bakarak: — Evet; dedi. Öyle ise sakın burada et yediğini inkâr «deyim deme! Haydi otur da ye! Bu iş pek çabuk görülünce, Miss Sally sordu: — Daha istiyor musun? Aç mahlûk, belirsiz bir “hayır!” cevabında bulundu. Hiç şüphesiz ancak aralarında teessüs etmiş bir usule riayet ediliyordu. Olayları hulâsa eden Miss Sally: — Etini yedin. Yiyebildiğin kadar yedikten sonra, daha ister misin? diye sorulunca: “Hayır" dedin. Onun için, sakın yiyeceğinden kısıldığını «öyleyim demiyesin! Anladın mı? Bu kelimelerle Miss Sally eti kaldırıp dolaba kilitledi ve kızcağızın patatesi bitirmesini seyretti. Pek aşikâr bir şekilde Miss Sally'nin şefkatli kalbinde müstesna bir kin yaşıyordu ve hiç şüphesiz bü

See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.