International Online Journal of Educational Sciences, 2018, 10 (2), 97-115 International Online Journal of Educational Sciences www.iojes.net ISSN: 1309-2707 Investigation of Relationship between High School Students’ Level of School Attachment and Aggression Fatih Mutlu Özbilen1, Anıl Kadir Eranıl2, Mehmet Özcan3 1Esenyurt Belma Barut Primary School, Istanbul, Turkey 2Karacasar Primary School, Nevsehir, Turkey 3NevsehirHaci Bektas Veli University, Faculty of Education, Nevsehir, Turkey To cite this article: Özbilen, F. M., Eranıl, A. K., & Özcan, M. (2018). Investigation of relationship between high school students’ level of school attachment and aggression. International Online Journal of Educational Sciences, 10(2), 97-115. ARTICLE INFO ABSTRACT Article History: The aim of this research is to examine high school students’ school attachment level according to the Received 16.12.2017 academic success and communication with family and friends variables. Also this study aims to Received in revised form examine high school students’ aggression level according to academic success, exposure to violence, 20.04.2018 tendency for committing violence at school and communication with family and friends variables. In Accepted 15.05.2018 addition, examining the correlation between the level of aggression and the school attachment is Available online aimed. Research population consists of 454 students studying at high schools in Nevşehir in 2016- 06.06.2018 2017 academic year. School attachment scale and aggression scale are used as data collection tool. Independent samples t-Test, Mann-Whitney U test, Kruskal-Wallis H test and One Way Anova test, Tukey Multiple Comparison test and Spearman’s rho correlation analysis are used to analyze the variables. Eta square (η2) formula and Jonckheere-Terpstra test are applied for calculation of influence quantities. Goodness of fit index (X2/sd, SRMR, NNFI, CFI, GFI and AGFI) was analyzed for confirmatory factor analysis, and RMSEA value (Root Mean Square Error of Approximation) in the path analysis was examined. According to study results, high school students’ school attachment scores are high and aggression scores are moderate. Additionally there is a negative and lower relation between high school students’ school attachment and aggression behaviours. © 2018 IOJES. All rights reserved Keywords: School attachment, aggression, high school students 3Corresponding author’s address: Nevsehir Hacı Bektaş Veli University, Faculty of Education, Nevsehir, Turkey e-mail: [email protected] DOI: https://doi.org/10.15345/iojes.2018.02.007 © 2018International Online Journal of Educational Sciences (IOJES) International Online Journal of Educational Sciences, 2018, 10 (2), 97-115 Lise Öğrencilerinin Okula Bağlanma ve Saldırganlık Düzeyleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi Fatih Mutlu Özbilen1, Anıl Kadir Eranıl2, Mehmet Özcan3 1Esenyurt Belma Barut İlkokulu, İstanbul, Türkiye 2Karacaşar İlkokulu,Nevşehir, Türkiye 3Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Nevşehir, Türkiye To cite this article: Özbilen, F. M., Eranıl, A. K., & Özcan, M. (2018). Investigation of relationship between high school students’ level of school attachment and aggression, International Online Journal of Educational Sciences, 10(2), 98-117. MAKALEBİLGİ ÖZET Makale Tarihçesi: Bu araştırmanın amacı, lise öğrencilerinin okula bağlanma düzeyini öğrencilerin derslerinde başarılı Alındı 16.12.2017 olma durumu, aile ve arkadaşları ile iletişim düzeyi değişkenlerine göre incelemektir. Ayrıca lise Düzeltilmiş hali alındı öğrencilerinin saldırganlık düzeylerini de öğrencilerin derslerinde başarılı olma durumu, şiddete 20.04.2018 uğrama durumu, okulda şiddette bulunma durumu, ailesi ve arkadaşları ile iletişim düzeyi Kabul edildi 15.05.2018 değişkenlerine göre incelemektir. Son olarak ise, öğrencilerin saldırganlık düzeyi ile okula bağlılık Çevrimiçi yayınlandı düzeyi arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmaktadır. Araştırmanın çalışma grubunu 2016-2017 06.06.2018 eğitim öğretim yılında Nevşehir ilinde bulunan 454 lise öğrencisi oluşturmaktadır. Bu çalışmada veri toplama araçları olarak “Okula Bağlanma Ölçeği” ve “Saldırganlık Ölçeği” kullanılmıştır. Verilerin analizinde bağımsız örneklemler için t-Testi, Mann Whitney U testi, Kruskal Wallis H testi ve Tek Yönlü ANOVA ile Tukey çoklu karşılaştırma testleri ve Spearman’s rho korelasyon analizi kullanılmıştır. Etki büyüklüklerinin hesaplanmasında da eta kare (η2) ve Jonckheere-Terpstra etki büyüklüğü hesaplama formülleri kullanılmıştır. Ölçeklerin doğrulayıcı faktör analizinin yapılmasında da uyum iyiliği indeks (X2 /sd, SRMR, NNFI, CFI, GFI ve AGFI) düzeylerine bakılmıştır ve yol şemasındaki RMSEA değeri incelenmiştir. Araştırma bulgularına göre, lise öğrencilerinin okula bağlanma puanlarının yüksek, saldırganlık puanlarının ise orta düzeyde olduğu bulunmuştur. Ayrıca lise öğrencilerinin okula bağlanma ve saldırganlık düzeyleri arasında negatif yönlü düşük düzeyde ilişki bulunmuştur. © 2018 IOJES. Tüm hakları saklıdır1 Anahtar Kelimeler: Okula bağlanma, saldırganlık, lise öğrencileri Giriş Türkiye’de örgün eğitim kapsamında zorunlu eğitim yaşları olarak ifade edilen 6-18 yaşlar arasındaki öğrenciler ilkokul, ortaokul ve sonrasında lise eğitimi almaktadır. 2012 yılında alınan karar ve 6287 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile zorunlu eğitimin süresi sekiz yıldan on iki yıla çıkarılmıştır (MEB, 2012). Bu kanun ile öğrencilerin okullarda daha fazla zaman geçirmesi durumu ortaya çıkmıştır. Bu doğrultuda öğrencilerin okullarda yönetilmesi konusundaki güçlüklerinde geçmişe oranla arttığı söylenebilir. Öğrencilerin eğitim öğretim gördükleri yer olan okulların işlevlerine ve etkilerine yönelik tanımlar incelendiğinde, okullar bireylerin toplumla iletişim kurma, iletişim becerilerini güçlendirme, akran gruplarını oluşturma ve kişiliğinin gelişimi için birinci derecede etkilidirler (Henry ve Slater, 2007). Okullar sadece akademik bilgi ihtiyacını karşılamamakta (Pilkauskaite-Valickiene, Zukauskiene ve Raiziene, 2011) aynı zamanda öğrencilerin birbirleri ve öğretmenleri ile etkileşimde bulunarak sosyalleşmelerini de sağlamaktadır. Argon ve Kösterelioğlu’nun (2009) belirttiği gibi öğrenciler yasaları, kuralları, tabuları, sosyal normları, akranları ve yetişkinlerle ilgili davranış kurallarını, sosyal kabul edilebilirliği okulda öğrenmektedirler. Bu 3Corresponding author’s address: Nevsehir Hacı Bektaş Veli University, Faculty of Education, Nevsehir, Turkey e-mail: [email protected] DOI: https://doi.org/10.15345/iojes.2018.02.007 98 Fatih Mutlu Özbilen, Anıl Kadir Eranıl & Mehmet Özcan tanımlar çerçevesinde okulların açık ve gizil işlevlere sahip olduğu söylenebilir. Zamanının büyük bir kısmını okulda geçiren öğrenciler bu işlevlerin etkisinde kalabilir ve süreç içerisinde de okula yönelik ilgi ve bağlılığı gelişebilir. Okula bağlanma, eğitim araştırmalarında önemli bir kavram haline gelmiştir çünkü okula bağlanma bireysel düzeyde okul yaşantısının kalitesini okul düzeyinde de uyum derecesini gösterir (Ueno, 2009). Hem çocuklarda hem de ergenlerde uyumun bir belirleyicisi olarak görülen okula bağlanma (Hill ve Werner, 2006) genel anlamda okula karşı geliştirilen duygusal bir bağ olarak ifade edilebilir. Bu bağ öğrencilerin sosyal ve akademik gelişimleri üzerinde de önemli etkiye sahip olabilir. Başka bir ifade ile bağlanma ilişkisi öğrencilerin okula uyum ve başarılarını etkileyen faktörlerden birisidir (Krstić, 2015). Pozitif öğrenci-öğretmen ilişkileri, öğrencilerin okula bağlanma ve akademik başarıları üzerinde etkilidir (Pianta, Steinberg ve Rollins, 1995). Ayrıca Blum (2005) öğrencilerin okula olan bağlılıklarını olumlu yönde etkileyen yedi özellikten bahsetmiştir. Bu özellikler; aidiyet duygusu ve okulun bir parçası olduğunu hissetme, okulu sevme, öğretmenlerin destekleyici ve ilgili olduklarını düşünme, okul içerisinde iyi arkadaşlara sahip olma, akademik başarının desteklenmesi, disiplinin etkili ve adil olduğuna inanma ve ders dışı etkinliklere katılımın olmasıdır. Bu özellikleri taşımayan bir öğrencinin okula bağlılık düzeyi düşük olabilir ve bu durumun ortaya çıkmasında çeşitli faktörler etkili olabilir. Bununla ilgili olarak McGraw, Moore, Fuller ve Bates (2008) depresyon, kaygı ve stres düzeyleri yüksek ergenlerin aileye, akranlarına ve okullara düşük düzeyde bağlılık gösterdiğini ortaya koymuşlardır. Bahsedilen olumsuz durumların azaltılarak öğrencinin okula bağlılık duygusunun artırılmasının öğrencinin başarılı ve mutlu olmasında önemli bir yerinin olduğu söylenebilir. Okula olan bağlılığın artması ve okulların sağlıklı bir şekilde görevlerini yerine getirebilmelerinde öğrencilerin okul içerisindeki davranış biçimlerinin önemli rolünün olduğu söylenebilir. Başka bir ifade ile lise çağına gelmiş ve ergenlik dönemini yaşayan bireyler birbirlerine, okula ve öğretmenlerine karşı bazen olumsuz davranışlar sergileyebilmektedirler. Bu davranışlar öğrenciler arasında birbirlerine zarar verici şekilde olan saldırganlık davranışları olarak ifade edilebilir. O’Leary ve Smith-Slep (2003) lise öğrencileri arasında ortaya çıkan saldırganlık davranışlarının 1980’lerin başından beri aralıksız olarak incelendiğini; saldırganlık biçimlerinin de itme, tokat atma, sarsma ya da daha hafif düzeyde olan saldırganlık davranışları olduğunu belirtmektedir. Çoğunlukla gençlerde görülen saldırganlık davranışları, sıklıkla bireylerin birbirlerine karşı ya da eşyalara yönelik olarak gösterilen sözlü ve fiziksel saldırılar şeklindedir (Lopata ve College, 2003). Owens ve MacMullin (1995), saldırganlığı “başka birine zarar verme ya da yaralama niyetinde olunan bir davranış” olarak tanımlamaktadır. Aşırı saldırgan davranışlar ise fiziksel olarak zarar verici eylemler (vurmak, tekmelemek, itmek) ya da buna benzer tehdit edici davranışlardır (Crick, Grotpeter ve Bigbee, 2002). Yapılan araştırmalarda (Eagly ve Steffen, 1986; Maccoby ve Jacklin, 1980; Tsorbatzoudis, Travlos veRodafinos, 2013; Van Goozen, Frijda ve Van de Poll, 1995) aynı derecede ve aynı yollarla olmasa da erkeklerde olduğu kadar kadınlar arasında da saldırganlık davranışlarının görüldüğü ortaya çıkmıştır. Genel olarak araştırmalar özellikle erkekler arasında fiziksel saldırganlığın yaygın olduğunu ifade ederken, son zamanlarda bu konuda yapılan araştırmalar kızlar arasında da gizli ve üstü kapalı saldırganlık türlerinin ortaya çıktığını göstermektedir (Leadbeater, Boone, Sangster ve Mathieson, 2006). Bunların aksine birçok davranış bilimi kuramı ise kızların yetişkinlerin istekleri ile daha uyumlu göründüklerini, sosyal davranışlarının daha uyumlu olduğunu, öfke gibi olumsuz duyguları maskeleme ve içselleştirme problemleri sergileyerek erkeklere göre ilişkilerde daha uyumlu olduklarını ortaya koymaktadır (Crick ve Zahn-Waxler, 2003). Bu sonuçlar, okullarda saldırganlık davranışlarının hem kızlarda hem de erkeklerde farklı türlerde olduğunu gösterirken aynı zamanda okula bağlanma ve saldırganlık arasında bir ilişkinin de olduğu düşüncesini ortaya çıkarmaktadır. McNeely, Nonnemaker ve Blum da (2002) ergenlerin okullarında kendileri ile ilgilenilmesi ve kendilerini okullarının birer parçası olarak görmeleri durumunda madde kullanımı, şiddet olaylarına karışma ve erken yaşta cinsel eylemlere girişme olasılıklarının daha da düştüğünü belirtmektedirler. Hill ve Werner (2006) tarafından yapılan çalışmada da okula bağlılığın saldırganlığı azalttığı görülmektedir. Öğrencilerin okula olan bağlanmaları arttıkça işledikleri suçların oranlarında da gözle görülür derecede bir azalma olmaktadır (Cernkovich ve Giordano, 1992). Ayrıca bağlanma öğrencilerin her birinin akademik başarılarıyla bağlantılı olan akademik olarak zorlu görevler üstlenme, bağımsız çalışma, dikkat, hayal kırıklıklarını önleme, mutlu olma, saldırganlıkların kontrol altına alınması, akranları tarafından sevilmek ve kaliteli arkadaşlıkların kurulması kabiliyetleri gibi birçok boyutla ilişkilidir (Bergin ve Bergin, 2009). Benzer şekilde, öğrencilerin akademik amaçlara yönelik çalışmalara katılım göstermeleri okul 99 International Online Journal of Educational Sciences, 2018, 10 (2), 97-115 etkinliklerinde yer almalarını da doğrudan etkilemektedir (Archambault, Janosz, Fallu ve Pagani, 2009). Öğrencilerin etkinliklere ilgili ve istekli olmasının okula bağlanmayı olumlu yönde geliştirdiği söylenebilir. Öğrencilerin okula bağlanma düzeylerinin artması doğrudan eğitim-öğretim sürecinin daha sağlıklı olmasıyla ilişkilendirilebilir. Hem akademik başarının artırılması hem de disiplin sorunlarının azaltılması okul yönetimlerinin de işini kolaylaştıracaktır. Benzer şekilde düşük düzeyde olan okula bağlanmanın, suç işleme ile negatif yönde olan ilişkisine yönelik (Hill ve Werner, 2006; Murray ve Greenberg, 2001) alanyazında birtakım araştırmalar bulunmaktadır. Okula bağlılıkları düşük olan öğrencilerin okul dışındaki istenmeyen davranışlarla karşılaşabilme olasılıklarının daha yüksek olduğu göz önüne alındığında kendilerinde de çeşitli davranış bozukluklarının ortaya çıkması olasıdır. Motivasyonu yüksek, öğretmenleri ve arkadaşları ile yakın ilişkileri olan ve eğitimsel ihtiyaçlarının karşılandığı kendilerine hissettirilen öğrenciler okullarını daha çok seveceklerinden okula bağlılıkları daha yüksek düzeyde olabilir. Olumlu bir okul ikliminin bulunduğu, öğrencilerin kendilerini güvende hissedecekleri, yeterli düzeyde rehberlik hizmetlerinin sağlandığı ve karşılaşabilecekleri herhangi bir sorun karşısında başvurabilecekleri kişilerin olduğu okullarda öğrencilerin saldırganlık ve benzer yönde davranışlarının daha düşük düzeyde görülebileceği söylenebilir. Saldırganlık davranışlarının türü ya da şiddeti ne olursa olsun, bu tür davranışlar eğitim-öğretim sürecinde öğrencinin okula bağlılığını azaltan ve akademik başarıyı düşüren davranışlar olarak düşünülmektedirler. Daha önce yapılan araştırmalarda eğitim-öğretim sürecini olumsuz yönde etkileyen bu tür davranışların öğrencilerin cinsiyetlerine, aile yaşamlarına, geçmiş yaşantılarına ve içerisinde bulundukları sosyal çevrelerinin karakteristik özelliklerine bağlı olarak ortaya çıkabildiği görülmektedir. Yoğun bir şekilde çalışılan bu kavram öğrencilerin okula bağlanma durumları ile birlikte bu araştırmada ele alınmıştır. Bu araştırmanın amacı, lise öğrencilerinin okula bağlanma ve saldırganlık düzeylerinin belirlenmesidir. Bu amaçla lise öğrencilerinin, 1. Okula bağlanma ortalama puanının saptanması ve akademik başarı algı durumu, aile ve arkadaşları ile iletişim düzeyi bağımsız değişkenlerine göre anlamlı farklılık gösterip göstermediğinin belirlenmesi, 2. Saldırganlık ortalama puanının saptanması ve akademik başarı algı durumu, okulda şiddette bulunma durumu, genel olarak şiddete uğrama durumu, ailesi ve arkadaşları ile iletişim düzeyi bağımsız değişkenlerine göre anlamlı farklılık gösterip göstermediğinin belirlenmesi, 3. Saldırganlık düzeyi ile okula bağlılık düzeyi arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmaktadır. Yöntem Araştırma Modeli Bu araştırma nicel bir araştırma olup, lise öğrencilerinin okula bağlanma ve saldırganlık düzeyleri arasındaki ilişkinin saptanmasını amaçladığından ilişkisel tarama modeli ile desenlenmiştir. Tarama modelleri, soruları soran ve cevapları sıralayarak, bir veya daha fazla insan grubu hakkında tutumları, özellikleri veya önceki deneyimleri hakkında bilgi edinmeyi içerir. Nihai amaç, bir örneklem araştırılarak büyük bir grup hakkında bilgi edinmektir (Leedy ve Ormrod, 2005). Çalışma Grubu Bu araştırmanın çalışma grubunu 2016-2017 eğitim öğretim yılında Nevşehir ilinde bulunan üç devlet okulunda öğrenim görmekte olan 454 lise öğrencisi oluşturmaktadır. Aşağıda Tablo 1’de çalışma grubunun kişisel özellikleri ile araştırmanın amaçlarına yönelik bağımsız değişkenlerin dağılımları frekans ve yüzde şeklinde sunulmuştur. Ancak araştırmada yer alan bağımsız değişkenlere ilişkin her soru öğrenciler tarafından cevaplandırılmadığı ve bağımsız değişkenlere kayıp değer atanamamasından dolayı bağımsız değişkenlere yönelik grupların toplamları değişiklik göstermiştir. 100 Fatih Mutlu Özbilen, Anıl Kadir Eranıl & Mehmet Özcan Tablo 1. Araştırmanın çalışma grubunun demografik özellikleri Değişkenler N % Kadın 266 58.6 Cinsiyet Erkek 150 33.0 Kendini derslerinde başarılı Evet 337 74.2 buluyor musun? Hayır 84 18.5 Okulda hiç şiddet Evet 58 12.8 davranışında bulundun mu? Hayır 367 80.8 Genel olarak şiddete uğradın Evet 48 10.6 mı? Hayır 331 72.9 Aile N % Arkadaş N % Çok düşük 19 %5.2 9 %2.0 Aile ve arkadaşların ile Düşük 25 %6.9 16 %3.5 iletişim düzeyin nedir? Kısmen 49 %13.5 30 %6.6 Yüksek 99 %27.3 101 %22.2 Çok Yüksek 171 %47.1 209 %46.0 Tablo 1’de lise öğrencilerinin cinsiyet dağılımı incelendiğinde kız öğrencilerin sayısının 116 kişilik farkla daha fazla olduğu görülmektedir. Ayrıca araştırmaya katılan öğrencilerin çoğunluğu kendilerini derslerinde başarılı olarak görmektedirler (f =337, %74.2). Öğrenciler aileleriyle iletişim düzeylerinin yüksek ve çok yüksek (f=270, %74.4) olduğunu belirtmişlerdir. Benzer şekilde, öğrencilerin verdiği cevaplara bakıldığında arkadaşları ile iletişim düzeylerinin yüksek ve çok yüksek (f=310, %68.2) olduğu görülmektedir. Öğrencilerin şiddette bulunma ve şiddet görme davranışlarına bakıldığında; okulda şiddette bulunma durumu hayır (f=367, % 80.8) olduğunu belirten grup evet (f=58, %12.8) diyene göre oldukça yüksektir. Genel olarak şiddete uğrama durumlarında ise hayır (f=331, %72.9) grubu evet (f=48, %10.6) grubuna oranla oldukça yüksektir. Lise öğrencilerinin arkadaş ve aile ile iletişim düzeylerine bakıldığında her ikisinde de %46 ve %47 oranında iletişim düzeyi çok yüksektir. Verilerin Toplanması ve Veri Toplama Araçları Araştırma verileri ölçek formları ile toplanmıştır. Ölçek formlarının incelenmesi sonucunda gerekli özen gösterilmeden doldurulan dokuz ölçek formu ve 13 uç değerin yer aldığı formlar ayıklanmıştır. Verilerin analizinde 454 ölçek formu kullanılmıştır. Ölçek formunda yer alan bağımsız değişkenler lise öğrencilerinin; cinsiyetleri, kendilerini derslerinde başarılı bulup bulmadıkları, okulda bir şiddet davranışında bulunup bulunmadıkları, genel olarak şiddete uğrayıp uğramadıkları, aileleri ve arkadaşlarıyla iletişim düzeyleridir. Öğrenciler kendisinin hangi duruma ait olduğunu algılıyorsa o bölümü işaretlemişlerdir. Bağımsız değişkenlerin kategorilerinin (Evet/Hayır ya da Çok düşük/ Düşük/ Kısmen/ Yüksek/Çok yüksek) oluşturulmasında uzman görüşlerine başvurulmuştur. Bağımsız değişkenler aşağıda yer aldığı şekli ile öğrencilerin algıları doğrultusunda ölçülmüştür: Kendini derslerinde başarılı buluyor musun? Evet ( ) Hayır ( ) Okulda hiç şiddet davranışında bulundun mu? Evet ( ) Hayır ( ) Genel olarak şiddete uğradın mı? Evet ( ) Hayır ( ) Ailen ile iletişim düzeyin nedir? Çok Düşük ( ) Düşük ( ) Kısmen ( ) Yüksek ( ) Çok Yüksek ( ) Arkadaşların ile iletişim düzeyin nedir? Çok Düşük ( ) Düşük ( ) Kısmen ( ) Yüksek ( ) Çok Yüksek ( ) Bağımsız değişkenlerin saptanmasından sonra Hill ve Werner (2006) tarafından geliştirilen ve Savi (2011) tarafından Türkçeye uyarlanan okula bağlanma ölçeği kullanılmıştır. Bu ölçek toplam 15 maddelik, 5’li Likert tipindedir. Okula bağlanma ölçeğinin geçerlik ve güvenirliğine ilişkin bulgular incelendiğinde yapı geçerliğine ilişkin (KMO) değeri .91, Bartlett’s sonuçları 4118.237 (p<.000) bulunmuştur. Faktör analizi ile ölçeğin üç faktörlü yapıya sahip olduğu, toplam varyansın % 74.55’ini açıkladığı ve faktör yüklerinin .59 ile .83 arasında değiştiği saptanmıştır. Cronbach alfa katsayı değerinin ise (α =.91) olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Okula bağlanma ölçeğinin doğrulayıcı faktör analizi (DFA) sonuçları incelendiğinde bütün maddelerin t değerlerinin .05 düzeyinde manidar olduğu görülmüştür. P değeri ise 0.00000 bulunmuştur ve p değeri .05 düzeyinde manidardır. Çokluk, Şekercioğlu ve Büyüköztürk’e (2016) göre, DFA’da p değeri beklenen kovaryans matrisi ile gözlenen kovaryans matrisleri arasındaki farkın (X2 değerinin) manidarlığı hakkında 101 International Online Journal of Educational Sciences, 2018, 10 (2), 97-115 bilgi vermektedir. Doğal olarak p değerinin manidar olmaması arzu edilen bir durumdur. Ancak örneklemin büyük olmasından dolayı p değerinin manidar olması normaldir ve bu nedenle iki matris arasındaki uyuma ilişkin aşağıda yer alan uyum indekslerinin incelenmesinde yarar vardır. Uyum iyiliği indeksleri ise aşağıda Tablo 2’de sunulmuştur. Tablo 2. Okula bağlanma ölçeğinin uyum iyiliği indeksleri ve değerleri Uyum İyiliği İndeksi Değerleri X2 186.20 df 62 X2/df 3.00 SRMR .04 NNFI .98 CFI .98 GFI .94 AGFI .91 RMSEA .066 Tablo 2’ye göre uyum iyiliği indeksi (X2=186.20) ve serbestlik derecesi (sd=62) incelendiğinde; (X2/sd) 3.00 olarak bulunmuştur. Bu değerin 3’ün altında olması mükemmel uyuma 5’in altında olması ise orta düzeyde uyuma karşılık gelmektedir (Kline, 2005). Bu çerçevede, bu araştırmada X2/sd oranının iyi düzeyde uyum iyiliği değeri verdiği söylenebilir. Standardize edilmiş RMR’ın uyum iyiliği indeksinin .04 olduğu görülmektedir. RMR ve standardize edilmiş RMR’ın .05’in altında olması mükemmel uyuma karşılık gelmektedir (Jöreskog ve Sörbom, 1993). Bu çerçevede, satandardize edilmiş RMR’ın mükemmel bir uyuma sahip olduğu söylenebilir. NNFI ve CFI uyum iyiliği indeksleri incelendiğinde NNF’in .98 ve CFI’ın .98 olduğu görülmektedir. NNFI ve CFI indekslerinin .95’in üzerinde olması mükemmel uyuma, .90’ın üzerinde olması iyi uyuma karşılık gelmektedir (Sümer, 2000; akt. Çokluk, Şekercioğlu ve Büyüköztürk, 2016). Bu araştırmada NNFI ve CFI indekslerinin mükemmel bir uyuma sahip olduğu söylenebilir. GFI değeri .94 ve AGFI değeri .91 olarak bulunmuştur. GFI ve AGFI indekslerinin .95’in üzerinde olması mükemmel uyuma, .90’ın üzerinde olması ise iyi uyuma karşılık gelmektedir (Hooper, Caughlan ve Mullen, 2008; akt. Çokluk, Şekercioğlu ve Büyüköztürk, 2016). Bu araştırmada hem GFI hem de AGFI değerinin iyi bir uyuma sahip olduğu söylenebilir. Son olarak, yol şemasındaki RMSEA incelendiğinde .066 düzeyinde bir uyum iyiliği indeksi elde edildiği görülmektedir. RMSEA’nın .08’den küçük olması iyi uyuma işaret etmektedir (Jöreskog ve Sörbom, 1993; akt. Çokluk, Şekercioğlu ve Büyüköztürk, 2016). Bu çerçevede bu araştırmada okula bağlanma ölçeğinin uyum iyiliği indeksinin iyi olduğu söylenebilir. Araştırmanın diğer bağımlı değişkeni olan saldırganlık ölçeği ise Buss ve Durkee (1957) tarafından geliştirilmiş ve Buss ve Perry (1992) tarafından güncellenmiş olan ‘Aggression Questionnaire’ ölçeğidir. Bu ölçek Can (2002) tarafından Türkçeye çevrilmiş ve uyarlaması yapılmıştır. Saldırganlık ölçeği 34 maddelik ve 5’li Likert tipinde bir ölçektir. Saldırganlık ölçeğinin geçerlik ve güvenirliğine ilişkin bulgular incelendiğinde yapı geçerliğine ilişkin (KMO) değeri .93, Bartlett’s sonuçları 7656.502 (p<.000) bulunmuştur. Faktör analizi ile ölçeğin yedi faktörlü yapıya sahip olduğu, toplam varyansın % 60.89’unu açıkladığı ve faktör yüklerinin .45 ile .84 arasında değiştiği saptanmıştır. Cronbach alfa katsayı değerinin ise (α =.93) olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Saldırganlık ölçeğinin doğrulayıcı faktör analizi (DFA) sonuçları incelendiğinde bütün maddelerin t değerlerinin .05 düzeyinde manidar olduğu görülmüştür. P değeri .05 düzeyinde manidardır (p= 0.00000). Uyum iyiliği indeksleri ise aşağıda Tablo 3’te sunulmuştur. 102 Fatih Mutlu Özbilen, Anıl Kadir Eranıl & Mehmet Özcan Tablo 3. Saldırganlık ölçeğinin uyum iyiliği indeksleri ve değerleri Uyum İyiliği İndeksi Değerleri X2 2754.45 df 517 X2/df 5.32 SRMR .06 NNFI .95 CFI .95 GFI .74 AGFI .70 RMSEA .098 Tablo 3’e göre uyum iyiliği indeksi (X2=2754.45) ve serbestlik derecesi (sd=517) incelendiğinde; (X2/sd) 5.32 olarak bulunmuştur. Bu çerçevede, bu araştırmada X2/sd oranının zayıf düzeyde uyum iyiliği değeri verdiği söylenebilir. Standardize edilmiş RMR’ın uyum iyiliği indeksinin .06 olduğu görülmektedir. RMR ve standardize edilmiş RMR’ın .08’in altında olması iyi uyuma karşılık gelmektedir (Brown, 2006). Standardize edilmiş RMR’ın iyi bir uyuma sahip olduğu söylenebilir. NNFI ve CFI uyum iyiliği indeksleri incelendiğinde NNF’in .95 ve CFI’ın .95 olduğu görülmektedir. Bu araştırmada NNFI ve CFI indekslerinin mükemmel bir uyuma sahip olduğu söylenebilir. GFI değeri .74 ve AGFI değeri .70 olarak bulunmuştur. Hem GFI hem de AGFI’nin zayıf uyuma sahip olduğu söylenebilir. Son olarak, yol şemasındaki RMSEA incelendiğinde .098 düzeyinde bir uyum iyiliği indeksi elde edildiği görülmektedir. Bu çerçevede bu araştırmada saldırganlık ölçeği uyum iyiliği indeksinin zayıf olduğu söylenebilir. Verilerin Analizi Araştırmanın verileri paket programlar ile analiz edilmiştir. Verilerin analiz sürecinde parametrik istatistik tekniklerinin öncül kriteri olan normallik varsayımı Kolmogorov-Smirnov testi ve varyansların homojenliği testi olan Levene istatistiği bağımsız değişkenin tüm alt gruplarında uygulanmıştır. Bu analizler sonucunda; bağımsız örneklemler için t-Testi, Mann Whitney U testi, Kruskal Wallis H testi ve Yek Yönlü ANOVA ile Tukey çoklu karşılaştırma testleri ve Spearman’srhokorelasyon analizi kullanılmıştır. Betimsel istatistiklerden faydalanılmış ve araştırmanın anlamlılık düzeyi .05 olarak belirlenmiştir. Ölçeğin doğrulayıcı faktör analizinin yapılmasında uyum iyiliği indeks (X2/sd, SRMR, NNFI, CFI, GFI ve AGFI) düzeylerine bakılmıştır ve yol şemasındaki RMSEA değeri incelenmiştir. Etki büyüklüklerinin hesaplanmasında Eta kare (𝛈𝟐) ve Jonckheere-Terpstra etki büyüklüğü hesaplama formülleri kullanılmıştır (Kilmen, 2015). Analiz türüne göre etki büyüklüğünün hesaplanma formülleri; Bağımsız örneklemler t testi için; 𝛈𝟐= 𝒕𝟐 𝒕𝟐+( 𝒏𝟏+𝒏𝟐−𝟐) Mann Whitney U testinde etki büyüklüğü aşağıdaki formül ile hesaplanmaktadır (Field, 2009; Pallant, 2007; akt: Kilmen, 2015). 𝒁 Mann Whitney U testi için; 𝒓 = √𝒏 Sonuçların yorumlanmasında Tablo 4’te yer alan Cohen (1988) etki büyüklüğü değerleri dikkate alınmıştır. Tablo 4. Cohen etki büyüklüğü Etki Büyüklüğü r Düşük 0.1 Orta 0.3 Büyük 0.5 Kaynak; (Cohen1988; akt. Kilmen, 2015). Bağımlı değişkenlerin ortalama puanlarının değerlendirilmesinde ölçeklerin kesim noktaları dikkate alınarak yorumlama yapılmıştır. Bu bağlamda, Çok yüksek: 4.20 – 5.00 / Yüksek: 3.40 – 4.19/ Orta: 2.60 – 3.39/ Düşük: 1.80 – 2.59 / Çok düşük: 1.00 – 1.79 şeklinde puanlandırılmıştır. 103 International Online Journal of Educational Sciences, 2018, 10 (2), 97-115 Bulgular Araştırmanın amacı çerçevesinde cevap aranacak araştırma sorularına ilişkin bulgulara bu bölümde yer verilmiştir. Bulguların yorumlanmasına ise tartışma sonuç bölümünde yer verilmiştir. Aşağıda Tablo 5’te lise öğrencilerinin okula bağlanma ve saldırganlık düzeylerine ilişkin betimsel istatistikler ve Kolmogorov-Smirnov Z puanları sunulmuştur. Tablo 5. Lise öğrencilerinin okula bağlanma ve saldırganlık düzeyine ilişkin betimsel istatistikler ve Kolmogorov-Smirnov Z puanları N Ortalama Anlamı 𝐊𝐲 𝐁𝐒 Ss Okula bağlanma 3.77 Yüksek .419 -.828 .86 düzeyi 454 Saldırganlık 2.73 Orta -.388 .223 .85 düzeyi Okula bağlanma düzeyi Kolmogorov-Smirnov Z puanı .91; p=.000 Saldırganlık düzeyi Kolmogorov-Smirnov Z puanı .03; p=.161 Tablo 5 incelendiğinde 454 lise öğrencisinin okula bağlanma düzeyi 5 üzerinden 3.77 ve saldırganlık düzeyi 5 üzerinden 2.73 olarak bulunmuştur. Verilerin dağılımı incelendiğinde çarpıklık ve basıklık katsayılarının ±1 aralığında yer aldığı görülmektedir. Bu durum tek değişkenli normallik varsayımının sağlanabileceğine yönelik bilgi vermektedir (Leech, Barrett ve Morgan, 2005). Ancak yapılan normallik varsayımı testi ile okula bağlanma bağımlı değişkeninin Kolmogorov-Smirnov Z puanı .91 ve saldırganlık düzeyi bağımlı değişkeninin Kolmogorov-Smirnov Z puanı da .03 olarak bulunmuştur. Analiz türünün seçilmesinde sadece bu sonuçların dikkate alınması da yeterli değildir (Kilmen, 2015). Başka bir ifade ile verilerin analiz edilmesinde bağımlı değişkenin normal dağılım göstermesi yeterli değildir. Bunun için bağımlı değişkenin bağımsız değişkenin bütün kategorilerinde normal dağılım sergilemesi gerekmektedir. Bu durum dikkate alınarak aşağıda yer alan analiz türleri seçilmiştir. Aşağıda Tablo 6’da lise öğrencilerinin okula bağlanma düzeyinin kendilerini derslerinde başarılı bulma değişkenine göre incelenmesi için yapılan Mann Whitney U testi analizi sonuçları sunulmuştur. Tablo 6. Lise öğrencilerinin okula bağlanma ortalama puanlarının kendilerini derslerinde başarılı bulma bağımsız değişkenine göre Mann Whitney U Testi analizi sonuçları Kendini Gruplar N 𝐗̅ S.T. S.O. z r U p derslerinde başarılı Evet 337 3.92 230.37 77633.50 buluyor -6.545 -0,318 7627.500 .000* musun? Hayır 84 3.20 133.30 11197.50 p<.05* Tablo 6’ya göre lise öğrencilerinin okula bağlanma düzeyi ortalama puanına göre ‘Kendini derslerinde başarılı buluyor musun?’ sorusuna verdikleri cevaplar incelendiğinde ‘evet’ ile ‘hayır’ cevapları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık vardır ( p<.05). Bu farklılığa göre ‘evet’ cevabı veren grubun ortalama puanı (3.92) ‘hayır’ (3.20) diyen gruba göre daha yüksektir. Etki büyüklüğü hesaplaması ise aşağıda sunulmuştur. 𝑍 −6.545 𝑟 = = =−0.318 √𝑛 √421 Tablo 6’da yer alan bulgular çerçevesinde, yapılan etki hesaplamasına göre hesaplanan etki büyüklüğünün orta düzeyde (-0.318) olduğu söylenebilir. Başka bir ifade ile lise öğrencilerinin kendilerini derslerinde başarılı görme durumları okula bağlanma düzeyi üzerinde ‘orta’ düzeyde etkiye sahiptir. 104 Fatih Mutlu Özbilen, Anıl Kadir Eranıl & Mehmet Özcan Aşağıda Tablo 7’de lise öğrencilerinin okula bağlanma düzeyinin aile ve arkadaşları ile iletişim düzeyi değişkenlerine göre incelenmesi için yapılan Kruskal Wallis H testi ve anlamlı çıkan ikili grupların karşılaştırılması için de Mann Whitney U testi analizi sonuçları sunulmuştur. Tablo 7.Lise öğrencilerinin okula bağlanma ortalama puanlarının öğrencilerin aile ve arkadaşları ile iletişim düzeyi bağımsız değişkenine göre Kruskal Wallis H ve Mann Whitney U testi analizi sonuçları Değişken N S.T. Sd. x2 Std. J-T p Statistic Aile ile Çok düşük 19 73.37 i iletişim Düşük 25 153.54 y e z düzeyiniz Kısmen 49 151.77 4 35.272 0.293 .000* ü d nedir? a Yüksek 99 183.56 m n Çok Yüksek 171 205.99 a ğl Arkadaşların Çok düşük 9 76.17 a b a ile iletişim Düşük 16 127.94 l u düzeyin Kısmen 30 120.50 4 30.468 0.249 .000* k O nedir? Yüksek 101 181.87 Çok Yüksek 209 201.33 Gruplar N 𝐗̅ S.T. S.O. z r U p Çok Düşük 19 2.75 16.16 307.00 -2.857 -0.430 117.000 .004* Düşük 25 3.61 27.32 683.00 i Çok Düşük 19 2.75 21.89 416.00 226.000 y -3.276 - 0.397 .001* e z Kısmen 49 3.62 39.39 1930.00 ü d Çok Düşük 19 2.75 27.95 531.00 341.000 m -4.392 -0.404 .000* i Yüksek 99 3.83 65.56 649.00 ş i et Çok Düşük 19 2.75 37.37 710.00 520.000 il -4.861 -0.352 .000* e Çok Yüksek 171 3.97 101.96 71435.00 l i e Düşük 25 3.61 73.98 1849.50 1524.500 il -2.316 -0.165 .021* A Çok Yüksek 171 3.97 102.08 17456.50 Kısmen 49 3.62 84.74 4152.50 2927.500 -3.215 -0.216 .001* Çok Yüksek 171 3.97 117.88 20157.50 Çok Düşük 9 2.78 25.11 226.00 181.000 -2.985 -0.284 .003* yi Yüksek 101 3.80 58.21 5879.00 e z Çok Düşük 9 2.78 39.44 355.00 310.000 ü d -3.406 -0.230 .001* m Çok Yüksek 209 3.94 112.52 23516.00 şi Düşük 16 3.38 43.50 696.00 560.000 ti -1.969 -0.182 .049* e Yüksek 101 3.80 61.46 6207.00 l i le Düşük 16 3.38 71.19 1139.00 1003.000 rı i Çok Yüksek 209 3.94 116.20 24286.00 -2.668 -0.177 .008* a l ş Kısmen 30 3.34 48.52 1455.50 990.500 a d -2.875 -0.251 .004* a Yüksek 101 3.80 71.19 7190.50 k r A Kısmen 30 3.34 74.27 2228.00 -3.877 -0.250 1763.000 .000* Çok Yüksek 209 3.94 126.56 26452.00 p<.05* Tablo 7’ye göre okula bağlanma düzeyi açısından lise öğrencilerinin ‘Aileniz ile iletişim düzeyiniz nedir ve arkadaşlarınız ile iletişim düzeyiniz nedir?’ sorularına verilen cevaplarda anlamlı bir farklılığın olduğu görülmektedir. Bu farklılığın hangi ikili gruplardan kaynaklandığını görmek için yapılan Mann WhitneyU testi sonuçları ise Tablo 8’de verilmiştir. Bu farklılık ikili gruplar arasında iletişim düzeyi yüksek olan grubun lehinedir. Tüm ikili gruplarda aile ve arkadaş ile iletişim düzeyi okula bağlanma üzerinde düşük ve orta etki 105 International Online Journal of Educational Sciences, 2018, 10 (2), 97-115 düzeyinde sıralanmaktadır. ‘Johnckheere- Terpstra’ etki büyüklüğü incelendiğinde hem aile (0.293) hem de arkadaş ile (0.249) iletişim arttıkça okula bağlanma durumu ‘düşük’ düzeyde artmaktadır. Aşağıda Tablo 8’de lise öğrencilerinin saldırganlık düzeylerinin kendilerini derslerinde başarılı bulma durumuna göre inceleyen Mann Whitney U testi analizi sonuçları sunulmuştur. Tablo 8. Lise öğrencilerinin saldırganlık ortalama puanlarının öğrencilerin kendilerini derslerinde başarılı bulma bağımsız değişkenine göre Mann Whitney U Testi analizi sonuçları Kendini Gruplar N 𝐗̅ S.T. S.O. z r U p derslerinde Evet 337 2.68 202.51 68247.50 başarılı buluyor -2.866 -0.139 11294.500 .004* Hayır 84 2.90 245.04 20583.50 musun? p<.05* Tablo 8’e göre lise öğrencilerinin saldırganlık düzeyine göre ‘Kendini derslerinde başarılı buluyor musun?’ sorusuna verdikleri cevaplar incelendiğinde evet ile hayır cevapları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık vardır (p<.05). Bu farklılığa göre saldırganlık düzeyi yüksek olan grup kendisini derslerinde başarılı olarak görmeyen gruptur. Etki büyüklüğünün ise düşük düzeyde olduğu söylenebilir (r=- 0,139). Başka bir ifade ile derste başarılı olmama durumu saldırgan olma üzerinde düşük düzeyde etkiye sahiptir. Aşağıda Tablo 9’da lise öğrencilerinin saldırganlık düzeyinin şiddete uğrama ve okulda şiddette bulunma durumlarına göre anlamlı farklılık gösterip göstermediği incelenmiştir. Tablo 9. Lise öğrencilerinin saldırganlık ortalama puanlarının şiddete uğrama ve okulda şiddette bulunma bağımsız değişkenlerine göre t-testi analizi sonuçları Şiddet tTesti Durumu N 𝐗̅ ss Sd t p Genel olarak şiddete Evet 48 3.31 .775 377 5.578 .000* uğradın mı? Hayır 331 2.61 .826 Okulda hiç şiddet Evet 58 3.42 .767 423 7.079 .000* davranışında bulundun mu? Hayır 367 2.61 .807 p<.05* Tablo 9’a göre lise öğrencilerinin saldırganlık düzeyi ortalama puanına göre ‘Genel olarak şiddete uğradın mı?’ sorusuna verilen cevaplar arasında anlamlı bir farklılık vardır ve bu farklılığa göre evet (3.31) diyen grubun saldırganlık düzeyi hayır (2.61) diyen gruba göre daha yüksektir. Aynı tabloda ‘Okulda şiddette bulundun mu?’ sorusuna verilen cevaplar arasında anlamlı bir farklılık vardır ve bu farklılığa göre evet diyenlerin saldırganlık düzeyi (3.42) hayır (2.61) diyenlere göre daha yüksektir. Eta kare (η2) hesaplaması ile bağımsız değişkenlerin (genel olarak şiddete uğrama ve okulda hiç şiddette bulunma) açıklanan değişkenlik yüzdesi aşağıdaki sunulmuştur. Buna göre; η2(genel olarak şiddete uğrama)=0.076 ve η2(Okulda şiddet davranışında bulunma)=0.105 etki sonuçları bulunmuştur. Bu sonuçlara göre hem genel olarak şiddete uğrama durumu hem de okulda şiddette bulunma durumu öğrencilerin saldırganlıkları üzerinde düşük düzeyde etkiye sahiptir. Başka bir ifade ile öğrencilerin saldırganlık düzeylerindeki değişimin yaklaşık %10’u genel olarak şiddete uğrama ve okulda şiddette bulunma değişkenleri ile açıklanabilir. Aşağıda Tablo 10’da lise öğrencilerinin saldırganlık düzeylerinin aileleri ile iletişim düzeyine göre anlamlı farklılaşıp farklılaşmadığı sunulmuştur. 106
Description: