Yıl: 4, Sayı: 10, Mart 2017, s. 58-91 Ahmet GÜNDÜZ1 1914-1926 YILLARI ARASINDA BİTLİS, SİİRT VE SİİRT’İN İLÇELERİNDE YAŞAYAN AŞİRETLER Özet Bu araĢtırmada aĢiretin tanımından yola çıkılarak aĢiret nedir, aĢireti meydana getiren ögeler hakkında bilgiler verilerek konuya giriĢ yapılmıĢtır. GiriĢ kısmından sonra verilen bilgiler iki kısımdan meydana gelmektedir. Birinci kısımda Bitlis, Siirt ve Siirt‟in ilçeleri hakkında ayrı ayrı kısa tanıtıcı bilgiler verildikten sonra ilgili Ģehir veya ilçede yaĢayan aĢiretler tablolar halinde belirtilmiĢtir. Tablolarda aĢiretlerin isimleri, nüfusları, reisleri, Ģeyhleri, besledikleri hayvanların türleri ve miktarları, birbirleriyle olan iliĢkileri hakkında ayrıntılı bilgiler verilerek her tablonun sonunda değerlendirme yapılmıĢtır. ÇalıĢmanın ikinci kısmında ise kaynakçada verilen arĢiv belgelerinden faydalanılarak aĢiretler içerisinde yaĢayan insanların evlenme, gelir–geçim kaynakları, kılık-kıyafetleri, hayat Ģartları, eğitim ve askerlik durumları hakkında bilgiler verilerek sonuç kısmında bir değerlendirme yapılmıĢtır. Yapılan bu çalıĢma ile yöresel tarihe katkıda bulunmak amaçlanmaktadır. Anahtar Kelimeler: Bitlis, Siirt, Eruh, Pervari, ġirvan ve aĢiretler, yaĢayıĢ tarzları THE TRİBES WHO LİVED İN BİTLİS, SİİRT AND THE DİSTRİCTS OF SİİRT BETWEEN 1914-1926 Abstract The study introduces the subject starting with the definition of a tribe and then explores what a tribe is and what elements make up one. After the introduction, the article is divided into two parts. In the first part, Bitlis, Siirt and 1 Doç. Dr. Ahi Evran Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Sosyal Bilimler ve Türkçe Eğitimi Bölümü-Sosyal Bilgiler Eğitimi Ana Bilim Dalı, [email protected] 1914-1926 Yılları Arasında Bitlis, Siirt ve Siirt’in İlçelerinde Yaşayan Aşiretler the districts of Siirt are mentioned briefly with some introductory information and the tribes who live in the relevant city or district are shown in the tables. The tables provide the names of the tribes along with their population, their chiefs (or reis) and sheikhs, the species and the amount of their domestic animals and their relations with each other. After each table there is an evaluation. The second part of the study explores the marriages between individuals within the tribe, their income and their sources of income, their clothing, their standards of living and their status of education and military service with the help of archival documents indicated in the bibliography. The information is evaluated in the conclusion part. This study aims at making contributions to the history of this region. Key Words: Bitlis, Siirt, Eruh, Pervari, ġirvan and tribes, lifestyles GİRİŞ Türk insanı tarih sahnesine çıktığı andan itibaren sırasıyla göçebe, yarı yerleĢik (konar- göçer) ve yerleĢik hayat olmak üzere üç Ģekilde hayatını devam ettirmiĢtir. Türk sosyal hayatına bakıldığında ise Aile, Urug, Boy, Budun ve Ġl=Devlet olmak üzere bir teĢkilat içerinde yaĢamıĢlardır2. Makalenin adı ve konusu olan “Bitlis, Siirt ve Siirt‟in ilçelerinde AĢiretler” olduğundan dolayı aĢiret nedir, aĢireti meydana getiren ögeler nelerdir? gibi sorulara cevap aramak ve bilgi vermek gerekmektedir. AĢiret kelimesini Ģu Ģekilde tanımlayabilmek mümkündür. AĢiret, Arapça kökenli bir kelime olup, dil ve kültür yönünden büyük bir türdeĢlik gösteren, birçok boydan oluĢan, 59 yapısındaki aileler arasında köken, ekonomi, din, kan veya evlilik bağları bulunan göçebe veya yerleĢik nitelikteki topluluktur3. AĢiret sözcüğü, Türkçe‟de yaygın olarak göçebe unsurlar için kullanılmıĢ, özellikle Osmanlılar döneminde boyun altında, cemaatin üstünde bir topluluğa ad olmuĢtur. Osmanlı kanunname ve belgelerinde genel olarak "konargöçer" veya "Yörük" olarak kaydedilen teĢekküller, yukarıdan aĢağıya bir sıraya göre, boy (kabile, taife), aĢiret, cemaat, oymak, mahalle, oba (aile) Ģeklinde bölümlere ayrılmıĢtır. Araplar'daki kabile teĢkilatında ise birkaç aĢiretten bir fasile, fasilelerden fahz, fahzlardan batn, batınlardan imare, imarelerin birleĢmesinden de kabile meydana gelmekteydi. Boyun idari iĢlerinin boy beyi (Arap kabilelerinde Ģeyh ) tarafından yürütülmesine karĢılık aĢiretlerde bu görev mir-aĢiretlerce (aĢiret beyi veya kethüda) yerine getirilirdi. Bazı durumlarda boy beyinin yetkisi dâhilinde olan aĢiret beyinin tespiti genellikle irsî bir hüviyet göstermektedir4. AĢiret biçimlerine bakıldığında ise konu iki kısımda incelenebilir. Birincisi tamamı akraba olan aĢiretler ki bunların sayısı çok azdır. Tamamı akraba olan aĢiretlerin genelde dört ana birleĢim noktası bulunmaktadır. Bunlar aynı dil, aynı din, aynı ırk ve nesep derecesi. Ġkincisi tamamı akraba olmayan aĢiretlere bakıldığında genellikle aĢiretlerin çoğunluğu bu kategoride yer almaktadır. AĢiretlere mensup kabileler kendi içlerinde mutlaka akrabadırlar. Fakat birbirine akraba olduğu ispat edilemeyen birkaç kabile ve hiç akrabalığı olmayan birçok 2 Ġbrahim Kafesoğlu; Türk Milli Kültürü; Ġstanbul,1984, s.216-233. 3 http://tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&arama=kelime&guid=TDK.GTS.578f387c7e8d21.12793897 20.7.2016. 4 Yusuf Halaçoğlu; “AĢiret”, Diyanet Ġslam Ansiklopedisi (DİA), C.4.,s.9.; Ayrıca bakınız: Tufan Gündüz; “ Konar Göçer”, Diyanet Ġslam Ansiklopedisi (DİA), C.26, s.161-163. TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 4, Sayı: 10, Mart 2017, s. 58-91 Ahmet Gündüz kabile de bir araya gelerek aĢiret oluĢturabilirler. Bunlar genelde ırk birliği ve din birliği olmayan aĢiretlerdir. AĢiret olarak kabul edilen bir topluluğa ait Ģu unsurların olması gerekir. 1-ġeyh, Molla, Servan, ġivan, Abid, Gevende, ġıhhar veya Arif olarak bilinen en az bir aile bulunmalıdır. 2-AĢirete ait tarih boyunca yaz ve kıĢ konakladığı ve bütün aĢiretler tarafından kabul edilmiĢ sonradan kaybetmiĢ olsalar bile zozan denilen ve o aĢiret adına bir yaylağın, obanın olması. 3-AĢireti temsil eden bir reisin (baĢkan) bulunması5. AĢiretlerde ataerkil bir aile yapısı hâkimdir. Sosyal hiyerarĢinin tepesinde bey, reis, ağa gibi sıfatları taĢıyan insanlar bulunmaktadır. AĢiretin mutlak hâkimi olan reis veya ağalara itaat ve sadakat Ģarttır. Ekonomik hayatta hayvancılık birinci, ziraat ikinci derecede önemlidir. Ayrıca aĢiretlerde dinî bağlılık, dinî Ģuur fazla olduğundan, halk arasında Ģeyhlerin büyük nüfuzu bulunmaktadır6. Yukarıda verilen bilgilerin yanı sıra ayrıca aĢiretleri meydana getiren ögeleri de bilmek gerekir. Bu ögeler Ģunlardır; Mal: Kelime olarak ev veya aile anlamına gelir. AĢiretin en küçük birimidir. Baba, oğul, torun, torun oğlu, torunun torunu ve bunların doğan tüm çocukların birleĢmesinden meydana gelir. Buradaki her bir babaya aĢiretler göbek derler. Yani beĢ göbek bir mal sayılır. Malbat: Her biri beĢ olan birden fazla malın birleĢmesinden meydana gelen topluluğa malbat adı verilir. Bir malın malbat düzeyine yükselmesi için ortalama 100 yıl gerekir. Zira her bir göbek aĢiretlerin hesabı ile 20 yıla tekabül eder. Baw-Baf: Her biri en az iki veya daha fazla malbatın birleĢmesinden meydana gelen topluluğa baw (ata) denir. Bir atanın 60 oluĢumu 10 göbeğin geçmesiyle orantılıdır. Dolayısıyla bir baf-baw'ın meydana geliĢ süresi 200 yıl kadardır. Kabile: Her biri en az iki veya daha fazla malbattan oluĢmuĢ birden fazla baw'ın oluĢturduğu topluluğa verilen isimdir. Bir kabilenin normal göbek sayısı 30 olmalıdır. Kabile oluĢumu göbek sayısı itibari ile 300 yıla tekabül eder. Bu Ģekilde oluĢmuĢ en az iki veya daha fazla kabileden meydana gelen topluluğa aĢiret adı verilmektedir7. 1-Bitlis, Siirt ve Siirt’e Bağlı İlçeler Hakkında Bilgiler Bu kısımda aĢiretlerden bahsedilmeden önce Bitlis, Siirt ve Siirt‟in ilçeleri hakkında tanıtıcı-tarihî kısa bilgiler verilmiĢ, ardından sözü geçen yerlerde yaĢayan aĢiretler her kısımda tablolar Ģeklinde verilmiĢtir. Tabloların sonunda her tablo ayrı ayrı değerlendirilmiĢtir. 5 https://www.turkcebilgi.com/a%C5%9Firet 3.4.2017, saat,09.52.; AĢiretlerde ünvanlar 1-Reis: AĢiretin genel temsilcisidir. 2-Malmezzin: Kabileyi temsil eden Ģahıs.3-Mezin: Baw baĢkanı.4-Peşi: Malbat öncüsü 5- Agit: Kahraman 6-Melle (Molla): AĢiret din temsilcisi 7-Şeyh: AĢiret genel terbiyecisi 8-Arif: DanıĢman töre uzmanı 9- Utfa: Ġmdat çağrısı düzenleme yetkisi olan kadın.10-Şıhhar: Tarihi edebilirlik uzmanı 11- Çarkhacı: SavaĢlarda öncü ve bayraktar 12-Şıvan: AĢiret çobanları 13-Abid: Kahvecilik ve posta hizmetçisi 14- Hırobvan: SavaĢ mehtercisi 15- Şinci: Ölüm vakalarında yas törenleri sorumlusu 16-Gevende: Evlenme ve sünnet düğünlerinde, bayramlarda davul ve zurnacılar 17-Servan: AĢiret atları bakıcısı. 6 Bayram Kodaman; “ Erzurum, Van, Bitlis Vilayetlerinde AĢiretler (1876-1908) , Belgelerlerle Türk Tarihi Dergisi Dün-Bugün-Yarın, Sayı, XXII, Aralık 1986, s. 55. 7 http://www.turkmensitesi.com/asiret_nedir.html 20.7.2016. ; Ayrıca bakınız: Sıtkı Karadeniz; Aşiret Siteminde Dönüşüm (Aşiretin Kentte Aldığı Yeni Şekiller) Batman Örneği,( Ġnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Anabilim Dalı Doktora Tezi), Malatya, 2012, s.18-24. TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 4, Sayı: 10, Mart 2017, s. 58-91 1914-1926 Yılları Arasında Bitlis, Siirt ve Siirt’in İlçelerinde Yaşayan Aşiretler 1.1- Bitlis Vilayetinin kısa tarihçesi Bitlis ve yöresinin yazılı tarih öncesi karanlıktır. Bunun baĢlıca sebebi yüzeyindeki buluntuların azlığı ve Ģimdiye kadar arkeolojik çalıĢmaların yapılmayıĢıdır. Yöredeki ilk yerleĢmelerin Urartular ile baĢladığı sanılmaktadır. Bitlis‟in çeĢitli Ģekillerde ifade edilmiĢ adları bulunmaktadır. Bu adları verenlerin çoğunluğu Bitlis veya Bedlis isimleri üzerinde ısrar etmektedirler8. Örneğin; Asur dilinde “Bit” sözcüğü “yurt” anlamına gelmektedir ki “Bit -liz”in, “Liz‟in yurdu” anlamına geldiği de tahmin edilmektedir9. Bitlis Ģehrinin nüvesini teĢkil eden kalenin yerinde ilk defa kimlerin yerleĢmiĢ olduğu konusunda da kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Bütün eski kaynaklarda tekrar edilen bir efsaneye göre bu kaleyi Büyük Ġskender‟in emri üzerine kumandanlarından Badlîs kurmuĢ ve Ģehrin bugünkü adı da bu kumandanın adından gelmiĢtir. Kale günümüze gelinceye kadar birkaç defa tamir görmüĢ, hatta bazı kereler tamamen tahrip edildiği halde yeniden yapılmıĢtır. Ġskender döneminden sonra Selefkiler‟e geçen Bitlis, daha sonra da Sâsânîler‟le Romalılar arasında sık sık el değiĢtirmiĢtir. Roma Ġmparatorluğu‟nun 395‟te ikiye bölünmesinden sonra Doğu Roma sınırları içerisinde kalmıĢtır. Müslüman Arapların eline geçiĢi ise halife Hz. Ömer (634-644) zamanında gerçekleĢmiĢtir. Her ne kadar Hz. Ömer zamanında Arapların eline geçmiĢ ise de Bitlis Ģehri Avasım ve Sugur bölgelerinde yer aldığından dolayı Bizans ile Araplar arasında birkaç defa el değiĢtirmiĢtir. Emeviler zamanına gelindiğinde Abdülmelik bin Mervan zamanında el-Cezire valiliği topraklarına dâhil edilmiĢ, Abbasiler döneminde ise Diyarbakır‟a hâkim olan Hamdaniler ve Mervanîlere bağlı olarak idare edilmiĢtir. X. Yüzyılda bu sefer Bizans ile Mervaniler arasında sınır Ģehri haline gelmiĢ, XI. Yüzyıla gelindiğinde ise Türkmen akınları bu yöreye kadar ilerlemiĢtir. 1047 tarihinde Ģehir Selçuklu hâkimiyeti altına girmiĢse de Mervanîler 61 tarafından idare edilmesine müsaade edilmiĢtir. Bitlis Ģehrinin kesin olarak Büyük Selçuklu Devleti‟ne katılması 1085 tarihinde Sultan MelikĢah zamanında gerçekleĢmiĢtir10. Sultan MelikĢah, Fahru‟d-devle Muhammed‟i bölgede fetih yapmakla görevlendirmiĢ, O da yanında Emir Sanduk ve Dilmaçoğlu Mehmet Bey olduğu halde harekete geçerek Mayıs 1085 yılında Bitlis‟i, hemen arkasından da Ahlat taraflarını fethetmiĢtir. Fetihten sonra Bitlis Ģehri Dilmaçoğlu Mehmet Bey‟e ikta olarak verilmiĢtir. Dilmaçoğulları beyliğinin merkezi olan Bitlis, daha sonra AhlatĢahlar‟ın, kısa bir süre sonra da Artukoğulları‟nın idaresine girmiĢtir. Eyyubiler tarafından 1207 tarihinde fethedilen Bitlis, Eyyubi Devleti‟nin sınırları içine dâhil olmuĢsa da 1230 tarihinden itibaren Anadolu Selçuklu hâkimiyetine girmiĢtir11. Bitlis, Selçuklu hâkimiyeti altına girdikten sonra eğitim ve kültürel açıdan büyük bir geliĢme göstermiĢtir. Bitlis‟te 1216 tarihinde Anadolu‟nun ilk büyük medresesi olan Ġhlasiye Medresesi inĢa edilmiĢ ve Bitlis Selçuklu ulemasının toplandığı bir yer haline gelmiĢtir. Bitlis ve Ahlat‟ta Selçuklu eğitim kurumlarından olan mirî mektepler, ribat hanları ve medreseler kurulmuĢtur. Zamanla medreselerin sayısı 24‟e çıkmıĢ ve Bitlis medreseler Ģehri, Ahlat ise Kubbetu‟l-Ġslam unvanlarını alarak tarihe geçmiĢlerdir. Böylece Bitlis‟te bir Selçuklu devri 8 Bitlis Ġl Yıllığı, 1967,s. 54.; Nazar Büyüm; “Bitlis”, Yurt Ansiklopedisi, C.2, Fasikül, 25, Anadolu Yayıncılık, Ġstanbul: 1982, s. 1388. 9 N. Büyüm, “Bitlis”, Yurt Ansiklopedisi, C.2, Fasikül, 25, s. 1388. 10 Metin Tuncel; “Bitlis ”, Diyanet Ġslam Ansiklopedisi (D.İ.A.) , C.VI, Ġstanbul,1992, s.226.; Ayrıca Bitlis ismi ile ilgili bakınız: Kasım ErtaĢ; “19. Yüzyılda Bitlis‟te Ermeniler ve Toplumsal Hayattaki Konumları”, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, KıĢ, 2017, C.16, Sayı: 60 s, 218. 11 Mehmet ĠnbaĢı; “XVIII. Yüzyılda Bitlis Sancağı ve Ġdarecileri”, A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, S.33, Erzurum, 2007, s. 243-245. TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 4, Sayı: 10, Mart 2017, s. 58-91 Ahmet Gündüz Rönesansı‟nın temelleri atılmıĢtır12. XIV. yüzyılda ġerefoğulları adlı bir ailenin hüküm sürdüğü Bitlis, Karakoyunluların ardından bölgenin yeni hâkimi olan Akkoyunluların idaresine girmiĢtir. XVI. yüzyıl baĢlarında bölgeye hâkim olan Safevîlerden sonra bölgedeki ilk Osmanlı hâkimiyeti, Yavuz Sultan Selim‟in Çaldıran seferi sırasında gerçekleĢmiĢtir. Bitlis ve civarının fethedilmesinde bölgede nüfuz sahibi olan Ġdris-i Bitlisî‟nin13 büyük rolü olmuĢtur14. Osmanlı Devleti, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerini hâkimiyeti altına aldıktan sonra, buralarda farklı bir idarî yapılanma gerçekleĢtirmiĢtir. Bunun temel sebebi bölgedeki aĢiret yapısından kaynaklanmaktadır. Bunlardan birisi olan Bitlis, fetihten sonra sancak/hükümet adı altında özel bir statü verilerek Osmanlı idaresine bağlanmıĢtır15. Osmanlı Devleti‟nin Bitlis‟e ilgisinin asıl nedeni Orta Asya‟dan göç eden Kayı boyunun uzun bir süre yaĢama alanı ve Ertuğrul Gazi‟nin doğum yerinin Ahlat olması ile Selçuklu döneminden bakiye kalan önemli bir nüfus kitlesinin mevcudiyetiydi. Bitlis Ġli topraklarının ata yurdu olarak nitelendirilmesi nedeniyle Osmanlı Devleti‟nin bürokratik elitleri arasında yüzlerce Bitlisli seçilmiĢ bulunmaktadır16. XVI. yüzyılın son çeyreğine kadar normal bir sancak statüsünde olan Bitlis‟in, XVII. yüzyılda hükümet statüsü altında kaydedildiği görülmektedir. Nitekim Ayni Ali Efendi, Van Eyaleti‟nin sancaklarını zikrederken Bitlis‟ten Hükümet-i Bitlis Ģeklinde bahsetmektedir. XVIII. yüzyıl, Bitlis‟in hükümet-sancak olarak kaydedildiği bir dönemdir17. XIX. Yüzyılın ikinci yarısı baĢlarında Bitlis, Erzurum eyaletinin MuĢ sancağına bağlı bir kaza durumundadır. Bu kaza teĢkilatı ve idaresi 1877-1878 Osmanlı Rus savaĢına kadar devam etmiĢtir18. Adı geçen savaĢı takiben burada yeni bir teĢkilat kurulmuĢ, Bitlis kaza olmaktan çıkarak bir Osmanlı eyaleti olmuĢ ve etrafındaki bölgeler de Bitlis‟e bağlanmıĢtır. Vilayetin sınırları yaklaĢık olarak 62 Van Gölü‟nün Batı kıyılarından Dicle nehrine, Hakkâri Dağlarının batısından Bingöl Dağı eteklerine kadar uzanmaktadır. Eyalet, Bitlis, MuĢ ve Genç sancakları halinde taksim olunmuĢtur. Ayrıca 1864 tarihli Vilayet Nizamnamesi‟ne göre Osmanlı Devleti‟nin Doğu Anadolu bölgesini oluĢturan Vilayât-ı Sitte'den (Altı doğu vilayeti olan Van, Bitlis, Erzurum, Harput, Diyarbakır, Sivas) biridir19. 1919 yılı idarî teĢkilatına göre ise Bitlis ikinci sınıf bir vilayettir20. ġemsettin Sami‟nin Kamusu‟l-„Alam adlı eserinde de Bitlis vilayeti toplam 2.011 köye sahip olup, 4 sancak, 14 kaza ve 10 nahiyeye ayrılmıĢtır. 12 Kenan Arınç; Bitlis Eren Üniversitesinin Kurulması Münasebetiyle Bitlis Ġli‟nin Eğitim Tarihi ve Eğitim Faaliyetlerine Genel Bir BakıĢ, Betav Dergisi, 2008, s.47. 13 Ġdris-i Bitlisi ile ilgili bkz: Orhan BaĢaran; Ġdrîs-i Bitlisî Hakkında Bazı Yeni Bilgiler, http://farsca.blogcu.com/idr- s-i-bitlis-hakkinda-bazi-yeni-bilgiler/934362 26.3.2016.; Mehmet Törehan Serdar; Mevlana Hakimüddin İdris-i Bitlisi, 2008. 14 ġemseddin Sami; “ Bitlis”, Kamusu’l-Alam, C. II, Mihran Matbaası, Ġstanbul,1306,s. 1239-1240. 15 M. ĠnbaĢı; a.g.m., s.243-245. 16 K. Arınç; a.g.m.,s.48. 17 M. ĠnbaĢı; a.g.m., s.249-250. 18 Bitlis Ġl Yıllığı, 1967, s. 15. 19 Salih Uluçay; 412 Numaralı Bitlis Şer’iyye Sicili’nin Transkripsiyonu ve Değerlendirilmesi ( H.1306-1308/ M. 1889-1891), (Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı, Yakınçağ Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi), Van, 2006, s.2. 20 Bitlis Ġl Yıllığı, 1967,s. 15. TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 4, Sayı: 10, Mart 2017, s. 58-91 1914-1926 Yılları Arasında Bitlis, Siirt ve Siirt’in İlçelerinde Yaşayan Aşiretler TABLO –I 21 (Bitlis Vilayeti, Sancak, Kaza ve Nahiyeleri) Sancak Kaza Nahiye Bitlis Bitlis Ahlat Hizân Mutki Çukur Habut MuĢ MuĢ Bulanık Malazgirt Varto Sason Handaris Kusor 63 Siirt Siirt Rıdvan ġirvan Eruh Garzan Pervari Zırkî Dergül DeĢkotan Genç Genç Kulp Könik Zeki? Picad? Çapakçur 21 Bitlis ile ilgili daha fazla bilgi için bkz. ġ. Sami; Kamusu’l-Alam, C. II, s. 1239-1240. TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 4, Sayı: 10, Mart 2017, s. 58-91 Ahmet Gündüz Bitlis‟in XVII. yüzyıl sonlarından XIX. yüzyıla gelinceye kadar ki tarihi hakkında fazla bilgi bulunmamaktadır. XIX. yüzyılın baĢlarına ait tahminlere göre Bitlis Ģehrinin nüfusu 20.000‟den azdır. Yüzyılın ikinci yarısına ait nüfus tahminleri ise daha yüksektir. 1868‟de Taylor tarafından verilen aile sayısına (4000 aile) dayanılarak yapılan tahmin 20.000 kadardır. Daha sonraki yıllarda Bitlis‟e uğrayıp nüfus tahmininde bulunanlar 30.000 rakamının altına düĢmeyen sayılar vermiĢlerdir22. 1869‟da buraya gelen seyyah Deyrolle de aynı Ģekilde Ģehrin canlılığını anlatır. Bu yıllarda Bitlis‟te mahallî sanayi geliĢmiĢ durumdadır. ġehirde, içinden geçen derelerin yanında değirmenler ve özellikle siyah sahtiyan imal eden debbağhaneler sıralanmıĢtır. Renkli pamuk bezleri ve halı üretimi de ilerlemiĢtir. 1310 tarihli Bitlis vilâyeti salnamesindeki bilgilerden o yıllarda Bitlis‟te elli adet boyahane bulunduğu anlaĢılmaktadır. Ayrıca boya, tütün, mazı, kitre zamkı, ceviz kütüğü, cehri boyası ve bazı hayvan ürünlerini çeĢitli yerlere gönderen önemli bir ihraç merkezi durumundaydı. ġehrin, 1879‟da yeni kurulan Bitlis vilâyetinin merkezi olması da yukarıda zikredilen geliĢmelerde önemli rol oynamıĢtır. Vitali Cuinet, Bitlis‟te 8.300 ev, 2 han, 907 dükkân, 3 hamam, 200 çeĢme, 15 cami ve 25 mescit bulunduğunu yazmaktadır. XX. yüzyılda bir taraftan I. Dünya SavaĢı sırasındaki Rus iĢgali (1 Mart 1916 - 8 Ağustos 1916), öte yandan Ruslar çekildikten sonra Ģehirde bazı komitacıların çıkardığı kargaĢalar Ģehrin canlılığını kaybetmesine ve nüfusunun azalmasına sebep olmuĢtur. 1927‟de yapılan ilk nüfus sayımında nüfusun 9.050‟ye düĢmüĢ olduğu görülmektedir. Bunun üzerine 1929‟da Bitlis bir kaza merkezi haline getirilerek MuĢ vilâyetine bağlanmıĢsa da 1936‟da Bitlis vilâyeti yeniden kurulunca vilâyet merkezi olmuĢtur. ġehrin nüfusu küçük iniĢ ve çıkıĢlar göstermekle beraber 1950‟ye kadar fazla değiĢmemiĢtir. Ġlk defa Ģehrin nüfusu 1955‟te 15.000‟i aĢmıĢ, 1975‟te de 25.000‟i biraz geçmiĢ, 1985‟te 36.073‟e yükselmiĢ ve 1990 sayımının sonuçlarına göre 38.130‟u bulmuĢtur23. Hâlbuki daha XIX. 64 Yüzyılda Bitlis‟e gelen seyyahlar kentin nüfusunun 12.000 ile 30.000 arasında olduğunu kaydetmiĢlerdir24. Günümüzde Bitlis Ģehrinin merkez olduğu il, Van, Siirt, Batman, MuĢ ve Ağrı illeriyle kuĢatılmıĢtır. Merkez ilçeden baĢka Adilcevaz, Ahlat, Güroymak, Hizân, Mutki ve Tatvan adlarında 6 ilçe ve 18 bucağa ayrılmıĢ olup sınırları içerisinde 277 köy bulunmaktadır25. Bitlis Ģehrinin tarihin ilk yıllarından bu yana önemli bir merkez olduğu anlaĢılmaktadır. Ancak kale kalıntıları dıĢında bu kanıyı destekleyecek arkeolojik bulguların varlığından söz etmek bugün için mümkün değildir26. Bitlis‟te çalıĢmaya konu olan aĢiretler aĢağıdaki tabloda ayrıntılı bir Ģekilde verilmiĢtir. 22 XIX. Yüzyılda Bitlis‟te nüfus konusu ile ilgili daha fazla bilgi için bkz: Mehmet DemirtaĢ; “XIX. Yüzyılın Ġkinci Yarısında Bitlis Vilayetinde Nüfus”, Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C.IX, Sayı:1, Diyarbakır, 2007, s.131-149. 23 M. Tuncel; “Bitlis”, DİA, s. 226.; Pars Tuğlacı; Osmanlı Şehirleri, Ġstanbul,1985, s.57-58‟de “ 25 Aralık 1935 tarih ve 2885 Sayılı kanunla tekrar il haline getirilmiĢti”. 24 P. Tuğlacı; a.g.e., s.57-58. 25 M. Tuncel; “Bitlis”, D.İ.A., s.228. 26 P. Tuğlacı; a.g.e., s.57-58. TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 4, Sayı: 10, Mart 2017, s. 58-91 1914-1926 Yılları Arasında Bitlis, Siirt ve Siirt’in İlçelerinde Yaşayan Aşiretler TABLO - II27 (Bitlis Vilayeti, Siirt Sancağı Bitlis Kazasında Aşiretler) niterişAıdA azaK eyihaN sufüN terişAıda sier kidelseBtnavyah temüküH ığıdlAtasishaT mizetlüM kılaza..ısakala ibehzeM şımlıryA uğudloıralakrıfirelmisi n Pervarı Keçi, Bitlis kazası k k n sancağı ġitak Koyun, oY oY ġafii Ahmet a k 150 ġabi Ağa Sığır, i nahiyesi l A Ester, “ “ “ “ ġafii ġabi 4500 “ “ “ “ ġafii ġebli Tiftik, n Bitlis, Celaleddin Koyun, a k Lodi 250 Keçi, “ “ ġafii Alikan il Eruh Ağa A Kısrak, Ester Hacı Berivan Hizan Üçem “ “ ġafii ġahsiyar (Brivan) Hizan Üçem Osman Koyun, “ “ ġafii Heykuvan n Hizan Üçem Hacı Keçi, “ “ ġafii Cudikan a k 2520 Mehmed Sığır, 65 i l A Hizan Üçem ġerafeddin Ester, “ “ ġafii ġahan Hizan Üçem Celal 4407 “ “ ġafii ġehidan Hizan Üçem Kasım “ “ ġafii Osman Hizan Üçem Hacı “ “ ġafii Mamadan Koyun, Siird n Keçi, a Sancağı, g ġıtak 20 Ali Ağa Ester, “ “ ġafii AĢurgan r u Pervari ĢA Ġnek kazası 800 ġirvan Lodi Gazali Koyun, “ “ ġafii Ġsmail n a ġirvan Lodi HeĢo Keçi, “ “ ġafii DüĢo g 1200 r u Ester, ĢA ġirvan Lodi Mehmet “ “ ġafii Aldi 6955 Alikan, AĢurgan aĢiretleri göçebedirler bundan dolayı hükümetle alakadar değillerdir. Alikan aĢireti Hizan kazasında Mekes civarında ve ġirvan, Nehan?, Garzan kazalarında dolaĢırlar. Arazi-i Emiriye (devlet arazisi) ve haliyede (boĢ kalmıĢ arazi) ziraat ederler. Sularını nehir ve pınardan alırlar. Lodi nahiyesindeki Alikan aĢireti MelkiĢan aĢireti ile dosttur. Siirt sancağında Pervari nahiyesindeki Alikan aĢireti ise kervancılık yapmaktadır. Yapağı, peynir, 27 BaĢbakanlık Cumhuriyet ArĢivi (BCA) ; “Bitlis, Siirt ve İlçeleri Mıntıkasında Gezgin ve Yarı Gezgin Aşiretlerin İsimleri Hakkında Cetveller”, Fon Kodu: 272.12.3.5.2.1. Tarih: 2. 3. 1914. TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 4, Sayı: 10, Mart 2017, s. 58-91 Ahmet Gündüz kilim, keçi, yağ, koyun ile güz ve bahar mevsimlerinde ticaret ederler. Yaylaya gidiĢ ve geliĢlerinde uğradıkları köylerin ahalisine her türlü zararı vermektedirler. Alikan aĢiretinin bir kısmı da Bitlis ilinin Hizan kazasının Üçem nahiyesinde yaĢamaktadırlar ve yerleĢik değillerdir. Berivân (Brivân), Heykuvân, Cudikân, Şahân, Şehidân, Osman, Mamadân olmak üzere 7 fırkaya bölünmüĢlerdir. Her birinin baĢkanı (reisi) farklıdır. Hayvancılıkla geçimlerini yapmaktadırlar. Hizan ilçesindeki Alikan aĢiretinin toplam 2.520 kiĢilik nüfusları bulunmaktadır. Adı geçen aĢiretlerin tümü ġafii mezhebindendir28. 1.2- Siirt Sancağının kısa tarihçesi KuruluĢu ve isminin delaleti ile eski olması muhtemel görünen Siirt‟in mazisi üzerinde esaslı bir bilgi bulunmamaktadır29. Siirt‟in ilk ismi kent ve Ģehir manasına gelen “Keert”dir. Ġslam orduları bu Ģehri fethedince “Seerd”, Türkler Ģehri fethettiklerinde ise “Siirt” adını vermiĢlerdir30. Siirt adının nereden geldiğine dair değiĢik görüĢler olmakla beraber bu ismin “Seert” anlamındaki üç yer manasına geldiği en yaygın iddiadır. Siirt, Sert, Tipra Mosert, Serad, Tigra Kerd Ģeklinde geçtiği gibi, gerek Ġslam kaynaklarında gerek batılı yazarlar arasında Ģehrin adı Ġs‟ird, Sert, Sırt, Saerd, Seerd, Sört, Söört ve Sairt Ģekillerinde kaydedilmiĢ olup günümüz Türkçesinde ise Siirt biçiminde yazılmaktadır31. Ayrıca Ermenilerin “Ģehir” anlamına gelen “gerd” ekini insan isimlerine eklediklerini belirterek Tigranogerte Ģeklinin Ģimdiki Siirt‟in yerinde olduğu iddia edilmektedir32. Bilinen tarihi M.Ö. 200 yıllarına kadar uzanan Siirt, Mezopotamya ve Anadolu uygarlıklarının kesiĢtiği bir alanda kurulmuĢtur. Siirt‟te sırasıyla Sami, Babil, Hurri, Mitanni, Urartu, Pers, Ġskender, Roma, Bizans, Emevi, Abbasi, Selçuklu, Ġlhanlı, Karakoyunlu, Akkoyunlu, Safevi ve Osmanlı hâkimiyeti görülmüĢtür33. 1071 Malazgirt SavaĢı‟ndan sonra Siirt‟i ellerinde bulunduran Amid‟deki Müslüman 66 Beyler Selçuklu Devleti‟ne katılmıĢlardır. Bu Müslüman Beyler, ilk önce Selçuklulara tabi olmuĢ ise de daha sonraları bölge tamamen, Anadolu Selçuklularından çok Büyük Selçuklu Devleti‟ne ve ona bağlı Türk Atabeylerinin hâkimiyetinde kalmıĢtır. Büyük Selçuklulara bağlı Artuklu Beyliği zamanında bölgeye yerleĢtirilen Türkmen aĢiretleri bölgenin TürkleĢmesinde önemli rol oynamıĢtır34. Artuklular bu bölgeye göçebe Türkleri yerleĢtirdikten sonra diğer kültür ve milletlerin izleri zamanla kaybolmuĢ ve bölge Türk-Ġslam kültürü ile yoğrulmuĢtur. Türk aĢiretlerinin örf ve âdeti ile töreler, hayat tarzı, gelenekleri birçok yerde halen devam etmektedir35. Yavuz Sultan Selim 1514‟te Çaldıran SavaĢını kazandıktan sonra Siirt Osmanlı hâkimiyetine geçmiĢtir. Osmanlı Devleti‟nde Siirt, Diyarbakır Beylerbeyliğinin 24 sancağından birine merkez olmuĢtur. Tanzimat‟tan sonra Bitlis‟e bağlanmıĢ ve onun dört sancağından birisi olmuĢtur36. 1864 yılında Diyarbakır iline bağlı olan Siirt sancağının ilçe ve bucakları Ģunlardır: 28 BCA ; “Bitlis, Siirt ve İlçeleri Mıntıkasında Gezgin ve Yarı Gezgin Aşiretlerin İsimleri Hakkında Cetveller”, Fon Kodu: 272.12.3.5.2.1. Tarih: 2. 3. 1914. 29 Besim Darkot; “Siirt”, İ.A., C. X, s.619-620. 30 Türkiye Rehber Ansiklopedisi, C.XV, Fasikül,1, Tarih Yok, s. 209. 31 M. Tuncel; “ Siirt”, DİA, C.37, s.173. 32 Cumhur Kılıççıoğlu; Her Yönüyle Siirt, Siirt,1992, s.58. 33 Türkiye Rehber Ansiklopedisi, C.XV, Fasikül,1, tarih Yok, s. 209. 34 Türkiye Rehber Ansiklopedisi, C.XV, s. 210. 35 Türkiye Rehber Ansiklopedisi, C.XV, s. 210. 36 P. Tuğlacı; a.g.e.,s.216.; Türkiye Rehber Ansiklopedisi, C.XV, s. 210. TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 4, Sayı: 10, Mart 2017, s. 58-91 1914-1926 Yılları Arasında Bitlis, Siirt ve Siirt’in İlçelerinde Yaşayan Aşiretler 1- Merkez ilçe, 2- Eruh (Nahiyeler: Zilan, Dergül, Pervari), 3- Garzan, (Nahiyeler: BeĢiri, Rıdvan) 4-Sason (Nahiyeler: Kheyan) 5-ġirvan (Nahiyeler: Aspayırt (Hizan), Zırki)37. Siirt sancağı Osmanlı idari teĢkilatında Tanzimat‟tan sonra eyalet sisteminden vilayet sistemine geçilince Diyarbekir vilayetine bağlı kalan, 1884‟te Bitlis vilayetine nakledilen Siirt Cumhuriyet döneminin baĢlarında bir il merkezi haline getirilmiĢtir38. ġ. Sami‟nin eserinde Siirt ile ilgili Ģu bilgiler bulunmaktadır. “Arazisi pek verimli olup, buğday arpa, pirinç, sisam (susam) ve sair hububatla pamuk, tütün ve meyve ve sebzelerin her çeĢidi yetiĢtirilir. Üzümün bir kısmı kurutulur ayrıca pekmez dahi yapılır. Bazı meyvelerden pestil yapılır. YetiĢtirdikleri meyve ve sebze, ihtiyacat-ı mahalliyeye yettikten sonra bir kısmı da Bitlis ve Diyarbakır‟a nakl olunur. Hayvanatı da çok olup peynir ve yapağı elde edilir. Kaza içinde bir kükürtlü ılıca (kaplıca) ve Bohtan nehri kenarında petrol bulunur. Kükürtlü su yazın soğuk, kıĢın sıcaktır. Nehirlerin üzerinde birkaç kârgir köprü ve Ģehirde bazı eski kale harabeleri bulunmaktadır. Kazanın ahalisi 25.000 kiĢiden ziyade olup büyük çoğunluğu Müslim‟dir. Siirt sancağı 5 kaza, 3 nahiyeye sahip olup, 570 köy ve 100.742 nüfusu bulunmaktadır. Kaza olarak Siirt (nahiyesi Rıdvan), Eruh (nahiyesi Dergül), ġirvan (nahiyesi Zırki), Pervari ve Garzan kazalarından meydana gelmektedir39. Siirt Sancağında yaĢayan aĢiretler ile bilgiler tablo III ve IV‟de verilmiĢtir. TABLO – III 40 (Bitlis Vilayeti - Siirt Sancağı, yerleştikleri kaza, nahiyeler, nüfusları ve ayrıldıkları fırkaların adları) 67 ıda niterişA azaK eyihaN usufüN terişA ıda ninisier iğidelye iaR tanavyah temüküH- ğıdla ne tı tasishat mizetlüM- kılağa kil rib ibig rav ısakala ?rıdım ibehzeM miskaT ıralkudlo nıralakrıf isimase ilukĢeK navriġ raniM 005 ıcaH igneleÇ nuyoK ,içeK ,retsE 179 Yok Yok iifaġ ilukĢeK idemheM- nay iravreP .. 04 tumhaM ağA ,nuyoK ,kenĠ ,içeK 0004 retsE Yok Yok iifaġ idemheM- nay nayidem navriġ yaraS 005 iĢeR remÖ ,içeK ,n 0094 r Yok Yok iifa naroS 1 u e ġ heM avriġ n araS y iĢeR idbA yoK tsE heM em- ayid n 37 M. Tuncel, “Siirt”, DİA, C.37, s. 174.; Siirt Ġl Yıllığı, 1971, s. 22.; P. Tuğlacı; a.g.e.,s.266. 38 M. Tuncel, “Siirt”, DİA, C.37, , s. 174.; P. Tuğlacı; a.g.e.,s.266. Faydalandığımız kaynaklarda “ Cumhuriyet döneminin baĢlarında bir il merkezi haline getirilmiĢtir” cümlesi yer almaktadır. 39 Daha fazla bilgi için bkz: ġ. Sami; Kamusu’l-Alam, C. IV, s. 2573-2575. 40 BCA ; “Bitlis, Siirt ve İlçeleri Mıntıkasında Gezgin ve Yarı Gezgin Aşiretlerin İsimleri Hakkında Cetveller”, Fon Kodu: 272.12.3.5.2.1. Tarih: 2. 3. 1914. TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 4, Sayı: 10, Mart 2017, s. 58-91
Description: