ebook img

Alamut Kalesi - Bernard Lewis PDF

233 Pages·2009·2.07 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Alamut Kalesi - Bernard Lewis

ALAMUT KALESİ Bernard Lewis NOKTA KİTAP ALAMUT KALESİ Bernard Levvis Genel Yayın Yönetmeni: Oya Uğur Editör: Ahmet Seyrek Çevirmen: Müberra Güney Bilgisayar Uygulama: Deniz Karatağ Kapak Tasarım: Deniz Karatağ Baskı-Cilt: Melisa Matbaası 1.Baskı: Şubat 2009 2.Baskı: Ekim 2012 Melisa Matbaası: Çifte Havuzlar Yolu Acar San. Sit. No: 4 Davutpaşa/İstanbul Tel: (0212) 674 97 23 © Bu kitabın yayın hakları, Nokta Kitap Yayınlarına aittir. Yayıncının izni ol madan yayınlanamaz, kopyalanamaz, çoğaltılamaz. Ancak kaynak gösterilerek kısa alıntı yapılabilir. NOKTA KİTAP Perpa Alışveriş Merkezi 11. Kat B Blok No: 1559 Okmeydanı / İstanbul Tel: (0212) 221 73 96 - 97 Fax: (0212) 220 07 96 www.noktakitap.com.tr/e-mail: [email protected] ALAMUT KALESİ Bernard Lewis NOKTA KİTAP TEŞEKKÜR Ata Melik Cüveyni’nin The History of the World Conqueror (Farsçadan çev. John Andrew Boyle, Manchester, 1958) adlı eserinden alıntılar yapmama izin veren Profesör J.A. Boyle’a ve Manchester Üniversitesi Yayınları’na; A History of the Crusades (baş editör Kenneth M. Setton, 1. cilt, The First Hundred Years, ed. Marshall W. Baldwin, Philedelphia 1955) adlı kitapta Haşhaşiler üzerine yazmış olduğum bölümün ba zı kısımlarını yeniden yazarak bu kitaba almama izin veren Profesör K.M. Setton’a ve Wisconsin Üniversitesi Yayınları’na teşekkürü bir borç bilirim. Ayrıca resimlerin teminindeki paha biçilmez yardımlarından dolayı British Museum’dan Bay G. Meredith Owens’a, Türk arşivlerinden doküman kopyaları nı saptama ve sağlamada çıkardığı başarılı işten dolayı îstanbul Üniversitesi’nden Dr. Nurhan Atasoy’a, fotoğraflarını cö mertçe tasarrufuma sunduğu için Binbaşı Peter Willey’e, tashihlerdeki yardımları için eşim ve kızıma ve nihayet, güçlü edebi yargılarından ve keskin editöryael bakışından bir kez daha faydalanmama izin veren Profesör A. T. Hatto’ya şük ranlarımı sunarım. Bernard Lewis Yayıncılar bu kitaptaki resimlerin kullanılması için ver‐ dikleri izinden dolayı sıralanan isimlere teşekkür eder: Bin‐ başı Peter Willey (7, 8, 9, 10 ve 11 numaralı resimler); S.I. Asad (6 ve 13 numaralı resimler), Süleymaniye Kütüphanesi, îstanbul, (3 numaralı resim); Warburg Enstitüsü Müdürü (4 numaralı resim) ve Topkapı Sarayı Müzesi, îstanbul (2 nu‐ maralı resim) 2003 Baskısına Önsöz 1967’de ilk ortaya çıkışından bu yana bu kitap, orijinal basımının zamanında elde edemediği güncel bir ilgiye ka‐ vuştu. Bu noktaya muhtemelen kitabın sonraki yayımlanışlarıyla birlikte gelindi. Kitabın îngilizce baskısı hem îngiltere hem de Amerika’da defalarca tekrardan yapıldı ve 1982 yılında Paris’te M. Maxime Rodinson’un yazmış olduğu uzun ve ilgi çekici bir önsözle bir Fransızca çevi risi yayımlandı. Kitabın Arapçada, bunlardan bir tanesi benim bilgim dahilinde ve onayımla olmak üzere üç ayrı çevirisi yayımlandı. îzinsiz bir Farsça çeviri de Tahran’da, önce şahlık, daha sonra da cumhuriyet döneminde olmak üzere iki kez basıldı. Bunları Japonca, îspanyolca, Türkçe, îtalyanca, Almanca ve îbranice çeviriler takip etti. Konuya ve dolayısıyla da kitaba olan ilginin değişken doğası, yabancı çevirmenlerin ve yayıncıların eklediği alt başlıklardan takip edilebilir. Kitabın îngilizce orijinali “The Assasins: A Radical Sect in îslam” olarak adlandı rılmıştı. Yabancı bir dildeki ilk çevirisi olan Fransızca çe virisinde kitabın alt başlığı ‘Ortaçağ îslam Dünyasında Terörizm ve Siyaset’ olarak değiştirildi. îtalyan çevirmen benim belirlediğim alt başlığı olduğu gibi bırakarak onun yanına ‘Tarihteki îlk Teröristler’ ifadesini eklemişti ki bu aslında doğru bir saptama değil. Kitabın Almanca çeviri sine verilen isimse “Haşhaşiler: Radikal îslam’da Dini Katl Geleneği Üzerine” olmuştur. Açıkça, bütün bu düzeltmelerin amacı, kitapta bahse‐ dilenlerle günümüzde Ortadoğu’nun büyük bölümünü -ve son zamanlarda Batı dünyasını daetkilemekte olan hare ket ve eylemlerin arasında bir paralellik olduğu savını sunmaktır. Kuşkusuz, Ortaçağ’ın Haşhaşileriyle onların modern emsalleri arasındaki benzerlik çarpıcıdır: Suriye ve îran bağlantısı; planlı terör faaliyetleri ve suikastçının davası uğrunda cennetle ödüllendirilme beklentisi içinde kendini kurban etmeye varabilecek derecedeki bağlılığı. Her ikisinin de hedeflerinde harici bir düşmanın yer al masına bakıldığındaysa, o dönemde Haçlılara, günümüz deyse Amerika’ya ya da îsrail’e düzenlenen saldırılar ara sındaki benzerlik daha da belirginleşecektir. Böyle bir benzerlik elbette söz konusu olabilir fakat bu olsa olsa saldırıların yanlış yorumlanmasındaki bir ben zerliktir. Ortaçağ’dan beri Batı dünyasında yaygın olan bir görüşe göre Haşhaşilerin öfkesi ve silahları öncelikle Haçlılara doğrultulmuştur. Oysa bu düpedüz yanlış. Kur banlarının uzun listesinde pek az sayıda Haçlı bulunuyor du, ki bunların bile Müslümanlar arasındaki bazı iç he saplaşmalar neticesinde hedef alındığı görülmektedir. Düşmanlarının büyük bir bölümünü Müslümanlar oluş turmuştur ve saldırıları, temelde alakasız görünse de ya bancılara karşı değil, dönemin îslam dünyasına hakim olan seçkinlere ve egemen fikirlere karşı düzenlenmiştir. Bazı modern terörist grupların îsraillilere ve Batılılara odaklanmış olduğu doğrudur. Ancak büyük ihtimalle uzun vadede daha büyük bir önem arz eden diğerlerinin hedefleri, îslam dünyasında varolan -onların deyimiyle mürtedyönetimlerin alaşağı edilerek yerlerine kendi dü zenlerinin getirilmesidir. Bu durum, Mısır Devlet Başka nı Enver Sedat’ın suikastçılarının ifadeleriyle birlikte açıkça ortaya çıkmıştır. Grubun lideri büyük bir gururla “Firavun’u öldürdüm!” diye ifade verdiğinde, şüphesiz, “Firavun”a îsrail’le barış yaptığı için değil, -Kuran’da ve Kitabı Mukaddes’te de geçtiği üzerebir ahlaksız zorba örneği olduğu için hüküm giydiriyordu. Yöntem ve uygulamalarda da ilgi çekici benzerlik ve farklılıklar görmek mümkündür. Ortaçağ Haşhaşilerinin seçtikleri kurbanlar istisnasız, mevcut düzenin yöneticile ri ve önderleri olmuştur: Hükümdarlar, generaller, vaizler ve önde gelen din adamları. Modern emsallerinin aksine, yalnızca önemli ve güçlü kimselere saldırılar düzenlemiş ve hiçbir zaman kendi halinde yaşayan sıradan insanlara zarar vermemişlerdir. Silahları neredeyse her zaman, ta yin edilmiş suikastçının bizzat sahip olduğu hançer ol muştur. O zamanlar kullanılmakta olan yay, arbalet, ve zehir gibi daha güvenilir silahlardan neredeyse hiç fayda lanmamış olmalarıysa kayda değer. Demek ki en sıkı ko runan ve zor hedeflerle, en tehlikeli saldırı biçimlerini tercih etmişlerdi. Belirlenmiş olan kurbanını etkisiz hale getirmiş bir Haşhaşi, ne kendisi bir kaçma girişiminde bulunmakta, ne de onu kurtarmak için herhangi bir ham le yapılmaktaydı. Aksine, bir görevi sağ olarak tamamla mak bir utanç kaynağı olarak görülmekteydi. Bu bakımdan ama yalnızca bu bakımdan Haşhaşiler pekala günümüzün intihar komandolarının habercileri sa yılabilir. Fakat intihar komandoları önemli bir açıdan, ön ceki inanış ve uygulamalardan büyük farklılık gösterir. îslam dininde intihar her zaman büyük bir günah sayıl mıştır. întihar eden kimse ne

See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.