ebook img

Sosyal İslam: Dinin direği paylaşımdır PDF

172 Pages·2011·1.583 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Sosyal İslam: Dinin direği paylaşımdır

DESTEK yayınevi SOSYAL SLAM D I N IN DIREĞI PAYLAŞıMDıR R. İHSAN ELİAÇIK DESTEK YAYINEVİ: 186 ARAŞTIRMA-İNCELEME: 62 SOSYAL İSLAM / R. İHSAN ELİAÇIK SOSYAL İSLAM Her hakkı saklıdır. Bu eserin aynen ya da özet olarak hiçbir bölümü, telif hakkı sahibinin yazılı izni alınmadan kullanılamaz. Genel Yayın Yönetmeni: Ertürk AKŞUN Dinin direği paylaşımdır Editör: Zuhal DOĞAN Teknik Hazırlık: İlknur MUŞTU Kapak: İlknur Muştu R. IHSAN ELIAÇıK 1. BASKI : Kasım 2011 Yayıncı Sertifika No: 13226 ISBN 978-605-4455-83-6 © Destek Medya Prodüksiyon&Yayınevi İnönü Cad. 33/4 Gümüşsüyü Beyoğlu / İstanbul Tel: (0212) 252 22 42 Fax : (0212) 252 22 43 www.destekyayinlari.com [email protected] inkılap Yayın Sanayi ve Tic. A.Ş p inkılap Kitabevi Baskı Tesisleri I Matbaa Sertifika No: 10614 Çobançeşme Mah. Altay Sk. No: 8 Yenibosna - Bahçelievler / İstanbul Tel: (0212) 496 11 11 DESTEK yayınevi R. İHSAN ELİAÇIK Yazar ve düşünür. 23 Aralık 1961de Kayseri'de doğdu. Kayseri ve Kırşehir'deki 'değişik okullarda ilk, orta ve lise öğrenimini tamamladı (1980). Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde okudu (1985-1990). İla- hiyat Fakültesi nden ayrılarak bağımsız yazarlık hayatına başladı... 30 yılı aşkın süredir düşünce ve yazı hayatına devam ediyor. Şu ana kadar 20 kitabı yayımlandı. Evli ve beş çocuk babası. Arapça ve İngilizce biliyor. İstanbul'da yaşıyor. ESERLERİ . İtikat Üzerine (1992) • İslam ve Sosyal değişim (1994) • Devrimci İslam (1995) • İslam'ın Yenilikçileri (üç cilt, 2000) . Adalet Devleti; Ortak İyinin İktidarı (2003) • İhyadan İnşaya İslam Düşüncesi (2003) . İslam'ın Üç Çağı (2004) . Mehmet Akif (2004) • Muhammed İkbal (2004) . Aliya İzzet Begoviç (2004) • Yaşayan Kuran; Türkçe Meal (2006) • Yaşayan Kuran; Türkçe Meal-Tefsir (üç cilt 2006) • Daru's-Selam; Evrensel adalet ve barış yurdu (2006) . Gerçek Hayat Dini (2006). • Nüzul sırasına göre Yaşayan Kuran; Türkçe Meal-Tefsir (tek cilt 2007) . Mülk Yazıları I (2009) • Hanginiz Muhammed (2010) . Mülk Yazıları 1+11(2011) . Bana Dinden Bahset (2011) . Bu Belde (2011) • Kurana Giriş (2011) İçindekiler Kur anda "Hayır!" Sesleri 9 "Büyük Günah" Nedir? 26 Dağları Korkutan "Emanet" 35 Kur anda Din Adamı Eleştirileri 58 Kur'an'da "Üsttekiler" Ve "Alttakiler" 68 "Aşağılık Maymunlar Olun!" 85 'Kitap Yüklü Eşekler!' 94 Hırsız Kimdir? 105 Çölde Yaşayan "Bedeviler" 114 "Tek Çeşit Yemek" Ve "Samirî'nin Buzağısı" 125 Kendi Elleriyle Yonttuklarına Tapanlar 137 Sosyal İslam 147 En Büyük Eşitleyici Olarak Ölüm 157 "Eskilerin Masalları" 166 Allah "Eşitliği" Takdir Etti 177 Gecenin Ve Gündüzün Güçleri 185 Süleyman'ın Mülkü 194 Açlık Günlerinde "Allah"ın Yüzü 216 Zamanın Sözü 229 İslam'ın İki Büyük Şiarı 235 İslam'ın Ritüelleri 245 "Bir Elime Ayı, Bir Elime Güneşi Verseniz..." 256 Bir Şehir (Medine) Nasıl Kurulur? 263 Yeni Başlayanlar İçin Siyaset Rehberi 268 KUR'AN'DA "HAYIR!" SESLERİ Muhterislere Panzehir: Zühd 273 Yeni Sınıfın "Simon"ları 282 Muhafazakâr Zamparalığa Dinî Kılıf: Çok Eşlilik 298 Kervana Son Hücum 305 Kuranın nüzul sırasına göre ilk "Hayır!" (Kellâ) veya aynı an- Ölmüş Firavun un Cesedi 311 lamda "Bilakis, hayır, öyle değil" (Bel) dedikleri acaba nedir? Bu Kürt Sorunu, Kanlı Çanak Ve Haceru'l-Esved 317 önemli. Çünkü ilk neye hayır denmişse esas itiraz da onadır ve en Zaman Tünelinde Bir Hesaplaşma 323 önemli sorun olarak da o görüluyordur. Dinle Beyaz Adam 331 Kuranda nüzul sırasına göre yaklaşık ilk 40 sure boyunca 16 "Hayır!" denilen sure yeri tespit ettim. Sure içlerindeki tekrarları da katarsanız 20'yi geçiyor. İlk mesajlar boyunca âdeta çığlık çığlığa bir itiraz ve hayır sesleri yükseliyor. Hiç atlamadan sırasıyla dizdim. Altlarda da kısa açıklamalarla izahat yaptım. Bakın, bunlar nereler. [HAYIR! İnsan zenginliği kendine yeterli görünce tuğyan eder. Oysa sonunda Rabb'inedir dönüş. Bak şu bir kulu içtenlikle yönelirken yasaklamaya kalkana... HAYIR! Bu yaptıklarına bir son vermezse onu alnından tutup sürükleyeceğiz. O yalancı, ar damarı çatlamış alnından. O zaman çağırsın toplanıp durduklarını 9 R. İhsan Eliaçık Sosyal, İslam Biz de çağıracağız zebanileri, Gözünün önünde oğullarıyla, HAYIR! Sakın ona boyun eğme, sen secde et ve yaklaş!] Nimetimi döşedikçe döşediğim o adamı... (Alak; 6-14, 15-19) Hâlâ gözü doymuyor; verdiğimden daha fazlasını istiyor. HAYIR! O ayetlerimize karşı inat etti. Onu dimdik bir yokuşa süreceğim.] Kuranın nüzul sırasına göre ilk suresi olan Alak peş peşe "Ha- yır!" (Kellal) itirazları ile başlıyor. (Müddesir;ll-15) Görüldüğü gibi Kuranın nüzul sırasına göre ilk suresi zenginlik Rivayete göre burada kastedilen şahıs "Kâbe çetesinin" ele- ile tuğyan arasında ilişki kurarak başlıyor. Kuran, ilk sosyal tespit başlarından tefeci bezirgân Velid bin Muğire idi. Hadsiz hesapsız olarak "zenginliğe" dikkat çekerek başlıyor. İlk olmasının anlamı zenginliği vardı. Mekke'den Taif e kadar uzanan, deve, at ve koyun şu ki sonraki bütün "üsttekileri" niteleyen ayetler bununla ilgilidir: sürüleri; Taif'in bağ ve bahçeleri, sulak arazileri, bol nakit para- Mal biriktiren (nıustağnî) servetiyle azgınlık eder (tuğyan), serve- sı, kendisinin bile hesabını tutamayacak kadar çok serveti vardı. tine yaslanarak büyüklenir (mustekbir), emredip yasaklar koyarak Onun için kendisine Velid bin Muğire el-Vahid (Zenginlikte tek, zulmeder (zâlim), mülküyle ortak koşar (müşrik), hegemonya kur- eşi benzeri olmayan Muğire oğlu Velid) denmekteydi (Razi, Kurtu- maya yeltenir (ceberrut), gururlanır (mağrur), inkâr eder (münkir), bi, Taberi). Bugünkü tabirle o bir para babasıydı. Onun için ayette yok sayar (mulhid)... "şehrin en zengin tek adamı" olarak anılmasına nazire olarak "tek başına yarattığım" deniyor. Demek ki "tuğyan", kişinin "zenginliğini" kendine yeterli gör- mesi (müstağni) ve ardından bu zenginliğe, yani mal ve iktidar gü- Uzayıp giden mal (mâlen memdûd), gözünün önünde oğullar cüne dayanarak emir ve yasak (nehy) koymaya başlaması ile oluyor. (benine şuhûdâ), onun için döşedikçe döşediğim (mehhedtü lehu Buna bir toplumda mal ve iktidar sahiplerinin (üsttekilerin) halk temhidâ) ifadeleri, şehrin bu eşşiz/tek olarak anılan en büyük zen- (alttakiler) üzerinde kurduğu "hegemonya" diyoruz. Şu halde Ebu ginini tasvir içindir. Kuran şehrin en büyük zenginini hedef tahta- Cehil'in şahsında anlatılmak istenen zenginlerin mustağnîleşerek sına oturtmakta ve âdeta "İşe buradan başlayacaksınız" demekte- insanlar üzerinde emir ve yasak (nehy) koymaya kalkması ve böyle- dir... ce haddini aşması (tuğyan) toplumların en önemli sorunu oluyor. Dikkat ediniz! Şehrin en büyük zenginine "Hayır!" (Kellal) di- yerek başlıyor bu Kitab. Dikkat ediniz! Müstağnilere ve bunların tuğyan ve hegemonya- sına "Hayır!" (Kellal) diyerek başlıyor bu Kitab. [HAYIR! Ay dile gelsin! Biten gece dile gelsin! [Tek başına yarattığım o adamı bana bırak Ağaran tan yeri dile gelsin! Uzayıp giden mal verdiğim, 101 10 R. İhsan Eliaçık Sosyal, İslam Hiç şüphesiz o gerçekten büyük bir olaydır! [Şu halde onlara ne oluyor ki bütün hatırlatmalardan yüz çevi- Bu insanoğluna bir uyarıdır! riyorlar? İyiyi veya kötüyü seçmek isteyen herkes için bir uyarı! Sanki aslandan kaçan ürkmüş yaban eşekleri gibiler. Her biri kendisine özel nama yazılı davetiye istiyor. Her insan kazandığının esiridir. HAYIR! Onlar ahiretten korkmuyorlar. Ancak iyiyi seçenler cennete girecek. HAYIR! Bu bir hatırlatmadır! Oradan suçlulara soracaklar; "Sizi ateşe sokan nedir?" Dileyen onun üzerinde düşünüp öğüt alır. Şöyle diyecekler: "Biz musalli değildik. Yoksulu doyurmazdık. Allah lâyık görmedikçe de düşünüp öğüt alamazlar. Dalanlarla beraber dalanlardık. Din gününü yalan sayardık. Düşünüp öğüt alan ise sakınanlardan ve bağışlananlardan Gerçeğin ta kendisi olan ölüm gelinceye kadar hep böyleydik."] olur.] (Müddesir;32-47) (Müddesir;45-56) Daha önce "gözleriyle seni devirecek gibi bakarlar" dendiği "Biz musalli değildik, yoksulu doyurmazdık" ayeti bu anlam- gibi, burada da hatırlatmayı (zikr) her duyduklarında "aslandan da, hemen birkaç sure sonraki Maun suresi ışığında düşünülme- kaçan ürkmüş yaban eşekleri" benzetmesi yapılıyor. lidir. Bu durumda mana "Biz aslında musalli idik (salât ederdik) Allah'a ve ahirete inanan (fakat korkmayan), salât eden, tavaf ama bu yoksulu doyurmaya teşvik etmeyen bir salât idi. Onun için yapan, hacılara su dağıtan, Kâbe'nin örtüsünü değiştiren; fakat de salâtımız yüzümüze çarpıldı ve kabul edilmedi, hiç salât etme- "uzayıp giden mallar", "gözünün önünde oğullar" ve "döşendik- miş durumuna düştük." şeklinde olur. Çünkü müşrikler Kâbe ör- çe döşenmiş nimetler" sahibi olduğu halde "hâlâ gözü doymayan; tüsünü değiştirme, hacılara su dağıtma, içindeki putlarla beraber daha da fazlasını isteyen" birisi hangi hatırlatma (zikr) sebebiyle Kâbe etrafında dönme, alkış, ıslık, ayakta durma (kıyam), bir şeyler aslandan kaçan ürkmüş eşek gibi olur? Hangi hatırlatmayı her duy- okuma (kıraat), eğilme (ruku), yere kapanma (secde) gibi ritüelleri duğunda sanki gözleriyle devirecekmiş gibi bakar? Düşünün... yerine getiriyorlar ve bunları yapana da "musalli" diyorlardı. "Vay Rivayete göre Mekkeli kâfirler şöyle derdi: "Her birimize gökten, o musallilere ki yoksulu doyurmaz, yetimi hor görürler. Onların başlığında 'Âlemlerin Rabbi'nden falan oğlu filana' hitabı bulunan yaptığı salât boştur, gösteriş yapıyorlar." Ne demek anlaşılıyor ol- ve içinde Muhammed'in söylediklerine uymamız gerektiğini em- malı. reden bir mektup, sahife veya kitap gelmedikçe inanmayız." (Razi, Dikkat ediniz! Salât ile yoksulu doyurmayı teşvikin (yoksul ile İbn Kesir Kuıtubi). "Her biri kendisine özel nama yazılı davetiye beraber olmanın) arasını ayıranlara "Hayır!" (Kellal) diyerek baş- istiyor." ifadesi bu iddiaya cevaptı. lıyor bu Kitab. Açıktır ki, bu, mal ve oğullar (servet, çevre, nüfuz) sahibi kişi- nin narsist (kendine hayran) kişiliğini yansıtır. Allah'tan kendine 13 101 R. İhsan Eli açık Sosyal islam özel davetiye istiyor! "Eşitliğe" yanaşmıyor ve sıradan bir muhatap kâhinlerin kendilerine saklamaları gibi kendine saklamıyor. Hepsi- olmak istemiyor! Sanki Allah'tan kendisine nama yazılı özel hatır- ni açıklıyor ve bu açıklamalarından dolayı kâhinler gibi ücret iste- latma (zikr) gelse "aslandan kaçan ürkmüş yaban eşeği" gibi ol- miyor. Vahiy onun mesleği değil. Bu vahiyleri size kendini zengin mayacak? etmek için getirmiyor. O bir din tüccarı, iman taciri, umut hırsızı, Ne kadar da tanıdık tuzu kuru bahaneler, değil mi? kâhin, rahip, din adamı veya sihirbaz değil. Allah'tan aldığı ne varsa Dikkat ediniz! Kendine özel davetiye isteyenlere, eşitliğe yanaş- onu olduğu gibi söyleyen vicdanın sesi o! mayanlara; bu hatırlatmayı duyunca aslandan kaçan ürkmüş yaban Dikkat ediniz! Bilgi cimriliği yapanlara/tekeline alanlara: din eşeklerine dönenlere "Hayır" (Kellal) diyerek başlıyor bu Kitab! baronlarına, mecnunlara, kâhinlere, sihirbazlara "Hayır!" (Kellal) diyerek başlıyor bu Kitab. [HAYIR! Dile gelin kaybolan yıldızlar! Dile gelin akan gezegenler! [Arınıp temizlenen, Dile gel ey kararan gece! Rabb'iniıı adını hatırlayıp O'na yönelen kurtulacak. Dile gel ey ağaran tan yeri!; HAYIR! Siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz. "Bu Kuran şerefli bir peygamberin sözüdür, Oysa ahirettir daha hayırlı ve sürekli olan... Karakteri sağlam, görkem sahibinin katında saygı değer, Bu hatırlatmalar ilkçağların sayfalarından beri yapılıyor. Sözü dinlenen, emin birisidir, İbrahim ve Musa'nın sahifelerinden beri...] Arkadaşınız cinlerle konuşan (mecnun) değildir. (A'la;14-19) Onu apaçık ufukta gördü. "Dünya hayatını tercih ediyorsunuz..." ifadesi Kuran bütün- Gayb konusunda cimri değildir.] lüğü içinde "dünya malına" meylediyorsunuz anlamındadır. Kav- (Tekvir; 15-25) min mülk (servet ve iktidar) sahipleri kastediliyor. Yani: Kırk yıldır aranızda bulunan, kendisiyle arkadaşlık etti- "Arınıp temizlenen kurtulmuştur..." tabiri ise Kuran bütün- ğiniz, düşüp kalktığınız bu öksüz Muhammed'in Allah katında ve lüğü içinde "malından veren" arınıp temizlenir anlamındadır. Bir aranızda saygıdeğer bir kişiliği vardır; sağlam karakterli, sözü din- sonraki surede arınıp temizlenmekten (tezkiye) maksadın ne ol- lenen, güvenilir, emin birisidir. Bunu böyle olduğunu siz de çok iyi tluğu aynen böyle tefsir edilir. Üzerinde ihtiyaçtan fazla mal olup biliyorsunuz. Şu halde ona cinlerden haber getiriyor vs. nasıl diyor- oııdan rahatsız olanlar ve bundan dolayı da verenler kastediliyor. sunuz? Bilakis o Allah'ın nefesi, vicdanın ve merhametin dile gelen (bkz. Leyi; 12-21) soylu sesidir! "İbrahim ve Musa'nın sahifelerinden beri hatırlatılan..."dan Muhammed vahiyler alıyor (ğaybtan bilgiler veriyor); fakat onu maksadın ne olduğu ise surenin başında cehri ve hafi olan şeklinde 14 15 R. İhsan Eliaçık Sosyal, İslam ifade edilmişti. Daha geniş olarak aynı ifade (İbrahim ve Musa'nın [HAYIR! Yeryüzü peş peşe sarsılıp paramparça olduğu zaman, sahifeleri) ile Necm suresinde açıklanır: "İnsanın emeğinden (say) Rabb'in ve güçleri bütün görkemiyle geldiği zaman, başka hakkı yoktur!" (bkz. Necm; 33 54 ). İşte o gün cehennem orta yere konacak. İnsanlıkta temel, kalıcı, sürekli olan, İbrahim ve Musa'nın sahi- İnsan o gün hatırlar, ama bu hatırlama neye yarar? felerinden beri hatırlatılan gerçekler bunlardı. Fakat "nimet sahip- Diyecek ki "Keşke ömrümü boşa harcamasaydım." leri" (uli'n-ni'me) bunlara "eskilerin masalları" der dururlar... Artık o gün Allah'ın ettiği azabı kimse edemez. Dikkat ediniz! Dünya hayatına (malına) meyledenlere O nun kıskıvrak bağladığı gibi kimse bağlayamaz... (meyl-mâl), vermeye yanaşmayarak armmayanlara, İbrahim ve Ama ey vicdanı rahat olan kişi, sen! Musa'nın sahifelerinden beri söylenegelen "İnsanın emeğinden Sen dön Rabb'ine, sen O'ndan, O senden razı olarak. başka hakkı yoktur" ölümsüz ilkesine "eskilerin masalı" diyenlere Gir kullarımın içine. "Hayır!" (Kellal) diyerek başladı bu Kitab. Gir cennetime!] *** (Fecr; 21-30) [HAYIR! Siz öksüze ikramda bulunmuyorsunuz. Buradaki hatırlama (zikr) birkaç sure önce (Müddesir) şehrin Birbirinizi yoksulu doyurmaya teşvik etmiyorsunuz. mal ve iktidar sahiplerini her duyduklarında "gözlerini devirecek Elinize geçeni hiçbir sınır tanımadan yedikçe yiyorsunuz. gibi baktıran" ve "aslan görmüş yaban eşeği gibi kaçırtan" ha- Malı çok seviyorsunuz, yığdıkça daha çok seviyorsunuz.] tırlatma (zikr) idi. Onlar peş peşe sarsılıp yıkılacakları ve yaman (Fecr; 17-20) bir hesabın pençesine düşecekleri konusunda uyarılıyorlar. Bu sah- Demek ki mesele Allah'a inanmak, salât etmek, oruç tutmak, ta- ne aynı zamanda toplumsal bir altüst oluşla yerlerinden sökülüp vaf etmek, Kâbe'nin örtüsünü değiştirmek değildi. Bunların hepbini atılacakları (devrim) anını da resmediyor. Ki bu Mekke'nin Fethi müşrikler de yapıyordu. Asıl mesele işte bu ayetlerde ortaya konan gününde gerçekleşmiştir. hususlardı. İlk sure olan Alak'taki "Hayır! İnsanoğlu muhakkak ki Vicdanı rahat olan kişilik (nefsu'l-mutmainne) bu durumda, sure tuğyan eder. Zenginliğini kendisine yeterli gördüğü için..." itira- bütünlüğü içinde isteneni yerine getirerek görevin yapan kişi olu- zının peş peşe gelen "Hayır!"lar ile nasıl tefsir edildiğini görün. yor. Yani sürekli vurgulanan "malından vererek kendini arındıran Dikkat ediniz! Öksüzü korumayanlara, yoksul ile beraber olma- (tezkiye) kişilik", "öksüze ikram eden", "yoksulu doyurmaya teşvik yanlara (doyurmaya teşvik etmeyenlere), yedikçe yiyenlere, malı ı-den", "eline geçeni hiçbir sınır tanımadan yedikçe yemeyen", "malı çok sevenlere, yığdıkça daha çok sevenlere "Hayır!" (Kella\) diye- vc yığmayı sevmeyen" kişilik oluyor. rek başladı bu Kitab. [ Bir zenginlik/çoğaltma yarışıdır oyalanıp duruyorsunuz. 17 101 Sosyal islam R. ihsan Eli açık Dikkat ediniz! Tekâsür (zenginlik yarışı) çılgınlığına kendini Mezarlarınıza girinceye kadar süren bir oyun ve oynaş... kaptırmışlara defalarca "Hayır!" (Kellal) diyerek başladı bu Kitab. HAYIR! Yakında bileceksiniz. Kesinlikle HAYIR! Çok yakında bileceksiniz. '«I-' HAYIR! Daha derinden bakabilseydiniz, [HAYIR! Bu sadece düşünmeye çağıran bir öğüttür. Ateşe yuvarlanmakta olduğunuzu görürdünüz. Kim istekliyse düşünüp öğüt alır Kendi gözlerinizle onu apaçık göreceksiniz. Değerli sayfalardadır bu çağrı; üstün, tertemiz sayfalarda... O gün her nimetten bizzat sorgulanacaksanız.] Elçilerin elleriyle her yana yayılır; saygıdeğer, kıymetli elçile- (Tekâsür; 1-8) rin... Görüldüğü gibi ayeüer bir ekonomi-politik eleştiriden ziyade Şu kahrolasıca insan ne kadar nankördür. psiko-metafızik eleştiri yapıyor. Ekonomi-politik bir sistemin insan Hiç düşünmez mi, hangi şeyden yaratılmış? ruhundaki köklerine iniyor. Çünkü insan ruhunda kökleri olmadan Allah bir damla sudan yaratır insanı, sonra doğasını belirler. hiçbir sistem ayakta duramaz. Mekkî ayetlerin genel özelliği budur za- ten. Medine'ye gelince ise sistem vaazı ve kurallar başlar. Ama işin önce Sonra yürüyeceği yolu kolaylaştırır. insan ruhundaki köklerine inmek ve orayı kurutmak gerektiğinden Sonunda ölüm verir, mezara koyar. buradan başlıyor. Zaten bir dinden beklenen de esasında bu değil mi? Vakti zamanı gelince de onu yeniden diriltip ortaya çıkarır!] Kapitalizmin kurucu babalarından Adam Smith 1776da yazdığı (Abase; 11-22) Milletlerin Zenginliği adlı kitabında kapitalizmin insan ruhundaki Müstağniler (zenginliklerini her şeye yeter sanan şehrin ileri ge- köklerinin bencillik ve açgözlülük olduğunu söyler. Ve bunun her lenleri) kör ve yoksul bir adam geldi diye surat asıp öte tarafa dönüp ne kadar ahlaken bir düşüklük gibi görülse de toplumsal fayda açı- gidince, onların bu yaptıkları mercek altına alınıyor ve oradan tüm sından yararlı olduğunu, böylece bencil çıkarları peşinde açgözlüce müstağnilere ders mahiyetinde "ölüm ve mezar" hatırlatılıyor. koşan insanların piyasayı canlandıracağı ve bu sayede bolluk ola- Ve denmek isteniyor ki: Bunlar yaşarken yoksullarla aynı mec- cağını söyler. liste oturmaktan, onlarla eşit hale gelmekten kaçsalar da "en bü- Madem kapitalizmin insan ruhundaki kökleri budur; o halde, yük eşitleyici ilke olan ölümden" kaçamayacak, mezara girmekten işe ilk önce buradan başlanmalıdır. Bunun için kapitalizmin pan- kurtulamayacaklar. Çünkü yaşarken aynı mecliste bulunmak iste- zehiri, Tekâsür suresinde yapıldığı gibi önce psikolojik-metafizik medikleri yoksulla, mezarda aynı toprağın altında yan yana gele- eleştiridir. Bunu es geçen, dahası bu konuda birikimi, donanımı ve cek, eşitlenecekler. İşte o zaman "aynı mecliste oturacaklar" ama dili bulunmayan marksizm son derece yetersiz ve güdük kalmıştır. iş işten geçmiş olacak! Marx'ın ekonomi-politik analiz ve eleştirisi ise yeniden üretilmek kaydıyla iyi bir başlangıçtır. 19 18

See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.