ebook img

tc sağlık bakanlığı şişli etfal eğitim ve araştırma hastanesi fakoemülsifikasyon cerrahisinde 3,0 ve 4 PDF

68 Pages·2009·1.39 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview tc sağlık bakanlığı şişli etfal eğitim ve araştırma hastanesi fakoemülsifikasyon cerrahisinde 3,0 ve 4

T.C SAĞLIK BAKANLIĞI ŞİŞLİ ETFAL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ FAKOEMÜLSİFİKASYON CERRAHİSİNDE 3,0 VE 4,1 MM KORNEA KESİLERİNİN ASTİGMATİZMA ÜZERİNE ETKİSİ UZMANLIK TEZİ DR. HÜSEYİN FINDIK 2. GÖZ KLİNİĞİ ŞEF: DOÇ. DR. ERSİN OBA TEZ DANIŞMANI OP. DR. GÖKHAN GÜLKILIK İSTANBUL-2009 TEŞEKKÜR Uzmanlık eğitimimde bilgi, deneyim ve desteklerini esirgemeyen, iyi bir göz hekimi olarak yetişmem için gayret gösteren, geniş bilgi ve tecrübesinden yararlandığım değerli hocam ve klinik şefim Doç.Dr. Ersin Oba’ ya sonsuz saygı ve şükranlarımı sunarım. Uzmanlık eğitimimin ilk yıllarında göz hekimliğinin temellerini atarken, her anlamda örnek almaya çalıştığım çok değerli eski klinik şef muavinim, ve her zaman bir “abla” olarak anacağım sayın Op.Dr.Ulviye Yiğit’ e kattıklarından dolayı sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Desteklerini hep yanımda hissettiğim değerli uzmanlarım Op.Dr.Mehmet Demir ve Op.Dr.Gökhan Gülkılık’ a, beraber uzmanlık eğitimi yapmaktan mutluluk duyduğum asistan arkadaşlarıma ve pek çok şey paylaştığım hemşirelerimiz ve personellerimize teşekkürlerimi sunarım. Tüm eğitim ve öğretim sürecinde desteklerini yanımda hissettiğim eşime ve aileme sonsuz minnet ve sevgilerimiısunarım. Dr. Hüseyin Fındık İstanbul, 2009 1 SİMGE VE KISALTMALAR GİL: Göz içi lensi AKP: Astigmatik polar değer SKİ: Saydam korneal insizyon GİL : Göz içi lensi EKKE: Ekstrakapsüler katarakt ekstraksiyonu D : Dioptri Fako : Fakoemülsifikasyon mm : Milimetre nm : Nanometre μ : Mikron DGK : Düzeltilmemiş görme keskinliği İKKE: İntrakapsüler katarakt ekstraksiyonu 2 İÇİNDEKİLER SİMGE VE KISALTMALAR 2 ÖZET 4 1.GİRİŞ............................................................................................5 2.GENEL BİLGİLER…………….................................................6-24 2.1.Lens anatomisi ve Histolojisi 2.2. Lens Embriyolojisi 2.3. Katarakt 2.4. Tarihçe 2.5. Fakoemülsifikasyon Cerrahisinde Kesiler 2.6.Korneal Topografi 2.7. Keratometri ve Astigmatizma 2.8. Cerrahi Olarak Uyarılmış Astigmatizma Hesaplama Metodları 3.MATERYAL VE METOD........................................................ 25-26 4.BULGULAR...............................................................................27-50 5.TARTIŞMA................................................................................51-57 6.SONUÇLAR...............................................................................58-59 7.KAYNAKLAR...........................................................................60-68 ÖZET 3 Çalışmaya S.B. Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi II. Göz Kliniği’ nde Ekim 2008- Mayıs 2009 tarihleri arasında başvurarak katarakt tanısı almış 43 hastanın 43 gözü dahil edildi. Olgular iki gruba ayrılarak, 21 hastaya 3,0 mm’ den (Grup I), 22 hastaya da 4.1mm’ den (Grup II) katlanabilir GİL’ leri takıldı. Gruplar arasında cerrahi yöntem olarak kesi boyutu ve buna bağlı GİL implantasyon tekniği dışında fark yoktu. Ameliyatlar standart olarak fakoemülsifikasyon yöntemiyle gerçekleştirildi. Tüm olgular 1. hafta, 1. ay ve 3. ayda rutin muayenelerine ilave olarak keratometrik ve topografik ölçümlerle değerlendirildi. Cerrahi öncesi ve sonrası astigmatizma değerleri vektör analizi ve polar değer yöntemi ile hesaplanarak, kesi büyüklüğünün cerrahi uyarılmış astigmatizmaya etkisi karşılaştırıldı. Her iki grup arasında preoperatif ve postoperatif 1. hafta, 1.ay ve 3. ayda ölçülen astigmatizma büyüklüğü açısından anlamlı fark mevcuttu. Postoperatif astigmatizma değerleri grupların kendi içlerinde de preoperatif değerlere göre istatistiksel anlamlı bulundu. Naeser yöntemine göre hesaplanan polar değerlerin her iki grupta da, istatistiksel olarak anlamlı olmak üzere, postoperatif dönemde preoperatif döneme göre azaldığı tesbit edildi Yine Naeser yöntemine göre hesaplanan cerrahinin neden olduğu astigmatizma değerleri açısından iki grup arasında 3. ayda belirgin fark tesbit edilemedi. Ancak gruplar içinde takip süresince meydana gelen değişim istatistiksel olarak anlamlı bulundu. Ancak 3,0 mm grubunun 4.1 mm grubuna göre daha stabil olduğu gözlendi. Kesiler tork etkisi açısından kıyaslandığında iki grup arasında belirgin fark olmamakla birlikte, 3,0 mm grubunda meydana gelen tork etkisinin 4.1 mm grubuna göre daha küçük ve stabil olduğu gözlendi. Kesilerin meydana getirdiği astigmatizma vektör analizi ile karşılaştırıldığında iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark mevcut olmakla birlikte, cerrahiye bağlıastigmatizmanın 3,0 mm grubunda daha az olduğu gözlendi. Sonuç olarak, 3,0 mm ve 4.1 mm’ lik kesilerle meydana gelen astigmatizma miktarının 3. ayda polar değer yöntemine göre istatistiksel olarak farklı olmadığı bulundu. Bununla beraber 3,0 mm grubunda daha erken yara yeri stabilizasyonu ve daha az tork etkisi meydana geldiği gözlendi. GİRİŞ 4 Modern katarakt cerrahisinin amacı sadece görsel iyileştirmenin sağlanması değil aynı zamanda en uygun refraktif sonucu elde ederek görme kalitesinin artırılmasını sağlamaktır. Bu nedenle artık refraktif katarakt cerrahisi yapılmakta ve hastalarda varolan refraktif bozuklukların tek ameliyatla azaltılması amaçlanmaktadır. Katarakt ameliyatında kesilerin büyük yapıldığı dönemde astigmatizma konusunda hedef, ameliyata bağlı astigmatizma oluşmasını engellemekti. Günümüzde yeni geliştirilen katarakt ameliyatı yöntemleri, küçük kesi kullanımı ve fakoemülsifikasyon için gerekli araç ve gereçlerdeki gelişmeler sayesinde cerrahi ile indüklenen astigmatizma büyüklüğünü ve derecesini azaltarak istenilen sonuçları elde etmek mümkün olmuştur (1). Günümüzde amaç hastanın astigmatizması yoksa nötralitenin, asferitenin devamını sağlamak, eğer astigmatizması varsa uygun cerrahi yöntem ve teknolojiyi kullanarak bunu azaltmak veya ortadan kaldırmaktır. Katarakt cerrahisi planlanan hastaların astigmatizma oranları incelendiğinde %15-23 hastada 1,5 D veya üzerinde, %9-12 hastada 2 D ve üzerinde, %2 hastada ise 3 D ve üzerinde olduğu belirtilmektedir (2-4). Fakoemülsifikasyon cerrahisi sırasında yapılan insizyon tipi, büyüklüğü ve sütür tekniklerinin kesiye bağlı astigmatizmada etkili faktörler olduğu bilinmektedir (5-6). Astigmatizmanın düzeltilmesinde en önemli adımlar preoperatif ölçüm ve yapılacak cerrahinin planlanmasıdır. Silindirik değerin azaltılması bile postoperatif düzeltilmemiş görme keskinliğini ve görme kalitesini artırmaktadır. İnsizyon yerinin, preoperatif kornea topografisine uygun olarak belirlenmesi, cerrahi sonrasında oluşan astigmatizmanın daha iyi değerlendirilmesini sağlamıştır(7-10). Gelişen cerrahi teknikler hekimler tarafından olduğu kadar, basın-yayın organları ile hastalar tarafından da yakından takip edilmekte ve eğitim seviyesi ile sosyo-kültürel seviye arttıkça hastaların beklentileri artmaktadır. Artık hastalar daha çabuk görsel rehabilitasyonun sağlandığı daha konforlu ameliyat arzulamaktadırlar. Sonuç olarak katarakt ameliyatı sonrasında elde edilecek görme düzeyi kadar görmenin kaliteside önem kazanmış durumdadır. Bu sonuç açısından bakıldığında astigmatizma, cerrahi sonrası ortaya çıkan ve görme kalitesini azaltan önemli bir faktördür. Bu nedenle tüm dünyada önlenmesine yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Çalışmamızda iki ayrı büyüklükteki kesinin astigmatizma üzerine etkileri vektör analizi ve polar değer yöntemi ile tespit edilerek karşılaştırılmıştır. GENEL BİLGİLER 5 2.1 Lens Anatomisi ve Histolojisi Mercimek büyüklüğündeki insan lensi 19,70 D kırma gücüyle korneadan sonra gözün en kırıcı ortamıdır. Bikonveks şekilli, elastik ve bağ dokusundan yapılmıştır. İnsan gözünde gelişimini devam ettiren tek yapıdır. Lens iki özel epitel hücre populasyonundan oluşan (lens lifi hücreleri ve lens epiteli) saydam bir yapıdır. Ön yüzü arka yüzüne göre daha düzdür. Ön yüzde en tepe noktaya ön kutup, arka yüzde en tepe noktaya ise arka kutup denir. Lensin ön ve arka yüzünün birleştiği çepeçevre birleşim yerine ekvator denir. Ekvatorun çapı 8,8 mm ile 9,2 mm arasındadır. Kutup aksıyla ekvator aksı birbirine diktir. Ön yüzü iris ve pupilla açıklığı ile, arka yüzü vitreus ile komşudur. Lens bulunduğu arka kamarada “zonül” adı verilen miyofibrillerle tutulur. 1 mm ötedeki siliyer cisimden köken alan ekvatoryal zonül lifleri lensin ekvatoruna, pars planadan köken alan ön ve arka zonül lifleride lens ekvatorunun 1-2 mm ön ve arkasına lensin içine 2 mikron girerek yapışırlar. Ekvatoryal lifler akomodasyonda, ön ve arka lifler ise destek görevi görürler. Zonüler lifler vücutta pek çok bağ dokusunda bulunan elastik liflerin de bileşeni olan fibrilin proteini içerirler. Bütün lensi, lens epiteli ve yüzeyel lens lifi hücrelerince üretilen elastik bir ekstraselüler materyal olan lens kapsülü çevreler. Histolojik olarak lens üç yapıdan oluşur: Kapsül, lens epiteli ve lens fibrilleri. Kapsül: Lens kapsülü aslında bir bazal membrandır, ancak vücuttaki diğer bazal membranlardan farkı, arka kutup dışında sürekli kalınlaşmasıdır ve insan vücüdundaki en kalın bazal membrandır. Lensin ön yüzünü saran ön kapsül lens epitelinden oluşur. Arka kapsül ise bu epitel hücrelerinin uzantılarından oluşur. Kapsül kalınlığı lensin farklı bölgelerinde de değişiklik gösterir. Ön kutupta doğumda 8 μm iken erişkinde 14 μm, ön periferde 21 μm, ekvatorda 17 μm, arka periferde 23 μm ve arka kutupta 4 μm kalınlıktadır. Diğer anlamda perifer merkezden daha kalındır. Kapsül büyük oranda tip IV, daha az oranda tip I ve III kollajenden oluşur. Kapsül 70 kDa büyüklüğündeki molekülleri geçirir. Lens epiteli: Ön kapsül altında dizilmiş hegzagonal, tek sıra hücre tabakasıdır. 10-15 mıkron ölçütlerinde küboid hücrelerdir. Organel ve hücre iskelet proteinleri içerir. Bu proteinler poligonal uzantılı mikroflamanlardır. Bu hücreler metabolik olarak aktif olup mitoza girer. Ayrıca DNA, RNA, lipid ve protein sentezi yapar; lensin metabolik aktivitesi için ATP üretir. Germinatif zonda premitotik DNA sentezi en fazladır. Yeni oluşan hücreler ekvatora göç ederek lens fibrillerine dönüşürler. Fibrillere dönüşen epitel hücrelerinin menbranlarında proteinler artar, nükleus, mitokondri, ribozom gibi organeller kaybolur. Böylece lensten geçen ışığın emilimi ve saçılımı azalır. Lense metabolik olaylar glikolize bağımlı hale gelir. 6 Lens fibrilleri: Lensin geri kalan büyük kısmını ise konsantrik tabakalar halinde uzamış lens lifi hücreleri oluşturur. Hücreler bölünerek uzar ve 180 derece U şeklinde dönerler. Nukleusları ekvatora yakın olduğundan lens saydamlığı korunur. Erişkin lensinde, lens lifi hücreleri ve lens epitel hücrelerinin büyük çoğunluğu bölünmezler. Ancak ekvator yakınında, germinatif zon adı verilen bölgede bulunan lens epiteli hücreleri yavaş proliferasyon gösterirler. Bu bölgede mitozla meydana gelen hücrelerin çoğu lensin posterioruna göç edip lens ekvatorunda lens lifi hücrelerine diferansiye olurlar (11). Oluşan yeni lens lifi hücreleri, lensin karşı tarafından uzanan lens lifi hücreleriyle ön ve arka orta hatta karşılaşıncaya kadar, posterior uçları kapsül altında ilerlerken anterior apikal uçları epitel altında kayarak uzarlar. Böylece zıt kutuplardan uzayan lens lifi hücrelerinin apikal ve bazal uçları arasında “sütür” adı verilen birleşme bölgeleri oluşur. Hücrelerin apikal uzantılarının birleşim yeri “anterior Y sütürü”, bazal uzantılarının birleşim yeri ise “posterior Y sütürü” oluşturur. Lens lifi hücreleri sütürlere ulaştıklarında uzamaları durur , nukleus, mitokondri ve endoplazmik retikulum dahil tüm membran bağımlı organellerini kaybederler (12). Organel kaybı optik olarak avantajlı bir süreçtir, çünkü böylelikle ışık lensten geçerken saçılıma uğramaz. Ancak, mitokondri kaybına bağlı olarak lens lifi hücreleri enerji üretimini glikolizle sağlamak zorundadır. Doğumda 90 mg olan lens ağırlığı, erişkinde yaklaşık 260 mg’ a, çıkar. Doğumdaki ön-arka kalınlık 3,5 mm den, erişkinde 5,5 mm’ye, çapıysa doğumda 5mm’den 20 yaşında 10 mm’ye çıkar(Şekil 1). Lensin damarsal yapısı ve innervasyonu yoktur. Lens için beslenme kaynağı ve atıkların atılması için tek yol aköz hümördür. Lensin sadece ön yüzü aköz hümörle irtibat halinde olduğundan, lensin daha derinlerindeki eski hücreler düşük dirençli sıkı bağlantılar (gap junction) aracılığı ile madde alış-verişini sağlar. 7 Şekil 1. Erişkin lensi. Büyütülmüş kutuda lens ekvatorunda meydana gelen diferansiyasyon görülmektedir. 2.2 Lensin Embriyolojisi Yüzeyel ektodermden köken alan kristalin lensin oluşumu embriyogenezde erken evrede başlar. Gestasyonun 25. gününde ön beyin ve diensefalonun iki yanında optik vezikül adı verilen iki çıkıntı oluşur. Tomurcuk şeklindeki optik veziküller laterale doğru büyüdükçe distal uçları genişler ve ön beyinle olan bağlantıları büzülerek içi boş optik sapı meydana getirir. Yirmiyedinci günde bu hücreler kolumnar hal alır ve lens öncülleri olan “lens plakoid”lerini oluşturmak üzere kalınlaşırken, optik vezikülü çevreleyen yüzey ektoderm hücreleri de uzar. Yirmidokuzuncu günde bu plakoidin merkezinde bir çöküntü (lens pit veya fovea lentis) oluşur ve hücresel çoğalma ile belirginleşir. Böylece bazal membran (lens kapsülü) içinde hapsolmuş tek kat küboid hücreden oluşan bir kürecik kalır. Buna lens 8 geçirerek iki katlı optik kadeh (optik cup) vezikülü denir. Lens vezilülü invajinasyon oluşturur. Yedi haftalık gestasyonda lensin ekvator bölgesindeki lens epiteli hücrelerinin çoğalması ve uzayıp nukleuslarını kaybetmesiyle sekonder lens fibrilleri oluşurSekonder lens lifleri erişkin hayat boyunca oluşmaya ve lens çapı artmaya devam ettiği halde embriyonik periyotta oluşan primer lens lifleri hayat boyu kalırlar. Sekonder lens fiberleri öne ve arkaya büyüdükçe lensin ön ve arka ortasında fiberlerin birleştiği yerde Y şeklinde bir hat oluşur ki buna sütür denir. Ortalama gestasyonun 8. haftasında, ön ve arkada lens fibrillerinin karşılaştığı yerde, önde düz, arkada ters Y sütürleri belirginleşir. Sütürlerin oluşumu, lensin şeklinin küreselden, yanlardan basık bir bikonveks küreye dönüşmesine izin vermektedir (13- 15). Gestasyonun 3. ayının sonunda siliyer epitelden zonüler lifler üretilir. Lens vezikülü, 33. gestasyonel günde lens kapsülü tarafından tamamen çevrelenmiş olduğundan, lenf damarları bulunmayan lensin retiküloendotelyal sistem tarafından tanınması engellenir. Bu da, immün sistemin lens proteinlerini yabancı olarak algılamamasını sağlar. 2.3Katarakt Katarakt terimi şelale ya da demir parmaklık anlamına gelen latince “cataracta” ve yunanca “katarraktes” kelimelerinden türemiştir. (16) Katarakt görmeyi etkilesin yada etkilemesin en basit anlatımıyla lensteki herhangi bir yoğunluktur. Atmış yaş civarında %60 ve 100 yaş civarında %100 görülür. Etiyolojide heredite, travma, inflamasyon, metabolik bozukluklar ve beslenme bozuklukları, radyasyon, obezite, sigara, alkol ve yaş gibi faktörlerin etkili olduğu belirtilmektedir (17-19). Yaşa bağlı oluşan kataraktların fizyopatolojisi tam olarak aydınlatılamamakla beraber birden çok mekanizmanın eş zamanlı olarak bu duruma neden olduğu sanılmaktadır. Lens yaşlandıkça akomodatif gücündeki azalmaya paralel olarak, ağırlık ve kalınlığında artış gözlenir. Yeni kortikal tabakalar eklendikçe, merkezde nükleus sıkışarak nükleer skleroz oluşur (19). Yapılan çalışmalar nükleer ve kortikal katarakt gelişiminde az miktarda genin sorumlu olabileceğini göstermektedir (20). İlerleyici oksidatif hasarın, yaşa bağlı katarakt gelişimi başta olmak üzere diğer katarakt çeşitlerinde de önemli bir etken olduğu bilinmektedir. Lens kristalinleri ve hücre fibrilleri membranları üzerine etkili olan oksidatif hasar nükleer katarakt gelişimini açıklamada cazip görünmektedir. Yaşa bağlı olarak 9

Description:
2.1 Lens Anatomisi ve Histolojisi. Mercimek büyüklüğündeki insan lensi 19,70 D kırma gücüyle korneadan sonra gözün en kırıcı ortamıdır. Bikonveks şekilli, elastik ve bağ dokusundan yapılmıştır. İnsan gözünde gelişimini devam ettiren tek yapıdır. Lens iki özel epitel hüc
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.