ebook img

ALMAN İFLAS HUKUKUNDA İPTAL DAVASI PDF

24 Pages·2013·9.17 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview ALMAN İFLAS HUKUKUNDA İPTAL DAVASI

A L M AN İ F L ÂS H U K U K U N DA İPTAL DÂVASI Doçent Dr. Necmeddin M. Berkin 29. îptal Dâvasında Kaide (Grundsatz): Alman İflâs Kanununun (KO) birinci kitabının üçüncü faslını teşkil heden 2 0 - 42 nci maddelerinde aciz halinde bulunan borçlunun tasarruf­ larını iptal salâhiyeti tanzim olunmuştur. Müflise evvelce kredi açmış olan alacaklıların menfaatlerinin korunması gayesini istihdaf eden bu h ü k ü m l er aynı gaye için vazedilmiş olan ve fakat iflâs yolunda takip olunmayan borçluların muamelelerinin iptaline salâhiyet veren kanun hükümlerile \ hata, hile, ikrah tesiri altında yapılan hukukî tasarrufların iptaline salâhiyet veren Medenî Kanunun (BGB) 119, 123 ve 1954 üncü maddelerinde yazılı olan hükümlerden a y r ı l m a k t a d ı r. Mamafi bütün bu h ü k ü m l e r de iptal salâhiyetinin kullanılması; a) Haklı veya meşru menfaat şartına bağlanmakta ve mer?ru men­ faatin muamelenin m ü c e r r et iptal edilmesinde değil, bilâkis iptal edilme­ sinin neticesinde tahassül etmesi gerektiği kabul olunmaktadır. Nitekim, bu esası bilhassa gözönünde bulunduran Alman Yüksek Mahkemesi muh­ telif t a r i h li içtihatlarında iptal k a r a rı verilmeksizin iktisab olunabilecek menfaatleri, iptal taleplerinin haklı veya meşru bir şartı addetmemiştir i p t al dâvasının birinci şartını teşkil eden haklı veya meşru menfaat, tekabül ettiği z a r a r ın nev'ine göre değerlendirilmemektedir. Bu bakımdan alacaklıların iptal salâhiyetlerini kullanmaktaki meşru menfaatleri, borçlunun, onların menfi z a r a r l a r ı nı mucip olan t a s a r r u f l a r ı n da da tezahür etmekte ve bu suretle alacaklıların iptal dâvaları borçlunun alacaklılara menfi zarar veren t a s a r r u f l a r ı na da teşmil olunmaktadır. Bu noktadan borçlunun borçlarının tesviyesine mâni olan tekmil t a s a r r u f l a rı iptal dâvâ­ lı Bkz. i f l âs yolunda takip olunmayan borçluların hukukî tasarruflarının iptaline dair olan 21 Temmuz 1879 tarihli kanun (Gesetz btr. die Anfechlung von Reohtshandlungen der Schuldner ausserhalb des Konkursverfahrens vom 21 ..luli 1879 AnfG.). Bu kanun ve bu kanunun tatbik şekilleri hakkında bilgi edinmek için bkz. Adolf Schönke, Zwangsvollstreekungsrecht S 24 S. 122 ff. 2. u. 3. Aufl. 1946. 2) Bkz. ROZ. 36/167; 48/151; 56/196; JW. 1902 S. 95 Nr. 27. 28. A L M AN İFLAS H U K U K U N DA İ P T AL DÂVASI 144 sına mevzu teşkil etmekte ve borçluya düşmesi muhtemel olan miras hisselerile borçlu lehine yapılmasına ihtimal verilen teberrüler alacak­ lıların kredisini teşkil ettiğinden, aciz halinde bulunan borçlunun tasarruf salâhiyetleri bu t ü r lü krediler üzerinde de tahdit o l u n m a k t a d ı r. Alman iflâs Kanununun (KO) 9 uncu maddesini tatbik ve tefsir eden Alman mahkemeleri müflisin ancak iflâsından evvel intikal eden miras hisselerini reddedebileceğini ve müflisin ancak iflâsından evvelki mirasın reddi iradesinin iptali için dâva açılamıyacağını kabul etmişlerdir 3 . Borçlunun alacaklılarına menfaat temin edeceği pek muhtemel olan muayyen ekonomik teşebbüsleri deruhte etmemesi veyahut da müsait ş a r t l a r la kendisine temlik olunmak istenen h a k l a r ın iktisabından veya ekonomik durumunu düzeltebilmek için açılan kredileri kabul etmekten kaçınması iptal dâvasının mevzuunu teşkil etmemektedir. Bu cümleden olmak üzere Alman Yüksek Mahkemesi bir k a r a r ı n da borçluya bozulan işlerini tanzim etmek maksadiyle dostları t a r a f ı n d an borçlarını ödeyip vaziyetini düzelttikten sonra bedeli ödenmek üzere veyahut da bedelsiz olarak mülkiyeti devrolunmak istenilen iktisadî bir işletmeyi borçlunun aktif ve passifi ile birlikte devralmaktan imtinaı hususundaki iradesine karşı açılan iptal dâvasını reddetmiştir b) Borçlunun t a s a r r u f l a r ı n ın iptali istenebilmek için, iptali istenen tasarruf alacaklıların hepsine şâmil objektif ve fiilî bir zarar (eine tatsaechliche objektive Benachteilung) husule getirmiş olmak lâzımdır. Bu suretle müflisin t a s a r r u f l a r ı n ın iptalinde bir veya birkaç alacaklının, h a t tâ tekmil alacaklıların mânevi menfaatlerinin bulunması iptal dâvasının mesmıı addolunabilmesine imkân vermemektedir \ Bavyera İstinaf Mahkemesi bu noktai nazardan hareket ederek ittihaz ettiği bir k a r a r ı n da borçlunun fiilen zararlı netice vermeyen izrar kastını (die erfolglose Benachteiligungsabsicht) iptal dâvasında yetersiz bir şart olarak tavsif e t m i ş t i r 0 . 3) Bkz. A t K. m. 9 Not No. 77. 4) /. Harburger, s. g. e., Voruemcrkungen Nr. I I. shf. 50. Türk hukukunda da borçlunun bir hakkı iktisab ç i m e k t en imtina etmesine dair iradesinin iptale tâbi t u t u l a m a y a c a ğı kabul o l u n m a k t a d ı r. Ord. Prof. Mustafa Reşit Belgesay'n göre, borçlunun «bir s p e k ü l a s y on isine girişmemesi veya bir m ü z a y e d e ye İştirak etmemesi iptal d â v a s ı na konu olmaz». Bkz. İcra ve İflâs Hukuku İkinci Cilt İflâs shf. 88 tst. 1946. 5) Bkz. R G. in JW. 1899 S. 54<> Nr. 28; 1902 S. 273 Nr. 17; 1903 S. 51 Nr. 22; 1904 S.* 559 Nr. 23; R G Z. 33/123; 48/150; 51/44; 52/232; 53/235. 6) Bkz. Bay. O L G. 14/476; /. Harburger, s. g. e., shf. 51 No. 1. NECMEDDÎN M. BERKİN 145 İptal dâvası ancak haklı veya meşru menfaat şartına bağlı olarak mesmu addolunduğundan, iptal dâvasının açılmasında âmil olan f i i li ve objektif bir z a r a r ın mevcut olduğunun ispatı külfeti dâvacıya terettüp etmektedir. Bu halde ispat külfetini t a h a m m ül eden dâvacı zararlarını İflâs Kanununun (KO) 30 uncu maddesini gözönünde bulundurarak borç­ lunun borçlarını ödeyemediği, tediyelerini t a t il ettiği veya iflâs yolunda takibe başlandığı zamana göre hesaplamak lâzımgelmektedir. Alman İflâs Kanunu 29 uncu maddesinde iflâs hukukunda iptal dâva­ sına müteallik hükümlerin ne zaman ve hangi hallerde tatbik olunacağını tâyin etmektedir. 29 uncu madde h ü k m ü ne göre, iflâsın açılmasından evvel tekemmül ettirilmiş olan hukukî tasarruflar iflâs alacaklılarına karşı ancak 29 uncu maddeyi takip eden üçüncü fasıl hükümleri dairesinde hükümsüz bıraktırılabilir. 29 uncu maddeyi takip eden üçüncü fasıl h ü k ü m l e ri iflâs açıldıktan sonra tekemmül ettirilmiş olan hukuki tasar­ ruflar hakkında da caridir; yeter k i, bu tasarruflar Medenî Kanunun (BGB) 892 ve 893 üncü maddeleri gereğince iflâs alacaklılarına karşı muteber o l s u n 7 . Bu suretle tapu sicillindeki kayda istinaden müflisten gayrimenkul mülkiyeti veya aynî bir hak iktisabeden üçüncü şahısların hüsnüniyet sahibi addolunamayacakları gözönünde bulundurularak iptal dâvası iflâstan sonra iktisabolunan aynî haklara da teşmil edilmiştir. Alman Yüksek Mahkemesine göre, iptal dâvasının gayesini sağlaya­ bilmek maksadile iptal dâvasını ikame etmeden önce mahkemeden ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz istenebilir, fakat iptal talebinin mahiyeti, tedbir mahiyetinde olarak tapuya muvakkat şerh verilmesine dair olan Medenî Kanunun (BGB) 883 ve 885 inci maddelerinin tatbikine mânidir \ İptal dâvası mevzuu itibarile hasma, dâvacıya karşı borçlunun malî durumunu iptale mevzu teşkil eden muameleler yapılmamış bulunmaları halindeki eski vaziyete getirmek mükellefiyetini tahmil ettiğinden, Alman hukukunda iptal dâvasına bir eda dâvası (Leistungsklage) B nazarile b a k ı l m a k t a d ı r 1 < 1 . Bu sebepledir k i, iptal dâvası ikame olunurken iflâs yolunda takip olunmayan borçluların hukukî tasarruflarının iptaline dair olan 21 Temmuz 1879 t a r i h li kanunun 11 dokuzuncu maddesi kıyasen 7) Bkz. A lK m. 42. 8) Bkz. R G Z. 30/394 ; 41/92; 57/105; kezalik bkz. s. g. 21 Temmuz 1879 tarinli kanun madde 7. . ( 9> Alman hukukundaki ( L e i s t u n g s k l a g e n» teriminin türkre karşılısı olarak k u l l a n ı l an eda dâvaları için bkz. Sabri flfdfcir Avsay. Hukuk Y a r g ı l a ma Usulleri shf. 190 No. 112 Ankara 1950. , 10) Bkz. AİK. m. 37; R G. in JW. 1903 S. 128 Nr. 15. 11) Bkz. AİK. m. 29 Not No. 1. — Huk. Fak. Mec. 10 146 A L M AN İFLÂS H U K U K U N DA İPTAL D Â V A SI tatbik olunarak bu maddede tâyin edilmiş olan usule riayet olunmak ve dâva arzuhalinde borçlu p a t r i m u a n ı n ın dâvâlı t a r a f ı n d an eski haline iadesi hususunun ( R ü c k g e w a e hr "Verschaffung,,) şekil, miktar ve muhte- vasile birlikte belirtilmesi lüzumu kabul edilmektedir. Okadar k i, Alman Yüksek Mahkemesi iptal dâvasının sırf muamelenin hükümsüz bırakıldığı­ nın tespitine taallûk ettiği ahvalde dahi bu usule riayet olunmasını karar altına almıştır 1 2 . İptal dâvasında hasım olan kimsenin iflâsı halinde iade iddiası mesmu addolunmamıştır. Bu halde iptal dâvası sabit olduğu taktirde ala­ cakların hakları, tekabül ettiği miktarda para alacağına inkilâp etmek­ te1*; ve fakat h a s m ın m a s a s ı na karşı istihkak dâvası a ç ı l a m a m a k t a d ı r 1 4 . Alman İflâs Kanunu (KO) 109 uncu maddesinde iflâs k a r a r ı na karşı yalnız müflise itiraz h a k kı (Beschwerderecht) 15 t a n ı m ış olduğundan, iptal dâvasında hasım olan kimsenin iflâs k a r a r ı na karşı itiraz h a k kı yoktur 1 0 . Halbuki, iflâs yolunda takip olunmayan borçluların t a s a r r u f l a r ı n ın iptali dâvasında hasmın takibe itirazı mesmu görülmekte ve meselâ hasmın muvazaa sebebile takibin iptalini isteyebilmesine m ü s a a de o l u n m a k t a d ı r 1 7 . 30. Aciz Sebebile Butlan (Anfechtung wegen Kenntnis der Krisis): Alman İflâs Kanununun (KO) 30 uncu maddesine göre, aşağıda i ki t a k ım halinde tâyin olunan hukukî t a s a r r u f l a r ın iptali m ü m k ün g ö r ü l m ü ş t ür : A. Borçlunun tediyelerini t a t il ettikten veya iflâs yolunda takibine başlandıktan sonra onun bu husustaki aczini bilen kimselerle yaptığı iflâs alacaklılarına zarar veren hukukî tasarruflarile; borçlunun tediyelerini t a t il ettikten veya iflâs yolunda takibine başlandıktan sonra onun bu husustaki aciz halini bilen alacaklılarından birine teminat vermek veya borcunu ödemek maksadile yaptığı h u k u kî t a s a r r u f l a r ı; B. Borçlunun tediyelerini t a t il ettikten veya iflâs yolunda takibine başlandıktan sonra yaptığı h u k u kî tasarruf larile; borçlunun tediyelerinin tatilinden veya iflâs yolunda takibine başlandıktan evvelki on gün içinde. 12) Bkz. R G Z. 23/6. 13) Bkz. A t K. m. 69. 14) Bkz. /. Harburger, s. g. e. shf. 54 No. V. t 15) Alman İflâs Kanununun ( K O) 1 0 9 t ı n cu maddesinde y a l n ız müflise t a n ı n­ mış olan itiraz hakkının bir istisnası hususi sigorta teşebbüslerine dair kanunun 68 inci maddesinde yer a l m ış b u l u n m a k t a d ı r. Bkz. § 68 des Ges. über die privaten Versicherungsunternehmungen, 16) Bkz. A t K. m. 109. . * 17) Bkz. R G Z. 7/190; R G. in JW. 1895 S. 267 Nr. J6. NECMEDDİN M. BERKİN 147 muamelenin ifası zamanında tediyelerin t a t il edilmiş olmasından veya iflâs yolunda açılmış olan takipten veyahut da borçlunun kendisine diğer alacaklılarına tercihen istifade sağlamak niyetinden haberi olan ve bu hususun aksini ispat edemeyen alacaklılarına teminat vermek veya bor­ cunu ödemek maksadile yaptığı hukukî t a s a r r u f l a r ı. Alman İflâs Kanununun (KO) 30 uncu maddesi hükmü 197 ve 199 u/ıcu maddelere göre hileli iflâs halinin tespitinden veyahut da konkordato talebinin reddinden sonra iflâsın yeniden açılması hallerinde de tatbik o l u n m a k t a d ır 1 8 . 30 uncu maddede gözönünde bulundurulan borçlunun tediyelerini t a t il e t m iş olması hali onun aczine k a n u nî bir karine teşkil etmektedir; borçlu­ nun aciz hali ise hakkında iflâs k a r an verilmesinin i lk şartını tekevvün ettirmektedir. Kanunun borçlu hakkında iflâs k a r a rı verilmesinin i lk şartı olarak mülâhaza ettiği aciz hali borçların mevcuttan fazla olması keyfi­ yetine (Überschuldung) değil, bilâkis daha geniş mânada olarak tediye kifayetsizliğine (Zahlungsunfaehigkeit) delâlet etmektedir1". 30 uncu maddede sözü geçen hukukî tasarruf (Rechtsgeschaeft) terimi i ki tarafı ilzam eden karşılıklı tasarrufları ifade e t m e k t e 2 0 ; ve bu türlü t a s a r r u f l a r ın iptal olunabilmeleri için alacaklıları izrar edici (benach­ teiligend) mahiyette olmaları lâzımgelmektedir. Bu noktadan hareket eden Alman Yüksek Mahkemesi bir k a r a r ı n da borçlunun verdiği vekâlet aktinin iptalini isteyen alacaklıların dâva haklarını kabul e t m e m i ş t i r 2 1 . İ p t al dâvasına mevzu teşkil eden hukukî muamelelerden her birinin bir kül, bir vahdet teşkil ettiği ve binaenaleyh bir muamelenin bir kısmı muteber tutularak diğer kısmının iptali istenemiyeceği; bir hukukî mua- 18; Bkz. Böhle - StamsckraeJer, s. g. e., shf. 82 ve müt.. 278. 19) Bkz. AÎK. m. 102. Halk dilinde iflâs sözü mevcudun tüketilmesi mânasına kullanılmakta, modern hukukta ise kredi müessesesini hukuken koruyan, ekonomik m ü n a s e b e t l e ri ayarlayan, geliştiren muvazeneli ve u m u mî bir cebri icra yolu telâkki olunmaktadır. Bu suretle umumi m â n a s ı n da iflâs sözü borçlunun tekmil a l a c a k l ı l a r ı na karşı Ödemeden aczini ifade etmekte ve patrlmuanının aktifi en az passifini k a r ş ı l a y a m a y an borçlu İflâs halinde a d d o l u n m a k t a d ı r. Fakat, modern icra ve iflâs hukuku patrimuanının aktifi pasifinden fazla olan borçluların dahi iflâs yolunda takibine cevaz verdiğinden, m ü­ cerret ve l ü g at m â n a s ı n da iflâs sözü borçlu mevcudunun borçların Ödenmesine yeter­ sizliğini İfade etmekle beraber takip hukuku bakımından borçlu mevcudunun ister borçlardan ziyade ister eksik olsun tekmil borçların hepbirden tesviyesine tahsisini ifade etmektedir. Bkz. NecmedâAn M. Berkin, İflâs Hükümleri tleri Hukuk Dergisi, Haziran 1950, sayı 60. 20> Bkz. A M K. m. 147-151; AÎK. m. 17 21) Bkz. R G. in JW. 1899 S. 145 Nr. 18. 148 A L M AN İ F L ÂS H U K U K U N DA İPTAL DÂVASI melenin iptaline dair mahkeme k a r a r ı n ın o muameleyi b ü t ün hukukî neticeleri ile birlikte hükümsüz b ı r a k t ı ğ ı; kezailk hukukî bir muamele muteber tutulmak şartile o muamelenin sadece hukukî neticeleri hükümsüz bırakılmak için iptal dâvası açılamayacağı kabul edilmektedir 30 uncu maddenin t a t b i k a t ı n da borçlu ile muamele yapmış olan üçüncü şahıslarla bazı alacaklıların borçlunun aczini veya tediyelerini t a t il etmiş veyahut da iflâs yolunda takibine başlanmış olduğu h a k k ı n da rivayete müstenit değil, bilâkis doğrudan doğruya m ü s p et bilgi (unmit­ telbares, positives Kennen) edinmiş olmaları lâzımdır. Alman mahkeme­ leri bu bilginin bir mümessil veya dâva vekili t a r a f ı n d an edinilmiş olmasını kâfi görmemişlerdir 2 3 . 31. Hile Sebebiyle Butlan (Anfechtung wegen absichtlicher Glaeu- bigerbenachteilung): Alman İflâs Kanununun (KO) 31 inci maddesine göre, aşağıdaki hukukî muamelelerin iptali kabildir : 1) Borçlunun alacaklılarını izrar kastile yaptığı ve onun bu husus­ taki niyetini diğer âkidin bildiği, yani borçlunun ve onunla muamele yapan diğer âkidin alacaklıları izrar etmek hususunda m ü ş t e r e k en hareket ederek y a p t ı k l a rı h u k u kî muameleler; 2) Borçlunun iflâsın açılmasına tekaddüm eden sene içerisinde; a. E şi ile evlenmeden evvel veya evlilik içerisinde; b. Kendisinin veya eşinin usul ve füruu ile, kendisinin veya eşinin ana baba bir veya ana bir yahut baba bir kardeşlerile veya onların eşlerile; yaptığı ivazlı aitler. Ş u k a d ar k i, aktin in'ikadı neticesinde borçlunun alacaklıları izrar edilmiş ve diğer â k it aktin in'ikadı zamanında borçlunun alacaklıları izrar kastını bilmediğini ispat edememiş olsun. 31 inci maddenin t a t b i k a t ı n da diğer âkidin borçlunun izrar kastine dair müspet bilgi (die positive Kenntnis der Fraudulositaet) edinmiş olması esaslı bir unsurdur; diğer âkidin müflisin izrar kastini bilmek mecburiyeti ise (das Kennenmüssen) maddenin tatbik olunabilmesi için kâfi b ir ş a rt değildir. Alman Yüksek Mahkemesine göre, borçlunun bir alacaklısına borcunu ödemesi veya teminat vermesi ile diğer alacaklıları­ nın alacaklarını tahsil etmek imkânını kaybedeceklerine dair m ü c e r r et kanaati bulunması dahi (das blosse Bewusstsein) onun izrar kastine veya 22) Bkz. /. Harburger, s. g. e., shf. 58 No. 6. 23) Bkz. Bay. O L G. in Deutsche Juristenzeitung 1905 S. 822. NECMEDDÎN M. BERKİN 149 suiniyetine delâlet etmediğinden, 31 inci madde tatbik olunarak ödeme veya teminat verme muamelelerinin iptali için yeter bir sebep değildir u . 31 inci maddenin t a t b i k a t ı n da borçlunun alacaklılarını ızrar kastinin herhalde sabit olması şartını arayan Bavyera İstinaf Mahkemesi, diğer âkit t a r a f ı n d an ayrıca zarar gören alacaklıların kimlerden ve alacakları m i k t a r ı n ın neden ibaret olduğunun bilinmesinin lâzım gelmediğine karar v e r m i ş t ir -r\ Suiniyetle veya izrar kastile hareket arzusunun hukuki muamelenin in'ikadından sonra tahassül etmesi, kaide olarak iptal dâvasını mesmu k ı l m a m a k t a d ı r. Bu itibarla müsait şartlarla sattığı malların patrimuanının a k t i f i ni yükselten münasip miktardaki bedeline alacaklı olan borçlunun bey akti iptal o l u n a m a m a k t a d ı r. Fakat, borçlunun alım satım aktinden mütevellit alacağı ile bir alacaklısının eski bir alacağı arasında suiniyetle, yani diğer alacaklılarını izrar kastile yaptığı takas muamelesinin iptali caiz g ö r ü l m ü ş t ür 2 \ Borçlunun t a s a r r u f l a rı hile sebebile iptal olunabilmek için gerekli ş a r t l a r d an ikincisi, diğer âkidin borçlunun aciz halinde olduğunu bilmesi- dir. Borçlu ile muamele yapan diğer âkit (üçüncü şahıs) borçlunun hukukî tasarruflarının alacaklılarına zarar verdiği hususunda yeter bir kanaati olsa bile borçlunun aciz halinde bulunduğunu bilmiyorsa yapılan tasarruf iptal olunamaz. Bu suretle kanun, borçlunun hileli muamelelerin­ de iştiraki bulunmayan hüsnüniyet sahibi üçüncü şahısların haklarını alacaklıların menfaatlerinden üstün t u t m u ş t u r. 31 inci maddede istimal olunan akit (Vertrag) terimi alâkalıların birbirine uygun surette izhar etmiş oldukları karşılıklı iradelerile husule gelen hukukî muamelelere delâlet etmekte, ve akit tekemmül etmiş addolunabilmek için alâkalıların mutlaka sarih m u t a b a k a tı (ausdrückliche Vereinbarung) a r a n m a k t a d ı r. Bu suretle aktin husule getirdiği veya getirmesi muhtemel olan neticeleri gözönünde bulundurulduğu taktirde, ivazsız bir netice doğuran akitlerin de ivazlı addolunması kabil olmak­ t a d ır 2 7 . Bu esası nazarı dikkate alan Alman Yüksek Mahkemesi borçlunun mamelekine karşılık ivazın intikali temin olunmadığı hallerde ivaza müteallik şartın tahakkuk etmiş addolunamayacağım, tâbir caizse bir ivazsızhk hali (eine Unentgeltlichkeit) bulunduğunu tasvip e t m i ş t i r 2 8 . Bu meşrut cümleden olmak üzere Alman Temyiz Mahkemesi, meselâ teslimi 24) Bkz. R G Z. 33/124; 57/163; R G. in JW. 1905 S. 442 Nr. 28. 25) Bkz. Bay. O L G. 9/740. 26) Bkz. R G Z. 6/46, in JW. 1S89 S. 289 Nr. 16. 27) Bkz. R G Z. 29/300; R G. JW. 1898 S. 224 Nr. 17. 28) Bkz. R G Z. 51/415. 150 A L M AN İ F L ÂS H U K U K U N DA İPTAL DÂVASI şekilde rehin verilmesini, ipotek tesis olunmasını ivazlı bir muamele a d d e t m i ş t i r 2 0 . 9 31 inci madde iptal dâvasına mevzu teşkil eden muameleleri sadece akitlere teşmil etmemiştir. Çünkü, 31 inci maddede akit (Vertrag) terimi y a n ı n da çok daha geniş m â n a da hukukî muamele (Rechtshandlung) terimi de k u l l a n ı l m a k t a d ır k i, bu terim ile borçlunun tek taraflı tekmil hukukî t a s a r r u f l a rı kastedilmiş; ve bu suretle borçlunun alacaklılarının z a r a r ı na olduğunu bilerek veya tahmin ederek yaptığı tek taraflı tekmil muamele­ lerinin iptaline cevaz verilmiştir. Bu b a k ı m d an borçlunun, meselâ bir alacağını ivazsız olarak tek taraflı temlik veya hibe etmesi veya gerçek bir alacağı üzerindeki h a k k ı n d an feragat etmesi veyahut da gerçek bir alacağını i n k âr etmesi iptal olunabilmektedir. Alacaklılarını izrar için borçlunun kasten ihtiyar ettiği ihmalî muameleleri dahi muteber hukukî t a s a r r u f l a r ı n ın şümulü içerisinde addolunmakta ve ihmalî muamelelerinin hukukî neticelerinin iptali caiz görülmektedir. Bu suretle borçlunun, meselâ alacak dâvasında kasten m ü r u ru zaman definde bulunmamış olması iptal dâvasına mevzu teşkil edebilmektedir. Bu halde alacaklılar ikame ettikleri iptal dâvası zımmmda borçlunun izrar kastine makrun ihmalî muamelesini ispat ederek h a k l a r ı­ nın temini için m ü r u ru zaman definin dermeyan edilmiş gibi mahfuz t u t u l m a s ı nı talebedebilirler. Bu talep üzerine borçlunun ihmalî muamele­ lerinin iptaline karar veren mahkeme davacıların, yani alacaklıların borçlunun ihmalî muamelesile d ü ş ü r m üş olduğu borcun m ü r u ru zaman d e f i ni kullanabilmelerine karar v e r e b i l i r : i 0 . î p t al dâvasına mevzu teşkil eden borçlunun ihmalî muameleleri onun mevcut veya doğmuş olan bir h a k k ı na taallûk etmelidir. Borçlunun henüz doğmamış olup, doğması muhtemel bulunan h a k l a r ı n ın iktisabını m ü m k ün kılacak olan muamelelerden sarfınazar etmesi iptal dâvasına mevzu teşkil 29) Bkz. R G. 20/180; 27/134; /. Harburger, s. g. e., shf. 60. 30) Borçlunun alacaklıları izrar kastine makrun menfi ve ihmali muamele­ lerinin iptale tâbi hukukî muameleleri m e y a n ı n da m ü t a l a a sı i s v i ç re hukukunda da tasvip o l u n m a k t a d ı r. İ s v i ç re Federal Mahkemesine göre, hukuki neticeleri olan kasten hareketsizlikten ibaret menfi fiiller dahi iptale tâbi hukuki tasarruflardan­ dır. Bu suretle kasten ö d e me emrine itiraz e d i l m e m iş olmak h ü k ü m s üz s a y ı l a b i l m e k t e, fakat «bu sebeple icra memurunun tasarrufu olan ihale iptal edilmeyip, asılsız bir alacak için takip y a p m ış olan a l a c a k l ı n ın t a h s i l a tı iptal olunarak iadesi istenebil» mektedir. Ord. Prof. M. R. Belgesoy yukarıda belirtilmeye çalışılan esasları gerek i s v i ç re Federal Mahkemesinin sözü g e ç en İçtihadı, gerekse Türk i c ra ve İflâs Kanununun 280 inci maddesi muvacehesinde Türk hukuku bakımından tasvip etmektedir. Bkz., tsv. Fed. Mah. K a r. 19.10.1939; Journal des Tribunaux 11.1940. 26; M. R. Belgesay, î c ra ve i f l âs Hukuku I. Sentetik Bölüm C. ît. Bası I I, shf. 166 ist. 1953. NECMEDDİN M BERKİN 151 edemez. Borçlunun, meselâ çok kârlı teşebbüslere girişecek olan ve çok k âr edeceği muhtemel bulunan bir ticaret şirketindeki ortaklık mukavele­ namesine iştirak etmemesi iptal ettirilemez. Hile sebebile iptal dâvası mesmu olabilmek için aranan ş a r t l a r d an bir diğeri de borçlunun alacaklılarını izrar kastile vukubulan tasarrufları­ nın doğrudan doğruya mamelek haklarına taallûk etmesidir. Bu şart, borçlunun mamelekini ilgilendirmeyen şahsî ve ailevî tasarruflarında bu tasarruflar alacaklılarına zararlı neticeler tevlit etmiş olsalar bile tahak­ kuk etmemekte, ve bu itibarla borçlunun şahsiyet ve aile hukukunu ilgi­ lendiren müspet ve menfi t a s a r r u f l a rı için iptal dâvası kabul edilmemek­ tedir. Borçlunun, meselâ zengin bir mamelek üzerinde mirasçı olabilmek ihtimaline müstenit memul bir hak temin edecek olan evlenme aklinden imtinaı veya zengin ve fakir bir izdivaçtan fakirini tercih eden evlenme a k ti yahut da füruu olmayan zengin bir ihtiyarın mânevi evlâdı olmayı kabul etmemesi iptal olunamaz. Borçlunun şahsî ve ailevî haklarına dair olan tasarruflarının iptali â m me intizamına aykırı addolunmuştur. Kanun, borçluların şahsiyet ve aile hukukunu alacaklıların takibinden masun bulundurmak suretile borç­ luları alacaklıların esiri haline getirmemeyi umumî menfaatlere uygun görmektedir. 31 inci maddenin t a t b i k a t ı n da Medenî Kanunun (BGB) kan ve sihri hısımlığa dair olan hükümleri Medenî Kanunun sureti mer'iyet ve şekli tatbiki h a k k ı n d a ki kanunun (Einf.-Ges. zum BGB) 33 üncü maddesinden tefrik olunmamakta ve bu suretle, meselâ kollektif şirHetle yapılan mua­ melelerde hısımlığın sadece kollektif şeriklerden birisile mevcut olması kâfi görülmektedir ; 1 . Alman Temyiz Mahkemesi kanunda tâyin olunan hısımlarla yapılmış olan hukukî muamelelerde muamelenin suiniyetle muallel olduğunu ve bu keyfiyetin iptal dâvasında husumet kendisine t e r e t t üp eden dâvâlı tarafından malûm ve müsellem olduğunu asıl addetmiş ve bu gibi hallerde suiniyet ş a r t ı n ın ispatı külfetini dâvacıya tahmil etmemiştir n , 32. İvazsız Tasarrufların İptali (Anfechtung vnentg elti ic her Ver¬ fügungen) : Alman İflâs Kanununun ( K O) 32 nci maddesine göre, A. Borçlunun mutat hediyeleri müstesna olmak üzere iflâsın açıl­ m a s ı na tekaddüm eden sene içerisinde yapmış olduğu ivazsız t a s a r r u f l a r ı; 31) B k z. R G Z. 43/106. 32) Bkz. 48/403. 152 A L M AN İFLÂS H U K U K U N DA İ P T AL D Â V A SI B. Borçlunun iflâsın açılmasına tekaddüm eden i ki sene içerisinde evli bulunduğu eşi lehine yapmış olduğu ivazsız t a s a r r u f l a r ı; iptale tâbidir. Alman İflâs Kanununun (KO) 32 nci maddesi alacaklıların hukukunu temin için vazedilmiş olduğu kadar borçlu bir kimsenin bağışta bulunma­ sına cevaz vermeyen ahlâkî bir prensibin h u k u kî müeyyidesini teşkil etmektedir. Bu suretle kanun bağışlamanın iptalini terviç etmek suretile hem alacaklıların menfaatlerini temin etmekte, hem de borçluların a h l â ka aykırı hareketlerini önlemiş olmaktadır. 32 nci madde bundan başka üstün olan menfaatin daima tercihen himaye edilmesi gerektiğine dair h u k u kî bir prensibi gerçekleştirmek suretile hukukî menfaatler muvazene­ sini temin e t m iş olmaktadır. Gerçekten, kanun 32 nci maddesi h ü k mü ile bağışlamanın iptaline cevaz vermek suretile alacaklıların karşılaşan menfaatlerinin bağışta bulunulan üçüncü şahsın menfaatinden üstün olduğunu teyit etmiştir. Kanun sosyal hayatta sübjektif haklara m ü m k ün olduğu kadar istikrar verebilmek maksadile velev ivazsız olan t a s a r r u f l a r ın dahi uzun müddet nisbî butlanla malûl bulundurulmasını caiz görmiyerek bunların iptaline dair dâva hakkını bir ve i ki yıllık m ü r u ru zamana tâbi t u t m u ş t u r. Borçlunun bu müddetlerden evvel yapmış olduğu ivazsız t a s a r r u f l a rı bir akte müsteniden tekemmül etmiş olduğu takdirde ancak 31 inci maddenin ş a r t l a rı dairesinde iptale tâbi tutulabilmektedir. 32 nci maddede kullanılan tasarruflar (Verfügungen) tâbiri akte istinat etmeyen tek taraflı b a ğ ı ş l a m a l a ra da delâlet etmekte ve kanunun bu terimi akitlere de şâmil b u l u n m a k t a d ı r. Hernekadar b a ğ ı ş l a m a l ar daha ziyade tek taraflı tasarruflardan madut ise de i ki t a r a f lı bir aktin ivazları a r a s ı n da borçlu aleyhine t e z a h ür eden kıymet farkları da bağışlama mahiyetinde telâkki edilmektedir. Hususile ivazlar arasında açık bir nispetsizlik bulunduğu ve bu nispetsizlikten mütevellit kıymet farkı herkes gibi diğer âkidin de anlayabileceği kadar açık ve vazıh olduğu takdirde sözü geçen kıymet farkı ivazsız tasarruf addolunarak aktin iptali dâva olunabilmektedir. İvazsız tasarruf (unentgeltliche Verfügung) mefhumu içerisinde m ü t a l âa olunan bağışlamanın, bir kimsenin karşılıksız olarak diğerine bir mal vermesi demek olduğunu mülâhaza eden Bavyera İstinaf Mahkemesi bir k a r a r ı n da borçlu t a r a f ı n d an rehin verilmesini iptale tâbi t u t m a m ı ş t ı r 3 3 » 33) Bkz. Bay. O L G. 10/43.

Description:
Doçent Dr. Necmeddin M. Berkin. 29. îptal Dâvasında Kaide .. birbirine uygun surette izhar etmiş oldukları karşılıklı iradelerile husule gelen hukukî
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.