ebook img

12 Eylül'ün İki Yüzü PDF

213 Pages·4.574 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview 12 Eylül'ün İki Yüzü

BİRİNCİ BASKI KASIM2010 12 EYLÜLÜN İKİ YÜZÜ DEVLETİN KORUDUGU FAŞİZMDEN DEVLETİN FAŞİZMLE KORUNMASINA MUZAFFER İLHAN ERDOST ONUR YAYINLARI ANKARA2010 ISBN 978-975-351-036-3 IÇI 7 ÖnüneNot 11 Ağlamak ve "Ağlamak" 11 Kemal Türkler ve Nilgün'ün Gözyaşları 20 Mustafa Pehlivanoğlu ve Erdoğan'ın Gözyaşları 22 Zamanaşımı 24 Ağır İnsanlık Suçu 27 "Adli Suç" ve "İnsanlık Suçu" 32 Değişen Hükümetler ve Sürekli Artan Olaylar 35 Yayılan ve Yoğunlaşan İç Savaş 38 Devlet Sım ve Sır Devlet 44 Uluslararası Hukuk ve Zamanaşımı 50 12 Eylül ve Gizli Savaş 56 Truınan'dan Eisenhower'e: Kurtarıcı 60 "Özel" Savaş ve Savaş Suçu 66 Gong Vurdu: Darbe 68 Katliam "Oyunu"ndan Mahkeme "Oyunu"na 73 Bahçelievler'den Türkler'e Türkler'den Bahçelievler'e 80 Güvercinler ve Sırtlanlar 80 Serdar Alten 85 5-6-2 Reis, Tamam mı? 89 Duran Demirkıran 92 Eter 98 Haluk Kırcı 103 "Ağır Ceza Mahkemesi"nde 106 Ağır Ceza Mahkemesinden AİHM'ye 111 AİHM / Hükümetin Yanıtı 112 AİHM /Bir Yargı Vak'ası 117 Bir Tatil "Keyfi" 119 Bir "Tarih" Hilesi 131 Muhsin Yazıcıoğlu 150 Bahçelievler Toplu Kıyım Kısa Belgeliği 176 İç Savaşın Kitleselleştirilmesi / Savaş ve Katliam 176 Sivas: 3-4 Eylül 1978 182 Kahramanmaraş: 19-24 Aralık 1978 194 Çorum: Mayıs-Temmuz 1980 205 Sonuna Not MUZAFFER ILHAN ERDOST Artova'da (Tokat) doğdu: 18 Eylül 1931. Veteriner Fakültesi'ni (Ankara) bitirdi: 1956. Şiir (1948 >),öykü (1952 >),deneme ve eleştiri (1951 >) ile yazın yaşamının içinde oldu. Açık OturumY aymlan(1 958-60), Sol Yayınları (Kasmı 1965 >), rıhan'ın ölümünden sonra Onur Yayınlan([1 974) 1980 >) sahip ve yönetmeni. Yayınlanmış kitaplan: "Türkiye SosyalizmvieSo" s yalizm19,69 TürkiyeÜ zerineN otla19r70, ilhann han1,98 3 Kapitalizm veT anın, 1984 Osmanllım parator'nldulua M ülkiyet ilişkileri,19 84 Biliilme Y azın Arasında1,98 4 Şemdinli Röportajı,1 987 Demokravse"i D emokrasi19"89, OnuAnl at işteAnl, atı, 1989 HavadKalaan Güvercin, Şiir, 1990 EyKaranl ık MaviG üneÖyş,k ü, 1990 Adami çin Türevler, Eskiz, 1990 Wus,W uslaşmDeam,o kratikleşme19,91 BirF otoğrafa Altyaz/ı 1ki 7 Kasmı, 1991 ÜçŞai r/ NazıHikmme t, CemaSlüre ya,Ahm ed Arif, 1994 Kanı Kanla Yıkam-aki nsan HavkleaTür nki ye,1 994 FaşizvmeTü rkiye1 977-1980, 1995 TiirkiyeY'nin eni-Sevr'Zoer lanmaOsd8.lını daÜ çS ivas1,99 6 ikinci Yeni Yazıla19n9,7 KüreselleşvmeOe s manlı" MilletM"o deli Makasında Türkiye,1 998 YeniD ünyaD üzeninZeo rlanmasOıd alJndaTü rkiye1,99 9 Pando'nınra Bir Başka "Kutu 2'00s0u , Tiirkiye'nKarairann FotoğraD.an2,0 03 12 Eylül" Turka '2100an4, KuşatılmıÜlşk eK uşatılYmaızılşa r20,0 5 AsyaÜ retim Tarzıv eO smanlıl mparatoııtırıılıdaM ülldyenitşki leri,20 05 Sosyalizmi Seviyorum, 2006 HiçÖ lmedim Ben2,00 6 Kan ileKard eş, 2008 Türkiye2 009, 2009 ŞiiriUn Dö nüşü2,00 9 12 Eylülikiü nY üzü20,1 0 TiirkiyeK'yeef eBni çenl20e10r , ÖNÜNE NOT "12 Eylül'ün İki Yüzü"nün yazılışı değişik bir süreç izledi. Yazıya, "Ağlamak ve 'Ağlamak' " ile başladım. Birinci ağlayan Nilgün'dü, babası Kemal Türkler için ağlıyordu. İkinci ağlayan Başbakan Erdoğan'dı. Pehlivanoğlu için ağlıyordu. Biri ne denli yaralı, açık ve içten ise, öteki o denli içinden hesaplıydı. Birbiriyle çelişmişti iki ağlama da. Biri vurulandı, öteki vuran. Sahnede böyle görünmeseler de, savundukları değerler açısından böyleydiler. Beni kaygılandıran, oy sözkonusu olduğunda, makyavelist çizgisini, daha bir kalınlaştırmasıydı. İktidarım daha bir pekiştirmek için, (Bahçeli'nin özenle partisinin dışında tuttuğu), MHP'nin 12 Eylülün kanıyla abdest alınış kanadım, gene aym amaçla kullanmayı amaçlamış olmasıydı. Anayasa oylaması öncesinde, Kızılay'da, billboard'larda, "24 saat özgürlük için: evet" afişlerinin görsel sunumundaki özgürlük, özgürlük değil bir tehdit duyumsatmasıydı. Her ne kadar cürmü kadar yer yaksa da, özgürlüğü, korkutma kartonu içinde sunmuş 7 olmasıydı insanı iğrendiren. Yazıcıoğlu öldüğü zaman Erdoğan'ın "dik duruş"la özetlediği, onun Sivas, K. Maraş, Çorum'da her şeye meydan okuyan, "kabadayı" rolünü üstlenecek bir kadroya sıcak yaklaşımıyla da kucak açmış olmasını duyumsatıyordu Pehlivanoğlu için döktüğü gözyaşı .. o 12 Eylül için oldukça yazı yazdım. Ama benim için hiç de yeterli değil. Şöyle ceketi sıyırıp, "pehlivanca" bu işe soyun­ mak da benim işim değil. Her yazı bir ötekinin anası oldu, ama burada her yavrunun anasının da anası olduğu açıktı. Bu nedenle de yinelemeler, yalnızca yineleme olarak kalmadı, yinelemeler yenilemeleri de doğurdu. 12 Eylülü daha derinliğine yazacaklar için, çekinmeden söyleyeyim, benim yazılarımın bir başlangıç olması gerekir. o tiki de denebilir. Bir akşam yola hazırlanırken, evin tele­ fonu çalmış, Uğur Mumcu, abece'de yayınlanan yazısından dolayı Halit Çelenk'in gözaltına alındığını, benim de aynı dergideki yazımdan - derken U ğur'un sözlerini kapının zili kesecekti. Gelenler polisti. Halit Çelenk ağbeyle, birlikte bizi Emniyete almışlardı. Ertesi gün, kirli gazete sayfası arasına sanlmış ekmek arası bol soğanlı tükrük köfte yemeye. lkimiz de abece' de yayınlanan ve 12 Eylülü eleştiren yazılarımızdan dolayı alınmıştık. Adı ise "komünist partisi kurmak" . ve "komünizm propogandası yapmak"tı. Dedeoğlu, bize kağıt kalem vererek idam kararımızın gerekçesini yazmamızı iste­ mişti. Benim yazımın adı, kitabımın adı olacaktı: Demokrasi ve "Demokrasi". İkinci ve tırnak içindeki "demokrasi", ser­ mayenin genişleyen ve yoğunlaşan özgürlüğüydü, emeği ve emekçileri ezen demokrasiydi bu. Bu baskının toplumsal, siyasal, ideolojik gösterisinin özneleri olmuştuk. DAL'da, cezaevinde, hücrede ve darağacında ... Birinci tırnaksız 8 demokrasi, emekçi halkın demokrasisiydi, emekçilerin demokrasisi (özgürlüğü) genişledikçe ve yoğunlaştıkça, demokrasi yaygınlaşır ve yaygınlaştığı ölçüde egemen sınıfların demokrasisinde (yani faşizmde) bir daralma başlar. Emeğin ve sermayenin özgürlüğü dengelendiği zaman, sosyal demokrasinin de aşı pişmiş sayılır. Yani yazımda sosyalizm falan yok. Külliyen. Ama komünizm propogandasından, komünist parti kurma girişiminden alınıyoruz içeri. Beni götüren araba Emniyete yaklaşırken, kırma Kürt şiveli komser, garajın kapılannın açılması buyruğunu vermişti elindeki telsizle. Bir de gözlerimi bağlamak için siyah bant çıkarmıştı aracın çekmecesinden. O arada, telsizden, komser arandı. Kim ne dediyse, siyah bant geri çekmeceye kondu, garajın kapılanmn bu kez kapatılması istendi. Birinci Şubeye götürüldüğümde Halit Çelenk'i Birinci Şube Müdürü İbrahim Dedeoğlu'nun masasının yanında otu­ rur buldum. Polis memurlan, bizi, hemen her gün ziyaret eden memurlardı. llhan'ın çayını da seviyorlardı. Bana çay verecekleri zaman sordular. "E .. fena olmaz!" dedim. Halit Ağabey de "Öyleyse ben de bir çay içeyim!" dedi. Polis memurlan gülüştüler. Meğer ben gelmeden önce, Halit Ağbey, evden yapılan uyanya uymuş, çay içmem demiş. Biz ne konuşulduğunu bilemedik ama, Dedeoğlu'na telefonlar yağıyor, kapalı bir şeyler söylüyor, kapatıyordu. Birinde de dayanamadı, Halit Ağbeye dönerek, "Şekibe hanım Ankara'yı ayağa kaldırdı!" dedi. Ertesi gün Devlet Güvenlik Mahkemesine götürülürken öğrenecektik ne demek istediğini. SHP'li milletvekilleriyle, yazan, çizeri, aydını, İnsan Haklan Derneği kurucu ve savunuculanyla yığınla insan, Çevre Sokakta DGM'nin içini dışını doldurmuşlardı. Doğal ki, ilgi Halit Çelenk'in üzerinde odaklanıyordu ... o Şimdi Halit Çelenk evde, binbir sağlık sorunuyla, genel­ likle yatakta. Yüzüm tutmuyor nasılsın demeye. Son 9 konuşması, 12 Eylülle ilgili. Kısa mesajını, 7 Kasım günü İlhan'ın mezanna taşımıştım. Bu yıl 7 Kasım llhan Kitap Günü kataloğuna aldık. Halit Çelenk'e, 12 Martlann, 12 Eylüllerin, işkencelerin, darağaçlannın burgacında, bağımsızlık ve sosyalizm için verdiği yürekli, onurlu savaşımın anılanyla içiçe bin selamla. Bahçelievler Toplu Kıyını'nın biraz dağınık da olsa, yer yer yinelemelerle boğulsa da, gene de, vahşetin dosyalarda kalan yönünü okurla paylaşmama olanak sağlayan savun­ manlar Nezahat Gündoğmuş ve Erşan Sansal dostlara, katkılanndan dolayı sevgilerimi iletmek isterim. 24 Ekim 2010, İlhanilhan Kitabevi

See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.