ebook img

Alper İlki PDF

12 Pages·2017·1.06 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Alper İlki

MEVCUT YAPILARIN DEPREM GÜVENLİĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GÜÇLENDİRME Prof. Dr. Alper İLKİ Araş. Gör. Erkan TÖRE Prof. Dr. Alper İLKİ 215 MEVCUT YAPILARIN DEPREM GÜVENLİĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GÜÇLENDİRME A. İlki1 ve E.Töre2 1Profesör, İnşaat Müh. Bölümü, İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul, e-mail: [email protected] 2Araştırma Görevlisi, İnşaat Müh. Bölümü, Balıkesir Üniversitesi, Balıkesir, e-mail: [email protected] Özet Mevcut yapıların deprem güvenliğinin belirlenmesi ve yetersizliklerine göre güçlendirilmesi modern deprem yönetmeliklerinde performansa dayalı değerlendirilme ile gerçekleştirilmektedir. Deprem etkisi altında binada oluşması öngörülen hasar ve bu hasarın yapı içindeki dağılımı performans esaslı yaklaşım ile nicel olarak tanımlanmaktadır. Binanın deprem performans hedefini sağlamaması durumunda yapısal yetersizlikler analiz ve performans değerlendirme sonuçlarından ayrıntılı bir şekilde ortaya konulduğundan binanın güçlendirme gereksinimleri de belirlenmektedir. Deprem davranışı açısından belirlenen bu yapısal yetersizlikler güçlendirme teknikleri ile giderilmekte ve mevcut yapının hedeflenen performans düzeyini sağlaması için davranış iyileştirilmektedir. Deprem Yönetmeliği’nde mevcut binaların deprem güvenliğinin belirlenmesi için yer alan performansa dayalı doğrusal elastik olmayan değerlendirme yöntemi burada temel hatları ile anlatılarak performans esaslı yaklaşımların günümüz yapı mühendisliğindeki önemi bu çerçevede açıklanmıştır. Ayrıca yapısal güçlendirme kavramı ana hatları ile aktarılmaya çalışmış, eleman güçlendirilmesi ve sistem iyileştirilme tekniklerine örnekler verilmiştir. 1.Giriş 1990’lı yılların ortalarında dünyada meydana gelen büyük depremler (Northridge 1994, Kobe 1995) sonrasında kuvvete dayalı yaklaşımlar ile uygun şekilde tasarlanmış binaların can güvenliğini sağladığı, fakat meydana gelen hasar sonucu onarım-yenileme maliyetleri ve ekonomik faaliyetlerde yaşanan duraksamanın büyük ekonomik kayıplara neden olduğu görülmüştür. Bu durum sonucunda yapı mühendisliğinde yeni tasarım ve değerlendirme felsefelerinin geliştirilmesi ihtiyacı duyulmuş ve bu amaçla öngörülen deprem tehlikesi altında yapıda oluşması beklenen hasarın nicel olarak tanımlanmasına imkan sunan “Performansa dayalı deprem mühendisliği” yaklaşımı Amerika Birleşik Devletlerinde gerçekleştirilen öncü çalışmalar (FEMA 273, Vision 2000, ATC 40) ile ortaya konmuştur (Lee ve Mosallam 2006). Bu yaklaşım ilerleyen yıllarda gerçekleştirilen çok sayıda deneysel ve teorik bilimsel çalışma ile hızlı bir gelişim göstermiş ve özellikle mevcut binaların değerlendirilmesi ile birlikte önemli yapıların tasarımında da tercih edilmeye başlanmıştır. Ülkemizde ise Marmara 1999 ve Düzce 1999 depremleri sonucunda ortaya çıkan büyük can ve mal kayıpları mevcut binaların deprem güvenliklerinin güvenilir bir şekilde belirlenmesi ihtiyacını ortaya koymuştur. Dünyadaki yapı mühendisliğindeki gelişmelere paralel olarak mevcut binaların değerlendirilmesi ve güçlendirilmesinde performansa dayalı yaklaşım Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmeliği’nde (2007) yerini almıştır. Uygulamada yaklaşık on senedir kullanılan bu yaklaşımın binalarda deprem etkisi altında oluşacak elastik ötesi şekildeğiştirmelerin, yani hasarın yapı içindeki dağılımını belirlemesi ve nicel olarak tanımlaması binaların gerçek deprem davranışları hakkında çok daha ayrıntılı bilgi sağlamaktadır. Mevcut binaların performans değerlendirilmesi sonucu deprem davranışı açısından dayanım, rijitlik ve süneklik karakteristiklerindeki yetersizlikler ayrıntılı olarak belirlenebilmekte ve buna uygun güçlendirme tasarımı binadan beklenen performansı 216 217 MEVCUT YAPILARIN DEPREM GÜVENLİĞİNİN sağlayacak şekilde gerçekleştirilebilmektedir. Mevcut binaların değerlendirilmesi ve güçlendirilmesinin yanı sıra farklı deprem tehlike seviyeleri için farklı performans DEĞERLENDİRİLMESİ VE GÜÇLENDİRME hedeflerinin belirlenebildiği bu yaklaşımla deprem sonrası hizmetine devam etmesi beklenen A. İlki1 ve E.Töre2 hastane ve enerji yapıları gibi önemli binalar ile uzun periyotlu yüksek binaların tasarımları da 1Profesör, İnşaat Müh. Bölümü, İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul, e-mail: [email protected] günümüzde etkin olarak gerçekleştirilmektedir. 2Araştırma Görevlisi, İnşaat Müh. Bölümü, Balıkesir Üniversitesi, Balıkesir, e-mail: [email protected] 2. Performansa Dayalı Tasarım ve Değerlendirme Özet Yapı mühendisliğinde depreme dayanıklı yapı tasarımın ana ilkesi “hafif şiddetli depremlerde yapıda hasar meydana gelmemesi, orta şiddetli depremlerde onarılabilir seviyede hasara izin Mevcut yapıların deprem güvenliğinin belirlenmesi ve yetersizliklerine göre güçlendirilmesi verilmesi, çok şiddetli depremlerde ise göçmenin önlenerek can güvenliğinin sağlanması” modern deprem yönetmeliklerinde performansa dayalı değerlendirilme ile olarak modern deprem yönetmeliklerinde yer almaktadır. Farklı deprem seviyeleri için gerçekleştirilmektedir. Deprem etkisi altında binada oluşması öngörülen hasar ve bu hasarın yapıların sağlaması gereken koşulların tanımlandığı bu ilkede aslında bir performans hedefi yapı içindeki dağılımı performans esaslı yaklaşım ile nicel olarak tanımlanmaktadır. Binanın tanımlaması yapılmaktadır. Dayanım esaslı tasarımda yapının doğrusal elastik ötesi davranışı deprem performans hedefini sağlamaması durumunda yapısal yetersizlikler analiz ve taşıyıcı sistem davranış katsayısı kullanılarak deprem kuvvetinin azaltılması yolu ile dikkate performans değerlendirme sonuçlarından ayrıntılı bir şekilde ortaya konulduğundan binanın alınmaktadır. Doğrusal elastik hesap yöntemleri ile yapılan analizde bu deprem yükü azaltma güçlendirme gereksinimleri de belirlenmektedir. Deprem davranışı açısından belirlenen bu katsayısı ile öngörülen yapının deprem etkisi altında sergileyeceği sünek davranış kapasite yapısal yetersizlikler güçlendirme teknikleri ile giderilmekte ve mevcut yapının hedeflenen tasarım ilkeleri ve sargılama gibi yapısal elemanların sünekliğini arttıracak özel tasarım performans düzeyini sağlaması için davranış iyileştirilmektedir. Deprem Yönetmeliği’nde detayları ile yapıya kazandırılmaktadır. Belirli bir tasarım depremi etkisi göz önüne alınarak mevcut binaların deprem güvenliğinin belirlenmesi için yer alan performansa dayalı doğrusal yapılan bu hesaplamalarda yapının yukarıda belirtilen deprem performans hedeflerini sağlayıp elastik olmayan değerlendirme yöntemi burada temel hatları ile anlatılarak performans esaslı sağlamadığı kontrol edilememektedir. Yapıya niteliksel olarak kazandırılan süneklik yaklaşımların günümüz yapı mühendisliğindeki önemi bu çerçevede açıklanmıştır. Ayrıca özelliğinin dayanım (kuvvet) esaslı tasarım ile nicel olarak tanımlanması söz konusu değildir. yapısal güçlendirme kavramı ana hatları ile aktarılmaya çalışmış, eleman güçlendirilmesi ve sistem iyileştirilme tekniklerine örnekler verilmiştir. Performans esaslı diğer bir tanımla şekildeğiştirmeye dayalı tasarımda ise yapının öncelikle servis yükleri altında doğrusal elastik hesap ile bir ön tasarım gerçekleştirilir. Daha sonra yapının farklı deprem tehlike seviyeleri için sağlaması gereken performans hedefleri 1.Giriş belirlenir. Yapının bu farklı deprem tehlike seviyeleri altında doğrusal elastik olmayan hesap 1990’lı yılların ortalarında dünyada meydana gelen büyük depremler (Northridge 1994, Kobe yöntemleri ile analizi gerçekleştirilerek ilgili deprem seviyesinde performans noktalarına 1995) sonrasında kuvvete dayalı yaklaşımlar ile uygun şekilde tasarlanmış binaların can karşılık gelen iç kuvvet ve şekildeğiştirme istemleri hesaplanır. Bu istemlerin sünek davranış güvenliğini sağladığı, fakat meydana gelen hasar sonucu onarım-yenileme maliyetleri ve sergileyen kesitlerde mevcut malzeme şekildeğiştirme sınırları ile karşılaştırılarak sağlanıp ekonomik faaliyetlerde yaşanan duraksamanın büyük ekonomik kayıplara neden olduğu sağlanmadığı kontrol edilir. Hedeflenen performans seviyesinin sağlanmaması durumunda görülmüştür. Bu durum sonucunda yapı mühendisliğinde yeni tasarım ve değerlendirme tasarım yenilenerek tekrar analiz gerçekleştirilir. Mevcut bir yapının deprem güvenliğinin felsefelerinin geliştirilmesi ihtiyacı duyulmuş ve bu amaçla öngörülen deprem tehlikesi belirlenmesinde de benzer bir yol izlenilir. Tek fark yeni yapı için yapılan ön tasarım yerine altında yapıda oluşması beklenen hasarın nicel olarak tanımlanmasına imkan sunan mevcut yapı hakkında gerekli bilgilerin (mevcut malzeme dayanımları, taşıyıcı sistem “Performansa dayalı deprem mühendisliği” yaklaşımı Amerika Birleşik Devletlerinde geometrisi, tasarım detayları vb.) toplanması aşaması yer almaktadır. Yürürlükteki deprem gerçekleştirilen öncü çalışmalar (FEMA 273, Vision 2000, ATC 40) ile ortaya konmuştur yönetmeliğinde (DBYBHY 2007) performans esaslı yaklaşım mevcut binaların (Lee ve Mosallam 2006). Bu yaklaşım ilerleyen yıllarda gerçekleştirilen çok sayıda deneysel değerlendirilmesi ve güçlendirilmesi için dikkate alındığından ilerleyen bölümlerdeki ve teorik bilimsel çalışma ile hızlı bir gelişim göstermiş ve özellikle mevcut binaların tanımlamalar bu kapsamda verilmiştir. Yürürlüğe girecek yeni deprem yönetmeliğinde değerlendirilmesi ile birlikte önemli yapıların tasarımında da tercih edilmeye başlanmıştır. performans esaslı yaklaşım “şekildeğiştirmeye dayalı tasarım” adıyla yeni binalarında tasarımını kapsayacak şekilde daha geniş kapsamlı yer alacaktır. Ülkemizde ise Marmara 1999 ve Düzce 1999 depremleri sonucunda ortaya çıkan büyük can ve mal kayıpları mevcut binaların deprem güvenliklerinin güvenilir bir şekilde belirlenmesi ihtiyacını ortaya koymuştur. Dünyadaki yapı mühendisliğindeki gelişmelere paralel olarak 2.1. Deprem tehlike düzeyi mevcut binaların değerlendirilmesi ve güçlendirilmesinde performansa dayalı yaklaşım Mevcut deprem yönetmeliğinde (DBYBHY 2007) tasarım depremi 50 yılda aşılma olasılığı Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmeliği’nde (2007) yerini almıştır. %10 olan deprem olarak tanımlanmaktadır. Tasarım depreminin etkisi hesaplamalarda Uygulamada yaklaşık on senedir kullanılan bu yaklaşımın binalarda deprem etkisi altında deprem bölgeleri haritasında belirtilen bölgelere bağlı olarak etkin yer ivmesi ve özellikleri oluşacak elastik ötesi şekildeğiştirmelerin, yani hasarın yapı içindeki dağılımını belirlemesi ve yönetmelikte verilen zemin sınıfına bağlı elastik tasarım spekturumu ile göz önüne nicel olarak tanımlaması binaların gerçek deprem davranışları hakkında çok daha ayrıntılı alınmaktadır. Performans esaslı mevcut binaların değerlendirilmesinde farklı performans bilgi sağlamaktadır. Mevcut binaların performans değerlendirilmesi sonucu deprem davranışı hedefleri için ihtiyaç duyulan farklı deprem tehlike düzeyleri; tasarım depreminin 0.5 katı açısından dayanım, rijitlik ve süneklik karakteristiklerindeki yetersizlikler ayrıntılı olarak olarak 50 yılda aşılma olasılığı %50 olan “kullanım depremi” ve 1.5 katı olarak 50 yılda belirlenebilmekte ve buna uygun güçlendirme tasarımı binadan beklenen performansı 217 aşılma olasılığı %2 olan “en büyük deprem” olarak tanımlanmaktadır (İlki ve Celep 2011). Eğer analizlerde zaman tanım alanında doğrusal elastik olmayan hesap kullanılacaksa yönetmelikte tanımlanan özelliklerde ve tasarım spektrumuna uygun yer ivmesi kayıtlarının kullanılması gerekmektedir. Son yıllarda yeni deprem yönetmeliği çalışmaları ile paralel olarak yürütülen çalışmalarla deprem etkisinin coğrafi konuma ve zemin özelliklerine bağlı olarak tanımlanan özel deprem spektrumları ile farklı deprem tehlike düzeyleri için belirlenmesi mümkün olacaktır(Sucuoğlu 2015). Çok yakın bir gelecekte yeni deprem yönetmeliği ile birlikte deprem etkisini daha ayrıntılı olarak sunan bu deprem tehlike haritalarının kullanımına geçilecektir. 2.2.Performans Hedefleri Performans esaslı değerlendirmede öncelikle deprem tehlike düzeyine ve binanın kullanım önemine göre bir performans hedefi belirlenir. DBYBHY (2007) de binalar için performans hedefleri minimum performans düzeyleri olarak verilmektedir (Tablo 1.). Bu performans hedefi doğrusal elastik olmayan analiz sonrası deprem talepleri ile eleman kapasitelerinin karşılaştırması sonucu belirlenen bina performans düzeyi ile karşılaştırılarak deprem performans hedefinin sağlandığı kontrol edilmektedir. Tablo 1.Binalar için öngörülen minimum performans hedefleri(DBYBH 2007) Depremin 50 yılda aşılma olasılığı Binanın kullanım amacı ve türü % 50 % 10 % 2 Deprem sonrası hemen kullanımı gereken binalar Hastaneler, sağlık tesisleri, itfaiye binaları, haberleşme ve enerji tesisleri, ulaşım – HK CG istasyonları, vilayet, kaymakamlık, belediye binaları, afet yönetim merkezleri, vb İnsanların uzun süreli ve yoğun olarak bulunduğu binalar ve müzeler - HK CG Okullar, yatakhaneler, yurtlar, pansiyonlar, askeri kışlalar, cezaevleri, müzeler, vb İnsanların kısa süreli ve yoğun olarak bulunduğu binalar HK CG - Sinema, tiyatro, konser salonları, kültür merkezleri, spor tesisleri, vb. Tehlikeli madde içeren binalar Toksik, parlayıcı ve patlayıcı özellikleri olan maddelerin bulunduğu ve depolandığı – HK GÖ binalar, vb Diğer binalar Yukarıdaki tanımlara girmeyen diğer binalar (konutlar, işyerleri, oteller, turistik tesisler, – CG – bina türü endüstri yapıları, vb) 2.3.Yapısal Modelleme ve Doğrusal Elastik Olmayan Analiz Performans esaslı tasarım ve değerlendirmede yapının deprem davranışının gerçeğe yakın bir şekilde belirlenmesi elastik ötesi şekildeğiştirmelerin meydana gelmesi beklenen bölgelerde doğrusal olmayan davranışın doğru bir şekilde modellenmesine bağlıdır. Yapısal elemanların doğrusal olmayan davranışı belirleyen parametre sayısının çok fazla olması (plastik mafsal boyu, sargı donatısının özellikleri, bindirme eklerinde detaylar vb.) davranışın modellenmesini karmaşıklaştırmakta ve yeterli seviyede bilgi birikimi ile tecrübe gerektirmektedir. Yönetmelikte tanımlanan yığılı plastik kesit (plastik mafsal) modellemede kullanılabileceği gibi, her bir fiber elemanına malzeme modeli tanımlaması yapılabilen fiber kesitler gibi günümüzde daha gelişmiş davranış modelleme teknikleri de kullanılabilmektedir. Doğrusal elastik olmayan analizde zaman tanım alanında hesap yöntemi kullanılacak ise 218 219 aşılma olasılığı %2 olan “en büyük deprem” olarak tanımlanmaktadır (İlki ve Celep 2011). tersinir ve tekrarlı davranış karakteristikleri içeren modellerin kullanılması gerekmektedir. Eğer analizlerde zaman tanım alanında doğrusal elastik olmayan hesap kullanılacaksa Doğrusal olmayan davranışa ait daha fazla ayrıntı içeren modellerin kullanılması analizlerde yönetmelikte tanımlanan özelliklerde ve tasarım spektrumuna uygun yer ivmesi kayıtlarının kullanılacak analiz programlarının çözümleme kapasitelerine bağlı olduğu gibi daha fazla kullanılması gerekmektedir. çözüm süresi gerektireceği de bilinmelidir. Yapısal modellemede eğilme elemanlarının elastik ötesi şekilideğiştirmelerin beklendiği bölgeler dışındaki kısımları çatlamış kesit etkin eğilme Son yıllarda yeni deprem yönetmeliği çalışmaları ile paralel olarak yürütülen çalışmalarla rijitlikleri dikkate alınacak şekilde doğrusal olarak modellenmektedir. deprem etkisinin coğrafi konuma ve zemin özelliklerine bağlı olarak tanımlanan özel deprem spektrumları ile farklı deprem tehlike düzeyleri için belirlenmesi mümkün olacaktır(Sucuoğlu Doğrusal elastik olmayan analiz için deprem yönetmeliğinde üç hesap yöntemi 2015). Çok yakın bir gelecekte yeni deprem yönetmeliği ile birlikte deprem etkisini daha bulunmaktadır. Davranışında birinci doğal titreşim modunun hakim olduğu binalar için ayrıntılı olarak sunan bu deprem tehlike haritalarının kullanımına geçilecektir. kullanılabilen ve deprem etkisinin birinci mod şekli göz önüne alınarak eşdeğer statik yük olarak kabul edildiği “Artımsal Eşdeğer Deprem Yükü Yöntemi ile İtme Analizi”; daha fazla titreşim modlarının yapı davranışında etkin olduğu binalar için “Artımsal Mod Birleştirme 2.2.Performans Hedefleri Yöntemi ile İtme Analizi” ve deprem etkisinin yapay veya kaydedilmiş yer hareketleri olarak uygulandığı “Zaman Tanım Alanında Doğrusal Olmayan Hesap Yöntemi”. Bu yöntemlerle Performans esaslı değerlendirmede öncelikle deprem tehlike düzeyine ve binanın kullanım gerçekleştirilen doğrusal elastik olmayan analizden elde edilen yapısal elemanlara ait iç önemine göre bir performans hedefi belirlenir. DBYBHY (2007) de binalar için performans kuvvet dağılımları ve doğrusal olmayan şekildeğiştirme değerleri eleman hasar düzeyinin hedefleri minimum performans düzeyleri olarak verilmektedir (Tablo 1.). Bu performans belirlenmesine ve performansın değerlendirilmesinde kullanılır. hedefi doğrusal elastik olmayan analiz sonrası deprem talepleri ile eleman kapasitelerinin karşılaştırması sonucu belirlenen bina performans düzeyi ile karşılaştırılarak deprem performans hedefinin sağlandığı kontrol edilmektedir. 2.4.Performans Düzeyinin belirlenmesi ve Performans Değerlendirilmesi Tablo 1.Binalar için öngörülen minimum performans hedefleri(DBYBH 2007) Doğrusal elastik olmayan statik itme analizleri sonucunda yapı davranışı taban kesme Depremin 50 yılda kuvvetine karşılık tepe yerdeğiştirmesi olarak elde edilen “kapasite eğrisi” ile temsil Binanın kullanım amacı ve türü aşılma olasılığı edilmektedir. Kapasite eğrisinin her bir itme adımına karşılık gelen koordinatları yönetmelikte tanımlandığı şekli ile modal ivme ve yerdeğiştirmeye dönüştürülerek “modal kapasite eğrisi” % 50 % 10 % 2 elde edilmektedir. Binanın birinci doğal titreşim periyoduna bağlı olarak ilgili deprem tehlike Deprem sonrası hemen kullanımı gereken binalar düzeyini temsil eden spektrumdan “eşit yerdeğiştirme” veya “eşit enerji” kurallarına göre Hastaneler, sağlık tesisleri, itfaiye binaları, haberleşme ve enerji tesisleri, ulaşım – HK CG binanın deprem etkisinde yapacağı modal yerdeğiştirme değeri hesaplanmaktadır (Şekil 1.). istasyonları, vilayet, kaymakamlık, belediye binaları, afet yönetim merkezleri, vb Bu deprem etkisi altındaki öngörülen yerdeğiştirmenin hesaplamalarına ilşikin ayrıntılı İnsanların uzun süreli ve yoğun olarak bulunduğu binalar ve müzeler - HK CG bilgiler Deprem Yönetmeliği’nde verilmektedir. Bulunan modal yerdeğiştirme değerinde Okullar, yatakhaneler, yurtlar, pansiyonlar, askeri kışlalar, cezaevleri, müzeler, vb gerekli dönüşümler yapılarak binanın performans noktası olarak tanımlanan tepe İnsanların kısa süreli ve yoğun olarak bulunduğu binalar HK CG - yerdeğiştirme değeri bulunmaktadır. Doğrusal elastik olmayan itme analizinde bu tepe Sinema, tiyatro, konser salonları, kültür merkezleri, spor tesisleri, vb. yerdeğiştirmesine karşılık gelen iç kuvvet dağılımları ve şekildeğiştirme değerleri depremin Tehlikeli madde içeren binalar yapıdan doğrusal olmayan davranış istemlerini oluşturmaktadır. Analiz yöntemi olarak zaman Toksik, parlayıcı ve patlayıcı özellikleri olan maddelerin bulunduğu ve depolandığı – HK GÖ tanım alanında hesap kullanılması durumunda deprem etkisi binaya yer hareketi olarak binalar, vb uygulandığı için analiz sonucunda elde edilen en büyük iç kuvvet ve şekildeğiştirme değerleri Diğer binalar ilgili yer hareketi kaydına bağlı depremin istemini vermektedir. Yukarıdaki tanımlara girmeyen diğer binalar (konutlar, işyerleri, oteller, turistik tesisler, – CG – bina türü endüstri yapıları, vb) S S a a Sae1 (a) T > T Sae1 (b) T < T 1 B 1 B 2.3.Yapısal Modelleme ve Doğrusal Elastik Olmayan Analiz Performans esaslı tasarım ve değerlendirmede yapının deprem davranışının gerçeğe yakın bir ω2 ω12 1 şekilde belirlenmesi elastik ötesi şekildeğiştirmelerin meydana gelmesi beklenen bölgelerde doğrusal olmayan davranışın doğru bir şekilde modellenmesine bağlıdır. Yapısal elemanların a a y1 y1 Performans Performans doğrusal olmayan davranışı belirleyen parametre sayısının çok fazla olması (plastik mafsal noktası d1 Sd noktası d1 Sd boyu, sargı donatısının özellikleri, bindirme eklerinde detaylar vb.) davranışın modellenmesini karmaşıklaştırmakta ve yeterli seviyede bilgi birikimi ile tecrübe d 1( p ) = Sd i1 =Sde1 Sd e 1 =d 1( p ) = Sdi1 gerektirmektedir. Yönetmelikte tanımlanan yığılı plastik kesit (plastik mafsal) modellemede kullanılabileceği gibi, her bir fiber elemanına malzeme modeli tanımlaması yapılabilen fiber Şekil 1.Elastik spektrum eğrisi ile kapasite eğrisinin kesiştirilerek performans noktasının bulunması(Ilki ve kesitler gibi günümüzde daha gelişmiş davranış modelleme teknikleri de kullanılabilmektedir. Celep 2011) Doğrusal elastik olmayan analizde zaman tanım alanında hesap yöntemi kullanılacak ise 219 Doğrusal elastik olmayan analizden elde edilen kesme kuvveti istemleri öncelikle yapısal elemanların ve kolon-kiriş birleşim bölgelerinin kesme kapasiteleri ile karşılaştırarak sistemde gevrek güç tükenmesi kontrolü yapılmaktadır. Yapısal modellemede doğrusal olmayan davranış için plastik mafsal modeli kullanıldı ise analiz sonucunda plastik deformasyonlar plastik dönme olarak elde edilecektir. Bu durumda öncelikle plastik dönmelerden plastik eğrilik istemine dönüşüm gerçekleştirilmektedir. Bulunan plastik eğrilik istemi akma eğriliği ile toplanarak toplam eğrilik istemi hesaplanabilmekte ve toplam eğriliğe karşılık gelen malzemelere ait şekildeğiştirme istemleri elde edilebilmektedir. Gevrek güç tükenmesinin söz konusu olmadığı elemanlarda malzemelere ait şekildeğiştirme istemleri yönetmelikte verilen yapısal eleman hasar sınırları (Şekil 2.) ile karşılaştırılarak, doğrusal elastik olmayan davranışın söz konusu olduğu her bir kesit için hasar düzeyi bulunduğu hasar bölgesine göre belirlenmektedir(Şekil 3.). MN 1.0 GÇ Sargılı Pa) S420b M σ / fc c MN; GV Sargısız σ(s 400 MN GV GÇ S220 GV GÇ 0.5 200 Göçme Belirgin hasar bölgesi Belirgin hasar bölgesi bölgesi Minimum İleri hasar Göçme hasar bölgesi bölgesi bölgesi 0 2 3.544.0 6 ε c (%8o) 10 12 13.514 16 118.08 Mhainsiamr ubmölges0i1.0 4.04 6.0 8 İleri ha1s2ar 16 ε s (%) bölgesi (a) Beton (b) Donatı Şekil 2.Malzemeleriçin şekildeğiştirme hasar sınırları(İlki ve Celep 2011) Minimum Güvenlik Göçme hasar sınırı sınırı sınırı (GV) (GÇ) (MN) et Belirgin İleri Göçme uvv hasar hbaöslgaersi bölgesi İç k Minimum bölgesi hasar Şekil bölgesi değiştirme Şekil 3.Kesit hasar sınırlarıve bölgeleri(İlki ve Celep 2011) Yapısal elemanlarda doğrusal elastik ötesi şekildeğiştirmelerin gerçekleştiği bölgelerde hasar düzeylerinin belirlenmesi ile deprem etkisi altında oluşacak hasarın dağılımı belirlenmekte ve hasar durumu nicel olarak tanımlanmaktadır. Binada belirlenen hasar durumuna bağlı deprem yönetmeliğinde performans düzeyleri; Hemen Kullanım, Can Güvenliği ve Göçme Öncesi olarak verilmektedir. Analizler sonucu belirlenen hasar durumu yönetmelikteki performans düzeylerini tanımlayan hasar durumlarına göre karşılaştırılarak ilgili deprem tehlike düzeyinde binanın performans düzeyi belirlenir. Eğer binanın hasar durumu Göçme Öncesi performans düzeyini sağlamıyorsa bina Göçme durumundadır. Bina için ilgili deprem tehlikesi düzeyinde belirlenen performans düzeyi bina için önceden belirlenen performans hedefini sağlamıyor ise binanın güçlendirilmesi veya yıkılması konusunda değerlendirme yapılması gerekmektedir. 220 221 Doğrusal elastik olmayan analizden elde edilen kesme kuvveti istemleri öncelikle yapısal 3.Güçlendirme elemanların ve kolon-kiriş birleşim bölgelerinin kesme kapasiteleri ile karşılaştırarak sistemde Mevcut yapıların büyük bir çoğunluğu yeterli mühendislik hizmeti alınmadan gerçekleştirilen gevrek güç tükenmesi kontrolü yapılmaktadır. Yapısal modellemede doğrusal olmayan tasarım ve uygulama sonucunda deprem davranışını olumsuz etkileyecek çok sayıda yapısal davranış için plastik mafsal modeli kullanıldı ise analiz sonucunda plastik deformasyonlar kusura sahiptir. Düşük malzeme kalitesi, geniş etriye aralıkları, uygun olmayan donatı plastik dönme olarak elde edilecektir. Bu durumda öncelikle plastik dönmelerden plastik detayları ve taşıyıcı sistemde eleman süreksizlikleri bu yapısal kusurlara örnek olarak eğrilik istemine dönüşüm gerçekleştirilmektedir. Bulunan plastik eğrilik istemi akma eğriliği verilebilir. Bu yapılar deprem etkisi altında yeterli dayanım, rijitlik ve süneklik özelliklerini ile toplanarak toplam eğrilik istemi hesaplanabilmekte ve toplam eğriliğe karşılık gelen sergileyemez ve yapıda can kaybına neden olabilecek kısmi veya toptan göçme durumu malzemelere ait şekildeğiştirme istemleri elde edilebilmektedir. Gevrek güç tükenmesinin söz gözlenir. Meydana gelecek depremlerdeki söz konusu can ve mal kayıpları riskinin konusu olmadığı elemanlarda malzemelere ait şekildeğiştirme istemleri yönetmelikte verilen azaltılması için bu tür yapıların acil olarak güçlendirilmesi veya yenilenmesi gerekmektedir. yapısal eleman hasar sınırları (Şekil 2.) ile karşılaştırılarak, doğrusal elastik olmayan Sahip oldukları yapısal kusurlara bağlı davranış karakteristiklerinde yetersizlik olan binaların davranışın söz konusu olduğu her bir kesit için hasar düzeyi bulunduğu hasar bölgesine göre dışında yapıldıkları zamandaki yönetmeliklere göre uygun yapılmış fakat günümüz modern belirlenmektedir(Şekil 3.). yönetmeliklerinin deprem güvenliği gereksinimlerini tam olarak karşılayamayan yapılar ve kullanım amacının değişmesine bağlı olarak farklı deprem tehlike düzeyleri altında farklı MN 1.0 GÇ Sargılı Pa) S420b pZearmfoarnmaa nbsa ğhlıe dçeefvlerreisneil skaoğşlaumllaars ı ablteınkdlean eyna pyıa pdıalavrrıanndıaşı ngıü çelteknildeiyrmecee ki hstieyvaicyıe dbeu luhnamsaarıknt adsöırz. M σ / fc c MN; GV Sargısız σ(s 400 MN GV GÇ S220 ketokniulesruin o lduoğrtua dbainn alakrdaald iısrıel mönascıe likilçei no nargımüç lseonndriarmsıned a fisaea lihyaestalerırnin sineb epg eorlçdeukğlue şotilruilmmseuszi GV GÇ 0.5 gerekmektedir. 200 Göçme Belirgin hasar bölgesi Belirgin hasar bölgesi bölgesi Günümüzün önemli mühendislik faaliyetlerinden olan deprem etkilerine karşı güçlendirme Minimum İleri hasar Göçme hasar bölgesi bölgesi bölgesi genel anlamda yapının dayanım, rijitlik ve süneklik karakteristiklerindeki yetersizliklerin 0 2 3.544.0 6 ε c (%8o) 10 12 13.514 16 118.08 Mhainsiamr ubmölges0i1.0 4.04 6.0 8 İleri ha1s2ar 16 ε s (%) osartğaldamana skıa ldıarımlaarcaıky lyaa pıngıenr çbeekllierlşit idrielpenre m ttaeshalrikımes i alvteın da uhyegduelfalmenae n pfearafloiyrmetlaenrsi düozleayrianki bölgesi (a) Beton (b) Donatı tanımlanabilmektedir. Dayanım, rijitlik ve süneklik özelliklerinin birisinde olan yetersizliğin giderilmesi için yapılacak güçlendirme tasarımı diğerlerini de etkileyebileceği için Şekil 2.Malzemeleriçin şekildeğiştirme hasar sınırları(İlki ve Celep 2011) güçlendirme problemleri üç özelliğinde bir arada düşünülmesinin gerektiği, ileri seviyede bilgi ve tecrübe gereksinimi duyulan mühendislik problemleridir. Farklı yapıların birbirinden Minimum Güvenlik Göçme farklı nedenlere bağlı yetersizliklerinin bulunması güçlendirme tasarımının yapıya özel hasar sınırı sınırı sınırı (GV) (GÇ) gerçekleştirilmesini ve probleme uygun alternatif tasarımların oluşturulmasını (MN) gerektirmektedir. Ekonomiklik ve kullanılabilirlik kriterleri açısından değerlendirme yapılarak alternatifler arasından en uygun tasarım uygulama için seçilmektedir. Güçlendirme et Belirgin İleri Göçme uvv hasar hbaöslgaersi bölgesi tasarımının gerçekleştirilmesi için öncelikle söz konusu yetersizlikler hakkında ayrıntılı bilgi İç k Minimum bölgesi sağlanması ve deprem güvenliğinin belirlenmesi gerekmektedir. İlgili yapı için hasar gerçekleştirilen performansa dayalı değerlendirme ile yapı elemanlarındaki hasarın seviyesi Şekil bölgesi ve yapı içindeki dağılımı belirlenebildiğinden, deprem davranışı açısından söz konusu değiştirme yetersizlikler eleman ve taşıyıcı sistem seviyesinde belirlenebilmektedir. Buna bağlı olarak yapılacak güçlendirme tasarımı eleman güçlendirmesi ve sistem iyileştirmesi olarak iki ana Şekil 3.Kesit hasar sınırlarıve bölgeleri(İlki ve Celep 2011) gruba ayrılmaktadır. Yapı ağırlığının azaltılarak deprem davranışında iyileşmenin sağlanması Yapısal elemanlarda doğrusal elastik ötesi şekildeğiştirmelerin gerçekleştiği bölgelerde hasar ve sismik izolatörlerin sisteme dahil edilmesi ile depremin yapıya olan etkisinin azaltılması düzeylerinin belirlenmesi ile deprem etkisi altında oluşacak hasarın dağılımı belirlenmekte ve güçlendirme tasarımlarına alternatif yöntemler olarak karşımıza çıkmaktadır. hasar durumu nicel olarak tanımlanmaktadır. Binada belirlenen hasar durumuna bağlı deprem yönetmeliğinde performans düzeyleri; Hemen Kullanım, Can Güvenliği ve Göçme Öncesi olarak verilmektedir. Analizler sonucu belirlenen hasar durumu yönetmelikteki performans 3.1. Eleman Güçlendirmesi düzeylerini tanımlayan hasar durumlarına göre karşılaştırılarak ilgili deprem tehlike Mevcut yapının deprem güvenliğinin belirlenmesi amacı ile gerçekleştirilen performansa düzeyinde binanın performans düzeyi belirlenir. Eğer binanın hasar durumu Göçme Öncesi dayalı değerlendirme sonucunda yapısal elemanların dayanım ve şekildeğiştirme performans düzeyini sağlamıyorsa bina Göçme durumundadır. Bina için ilgili deprem kapasitelerinin deprem istemine göre durumu belirlenebilmektedir. Dayanım ve süneklik tehlikesi düzeyinde belirlenen performans düzeyi bina için önceden belirlenen performans açısından yetersizlikleri bulunan yapısal elemanlara gerçekleştirilecek güçlendirme ile hedefini sağlamıyor ise binanın güçlendirilmesi veya yıkılması konusunda değerlendirme sağlanan davranıştaki eleman seviyesindeki iyileşme yapının deprem davranışının da yapılması gerekmektedir. iyileşmesine neden olmaktadır. Eleman güçlendirme yöntemleri olarak kirişlerde kesme kapasitesini arttırmak ve şekildeğiştirme kapasitesini kısmi iyileştirmek için dıştan etriye 221 ekleme, çelik levhalar ile güçlendirme ve lifli polimer kompozitler ile sargılama uygulanmaktadır (Şekil 4.). Kirişlerin eğilme kapasitesinin veya rijitliğinin arttırılması gereken durumlarda betonarme mantolama ile kesit boyutlarının arttırılması gerçekleştirilebilmektedir. Yapıların deprem davranışında düşey taşıyıcı olarak daha etkin olan kolonlar ise betonarme mantolama, çelik ve lifli polimer sargılama yöntemleri ile güçlendirilmektedir (Şekil 5.). Çelik ve lifli polimer sargılama ile eleman eksenel yük ve kesme kapasitesi ile şekildeğiştirme kapasitesinde artışı hedeflenmekte iken, betonarme mantolama ile bunlara ek olarak eğilme kapasitesinde de artış sağlanmaktadır. a) b) Şekil 4.Kiriş güçlendirme türleri; a) dıştan etriye ekleme b) Lifli polimer ile sargılama (DBYBHY 2007) a) b) c) Şekil 5.Kolon güçlendirme uygulamaları; a) betonarme mantolama b) çelik sargılama (http://buildingresearch.com.np) c) Lifli polimer ile sargılama 222 223 ekleme, çelik levhalar ile güçlendirme ve lifli polimer kompozitler ile sargılama 3.2. Sistem İyileştirmesi uygulanmaktadır (Şekil 4.). Kirişlerin eğilme kapasitesinin veya rijitliğinin arttırılması Performans değerlendirmesi sonucu yapının deprem davranışında taşıyıcı sistem açısından gereken durumlarda betonarme mantolama ile kesit boyutlarının arttırılması dayanım, rijitlik ve süneklik yetersizlikleri söz konusu ise sistem davranışının iyileştirilmesi gerçekleştirilebilmektedir. Yapıların deprem davranışında düşey taşıyıcı olarak daha etkin yönünde güçlendirme teknikleri uygulanmaktadır. Sistem iyileştirmesi için en yaygın olarak olan kolonlar ise betonarme mantolama, çelik ve lifli polimer sargılama yöntemleri ile tercih edilen yöntem yapıya içeriden veya dışarıdan uygun şekilde betonarme perde duvar güçlendirilmektedir (Şekil 5.). Çelik ve lifli polimer sargılama ile eleman eksenel yük ve eklenmesidir (Şekil 6.). Yapının uygunluğuna ve güçlendirme gereksinimlerine bağlı olarak kesme kapasitesi ile şekildeğiştirme kapasitesinde artışı hedeflenmekte iken, betonarme çelik çapraz sistemler kullanılarak da sistem davranışının iyileştirilmesi mantolama ile bunlara ek olarak eğilme kapasitesinde de artış sağlanmaktadır. gerçekleştirilebilmektedir (Şekil 7.). Betonarme perde ve çelik çaprazlara görece daha yeni bir teknik olarak kabul edilebilecek dolgu duvarların hasır çelik donatılı sıva veya lifli polimer kompozitler ile güçlendirilerek taşıyıcı sisteme dahil edilmesi diğer bir sistem iyileştirme tekniğini oluşturmaktadır (Şekil 9.). Sistem iyileştirilmesi bütün yapıda uygulanabileceği gibi sadece zayıflığın olduğu bölgelerde de gerçekleştirilebilmektedir. Yapıda bulunan yumuşak katın çeşitli yöntemler ile güçlendirilmesi (Şekil 8.) ve kısa kolonların oluşumuna neden olan durumların kaldırılması bölgesel olarak gerçekleştirilen sistem iyileştirilmesi örneklerindendir. a) b) Şekil 4.Kiriş güçlendirme türleri; a) dıştan etriye ekleme b) Lifli polimer ile sargılama (DBYBHY 2007) a) b) Şekil 6.Sisteme a) dışarıdanb) içeridenbetonarme perde eklenmesi(Wenk2008) a) b) c) Şekil 5.Kolon güçlendirme uygulamaları; a) betonarme mantolama b) çelik sargılama (http://buildingresearch.com.np) a) b) c) Lifli polimer ile sargılama Şekil 7.Farklı çelik çapraz sistemler ile sistem iyileştirmesi(Wenk2008) 223 Şekil 8.Boru kesitliçelik çapraz sistemler ile yumuşak katın güçlendirilmesi(Wenk2008) a) b) Şekil 9. a) hasır çelik donatılı özel sıva b) lifli polimer kompozitler ile dolgu duvarların güçlendirilerek taşıyıcı sisteme dahil edilmesi(DBYBHY 2007) 224 225

Description:
Yapının bu farklı deprem tehlike seviyeleri altında doğrusal elastik olmayan hesap Yapısal Modelleme ve Doğrusal Elastik Olmayan Analiz kullanılacak analiz programlarının çözümleme kapasitelerine bağlı olduğu gibi daha Doğrusal elastik olmayan statik itme analizleri sonucunda ya
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.