ebook img

14, Aralık 2017, s. 400-416 İslam HALİDOV HALİTOĞLU1 KIRGIZİSTAN'DA RUSYA-ABD ASKERİ ... PDF

17 Pages·2017·0.87 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview 14, Aralık 2017, s. 400-416 İslam HALİDOV HALİTOĞLU1 KIRGIZİSTAN'DA RUSYA-ABD ASKERİ ...

Yıl: 4, Sayı: 14, Aralık 2017, s. 400-416 İslam HALİDOV HALİTOĞLU1 KIRGIZİSTAN’DA RUSYA-ABD ASKERİ ÜS MÜCADELESİ SONU Özet Soğuk savaş döneminde dünyanın Batı ve Doğu bloğuna ayrılması ABD’nin karşı bloktaki ülkeleri etkisi altına alma çabası başarısız kalmıştır. SSCB’nin dağılmasıyla hem Rusya hem de birlikten ayrılan ülkeler bölünmenin sıkıntılarını yaşıyordu. Bölünmeyi fırsat çeviren ABD, Orta Asya ülkeleriyle ikili ilişkileri tesis etmeye başlamıştır. Bu dönemlerde Rusya ekonomik sorunlarıyla uğraşırken Yakın Çevre ile ilişkileri sadece siyasi boyutuyla devam ediyordu. ABD, 11 Eylül olaylarından sonra Orta Asya’da varlığını kalıcı hale getirme adına askeri üsler açmaya başlamıştır. Kırgızistan bu ülkelerden biridir. V. Putin iktidara gelmesi ile Rusya kendini toparlamış ve Yakın Çevre’de somut adımlar hissedilmeye başlanmıştır. 2003 Yılında BDT (KGAÖ) adı altında askeri üs kurulmuştur. Rusya varlığını korumak için Kırgızistan’a ekonomik ve askeri alanda desteklemeye başlamıştır. Rusya’nın Kırgızistan’daki gücünün artmasıyla bölgede Rusya ve ABD mücadelesi başlamıştır. Dünyadaki örneklere bakılırsa aynı anda kendi topraklarında ABD ve Rus üssü bulunduran tek ülke Kırgızistan’dı(r). Kırgızistan’ın Manas Askeri Üssü’nü kapatma kararı alması ile bölgedeki mücadelenin Rusya lehine geliştiği söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Rusya, Kırgızistan, ABD, Askeri Üs, Yakın Çevre. THE END OF THE STUGGLE FOR THE MILITARY BASE BETWEEN RUSSIA AND USA İN KYRGYZSTAN Abstrac The world split into the West and the East blocks during the Cold War and the struggle of the US to influence the countries on the opposite side of the block has 1 Doktora Öğrencisi, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Bölümü, [email protected] Kırgızistan’da Rusya-Abd Askeri Üs Mücadelesi Sonu been unsuccessful. With the disintegration of the USSR, both Russia and the countries separated from the union were having difficulties becouse of splitting from the division. Taking that as the opportunity, the US has begun to establish bilateral relations with Central Asian countries. During these periods, while Russia was dealing with economic problems, the relations with the "Near Environment" continued only with the political dimension. After September 11, the United States began to open military bases in Central Asia to make its presence permanent. Kyrgyzstan is one of these countries After Putin's coming, Russia has recovered itself and its concrete steps in the "Near Environment" has felt. In 2003, a military base was established under the name of CIS (KGAÖ). Russia began to support Kyrgyzstan's in economic and military questions to protect its Russian presence. With the increase of Russia's power in Kyrgyzstan, the struggle for Russia and USA in the region has begun. Looking at the examples in the world, Kyrgyzstan was the only country that had US and Russian bases in its territory at the same time. Kyrgyzstan's decision to shut down the Military Base of Manas, can be said that the struggle was taken by Russia. Keywords: Russia, Kyrgyzstan, USA, Military Base, Neighborhood. GİRİŞ Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin kurulmasıyla yıllarca birlik içinde olan ülkeler sosyalist sistemle yönetilmiş ve bu ülkelerin merkezi Moskova olmuştur. Çeşitli tartışma 401 ve eleştirilere rağmen SSCB’nin sosyalizmi Batı’ya karşı durmaya çalışmıştır. İkinci Dünya savaşından sonra eli güçlenen sistem çeşitli vahşi kıyım ve sürgünleri gerçekleştirmiştir. Daha sonra sistemin giderek hantallaşması SSCB’nin çözülmesini hızlandırmış ve yıllar sonra dağılmasına neden olmuştur. SSCB’nin dağılmasıyla Orta Asya’da oluşan boşluğu doldurmak için harekete geçen ABD, birlikten ayrılan ülkelerle öncelikle ikili ilişkileri kurmaya başlamıştır. ABD 1990 yıllardan sonra bölgeye hızlı giriş yapmıştır. Vladimir Putin’in iktidara gelmesiyle Orta Asya ülkeleri ile ilişkileri tekrar geliştirmeye başlamıştır. 2000 Yılından sonra Rusya’nın bölgeye dönmesiyle etki alanını kaybetmeye başlamıştır. Özbekistan ve Kırgızistan’da bulunan ABD üslerinin kapanması bunun somut örneğidir. Rusya enerji, ekonomi ve askeri alanda bölgeye geri dönmüş ve bu konumu kaptırmaya niyeti yok gibi. 21. Yüzyılda Orta Asya bölgesi doğal kaynakları ve stratejik olarak Hazar Havzası hem de Uzak Doğu ülkelerine koridor vazifesi görmektedir. Rusya, Çin, Türkiye, İran, ABD ve AB gibi Orta Asya’da nüfuz sahibi olmak isteyen küresel ve bölgesel güçlerin ilgi odağı olmuştur. ABD’nin bölgeye yerleşmesi yükselen (güç/tehdit) Çin karşısında stratejik öneme sahiptir. Orta Asya’ya ülkelerine ekonomik ve askeri yardımları ile ABD 1991’den 2003’e kadar bölgede söz sahibi olduğunu ifade edebiliriz. Ekonomik ve siyasi sıkıntılarından kaynaklanan ihtiyaç bölge ülkelerinin ABD’ye yaklaşmasına neden olmuştur. ABD’nin bu bölgede tek söz sahibi olabilmesi için hem Çin hem de Rusya gibi bölgesel aktörler engel teşkil ediyordu. 11 Eylül saldırı sonra ABD askeri olarak bölgeye yerleşmeye başlamıştır. Bu olaylar hem bölgesel hem de uluslararası politikaların ve stratejilerin yeniden gözden geçirilmesine neden olmuştur. TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 4, Sayı: 14, Aralık 2017, s. 400-416 İslam Halidov Halitoğlu Rusya’nın bu bölgedeki ekonomik, askeri ve siyasi gücü SSCB’nin dağılmasıyla zayıflamaya başlamıştır. Rusya bölge ülkeleri ile ilişkileri koparmadan geri çekilmeyi uygun görmüştür. V. Putin’in iktidara gelmesiyle ülkede gözle görülür derecede askeri, ekonomi ve sosyal hayatın değişimi görülmüştür. Kendini toparlamaya başlayan Rusya küresel güç olmak için öncelikle bölgesinde güçlü olması gerektiğini ve bunu da Yakın Çevre doktrinini uygulamaktan geçtiğine inanıyor. Bu bağlamda Rusya geri çekilmek zorunda kaldığı Yakın Çevre bölgesine hem ekonomik, enerji ve eğitim hem de askeri alanda işbirliği yaparak geri dönmüştür. 1. KIRGIZİSTAN’DA RUSYA’NIN VARLIĞI Kırgızistan Cumhuriyeti 15 Aralık 1990 yılında egemenliğini, 31 Ağustos 1991 yılında ise bağımsızlığını ilan etmiştir. Kırgız Cumhuriyeti Anayasası 5 Mayıs 1993 tarihinde Parlamento’da oy birliğiyle kabul edilmiş, yine aynı tarihte Yüksek Şura Genel Kurul Toplantısı'nda alınan kararla, ülkenin resmi adı Kırgız Cumhuriyeti olmuştur. 198 500 km2 sınıra (21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, 27.12.2013) ve 6 milyon 140 bin (1 Ocak 2017) nüfusa sahip Orta Asya ülkesidir. (Azattık Radyosu, http://rus.azattyk.org/a/28344787.html, 4.04.2017) Kırgızistan’da yaklaşık 90 etnik millet yaşamaktadır. Ülke nüfusunun 72% Kırgızlar, %15 Özbekler, %9 Ruslar ve % 4 diğerleri oluşturmaktadır (Kırgızistan Dış İşleri Bakanlığı, http://www.mfa.gov.kg/contents/view/id/89, 04.04.2017). Soğuk Savaşın son dönemini yaşayan SSCB, içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal sıkıntıları dünya kamuoyunda gündem olmuştur. Bu süreçte Devlet Başkanlığı’na Mihail Gorbaçov seçilmiş ve ülkede bir yenilenme süreci başlatmıştır. M. Gorbaçov’un gelmesiyle perestroyka (yeniden yapılanma) olarak adlandırılan bu değişimle ülkenin ekonomik verimliliğinin arttırılması amaçlanırken, sürecin başarıyla çalışması için de siyasi yapıda 402 değişikliğe glasnost (açıklık) politikaları hayata geçirilmiştir. Fakat bu süreçte beklenen sonuç alınamamış aksine ülkenin içerisinde bulunan cumhuriyetlerin bağımsızlık girişimlerine neden olmuştur. Tarih 1991 yılını gösterdiğinde ekonomik olarak çıkmaz sokağa giren ve birlikte bulunan cumhuriyetlerin ayrılmasını engelleyemeyen SSCB, bir sistemin çöküşü ve yeni bir dönemin başlangıcı olan Rusya Federasyonu’na bırakmıştır (TUİK Akademi, https://stratejikoperasyon.wordpress.com/2014/07/27/rusya-dosyasi-tuic-akademi-putinin- rusyasi/, 10.03.2016). 8 Aralık 1991 yılında Belovejskaya Puşşa’da Rusya, Ukrayna ve Beyaz Rusya Bağımsız Devlet Topluluğu kuruluş anlaşmasını imzalayarak Sovyetler Birliğinin varlığına son verilmiştir (Vardomskiy, Dva Desyatiletiya Belovejskogo Soglaşeniya: Nekotorıye Ekonomiçeskiye İtogi). 21 Aralık 1991 yılında Kazakistan’ının Alma-Ata şehrindeki gerçekleşen zirvede kabul edilen deklarasyona göre: BDT’ye üye devletler şöyle sıralayabiliriz: Azerbaycan, Beyaz Rusya, Ermenistan, Kazakistan, Kırgızistan, Moldova, Rusya, Özbekistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Ukrayna’dır. Deklarasyona göre: Bu ülkeler aralarında ilişkilerin geliştirilmesine, iyi komşuluk, dostluk ve karşılıklı işbirliğini geliştirmek, devlet egemenliklerinin karşılıklı tanınmasına aynı zamanda saygı duyulmasına, toprak bütünlüğünü ve mevcut sınırların dokunulmazlığını tanımasına, kendi kaderini tayin hakkına, içişlerine karışmamasına, eşitlik, kuvvet kullanmamasına ve kuvvet tehdidinde bulunmamasına, ekonomik ve diğer baskı yöntemlerinden kaçınmalarına, sorunların barışçıl yollarla çözülmesine, ulusal azınlıklar, insan hak ve özgürlüklerine saygı gösterilmesidir (Hüseynov, 2003: s.395). TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 4, Sayı: 14, Aralık 2017, s. 400-416 Kırgızistan’da Rusya-Abd Askeri Üs Mücadelesi Sonu SSCB’nin varisi Rusya, yeni döneme politik ve ekonomik istikrarsızlıklarla başlamıştı. SSCB’nin nüfuz alanı olan bölgelerde ekinliğini devam ettirmek istiyordu. Bunun yanında birlikten ayrılan ülkeler bağımsızlıkların kazanmış ve uluslararası sisteme adım atmaktaydı. SSCB’nin nüfus alanındaki bölgelerde yer altı kaynaklar ve enerji kaynaklarının üzerinde tek söz sahibi olan ve enerji dağıtımında tekel olan stratejisini Rusya devam ettirmek istiyordu. SSCB’nin dağılmasıyla hem halk hem de akademik çevrede Rusya’yı oluşturan bölge neresi? belirsizliği oluşmuştur. Bazı yazar çevreleri, Rusya, Asya ve Avrupa arasındaki tek köprü olduğunu ve bu alana hakim olan dünyaya hakim olur iddialarını dile getirmekteydi. Bu bağlamda Rusya, yeni imparatorluk merkezi olma özlemi duymaktaydı (Adıbelli, 2008: s.37- 38). Dönemin (ilk) Dışişleri Bakanı Andrey Kozirev’un Rusya’nın yıllarca kendi nüfus alanı olan bölgelerde askeri varlığını koruması gerektiğini belirtiyor. SSCB döneminde, Sovyetler Birliği ordusu sınırları koruyordu ama Birliğin dağılmasıyla bazı sorunlar ortaya çıkmıştır. - Yeni devletler, yeni sınır muhafızları, ulusal ordu ve özel kuvvetler kurmalı mı? - Geçmişten devam eden askeri ekipmanlar bu devletlerarasında nasıl pay edilecek? - Bu yeni ülkelerde bulunan SSCB silah üretim ve test tesisleri ne olacak? Gibi soru işaretleri yeni Birliğin temel gündemini oluşturmaktaydı (Adıbelli, 2008: s.37-38). Rusya, eski SSCB cumhuriyetlerinde yaşayan Rus nüfusunun güvenliğinden sorumlu olduğunu ileri sürerek Yakın Çevre politikasına yönelmiştir. Bu çerçevede Boris Yeltsin tarafından Nisan 1993 yılında onaylanan belgede Rus dış politikasının esasları, “BDT üyeleriyle ortak güvenlik sistemi oluşturmak için işbirliğinin geliştirilmesi ve geleneksel Rus etki 403 alanlarının korunması” şeklinde belirtilmiştir. Kasım 1993 yılında açıklanan Rus askeri doktrininde ise Orta Asya’nın dahil olduğu eski SSCB alanları Blizhniy Zarubej (Yakın Çevre) olarak adlandırılmış ve “yabancı ülke birliklerinin yakın çevre olarak tanımlanan ülkelere yerleşmesinin önlenmesi, yakın çevre ülkeleri ile Rusya arasındaki bütünleşmenin sağlanması” üzerine durulmuştur (Arı, Orta Asya’da Güvenlik Sorunları ve İşbirliği Girişimleri). Yevgeniy Primakov doktrini olarak da ifade edilen bu yaklaşımın 1993 yılında ilan edilen dış politika doktrininde Yakın Çevre’ye öncelik verme ve Amerikan hegemonyasından rahatsız olduğunu gösteriyor. Bu dönemde Rusya’nın ulusal güvenliğinin ve dış politikasının belirlenmesinde Y. Primakov’un görüşleri belirleyici olmuştur. İşte bu görüşler Y. Primakov doktrini (Rusça- kontseptsiya) deyimi ile literatürde yerini almıştır (Jafarov, 2007: s.125). Orta Asya’daki istikrarsızlığı gidermeye yönelik, BDT kapsamında 15 Mayıs 1992 tarihinde imzalanan ancak 1994 Nisanında yürürlüğe giren ve bölge ülkelerinden Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Tacikistan’ın dâhil olduğu Kolektif Güvenlik Antlaşması imzalanmıştır. Aynı zamanda Sovyet dönemi askeri kapasitesinin paylaşıldığı Antlaşmaya göre üyeler birbirlerine karşı güç kullanma tehdidinde bulunmayacaklar, diğer devletlerle askeri ittifaklara girmeyecekler ve üyelerden birine yapılan saldırı, bütün üyelere yapılmış sayılacaktı. Beş yıllığına yapılan bu Antlaşma, 1999’da aralarında Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan’ın bulunduğu ülkeler tarafından uzatıldı. Özbekistan ise Azerbaycan ve Gürcistan’la beraber bu Antlaşmadan ayrıldı. Bu arada, 2002’de aralarındaki askeri işbirliğini arttırmak için örgütlenmeye giden Kolektif Güvenlik Antlaşması üyeleri, Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü’nü kurdular (Arı, Orta Asya’da Güvenlik Sorunları ve İşbirliği Girişimleri). TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 4, Sayı: 14, Aralık 2017, s. 400-416 İslam Halidov Halitoğlu Kırgızistan 1999-2000 olaylarının da gösterdiği gibi, güvenlik konularında Rusya’nın yardımına ihtiyaç duyması dışında fazla seçeneği bulunmasa da, tamamen Rusya’ya bağımlı hâle gelmekte istemiyor. Özbekistan İslami Hareketi (ÖİH) saldırıları döneminde, Bişkek Rusya’nın yanında Çin’e de yönelmiş ve önemli destek görmüştü. 1996 Yılı itibarıyla Çin ve Kırgızistan sınır sorunlarını çözmüş bulunmakta ve ikili ilişkiler Kırgızistan’ın Çin’e Uygur Türkleri konusundaki desteğiyle pekişmektedir (Soltan, 2001-2002, s.191). İki ülke ilişkilerindeki temel konulardan biri de Kırgızistan’da önemli Rus azınlıktır. SSCB dağıldığında Kazakistan’la beraber Orta Asya’da en fazla Rus azınlığına sahip olan Kırgızistan’ın diğer ülkelerine göre daha isikrarlı durumdadır. Rusya’da daimî ikamet eden Kırgızlara ve Kırgızistan’da daimî ikamet eden Ruslara geniş yasal haklar tanıyan anlaşmayı her iki taraf onaylamıştır. Mayıs 2000 yılında Kırgız Cumhuriyeti’nin Resmî Diliyle İlgili yasa, Rusçanın statüsünü resmî ve Kırgızistan içinde milletlerarası dil düzeyine çıkarmıştır. BDT ülkelerinde türünün ilk örneği olan Kırgız-Rus Slavyan Üniversitesi’nin 1993’te Bişkek’te açılması iki ülkenin azınlıklar ve kültür konusundaki iş birliğine başka bir örnektir. Rus televizyon kanallarının Kırgızistan’daki faaliyetlerini artıracak kararların alınmasını da eklersek, azınlık konusunda iki ülke iş birliğinin önemli ilerlemeler kaydettiği anlaşılmaktadır (Soltan, 2001-2002, s.194). Soğuk savaş sonrası Avrasycılık düşüncesini devam ettiren kişi Aleksandr Dugin olduğunu söyleyebiliriz. 2000 Yılların başında V. Putin’in iktidara gelmesi ile bazı çevreler tarafından desteklenmiştir. Rusya Meclis Başkanı Gennadi Seleznyov’un danışmanı görevine atanmış ve 2008’de Moskova Devlet Üniversitesinde de bölüm başkanlığı yapmıştır. 2000 2000 Yılından itibaren A. Dugin, Rusya hükümetinin ideoloji yetersizliği içinde olduğunu eleştirmiş 404 Avrasyaçılık ve Muhafazakârlığı resmi ideoloji olarak önermiştir. (Hilalov, 2012: s.284). 2000 Yılında Devlet Başkanlığına seçilen V. Putin, ilk işi dış politika gözden geçirmek olmuştur. Dönemin Dışişleri Bakanı İgor İvanov ve Milli Güvenlik Başkanı Sergey İvanov’un hazırladıkları Rusya’nın yeni Dış Politika Konseptinin detayları şöyle; “Yirmi Birinci yüzyılın başında oluşan uluslararası konjonktür, Rusya’nın çevresinde meydana gelen gelişmeleri yeniden okumayı gerekli kılmıştır. Rusya dış politika öncelikleri belirleyerek ve elinde bulundurduğu araçları da kullanarak bu politikanın hayata geçirilmesi gerekliliği vurgulanmakta. Bu konseptte Rusya’nın etki alanını genişleterek Rus dili ve kültürünü tanıtmak ve yurt dışında yaşayan vatandaşlarının haklarını korumak gibi konular yer almıştır”(Ponomareva, 2008: s.74-75). Rusya Devlet Başkanı Dmitry Medvedev Temmuz 2008 yılında “Diğer büyük güçlerin olduğu gibi Moskova’nın da öncelikli menfaat sahası bulunmaktadır ve bu alan Bağımsız Devletler Topluluğu coğrafyasıdır” demiştir (Kısacık ve Kaya, 2016: s.48.). Askeri Üsler 999 Kant Hava Üssü 1941 Yılında Odessa (Ukrayna) Askeri Okulu Kırgızistan Başkenti Bişkek’e yakın Kant şehrine taşınmıştır. 1951 Yılında Kant havaalanında Havacılık Eğitim Merkezi mevcuttu. 1956 Yılında havacılık personelinin yetiştirilmesinde SSCB Eğitim Merkez statüsü verilmiştir. Bu merkeze Asya, Afrika ve Latin Amerika gelen pilotların uçuş uygulamaları düzenleniyordu. Ortadoğu’nun eski liderlerinden Hüsnü Mübarek, Hafız Esad ve Hindistan Mareşali Dilbah Sing TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 4, Sayı: 14, Aralık 2017, s. 400-416 Kırgızistan’da Rusya-Abd Askeri Üs Mücadelesi Sonu burada eğitim almışlardır. 1992 Mayıs ayında hukuki açıdan değerlendirilerek Kırgızistan’a bırakılmış fakat eski işlevini kaybetmiştir (Lukin, 2007: http://www.kommersant.ru/doc/766827). Kırgızistan’ın Başkenti Bişkek’in 20 km dışında bulunan Kant Hava Üssü (Paramonov vd, Rossiya i Kitay v Tsentralnoy Azii: Politika, Ekonomika, Bezopasnost), 22 Eylül 2003 yılında Moskova’da iki ülke Savunma Bakanları tarafından imzalanmış ve 23 Ekim 2003 tarihinde Rusya Devlet Başkanı V. Putin ve Kırgızistan eski Devlet Başkanı Askar Akayev tarafından hizmete açılmıştır. Kant Hava Üssünün yasal statüsü Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) dayanmaktadır (Lukin, 2007: http://www.kommersant.ru/doc/766827). Üssün en önemli görevleri Orta Asya’nın hava sahasını dış saldırılarına karşı ve aynı zamanda terör saldırısına karşı önlem almak ve korumaktır. 5 adet SU-25 uçağı, 4 adet L-39 eğitim uçağı ve 2 adet Mİ-5 helikopter bulunmaktadır. Rusya Federasyonu 5. Volga-Ural askeri bölgesinin Ordu Hava Kuvvetleri ve Hava Savunmasına bağlıdır (http://www.ags.kg/index.php?option=com_content&task=view&id=457&Itemid=1, 20.12.2013). İlk defa BDT coğrafyasında askerî-siyasi blok ortaya çıkmıştır. 2006 Yılında Özbekistan, yüzünü Batı’dan çevirerek yine Moskova’ya dönmüş ve örgüte yeniden üye olmuştur. Özbekistan, örgüte üye olurken taraflar renkli devrimleri bastırma amaçlı özel kuvvetlerin oluşturulması konusunu dahi ele almışlardır. 2009 Yılında ise örgüte bağlı Kolektif Operatif Harekât Birliği oluşturulmuş ve 4.000 askerden oluşan birlik, Kırgızistan’daki Rus üssün de bulunmaktadır (Kamalov, 2011: s.41). Rusya, Kırgızistan’daki üsleri için 2007 yılında yapılan Anlaşma gereği, ödemenin bir 405 Kısmı Kırgız askeri Uzmanlarının eğitimi sağlanarak yapıyordu. Ancak, Kırgızistan Hükümeti, 2014 yılından itibaren ödemenin nakit yapılmasını dile getirmiştir. Kırgızistan, Rusya ile işbirliğinin kendileri için faydalı olduğunun bilincindedir Kırgızistan Hükümeti’nin aldığı kararla, Kant Hava Üssü Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) çerçevesinde çalışacak ve 2017 Yılından itibaren 15 yıl boyunca ücretsiz olarak kullanılacaktır. Rusya, Kırgızistan’da bulunan diğer merkezleri için 4,5 milyon dolar kira bedeli ödeyecektir. Bunlar, Isık-Köl’de Deniz Askeri Eğitim Merkezi ve Torpido Gelişim Merkezi, Balıkçı şehrine yakın alandaki Sismik Gözlemevi, Calalabad’da Nükleer Test Gözlemevi ve Karabalta’da ki Deniz Kuvvetleri Haberleşme Merkezidir (Denisenko, 2013: http://www.vb.kg/doc/226478_sovet_federacii_ratificiroval_soglashenie_o_rossiyskoy_voenno y_baze_v_kyrgyzstane.html). 954- Denizaltı Savunma Silahı Deneme Üssü (Koy Sarı) 1943 Yılında “Dagdizel” torpido üreten fabrikanın poligonu olarak kurulan ve 5 Temmuz 1993 tarihli anlaşmada Rusya’nın mülkü olduğu kabul edilmiştir. Kırgızistan’ın Issık- Köl iline bağlı Karakol şehrinin doğusunda 954- Denizaltı Savunma Silahı Deneme Üssü (Koy Sarı) bulunmaktadır (Paramonov vd, Rossiya i Kitay v Tsentralnoy Azii: Politika, Ekonomika, Bezopasnost: s.92). 338- Deniz Kuvvetleri Haberleşme Merkezi Deniz Kuvvetleri Haberleşme Merkezi, Çüy ilinin Karabalta şehrinde yerleşmiş bulunmaktadır. DKHM, Rusya’nın Genel Kurmay Başkanlığı ile Pasifik ve Hint Okyanusunda TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 4, Sayı: 14, Aralık 2017, s. 400-416 İslam Halidov Halitoğlu görevde bulunan askeri ve denizaltı gemiler arasında iletişimi sağlamaktadır. Aynı zamanda Rusya Genel Kurmay Başkanlığı için elektronik istihbarat toplamaktadır (Paramonov vd, Rossiya i Kitay v Tsentralnoy Azii: Politika, Ekonomika, Bezopasnost: s.92). Otomatik Sismik Gözlem İstasyonu N1 Issık-Köl ilinin İçke-Suu yerleşkesi aynı zamanda Tanrı Dağlarının batısında bulunmaktadır. Rusya Savunma Bakanlığına bağlı Otomatik Sismik Ağın bir parçasıdır. Dünyadaki, özellikle Çin ve Güney Asya bölgesinde nükleer silahlarını kullanım, denemeleri ve aynı zamanda meydana gelecek depremi kontrol etmektedir. 21 Temmuz 1994 yılında Rusya’ya kiraya verilmiştir. 2005 yılından itibaren Rusya ve Kırgızistan Savunma Bakanlıkları arasında yapılan anlaşması çerçevesinde Otomatik Sismik Gözlem İstasyonunda elde ettiği bilgileri Kırgızistan ile paylaşılmaktadır (Paramonov vd, Rossiya i Kitay v Tsentralnoy Azii: Politika, Ekonomika, Bezopasnost: s.92). Radyo Sismik Laboratuar (Otomatik Sismik Gözlem İstasyonu) N17 Calal-Abat iline bağlı Mayluu-Suu şehrinde bulunan Radyo Sismik Laboratuvar N17 Rusya Savunma Bakanlığına bağlı Otomatik sismik ağın bir parçasıdır (http://www.asia- centre.com/2013/03/sudba-rossijskoj-voennoj-bazy-v-kirgizii-opredelena/, 10.12.2013). V. Putin’in başkan olmasıyla Rusya’da imparatorluk hayalleri yeniden canlanmaya başlamıştır. Bu strateji çerçevesinde bazı bürokrat ve uzmanların düşüncelerini medyaya yansımıştır. Bunlardan enerji ve ekonomi sektöründe hem düşünce hem de icraatıyla konuya vakıf olan eski Maliye Bakanı Anatoliy Çubays’ın liberal imparatorluk adını verdiği stratejiyi dillendirmiştir. Bu stratejinin ilk hedefi, eski SSCB ülkelerinin Rusya’ya bağlanması, ikinci 406 aşamada ise bunun ötesinde bir etkinlik kazanmasıdır. A. Çubays’e göre: “Eski SSCB ülkeleri ve çevre ülkelerinde dâhil olduğu doğalgaz dağıtım şebekesi, elektrik dağıtım şebekesi, bankacılık sektörü, demiryolu ulaşım ağı ve telekomünikasyon ağını” devlet stratejisi çerçevesinde Rus şirketleri aracılığıyla satın alması hedeflenmiştir (Halidov (a), 2015: s.332- 333) Günümüzde Rus şirketleri, BDT bölgesinde yukarıda değindiğimiz sektörlerde söz sahibi olmaya başlamıştır. Örnek vermek gerekirse, Gazprom aracılığıyla enerji sektörü, beeline ve megafon gibi telekomünikasyon ağının genişlemesi, elektrik santralleri ve barajların Rusya tarafından inşa ve finanse edilmesi, demiryolu ve özellikle bankacılık sektöründe pastadan payını almaktadır. Çeşitli komplo teorilerinin dile getirilmesine rağmen şunu açıkça söyleyebiliriz; Rusya, SSCB dağılmasından sonra elini çektiği eski bölgelere tekrar hâkim olmaya başlamıştır. Bunu sadece ekonomik alanda değil diğer yandan yumuşak gücünü de kullanmaya başlamıştır. V. Putin yumuşak gücü şöyle tanımlıyor: “dış politika amaçlarına, silah vb. çeşitli araçlar kullanmadan ancak bilginin etkisi ve gücüyle ulaşılabilir. Günümüzde büyük devletler ve blokların bu sahada çeşitli ajansları ve kurumları mevcuttur. Sadece bunun gibi araçlarla yurt dışında gerçek güce sahip oluruz. Şunu kabul etmeliyiz bizim fazla şansımız yok ve bu ayrı tartışılması gereken konu. İmparatorluk kurmak gibi iddiada bulunmak ve top, rejim ihracı yapmak değil, bize kültürel diplomasi ve eğitim ihraç etmek büyük katkılar sağlayacaktır.” Dmitriy Medvedev yumuşak gücü şöyle özetliyor: “Dünyada ülkemizin konumunu güçlendirmek, insani araçlarla ulusal çıkarları tanıtmak, devletin en önemli önceliklerindendir. TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 4, Sayı: 14, Aralık 2017, s. 400-416 Kırgızistan’da Rusya-Abd Askeri Üs Mücadelesi Sonu Bugün insani boyut, uluslararası yaşam planının önüne geçiyor. Rossotrudniçestvo (BDT, Yurtdışında Yaşayan Vatandaşlar ve Uluslararası İnsani Yardımlaşma İşleri Federal Ajansı), Yumuşak Güç diye adlandırılan siyasetin kilit araçlarından biri olmak zorundadır. Devletin etkisi, çoğunlukla, kendi ulusal kültürel değ erlerini, dilini tanıtmaya ve bunları dışarı ihraç etme yeteneğine bağlıdır. Bu araçlar çoğu kez diğerlerine göre daha önemli oluyor ve özel bir anlam kazanıyor. Uzmanların verilerine göre özellikle etkili Yumuşak Güç politikasına sahip ülkeler, yurtdışından yapılan direk yatırımların ve teknolojilerin tercihi haline geliyor” (Halidov (b), 2014: s.42-43). Yani Rusya, Rossotrudniçestvo (BDT, Yurtdışında Yaşayan Vatandaşlar ve Uluslararası İnsani Yardımlaşma İşleri Federal Ajansı) ve Ruskiy Mir Vakfı (Dil, Kültür, Eğitim ve Diaspora) kurumlar aracılığıyla dil, kültür, eğitim, diaspora ve yardım faaliyetlerini yürütmektedir. Yapılan tanımlama ve açıklamalar Rusya’nın stratejisinin yeni yüzünü göstermektedir (Halidov (b), 2014: s.42-43). Kırgızistan’da Rusça yayın yapan medya Kırgızistan ulusal medyasının %70 Rusça yayın yapmaktadır. Kitap piyasasının % 50’si Rusça kitaplardan oluşmaktadır. Gazeteler: Rossiyskaya gazeta, Komsomol’skaya pravda, Moskovskiy komsomolets, Argumenty i fakty, Dlya Vas, Vecherniy Bishkek, MSN, Megapolis, N’yus Aziya, Chuyskiye izvestiya, Slovo Kyrgyzstana, Ekho Osha, Novyy Kyrgyzstan, Belyy parokhod, Slovo Kyrgyzstana, Kabar, AKIpress, 24 kg, Fergana, Litsa, Slovo Kyrgyzstana, Vesti, (Kara-Balta), Vesti. KG, Obshchestvennyy reyting ve K-News. Dergi: Literaturnyy Kyrgyzstan-dergisi. TV Kanal: Kanal 5, MTRK “Mir” kanal, OTRK “Kamu birinci kanal”, Obshchestvennoye televideniye – ELTR ve NTS. Radyolar: Rusça yayın yapan devlet ve özel 407 radyolar mevcuttur. Özel Piramida, Maks, O-key, Tatina. Rusya radyo şubeleri (Yevropa-plyus, Russkoye radio, Avtoradio, Shanson, Love-radio) vb. Rusya’nın dış politikasında “yumuşak güç”ü bir araç olarak desteklemesi “sert güç”ten vazgeçtiği anlamına gelmiyor. Dış politikada oluşturulan yeni araçlar sadece eski yöntemlerin tamamlayıcısıdır. Sadece nerede hangi gücün kullanılması gerekiyorsa onu ön plana çıkarmaktadır. Kırgızistan’da askeri varlığı olan Rusya diğer yandan bölgeye yönelik izlediği politikada “yumuşak güç”e ağırlık vermeye başlamıştır. A. Atambayev Şubat 2012 tarihinde Rus medyasına verdiği röportajda Rusya’nın Kant Üssü için kira bedelini ödemediğini söylemiştir. A. Atambayev; o zaman akla şöyle soru geliyor bizim için böyle üs gerekli mi? 1 Aralık 2016 yılında A. Atambayev yaptığı konuşmada “anlaşma sona erdiği tarihten itibaren Kant’ta bulunan Rus Askeri Üssü’nün ülkeyi terk edeceğini ve Kırgızistan geleceğe yönelik Rusya veya ABD askeri Üssüne değil kendi askeri gücüne güvenmesi gerektiğini söylemiştir. Rus Askeri Üssü’nün Kırgızistan’a yerleşmesi için yapılan anlaşma çerçevesinde tarih 49 yıl daha uzatılabilirdi ama sadece 15 yılına uzattık. Bu kararımız bazı Rus bakanlarının hoşuna gitmediğini ama V. Putin anlayışla karşılandığını ifade etti” (Seyidov, 2016). Manas Askeri Üssün kapatılmasına ve ABD askerlerinin ülkeden çıkartılmasına 5 yıl oldu. Bu kararımızı birileri beğenir veya beğenmez ama zaman geçti ve bizim doğru karar aldığımızı gösterdi (http://korrespondent.net/world/3781462-kyrhyzyia- poprosyla-rf-zakryt-voennuui-bazu-cherez-42-hoda, 2016). TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 4, Sayı: 14, Aralık 2017, s. 400-416 İslam Halidov Halitoğlu A. Atambayev’in bu çıkışına Moskova’dan cevap geldi. Federasyon Konseyi Uluslararası İlişkiler birinci Başkan Yardımcısı Vladimir Cabarov, “eğer Kırgızistan’ın Rus Askeri Üssü’ne ihtiyacı yoksa demek ki teröre karşı tek başına mücadele etmeye hazır. Ama Taliban yanında dolaşıyor. V. Cabarov hemen dışlamayalım belki Kırgız yetkililer farklı karar alabilir” dedi (Vorobyev, https://rg.ru/2016/12/01/moskva-otvetila-na-slova-prezidenta-kirgizii- o-vyvode-rossijskoj- bazy.html?utm_source=rg.ru&utm_medium=offline&utm_campaign=back_to_online: 2016). V. Putin Orta Asya ziyaretlerini bölge ülkeleri ile diplomatik ilişkilerin kurulmasına 25 yıldönümü için planlanmıştır. Bu çerçevede Tacikistan ziyareti sonrası Kırgızistan’a gelen V. Putin A. Atambayev ile görüşmüştür. İki lider ortak basın açıklaması yapmıştır. V. Putin “bölgenin istikrarına değinerek 1999-2000 yıllarında uluslararası terör saldırısına karşı Kırgız yetkililerin talebi üzerine yerleştiklerini ifade etmiştir ve bir gün Kırgızistan kendi gücümüz yeterli ve sizin Askeri Üssü’nüze ihtiyacımız yoktur derse biz o gün gideriz. Bu üs Kırgızistan güvenliği için buradadır ve bundan sonra da Kırgızistan ile askeri ilişkilerimizi geliştireceğiz” ifadelerini kullandı (Latuhina, https://rg.ru/2017/02/28/putin-rasskazal-o-pliusah-integracii-na- postsovetskom-prostranstve.html: 2017) Önümüzdeki seçimlerde cumhurbaşkanı adayı olmayacağını duyuran A. Atambayev bu ortak basın toplantısında V. Putin tarafından tekrar dile getirilmiş ve A. Atambayev’in bir daha cumhurbaşkanı olmayacağını bildiği için A. Atambayev tarafından gündeme taşınan Askeri Üssün kapanma konusu üzerinde durmadığı anlaşılmaktadır. Diğer taraftan Kırgız gençlerinin çoğu Rusya’da çalışmakta ve ülkesine sıcak para göndermektedir. Hem ekonomik hem de askeri yönden Rusya’ya bağımlı olunması nedeniyle Kırgızistan’daki bu durum değişecek gibi 408 görünmüyor. Eğer Kırgızistan turizm sektörünü geliştirirse, yabancı yatırımcıların teşviki için ekonomik kolaylıklar sağlanırsa ve ülkenin hayvancılık sektöründe düzenleme getirdiği zaman ekonomiye büyük ölçüde katkı sağlayabilir. 2. KIRGIZİSTAN’DA ABD VARLIĞI Manas Üssü ABD, Kırgızistan’ı 25 Aralık 1991’de tanımış ve Şubat 1992’de de Bişkek’te büyükelçilik açmıştır. ABD, Orta Asya Cumhuriyetleriyle ilişkilerinin genel mantığı içerisinde Kırgızistan’da demokrasiye geçişin sağlanması konusunda girişimde bulunmuştur. Bir kısım iniş-çıkış olmasına rağmen, Amerika’nın hazırladığı çalışmalara göre Kazakistan ve Kırgızistan demokratikleşme sürecinde diğerlerinden öndeler. Amerikan yetkilileri Kırgızistan’a idari organizasyon, yerel ve merkezi hükümet yetkilileri arasında değişim programı, diplomatik eğitim, çoğulculuk, seçim kanunu, siyasi parti eğitimi, bağımsız medya, kültürel grupların faaliyetleri, üniversite yönetimi ve öğrenci değişimi gibi hizmetlerle gitmişlerdir (Aras, 1999: s.229). 1995 Yılında, ABD ve NATO ile desteklenen, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan’ın askeri güç takviye etmeleri ile CENTRASBAT Central Asia Batallion yani Orta Asya Barış Gücü Taburu kurulmuştur. Söz konusu kuruluş, 1997 yılında, ortak bir tatbikat yapmıştır (Birsel, 2006: s.156) Kırgızistan-ABD ilişkilerinin sıcak devam etmesi 11 Eylül 2001 olayının ardından askeri üs açılmasıyla daha da sıklaşmıştır. Manas Üssü 2001 yılından beri faaliyette olup, “Uluslararası terörizmle” mücadele kapsamında talep edilen üssün kuruluş amacı Afganistan’da o dönem başlatılan operasyona lojistik destek sağlamaktır (http://www.newsru.co.il/arch/world/04feb2009/manas701.html, TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 4, Sayı: 14, Aralık 2017, s. 400-416 Kırgızistan’da Rusya-Abd Askeri Üs Mücadelesi Sonu 2013). Kırgızistan tarafından böylesine meşru bir temele hizmet ettiği gerekçesiyle rahatlıkla kabul edilebilmiş, Rusya ve Çin olumlu karşılamıştır (Düğen, 2012). Kırgızistan, diğer Orta Asya Cumhuriyetleri gibi ABD’nin Afganistan operasyonuna verilen her türlü desteğin ilişkilerin gelişmesinde önemli bir katkı sa ğlayacağını düşünmüştür. Bölgeye ABD’nin girişi Kırgızistan açısından diğer büyük ortaklarını da dengeleme şansı olarak görülmüştür. Kırgızistan`ın Manas havaalanına kurulan Amerikan üssü 11 Eylül 2001 saldırısında ölen İtfaiye şefi Peter Ganci adını almış (http://www.sondakika.com/haber-bakiyev-abd-askeri- ussunde-duzenlenen-11-eylul-u/, 2014). Daha sonra Amerikan Hava Kuvvetleri talimatlarınca, ABD dışındaki askeri tesislerde, "ulusal kahramanların" isimleri kullanılmadığı için üssün adı yeniden Manas olarak değiştirilmiştir. Amerikalı askeri personelin bulunduğu Manas hava üssü, Afganistan`a askeri kargo uçaklarının ulaştırılmasında en önemli lojistik destek noktası görevini yapmaktadır. İlk açıldığı yıllarda operasyona destek vermek için Avustralya, Danimarka, Fransa, İtalya, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç ve Güney Kore askerleri bulunuyordu. ABD KC-135, İspanyol C-130 ve Fransız C135FR uçağı vardı. Manas Hava Üssü`nde 9 adet havada benzin nakli yapabilen uçak ve kargo uçakları da bulunmaktaydı (http://www.turkmeclisi.org/?Sayfa=Haberler-Yorumlar&Git=Haber-Goster&Baslik=iste- tartisilan-manas-ussu&xHbr=512, 2014). Kırgızistan’ın 25 Şubat 2005 genel seçimlerin ilk turu yapılmış ve seçimi kazanan Askar Akayev’in istifasını isteyen muhalefet seçimlere hile karıştırıldığını iddia etmiştir. Barışçıl olarak başlayan gösterilere güvenlik güçlerinin müdahalesi sonucu kontrolden çıkan topluluk, hükümet binalarını ve Cumhurbaşkanlığı Sarayını ele geçirmiştir. Cumhurbaşkanı A. Akayev ve ailesi Rusya’ya kaçışı ile bir döneme damgasını vurmuş ve yönetim sona ermiştir. 409 Muhalefetin aday gösterdiği Kurmanbek Bakiyev Cumhurbaşkanı olmuştur (Halidov (c), 2013: s.5-6). 25 Mart 2005 yılında devrimle iktidara gelen Kırgızistan Cumhurbaşkanı K. Bakiyev dönemi ABD-Kırgızistan ilişkileri farklı boyutlara yöneldi. Devrimle iktidara gelindiğinde yeni yönetimin Avrasya coğrafyasındaki diğer renkli devrimlerde görüldüğü gibi ABD yanlısı bir dış politika izleyeceği ve Rusya’nın nüfuz alanından uzaklaşacağı beklentisi vardı. Ancak devrimin üzerinden geçen süre bu beklentinin tam tersi bir durumu ortaya çıktığını göstermiş ve ABD ile ilişkiler gerilimli bir döneme girmiştir. Kırgızistan dış politika yörüngesini Rusya hattına daha yakın durmuştur (Demirperde, 2008: s.189-199). Bu ilişkilerin gelişmesinin farklı nedenleri olduğu gibi gözle görülür nedenlerden bazıları; K. Bakiyev ailesine baktığımızda eşinin Rus asıllı olması ve Kırgız bürokratların büyük kısmı eğitimlerini Moskova’da tamamlaması ilişkilerin gelişmesinde önemli hususlardan biridir. 3 Şubat 2009 Kollektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) ve Avrasya Ekonomik Topluluğu zirveleri için Moskova’da bulunan K. Bakiyev, Rusya Federasyonu o dönemki Devlet Başkanı Dmitriy Medvedev ile yaptığı görüşme sonrasında bir açıklama yaparak Manas Üssü’nü kapatacaklarını bildirmiştir. K. Bakiyev açıklamasında Amerikalıların bu üssü 1-2 yıl için istediklerini ancak 8 yıldır üssü bırakmadıklarını bildirmiştir. K. Bakiyev ayrıca Amerikalılarla bu üs karşılığı ekonomik yardım konusunun görüşüldüğünü fakat bir netice alınamadığını, üssün atıklarının ekolojik tehlike yarattığını ve Amerikan askerlerinin bazı Kırgız vatandaşlarını öldürdüğünü ifade etmiştir (http://www.ferghana.ru/article.php?id=6053, 2009). TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 4, Sayı: 14, Aralık 2017, s. 400-416

Description:
Kırgızistan Cumhuriyeti 15 Aralık 1990 yılında egemenliğini, 31 Ağustos 1991 “Kirgiziya poprosila RF zakrıt voyennuyu bazu çerez 42 goda”,.
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.