ebook img

el-esmâü'l-hüsnâ PDF

544 Pages·2012·2.43 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview el-esmâü'l-hüsnâ

EL-ESMÂÜ’L-HÜSN (Allah’ın (c.c.) Güzel İsimleri) İkinci Bölüm (49 İsim) Yüksel Şenel Araştırmacı Yazar 2 EL-ESMÂÜ’L-HÜSN OKU Kİ ANLA! ANLA Kİ ANLAT! ÖĞREN Kİ ÖĞRET! EL-ESMÂU’L-HÜSNÂ’YI… ÖNCE ZİKRET! SONRA FİKRET! DAHA SONRA ŞÜKRET! HİÇ AKLINDAN ÇIKARMA! SENİ BİR NUTFEDEN YARATAN, ZÜL-CELÂL-İ VE’L İKRÂM’I… Araştırmacı Yazar Yüksel Şenel Dizgi Mehmet Tarık Talha KAPLAN Tasarım - Konsept Arjantin Caddesi Kader Sokak 14/1 G.O.P. / ANKARA T: (0312) 426 66 17 - 18 F: (0312) 426 66 19 www.spiart.com.tr İletişim Adresi [email protected] www.yukselsenel.com Birinci Baskı / Ankara - 2011 EL-ESMÂÜ’L-HÜSN l 3 İÇİNDEKİLER 05……………..……………………………… El-Hakk (c.c.) 17…………..………………………………… El-Vekîl (c.c.) 32…………………………………………….. El-Kaviyy (c.c.) 46…………………………………………..… El-Metîn (c.c.) 56………………………………………..…….El-Veliyy (c.c.) 69………………………………………..…… El-Hamîd (c.c.) 82………………………………………..…… El-Muhsî (c.c.) 92………………………………………..…… El-Mübdi’ (c.c.) 104…………………………………………… El-Muîd (c.c.) 119…………………………………………… El-Muhyî (c.c.) 131…………………………………………… El-Mümît (c.c.) 143…………………………………………… El-Hayy (c.c.) 153…………………………………………….El-Kayyûm(c.c.) 164…………………………………………….El-Vâcid (c.c.) 176…………………………………………… El-Mâcid (c.c.) 188…………………………………………… El-Vâhid (c.c.) 188…………………………………………… El-Ehad (c.c.) 202…………………………………………… Es-Samed (c.c.) 217…………………………………………… El-Kâdir (c.c.) 229…………………………………………… El-Muktedir (c.c.) 240…………………………………………… El-Mukaddim (c.c.) 240…………………………………………… El-Muahhir (c.c.) 251…………………………………………… El-Evvel (c.c.) 261…………………………………………… El-Âhir (c.c.) 270…………………………………………… Ez-Zâhir (c.c.) 280…………………………………………… El-Bâtın (c.c.) 291…………………………………………… El-Vâlî (c.c.) 301…………………………………………… El-Müteâlî (c.c.) 310…………………………………………… El-Berr (c.c.) 4 l EL-ESMÂÜ’L-HÜSN 326…………………………………………… Et-Tevvâb (c.c.) 336…………………………………………… El-Müntekim (c.c.) 350…………………………………………… El-Afüvv (c.c.) 359…………………………………………… Er-Raûf (c.c.) 369……………………………………....El-Mâliku’l-Mülk (c.c.) 379………………………………… Zül-Celâli Ve’l-İkrâm (c.c.) 388…………………………………………… El-Muksit (c.c.) 397…………………………………………… El-Câmi’ (c.c.) 407…………………………………………… El-Ğaniyy (c.c.) 418…………………………………………… El-Muğnî (c.c.) 428…………………………………………… El-Mâni’ (c.c.) 439…………………………………………… Ed-Dârr (c.c.) 451…………………………………………… En-Nâfi’ (c.c.) 461…………………………………………… En-Nûr (c.c.) 472…………………………………………… El-Hâdî (c.c.) 484…………………………………………… El-Bedî’ (c.c.) 495…………………………………………… El-Bâkî (c.c.) 507…………………………………………… El-Vâris (c.c.) 518…………………………………………… Er-Raşîd (c.c.) 529…………………………………………… Es-Sabûr (c.c.) 542......................................................... Son Söz 543…………………………………………… Dipnotlar EL-ESMÂÜ’L-HÜSN l 5 EL-HAKK (C.C) 6 l EL-ESMÂÜ’L-HÜSN El-Hakk (c.c.) Allah’ın doksan dokuz isminden biridir. Lügat manası: Varlığı hiç değişmeyen, sürekli olarak var olandır. Kur’an- ı Kerim’de 247 yerde geçmektedir. Örneğin “Hakk” bir ayette, “görünen ve görünmeyen âlemlerin sahibi” Melîk ismi ile birlikte kullanılmaktadır.1 Bazı ayetlerde ise 99 isim listesinde olmayan, “besleyip geliştiren”anlamındaki “Rabb”, gerçek dost ve yardımcı manasındaki “Mevlâ”2 ile birlikte kullanılmaktadır. Abdullah b. Abbas’ın rivayet ettiği bir hadiste Resulü Ekrem teheccüd namazında: “Allah’ım! Sen haksın, vaadin hak, sözün haktır. Sana kavuşmak haktır. Cennet hak, Cehennem haktır. Peygamberler haktır. Kıyametin kopması haktır.” diye dua eder- lerdi, diye buyurmuşlardır.3 Buna göre “Hakk” sıfat anlamı ile “Vâcibü’l-Vücûd” (varlığı kendisinden ve zaruri olan) kavramı ile de birleşir. Onun için Gaz- zâlî “Hakk”ı bu manasıyla zâtî isimlerden saymış ve onun el-Es- mâü’l-Hüsnâ içinde Lafz-ı Celal’den sonra hemen geldiğini söylemiştir. Kısacası “Hak” fiilen var olan, ezelî ve ebedî mevcu- diyeti ve ulûhiyeti gerçek olan anlamına gelmektedir. AYETLERİN IŞIĞINDA HAKK İSMİ ŞERİFİ Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in Yunus suresi 30. ayetinde Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “İşte orada herkes dünyada yap- mış olduğunu bilir ve gerçek (Hakk) Mevlaları olan Allah’a dön- dürülürler. Uydukları putları ise kaybolup gitmiştir.” Böylece Rabbü’l-Âlemîn, Kur’an’da kendisini böyle tanımlıyor. Ey insanlar! Sizi yaratıp dünyaya gönderen Rabbiniz, kıyamet günü gelince sizi suale çekecektir. Dünyada iken düzgün yaşayan, iman edip güzel ameller işleyen kimseler mükâfatlarını alacak, kâfirler küfürlerinin cezasını çekeceklerdir. Allah katında hiç kim- senin ameli zayi olmaz. Herkes amelinin karşılığını alır. Kâfirlerin Allah’a eş koştukları putlar ise kendiliğinden yok olup EL-ESMÂÜ’L-HÜSN l 7 gitmişlerdir. Kendilerini bile korumaktan aciz bu putların başka- larına karşı hayrı dokunabilir mi? Yunus suresi 26. ayetten 70. ayete kadar Yüce Rabbimiz bizi uyarıyor. Allah’ın birliğine, Resulün doğruluğuna, ahiret gününün kat’î olduğuna, orada sorgu ve sual edilip adaletin tecellî edece- ğine vurguda bulunarak inananlara mükâfat var, inanmayanları ise büyük azap beklemektedir, diyor. Rivayet edildiğine göre ölümünden sonra Cüneyd Bağdâdî bir dostunun rüyasına girdi. O dostu sordu: “Ya Cüneyd! Rabbin sana orada ne yaptı, ne gibi bir muamele ile karşılaştın?” deyince Cü- neyd şu cevabı verdi: “Dünyadaki işaretler, ibareler, şu ilimler yok olup gitti. Hepsi kaybolup boşa gitti. Yalnız seher vaktinde kıldığı- mız namazlardan başka hiçbir şey bize yarar sağlamadı.” Yine Yüce Rabbimiz buyuruyor ki: “İşte gerçek Rabbiniz olan Allah budur.” Yegâne ibadete müstahak olan gerçek Rabbiniz ve ilâhınız O’dur. O’nun dışındaki bütün mabutlar batıldır. O’ndan başka ilâh yoktur. O tektir ve ortağı yoktur. Yine Yunus suresi 31. ayette: “De ki size gökten ve yerden rızık veren kimdir?” diye sorduktan sonra yine kendisi cevaplıyor. “Size rızık veren gerçek Rabbinizdir.” diye buyuruyor. İslâmiyet adeta haklar manzumesidir. Hakları başlıca şu iki kı- sımda toplayabiliriz: 1. Allah’ın kulları üzerindeki hakları 2. Kulların birbiri üzerindeki hakları Yukarıdaki bahislerimizde Allah’ın kullar üzerindeki hakkına de- ğindiğimiz için burada kulun, kul üzerindeki haklarına değinece- ğiz. Kıyamet günü hak sahibi hakkından vazgeçmezse, yarım gram gümüş hakkı diğerine geçmişse o zatın cemaatle kılmış, kabul edilmiş yediyüz namazı alınıp hak sahibine verilecektir. 8 l EL-ESMÂÜ’L-HÜSN Bakınız, Ahmet Doğrusözlü isimli bir yazarımız “İstikamet”isimli bir makalesinde bu konuya nasıl açıklık getiriyor: Kul hakları çeşitlidir. Ana-baba hakları, evlad hakları, hoca hakları, talebe hakları, eşlerin karşılıklı hakları (karı-koca hakları), komşu hakları, umumi olarak Müslümanların hakları, gayri müs- limlerin hakları gibi muhtelif haklar vardır. Sevgili Peygamberimiz, “mûflis”i (iflas etmiş kişiyi) tarif eder- ken buyurdu ki: “Müflis, şu kimsedir ki kıyamette, amel defterinde pek çok namaz, oruç ve zekât sevabı bulunur. Fakat bazılarına çeşitli yön- lerden zararı dokunmuştur. (Kimini dövmüştür, kimine sövmüş- tür.) Sevapları bu hak sahiplerine verilir. Hak sahiplerinin hakları ödenmeden önce, bu kişinin sevapları biterse, onların günahları, bunun üzerine yükletilip Cehennem’e atılır.”4 Kul hakkını ödemek, Allah'ın hakkını ödemekten önce gelir. Kul hakkı olan günahların affı güç ve azapları daha şiddetlidir. Başkasının hakkını yiyen, onunla helâlleşmedikçe affa uğramaz. Yani üzerinde kul hakkı bulunanları Allahu Teâlâ affetmez ve bun- lar Cehennem'de cezalarını çekerler. Şehit olan kimselerin kul borçlarını Allahu Teâlâ öder. Üzerinde kul hakkı bulunduğu hâlde ölen kimse Cennet’e gi- remez. Bir kimse üzerine kul hakkı geçirmişse, bundan dolayı kâfir olmaz. Ama muhakkak kul hakkını ödemesi lazımdır. Üzerinde kul hakkı bulunan kişi, bu dünyada kul haklarını öde- mezse, “Âdil-i Mutlak” olan Allahu Teâlâ, ahirette ondan hak sa- hiplerinin haklarını alıverir. Sevaplarından bir kısmı alınıp onlara verilir. Böylece (sevaplarından bir kısmını vererek) kul hakkını öderse, Cehennem’e girmez. Demek ki kul borcu olan, bu dünya iken helâlleşmelidir. Kul borcu ile ölürsek, birçok sevabımız hak sahiplerine verilir. Seva- bımız kalmazsa, onların günahlarını yüklenmek zorunda kalırız. EL-ESMÂÜ’L-HÜSN l 9 Şu hâlde bir Müslüman’ın hiç sevapları yoksa, yahut hak sa- hiplerine verildiği için bitmişse, kendisinde alacağı (kul hakkı) ola- nın günahlarının bir kısmını yüklenir. Hadis-i Şerif’te zikredildiği gibi, üzerine hak geçen kimsenin verecek sevabı kalmazsa; borçlarını ödemek için Cehennem’e girer, cezalarını çektikten sonra Cennet’e giderler. Bilindiği üzere dünyada da borçlu kimseler, haczedilecek bir şeyleri kalmamışsa hapsediliyorlar. Müslüman ne kadar çok gü- nahkâr olursa olsun, günahlarının cezasını çektikten sonra, mu- hakkak Cennet’e girer. Fakat Cehennem'de ceza çekmek de öyle kolay değildir. Yalnız kâfirler, Cennet’e giremezler. İşlenen günahta kul hakkı da varsa, hakkını hemen ödemek, onunla helâlleşmek, ona iyilik ve dua etmek gerekir. Yine aynı yazarımız, çok kimsenin aklına gelmeyecek bir hu- susa dikkatimizi çekiyor. Namaz kılan Müslüman’ın namaz kılma- yan kimseler üzerinde hakkı doğar, nasıl mı? Bakınız, çeşitli şekillerde hak geçmektedir. Mesela çok kimsenin hatırına gelme- yecek bir hususu dile getirelim. Müslümanların, namaz kılmayan kimseler üzerinde hakları vardır. Seyyid Abdülhakim-i Arvâsî hazretleri buyuruyor ki:“Namaz kıl- mayan namaz kılmamakla bütün müminlere zulmetmiş olur. Çünkü her namazda, (Es-Selâmü aleynâ ve âlâ ibâdillâhi’s-sâli- hîn) (Selam, bize ve Allah’ın salih kullarına olsun) demekle, bütün müminlere dua ediliyor. Her gün beş vakit namazda yirmi bir defa tekrar edilen bu duadan, Müslümanları mahrum bırakmış olur. Yani hakları olan bu duayı terk etmiş olur. Kıyamette bütün mü- minler bu haklarını alırlar.” Bu durumda bir kimse namaz kılmamakla, hem Müslümanlara yapması gereken duayı terk etmiş oluyor; hem de namazı terk et- mekle salih olma vasfını kaybetmiş olduğu için onların duasından istifade edemiyor. 10 l EL-ESMÂÜ’L-HÜSN Yüce Rabbim hepimizi, Hakk’ı bilip hak yolunda yürümeyi nasip etsin. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de Hak Teâlâ “Vetevâsav bi’l-Hakk” diyerek hakkı birbirimize tavsiye etmektedir. Rabbim hepimizi Hak yolunda, Hak için, Hakk’ın emrettiği şekilde yürüye- rek salih ameller işlememizi hepimize nasip etsin inşallah. HADİSLERİN IŞIĞINDA EL-HAKK (c.c.) Yüce Allah her türlü noksanlıklardan uzak olup varlığı ve ilâhlığı en açık bir gerçektir. O, fiilen vardır. Ulûhiyeti, mevcudiyeti gerçektir. O Hak’tır. Hak O’ndan sudur etmiştir. Hz. Ayşe annemizden nakledildiğine göre Hz. Peygamber Efen- dimiz geceleyin namaz için kalktığında, “Allah’ım! Hamd yalnız sanadır!” derdi. Yine bu hadiste şöyle dua ettiği de nakledilmek- tedir: “Hak olan sensin! vaadin de haktır, sözün de haktır! Sana kavuşmak da haktır! Cehennem de haktır, kıyamet de haktır! Pey- gamberler de haktır, Muhammed de haktır.”5 Bir şair diyor ki: Hak sillesin sedası yoktur, Bir vurdum mu hiç devası yoktur. Allah hepimizi o silleden muhafaza buyursun inşallah. Allah’tan başka âlemde ne varsa bütün her şey yok olur. Ya- ratılır, doğar, yaşar ve sonunda ölür. Ancak Allahu Teâlâ’nın varlığı daim ve hiçbir değişikliğe uğramadan devam eder. Bu sırrı ilâhidir. Bakınız mümin kardeşimiz bunu ne güzel ifade ediyor. İnsanlar bir bir gelir, Bir bir gider, Kalan birdir. Gelen gider, Giden dönmez, Bu bir sırdır.

Description:
ğışlanmamızı diliyoruz, kalplerimizden gaflet perdesini kaldır, bizi salih kullarından Yüce Allah ister ki kulları nefislerinin havai hevesine uyup, so- nunda zarar ve tanıttın. Nimetlerin deryasına bizleri daldırıp, gark ettin. Her an.
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.