ebook img

ambule idyopatik parkinson hastalığında kemik yoğunluğu ve vitamin d düzeyi PDF

64 Pages·2009·0.41 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview ambule idyopatik parkinson hastalığında kemik yoğunluğu ve vitamin d düzeyi

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI İSTANBUL FİZİK TEDAVİ REHABİLİTASYON EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 2. KLİNİK Klinik Şefi Doç. Dr. Nurdan PAKER AMBULE İDYOPATİK PARKİNSON HASTALIĞINDA KEMİK YOĞUNLUĞU VE VİTAMİN D DÜZEYİ: KONTROLLÜ ÇALIŞMA Uzmanlık Tezi Dr. Muhammet Kürşat TOPAL İSTANBUL 2009 T.C SAĞLIK BAKANLIĞI İSTANBUL FİZİK TEDAVİ REHABİLİTASYON EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 2. KLİNİK Klinik Şefi Doç. Dr. Nurdan PAKER AMBULE İDYOPATİK PARKİNSON HASTALIĞINDA KEMİK YOĞUNLUĞU VE VİTAMİN D DÜZEYİ: KONTROLLÜ ÇALIŞMA UZMANLIK TEZİ Dr. Muhammet Kürşat TOPAL Tez Danışmanı Doç. Dr. Nurdan PAKER İSTANBUL 2009 Asistanlık eğitimim süresince her konuda destek ve yardımlarını gördüğüm, kendisini her zaman yanımda hissettiğim, engin bilgi ve deneyimlerinden faydalanma fırsatı bulduğum değerli Klinik Şefim Doç.Dr.Nurdan PAKER ve Klinik Şef Muavinim Dr. Derya SOY’a teşekkür ederim. Eğitim sürecinde çalışma fırsatı bulduğum ve bilgilerinden istifade ettiğim1. klinik şefi Doç.Dr.Belgin ERHAN’a hastane başhekim ve 3. klinik şefi Doç.Dr.Kadriye ÖNEŞ’e, tezimin yapım aşamasında katkılarından dolayı Haseki E.A.H nöroloji klinik şefi Doç.Dr.F.Feriha ÖZER’e, Dr.Mithat BEDİR’e ve nöroloji kliniği asistan doktorlarına, beraber çalıştığım asistan arkadaşlarıma ve tüm hastane personeline teşekkür ederim. Hayatımın her anımda yanımda olan, beni her konuda sabır ve anlayışla destekleyen, değerli aileme sonsuz teşekkür ederim. Dr. M. KÜRŞAT TOPAL İÇİNDEKİLER 1. GİRİŞ VE AMAÇ 1 2. GENEL BULGULAR 2-27 3. GEREÇ VE YÖNTEMLER 28-29 4. BULGULAR 30-35 5. TARTIŞMA 36-41 6. SONUÇ 42-43 7. ÖZET 44-45 8. İNGİLİZCE ÖZET 46-47 9. KAYNAKLAR 48-57 KISALTMALAR İPH:…………………….İdyopatik Parkinson Hastalığı MPTP…………………..1-metil-4-fenil1,2,3,6 tetrahidropiridin PET……………………..Pozitron emisyon tomografi UCH-L1……………......Ubiquitin karboksi terminal hidrolaz L1 SNc.…….……………...Substansiya Nigra Pars Kompakta LC………………………Lewy cisimciği SN……………………...Substansiya Nigra BG……………………. Bazal ganglionlar GPi…………………….Globus pallidus internus SNr…………………….Substansiya Nigra Pars Retikülata GPe…………………… Globus Pallidus Eksternus STN……………………Subtalamik Nukleus PTH…………………….Paratroid Hormon GH……………………..Growth Hormon DEXA………………….Dual Enerji X-Ray Absorbsiyometre KMY…………………...Kemik Mineral Yoğunluğu BMC…………………...Kemik Mineral İçeriği SS……………………...Standart Sapma BUN……………………Kan Üre Azotu FSH……………………..Folikül Stimulan Hormon LH……………………....Luteinize Hormon KOAH………………….Kronik Obstriktif Akciğer Hastalığı MEDOS………………..Mediterranean Osteoporosis Study EVOS………………….European Vertebral Osteoporosis Study DKK …………………Doruk Kemik Kitlesi 25(OH) D ……….…...25 Hidroksi D ACTH………………..Adrenokortikotropik Hormon VKİ…………………..Vücut Kitle İndeksi L1-4…………………..Lomber 1. ve 4. omurga F.B.O…………..……..Femur Boyun ortalama HPTH…………………Hiper Paratroidi • GİRİŞ VE AMAÇ Parkinson hastalığı daha çok ileri yaşta görülen, tremor, rijidite, akinezi, postural reflekslerde kayıp, immobilite ve düşmelerle karakterize nörodejeneratif bir hastalıktır. Bu hastalık hareketlerde azalmaya ve immobilizasyona neden olabilmektedir. Bu durum kemiğe yüklenmeyi azaltır böylece kemik mineral yoğunluğunda kayıplar oluşabilir. Hareket azlığından ötürü hastalar ev dışına yeterince çıkmamakta ve vitamin D’nin sentezi için gerekli olan güneş ışığından yeterince faydalanamamaktadırlar. Vitamin D yetmezliği, kemik mineral yoğunluğunda azalma, immobilizasyon ve düşmeler; kırık için önemli risk faktörleridir. Kırık hastaların; hastanede kalış sürelerini uzatmakta, ambulasyon durumlarını etkilemekte, ciddi mali yük oluşturmakta, morbidite ve mortalite artışına neden olabilmektedir. Bu nedenlerden ötürü Parkinsonlu hasta grubunda hastalığın erken dönemlerinde oluşabilecek riskleri değerlendirmek ve gerekli önlemleri almak gereklidir. Bu çalışmanın amacı İdyopatik Parkinsonu olan ambule hastalarda kemik yoğunluğu ile vitamin D düzeylerini ölçerek sonuçların kontrol grubu ile karşılaştırılmasıdır. 1 GENEL BİLGİLER İDYOPATİK PARKİNSON HASTALIĞI İdyopatik Parkinson Hastalığı (İPH) en sık rastlanılan nörodejeneratif hastalıklardan biridir. İlk olarak 1987 yılında İngiliz hekim James Parkinson tarafından “shaking palsy” (titrek felç) olarak gözlemlenmiş; istirahat tremoru,hafif kambur postur, ayakları sürüyerek yürüme, arkaya düşme eğilimi tarif ederek hastalığı tanımlamıştır (1). Fransız hekim Jean Marie Charcot tarafından rijidite, mikrografi ve duysal değişiklikleri de ekleyerek orijinal hastalığın tarifini yapmış ve hastalığa onu ilk tarif eden hekimin adını vermiştir (2). Parkinson hastalığı daha çok yaşlı populasyonu etkilemekte olup, klinik olarak; istirahat tremoru, dişli çark belirtisi, rijidite,akinezi, postural reflekslerde kayıp ve bunun sonucunda immobilite ve düşmelerle karakterize progresif bir hareket sistem hastalığıdır (3,4). Hastalığın tanısı kardinal semptom ve bulguların oluşturduğu klinik tabloya göre konulmaktadır (1). İdyopatik Parkinson hastalığı, hareket bozukluğu grubunda yer alan hastalıklar içinde esansiyel tremordan sonra en sık görülen, diğer tüm dejeneratif ve semptomatik parkinsonizm tabloları arasında en sık (%80 )görülen hastalıktır (5). İPH tüm dünyada, tüm etnik gruplar ve ırklarda görüldüğü bilinmektedir. Hastalık tipik olarak orta-ileri yaş grubunun hastalığı olup ortalama 50-60 yaşlarında başlar. Yaklaşık olarak 10-20 yıllık süreçte progresif seyreder (6,7). Hastalık nadir olarak genç yaş grubunda da görülebilmektedir, tüm hastaların %5 inde 40 yaş altında başlangıç görülmekte olup; erken başlangıçlı Parkinson hastalığı olarak tanımlanmaktadır (7). İnsidans ve prevalans yaşla birlikte yükselir. 65 yaş üzeri populasyonun %1 ini etkiler.Erkeklerde biraz daha sıktır. 20 yaşından önce başlangıç “juvenil Parkinson” olarak tanımlanır (7). Hastalığın prevelansı değişkenlik göstermekte olup, daha önce yapılan bir çalışmada 80,6-187/100000 olarak bildirilmiştir (8). Çeşitli çalışmalarda farklı sonuçlar bildirilse de yıllık insidansın 4,5-21/100000 arasında değiştiği bilinmektedir (6,7). Eskişehir’de yapılan bir çalışmada Türkiye için prevelansı 111/100000 olarak bildirilmiştir (19). 2 Parkinsonizm, tek bir etyolojiden çok klinik bir antitedir, belli bir hastalıktan çok bir dizi belirtilerle giden bir tabloyu anlatmak için kullanılır (1). İPH’nın klinik parkinsonizmin diğer nedenlerinden, özellikle parkinson plus sendromlarından ayırt edilmesi, bunlara tedaviye yanıtın kötü olması ve progresyonun daha hızlı olması nedeniyle önemlidir (10). PARKİNSON HASTALIĞINDA ETYOLOJİ İdyopatik parkinson hastalığının etyolojisi ve hücre kaybına neden olan patofizyolojik süreç tam olarak bilinmemektedir. Son zamanlarda yapılan birçok klinik araştırmalar göstermiştir ki, İPH’da çevresel faktörlerin yanı sıra kalıtımsal özelliklerin de oldukça önemli rolü vardır (11). Genetik ve biyokimyasal veriler ışığında genetik ve/veya çevresel nedenlerle hasara uğrayan ubiquitin-proteozom sisteminin İPH’nın patogenezinden sorumlu ana mekanizma olduğu düşünülmektedir (12). Küçük bir protein olan ve dopaminerjik, kortikal ve noradrenerjik nöronlarda, endotelyal hücrelerde ve trombositlerde bulunan alfa-synukleinin fizyolojik fonksiyonunun sinaptik terminallerde dopamin depolanması ve düzenlenmesi olduğu deneysel olarak gösterilmiştir (13). Aynı zamanda nondopaminerjik sinaptik vezikül fonksiyonunda rol oynuyor olabilir (14). Alfa-synukleinin belki de en önemli etkileşimi ubuquitin-proteozom ile olur (15). Hatalı veya anormal alfa-synukleinin defektif katabolizması, alfa-sybuklein agregasyonu ve patolojisindeki temel olaydır. Alfa-synuklein agregatları proteozomun proteolitik özelliklerini bozabilir. Proteozomun deneysel inhibisyonu alfa-synuklein agregasyonuna yol açmakta ve hücreyi proteozom inhibitörleriyle hasarlanmaya hassas hale getirmektedir. Bu şekilde İPH’da bir kısır döngü ortaya çıkmakta, alfa-synuklein agregasyonuna yol açmakta ve nöronu diğer hatalı proteinlerin hasarlayıcı etkilerine karşı duyarlı hale getirmektedir (15-17). İdyopatik Parkinson Hastalığı, 40 yaşından önce oldukça ender olmasına rağmen yaşla birlikte insidansta artma görülür. İlerleyen yaşla beraber İPH’nın artan prevalansı arasındaki ilişki için olası açıklamalar, nöronal zayıflamanın yaşla ilgisini ve zaman dilimine bağlı bir etyolojik mekanizmanın varlığını kapsamaktadır (18). 3

Description:
olabilecek çevresel faktörler; kırsal alanda yaşama, kuyu suyu içme, tarım .. Growth hormon (GH): GH, en iyi kartilaj büyümesi üzerindeki etkileri ile
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.