ebook img

islam felsefesi PDF

287 Pages·2014·2.43 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview islam felsefesi

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ (İSLAM FELSEFESİ) ANABİLİM DALI KLASİK DÖNEM İSLAM FELSEFESİNDE KOZMOLOJİK ARGÜMAN VE MODERN FİZİKTEKİ GELİŞMELER Doktora Tezi Mehmet Mustafa Evli Ankara - 2014 I T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ (İSLAM FELSEFESİ) ANABİLİM DALI KLASİK DÖNEM İSLAM FELSEFESİNDE KOZMOLOJİK ARGÜMAN VE MODERN FİZİKTEKİ GELİŞMELER Doktora Tezi Mehmet Mustafa Evli Tez Danışmanı Prof.Dr. Fehrullah Terkan Ankara – 2014 II T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ (İSLAM FELSEFESİ) ANABİLİM DALI KLASİK DÖNEM İSLAM FELSEFESİNDE KOZMOLOJİK ARGÜMAN VE MODERN FİZİKTEKİ GELİŞMELER Doktora Tezi Tez Danışmanı: Prof.Dr. Fehrullah Terkan Tez Jürisi Üyeleri: Adı ve Soyadı İmzası ……………………………………. ………………… ……………………………………. ………………… ……………………………………. …………………. ……………………………………. …………………. ……………………………………. …………………. ……………………………………. …………………. Tez Sınav Tarihi:………………………… III TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE Bu belge ile bu tezdeki bütün bilgilerin akademik kurallara ve etik davranış ilkelerine uygun olarak toplanıp sunulduğunu beyan ederim. Bu kural ve ilkelerin gereği olarak, çalışmada bana ait olmayan tüm veri, düşünce ve sonuçları andığımı ve kaynağını gösterdiğimi ayrıca beyan ederim. (21.11.2014) Tezi Hazırlayan Öğrencinin Adı ve Soyadı Mehmet Mustafa Evli İmzası IV KISALTMALAR b. İbn bkz. Bakınız byy. Basım Yeri Yok c. Cilt ed. Editör ing. İngilizce nşr. Neşreden ö. Ölüm s. Sayfa ss. Sayfalar tah. Tahkik terc. Tercüme eden tsz. Tarihsiz vb. Ve benzeri V ÖNSÖZ Zihinleri Tanrı’nın varlığı düşüncesine götüren ve bir a posteriori delil kabul edilen kozmolojik argümanın temel olarak beş farklı formu bulunmakta ve bunlar İlk Muharrik Delili, İlk Neden Delili, İmkân Delili, Yeter Sebep Delili ve Hudûs Delili şeklinde adlandırılmaktadır. Biz bu çalışmamızda kozmolojik argümanın ve formlarının neye karşılık geldiğini, Klasik dönem İslam filozoflarından el-Fârâbî, İbn Sînâ, el-Ğazâlî ve İbn Ruşd’ün düşünce dünyalarında kozmolojik argümanın bu formlarının ne ölçüde yer aldığını araştırmaya çalıştık. Ayrıca yüzeysel olarak modern fizikteki gelişmelere yer vererek adı geçen filozofların düşünce dünyalarında yer alan kozmolojik argümanın izleriyle bu gelişmelerin ne derece örtüştüğüne değindik. Çalışmamız boyunca gördük ki ülkemizde, bu tezin konusunu da ihtiva eden din ve bilim çerçevesinde hazırlanan akademik çalışmalar oldukça sınırlı kalmıştır. Dileğimiz; hazırlanan bu tezin, bu sahanın son yıllarda sayıları gittikçe artan bilimsel hâsılasına ve muhtevasına katkı sağlamasıdır. Bu çalışmamızda şüphesiz tezi hazırlayanın dışında en az onun kadar emeği geçen isimlere teşekkür etmemek büyük bir saygısızlık olacaktır. Öncelikle bu çalışmanın her aşamasında desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen ve her an yanımda olan danışman hocam Prof. Dr. Fehrullah Terkan Bey’e bana akademik bir ufuk kazandırdığı için teşekkür etmeliyim. Tezin hazırlanma sürecinde bilimsel derinliklerinden oldukça istifade ettiğim Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün, Prof. Dr. Müfit Selim Saruhan, Doç. Dr. Gürbüz Deniz, Doç. Dr. Murat Demirkol, Doç. Dr. Şamil Öçal, Yrd. Doç. Dr. Zikri Yavuz Bey’lere de teşekkürü bir borç bilirim. Bir hikmet aşığı olarak vilâdetten günümüze bana kitabı ve ilmi sevdiren sevgili babam, annem ve refîka-ı hayât ünvanını fazlasıyla hak eden sevgili eşime de şükranlarımı sunmalıyım. Ayrıca Tübitak Bilim İnsanı Destekleme Programı (BİDEP) bursiyeri olarak tamamladığım bu tez çalışmamda başından sonuna kadar maddi-manevi her türlü desteği benden esirgemeyen değerli Tübitak yöneticilerine de teşekkür etmem gerekir. MEHMET MUSTAFA EVLİ VI İÇİNDEKİLER KISALTMALAR ………………………………………………………..…………….....V İÇİNDEKİLER …………………………………………..…………..………………..VI GİRİŞ ………………………………………………………………………………….1 I. BÖLÜM: KOZMOLOJİK ARGÜMAN …………………………………11 a. Tanımı ve Kısa Tarihçesi …………………………...…….11 b. Argümanın Farklı Formları …………………………………16 i. İlk Muharrik Delili …………………………………18 ii. İlk Neden Delili …………………………………40 iii. İmkân Delili …………………………..……..48 iv. Yeter Sebep İlkesi …………………………………65 v. Hudûs Delili …………………………………72 II. BÖLÜM: KLASİK İSLAM FİLOZOFLARINDA KOZMOLOJİK ARGÜMAN ……………..…………………103 a. Ebû Nasr el-Fârâbî’de Kozmolojik Argüman……………….…….………...106 b. İbn Sînâ’da Kozmolojik Argüman ………………………………..125 c. El-Ğazâlî’de Kozmolojik Argüman ………………………………..152 d. İbn Ruşd’de Kozmolojik Argüman …….……………………….…183 III. BÖLÜM: MODERN FİZİKTEKİ GELİŞMELER PERSPEKTİFİNDEN KOZMOLOJİK ARGÜMANIN DEĞERLENDİRİLMESİ……………..…214 a. Bilimin Evren Hakkında Tarihsel Süreci ……………...………………...215 b. Kozmolojik Argümanın Formları Açısından Modern Fizikteki Gelişmelerin Değerlendirilmesi …………..……………………234 SONUÇ ……………………………………………...………………………………..237 KAYNAKÇA ……………………………………...………………………………..251 ÖZET ………………………………………………………………...……………..278 ABSTRACT ……………………………………………………………………….279 VII GİRİŞ Her uygarlığın üzerine inşa edildiği ikiz sütunlar din ve medeniyettir.1 Medeniyeti entelektüel, kültürel, sanatsal ve aynı zamanda finansal gelişme ya da ilerleme anlamında kullanacak olursak, toplumların düşünce dünyalarının ayakta durabilmeleri, ancak ve ancak bu iki sütun üzerinde sağlam bir şekilde inşa edilebilmelerine bağlıdır. İlk çağlardan beri insanların ilgi ve sorgu alanlarının arasında yerini bulan madde-mânâ, Tanrı-âlem ve ruh-beden ilişkileri, bir anlamda Sokrates’in “Sorgulanmamış hayat, yaşanmaya değer değildir”2 seyahatinin başlangıcı sayılabilir. İnsan, varlığı sorgulayacak ve ancak böylece rasyonel düşünceye ulaşabilecektir. Yeter ki bu sorgulama, felsefenin temel ilkeleri çerçevesinde objektif, tutarlı ve şümullü olsun. Varlık, insan aklının algıladığı en temel kavram olduğu için, varlığın bir tanımı yapılamaz. Çünkü tanım, cins ve fasıldan oluştuğundan ve varlıktan da daha tümel bir cins olmadığından dolayı varlığın tanımı yapılamamakta ve varlık, a priori bir bilgi olarak akıl tarafından bir hamlede kavranılmaktadır.3 Hatta bu bağlamda, varlığın bir önermede yüklem olup olamayacağı da bir tartışma konusudur.4 Bu tartışmaya kısaca değinmek gerekirse, İslâm filozofları ve kelâmcıları, varlığın statüsünü varlık ve mâhiyet bağlamında tartışmışlardır. Bu konuda görüş bildirenleri, 1 William E. Carroll, “God and Physics: From Hawking to Avicenna,” www.muslimphilosophy.com/sina/art/gpa.doc (5.3.2014). 2 İngilizce ifadesiyle “and that the life which is unexamined is not worth living”. Eflâtun, Sokratın Müdafaası, terc. Belirtilmemiş (Ankara: Yeni Matbaa, 1962), s.36 (37e-38a). (Eser Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kütüphanesi’nde (182 EFL.S 1962) koduyla yer almaktadır.) 3 Mahmut Kaya, “Fârâbî,” TDV İslam Ansiklopedisi, c.12, s.149. 4 Mehmet Dağ, “Ontolojik Delil ve Çıkmazları,” Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 23:1 (1979), s.290 1 idealistler ve realistler olarak kabaca ikiye ayıracak olursak, mâhiyetin varlıktan ayrı olduğunu ve mâhiyetin varlıktan önce geldiğini savunan idealistlerin başında İbn Sînâ gelirken,5 varlığın mâhiyetten ayrılamayacağını ve her ikisinin de özdeş olduğunu söyleyen realistlerin başındaysa Eş‘arîler ve İbn Ruşd gelmektedir. Aristo, bu konuda ontolojik anlamda cisimlerin mâhiyetiyle varlığının birbirinden ayrılmaz olduğunu ve varlıkla mâhiyetin özdeş olduğunu söylerken,6 el-Fârâbî ise bütün varlığın, varlığı ve mâhiyeti bir olan bir Varlık’tan geldiğini savunmuştur.7 Sonuç olarak varlık-mâhiyet tartışmasında ayrım, herkes tarafından kabul edilmekte, ancak el-Fârâbî ve İbn Sînâ’ya göre bu ayrım hem mantıkî hem ontolojik iken, Aristo, İbn Ruşd ve Eş‘arî kelamcılarına göre sadece mantıkî olarak kabul edilmektedir. Varlığı sorgulama ameliyesi, var olanla beraber yokluğu da kapsamaktadır. Genelde yokluk kavramı, varlık kavramında olduğu gibi, düşünen beyinlerin ilgisini çekmiş, hatta “Yokluk var mıdır yoksa yok mudur?” konuları tartışmalarda önemli bir yer teşkil etmiştir. Âlemin yoktan yaratıldığını iddia edenler ‘yokluk’un bir şey olmadığını savunurken, âlemin ezelî bir maddeden yaratıldığına inananlar ise ‘yokluk’un bir şeye karşılık geldiğini iddia ederler. Bu şey, Aristo düşüncesinde heyula, İslam filozoflarında imkân, kelamcılarda ise yokluk olarak isimlendirilir.8 Düşünen insanlar 5 “Durum böyle olunca açıktır ki: Bu bileşiklerin tanımları, başka bir yönden tanımdırlar. Her basitin mahiyeti, onun zatıdır, çünkü orada, onun mahiyetini kabul eden bir şey yoktur. Eğer orada, onun mahiyetini kabul eden bir şey olsaydı, o şeyin mahiyeti, o şey için var olan kabul edilenin mahiyeti olmazdı. … Bilakis bir şeyin tanımı, zatının kendisiyle var olduğu şeylerin tamamına delalet eder ve bu nedenle tanım da bir yönüyle maddeyi içerir. Bileşiklerde mahiyet ile suret arasındaki fark bu sayede bilinir” Bkz. İbn Sînâ, Kitâbu’ş-Şifâ (Metafizik 1), terc. Ekrem Demirli ve Ömer Türker (İstanbul: Litera Yayıncılık, 2004), s.216 (5. Makale 8. Fasl). 6 Aristoteles, Metafizik, terc. Ahmet Arslan (İstanbul: Sosyal Yayınları, 1996), s.321 (VII. Kitap VI. Bölüm). Ayrıca bkz. Joseph Owens, Aristotle’s Gradations of Being in Metaphysics E-Z (South Bend: St. Augustine’s Press, 2007). 7 Mohammed Noor Nabi, “Plotinus ve İbn Sina’nın Felsefi Sistemlerinde Sudur Nazariyesi,” terc. Osman Elmalı ve H. Ömer Özden, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 33 (2010), s.224; Hüseyin Atay, Fârâbî ve İbn Sinâ’ya Göre Yaratma (Ankara: Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları, 1974), ss.15-16, 25-30. 8 Şaban Ali Düzgün, Nesefi ve İslam Filozoflarına Göre Allah-Âlem İlişkisi (Ankara: Akçağ Yayınları, 1998), s.170. 2 hemen hemen diğer tüm konularda olduğu gibi, neyin var olduğuna ve / veya neyin var olmadığına bir türlü ortak bir sesle karar verememişlerdir. Anlaşılıyor ki düşünce tarihi boyunca “varlık vardır” diyenlere karşılık Platon’un mağara metaforundan yola çıkarak görünen âlemin varlığının hakiki olup olmadığı konusunda şüpheleri olanlar olduğu gibi, “yokluk vardır” diyenlere karşılık “yokluk yoktur” diyenler de olmuştur. Ontolojik düzlemde söylemlerimize konu olabilen iki unsurdan biri olan varlık yani âlem hakkında, bu varlık / yokluk tartışmaları devam etmekle birlikte bir diğer başlık, yani Tanrı hakkında da farklı düşünce zeminleri bulunmaktadır. Teist düşünce; formları, varoluş biçimleri ve âleme müdahale tarzları farklılık oluşturmak kaydıyla ‘Tanrı ve âlem vardır’ derken, ateist düşünce; Tanrı’nın varlığını inkar etmiş ve varlığın tümünü maddeye indirgemiştir. Agnostik düşünce; Tanrı ve âlemin konumlarının bilinemezliğini savunurken, Panteist düşünce de Tanrı ve âlemi, Tanrı ortak paydasında cem etmiş, âlemle Tanrı’yı özdeşleştirmiştir. Tanrı hakkındaki tartışmaları da kapsayan bu en geniş düşünme ameliyesinde felsefî bakış / düşünüş, ilkeli, delillere dayalı ve düşüncenin temel yasalarına aykırı olmamak zorundadır. Daniel Kolak’ın tartışmalarında yer alan bir yanda ‘inancını değiştirmek’ ile diğer yanda ‘inanmak’ veya ‘ikna olmak’ (converting / convincing) ayrımında görüldüğü gibi, insanlar inanç tercihlerini, yukarıdaki seçeneklerden ve bunların dışında herhangi bir seçenekten yana kullanabilirler.9 Ancak söz ‘inanmak, iman etmek, ikna olmak’a gelince ki düşüncenin temel ilkelerine de sadık kalan rasyonel bir inanç zemini bunu gerektirir, bu ancak akılcı delillerle hareket ederek gerçekleşebilir. Örneğin, kötü niyetli bir psikiyatrist bize, tüm arkadaşlarımızın bizi 9 Daniel Kolak, In Search of God - The Language and Logic Belief (California: William Paterson College Wadsworth Publishing Company, 1994), s.72. 3

Description:
esere ait bilgi şu eserin içinde dipnot olarak derlenmiş: M. Cüneyt Kaya (ed.), İslam Feslefesi: . vucûd bi gayrihî'dir” Bkz. El-Fârâbî, 'Uyûnu'l-Mesâ'il, s.4 (Fasl 3); şu eserin içinde derlenmiş: El-. Fârâbî 374 George Giacaman ve Raja Bahlul, “Ghazali on Miracles and Necess
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.