ebook img

TAKVİM-İ VEKAYİ PDF

1165 Pages·2013·8.98 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview TAKVİM-İ VEKAYİ

ÖZET TAKVİM-İ VEKAYİ ’NİN 1831-1834 YILLARI ARASI TRANSKRİPSİYONU BENZER,Ebru Yüksek Lisans Tezi; Tarih ABD Danışman: Yrd.Doç. Dr. Hamza Altın Kasım 2013 Gazete, Dünya tarihinin çeşitli dönemlerinde öncelikle iktisadi, sosyal ve siyasi hayatı etkileyen; kimi zaman da yönlendiren kaynaklardan biridir. 19. yy. da Osmanlı yayın dünyasında oluşturulan gazeteler de kamuyu çeşitli konularda bilgilendirme görevi taşımışlardır. Osmanlı Devleti’nde gazetecilik faaliyeti Batıdan yaklaşık iki yüz sene gecikmeli başlamıştır. Fakat batının aksine Osmanlı da durum biraz farklı işlemiş ve halkın talepleri ve gereksinimleri doğrultusunda değil, Padişahın iradesiyle çıkarılmıştır. Türk basın tarihini ilk Türkçe gazete olan Takvim-i Vekayi ile başlatmak zorundayız. Takvim-i Vekayi üstlendiği haber görevi ile merkezileşmeyi yeniden gerçekleştirmeye çalışan ve Batılılaşma sürecinde olan devletin halkına farklı bakış açıları kazandirmaya çalışmak açısından önemli katkıları olmuştur. Bu da gazetenin döneminin aranılan kaynaklarından biri olmasını sağlamıştır. Araştırmamızda gazetenin ortaya çıkışından başlayarak yaklaşık dört yıllık bir dönemini, dönemde neler olup bittiğini, basına yansıyan yönleriyle yorumlamaya çalıştık .Ayrıca Osmanlı iç ve dış işleri,askeri konular, tayin atama ve ticaret işleri hakkında gazetede yer alan haberlere dayanarak yaptığımız araştırma yer almaktadır. Anahtar kelimeler: Takvim-i Vekayi, İlk Türkçe Gazete,II. Mahmut i ABSTRACT TRANSCRIPTION OF TAKVİM-İ VEKAYİ 1831-1834 BENZER, Ebru Master’s Thesis; Department of History Supervisor: Asst. Prof. Dr. Hamza Altın November 2013 Newspaper is one of the resowce which influences and directs the world’s economic, social and political life in various period of the worlds history. Newspapers which were published in 19 th century’s Ottoman publication community informed the people related with assorted issues. Journalizm in Otoman sterted almost two hundrend years later then western countries however in contrast to western perspective, the situation was somewhat different in Ottomans Empire.İt is not published in line with the demands and reguirements of the people, it is published with the directions of Sultan’s Authority. We are obliged to start Turkish History of journalism with the first Turkish newspaper Takvim-i Vekayi. Takvim-i Vekayi wihch tries to fulfill the re- centralization with the task of curated news has made important contribitions in a process of westernization.As a result of this, newspapers had been one of the most sought resource in it’s period İn this study we tried to integrate Takvim- i Vekayi’s aproximate four years starting from the emergence and what had happened at that time as mentioned at media. Moreover, it includes in our research which is based on report’s of the newspaper that is related with Ottoman’ s national and international relations, military issues, assignments and trade jobs. Key words: Takvim-i Vekayi, First Turkish Newspaper, II. Mahmut ii İÇİNDEKİLER ÖZET …………………………………………………………………… ……... i ABSTRACT……………………………………………………………… ……... ii İÇİNDEKİLER ………………………………………………………………… iii KISALTMALAR ……………………………………………………………… v ÖNSÖZ ………………………………………………………………………… vi GİRİŞ …………………………………………………………………………… 1 BİRİNCİ BÖLÜM TAKVİM-İ VEKAYİ’NİN ORTAYA ÇIKTIĞI DÖNEM VE GAZETENİN GENEL ÖZELLİKLERİ 1. II. Mahmut Dönemi Öncesi Osmanlıda Genel Durum Hakkında …………. 3 2. II. Mahmut Dönemine Genel Bakış …………………………………………… 4 3. İlk Türkçe Gazetenin Neşri Öncesi Osmanlıda Yayın Yapan Yabancı Gazeteler……………………………………………………………………… 6 4. Takvim-i Vekayi’ nin Ortaya Çıkışı ………………………………………… 7 4.1. Çıkarılacak Gazetenin İsmi ve Yayın Aşaması ……………………… 7 4.2. Takvim-i Vekayi ‘in Yayın Hayatına Girmesi ……………………… 8 4.3. Gazetenin Mukaddimesi …………………………………………….. 9 4.4. Gazetenin Genel Özellikleri …………………………………………… 10 İKİNCİ BÖLÜM TAKVİM-İ VEKAYİ’NİN (1831-1834 ) TRANSKRİPSİYONU ÜÇÜNCÜ BÖLÜM TAKVİM-İ VAKAYİ (1–86 SAYILAR)’IN FİHRİST TABLOSU iii SONUÇ …………………………………………………………………………. 1153 TAKVİM-İ VEKAYİ’NİN İNCELENMESİNDE KULLANILAN METERYAL VE YÖNTEM …………………………………………………… 1155 BİBLİOGRAFYA ……………………………………………………………… 1157 ÖZGEÇMİŞ ……………………………………………………………………. 1158 VITAE ………………………………………………………………………….. 1159 iv KISALTMALAR a.e.g : Adı geçen eser a.g. m : Adı geçen makale C : Cilt Ed. : Editör H. : Hicri M. : Miladi S. : Sayı s. : Sayfa Yay. : Yayın evi v ÖNSÖZ Gazeteler,yayınlandığı dönemde halk ile devlet arasındaki iletişimi kuvvetlendiren önemli kaynaklardır. Eskiden Vak’anüvis denilen resmi tarih yazıcıları vardı.Bunlar dönemin önemli olaylarını yazardı; fakat bu yazılanların basımı yıllar sonra gerçekleştirildiğinden halk gerçekleri zamanından çok sonra öğrenebiliyordu.Bu durumun giderilmesi de Osmanlı Devleti’nde çıkan ilk Türkçe gazete olan Takvim-i Vekayi-i ile mümkün olmuştur.Takvim-i Vekayi-i yayınlandığı dönemin aynası olma özelliği taşır.Çünkü aynı zamanda devletin resmi gazetesi olduğundan yapılanlar halka birebir yansıtılmaktadır. Türk tarihinin ve kültürünün tam manası ile araştırılıp öğrenilmesi için bu gazetenin de doğru okunması ve anlaşılması gerekir.Bu sebepten dolayı tarihi araştırmalara bir nebze katkı sağlamak için Takvim-i Vekayi-i incelemeye yöneldim.Dönemin önemli olaylarını bir de basının gözünden incelemek istememiz Takvim-i Vekayi-i Yüksek Lisans tezi olarak almamdaki bir başka nedendir. Çalışma esnasında bir takım güçlüklerle karşılaştık.Belgelerdeki bazı kısımların tahrip olması,Arapça ve Farsça kelimelerin çokluğu,bazı yazıların silik çıkmasından dolayı anlaşılamaması,gazetenin yazıldığı dilin ağır olması çalışmamızda karşılaştığımız güçlüklerin başında gelmektedir.Bu güçlükleri ise gerek Osmanlıca-Türkçe lügatlar ve gerekse hocalarımızın yardımıyla en aza indirgemeye çalıştık. Çalışmamızın neticesinde ise basının yansıttığı sosyal,ekonomik ve kültürel durumları öğrenerek tezimizde bunları ortaya koymaya çalıştık. Bu çalışma esnasında yardımlarını esirgemeyen değerli hocam Yrd.Doç.Dr.Hamza ALTIN’a,benden manevi desteğini esirgemeyen sevgili eşime ve her zaman yanımda olan aileme sonsuz teşekkürler. Ebru BENZER Kasım 2013 vi GİRİŞ İnsanların ifade özgürlüğünü kullanabilmelerinin en önemli aracı basındır. Geçmişten bu yana süregelen bu gerçeğin hem tarihsel anlamda hem de siyasal alanda etkileri yadsınamaz. Konumuzun da bir basın aracı olması sebebiyle Osmanlı Devleti’nde basım hareketlerinden kısaca bahsetme gereği duydum. Bilindiği gibi Avrupa’da1440 yılında Gutenberg tarafından matbaanın bulunmasıyla basım işi kolaylaşmış ve buda insanların kitaplara daha kolay ve ucuza ulaşmasını sağlamıştır. Avrupa’da 1440 yılında başlayan basım faaliyetlerinin Osmanlı Devleti’nde 1727 de gerçekleşmesi ise tam üç yüzyıllık bir kayıptır.Aslında verilen tarihin öncesinde Osmanlıda basım işi yabancılar tarafından bazen izinle bazen gizli olarak yapılıyordu. Osmanlı sınırlarında ilk basımevini1493 de Museviler kurmuştur. Ermeniler 1567 de Rumlar da 1627 de basımevleri kurup işletmişlerdir.1 Fakat bu basımevlerinde Türkçe bir eser basılmamıştır. XIII. yüzyılda Osmanlılar Avrupa’nın büyük bir kısmına ve Akdenize egemen olduklarından, Avrupa ulusları özellikle Fransızlar Ortadoğuya nüfuz edebilme yolları aramışlar Türkçe Arapça dilleri üzerinde incelemeler yapma zorunluluğu duymuşlardır.2 Avrupada başlayan bu girişimlerinde Osmanlıda basının oluşmasına zemin hazırladağı söylenebilir. Avrupalıların basını kullanarak Osmanlı ülkesine sızmaya çalıştıkları bu oartamda ne yazık ki Osmanlı basın faktörünün bilincine varamamıştır.Bu konu yani Osmanlıya matbaanın geç girişi konusu günümüzde de tartışılagelmektedir. Ama genel anlamda matbaanın geç gelişi çeşitli sebeplere bağlanmaktadır. Matbaanın Osmanlı topraklarında faaliyetinin gecikmesinin nedenlerinden en önemlisi olarak , basılı malzemeler yoluyla yönetim karşıtı fikirlerin yayılmasının önüne geçilmesi isteği düşünülebilir. Osmanlı devleti üç kıtada toprak sahibi olan son derece geniş coğrafi sahada hüküm süren çok uluslu ve çok dinli bir devlettir. Yayın yoluyla iktidar karşıtı fikirlerin yayılması özellikle merkezden uzak eyaletlerde otoritenin tam anlamıyla ve gecikmeksizin sağlanması zor olabileceğinden sakıncalı bir durum teşgil edecektir ki bu tedirginlik Osmanlı Padişahlarının devlet sınırları içerisinde matbaaların kurulması ve faaliyet göstermesi fikrine soğuk yaklaşmasına sebep 1 M.Nuri, İnuğur,Basın ve Yayın Tarihi, Der Yayınları, İstanbul,1993,s.151. 2 İnuğur, a.g.e., s.150. 1 olmuştu.3 Bunu diğer sebepleri olarak, hattatlığın yaygın bir meslek oluşu, dinsel tutuculuk ve yasaklamalar, okur yazar oranının düşüklüğü gibi sebepler gösterilmektedir. Osmanlıda matbaanın kuruluşu ise İbrahim Müteferrika tarafından gerçekleştirilmiştir. Tabi bu konuda onun en büyük destekçisi Çelebizede Sait Efendi dir. Sait Efendi babasının görevi dolayısıyla kaldığı Fransa da basım faaliyetleri ile yakından ilgilenir ve ülkesine döndüğünde bu konuda bilgisi geniş olan İbrahim Efendiyi bulur ve böylece işe koyulurlar. Fakat matbaanın açılması için padişahı ve Şeyhülislamı ikna etmeleri gerekmektedir. Bu sebeple İbrahim Müteferrika basım yöntemiyle kitap çoğaltmanın yararları ve gerekliliği üzerine Vesilet-ül Tıbaa (1726) adlı bir risale yazmıştır. Bu raporu dönemin sadrazamı İbrahim Paşaya sunan müteferrika matbaanın kullanılabilmesi için izin istemiştir.4 III. Ahmet tarafından çıkarılan ferman ve Şeyhülislamın fetvası üzerine alınan izinlerle matbaa açılmıştır(1727). İbrahim Müteferrika ilk bastığı Vankulu Sözlüğü’nün baş tarafına bu ferman ve fetvadan sonra halkın ilgisini çekmek için İstanbul’un ünlü bilginlerinin basın hakkındaki olumlu düşüncelerini koymuştur. Bunun asıl maksadı din çevrelerinden ve hattatlardan gelecek tepkiyi önlemekti.Müteferrika işi bilim bakımından da ciddi tutmak üzere basılacak eserlerin yanlışsız olması için zamanın bilginlerinin de matbaada çalışmasını temin etti.5 Böylece Osmanlı devletinde basım hareketleri başlamıştır. Müteferrika matbaasının açık olduğu süre olan 1728-1742 yılları arasında 17 adet eser basılabilmiştir. Aslına bakılacak olursa teknik bilgi eksikliği, kitapların pahalılığı, okur yazar oranının azlığı matbaanın faaliyetlerinin yetersiz olmasına sebep olmuş olabilir. Osmanlıda basım faaliyetlerinin başlamasıyla aslında kültürel yeni bir döneme girilmiştir. Zamanla Osmanlı devleti batıyı sadece askeri anlamda değil siyasi ve kültürel anlamda da takip etmeye başlayacak ve bunun sonucunda çeşitli reformlar göze çarpacak ilk Türkçe gazete oluşturulup ülke halkının her konuda bilgilendirilmesi sağlanacaktır. 3 Belkıs, Ulusoy Nalcıoğlu,(2005)’Tanzimat dönemi Türk Gazeteciliği ve Türk Basınının İlkleri’ , Manas Sosyal Bilimler Dergisi, 7:14 ,s 253-267. 4 N. Serpil, Altuntek, “İlk Türk Matbaasını Kuruluşu ve İbrahim Müteferrika” , H.Ü.E.F. Dergisi, C. 10, Sayı 1, ss. 191-204. 5 F. Süreyya, Oral, Türk Basın Tarihi Osmanlı İmparatorluğu Dönemi, Oral Yayınları, Ankara, s.48 2 BİRİNCİ BÖLÜM TAKVİM-İ VEKAYİ’NİN ORTAYA ÇIKTIĞI DÖNEM VE GAZETENİN GENEL ÖZELLİKLERİ 1. II. Mahmut Dönemi Öncesi Osmanlıda Genel Durum Hakkında Bilindiği gibi Osmanlı devleti Kanuni Sultan Süleyman(1520-1566) devrinde kudretinin en yüksek seviyesine ulaşmış XVII yüzyıl sonlarında da gerilemeye başlamıştır. 1699 yılında imzalanan Karlofça antlaşması bu gerilemenin en açık örneğidir. Osmanlı Devleti’nde gerilemenin başlamasıyla bu durumu düzeltecek çareler aranmaya başlanmış fakat yapılan çalışmalar genellikle iki karşıt görüş oluşturmuştur. Bu görüşlere göre yapılan ıslahatlarda hep yüzeysel olmuş ve başarıya ulaşamamıştır. Kimi görüş sahipleri eski düzeni kimilerinin ise yeni düzen kurmak istemeleri kimi zaman fikir çatışmalarına neden olmuştur. Devlet içerisinde I. Ahmet’ ten itibaren düzelme çabaları gösterilmiştir fakat yapılan düzeltmelerde eski kurumların kaldırılmaları yerine üzerinde düzeltmeler yapılması bu ıslahatların başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olmuştur. Yapılan düzeltmeler genellikle askeri alanlarda kendini gösterir. Çünkü o dönemdeki çoğu aydına göre askeri düzeltmeler yapılmazsa batı karşısında üstünlüğün korunamayacağı düşüncesi hakimdir. Yenileşme çabalarına Osmanlı tarihinde en fazla önem veren padişahlardan biri III. Selim dir. Onun zamanında yapılan ıslahat çalışmalarına Nizam-ı Cedid adı verilmiştir. Bu dönemde sadece askeri alanda değil Osmanlı Devleti içerisinde yer alan bütün kurumlarda değişikliğe gidilmek istenmiştir. Ve tabiî ki yenilik olur da tepki olmaz mı, Nizam-ı Cedid ıslahatlarına da darbe vurmaya kalkışanlar olmuştur. Bu dönemde yapılan yeniliklerinin özümsenememesinin en önemli nedeni ülkenin içinde bulunduğu durum ve yeniliğin yapıldığı kurumlarda köklü değişiklikler yapmak yerine eski kurumları kaldırmadan yenilerini oluşturmaktır. 3 Aslında III. Selim’in yıllarca çaba gösterdiği Nizam-ı Cedid onun öldürülmesiyle gerek askeri ve siyasi, gerekse ekonomik alanlarda istenen neticeyi verememişti.; ancak kalıcı bir Nizam-ı Cedid düşüncesi yani yenilik ruhu ortaya çıkmış, son dönem Osmanlı padişahları onu örnek alarak daha cesur olabilmişlerdi.6 2. II. Mahmut Dönemine Genel Bakış Saltanatı süresince bir çok yeniliğin kurucusu olan II. Mahmut(1808-1839) ve dönemi üzerinde biraz genişçe durmak gerekir. Çünkü o, gerek amcası III. Selim zamanında askeri sahada yapılmaya çalışılan yenilikleri kuvvetle ele alması ve gerekse burada bizim için önemli olan haberleşme sahasındaki gayretleri yönüyle dikkatleri üzerine toplar. Aynı zamanda o çeşitli çalışmalarıyla Tanzimatın şüphesiz en büyük hazırlayıcısıdır.7 II. Mahmut 28 Temmuz 1808 de sıkıntılı bir şekilde Osmanlı tahtına oturdu. Alemdar Mustafa Paşayı kendisine sadrazam olarak tayin etti. Alemdar Mustafa paşa ilk iş olarak bozulan devlet idaresine el atmıştır. Hükümetle ayanlar arasında cereyan eden ve uzun sürdüğü anlaşılan görüşmelerden sonra Sened-i İttifak denen sözleşme ortaya çıktı. Ve bu belgeyle ayanlar hükümete olan bağlılıklarını kabul etmiş oldular. Yapılan bu sened tabi ki devlet içerisinde yenileşmenin sağlanabilmesi için bir başlangıçtır. Sultan Mahmut yapmayı planladığı reform hareketleri için zemini sağlam tutmaya çalışmakta ve bu yüzden ülkenin taşra kısmında görev yapan valileri ve ayanları karşısına almamak için bu girişimde bulunmuştur. II. Mahmut ikinci olarak düzeni bozulan yeniçeri ocağına el atmıştır. Sultam Selim döneminde kaldırılması planlanan fakat başarılamayan bu ıslahat II. Mahmut’ u da çok uğraştırmıştır. Çünkü o döneme kadar yeniçeri ocağı Osmanlının bel kemiğini teşkil etmekteydi. Zaman ilerledikçe ocak içerisinde yaşanan bozulmalar ve kimi padişahların ocağa müdahale etmeye çalışması ile ocak içerisinde “Devlet ocak içindir” anlayışı yerleşmiş ve buda ocağın kaldırılmasının en büyük zeminini oluşturmuştur. Yapılan yeni ordunu hazırlıklarını gören yeniçerililerin ayaklanması üzerine yapılan karşı saldırı ile ocağın sonu gelmiştir.Böylece II.Mahmut, saltanatının 17. yılında Yeniçeri Ocağını kaldırarak Türkiye’nin yenileşme ve terakki 6 N. Hayta, U. Ünal, Osmanlı Devleti’n de Yenileşme Hareketleri, Gazi Kitapevi, Ankara,2005,s.93. 7 Nesimi, Yazıcı, Takvim-i Vekayi “Belgeler”, G.Ü.B., Ankara, 1983, s.12. 4

Description:
olduğundan hakkında mahasin-i tevecühât-ı âli derkar ve bundan böyle dahi taksirattan dolayı ahali-i Şamın itizar ve istirhamları afv-ı âliye şayan
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.