ebook img

andrew gross kupa valesi PDF

437 Pages·2013·1.87 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview andrew gross kupa valesi

k r m z ARKADYA YAYINLARI KUPA VALESİ ANDREW GROSS Özgün adı: Eyes Wide Open Yayın Yönetmeni: Bülent Oktay Çevirmen: Bahar Yaldız Çelik Editör: Çağla Dirice Son okuma: Yasemin Büte Sayfa Tasarım: Ayşe Çalışkan Kapak Tasarım: İlknur Muştu OKTAY MATBAACILIK Davutpaşa Kışla Cad. Kale İş Merkezi C Blok No: 55 - 56 Topkapı - Zeytinburnu Cilt: Umut Matbaacılık, İstanbul YAYINEVİ SERTİFİKA NO: 16229 MATBAA SERTİFİKA NO: 16318 k r1m.Baskı: Kasım 20z12 ISBN: 978-975-999-654-3 © Andrew Gross, 2011 Bu kitabın Türkçe yayın hakları Akçalı Telif Hakları Ajansı aracılığıyla Harper­ Collins Publishers'tan alınmıştır. Yayınevinin izni olmaksızın kısmen ya da tamamen alıntı yapılamaz, hiçbir şekilde kopya edilemez, çoğaltılamaz ve yayımlanamaz. ARKADYA YAYINLARI Maltepe Mah. Davutpaşa Cad. MB İş Merkezi No: 14 Kat: 1 D: 1 Zeytinburnu / İstanbul Tel.: 0212 - 544 41 41 / 544 66 68 / 544 66 69 Faks: 0212-544 66 70 [email protected] Genel Dağıtım: YELPAZE DAĞITIM Tel.: 0212 544 46 46 / 544 32 02 - 03 Faks: 0212 544 87 86 E-posta: [email protected] Arkady a Yayınları, Beyaz Balina Yayınları'nın tescilli markasıdır. ANDREW GROSS KUPA V A L E Sİ k r m z Ingilizceden Çeviren Bahar Yaldız Çelik Gerçek olmayan bir rüya, yalan mıdır yoksa daha kötüsü mü...? —Bruce Sphngsteen, "Nehir" adlı şarkısından k r m z GİRİŞ S herry Ann Frazier, bu adamı daha önce bir yerlerde gör­ düğünden emindi. Bu çökük yanaklar, keskin yüz hatları, dudaklarındaki çarpık ve huzursuz edici gülüş ona çok tanıdık geliyordu. Adam feri kaçmış kısık gözleriyle Sherry'ye bakı­ yordu. Belki daha önce çıktığı seyahatlerden birinde ya da hava­ alanında karşılaşmışlardı. Hani bazen bir daha hiç görmeye­ ceğiniz bir surat, yanınızdan geçerken hafızanıza kazınır ya, tıpkı onun gikbi. Belki rde dümkkânında gözrmüştü onu. Ne de olsa bir sürü insan girip çıkardı dükkânına... Bildiği tek şey onu daha önce görmüş olduğuydu. Kesinlikle bir yerlerde ke­ sişmişti yolları. Ama nerede, bir türlü hatırlayamıyordu. Sherry o sırada Michigan'ın Redmond kasabasındaki Reg's Market'in önünde, elindeki alışveriş poşetlerini arabasının ba­ gajına yerleştirmekle meşguldü. Yukarı Yarımada'da, Superior Gölü taraflarındaydı. Gölün birkaç sokak ötesinde Sherry'nin pastalar, kabaklı ekmekler ve çikolatalı keklerle dolu bir pas­ tanesi vardı. Ve Redmond Crier'a göre Yukarı Yarımada'nın en iyi çıtır elmaları bu pastanede yapılırdı. 8 Kupa Valesi Sherry bu çıtır elmalara, kimsenin karşı koyamayacağı kışkır­ tıcı bir tat olması sebebiyle Havva'nın Felaketi ismini vermişti. Adam yalnızca, hemen yan taraftaki Singer Eczanesi'nin kapısına yaslanmış, dik dik Sherry'ye bakıyordu. Bakışları çok rahatsız ediciydi. Gözlerini bir an olsun Sherry'nin üze­ rinden ayırmıyordu. Sherry ilk başlarda bu bakışlardan biraz ürktüyse de Redmond'da daha önce hiç kötü ya da tüyler ürperten bir olay yaşanmamış olması biraz olsun içini rahat­ latmıştı. Adam belki de civardaki marinalardan birinde çalı­ şan bir işçiydi. Ya da talihsiz bir savaş gazisi. Yaz gelip de tatilciler kasabaya akın ettiklerinde, onların da yolu buralara düşerdi. Sherry elinden geldiğince onlara yiyecek bir şeyler verirdi. Hayatta herkesin bir değeri olduğuna inanırdı, herke­ sin birileri tarafından sevildiğine... Redmond sakinlerinin en büyük korkusu ise turistlerin bu­ k r m z raya harcamak için getirdikleri Kanada dolarının değer kay- betmesiydi. İzlendiğinin farkında olan Sherry, poşetlerini çabucak arabasına yerleştirdi. Sonra da adamla göz göze gelmemeye çabalayarak, alışveriş arabasını kenara itti. Saab marka arabasına bindiğinde dikiz aynasından tuhaf adama son bir kez baktı. Hâlâ izleniyordu. İşte, tam da o anda bu adamı daha önce bir yerlerde gördü­ ğü hissine kapıldı. Sherry elli iki yaşında, genç ve hâlâ güzel bir kadındı. Aykırı bir güzelliğinin olduğunun farkındaydı. Çok makyaj yapmaz, hippi zamanlarından kalma bir alışkanlıkla saçları­ nı örmeye devam ederdi. Hep salaş kıyafetler seçer, dal gibi Andrew Gross Q^C) 9 incecik olmaya özen gösterirdi. Yeniden bekârdı. Hayatındaki pek çok kişinin aksine Tom'la boşanmış olmalarına rağmen arkadaş kalmayı becerebilmişlerdi. Resim ve yoga dersleri al­ mış, Reiki üzerine öğrenim görmüştü. Kendini enerji terapisti olarak adlandırırdı, hatta bir ara kasaba hastanesinin pediatri servisinde "dokunarak tedavi" programında bile çalışmıştı. Sherry, içi ürperse de bunu dikkate almadı. Adam belki de sadece çekici bulmuştu onu. Belki de bakışlarının tek sebebi buydu. Pek çok kişi onu çekici bulurdu. Ancak park yerinden ayrılıp Kent Caddesi'ne çıktığında, neden markete geldiğini hatırladı. Kızı Krista, "dünyalar tat­ lısı" dört yaşındaki çocuğu Kayla'yla birlikte Ohio'dan onu ziyarete geliyordu. Sherry bu nedenle dükkânı erken kapat­ mış, eve gelirken de beraberinde biraz havuçlu kek ve tarçın- lı çörek getirmişti. Shrek Sonsuza Dek Mutlu ve Kayıp Balık k r m z Nemo'yu seçmişti bugün için. Kasabadan uzaklaşırken mar­ ketteki adamı da geride bırakmıştı. Bir saat kadar sonra Sherry, 141 numaralı karayolunun ke­ narındaki eski, kırmızı bir ambardan bozma evine varmıştı. Mutfağı bakır tavalar, en sevdiği kahve fincanları koleksiyo­ nu, eski Beatles ve Cat Stevens albümleriyle doluydu. Mut­ fakta küçük torununun "dönence" diye adlandırdığı bir de gramafon vardı. Tabii Chocolate Labrador cinsi köpeği Boomer'ı unutma­ mak gerek. Sherry kurabiye hamurunu hazırlamak üzere hemen işe ko­ yuldu. Krista arayıp, bir saate kadar geleceklerini haber vermiş­ ti. Yaz sonu sıcakları iyiden iyiye bastırdığından bu eski evde küçücük bir esintiyi bile arar olmuştu. Bu yüzden mutfak ka- 10 Q^=D Kupa Valesi pisini açık bıraktı. Ulusal Radyo kanalında ötenazi ve maliyeti üzerine yapılan bir tartışmayı dinliyordu. İnsanların acısını dindirdiği sürece, Sherry neden bu konuya karşı olunduğunu anlayamıyordu. O sırada Boomer birden havlamaya başladı. Boomer genelde yolda duran bir araba ya da bu saatlerde geçen UPS kamyonunu gördüğünde havlardı. Sherry ellerini üzerindeki önlüğe sildi. Belki de Krista bir sürpriz yapıp erken gelmişti. Tam da Krista'dan beklenecek bir davranış olurdu bu. Ön kapıya doğru koşturarak, "Boomer!" diye heyecanla seslendi. Etrafına bakındı ama kimseyi göremedi. Köpek de ortalarda yoktu. Çok garip, diye düşündü Sherry. Çünkü Boomer artık hızlı hareket edebilen bir köpek değildi. k r m z Yatağına bile zar zor sürünerek çıkıp uyuyabiliyordu. O anda arka taraftan gelen acı dolu bir havlama sesi duydu. "Boomer'r O yaştaki bir köpeği artık minicik bir tavşanın bile kor­ kutabileceğim biliyordu. Kapıyı aralık bırakıp tekrar mutfağa döndü. Kızlar geldiğinde kurabiyeleri bitirmiş olmak istiyor­ du. Bir an önce bitirip bu güzellikleri fırına sürelim... Masaya, işinin başına geri döndüğünde, bakışları birden yere odaklandı. "Boomer!" Yerde uzanan yaşlı köpek güçlükle nefes alıp veriyor, kıpır- dayamıyordu. Sherry hemen yanına koşup diz çöktü. "Zavallı oğlum... Hayır, şimdi değil bebeğim, henüz buna hazır değilim." Köpeğin yüzünü okşadı. "Bak, Krista ve Kayla yoldalar..." Daha sonra elini Boomer'ın boynunda gezdirirken şaşkın- Andrew Gross G^2> 11 lık içinde geri çekti. Tüm avucu sıcacık, yapış yapış kan içinde kalmıştı. "Boomer, ne oldu sana böyle?" Birden arkasında bir ayak sesi duydu. Dönüp baktığında, orada birinin olduğunu gördü. Eşikte kapının pervazlarına yaslanmış bir adam duruyordu. Adamın kim olduğunu anladığında yüreği ağzına geldi. Reg's Market'te gördüğü adamın ta kendisiydi. Bir an kanı çekildi adeta. Bu adamın burda ne işi vardı? Önce Boomer'a, ardından kanlı ellerine ve tekrar adama çevirdi bakışlarını. "Sen ne halt yedin böyle?" Adamsa kapıya yaslanmış, sırıtıyordu. "Merhaba, Sherry." Sherry doğrulup dikkatle adamın yüzüne baktı. Tıpkı bir sis perdesinin çamların üzerinden aralanıp göl manzarasını açığa çıkarması gibi,k geçen yılrlar gözmünün önüne zseriliverdi birden. Ellerini hayretle ağzına götürüp, "Mal?" dedi. Aradan çok uzun zaman geçmişti. Üzerine sünger çektiği otuz yıl gibi uzun bir süre hem de. Ya da sünger çektiğini san­ dığı. Hem de sonsuza dek. O günlerin onu bir daha ele geçi­ receğini hiç düşünmemişti. Ya da gün gelip tüm yaptıklarının hesabını vereceğini. O zamanlar sadece aklı bir karış havada olan küçük bir çocuktu... Adam kara gözleri parıldayarak, "Çok uzun zaman oldu değil mi, bebeğim?" diye sordu. "Senin burada ne işin var, Mal?" "Kapanmamış bir hesabı görmeye geldim," diyerek göz kırptı. "Üzerinden çok uzun zaman geçmiş bir hesabı. Evin reisi... bu kelimeyi hatırlıyorsun değil mi, Sherry? İşte evin reisi, evine geri döndü." Yüzüne, marketteyken takındığı huzursuzluk veren gülü­ şünü yerleştirmişti. Bir yandan çarpık dişleriyle sırıtırken, bir yandan da bir şeyle avucuna vuruyordu. Bir bıçak, elinde kana bulanmış bir bıçak vardı. Boomer 'ın kanı. Sherry'nin kalbi deli gibi atmaya başladı. Gözleri artık ne­ fes almayan kköpeğine rkilitlemnmişti. Birdzen tüm vücudu buz kesti, yıllardır hissetmediği bir korku tüm benliğini sardı. Adam eşikten içeri girdi ve kapıyı ayağıyla iterek kapattı. Elindeki bıçağı avucuna hafifçe vururken, "Şimdi, söyle bakalım," diyerek gülümsedi. "Bunca yıldır neler yapıyordun, tatlım?"

Description:
Bu kitabın Türkçe yayın hakları Akçalı Telif Hakları Ajansı aracılığıyla Harper. Collins Publishers'tan Andrew Gross Q^z) 413. O arada iriyarı, siyahi
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.